18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL2001CUMA CUMHURİYET SAYFA DUN1A BASINI B ERNARD LEWİS: Türkiye ve Iran rnodeli karşı karşıya Türkiye mi, Iran mı? Bu iki ölkenin toplumsal yapısı, halen Ortadoğu'da, ûstelik yalnızca Müslüman bölgelerde değil, yeğlenebilecek durumda olan iki sosyal ve politik modeldir. Suriye'den Kırgızistan'a bu iki model karşı j karşıya yer almakta; açıkça birbirinin düşmanı | olarak değil, bölgedeki ülkeler üzerinde nüfuz j sahibi olma yanşmda birer rakip olarak. Geçen yüzydda Aıap dönyasında büyük ideolojiler, hep birer düş kınklığına dönüştü. Bir zamanlar Pan-Arabizmin çabalannın lideri i olarak kabul edilmiş olan Mısır'ın Devlet Başkanı Nasır'ın gerçekleştirdiği gibi yalnızca kendı ülkesinde değil, başka ülkelerde de etkili olma başansını, başka hiçbir Arap lider gösteremedi. Saddam Hüseyin, silik bir kopyadır. Yalnızca Türkiye ve Iran bir ideolojiye, Ortadoğu'da neyin yanlış olduğunun teşhisine ve iyileşmesi için gerekli reçeteye sabiptir.Tûrkiye, en büyük ağırhğı çağdaşlaşmaya vermektedir. Şurası açık ki, "KemaHzm", bir ülkenin varhğını I sûrdürebilmesi ve iyi durumda olması için I ülkenin çağdaş uygarlığa dahil olmasını, kadın- erkek eşitliğınin kabulünu, çağdaş bilim dallannda öğrenimi ve dinin ülke yönetimini ve yargı mekanizmasını hiçbir şekilde etkilememesini içeren Batı değerlerini benimsemesi anlamına gelmektedir. Islamcı îran ise bunlann tam tersini temsil ediyor, ideolojisinin temeli şöyledir: "Bütün sorunJarunız, dinimtri ve küttürûmüzü terk etmiş | ohnamızdan kaynaklanmaktadır; hayaümızda - şimdiki ve bundan + NewYork'a yapdanterörist saldmlardansonra ABD tun teronsttere karşı aldtğı tavtr Ud toplum modeti arasmdald rekabetin faz/a sürmeyeceğini gösteriyor. Terörisdere vurulacak darbe Sekittendiğindeakla gdecekolansoru, Turktyeüelrm ut, birer aktor olarak mı kalacağı,yoksa büyük gûçlerinyem rekabetûuUalet olarak kullanuacaklanm? ş y y k u ^ a geri dönerek ekfc edebiüriz." Bu iki dünya görüşü, yalnızca bu iki ülke için değil, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra doğan Müslüman ülkeler için de çekici bir &ce sahiptir - B " ülkeler ^ rekal f ^ «** .noktasını oluşturmaktadır. ^ l s l a Sdevrnnine h e m k o n u ş m a m i n d e h e m d e e y ıe m de hizmet etmesi için oluşturulan bazı resmi makamlar var. Bu makamlar, Suriye, Lübnan ve birçok ülkede faaliyet göstermektedir. Türkler ise misyonerlik yapmaya f "" " hiç ilgi göstermezler. ' Kemalizmi ihraç etmeye bile kalkışmıyorlar. I Ama başkalannm hayranlık duyduğu ve taklit * etmeye çahştığı bir Ömek durumundalar. Müslüman dünyanın kalan kısmında Türk ve ' îran modelleri arasında dramatik zıtlaşmalar ; yaşanmakta. Cezayir bunun bir örneğidir. ! Mısır'da güçlü bir militan dinci muhalefet var. 1 Afganistan ve Sudan'da militan dinciler '< iktidarda. Arap dünyasında ekonomik durum bu iki modelin birbiriyle nasıl rekabet edeceğini : tayin eder. Doğal kaynak yoksulu Afganistan lslamcı bir devlet oldu; bol petrol sahibi Kazakistan ise Atatürk'ün hayattayken izlediği otoriter demokrat çizgiyi izlemekte. Bölgedeki birçok kişinin bu durumu anlaşılır gibi görmediği açık. Kendi işlerine sürekli olarak dış ' güçleri kanştırmaktalar. Çünkü bu ülkeler, iki yüzyıllık kolonyal ve ideolojik işgalden sonra kendi başlanna karar