24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA 14 KULTUR [email protected] Dil Bayramı ve SultanlarınDansı Bugün, Türkçenin kendi olanaklanyla bilim ve sanat dili olarak gelişmesini amaçlayan devrimci atılımın yıldönümü SEVGİÖZEL "Sultan's of The Dance"i gördü- nüzmü? "MydonoseProductions"ın bu başanlı gösterisiyle ilgili ilk ha- berleri gazetelerde okuduğumda, birçoldan gibi ben de yabancı bir kuruluşun etkinliği sandım. Bu ne- denle, biletleri kaç dolar diye soran- lan yadırgamadım. "Popüler" dün- yanın gerisinde kaldığım için bağış- laym, bir süre sonra öğrendim ki, dûşûnen, tasarlayan, kotaran, oyna- yan "bizim çocuklar"... Ben daha görmedim, ama görenlerin övgüy- le söz ettiği, "bizhn çocuklar"ı kut- lamak isterim. Sultanlann Dansı demek başka, "Sultan's of The Dance" demek ve tngilizce yazmak bambaşka bir şey. îngilizce bilenJer ayn, bilmeyenler ayn söylüyorlar, ol- sun! Şimdi moda bu. Kırk yıllık maydanozun adı nasıl söylenirse söylensin, kanştı- ğı her şeye ayn bir tat verir. "Dream- bmd"lere özenerek "dürümland"lar • Ne acıdır ki dilimiz, akıl almaz bir hızla kirlenmiştir. 69. Dil Bayramı'nı, Türkçeyi boyunduruğu altına almaya çalışan Ingilizcenin 'büyüsüne' kapılarak kutluyoruz. attığı adımı büimcilerden, tüm sanat- çılardan dil konusunda gösterecek- leri duyarlıkla desteklemelerini bek- lerdik. Tüm kitle iletişim araçlann- dan beklentimiz buydu. Kitle ileti- şim araçlannın dolarla aylık alan "anchorman"lan için "doİar''atep- ki, salt "haber" niteliği taşıyordu. "Dotar"a tepki gösterildiği günler- de bir süre "dolarw ın düşmesi bir rastlantıydı, sistem ağlannı öyle ör- müş ki, öteki sultanlann dansı, ken- dine yabancılaştınlan, kendi üretirru- ne ad bile koyamayan bir ülkenin tüm değerlerini silip süpürüyor ya- zak ki. Keşke bütün Türkiye görse "Sultan's of The Dance"ı... Bir "ci- nevip" kuruluşu olan "cinemama- gK"lerde fılm izleyen, "BOkentCen- ter"da alışveriş eden, "Dedikodulu BaduslTta "fimit- siz meze" ile eğle- nen, "The Mutiu- han Bay"da ister- yaratan, camına "for sale" yazmaz- sa mülkünü satamayacağına inan- dınlan; "sunucu"luğu "spiker w lik kadar havalı bulmayıp "anchor- man/anchorwoman"lığa yükselen ve tüm alışverişini dolar hesabıyla yapan "televole"cilere, "paparaz- a"lere "Laila"nm kapısında yaka- lanan "suhan"lann dansı başlayalı çok oldu bu ülkede. Görünen o ki, daha bir süre kendi yarattığımız bir güzelliği adlandırma mutluluğunu bile tadamayacağız. Asla bir tutucu- luğumuz yok, bilimsel, sanatsal ya- ratılann "mifliyeti'' olmadığına, sı- nır tammadıgma, pasaport taşımadı- ğına inanınz biz. "Dolar" yerine Türk Lirası kullan- ma önensi bir coşku yarattı hepi- mizde, bu coşkuyu yaygınlaştırmak, toplumsal bilince dönüştürmek yo- lunda "Arüksahneyedolaralarakçık- mayacağun" diyen ses sanatçüannın se "siııgle" odada "advantagepeşin- siz 4 taksft" ya da "Princess Ho- tds"da"herşeyda- hfl"'olup"phaselis 69.000.- pasha's 59.000." lirayı "pasha pasha" sökülen ve bu sefa- nın sonucu olan fazla kilolannı "ae- robik, step, streching programlan" ile dökenlenn "bairamofthelangu- age"ını kutlamak isterim. (Yanlış yazdıysam kusura bakmasınlar, "pi- yasa" Ingilizcesi bu kadar olur.) Dil bayramını, 69 yıldır Türkçe yazıp söyleyerek kutluyoruz. 69. Dil Bayramı'nda inanıyoruz ki, îngiliz- ce çağnlanmıza "yukan''lardan da ses gelir. 26 Eylül, dil bayramıdır. Atatürk'ün öncüsü olduğu dil dev- rimini yaşama geçirmek için 26 Ey- lül 1932'de Dolmabahçe Sarayı'nda toplanan ilk Türk Dili Kurultayı'nın yıldönümüdür. Dilde devrim olma- yacağını ileri süren Türk Islam sen- tezcilerinin KenanEvren ve arkadaş- lan, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kummu'nu kapattığı 1983'e değin kutlamadığı, anmadığı, sahiplenme- diği "26 EylûJ" ekin tarihimizde önemli bir bayramdır. Türkçenin kendi olanaklanyla bilim ve sanat di- li olarak gelişmesini amaçlayan dev- rimci anlımın yıldönümüdür. Ne acı- dır ki, 69 yıldır dil devriminin kaza- nımlanyla konuşarak ve yazarak dil devrimine, devrimcilere saldıranlar Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kuru- mu'nu yok temeyi başardıktan son- ra dildeki karmaşa kargaşaya dö- nüşmüştür. Dilimiz, akıl almaz bir hızla kirlenmiştir. Dilin kirliliği, dü- şüncenin kirliliğidir. 69. Dil Bayra- mı'nı "tetevole" kültürünün baskısı altında kutluyoruz. Kalıtına hukuk- dışı yollarla el konulan Mustafa Ke- mal'in, Türk diline emek veren us- talann kemiklerini sızlatarak kutlu- yoruz. Türkçeyi boyunduruğu altı- na almaya çalışan lngilizcenin "bû- yûsü"ne kapılarak kutluyoruz. Ya- yılmacı yeni dünya düzeninin para- sı "dolar"a tepki göstererek kutlu- yoruz. Bu 26 Eylül'de de 69. Dil Bayra- mı iki ayn köşede kutlanacak. Kuş- kusuz. Atatürk'ün Türk Dil Kuru- mu'yla yalnızca adı benzeyen ve dil devrimini "Ksan inlalabı"na çeviren resmi bir kurumun töreninde devlet büyüklerimiz yerini alacak. Ata- türk'ün başlattığı dil devrimini sür- dürmek amacıyla kurulan Dil Der- neği ise 18 yıldır, 1982 Anayasa- sı'nın 134. ve 15. maddelerinden kaynaklanan hukuk ayıbını silmeye çaîışıyor. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün eliyle yazdığı "vasiye- ti" üzerindeki hukuk lekesi dururken, büyüklerimizin resmi kurumun tö- reninde yapacağı parlak konuşma- lar, 18 yıllık haksızlığı pekiştirmek olur. Adını düşünmeden alkışladık- lan "Sultan's ofThe Dance"ın sanat- sal değer taşımayan "versiyon"üna katılmak olur. Bu duygularla önce tt büvüklerimiz''in bayramını kut- lanm. PERA PALACE'TA MUZAYEDE Antika kitaplar satışa çıkarılıyor Kültür Servisi - Tarihi Pera Palace Oteli bugün ve yann bir müzayedeye ev sahipliği yapacak. Librairie de Fera'nın düzenlediği müzayedede antika kitaplar, eski Istanbul gravürleri, eski . haritalar ve imzalı kitaplar satışa sunulacak. Bugün ve yann düzenlenecek müzayedeler saat 19.30'dabaşlayacak. Eserler bugün 10.00- 19.00 saatleri arasmda sergilenip tanıtılacak. Müzayedenin ilk bölümünde, 1923 yılında Time The Weekly News'de kapak olan Mustafa Kemal'in orijinal dergi, Osmanlı Imparatorluğu ve I. Dünya Savaşı, 19. yüzyılda Osmanlı tmparatorluğu, Bizans, Karadeniz, Erotica başlıklı eserler satışa sunulacak. Müzayedenin en pahalı eserlerinden biri de Celestin rahibi F. Pierre Crespet tarafından kaleme alınan ve Papa II. Pius'un Fatih Sultan Mehmet'ı Hıristiyanlığa davet eden mektubunun Fransızca baskısı ve şerh edilmiş metni. Metin, 4 milyar 200 milyondan satışa sunulacak. Müzayedenin ikinci bölümünde bilim tarihi, sanat, mimarlık ve arkeoloji, dinler ve mezhepler, gravürler, imzalı kitaplar ve haritalar yer alacak. tmzalı kitaplar bölümünde ise Meiih CevdetAnday'ın, satışımn kendısi ile hiçbir ilişkisi olmadığını söylediği • ve Yaşar Gedikoğlu'nun kitaplığmda yer alan, Anday'ınyazar dostlan tarafından imzalanmış kitaplan yer alıyor. İmzalı kitaplann satış fiyatlan 18-70 milyon arasmda değ^şiyor. Fotoğraflar bölümünde ise AbduDah Frere, Guillaume Berggren, Sebah JoaiDer'ın yanı sıra gravür ve taşbaskılar bölümünde Edirne kartpostallan, Etfal Hastanesi'nin planlan, Bodrum mozolesi ve haritalar yer alıyor. İlk yereltarih grubu sergisini Eylül 2000'de Çanakkale'de açan gruplar, 25 Ekun'de Antakya'da, 8 I<asım'da ise Mersin'desergiaçacak. Yerel Tarih Gruplam Projesi Tarih Vakfı, yurttaşlan ve sivil girişimleri yaşadıklan bölgenin, kentin ya da sokağm tarihine sahip çıkmak adına yeni projelerde, Yerel Tarih Gruplan iletişim Ağı'nın bir parçası olmaya çağınyor Kûrtür Servisi - Tarih Vakfı tarafından 1999'dan beri düzenlenen Yerel Tarih Grup- lan Projesi, Türkiye'nin çeşitli kentlerinde yü- rütülen çahşmalarla sürüyor. Yaşadığı bölge- nin, kentin ya da sokağrn tarihine sahip çık- ma duyarlılığmda olan, kentin bugününün ve geleceğinin tasanmmda etkin olmak isteyen yurttaşlar ve sivil girişimler, farklı alanlarda gerçekleştirdikleri tarih projeleri ve etkin- likleriyle yaşadıklan kente sahip çıkmaya çalışıyorlar. Tarih Vakfi, Rockfeller Vakfı tarafından sağlanan destekle yürüyen bu projede koor- dinasyon ağırlıklı bir görev üstleniyor. Üç yıl- dır devam eden projede, 11 kentteki yerel ta- rih grubuyla koordinasyon halinde çalışma- lar yürütülüyor. Ankara, Antakya, Çanakka- le, Gaziantep, Kayseri, Kırklareli, Kilis, Kon- ya, Mardin, Mersin ve Ünye yerel tarih grup- lanndan bir bölümü bu proje sürecinde bir grup kimliği kazanırken, bir bölümü o kent- te farklı alanlarda çalışan sivil girişimler ola- rak yerel tarih gruplan iletişim ağına katıl- dı. Bu kentlerin yam sıra Ayvahk, Didim, Gökçeada, îzmir, Manisa, Trabzon, Şanlıur- fa, Zonguldak'taki sivil girişimlerle ve yerel tarih araştırmacılanyla iletişim sürdürülü- yor. Haftalık veya on beş günlük toplanrılarla bir araya gelen, bir çekirdek ekibin çevresin- de giderek genişleyen, katılıma açık yerel tarih gruplan, farklı alanlarda yürüttükleri araş- tırmalan, kaynak bulabildikleri ölçüde ser- gi, söyleşi, kitap projeleri aracılığıyla kent- te yaşayan daha geniş bir kesimle paylaşa- bilme olanağı buluyorlar. Eylül 2000'de Ça- nakkale Yerel Tarih Grubu tarafından açılan 'Çantalar Elimizde - Çanakkale'de Cumhu- riyet Öncesi Eğitim Yapıtlan' sergisi, ilk ye- rel tarih grubu sergisi oldu. Ardından Tem- muz 2001'de Ünye Yerel Tarih Grubu, 'Ç> nann Gölgesinde Cumhuriyet Meydanı' baş- lıklı sokak sergisini açtı. Antakya ve Mersin gruplan ise önümüzdeki aylarda sergilerini açacaklar. 25 Ekim'de Antakya'da açılacak serginin konusu 'Kentin Sosyal Yaşamında Bu- luşma Mekânlan', 8 Kasım 'da Mersin 'de açı- lacak sergi ise 'UrayCaddesi'nde yapılacak. Çanakkale grubunun bu yılki araştırmalar projesinde ise 'Kentin Sokak tsimlerinde Ya- şayanlar' konulu kitap olacak. Grubun, Ça- nakkale sokaklanna adı verilen kişiler ve ve- riliş nedeni üzerine topladıklan bilgileri kap- sayan kitabı yıl sonunda satışa sunulacak. DEFNE GÖLGESÎ TURGAY FtŞEKÇt 'Söylenecek Söz Var Daha' Server Tanilli'nin yeni kitabı Değişimin Diyalek- tiği ve Devrim, "Marksizm Üstüne Yeni Düşûnce- ler" alt başlığını taşıyor. Nedert? Çoklanna göre Marksçı düşünce Sov- yetler Birtiği'nin dağılmasıyla tarih olmamış mıydı? Olaylara ve olgulara salt sermaye penceresinden ya da günlük dalgalanmalann sığlığı içinde bakan- lar böyle düşündüler. Onlar için Marksçı düşünce, dünyaya bütünlüğü- ne bir bakış sağlayan düşünce yöntemi değil, dar görüşlü sosyalist uygulamaJann yol açtığı baskıcı biryönetim biçimiydi, yıkıldı gitti. On yıldıryer yuvarlagında dizginsiz at koşturan "p/- yasa"nın, "maviportakal"\, neredeyse rengini değiş- tirip çöplüğe göndermesi işten değil. fnsaniık kendi sonunu getirecek bu akıl dışı süre- ci kayrtsız ve çaresiz izlemekle mi yetinecek? Günümüzün yanıt aranan sorusu bu. Teknik ilerlemenin insanlığın kurtuluşunu sağlaya- cağı yolundaki iyimser düşünceler, doğa yıkımlan ve atom bombasının kullanılmasıyla yok oldu. Bugün insan da tüketilen kaynaklardan biridir yalnızca. öyleyse insanın kurtuluşu, doğanın, dahası yer- yüzünün kurtuluşuyla birlikte olanaklıdır ancak. Küreselleşme karşıtı hareketlerin bir anda bu den- li yaygınlaşıp etkinlik kazanması insanlığın çıkış yo- lu arayışının sesieridir. Bir dünya görüşü olarak Marksçılık, modern çağ- la birlikte düşünce tarihine kendine özgü yeni bir hal- ka ekleyerek, çağın sorunlanna çözüm arayan dü- şünce ve eylem önerileriyle ortaya çıktı. Bu düşüncenin temelini ise en geniş anlamryla hümanizma (insan sevgisi) oluşturuyor. Yani Marks- çı düşüncenin temel amacı, insanoğlunu ekonomik prangalanndan kurtanp özgürleştirmek; her türiü baskjdan uzak insanca yaşamasını sağlamak. Manc'ın ünlü deyişiyle "acılannın düzeyini yükseltmek." In- sanı günlük yaşam dertlerinden kurtanp sanatın, düşüncenin sorunlanyia ilgili kılmak. Oysa bugün insanlık para gücünün baskısı altın- da yaşıyor. "Içilebilir sudan yoksun 1.3 milyar insa- na bunu sağlayabilmek, biryılda Avnıpalılann don- durmaya ve Amerikalılann da kozmetiğe harcadık- lanndan daha az bir para gerektiriyor." "Bir toplumun gelişme düzeyi; ne olursa olsun, sadece kalkınma oranı ve kişi başına düşen ortala- ma zenginlikle değil, çaresiz insanlann yazgısını dû- zeltmeye ayırdığı payla da ölçülür.' Marksçı düşünce, insanoğlunun bugüne dek ta- sariadığı en gerçekleşebilir utopya olmayı bugün de sürdürüyor. Bu ütopyanın temeli, insanlığın savaşlardan, sö- mürüden, baskıdan uzak, yerküreyle banşık yasa- yabileceği bir dünya düzeninin kurulması. Bu öneriye, "Hayır, olmaz!" denebilir mi? Server Tanilli, Marksçı düşüncenin günümüz ko- şullannda ve insanlığın geleceğinde ne denli önem taşıdığını, günümüzün önde gelen Batılı düşünürle- rinin tartışmalanna ve tanıklıklanna da sık sık baş- vurarak, kitabında enine boyuna irdeliyer. Değişimin Diyalektiği ve Devrim, Marksçı düşün- ceye getirilen yeni yorumlan gündeme taşıyarak dü- şünce hayatımıza yeni kapılar açıyor. Değerini bilelim. Özel tiyatrolara destek • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı, 2001- 2002 sanat sezonunda 67 özel tiyatroya toplam 319 milyar 900 milyon lira destek verecek. Kültür Bakanlığı Müsteşan Fikret Üçcan'ın başkanlı ğında, Müsteşar Yardımcısı Kemal Fahir Genç, Güzel Sanatlar Genel Müdür Vekili Yaşar Doruk, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Lemi Bilgin, Tiyatro Yapımcılan Derneği Başkanı Ali Poyrazoğlu, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Başkanı Refik Erduran ile Tiyatro Oyunculan Derneği Başkanı Göksel Kortay'dan oluşan Özel Tiyatrolara Devlet Desteği Değerlendirme Kurulu, 20 Eylül'de toplanarak özel tiyatrolann başvurulannı inceledi. Değerlendirme sonucunda, 37 profesyonel tiyatroya 273 milyar, 12 çocuk oyununa 22 milyar 500 milyon, 9 amatör tiyatroya 16 milyar 900 milyon, 8 geleneksel tiyatroya 4 milyar, salon onanmı için de bir tiyatroya 3 milyar 500 milyon lira olmak üzere toplam 319 milyar 900 milyon lira devlet desteği verilmesi kararlaştınldı. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle