18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÛL 2001 CARSAMB/ 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada veren" Ecevrt ve hükümeti tanafından kamuoyun- dan "gizleneceği" söylentisi. Diyeceksiniz ki; Ismail Cem bir iki gün önce bir TV'de açıkladı. Colin Povvell "çağırdığında dertiai uçağa atlayıp" ABD'ye geleceğini söyledi. Meğer bu açıklama şaka maka değilmiş. Önce- ki gün Cem'in ABD'ye gideceği, Povvell'la görüş- tükten sonra VVashington'da -kimlerle olduğu söy- lenmeyen- kimi "görüşmeleryapacağı" açıklandı. Bir tek gazeteci, bir tek TV haber merkezi Cem'e bu gezinin nedenini sorma gereksinimi duymadı. ABD, 11 Eylül'den 12 gün sonra birdenbire Tür- kiye'yi "en sağlam" dost ve müttefik görmeye baş- ladı. VVashington'dan geten son haberler bu yön- de. Ama, hava koridoriannı, alanlan açtıktan, terör- ' le ilgili istihbaratı vermeye başladıktan sonra... Cem, acaba VVashington'a desteğin hangi çeşidi- ni görüşmeye gidiyor? Taleban'ı ve Ladin'i hakladıktan sonra (tabii hak- layabilirse) ABD, teröre destek veren ülkelere yö- neleceğini açıkladı. Örnegin, Irak'ı ya da Bekaa'yı vururken bizden isteyeceği desteği mi Cem'e an- latacak? Ismail Cem, ikide bir "Türkiye'nin birmaceraya sürüklenmeyeceğini" söylüyor. Ne ki, kimi haberler mide bulandınyor. Ömegin, uzun süreceği açıklanan terörle savaşımın ilk per- desi Afganistan. Bush, 20 Eylül'deki Kongre ko- nuşmasında, ikinci aşamada teröristleri koruyan, destek veren ülkelere sıra geleceğini gizlemedi. Bush üzerinde, Afganistan'a yapılacak askeri ha- rekâtın vakit harcamadan Saddam'a yöneltilmesi yolundaki baskılann arttığı bir başka gelişme. Nitekim, Pentagon Savunma Politikası Kuru- lu'nda, Afganistan'dan sonra Saddam'ın hedef alınması konusunda görüşbirliği sağlandığı bildiri- liyor. Geç olmadan Kurul'un kararlan "tavsiye" niteliğinde. Ancak Türkiye'de "Karanlıklar Prensi" diye anılan Ric- hard Perie'nin başkanlık ettiği Kurul'da, Irak'asaJ- dınlmasını Perle kadar hararetle savunan eski Dı- şişleri Bakanı Kissinger da üye. Bu bilgilerden sonra "eniştemiz" ABD'nin Cem'i VVashington'a "kimi görüşmeleryapmak için" ça- ğırmasındaki nedenleri merak etmemek olanaksız. İkinci olay; ABD'ye Türkiye'nin vereceği destek- le ilgili Bakanlar Kurulu karamamesinin "gizli kay- dryla" imzaya açılması. "Gizli kaydı" yazarın icadı değil. Zira, iki gündür kararnamenin peşindeki gazetecilerden öğreniyo- ruz. Devlet Bakanımız Şükrü Sina Gürel, gazete- cilere, içeriğinden şöyle birsöz ettikten sonra, üze- rinde "gizli kaydı" olduğu için kararnamenin tam metnini veremeyeceklerini söyledi. Kararname, ABD'nin hava koridorlanmızia ha- vaalanlarımızı dilediği gibi kullanmasına olanak sağlıyorsa, metni saklamaya, gizlemeye ne gerek var? Kararnamenin tam metni açıklanırsa, sağduyu- yu tırmalayan kimi (şu) olasılıklar değer yitirir. Çünkü bu iki soruyla akla gelen olasılıklar