alma alışkanlığını yitirmiş l durumdalar. Hepsi, tarih boyunca bağımsızhğını j asla yitirmemiş olan Türkiye ve îran dışında | hepsi. New York ve Washington'daki dehşet > verici olaylardan ve ABD'nin teröristlere karşı \ olası darbesinden sonra bu iki toplum modeli ! arasındaki rekabet fazla sürmeyeceğe benziyor. Teröristlere vurulacak darbe şekıllendığinde akla gelecek olan soru, Türkiye ile îran'ın, birer aktör 1 olarak mı kalacağı, yoksa büyük güçlerin yeni I rekabetinde alet olarak kullanılacaklan mıdır? (Dagens Nyheter'den alıram$tır) nEW YORK POST: 1500Amerikan askeri, Afganistan sınınnda konuşlandı NEW YORK (AA) - New York Post gazetesi, 1500 Amerikan piyadesinin Afganistan'a komşu ülkelerde konuşlandığını, 8 bin askerin ise yolda okhğunu bildirdi. New York Post gazetesinin haterine şöre bölgeye ük sevk edilen kara birîkleri Özbekistan ve Tacikistan'a yerleştirildi. Ga^teye bilgi veren kaynaklar, "ilk bniflderin hafa sonu sevk edildiğini ve sevkryann devam ettçnT kaydettiler. Gazete, her biri 2100 aslerden oluşan 4 deniz piyade grubunun da Hint Okranusu ve Akdeniz'de konuşlandığını yazdı. Giüliğe azami derecederiayeteden Pentagon yefcilileri, söz konusu 8 bin 400 deniz pijıdesinin nihai hedefinin neresi olduğu haikında açıklama yapmryorlar. Öt- yandan, Amerikan özel kuvvetlerinin şicdiden bölgeye intikal ettiği ve Taaban karşıtı Kuzey îttifakı ile işbirliği halinde Aianistan içinde operasyonlara katıldıklan öne süâlüyor. Japonya'daki Yokosuka Deniz Osü'nden aynlan Kitty Hawk ve onun savaş grbuna dahil 12 geminin ise yakında bölgeye ulşacağı ifade edildi. Şeytan ve melegınaansı Werner von Braun, Hitler 'in Londra 'yı bombalamakta kullandığı V-2fîizelerini icat ettiğinde kötüydü, ama yetenefderini Birleşik Devletler'in emrine sunduğunda iyi ^ # ^biri haline geliverdi EDUARDO GALEANO* Meleğin şeytana karşı savaşımında neden- se hep insanlar ölüyor. Teröristler, iyinin kötüye karşı verdiği sa- vaşımda, New York ve Washington'da 50 ül- keden emekçiyi öldürdüler. îyiliğin adına kötülüğe savaş açan Başkan Bush. öç alma yemini etti: "Kötülüğü yeryüzünden kazıya- cağa" diye buyurdu. Kötülüğü kazımak? Kötülük olmadan iyi- lik ne işe yarar ki? Kendi çılgınlannı meşru- laştırmak için düşmana ihtiyaç duyanlar sa- dece dinsel fanatikler degildir. Silah endüst- risi ve Birleşik Devletler'in devasa savaş ma- kinesi de varhğını meşrulaşurmak için düş- mana ihtiyaç duymaktadır. iyi ve kötü, kötü ve iyi: Yazarlannın arzu- lanna göre aktörler maske değiştirir, kahra- manlar canavar, canavarlar ise bir kahraman haline gelebilir. Bu da yeni bir şey değil. Alman bilim ada- mı VVerner von Braun, Hitier'ın Londra'yı bombalamakta kullandığı V-2 füzelerini icat ettiğinde kötüydü, ama yeteneklerini Birle- şik Devletler'in emrine sunduğunda iyi biri haline geliverdi. Stalin de, îkinci Dünya Sa- vaşı sırasında iyiydi ama.. şeytan imparator- luğunun lideri haline geldiğinde kötü oldu. Soğuk Savaş yıllannda John Steinbeck, "Bd- id de bütün dünyanın Ruslara ih- tiyacı vardır, öyle samyorum ki, Rusya'da dahiRuslara ihtiyaçvar- dır. Belki de Rusya'dald Ruslar Amerikah sayıbyordur" diye yaz- mıştı. Daha sonra Ruslar bile iyi insanlar oldular. Bugün, "Kötü- lükmutiakacezalandınlmalı'' ko- rosuna artık Putin de rahatlıkla katılabilir. Bir numaralı baş belasi: Ladln îranhlar ve Kürtlere karşı kim- yasal silah kullanırken Saddam Hüseyin iyiydi, ama sonra kötü oldu. Amerika, Panama işgalini sona erdirip Kuveyt'i işgal etti di- ye Irak'ı işgal etmek için ona Şey- tan Hüseyin demeye başladı. Ken- disi başlı başına kötülüğe karşı bir savaş tımsalı olan Baba Bush, aı- lesini karakterize eden insancıl ve merhamet dolu hıslerle, çoğunlu- ğunu sivillerin oluşturduğu 100 binden fazla Iraklf yı katletti. Şeytan Hüseyin, olduğu yerde kaldı, fakat insanlığın bu bir nu- maralı düşmanı bir basamak ge- rileyerek insanlığın iki numaralı düşmanı oldu. Dünyanın bir nu- maralı baş belasma bugünlerde Usame bin Ladin deniyor. CIA, O'na terorizm hakkında bildiği her şeyi öğretti: Bin Ladin, Afga- nistan'da komünizm karşıtı başlı- ca "özgürlük savaşçısı" olarak Birleşik Devletler hükümetince korunup silahlandınldı. Afganlar lyl çocuklardı Başkan Reaganbukahramanla- ra ABD'nin "kunıcu başkanla- nyla manevieşfttik" bahşederken, Baba Bush başkan yardımcısıy- dı. Hollywood da buna uydu ve Rambo 3 çevrildi: O günlerde, Afgan Müslümanlan iyi çocuk- lardı. 13 yıl sonra bugün oğul Bush döneminde ise, kötünün de kötüsü oldular. Henry Kissinger. bu son traje- diye ilk tepki verenlerden biri ol- du. "Her kim ki destek sağlar, fi- nanseederyahutteröristiere ilhamverir,bun- lar, en az teröristler kadar suçludur" diye vurguladı. Bunlar, oğul Bush'un saatler son- ra tekrarlayacağı sözlerdi. Eğer durum buy- sa, şimdiki acil görev; Kissinger'i bombala- mak olur. Kıssinger'in suç dosyası Bin La- din ya da dünyadaki herhangi bir teröristten çok daha kabanktır. Üstelik bu suçlar, dün- yanın çok daha fazla sayıda ülkesinde işlen- miştir. Endonezya, Kamboçya, Iran, Güney Afhka, Bangladeş ve Akbaba Plam'nın (Plan Condor) kirli savaşuıdan çok çekmiş bütün Güney Amerika ülİcelennde devlet te- rörüne "destek, fînans ve ühanT sağlamış- tır. Terörün ortak noktasi: Yaşamı hlçe saymak 11 EylüJ 1973 'te, geçen haftanın ateşüıden tamı tamma 28 yıl önce, Şili Başkanlık Sa- rayı'na hücum edılmişti. Kissenger, Allende ve Şili demokrasisinin mezar kitabesini, Şi- li'deki seçim sonuçlannı yorumlamadan çok daha önce yazmıştı: "Bir ülkenin, kendi halkuun sorumsuzhı- ğu yüzünden, komünist olmasına neden göz yummanuz vetahammül etmemiz gerektiği- ni anlamıyorum.7 ' Halkı aşağılamak, devlet ya da özel terörün ortak paydalanndandır. Örneğin, Bask ülkesinin bağımsızhğı için insan öldüren bir örgüt olan ETA'nın bir söz- cüsünün dediği gibi: "Haklann, azınhk ve- ya çoğunluk olmakla hiçbir alakası yoktur." Düşük teknolojili terorizm ile yüksek tek- nolojili terorizm arasında, dinsel fanatikle- rin terorizmi ile piyasa fanatiklerinin teroriz- mi arasında, umutsuzlann terorizmi ile güç- lülenn terorizmi arasında ve zincirinden bo- şalmış psikopahn terorizmi ile soğukkanlı, üniformalı profesyonelüı terorizmi arasında epey bir ortak nokta vardır. Hepsi, insan hayatını hiçe sayma nokta- sında buluşuyor: Kumdan kaleler misali yı- kılan ikiz kulelerin altinda ölen 5500 yurt- taşın katilleri ve dünya gazete ve televiz- yonlannın ilgisini çekmeyen, çoğu yerli 200.000 Guatemalalının katilleri gibi. O Guatemalılar, herhangi bir îslam fanatiz- mine kurban gitmediler, fakat birbirini iz- leyen Birleşik Devletler hükümetlerinden "destek, fînans ve ilham" alan ölüm