Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EYLÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA
DUN1A BASINI
B ERNARD LEWİS:
Türkiye ve Iran
rnodeli karşı
karşıya
Türkiye mi, Iran mı? Bu iki ölkenin toplumsal
yapısı, halen Ortadoğu'da, ûstelik yalnızca
Müslüman bölgelerde değil, yeğlenebilecek
durumda olan iki sosyal ve politik modeldir.
Suriye'den Kırgızistan'a bu iki model karşı
j karşıya yer almakta; açıkça birbirinin düşmanı
| olarak değil, bölgedeki ülkeler üzerinde nüfuz
j sahibi olma yanşmda birer rakip olarak.
Geçen yüzydda Aıap dönyasında büyük
ideolojiler, hep birer düş kınklığına dönüştü. Bir
zamanlar Pan-Arabizmin çabalannın lideri
i olarak kabul edilmiş olan Mısır'ın Devlet
Başkanı Nasır'ın gerçekleştirdiği gibi yalnızca
kendı ülkesinde değil, başka ülkelerde de etkili
olma başansını, başka hiçbir Arap lider
gösteremedi. Saddam Hüseyin, silik bir
kopyadır. Yalnızca Türkiye ve Iran bir ideolojiye,
Ortadoğu'da neyin yanlış olduğunun teşhisine ve
iyileşmesi için gerekli reçeteye sabiptir.Tûrkiye,
en büyük ağırhğı çağdaşlaşmaya vermektedir.
Şurası açık ki, "KemaHzm", bir ülkenin varhğını
I sûrdürebilmesi ve iyi durumda olması için
I ülkenin çağdaş uygarlığa dahil olmasını, kadın-
erkek eşitliğınin kabulünu, çağdaş bilim
dallannda öğrenimi ve dinin ülke yönetimini ve
yargı mekanizmasını hiçbir şekilde
etkilememesini içeren Batı değerlerini
benimsemesi anlamına gelmektedir. Islamcı îran
ise bunlann tam tersini temsil ediyor,
ideolojisinin temeli şöyledir: "Bütün
sorunJarunız, dinimtri ve küttürûmüzü terk etmiş
| ohnamızdan kaynaklanmaktadır; hayaümızda
- şimdiki ve bundan
+ NewYork'a
yapdanterörist
saldmlardansonra
ABD tun teronsttere
karşı aldtğı tavtr Ud
toplum modeti
arasmdald rekabetin
faz/a sürmeyeceğini
gösteriyor. Terörisdere
vurulacak darbe
Sekittendiğindeakla
gdecekolansoru,
Turktyeüelrm ut,
birer aktor olarak mı
kalacağı,yoksa büyük
gûçlerinyem
rekabetûuUalet
olarak
kullanuacaklanm?
ş y y
k u ^ a geri dönerek ekfc
edebiüriz." Bu iki dünya
görüşü, yalnızca bu iki
ülke için değil, Sovyetler
Birliği'nin çöküşünden
sonra doğan Müslüman
ülkeler için de çekici bir
&ce
sahiptir
- B
" ülkeler
^
rekal
f ^ «** .noktasını oluşturmaktadır.
^ l s l a Sdevrnnine
h e m k o n u ş m a m i n d e h e m
d e e y ıe m de hizmet etmesi
için oluşturulan bazı resmi
makamlar var. Bu
makamlar, Suriye, Lübnan
ve birçok ülkede faaliyet
göstermektedir. Türkler
ise misyonerlik yapmaya
f "" " hiç ilgi göstermezler.
' Kemalizmi ihraç etmeye bile kalkışmıyorlar.
I Ama başkalannm hayranlık duyduğu ve taklit
* etmeye çahştığı bir Ömek durumundalar.
Müslüman dünyanın kalan kısmında Türk ve
' îran modelleri arasında dramatik zıtlaşmalar
; yaşanmakta. Cezayir bunun bir örneğidir.
!
Mısır'da güçlü bir militan dinci muhalefet var.
1
Afganistan ve Sudan'da militan dinciler
'< iktidarda. Arap dünyasında ekonomik durum bu
iki modelin birbiriyle nasıl rekabet edeceğini
:
tayin eder. Doğal kaynak yoksulu Afganistan
lslamcı bir devlet oldu; bol petrol sahibi
Kazakistan ise Atatürk'ün hayattayken izlediği
otoriter demokrat çizgiyi izlemekte. Bölgedeki
birçok kişinin bu durumu anlaşılır gibi
görmediği açık. Kendi işlerine sürekli olarak dış
' güçleri kanştırmaktalar. Çünkü bu ülkeler, iki
yüzyıllık kolonyal ve ideolojik işgalden sonra
kendi başlanna karar alma alışkanlığını yitirmiş
l durumdalar. Hepsi, tarih boyunca bağımsızhğını
j asla yitirmemiş olan Türkiye ve îran dışında
| hepsi. New York ve Washington'daki dehşet
> verici olaylardan ve ABD'nin teröristlere karşı
\ olası darbesinden sonra bu iki toplum modeli
! arasındaki rekabet fazla sürmeyeceğe benziyor.
Teröristlere vurulacak darbe şekıllendığinde akla
gelecek olan soru, Türkiye ile îran'ın, birer aktör
1
olarak mı kalacağı, yoksa büyük güçlerin yeni
I rekabetinde alet olarak kullanılacaklan mıdır?
(Dagens Nyheter'den alıram$tır)
nEW YORK POST:
1500Amerikan
askeri, Afganistan
sınınnda konuşlandı
NEW YORK (AA) - New York Post gazetesi,
1500 Amerikan piyadesinin Afganistan'a komşu
ülkelerde konuşlandığını, 8 bin askerin ise yolda
okhğunu bildirdi. New York Post gazetesinin
haterine şöre bölgeye ük sevk edilen kara
birîkleri Özbekistan ve Tacikistan'a yerleştirildi.
Ga^teye bilgi veren kaynaklar, "ilk bniflderin
hafa sonu sevk edildiğini ve sevkryann devam
ettçnT kaydettiler. Gazete, her biri 2100
aslerden oluşan 4 deniz piyade grubunun da Hint
Okranusu ve Akdeniz'de konuşlandığını yazdı.
Giüliğe azami derecederiayeteden Pentagon
yefcilileri, söz konusu 8 bin 400 deniz
pijıdesinin nihai hedefinin neresi olduğu
haikında açıklama yapmryorlar.
Öt- yandan, Amerikan özel kuvvetlerinin
şicdiden bölgeye intikal ettiği ve
Taaban karşıtı Kuzey îttifakı ile işbirliği halinde
Aianistan içinde operasyonlara katıldıklan öne
süâlüyor. Japonya'daki Yokosuka Deniz
Osü'nden aynlan Kitty Hawk ve onun savaş
grbuna dahil 12 geminin ise yakında bölgeye
ulşacağı ifade edildi.
Şeytan
ve melegınaansı
Werner von Braun, Hitler 'in Londra 'yı
bombalamakta kullandığı V-2fîizelerini icat
ettiğinde kötüydü, ama yetenefderini Birleşik
Devletler'in emrine sunduğunda iyi
^ # ^biri haline geliverdi
EDUARDO GALEANO*
Meleğin şeytana karşı savaşımında neden-
se hep insanlar ölüyor.
Teröristler, iyinin kötüye karşı verdiği sa-
vaşımda, New York ve Washington'da 50 ül-
keden emekçiyi öldürdüler. îyiliğin adına
kötülüğe savaş açan Başkan Bush. öç alma
yemini etti: "Kötülüğü yeryüzünden kazıya-
cağa" diye buyurdu.
Kötülüğü kazımak? Kötülük olmadan iyi-
lik ne işe yarar ki? Kendi çılgınlannı meşru-
laştırmak için düşmana ihtiyaç duyanlar sa-
dece dinsel fanatikler degildir. Silah endüst-
risi ve Birleşik Devletler'in devasa savaş ma-
kinesi de varhğını meşrulaşurmak için düş-
mana ihtiyaç duymaktadır.
iyi ve kötü, kötü ve iyi: Yazarlannın arzu-
lanna göre aktörler maske değiştirir, kahra-
manlar canavar, canavarlar ise bir kahraman
haline gelebilir.
Bu da yeni bir şey değil. Alman bilim ada-
mı VVerner von Braun, Hitier'ın Londra'yı
bombalamakta kullandığı V-2 füzelerini icat
ettiğinde kötüydü, ama yeteneklerini Birle-
şik Devletler'in emrine sunduğunda iyi biri
haline geliverdi. Stalin de, îkinci Dünya Sa-
vaşı sırasında iyiydi ama.. şeytan imparator-
luğunun lideri haline geldiğinde kötü oldu.
Soğuk Savaş yıllannda John Steinbeck, "Bd-
id de bütün dünyanın Ruslara ih-
tiyacı vardır, öyle samyorum ki,
Rusya'da dahiRuslara ihtiyaçvar-
dır. Belki de Rusya'dald Ruslar
Amerikah sayıbyordur" diye yaz-
mıştı. Daha sonra Ruslar bile iyi
insanlar oldular. Bugün, "Kötü-
lükmutiakacezalandınlmalı'' ko-
rosuna artık Putin de rahatlıkla
katılabilir.
Bir numaralı
baş belasi: Ladln
îranhlar ve Kürtlere karşı kim-
yasal silah kullanırken Saddam
Hüseyin iyiydi, ama sonra kötü
oldu. Amerika, Panama işgalini
sona erdirip Kuveyt'i işgal etti di-
ye Irak'ı işgal etmek için ona Şey-
tan Hüseyin demeye başladı. Ken-
disi başlı başına kötülüğe karşı bir
savaş tımsalı olan Baba Bush, aı-
lesini karakterize eden insancıl ve
merhamet dolu hıslerle, çoğunlu-
ğunu sivillerin oluşturduğu 100
binden fazla Iraklf yı katletti.
Şeytan Hüseyin, olduğu yerde
kaldı, fakat insanlığın bu bir nu-
maralı düşmanı bir basamak ge-
rileyerek insanlığın iki numaralı
düşmanı oldu. Dünyanın bir nu-
maralı baş belasma bugünlerde
Usame bin Ladin deniyor. CIA,
O'na terorizm hakkında bildiği
her şeyi öğretti: Bin Ladin, Afga-
nistan'da komünizm karşıtı başlı-
ca "özgürlük savaşçısı" olarak
Birleşik Devletler hükümetince
korunup silahlandınldı.
Afganlar lyl çocuklardı
Başkan Reaganbukahramanla-
ra ABD'nin "kunıcu başkanla-
nyla manevieşfttik" bahşederken,
Baba Bush başkan yardımcısıy-
dı. Hollywood da buna uydu ve
Rambo 3 çevrildi: O günlerde,
Afgan Müslümanlan iyi çocuk-
lardı. 13 yıl sonra bugün oğul
Bush döneminde ise, kötünün de
kötüsü oldular.
Henry Kissinger. bu son traje-
diye ilk tepki verenlerden biri ol-
du. "Her kim ki destek sağlar, fi-
nanseederyahutteröristiere ilhamverir,bun-
lar, en az teröristler kadar suçludur" diye
vurguladı. Bunlar, oğul Bush'un saatler son-
ra tekrarlayacağı sözlerdi. Eğer durum buy-
sa, şimdiki acil görev; Kissinger'i bombala-
mak olur. Kıssinger'in suç dosyası Bin La-
din ya da dünyadaki herhangi bir teröristten
çok daha kabanktır. Üstelik bu suçlar, dün-
yanın çok daha fazla sayıda ülkesinde işlen-
miştir. Endonezya, Kamboçya, Iran, Güney
Afhka, Bangladeş ve Akbaba Plam'nın
(Plan Condor) kirli savaşuıdan çok çekmiş
bütün Güney Amerika ülİcelennde devlet te-
rörüne "destek, fînans ve ühanT sağlamış-
tır.
Terörün ortak noktasi:
Yaşamı hlçe saymak
11 EylüJ 1973 'te, geçen haftanın ateşüıden
tamı tamma 28 yıl önce, Şili Başkanlık Sa-
rayı'na hücum edılmişti. Kissenger, Allende
ve Şili demokrasisinin mezar kitabesini, Şi-
li'deki seçim sonuçlannı yorumlamadan çok
daha önce yazmıştı:
"Bir ülkenin, kendi halkuun sorumsuzhı-
ğu yüzünden, komünist olmasına neden göz
yummanuz vetahammül etmemiz gerektiği-
ni anlamıyorum.7
' Halkı aşağılamak, devlet
ya da özel terörün ortak paydalanndandır.
Örneğin, Bask ülkesinin bağımsızhğı için
insan öldüren bir örgüt olan ETA'nın bir söz-
cüsünün dediği gibi: "Haklann, azınhk ve-
ya çoğunluk olmakla hiçbir alakası yoktur."
Düşük teknolojili terorizm ile yüksek tek-
nolojili terorizm arasında, dinsel fanatikle-
rin terorizmi ile piyasa fanatiklerinin teroriz-
mi arasında, umutsuzlann terorizmi ile güç-
lülenn terorizmi arasında ve zincirinden bo-
şalmış psikopahn terorizmi ile soğukkanlı,
üniformalı profesyonelüı terorizmi arasında
epey bir ortak nokta vardır.
Hepsi, insan hayatını hiçe sayma nokta-
sında buluşuyor: Kumdan kaleler misali yı-
kılan ikiz kulelerin altinda ölen 5500 yurt-
taşın katilleri ve dünya gazete ve televiz-
yonlannın ilgisini çekmeyen, çoğu yerli
200.000 Guatemalalının katilleri gibi. O
Guatemalılar, herhangi bir îslam fanatiz-
mine kurban gitmediler, fakat birbirini iz-
leyen Birleşik Devletler hükümetlerinden
"destek, fînans ve ilham" alan ölüm man-
galannca öldürüldüler.
Bütün bu ölüm tapıcılan, sosyal, kültürel
ve ulusal farklıhklan askeri terimlere indir-
geme ihtiyacı konusunda da hemfikirdiler.
Kötülüğe karşı iyiliğin adına, "TekHaldkat''
adına, her şeyi önce öldürüp sonra sorarak
çözümlüyorlar. Ve bu yöntemle, savaşokla-
n düşmanı güçlendiriyorlar.
Clhad adına terorizm
Başkan Fujimori'ye, bir terör
rejimi kurabilmesi ve Peru'yu bir
muz fıyatına satabihnesi için ara-
dığı kitle desteğini Aydınlık
Yol'un zalimlikleri sağladı. Cihad
adına terorizm zeminini hazırla-
yan şey, Birleşik Devletler'in Or-
tadoğu'daki zalimlikleridir.
Her ne kadar, Uygar Dünya'nın
liderleri yeni bir Haçlı Seferi için
bastırsalar da, Allah, kendi adına
işlenen suçlardan sorumlu değil-
dir. "Günün sonunda", ne Tann
Yahova'nın izleyicilerine karşı bir
soykınm yapılmasını, ne Yahova,
Sabra ve Satila katliamlannın ya-
pılmasını emretti ve ne de Filistin-
lilerin topraklanndan sürülmesi-
ni. Her şey bir yana, Allah, Tann
ve Yahovaaynı kutsalhğın üç fark-
lı adı değil mi ki?
Cöze göz bütün
dünyayı kör eder
Hatalar trajedisi: Artık, kimin
kim olduğunu hiç kimse bilemi-
yor. Patlamalann dumanlan, hepi-
mizi açık seçik görmekten alıko-
yan çok daha kesifbir duman per-
desinin bir parçasını oluşturmak-
tadır. Intikamdan intikama, tero-
rizm bizi kendi mezarianmızı kaz-
maya zorluyor. New York duvar-
lanndaki bir grafittinin geçenler-
de basıhnış bir fotoğrafinda gör-
düm:
"Göze göz bütün dünyayı kör
eder!" Şiddet sarmalı, şiddet ve
kanşıklık doğurur: Acı, korku,
hoşgörüsüzlük, nefret, çılgınlık.
Bu yılın başlannda, Porto Aleg-
re'de, Ahmet Bin BeOa: "Danayı
biledetirten bu sistem,insanlanda
defirtiyor" uyansında bulunmuş-
tu. Ve bu delirmiş, nefretten çılgı-
na dönmüş insanlar, kendilerini
yaratanlar gibi davranıyorlar. Lu-
ca aduıda, üç yaşındaki bir çocuk,
bana: "Dünya, evinin nerde oldu-
ğunu bümiyor" demişti. O sırada
bir haritaya bakıyordu. Bir gaze-
teciye de bakıyor olabilirdi.
*(La Jordana'dan ahnmıçtır)
Halk tabakalan gelişmiş ülkelerin refahından pay alamamanın öfkesi içinde
Terörün kaynağıezj/mis/ikhissi
REMOBODEİ* • "ABD'ye yapılan terörist saldın bizi birçok gerçekle
yüzleştirdi. Batılı yaşam tarzını lanetleyen haklann
ROMA - ABD"ye yapılan saldın- , , , , , . , , „ . ^ , , , . .-, ,• i
nın yarattığı deprem, düşünce tarzı- varlığından haberdar olduk. Yalnız Talebanlar değil bırçok
mız ve duygulanmızı etkiledi.Ba- halk tabakası, gelişmiş ülkelerin refah yaratan büyük
tı'nın unutmak istediği bir gerçekle projelerine katılamaz olmanın öfkeli yasını yaşıyor."
terdığı tepki mı? Bu soruyu sormak zorun-
dayız. Ezicı askeri, teknolojik ve finansal
güçle bağımlılığı yöneten (ya da şartlayan)
ülkeler karşısında sısteme yeterli donanım-
la katılamayanlar belli ki eziklik duygusuna
kapılıyor.
Hükümranlığı yıtirmek ve uluslararası are-
nada onay bulmamak kaygılanyla kendileri-
ne dışandan dayatılan bu kültür standardizas-
yona tepki gösteriyorlar.
Bunun sonucu içe kapanış; ulusal, dini kö-
kenlerin yüceltilmesi, öz değerler, inançlar
ve geleneklere zafer içinde bir geri dönüş
oluyor. Yalnız Talebanlar değil, çeşitli ülke-
lerin halk tabakalan dünyajeopolitiği ve ge-
Çok açıdan dünyanın gerisine bağunlı ol-
duğumuzu gördük. Muğlak biçimde Batılı
yaşam tarzını arzulayan ve lanetleyen halk-
lann varlığından haberdar olduk.
Batı güdümündeki modemleşme ve glo-
balleşme, milyonlarca insanda kısmi refah
artışı ve ölümlü entegrasyonun yanı sıra ken-
di özkültürleri, dinleri, geleneklerinden ko-
puş anlamına gelen ve uluslararası kültür
standardizasyonunu reddeden acılı bir kök-
süzlük yarattı.
"KöktencOJk" diye tabir edilen olgu, aslın-
da bireyler, toplum kesitleri ve halklann bas-
kıcı ve boğucu hale gelen bubağımklığa gös-
lişmiş ülkelerin refah yaratan
büyük projelerine katılamaz ol-
manın, refahın dengeli paylaşı-
mnıdan vakur biçimde pay ala-
maz olmanın öfkeli yasını yaşı-
yorlar.
Başkalannı dakendi yaşamla-
nyla birlikte hiçliğe sürüklemeyi göze alan-
lara ne yapılabilir? Kosova'da olduğu gibi
tek askerkaybetmeden zafer kazanmaya ahş-
mış ABD ve müttefikleri, şimdi nasıl bir y-
ol izleyecekler?
Teröristleri yalnızhğa terk etmenin tek yo-
lu var: Onlan kuşatan ve koruma halkasına
alan ezikliği yok etmek.
Bunun için uluslararası siyasi, ekonomik
ihşkılenn adilleşmesi; Îsrail-Filistin çatış-
ması türündeki yerel çatışmalann sona erdi-
rihnesi gerekiyor. Ortak bir geleceğe ancak
böyle sahip olabiliriz.
*(ll Mattlno'ctan alınmı$tır)
ORHAN BİRGtT
VVasMngtonNeyiBeklyop?
Bugün aylık olağan toplantısını yapacak olan
Milli Güvenlik Kurulu'nda, "teröre karşı savaş"ta
Türkiye'nin izlediği politikanın çoksesli olarak bir
kez daha ortaya konacağı söylenebilir.
Çoksesli nitelendırilmesinden amaç; bu türtop-
lantılarda genellikle başkanlık konumunda oldu-
ğu için, tartışmalara fazla katılmayan Cumhur-
başkanı'nın, 11 Eylül saldınsından sonra, devlet
başkanı olarak, hükümetin isteği üzerine, kendi
üstüne düşen ödevlerle ilgili bilgi vereceği söyle-
niyor. Sezer'in, Haydar Aliyev, Pervez Müşer-
ref ve Askar Akayev ile telefon görüşmeleri yap-
tığını, dünkü bilgilendirrhe toplantısında Dışişleri
Başdanışmanı Tacan lldem açıklamıştı.
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın, Afganistan'ı çeyi- ]
ren sınır komşuları başta olmak üzere, bölge ül-;
kelerinin liderleri ile neler konuştuğu ise bugün-!
kü toplantıda kurul üyelerine etraflıca anlatılacak
ve böylece Türkiye'nin terör konusundaki duyar-
lılığı ile deneyimlerini, isteyen her müttefikine aç-
makta olduğu bir kez daha ortaya konulacak.
Bugünkü toplantıda Başbakan Ecevrt ve Dtşiş- .
leri Müsteşan Uğur Ziyal'in yanı sıra MİT Müste-
şarlığı'nın ö'zellıkle bölgedeki gelişmeler ile ilgili
olarak vereceği bilgilerin değerlendirilmesi, bun-
lan kurulun asker kanadının olası bir savaş üstün- -
deki TSK hazırlıklarını sergilemesi de bekleniyor. |
Bugünkü kurulun sürpriz olmayan ve elbette ki- >
mi tiraj ve reyting heveslilerini düş kınklığına uğ- ',
ratacak ortak görüşü şimdiden belli: '
Türkiye öyle bir savaşa asker göndermeyecek. |
Kaldı ki bizden müttefiklerimizin öyle bir bekten-
tisi de zaten yok. Hükümet ve TSK bu konuda ay-
nı sözcükler ile düşünüyor.
Niçin yok? ;
Yok, çünkü Pentagon da, ABD Dışişleri Bakan- ]
lığı da, Afganistan'a yönelik sınırsız bir kara ha-'
rekâtının, sadece Amerikah askerler için yeni bir
Vıetnam olacağını giderek daha yakından kavn- "
yor. Taleban'ın ülkesine yapılacak kaçınılmaz ha- '
va saldınlannda bile, atılacak füzelerin çoğunluk- ]
la amaçlanan hedefleri vuramayacağı, çünkü bu
tür hedeflerin dağlar arasında gizlenmiş olduğu
saklanmıyor.
Bin Ladin'i bu dağların içinde oyulmuş mağa-
ralarda arayıp bulmak ise Büyük Sahra'nın kum-
lan üstüne düşürülmüş bir iğneyi aramaktan fark-
sız bir sergüzeşt. özellikle, bu ülkeye yöneltilecek
bir kara savaşında, o iğneyi bulacağım derken
olabildiğince az kan akıtmaya çalışmak.
Bunun yolunun, Taleban yandaşlan arasında
yılgınlık ve korku yaratarak başarrya ulaşacağı
hesapları, Afgan yönetiminin başı Molla Ömer'in
yaptığı uyan ile de kanrtlanıyor. Molla, dün ABD .
ile işbirliği yapacak yandaşlannın sonunun, Bab-
rak Karmal ve Sovyetler ile birlikte hareket eden-
lerinki gibi olacağını bir bildiri ile açıkladı.
Bu açıklama, VVashington'ın savaş planlannın <
asıl amacını da doğruluyor. ABD'nin asıl strateji-1
si, Bin Ladin'i bulup öldürmek için binlerce aske- >
rinin kan dökmesinden önce, mümkün olursaTa-
leban yandaşlan arasında para gücü ile çözülme
sağlamak olacak. , '
Böylece Kâbil'deki Taleban hükümetinin dev-
rilmesi hedef alınacak.
Yeni yönetim krallık mı?
Tacikistan, özbekistan ve Pakistan'dan sızacak
özel timlerin desteği ile Molla Ömer yönetiminin
devrilmesinden sonra Cenevre'de yaşayan bir,
Afgan prensinin, ülkesine dönerek krallığını yeni-
den ilan etmesi ve tahta oturması bekleniyor. Da-
ha önce Roma'da sürgünde bulunan 94 yaşında-
ki devrik kralı Kâbil'e getirmeyi düşünen Was-
hington, Zahir Şah'ın da tavsiyesi ile şimdi ha-
nedandan Prens Minveis'i öne çıkarmayı düşü-
nüyor.
Böylece, yeni yönetimin, Bin Ladin'in nerede
saklandığını öğrenerek bu uslanmazteröristi tes-
lim alması için ABD'nin özel timlerine yol göster-
mesinin, en kestirme yol olacağı hesaplan yapı-
lıyor.
İyi de bütün bunlar için ne zaman duğmeye ba-
sılacak? Bu sorunun yanıtı, şimdi inisıyatifin VVas-
hington'ın elinde olduğu biçiminde veriliyor. Çün-
kü şu anda bölgede birbiri ile çarpışanlar sade- ,
ce Afgan Kuzey Irtifakı askerleri ile Taleban kuv-
vetleri. Yani, hücum planını hazırlayanlar için faz-
la acele etmenin bir nedeni bulunmuyor.
Belki de o ünlü otel hikâyesinde olduğu gibi, üst
kattaki müşteri, geç saatlerde yatağa yatarken
ayakkabılannın tekini fırlatmış. Ikincinin ne zaman
tavana düşeceğini sorup bekleyen alt odadaki-
nin ise sabaha kadar gözleri açık, sinirleri altüst
olmuş!
Acaba ABD, şimdi bu hikâyeye uygun bir Af- .
gan^tan versiyonu mu hazırlıyor?
E-mail:obirgit(« e-kolay net
New YorkJulap kuyrukta
• NEW YORK (AA) - Dünya Ticaret v
.,
Merkezi'nde (WTC) yakınlannı ve
sevdiklerini kaybeden New Yorklular önceki
günden itibaren, ölüm belgesi almak için
kuyruğa girmeye başladılar. Ölüm belgesi,
ölenlerin yakınlannm banka hesaplanndan
para çekmelerine ve diğer yasal haklardan
yararlanmalanna ımkân veriyor.
ABD'den Gürcistan uyarısı
• VVASHINGTON (AA) - ABD, Gürcistan'da
bulunan vatandaşlarmın kaçınlma tehlikesiyle
karşı karşıya bulunduğunu belirterek bu
ülkedeki Amerikaiılann gerekli güvenlik
önlemlerini almalan çağnsmda bulundu.
Açıklamada, "Tifîis'teki Amerikan
Büyükelçiliği'ne bu yönde inandıncı bilgiler
gelmiştir" denildı
Bush'a Icorkak' dedi
• GRANTS PASS (AA) - ABD'nin Oregon
eyaletinde yayımlanan The Daily Çourier
gazetesinde, ABD Başkanı George'Bush'un
11 Eylül'deki salctnlann hemen ardından
Washington'a dörmek yerine Nebraska'da
'saklandığmı' yazan köşe yazan işten atıldı.