kü- çümsenip kenara atılacak cinsten değil. Kararname; (açıklanırsa göreceğiz) ABD'ye ve- receğirçjz desteği "sadece Afganistan 'a yapılacak askeri hareketle" mi sınırlandınyor? Yoks$, (açıklanmazsa) kararname "terörie savaş ger&kççsi ile bundan böyle yapacağı bûtün aske- ri hareketlerde hava koridorian ve alanlanmızı kul- lanma blanağını" ABD'ye sağlıyor mu? Cem'in ani ABD gezisinin kökeninde; örneğin, acaba bu kararnamenin özüne göre ABD'nin ya- kın çevremizde yapmayı düşündüğü olası askeri eylemler yatıyor mu? Ne gizli kalmış ki gök kubbenin altında? 'Evde'ki Hesap, 'Çarşı'ya Uymadı!.. • Baştarafi Arka Sayfada lararası teröristleri cezalandırmak için mevcut tûm yasal mekanizmalan kullanmak, 41 diğer devletlerin terorizmle mücadele kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olmak!.." (s. 17) Hele, 'Istihbarat' ile ilgili şu 'tesbitler', son olaylaria irtibatlı okununca, dokunaklı bir 'kara mizah' niteliğine bürünmektedir "... ABD'nin güvenlığıne en ciddi tehdröeri yönelten devlet ve gruplar hakkında bilgi sağlayan ıstihbarat birikimimizi ve analitik kapasitemizi korumaya ve geliştirmeye çok önem veriyoruz..." "... Günümüzün istihbarat öncelikleri; politi- ka ve eylemleriABD açısından düşmanca olan devletleri; stratejik nükleer güçlere sahip, ya da nükleer silahlan diğer kitle imha silahlannı ve- ya bölünebilen nükleer maddeleri ellerinde bu- lunduran ülkeleri; uluslar ötesi tehditteri; ABD'nin ulusal güvenlik çıkariannı etkileye- bilecek potansiyel bölgesel anlaşmazlıklan çıkarlanna aykın yabancı istihbarata karşı yoğunlaştınlmış karşı istihbarat ve yurtdı- şındaki ABD kuvvetlerine ve vatandaşlanna yö- nelik tehditleri içermektedir..." (s. 23) Tasanma dlyecek yok. ama... Programa, tasarım açısından, diyecek yok; işin acı bir gülümsemeye dönüştüğü yer; dünyanın bütün sinema ve televizyon ekranla- nnı işgal etmiş, Hollyvvood yapımı casusluk film- lerine; tıpatıp uyan bu önkabullerin; yaşanan acı gerçek tarafından, fena halde çürüğe çıka- nlmış olması! Sonuçta, hem dünya kamuoyu önünde küçük düşen, hem de izzet-i nefsi ağır yaralanan VVashington; terörist bir acte'a, bü- yük bir devletin alacağı tedbirler ya da göstere- ceği tepkiyle, cevap veremiyor; onun yerine, şaşkın bir başkan, belki ortaçağın yobaz Hıris- tiyanlığından, belki Amerika'nın, cahil taşralılı- ğından gelen bir refleksle, yeryüzündeki bütün Müslümanlara, handiyse 'Haçlı seferi' ilân edi- yor; ilk iki sözü 'bu bir savaştır' ve 'Usâme bin Lâdin' olmadı mı?.. Sakın böylesi, kâr trendi zayıflamış, savaş sa- nayiinin çıkarlanna olduğu kadar; 'Beyaz, Hı- ristiyan ve Bat'lı Emperyalizm'in çıkarlanna da, daha uygun düşmesin?.. TBMM Genel Kurulu'nda 37 maddelik anayasa değişikliği paketinin 9 maddesi kabul edildi Gözaltı süresi4güneindirüdiANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-TBMM Genel Kurulu'nda 37 maddelik anayasa değişikliği pa- ketinin 9 maddesi kabul edildi. Özgürlüklerin sınırlandınlmasın- da "düşünce" yerine "faahyetin" esas alınması kabul edilirken Ana- yasa Komisyonu'nda toplu suçlar- da 7 gün olarak kabul edilen gö- zaltı süresi ise 4 güne indirildi. Ge- nelkurmay Başkanlığı'nın isteği üzerine metne eklenen "farik top- hnn düzeni" ifadesi, ortak öner- geyle "laik cumhuriyet'' olarak değiştirildi. TBMM Genel Kurulu'nda, 37 maddelik anayasa değişikliği pa- ketinin ilk tur görüşmelerine dün başlandı. Önergelerle değiştirilen maddelerin yeni biçimi ile oy da- ğılımı şöyle: • Anayasanın başlangıç bölü- münde "hiçbir düşünce ve müla- hazanın, Türk miUi menfaatlan, Atatürk münyetçiliği, ilke ve inkt- laplan, devletin ülkesi ve miDetiy- le bölünmeztiği karşısında korun- ma göremeyeceğini" düzenleyen 5. fıkrada yer alan "hiçbir düşün- ce ve mülahazanın" ıbaresi, "hiç- bir faatiyetin" olarak değiştirildi. Ortak önerge • Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin düzenleme- de ortak önerge verildi. Genelkur- may Başkanlığı'nın isteğiyle met- ne eklenen "demokratik ve laik toplum düzeni" ibaresınin "de- mokratik toplum düzeni ve laik cumhuriyet'' olarak değiştirilme- sine ilişkin önerge, 425 kabul oyu- na karşılık 27 ret oyuyla kabul edildi. 14. maddeye dflzenleme • Temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmamasma ilişkin 14. madde, "anayasada yer alan özgüriükJerden hiçbirinin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü- tünhığünü bozmayı ve insan hak- lanna dayanan demokratik ve la- ik cumhuriyeti ortadan kakhrma- yı amaçlayan faaliyetier biçiminde kııllgnılaniayaoağı" biçiminde dü- zenlendi. • Kişi özgürlüğü ve güvenliği- ni düzenleyen 19. maddede, Ana- yasa Komisyonu'nun toplu suç- larda 7 gün olarak kabul ettiği gö- zaltı süresinin 4 güne indirilmesi için ortak önerge verildi. • Özel yaşamın gizliliği, konut do- kunulmazlığı ve haberleşme hürri- yetinin önündeki sınırlamalann kap- samı daraltıhyor. Hâkim karan ya da yetkili merci- in yazılı emri olmadıkça bu haklann engellenemeyeceği, yazılı emrin 24 saat içinde görevli hâkimin onayına sunulması, hâkimin 48 saat içinde karannı açıklamaması durumunda emrin kendiliğinden kalkması hük- mü getiriliyor. Anadfl serbestisi • Yerleşme ve seyahat özgürlü- ğünü sınırlandıran esaslar arasın- dan "ülkenin ekonomik durumu" ibaresinin çıkanlmasına ilişkin maddede, 430 kabul, 8 ret, 3 çe- kimser ve 1 boş oy kullamldı. • Düşünceyi açıklama ve yay- ma hürriyetinin kullanılmasını dü- zenleyen 26. maddede "yasayia yasaklannuş dilkuUamlamaz" ıba- resi metinden çıkanlarak anadil serbestisinin önündeki engeller kaldınldı. Kıylok, Bodmmda toprağa verildi BODRUM (Cumhuriyet) - 68 KuşağTnm simge isünlerinden,"Yumma Gözün Kör GİW, "Bu Kaip Seni Unutur mu?", "Güzel, Ne GüzeJ Ohnuşsun" gibi unutuhnaz şarktlann bestecisi Fikret Ktzılok dün Bodnun'da toprağa verildL tstanbul'dan önceki