man- galannca öldürüldüler. Bütün bu ölüm tapıcılan, sosyal, kültürel ve ulusal farklıhklan askeri terimlere indir- geme ihtiyacı konusunda da hemfikirdiler. Kötülüğe karşı iyiliğin adına, "TekHaldkat'' adına, her şeyi önce öldürüp sonra sorarak çözümlüyorlar. Ve bu yöntemle, savaşokla- n düşmanı güçlendiriyorlar. Clhad adına terorizm Başkan Fujimori'ye, bir terör rejimi kurabilmesi ve Peru'yu bir muz fıyatına satabihnesi için ara- dığı kitle desteğini Aydınlık Yol'un zalimlikleri sağladı. Cihad adına terorizm zeminini hazırla- yan şey, Birleşik Devletler'in Or- tadoğu'daki zalimlikleridir. Her ne kadar, Uygar Dünya'nın liderleri yeni bir Haçlı Seferi için bastırsalar da, Allah, kendi adına işlenen suçlardan sorumlu değil- dir. "Günün sonunda", ne Tann Yahova'nın izleyicilerine karşı bir soykınm yapılmasını, ne Yahova, Sabra ve Satila katliamlannın ya- pılmasını emretti ve ne de Filistin- lilerin topraklanndan sürülmesi- ni. Her şey bir yana, Allah, Tann ve Yahovaaynı kutsalhğın üç fark- lı adı değil mi ki? Cöze göz bütün dünyayı kör eder Hatalar trajedisi: Artık, kimin kim olduğunu hiç kimse bilemi- yor. Patlamalann dumanlan, hepi- mizi açık seçik görmekten alıko- yan çok daha kesifbir duman per- desinin bir parçasını oluşturmak- tadır. Intikamdan intikama, tero- rizm bizi kendi mezarianmızı kaz- maya zorluyor. New York duvar- lanndaki bir grafittinin geçenler- de basıhnış bir fotoğrafinda gör- düm: "Göze göz bütün dünyayı kör eder!" Şiddet sarmalı, şiddet ve kanşıklık doğurur: Acı, korku, hoşgörüsüzlük, nefret, çılgınlık. Bu yılın başlannda, Porto Aleg- re'de, Ahmet Bin BeOa: "Danayı biledetirten bu sistem,insanlanda defirtiyor" uyansında bulunmuş- tu. Ve bu delirmiş, nefretten çılgı- na dönmüş insanlar, kendilerini yaratanlar gibi davranıyorlar. Lu- ca aduıda, üç yaşındaki bir çocuk, bana: "Dünya, evinin nerde oldu- ğunu bümiyor" demişti. O sırada bir haritaya bakıyordu. Bir gaze- teciye de bakıyor olabilirdi. *(La Jordana'dan ahnmıçtır) Halk tabakalan gelişmiş ülkelerin refahından pay alamamanın öfkesi içinde Terörün kaynağıezj/mis/ikhissi REMOBODEİ* • "ABD'ye yapılan terörist saldın bizi birçok gerçekle yüzleştirdi. Batılı yaşam tarzını lanetleyen haklann ROMA - ABD"ye yapılan saldın- , , , , , . , , „ . ^ , , , . .-, ,• i nın yarattığı deprem, düşünce tarzı- varlığından haberdar olduk. Yalnız Talebanlar değil bırçok mız ve duygulanmızı etkiledi.Ba- halk tabakası, gelişmiş ülkelerin refah yaratan büyük tı'nın unutmak istediği bir gerçekle projelerine katılamaz olmanın öfkeli yasını yaşıyor." terdığı tepki mı? Bu soruyu sormak zorun- dayız. Ezicı askeri, teknolojik ve finansal güçle bağımlılığı yöneten (ya da şartlayan) ülkeler karşısında sısteme yeterli donanım- la katılamayanlar belli ki eziklik duygusuna kapılıyor. Hükümranlığı yıtirmek ve uluslararası are- nada onay bulmamak kaygılanyla kendileri- ne dışandan dayatılan bu kültür standardizas- yona tepki gösteriyorlar. Bunun sonucu içe kapanış; ulusal, dini kö- kenlerin yüceltilmesi, öz değerler, inançlar ve geleneklere zafer içinde bir geri dönüş oluyor. Yalnız Talebanlar değil, çeşitli ülke- lerin halk tabakalan dünyajeopolitiği ve ge- Çok açıdan dünyanın gerisine bağunlı ol- duğumuzu gördük. Muğlak biçimde Batılı yaşam tarzını arzulayan ve lanetleyen halk- lann varlığından haberdar olduk. Batı güdümündeki modemleşme ve glo- balleşme, milyonlarca insanda kısmi refah artışı ve ölümlü entegrasyonun yanı sıra ken- di özkültürleri, dinleri, geleneklerinden ko- puş anlamına gelen ve uluslararası kültür standardizasyonunu reddeden acılı bir kök- süzlük yarattı. "KöktencOJk" diye tabir edilen olgu, aslın- da bireyler, toplum kesitleri ve halklann bas- kıcı ve boğucu hale gelen bubağımklığa gös- lişmiş ülkelerin refah yaratan büyük projelerine katılamaz ol- manın, refahın dengeli paylaşı- mnıdan vakur biçimde pay ala- maz olmanın öfkeli yasını yaşı- yorlar. Başkalannı dakendi yaşamla- nyla birlikte hiçliğe sürüklemeyi göze alan- lara ne yapılabilir? Kosova'da olduğu gibi tek askerkaybetmeden zafer kazanmaya ahş- mış ABD ve müttefikleri, şimdi nasıl bir y- ol izleyecekler? Teröristleri yalnızhğa terk etmenin tek yo- lu var: Onlan kuşatan ve koruma halkasına alan ezikliği yok etmek. Bunun için uluslararası siyasi, ekonomik ihşkılenn adilleşmesi; Îsrail-Filistin çatış- ması türündeki yerel çatışmalann sona erdi- rihnesi gerekiyor. Ortak bir geleceğe ancak böyle sahip olabiliriz. *(ll Mattlno'ctan alınmı$tır) ORHAN BİRGtT VVasMngtonNeyiBeklyop? Bugün aylık olağan toplantısını yapacak olan Milli Güvenlik Kurulu'nda, "teröre karşı savaş"ta Türkiye'nin izlediği politikanın çoksesli olarak bir kez daha ortaya konacağı söylenebilir. Çoksesli nitelendırilmesinden amaç; bu türtop- lantılarda genellikle başkanlık konumunda oldu- ğu için, tartışmalara fazla katılmayan Cumhur- başkanı'nın, 11 Eylül saldınsından sonra, devlet başkanı olarak, hükümetin isteği üzerine, kendi üstüne düşen ödevlerle ilgili bilgi vereceği söyle- niyor. Sezer'in, Haydar Aliyev, Pervez Müşer- ref ve Askar Akayev ile telefon görüşmeleri yap- tığını, dünkü bilgilendirrhe toplantısında Dışişleri Başdanışmanı Tacan lldem açıklamıştı. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın, Afganistan'ı çeyi- ] ren sınır komşuları başta olmak üzere, bölge ül-; kelerinin liderleri ile neler konuştuğu ise bugün-! kü toplantıda kurul üyelerine etraflıca anlatılacak ve böylece Türkiye'nin terör konusundaki duyar- lılığı ile deneyimlerini, isteyen her müttefikine aç- makta olduğu bir kez daha ortaya konulacak. Bugünkü toplantıda Başbakan Ecevrt ve Dtşiş- . leri Müsteşan Uğur Ziyal'in yanı sıra MİT Müste- şarlığı'nın ö'zellıkle bölgedeki gelişmeler ile ilgili olarak vereceği bilgilerin değerlendirilmesi, bun- lan kurulun asker kanadının olası bir savaş üstün- - deki TSK hazırlıklarını sergilemesi de bekleniyor. | Bugünkü kurulun sürpriz olmayan ve elbette ki- > mi tiraj ve reyting heveslilerini düş kınklığına uğ- ', ratacak ortak görüşü şimdiden belli: ' Türkiye öyle bir savaşa asker göndermeyecek. | Kaldı ki bizden müttefiklerimizin öyle bir bekten- tisi de zaten yok. Hükümet ve TSK bu konuda ay- nı sözcükler ile düşünüyor. Niçin yok? ; Yok, çünkü Pentagon da, ABD Dışişleri Bakan- ] lığı da, Afganistan'a yönelik sınırsız bir kara ha-' rekâtının, sadece Amerikah askerler için yeni bir Vıetnam olacağını giderek daha yakından kavn- " yor. Taleban'ın ülkesine yapılacak kaçınılmaz ha- ' va saldınlannda bile, atılacak füzelerin çoğunluk- ] la amaçlanan hedefleri vuramayacağı, çünkü bu tür hedeflerin dağlar arasında gizlenmiş olduğu saklanmıyor. Bin Ladin'i bu dağların içinde oyulmuş mağa- ralarda arayıp bulmak ise Büyük Sahra'nın kum- lan üstüne düşürülmüş bir iğneyi aramaktan fark- sız bir sergüzeşt. özellikle, bu ülkeye yöneltilecek bir kara savaşında, o iğneyi bulacağım derken olabildiğince az kan akıtmaya çalışmak. Bunun yolunun, Taleban yandaşlan arasında yılgınlık ve korku yaratarak başarrya ulaşacağı hesapları, Afgan yönetiminin başı Molla Ömer'in yaptığı uyan ile de kanrtlanıyor. Molla, dün ABD . ile işbirliği yapacak yandaşlannın sonunun, Bab- rak Karmal ve Sovyetler ile birlikte hareket eden- lerinki gibi olacağını bir bildiri ile açıkladı. Bu açıklama, VVashington'ın savaş planlannın < asıl amacını da doğruluyor. ABD'nin asıl strateji-1 si, Bin Ladin'i bulup öldürmek için binlerce aske- > rinin kan dökmesinden önce, mümkün olursaTa- leban yandaşlan arasında para gücü ile çözülme sağlamak olacak. , ' Böylece Kâbil'deki Taleban hükümetinin dev- rilmesi hedef alınacak. Yeni yönetim krallık mı? Tacikistan, özbekistan ve Pakistan'dan sızacak özel timlerin desteği ile Molla Ömer yönetiminin devrilmesinden sonra Cenevre'de yaşayan bir, Afgan prensinin, ülkesine dönerek krallığını yeni- den ilan etmesi ve tahta oturması bekleniyor. Da- ha önce Roma'da sürgünde bulunan 94 yaşında- ki devrik kralı Kâbil'e getirmeyi düşünen Was- hington, Zahir Şah'ın da tavsiyesi ile şimdi ha- nedandan Prens Minveis'i öne çıkarmayı düşü- nüyor. Böylece, yeni yönetimin, Bin Ladin'in nerede saklandığını öğrenerek bu uslanmazteröristi tes- lim alması için ABD'nin özel timlerine yol göster- mesinin, en kestirme yol olacağı hesaplan yapı- lıyor. İyi de bütün bunlar için ne zaman duğmeye ba- sılacak? Bu sorunun yanıtı, şimdi inisıyatifin VVas- hington'ın elinde olduğu biçiminde veriliyor. Çün- kü şu anda bölgede birbiri ile çarpışanlar sade- , ce Afgan Kuzey Irtifakı askerleri ile Taleban kuv- vetleri. Yani, hücum planını hazırlayanlar için faz- la acele etmenin bir nedeni bulunmuyor. Belki de o ünlü otel hikâyesinde olduğu gibi, üst kattaki müşteri, geç saatlerde yatağa yatarken ayakkabılannın tekini fırlatmış. Ikincinin ne zaman tavana düşeceğini sorup bekleyen alt odadaki- nin ise sabaha kadar gözleri açık, sinirleri altüst olmuş! Acaba ABD, şimdi bu hikâyeye uygun bir Af- . gan^tan versiyonu mu hazırlıyor? E-mail:obirgit(« e-kolay net New YorkJulap kuyrukta • NEW YORK (AA) - Dünya Ticaret v ., Merkezi'nde (WTC) yakınlannı ve sevdiklerini kaybeden New Yorklular önceki günden itibaren, ölüm belgesi almak için kuyruğa girmeye başladılar. Ölüm belgesi, ölenlerin yakınlannm banka hesaplanndan para çekmelerine ve diğer yasal haklardan yararlanmalanna ımkân veriyor. ABD'den Gürcistan uyarısı • VVASHINGTON (AA) - ABD, Gürcistan'da bulunan vatandaşlarmın kaçınlma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirterek bu ülkedeki Amerikaiılann gerekli güvenlik önlemlerini almalan çağnsmda bulundu. Açıklamada, "Tifîis'teki Amerikan Büyükelçiliği'ne bu yönde inandıncı bilgiler gelmiştir" denildı Bush'a Icorkak' dedi • GRANTS PASS (AA) - ABD'nin Oregon eyaletinde yayımlanan The Daily Çourier gazetesinde, ABD Başkanı George'Bush'un 11 Eylül'deki salctnlann hemen ardından Washington'a dörmek yerine Nebraska'da 'saklandığmı' yazan köşe yazan işten atıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle