Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2002 SALI
HABERLER
DÛNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Çok Yönlü Gaz Sorunu
Hani deveye sonmuşlar, "Boynun neden eğri" di-
ye, gülmüş, "Nerem doğru ki" demiş. Bizim do-
ğalgaz sorunu da işte böyle bir şey.
Şimdi bu oldukça karmaşık sorunu elden geldi-
ğince sadeleştirip satır başlanyla özetlemeye ça-
lışalım:
önce inanılmaz gelecek ama, Türkiye'ye üç ül-
keden, dört koldan gelen doğalgazın ülkeye giriş
fiyatı, vanlan anlaşmalar gereği, ticari sır olarak
açıklanmıyor.
Türkmenistan Başkanı Sapar MuratTürkmen-
başı, eski Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in ül-
kesini ziyareti sırasında, iki devlet arasında 1996'da
imzalanan ama çeşitli engellerle yürürlüğe girme-
yen anlaşmaya değinmiş, doğalgaz konusunda
Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşmadan yakın-
mış ve "bizden 42 dolara alacaklan gazı size 110
dolara satacaklar" demişti.
Bu açıklamalar, ticari sır konusunun daha da mi-
de bulandıncı haie gelmesine neden oluyor.
Nasıl olur da şeffaflığın hep gündemde olduğu
bir dönemde, ülkemizin insanlan doğalgaz gibi
stratejik bir konuda, bu enerjinin kaça alındığını bi-
lemezler?
Insanlar doğalgazın kaça alındığını bilemiyorlar,
ama ısıtmanın da ötesinde yaktığını biliyorlar. öy-
le ki, temiz ve ucuz diye hevesle bağlandıklan do-
ğalgazdan karakışın ortasında vazgeçip oduna
kömüre dönüyorlar, bu alandaki satışlar birden
yüzde 50artıyor.
•••
Doğalgazın maliyetfiyatıhakkında rivayet muh-
telif ise de sonuç bir, bu enerjiyi kullananlara ta-
katlannın üstünde faturalar geliyor.
Sonucun birden çok nedeni yar. Bunlardan bi-
rincisi, devletin ve de o pek sevip bağnmıza bas-
tığımız yerel yönetımlerin gaz tüketicisini, yoluna-
cak kaz olarak görmeleri.
Yıne sadeleştirmeye çalışalım, mekanizma şöy-
le işliyor:
BOTAŞ doğalgazı ortalama bir hesaba göre,
105, bir başkasına göre ortalama 180 bin liradan
alıyor, 243 bin liraya satıyor. Birinci hesaba göre,
yüzde 131, ikinci hesaba göre, yüzde 45 bir faz-
Isrfık var.
Belediyeler, 243 bin liradan aldıklan doğalgazın
üstüne, yüzde 45 ekleyip 388.5 liraya satıyoriar.
Tabii burada bu farkların hepsinin kârolmadığı-
nı, arada masraf da bulunduğunu belirtelim.
Vatandaşın çilesi bununla kalmıyor. Aslında dev-
letin temiz ve ucuz enerji diye vatandaşı almaya
teşvik ettiğı doğalgaz zaruri bir tüketim maddesi
olduğu halde, "lüks tüketim maddesi" sayılıp, bun-
dan yüzde 18 oranında KDV alınıyor.
Durun daha bitmedi! Bir de yeni uygulamayla yüz-
de 5 oranında, Akaryakıt Tüketim Vergisi ekleni-
yor ve metrekübü 400 bin liranın üstünde bir ma-
liyet çıkıyor ortaya.
Vatandaş da bağırıyor: "Isınmıyor, yanıyorum...
ImdatL"
• • •
Ayyuka çıkan feryat medyanın da desteğiyle,
Ankara'ya ulaşıyor ve bugün, daha önce kamera-
lar ve mikrofonlar önünde topu hep birbirierine
atan, Enerji Bakanı ile bakanlık yetkilileri, BOTAŞ
ve büyük kentlerin belediye reisleri, Ankara'daki ener-
ji zirvesinde bir araya geliyortar.
Bakalım bu satırlar yazılana kadar kesinleşme-
miş olan yeni fiyat ne olacak, kim hangi oranda öz-
veride bulunacak?
özür dilerim, pişmiş aşa soğuk su katmayayım
ama, şimdiden söyleyeyim, bulunan çözüm ne
olursa olsun, doğalgaz yine, kısa sürede ısıtmak
yerine yakacak.
Çünkü doğalgaz fiyatlannın artması Türk ekono-
misinin başka bir çarpıklığına da bağlı.
Türk/ye'de, vatandaşı yakan olgulardan biri de
fiyatlann dolar, ücretlerin ise TL ile olmasıdır.
Doğalgaz örneğinde bu olgu şöyle yansıyor:
1997 yılında dolar 161 bin, doğalgaz BOTAŞ fi-
yatı 27 bin lira; 1998'de dolar280, doğalgaz 41 bin
TL; 1999'da dolar 417 bin, doğalgaz 65 bin TL;
2000
!
de dolar 678, doğalgaz 106 bin lira; 2001'de
ise dolar 1 milyon 500 bin, doğalgaz 246 bin lira.
Görülüyor ki, fiyatlar dolar, ücretler TL kaldıkça,
vatandaş yanmaya devam edecek.
Buna karşı bir çözüm üretilemez mi?
Üretilebilir ve üretilmiş de... Eski Esenyurt Bele-
diye Başkanı Gürbüz Çapan, bu bölgede doğal-
gazı yüzde 85 daha ucuza mal ediyor.
Gidip kendisine sorayım desem mümkün değil.
Çünkü tutuklu olarak hapiste; belki de hiç sormak
imkânını bulamayacağım, birkaç ay içinde 35 kilo
vermiş, sağlık durumu o kadar bozuk.
Dava beraatle sonuçlansa bile, belki de çok
geç....
Görüyorsunuz sütun normal boyunu aşıp bitti,
sorun hâlâ bitmedi. Gelecek yazıda devam ederiz.
Almanya
MetinKaplan hn
iadesibahardaFRANKFURT
(Comhuriyet) - Halen
Almanya'da cezasııu
çekmekte olan Metin
Kaplan ın Türkiye'ye
iade edilmesi karannın
en azından üç ay
süreceği belirtildi.
Almanya Içişleri
Bakanı OttoSchiry,
daha önce yaptığı
açıklamalarda, Metin
Kaplan'ın Türkiye'ye
cezasının tamamını
çekmeden iade
edilmesinin de
mümkün olduğuna
dikkat çekmişti. 24
Mart 2003 yılına kadar
cezaevinde kalması
gereken Kaplan'ın
konumu, Berlin'in
açık sınır dışı
eğilimine rağmen
belirsizliğini koruyor.
Yılbaşı öncesi
Berlin'de Alman
Içişleri Bakanı Otto
Schily ile konuyu
görüşen îçişleri Bakanı
Rüştü Kaznn
Yücden'in de acele bir
iade beklentisi içinde
olmadığı belirtildi.
Alman gazeteleri,
Türkiye'de ölüm
cezasının yürürlükte
olması ve Kaplan'a
açılacak davanın da
idamı gerektiren
suçlar arasuıda yer
alnıası nedeniyle
iadenin hızla
gerçekleşmeyeceğini
vurguladılar. Almanya
îçişleri Bakanlığı'nın
Kaplan'ı bir an önce
iade etme yanlısı
olduğunu belirten
bakanlık yetkilileri,
Türkiye'nin yanıtının
ilkbahardan önce
gelmeyeceği
kanısındalar.
Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı'nın
katillerinin yargılandığı 22 sanıklı UMUT davasmda karar açıklandı:
CumhuriyetkarşıtlannaidamANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Gazetemiz yazarlan Uğur Mumcu
ile Prof. Dr. Ahmet Taner KışlaJı,
Prof. Dr.Muammer Aksoy, Doç. Dr.
Bahriye Üçok suikastlannm da arala-
nnda bulunduğu 22 olayın faillerinin
yargılandığı "UMUT Davası"nda,
FerhanÖzmen, NecdetYûksel ve Rüş-
tü Aytufan ıdama mahkûm edildi. Sa-
nıklardan ArifTan'nın cezası af kap-
samında ertelenirken, mahkeme, sa-
nıklardan YusufKarakuş u 15 yıl ağır
hapis, Hasan Kıhç'ı örgürün yöneü-
cisi olmaktan 18 yıl 9 ay ağır hapıs,
sanıklardan 11 'ini de 12 yıl 6'şar ay
ağır hapis cezasına çarptırdı.
Ankara 2 No'lu DGM'de görülen
UMUT davasuun karar oturumuna,
tutuklu sanıklar Ferhan Özmen, Nec-
det Yüksel, Rüştü Aytufan, Hasan
Kılıç, YusufKarakuş, Muzaffer Dağ-
deviren, AbdülhamitÇeük, Fatih Ay-
Sanıklar Ferhan
Ozmen, \Necdet
Yüksel ve Rüştü
Aytufan'ın avukaü
mahkemeden.
müvekkiDerinin
işkenceye
uğradıtdannı iddia
ederek bunun tespiri
için uzmanlarca
inceleme \apılmasını
ve eMe edilen tüm
belgeferin
Uhıslararası
tşkenceyi Tespit ve
Önleme
Komisyonu'na
gönderûmesi ve
oradan gelecek
rapor
doğrultusunda
büküm kurulmasuu
istedi. Mahkeme
Başkanı Hüsevin
Eken, "Üla ki bize
zoriuk çıkarmak
istryorsunuz"
söderiyle isteme
tepki gösterdi
• 22 sanıklı "UMUT" davasında, Muammer Aksoy'u öldüren, Bahriye Üçok'a
bombalı paket gönderen ve Uğur Mumcu suikastında yer alan Ferhan Özmen,
Mumcu'nun aracına bombayı yerleştiren Necdet Yüksel ile Kışlalı'nın aracına
bombayı yerleştiren Rüştü Aytufan ölüm cezasına mahkûm edildi.
dm. Mehrnet Şahin. AdilAydın, Meh-
met Gürova, Mehmet Kasap, Hakkı
SeJçuk Şanh, TaHp Özçefik, Mehmet
AB Tekin ile futuksuz sanık Derviş
Polat. sanık avukatlan ile müdahil
avukatlan katıldı.
Mahkeme Başkanı Hüsevin Eken,
13 sanığa haklanndakı suçlamalaragö-
re, CMUK'un "suçun vasıf ve mahi-
yetinin değjşmesi" hükmünü içeren
258/2. maddesi uyannca ek savunma
hakkı verildiğini açıkladı. Ek savun-
malan alınan samklara daha sonra
son sözleri soruldu ve tüm sanıklar,
suçsuz olduklarun söylediler.
Haklannda idam istenen Ferhan
Özmen, Necdet Yüksel ve Rüştü Ay-
tufan'ın avukatı îbrabimCeyhn, mah-
kemeye müvekkillerinin işkenceye
uğradıklarını iddia ederek bunun tes-
piti için uzmanlarca olay yerinde in-
celeme yapılmasım ve elde edilen
tüm belgelerin Türkiye'nin de tarafi
olduğu Uluslararası tşkenceyi Tespit
ve Önleme Komisyonu'na gönderil-
mesi ve oradan gelecek rapor doğrul-
tusunda hüküm kurulmasuu istedi.
Hüseyin Eken, "tüaki bize zoriuk çı-
karmakistiyorsunuz" sözleriyle iste-
me tepki gösterdi. Ceylan'ın istemi
doğrultusunda görüşü sorulan savcı
Hamza Keieş, bu iddiamn daha önce
de ileri sürüldüğünü ve Eskişehir Dev-
let Hastanesi 'nden almmış raporlann
dava dosyasında bulunduğunu belir-
terek, reddedilmesini istedi.
Verilen kısa aranın ardından başkan
Eken, soruşturmanın genişletilmesi is-
teminin "varguamamn gereksiz yere
uzamasma nedenotacağT gerekçesiy-
le reddedildiğini bildirdi. Eken, sanık-
lara son sözlerini yeniden sordu. Sa-
nıklardan Hasan Kıbç, verilecek ka-
rann "Hukuk tarihine kara bir leke
olarak geçmemesini düediğinr söy-
ledi ve tahliyesini istedi. Diğer tüm
sanıklar da suçsuz olduklannı ve tah-
liyelerini istediler. Öğleden sonra ka-
rar için yeniden toplanılan oturumda,
başkan Hüseyin Eken, karan açıkla-
dı. Tutuklu sanıklardan, Ferhan Öz-
men, Necdet Yüksel ve Rüştü Aytu-
fan, "Anayasal düzeni değiştirmeye
cebren teşebbüs" ettiklerinden
TCY'nin 146/1 maddesine göre, ölüm
cezasuıa çarphnldı. Eken, sanıİdann
işledikleri suçun yoğunluğu ve sü-
rekliliği nedeniyle ceza indirimi ya-
pılmadığını bildirdi. Mahkeme baş-
kanı Eken'in idam karannı açıklarken,
kalem kırmaması dikkat çekti.
Iddianameye göre özmen, Muam-
mer Aksoy'u öldürdü, Bahriye Üçok'a
bombalı paketi gönderdi ve Uğur
Mumcu suikasnnda da yer aldı. Ölüm
cezasuıa çarptınlanlardan Yüksel de
Mumcu'nun aracına bombayı yerleş-
tirdi. Rüştü Aytufan da, Kışlalı su-
ikasnnda Ferhan Özmen'in hazırladı-
ğı bombayı, Necdet Yükserin gözcü-
lüğünde araca yerleştirdi.
Dört sanık beraat etti
Eken. sanıklardan Musa Koca, Is-
mail Koçhaa, Şeref Dursun ve Ad-
nan Yükdağ'ın beraat ettiğini bildir-
di. Abdullah Argun Çetin, Mum-
cu'nun taammüden öldürülmesi ola-
yına feri fail olarak katılma suçunu
işlemediğinden beraat ederken, cü-
rüm işlemek amacryla oluşturulan çe-
teye üye olma suçundan hakkında
açılan dava aynlarak ağır cezaya gön-
derildi. Sanıklardan Arif Tan hak-
kındaki dava 4616 sayılı af yasası
uyannca ertelendi. Derviş Polat ile
Yûksel Pekdemir'ın örgüte yardun
yataklıktan 3 yıl 9'ar ay ağırhapis ce-
zasuıa çarptırdı.
Mahkeme, MehmetAB Teldn, Ab-
dül Hamit Çeük Muzaffer Dağdevi-
ren, Fatih Aydıa Mehmet Şahin, Ta-
KpOzçefik,HakkıSelçukŞanh,Meh-
met Kasap,MehmetGürova,Adfl Ay-
dm ve Murat Nazh'yı 12 yıl 6'şar ay
ağırhapis cezasına mahkûm etti. Mah-
keme, YusufKarakuş'u 15 yıl ağır ha-
pis, Hasan Kıhç'ı da, örgütün yö-
neticisi olmaktan 18 yıl 9 ay ağırhapis
cezasma mahkûm etti.
UMUT'un 17 aylık tartışmalı seyrinde Tahran bağlantılı iddialar aydmlatılamadı
Hizbullah operasyonııyla başlayaıı süreçANKARA (CumhuriyetBö-
rosu) - Istanbul Beykoz'da 17
Ocak 2000'de şeriatçı Hizbul:
lah'a yönelik operasyonda el-
de edilen belgelerle Uğur Mum-
cu,AhmetTanerKçfah,Muam-
mer Aksoyve BahriyeÜçok'un
da aralannda bulunduğu faili
meçhul siyasi cinayetlerin "ay-
dmlanhnasına'' varan yargı sü-
reci başladı. 14 Ağustos 2000
tarihinde ilk oturumu yapılan
davada, yaklaşık 17 ay sonra
20. oturumda karar çıku. Kış-
lah'nın aracuıabombayı yerleş-
tirdiği belirtilen OğuzDemir uı
ise Iran'a kaçtığı belirtildi.
UMUT soruşturmasına,
Mumcu suikashnın faillerinin
yakalanması için21 Şubat 2000
tarihinde başlandı. Beykoz ope-
rasyonunda elde edilen belge-
ler ışığında Tevhid-Selam ve
Kudüs Ordusu örgütleri ortaya
çıkanldı. Operasyonda ük gö-
zaltılar, Istanbul'da 6 Mayıs
2000 tarihinde gerçekleşti. Or-
gürün yönetici ve üyesi olduğu
iddia edilen 9 kişinin Mumcu
Müdahil avukatlardan Ceyhan Mumcu:
'Adalet nispi olarakyerinibuldu'
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
UMUT davasının müdahil avukatlann-
dan UğurMumcu'nun ağabeyi Ceyhan
Mumcu, mahkemenin karanyla ilgili
olarak, "Adalet,kısmivenispiolarakye-
rini bukhı" dedi. Ankara Barosu Baş-
kanı SadıkErdoğan da. kendılerine gö-
re, cinayetlerin aydınlandığını söyledi.
Ceyhan Mumcu, davanın sona er-
mesinin ardından Ankara DGM bina-
suıdan aynürken, gazetecilerin sorula-
rmı yanıtladı. Hukukçu olarak böylebir
sonucu beklediğini kaydeden Mum-
cu, Istanbul Adli Tıp Kurumu Başkan-
üğı 'nm olumsuz tutumu nedeniyle ör-
gütün tamamen ortaya çıkanlamadığı-
nı kaydetti. Ankara Barosu Başkanı ve
davanın müdahil avukatlanndan Sa-
dık Erdoğan, davayla bütün faüi meç-
hul cinayetlerin aydınlaüldığmın söy-
lenemeyeceğinibehrterek, "Sadecebir
umut ışığı fOizienmesi oklu diye dfişü-
nuyorum. En azmdan yurekfi olarak
bunlannüzerirıegrOneningerekliolda-
ğuortayaçıktı"dedi. SadıkErdoğan,
birsoru üzerine "UğurMumcu'nun ka-
riBeri yakaland]" rahathğuu sağlama-
ya çalıştığını belirterek, "Mevcut de-
fiHer bazmda bu kisilerden başka kisi-
ter de yok. Onlarm inkâr etmeleri, 'bu
ışıyapmadık" deme)eri,defiDergözönü-
neakHtağmda oldukçabastiddialarola-
rak görülüyor*' diye konuştu.
suikasnnın failleri olduğu, dö-
nemin îçişleri Bakanı Sadetan
Tantan ın yazıh açıklamasıyla
duyuruldu.
YasaîKarakuş ve Abdülha-
mitÇelik'e, 11 Mayıs 2000 ta-
rihinde, Mumcu'nun evinin
önünde tatbikat yaphnldı.
Ankara IlJandarma Alay Ko-
mutanhğı ekipleri, Sincan ya-
kmlannda, 39 el bombası, 46.5
kilogram C-4 plastik patlayıcı,
46 TNT kalıbı ve makineli ta-
banca buldu. Prof. Kışlah su-
ikastırun faili olarak gözalnna
alman Necdet Yüksel'in yer
göstermesi sonucu da, 3 Uzi
marka tabanca, bomba düze-
nekleri, C-4 patlayıcı ele geçi-
rildi.
Suikastlann sorumlusu ola-
rak göstenlen Ferhan Ozmen
ile Necdet Yüksel, tatbikat
yaptınlmasının ardından tu-
tuklandı.
Soruşturmayı yürüten Savcı
HamzaKekş, 11 Temmuz2000
tarihinde, 9 kişi hakkında idam
istemiyle olmaküzere 17 sanık
hakkında dava açtı, 111 kişi
hakkında takipsizrik karan ver-
di, yakalanamayan Rüştü Ay-
tufan ve Oğuz Demir'in dosya-
lannı ise ayırdı. Iddianamede,
sanıklann amaçlanrun. "Tür-
kive'deki me\cut anavasal dü-
zeni sflah zoruyla değiştirerek,
yerinetran rejimine benzer bir
Isiam devieti kurmak" olduğu
belirtildi.
UMUT Davası 'nin ilk oturu-
mu, Ankara 2 No'lu DGM'de
14 Ağustos 2000 Pazartesi gü-
nü yapıldı. Sanıklar, ilk otu-
rumda, işkence gördüklerini
öne sürerek, konuşmaktan ka-
çuıdılar. Daha sonraki aşama-
larda da suçlamalan reddettiler.
Davalar birleştirildi
Savcı Keleş, Prof. Dr. Kış-
lalı'mn aracma bomba koy-
duğunu itiraf eden sanık Rüş-
tü Aytufan hakkında idam is-
temiyle, 3 sanık hakkında da
yardım-yataklık gerekçesiyle
dava açtı.
ikinci dava, 27 Ekim 2000 ta-
rihinde başladı. Mahkeme, 24
Kasım 2000 tarihli duruşmada,
ilk açılan 17 sanıkh dava ile
daha sonra 4 kişi hakJanda açı-
lan davalann birleştirilmesine
karar verdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Istanbul, Ankara, Izmir ve Antalya
barolannın başkanlan, perşembege-
cesi gazetecilerle buluştular. 20 gün
kadar önce yaptıklan birçağnyla ilgi-
li bilgi verdiler. Bu çağn, F tipi ceza-
evlerinde hiçbir mimari ve yasal de-
ğişikliğe gerek olmadan, üç kapı üç
kilidin açılmasıyla ölüm orucu soru-
nunun çözülebileceği şeklindeydi.
Adalet Bakanlığı'nın böyle bir degişik-
llği yapması halinde ölüm orucunda-
kilerin de bu eyleme son vermesi is-
teniyordu.
Baro başkanlan yaptıklan çağnnın
ölüm orucundakilertarafından olum-
lu karşılandığını da açıkladılar. Başkan-
lann şu andaki temel talebi, Adalet Ba-
kanlığı'nın da bu çağnya olumlu ya-
nıt vermesiydi. Yani F tipinde hiçbir mi-
mari, yasal degişikliğe gerek duyma-
dan tecridi kaldırma yönünde bir ira-
denin ortaya konulmasıyla bu iş çö-
zülebilecek noktaya gelmişti.
Yavuz Baydar, CNN'deki progra-
mında Adalet Bakanı Hikmet Sami
Çözüm Umudunu Zorlayalım
Türk'e baro başkanlarının bu çağnsı
konusunda ne düşündüğünü sordu.
Bakan, böyle bir uygulama için yasa
değişikliğine gerek olduğunu belirtti.
Yürürlükteki Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 16. maddesinin, tutuklu ve mah-
kûmlan belli mekânlarda dilekçe ile bir
araya getirmeye amir olduğunu vur-
guladı. Yavuz Baydar "Siz bu çağrı-
yı reddediyorsunuz" dedi.
Adalet Bakanı bunun üzerine şöy-
le bir ekyapmakgereğiniduydu: "Da-
ha öncekisözümü tekrartıyorum; ölüm
orucu bitirilsin, F tipi cezaevleriyle il-
gili, sivil toplum kuruluşlartnın da ka-
tıldığı sempozyum yapalım. Burada
bütün bunlan tart/şıp uluslararası ve
ulusal kuralları gözden geçirelim,"
• • •
Adalet Bakanı'nın bu açıklaması
üzerine Istanbul Barosu Başkanı Yü-
cel Sayman'ı aradım. Yasa değişik-
liğinin gerekip gerekmediğini sordum.
Sayman şöyle yanıtladı: "Bizdörtba-
ronun başkanlan ve yönetim kurulu
üyeleri, kanuni bir degişikliğe gerek
olmadığı görüşündeyiz. Birçok baro
başkanının da aynı görüşte olduğu-
nu biliyoruz. Bu durumda, bu konu-
yu bakana ve hükümetin diğeryetki-
lilerine açıklayabiliriz. Biryorum far-
kı yüzünden bu sorunun ortada kal-
masından yana değiliz."
Yücel Sayman'la bu konuşmalan ya-
parken ölüm sınırındaki insanların
avukatlan gazeteye geldiler. Kendi-
sine bakamaz duruma gelen ölüm
orucu eylemcilerinin tahliyeleriyle ilgi-
li bürokratik süreci hızlandırmaya ça-
lışıyoriardı. Çünkü böyle durumlarda
birgünün bileönemi vardı. Nitekım Iz-
mir'de AJi Çamyar, Tekirdağ'daZey-
nel Karataş yasal sürecin uzaması ne-
deniyle tahliye kararian çıktığı halde
içerideydiler ve yaşamlannı yitirdiler.
Aileleri ve avukatlan zaman korkutu-
yordu.
Önümde bir babanın mektubu du-
ruyor. Malatya'da ölüm orucunu sür-
düren Feride Harman'ın babası
emekli öğretmen Asaf Harman şun-
lan yazryor "Kızım Feride, Malatya ha-
pishanesinde 6. ölüm orucu ekibin-
de. Bugün 180. günlerine vanyor. 30
Aralık günü açık görüş yaparak sarıl-
dım; erimiş, sapsan bedenine. Dokuz
yıllık hasretle sanldım kızıma. 83 ki-
şinin ölmesine rağmen 8 metrekare-
lik birhücrede insanın sosyal bir var-
lık olarakyaşamasının mümkün olma-
dığını anlatamadık. 9 kişinin bir ara-
da çay içmesi, top oynaması devle-
ti nasıl tehlikeye sokuyor, anlamış de-
ğilim... Yazın bunlan köşenizde, bir
şeyleryapın ölümleri durdurmak için,
ne olur."
•••
Bu çağnlan yapınca, birilerinin "On-
lar da zamanında böyle bir eyleme gi-
rişmeselerdi" dediklerini biliyorum.
Burada bir kez daha vurgulamak is-
tiyorum: Ölümü bireylem biçimi ola-
rak hiçbir zaman onaylamadım. An-
cak devletin, bu işin çözümü konu-
sunda daha duyarlı davranmasını da
hep savundum. Tecrit ve izolasyon,
en temel insan haklanna aykındır. Bir-
çok tutuklu ve mahkûm, tek ve üç ki-
şilik hücrelerde kalıyor. Bunu doğru ve
insani görmüyoruz.
Yapılacak olan, bakanlığın tecrit-
ten vazgeçme iradesini ortaya koyma-
sıdır. 9 kişilik ara koridorun kapılan-
nın açılması, ölümü durduracak bir
çözüm. Gelin, bu çözümü hızlandır-
mak için bir şeyler yapalım. ölüm
çözüm değil. Ancak bunu seyretmek
de bir çözüm değil.