akşam Bodrum'a getirilen Kızılok'un cenazesi, konutduğu Ozel Bodrum Hastanesi morgundan, oğhı Yağmur Kızılok ve yakınlan tarafindan tesiinı ahndi. Adlhe Camn'nde küman nama7rian sonra cenaze, aDaşlar arasmda götürüldüğü Gümbet Türbe Mezarhğı'nda toprağa verildL Kızılok'un cenazeshün üzerine ilk toprağı, oğhı Yağmur ve müzisyen Mazhar Alanson atb. (Fotograf:AA) Genç: Eıı büyük düşmanım soygunciılar AYŞESAYIN ANKARA - Kamer Genç, TBMM'nin en tartışmalı kişili- ği. Tunceli halkına göre "halk kahnunanı", kimilerine göre şovmen... Kendisine sorarsanız, "iki gözü, iki kuiaği, bir burnu, bir ağzT olan normal bir insan. Meclis'in, hakaretten en çok "tazminat cezast" ödeyen mil- letvekillerinden. Konuşmalan- na, ilgili olsun olmasın mutlaka Tunceli'nin ve bölgesinin sorun- lannı iliştiren; aynı zamanda Meclis'in en renkli kişiliği. DYP Tunceli Milletvekili Kamer Genç yaklaşık 2.5 yıl ayn kaldı- ğı TBMM Başkanvekilliği kol- tuğuna partisinin u ana muhale- fet" statüsünü kazanmasıyla 5. kez oturdu. Ister başkanvekilli- ği koltuğunda otursun, istermil- letvekili sıralanna; doğru bildi- ğini, "maHyeti ne olursa olsun" söylemekten çekinmeyen Genç'in ilginç çıkışlan hâlâbel- leklerde... DevletBakanı KemaJDerviş'e dönük, Meclis kürsüsünde dile getirdiği, "IMFdonunuzuistese onu da mı vereceksiniz?" sözü ona ait. SHP'den DYP'ye geçe- ceği günlerde, "DYP'ye geçece- ğmizyazıbyon bunlardoğru mu" diye soran ANAP mılletvekili- ne, "Meclis'iniçindedeeşrinsel- ler var diye yazıyoriar. Zat-ı âü- niz eşcinsel nıisiniz?" diye yanıt veren de... Genç, don meselesi- ne, "Anadohı'da 'Tefecinin eli- ne düşersen, donuna kadar alır' diye bir söz var. Çünkü don, bir insaıunüzerindekisonekonomik değerdir'' diye açıklık getiriyor. Genç, "bdahsı" olduğu ANAP ve MHP'lilerin muhale- fetine karşın parlamentodan ye- niden Meclis Başkanvekilliği "vjzea" almasından hemen son- ra Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtladı: • Meclis Başkanvekimği'ne adeta "abone" oldunuz. Sade nüUetvekui olarak, yeterince et- Irinobunadığanzımıdüşünüyor- sunuz? • Benim seçim bölgemin sı- kıntüan var. 1978'den 1987'ye kadar sıkıyönetimin olduğu, 87'den beri de olağanüstü halin uygulandığı bir üin milletvekili- yim. Terörün çok yogun olduğu bir bölge. Her gün sıkıntılarla karşı karşıya olan bir bölge. Ekonomik yönden çöküntü var. Bir dönem, çok fazla insan hak- kı ihlali vardı. İnsan hak ve öz- gürlükleri askıya alınmıştı. ln- sanlann bu acılannın içinden ge- len bir milletvekili olarak, hü- kümetler en ufak yatınm getir- medikleri için, o insanlar bir yandan olağanüstü halin acıma- sızbaskılan altında yaşarken öte yandan ekonomik bir ihmalkâr- lık içinde olan bölgenin millet- vekili olmak dolayısıyla, bunla- n her gün vicdanımda, benli- ğimde hisseden bir insan olarak, bunlan çıkıp kürsüde söylemek, benim için vicdani görevdir. • Ep büyük düşmanuuz Idm? • Benim en büyük düşmanla- nm, soyguncular, ülkenin içini boşaltan, ülkeyi kendi menfaatı, ailesinin menfaatı içinkullanan- lardır. •Politikanızı,lurgutÖzaI'dan başlayıp Mesut Yıhnaz'a kadar, ANAP muhalefeti üzerine kur- dunuz. • Tabii tümüyle ANAP'ı kas- tetmek mümkün değil. ANAP içinde de çok duzgün, kaliteli, dürüst arkadaşlanmız var. Sade- ce ANAP'ta değil bunlar. Mese- la, Bayındırlık'ta, Ulaştırma'da ve Sağlık'ta bir sürü yolsuzluk var. Bayındırlık Bakanlığı'nda cağım. Tarafsız birorgandır, ma- kamdırburası. Geçmişte birmil- letvekili olarak verdiğim müca- deleyi, Meclis Başkanvekilli- ği'nde vermem mümkün değil. Onun için mümkün olduğu ka- dar tarafsız kalmaya çalışaca- ğım. Tabii bir yandan parlamen- ter kimliğim de var. Bakanm, suiistimal tespit edersem, tutar parlamentoda söylerim. Kimse de bunun taraflılık olduğunu söylememeli. * Ne kadar tazminat cezası ödediniz bu yıl? Kazandığuuz tprm'matifşr da VHT mi? • Şu andabu yıl ödedigimtaz- minat 5 milyan geçti. TemeJKa- ramollaoğiu'na, AyünTümen'e, Cumhur Ersümer'e ödedim. Bir de Laleli'deki otelden çıkar- ken, bana "Bir kadınla mı bera- berdiniz" diye soran gazeteci vardı. Ben "AnanJa beraber- dnn" deyince gitti dava açü. 2 Muhalefetin planı kulisleri hareketlendirdi ANAP'ta toplu istifa hazırlığı B Baştarafi 1. sayfada Deklarasyonun, imza böiü- münün ise boş bırakılması dikkatçekti.ficisayfadan olu- şan deklarasyonda ülkeninkö- tü gidişi uzun uzun anlatıldı. AB'ye giriş için atüması gere- ken demokratikleşme adımla- nmnözedendiği deklarasyon- da, sorumlukonumdaki kişile- rin "mffletwkiBerBii yetkiâz- lestirq>, »stemin dışına itt&de- ri"ifade edildi. Bildiride, *Si- yasetin mevcut digarşinin riV şnKİa,bağBnsızmiBetvekaieri- ilişkin sorular üzerine, "Do- rum değeriendinnea" yaptı- ğını belirterek, "ParüTeramaç değiL araçor. Gereidrse istifa daederiz" dedi. Adı istifacılar arasmda geçen Ali Er ise so- rulara tt Benm bügim yok" karşüığını verirken, Burhan Karada, "Şuandaanayasaoy- tiyaa vanhr" denilerek, mil- letvekilleri bu duruma karşı harekete geçmeye çağnldı. Yıldınm Akbulut, istıfasına getirir onu bflemem" demek- le yetindi. ANAP kulislerinde, muha- liflerin "isyan" sürecinin hız- lanmasmda, Ydmaz'ın, Tu- rizm Bakanlığı'ndan alarak "ikinci adam" konumuna ge- tirdiği Genel Başkan Yardım- cısı ErkanMumcu'nun "kın- a" tavnnın etkili olduğu ileri sürüldü. gördük. Şirket kuruyor. Bakan- lık nüfuzunu kullanmak suretiy- le haksız kazanç elde ediyor. ll- ler Bankası'nda birçok yolsuz- luk söyleniyor. Ihaleler2-3 mis- li şişiriliyor deniyor. Yani yol- suzluk yapan politikacılan he- def alıyorum. • MecnsBaskaım&illigitaraf- sızhk isteyen bir makam. ANAP'a karşı tarafeızbğınızı na- sd koruyacaksuuz? • Ben kimseye husumet bes- lemiyorum ki. Ben, bu görevin gerektirdiği çalışma içinde ola- seneevvel Hürriyet'ten 2 miryar aldun. Onu da geldim, çocukla- ra sünnet düğününde taktım. Şu anda hakkımızda 16-17 açılmış dava var. • Nereden buluyorsunuz bu paralan? Yetiyor mu genriniz? • Kira gelirleri işte... • Halk sizin fotoğramuzı isti- yormuşpartiden. Basındaiseda- ha çok magazüı yönünüzle taıu- myorsunuz. Nasılbir hayran Idt- lenizvar? • Inanın, her yaştan insanlar- danbüyük bir sevgi görüyorum. Mesela geçenlerde Tunceli'nin bir köyünde bir şenlik vardı. Bu köyün büyük bir kesımı Istan- bul'da oturuyor. Görüntü itibarıyla FP'ye oy veren insanlar, ama bfiyük sev- gi görüyorum. • Siz kürsüde, her yerde, kimi hedefahrsaakııı,dogru biktikle- rinizi söylüyorsunuz. Ama baa insanlar da drvor ki: "Evet, bu adamdoğru söyHiyor.Ama bun- ian yanhş kişi söynıyor." Bu tav- n neyebağhyorsunuz? Acabako- nuşma tarzauz mı neden orayor buna? • Hayır, o beni çekemeyen in- sanların söylediği şeylerdir. Bende bir yanhşlık yok. Ben de Allah'ın bir kuluyum. Halk na- zannda, Türkiye koşullannda benim yanlış tarafım yok. Ama buradakiler beni kıskandıklan için böyle söylüyorlar. Benim nerem yanhş? Herhalde benim de iki kulağım, iki gözüm, bir burnum, bir ağzun var. Bunlann neyi var? Fizik itibanyla neyim eksik? • Medyayla Uişkikriniz hep inişn-çıkışh oklu.Kameralarpe- şinize takıkh, magazin sayfalan- nı süskdiniz. Medyanm size kar- şı tavnnı nasıl değerlendiriyor- sunuz? • Benim medya emekçileriy- le aram çok iyi. Tabii birçok medya kuruluşunun devletle alışverişi var. Kredi ahnışlar, borçlan var, ödemiyorlar, özel- leştirmeden haksız mal ahnışlar. Bunlan söyleyince, "Bu ülkeye bakanhk, başbakanhk yapanlar bir şey söylemezken bize başkal- dbnyor bu adam. Bunıı nasıl bi- tireBm" diyorlar. Geçmişini araştmyorlar. Bakıyorlar, hn^ızlık yok, yol- suzluk yok. Ne yapacaklar; işte biraz kadın yoluyla, çeşitli yol- larla tuzak kuruyorlar. • Kadmlar sizin zaafinız mı? Eşiniz bu haberlere ne diyor? • Yoo, böyle bir zaafım yok. Eşim bunun iftira olduğunu bil- diği için kale ahnıyor. Kendisi de biliyor, benim böyle bir şeyim ohnadığını. Tamamen iftiradan kaynaklanan, kamuoyuna beni kötülemeye çalışan komployla karşı karşıyayım. Onda da başa- nya ulaşamadılar. • Sizinleilgüiçokfarkhgörüş- lervar. Tunceli halkı çok seviyor. Kimisinegöreşov yapryorsunuz. Sz halkkahramanımısunz,şov- men mismiz? • Valla benim şovmenlikle il- gim yok ki. Çiçek sulama mese- lesinden şovmen dediler. Ama bu, başansızlığa uğramış bir komplodur. Hakıkatenkendi oğ- lumun evinden çiçek suladnn çıktım. Kameralara da "Çiçek sulamadan genyorum" dedım. Bu tuttu, kamuoyuna mal oldu. Anayasa değişikliği Egemenlîk tarbşması IŞDCKANSU ANKARA-Anayasanın 90. maddesindeki de- ğişüdik istemı "egemenhk" tartışmasına yol aç- ü. Değişiklik gerçekleştiği takdırde, ulusal yasa- lar ile çatışan uluslararası aniaşmalar, aralannda değiştirilmesi dahi önerilemeyen "egemenük'' hükmünün de bulunduğu anayasanın üstüne çı- kabilecek. Türkiye Barolar Birliği Başkanı & demirOzok, anayasanın 90. maddesine larUemîDederarasıantlaşmalannçatışmasıha&ı- de milktterarası antlasmalaresas ahnîr" yolunda hükmün eklenmek ıstemesını değerlendirirken "BudeğJşiklikjiirüriüğe girerse, biryandan ana- yasanın amir bir hükmünü değiştirebflmek içta betiıii bir nisap aranırken anayasada çok önemB bir unsur olan egementiğin suurlanmasımn dahi söz konusu olabüeceği bir uhtstararası sözkşme yürüriüğe girebflir*' dedi. Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ibrahim Kaboğlu da uluslararası sözleşmelerin ikiye aynlmasını önererek "İnsan haldanâeig^ fa'ohtsiaı^rasısözkşmeieriniilasalyasalariaçaaf- ması haünde bunlara önceüktanmmabdır.Buay- nm yapümabdır" dedi. Eski Dışişleri Bakanı Prof. Dr. MümtazSoysaL Avrupa Birhği hukuku- na göre, alınmış kararlann hukuk hiyerarşisinde ne kadaraşağı oluriarsa olsunlarherdevletinana- yasasından üstün olduklannı dile getirdi. Türk Hukuk KurumuBaşkanı YektaGüngörÖzdende Türkiye'nin tarafolduğu uluslararası örgütve ku- rumlarca kabul edilen anlaşma ve sözleşmeler için bir üstünlük söz konusu olabileceğini, ancak ülkelerya dakimi ikili antlasmalarkonusunda ay- n bir düzenleme yapıhnasının gerekliliği üzerin- de durdu. Hasim Kılıc: Parti kapatmak doğru değil İLHANTAŞa ANKARA - Anayasa Mahkemesi Başkanve- kili Haşim Kıbc, anayasa değişikliği pakeönde yer alan ve parti kapatmalarda nitelikli çoğun- luk (5'te 3) aranması koşulunu içeren düzenle- mesine kişisel olarak olumlu baktığma, ancak Yüksek Mahkeme'ninbukonuda "doyarfa okte- ğuna" işaret etti. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kı- hç, TBMM gündemindeki 37 maddelik anaya- sa değişiklığıni Cumhuriyet'edeğerlendirdi. Kı- lıç, parti kapatmalar için öngörülen nitelikli ço- ğunluk sisteminın amacının ve bununla neye ulaşılmak istendiğinin önemli olduğuna dikkat çekerek "Amaç siyasi partüerin kapanfanagmı zorlaşOrmak. Kişisel düşüncem bu. Mahkeme görüşü değil bu. Yasa koyucu böyle bir düzenie- me yapıyorsa benim söyleyecek bir şeykn yok" dedi. KıJıç. mahkemenin görüsünü sonnamız üzerine, "Anayasa Mahkemesi hassas tabi. O zaman8'de3çoğunhıkdeniyordu. Parlameater- ler btınu biraz daha yumuşatarak 7'de4'e geör- miş oMular" dedi. Sami Selcuk'a tepki Erdoğan:Talihsiz bir açıklama ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Başkanı SamiSeiçuk'un "BuMedis,anavasade- ğiştiremez'' sözlerine, yargı çevrelerindendetep- ki geidi. Ankara Barosu Başkanı SadıkErdoğan, "Ta- Mhsizbir acüdama" değerlendirmesini yaparken "TBMM. her şe>i yapmaya muktedirdir. Oddİ bir hukuk adamına yaraşmayan bir davraaş" dedi. Erdoğan, yargının da siyasete kanşmama- sı gerektiğıni vurguladı. Erdoğan, Selçuk'un bu sözlennin yanlışhğına işaret ederken "Çünkü Medis'in nitEUğmi tarbşmak yargann siyasete, bir yerde müdahaksi gibi algılanır. Nasıl bcz 'si- yaset yargıya kanşmaz' dryorsak, yargı dasfya- " diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle