Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2001 ÇARŞAMB,
TEROR VE SAVAŞ
Radyonun Taleban lideriyle yaptığı röportaj ABD Dışişleri Bakanlığı'nca yayından çıkanldı
Amerika'nın SesikısıldıVVASHEVGTON (AA) - Ameri-
kan hükümetinin fınansmanını sağ-
ladığı Amerika'nın Sesi (VOA)rad-
yosunun, Afganistan'daki Taleban
lideri Molla Muhammed Ömer ile
yaptığı bir röportaj, ABD Dışişleri
Bakanlığı'nın müdahalesiyle yayın-
dan çıkanldı.
Dünyanın pek çok bölgesinde, çe-
şitli dillerde yayın yapan VOA'nın
röportajının yaymlanmaması için
Amerikan Dışişleri Bakanhğı'nın i-
ki numaralı ismi konumundaki Ba-
kan Yardımcısı Richard Armitage,
bizzat VOA'ya giderek yönetim ku-
ruluna talepte bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü-
sü Richard Boucher, 11 Eylül'deki
terörist saldınlann bir numaralı şüp-
• Bakanlık Sözcüsü Boucher, saldınnın bir numaralı şüphelisi Ladin'i vermemekte ısrar eden
Taleban yönetiminin lideriyle yapılan röportajın, hükümetinin fon sağladığı radyo tarafından
yayınlanmasının doğru olmadığını düşündüklerini bildirdi. Radyo çalışanlan ise
sansüre tepki gösterdi.
helisi terörist Usame bin Ladin'i
vermemekte ısrar eden Taleban yö-
netiminin lideriyle yapılan bu rö-
portajın, Amerikan hükümetinin
fon sağladığı VOA tarafından ya-
yımlanmasmın doğru olmadığını
düşündüklerini bildirdi.
Boucher, yaptığı açıklamada,
"Biz, Amerikan halkınınvercüği ver-
güerie, VOA'nın, Taleban'ın sesini
duyurmasının doğru olduğunu dfi-
şünmüyonız" dedi. Boucher,
VOA'in bağımsız haberciliğini ta-
nıdıklannı ancak Molla Ömer ile rö-
portajın yayımlanmasmın sorumlu
bir davranış olmayacağını kaydetti.
Röportajın, ABD Başkanı Geor-
ge W. Bush'un, 20 Eylül "de, Ameri-
kan Kongresi'nde yaptığı ve Afga-
nistan'a ültimatom verdiği konuş-
masının ardından, Amerikan görü-
şüne cevap olarak gerçekleştirildiği
belirtiliyor. Amerikan basınmdaki
haberlere göre röportaj, Taleban li-
deri Ömer tarafından talep edildi.
12 dakikalık röportaj, Vv'ashing-
ton'da bulunan bir VOA muhabiri
tarafından, Taleban'ın dili olan Peş-
tun dilinde telefonla gerçekleştiril-
di. The Washington Post gazetesi-
ne göre, Ömer, röportajda,
ABD'nin, Bin Ladin'i teslim etme-
si çağnsını reddederek ABD'nin,
"tslamı rehin akhğT görüşünü sa-
vundu. Gazeteye göre Ömer,
"Amerika, kendisine saldıran kötü-
lüğü kendi yarattı. Eğer ben ölür-
sem, Usame ölürse veya başkaJan..
bu kötülük kaybohnayacak. Ameri-
ka, geri adım atmalı ve politikalan-
nı gözdengeçirmeüİmparatorhığu-
nu dünyaya, özellikle de tslanı ülke-
lerine yaymaya çalışmamah" dedi.
VOA çalışanları ise ABD Dışişle-
ri Bakanlığı'ndan gelen bu talebe
tepki gösterdiler. VOA Yönetim Ku-
rulu'na 100 çahşanın imzası bulu-
nan bir mektup gönderilerek
"VOA'nın bütünlüğü tehlikededir.
Bu sansürdunya çapında dinleykile-
rimize karşı guvenilirüğimizi emsaJ-
siz şekilde zedetemektedir" denildi.
Öte yandan, ABD Dışişleri Ba-
kanlığı'nın bir yetkilisi, VOA'nın
Peştun dilinde hizmet veren servi-
sinin endişe verici ölçüde zayıf ga-
zetecilik sergilediği yorumunda bu-
lundu. Aynntı vermeyen yetkili,
"Bize öyle geByor id bu servis gide-
rek belli davalann avukatı haline
gefiyor" dedi.
FBI sorusturması
Yeniisimler
ortaya çıktyor
Haber Merkezi - Al-
man Bild gazetesi, Birle-
şik Arap Emirlikle-
ri'nden Mustafa Ahmed
adlı kişinin, ABD'yi vu-
ran saldınlan kısmen fi-
nanse ettiğini yazdı. Ha-
ber kaynağını belirtme-
yen gazete, Amerikan
Federal Soruşturma Bü-
rosu'nun (FBI), Mustafa
Ahmed'in 11 Eylül sal-
dınlarının fînansmanını
en azından kısmen sağ-
ladığına ilişkin belgeler
bulduğunu iddia etti.
Gazetenin haberine
göre, sanıklardan Mu-
hammed Atta, New
York'taki Dünya Ticaret
Merkezi kulelerine çar-
pan uçağa binmeden ön-
ce Mustafa Ahmed'e bir
miktar dolar yolladı. Ha-
vale edilen paranın mik-
tan belirtilmedi.
Ladin'le temas
halinde
Amerikan Newsweek
dergisine de gönderme
yapan Bild, Mustafa Ah-
med'in, kanlı saldınla-
nn baş sanığı ilan edilen
Usame bin Ladin'le te-
mas halinde olduğunu
yazdı. 11 Eylül saldın-
ları sonrasında kökten-
dincilere yönelik ope-
rasyonlannı sıklaştıran
Avrupa ülkelerinde gö-
zaltılar sürüyor.
Fransız polisi, aşın
dinci tslami gruplara
mensup olduğu öne sü-
rülen 4 kişiyi gözaltma
aldı. Fransız polis söz-
cüsü, terörle mücadele
birimlerinin, silah sak-
Iandığı şüphesiyle Pa-
ris'in merkezinde ve iki
banliyösünde çok sayı-
da baskın düzenledikle-
rini söyledi.
7 Idşi gözaltındaydı
Aramaların 11 Ey-
lül'de ABD'de meydana
gelen saldınlarla ilgisi
olmadığını belüten söz-
cü, aramalarda silah da
bulunmadjğını kaydetti.
Fransız pohsi, Fran-
sa'daki Amerikan elçili-
ğine saldırmayı planla-
dıklan şüphesiyle cuma
günü 7 kişiyi gözaltına
almışrı.
IĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇİN
mmsm
Ucakları koruyacaklar
Gokyüzu
Ikiz kulelere yapılan saldın Chicago ve New York maratonlannı engellemedi
Hayata dönüşün koşusuSpor Servisi - Chicago ve New
Yorîc maratonlan, ABD'ye düzen-
lenen terörist saldınlara karşın,
planlandığı tarihlerde koşulacak.
Yetkililer, bu spor organizasyo-
nunda güvenlik probleminin ya-
şanmayacağına dikkat çektiler.
New York Maratonu Yöneticisi
Allan Steinfeld. yanşın belirlenen
tarihte yapılacağını ancak Man-
hattan'daki Dünya Ticaret Merke-
zi'ne gerçekleşen saldınlar nede-
niyle parkurda bazı değişiklikler
düşünüldüğünü belirtti.
Steinfeld "Böylece dünyaya ve
teröristlereasla göz yummavacağı-
mızı göstereceğiz" şeklinde ko-
• Yılın en geniş katılımlı yanşı olan Chicago Maratonu,
önceden belirlendiği gibi 7 Ekün'de 37 bin 500 atletin
katılımıyla yapılacak. 4 Kasım'da yapılacak New York
Maratonu'nda ise yaklaşık 30 bin atlet yanşacak.
nuştu. Halkın ve yanşuı güvenli-
ğini korumak için herkesin var gü-
cüyle çahştığını beürten Steinfeld,
"11 Eylül'de meydana gelen kor-
kunç olaylardan sonra New York
Maratonu, kentin çeşittiliğini,
enerjisini ve mücadeleci gücunü
ortaya koyma konusunda tarihi
bir görev üstfcnmiştir" dedi.
Chicago Maratonu Başkanı
MarkNystuen,
tt
Bu faciada haya-
tnu kaybedenlere veonlarmyakm-
lanna taziyelerimizi sunuyoruz.
Aynca bu insanlanmrza yardım et-
mek için yoruhnaksızm çahşan
kahramanlanmıza yürekten te-
şekkûr edijoruz." dedi.
En geniş katılımlı koşu
Chicago Özel Organizasyonlar
Yöneticisi Jim Law ise her za-
manki gibi güvenliğin ön planda
olduğunu belirterek, "Tarihimiz-
de bu inanılmaz süreci yaşarken
ChicagoMaratonu, normalhaya-
ta dönüşümüzün temsilcisi ola-
cakör." diye konuştu. Yılın en ge-
niş katılımlı yanşı olan Chicago
Maratonu, önceden belirlendiği
gibi 7 Ekim'de 37 bin 500 atletin
katılımıyla yapılacak. 4 Kasım'da
yapılacak New York Marato-
nu'na ise yaklaşık 30 bin atlet ya-
nşacak.
Chicago Maratonu'nu yol bo-
yunca yaklaşık 900 bin seyircinin
izlemesi beklenirken, parkur Dün-
ya Ticaret Merkezi'nin yıkıntıla-
nmn yakınından geçmediğinden,
yanş güvenliğinden endişe duyul-
madığı belırtıldi.
aranıyor
FRANKFURT (Cumhuriyet Bûrosu) -
Israil havayolu El Al'ın yıllardır
uyguladığı model, bundan böyle
Alman havayolu şirketi Lufthansa
uçaklannda da uygulanacak.
tt
Sky
Marshals" (Uzay Şerifi) adı verilen
silahlı güvenlik görevlileri, Lufthansa
uçaklannda muhtemel terör
saldınlanna ve uçak kaçırma
eylemlerine engel olacak. Uçak
tiplerine göre sayılan üç ile altı
arasında değişecek olan uzay şerifleri,
Alman sınır koruma birliklerinden
(Bundesgrenzschutzes-BGS) ya da
Ozel Birlikler (GSG9) arasından
seçilecekler. Lufthansa yetkilileri bu
konuda Federal tçişleri Bakanlığı ile
görüş birliğine vanldığını açıkladı.
öte yandan Polis Sendikası Sınır
Koruma Birlikleri Sözcüsü de bu
gelişmeyi doğruladı. Henüz karara
bağlanmamış olan konu ise
görevlendirilecek uzay şeriflerinin
ücretlerinin kim tarafından ödeneceği.
Silahlı güvenlik görevlilerinin uçakta
bulunması, bugüne kadar özellikle
pilotlar tarafından kuşkuyla
karşılanıyordu. Uçaklarda silah
kullanılmasının teknik güvenlik
önlemlerini sakatlayabileceği ve
kabinin delinmesi halinde ise düşme
tehlikesi yaratacağı öne sürülüyordu.
Amerikan yurttaşı
Amerikan Federal Sivil Havacılık
Yönetimi (FAA), yolcu uçaklannda
güvenliği sağlamak amacıyla sivil
polis aradığını bildirdi. FAA Sözcüsü
Rebecca Tresler, 11 Eylül
saldınlanndan sonra yolcu uçaklannda
güvenliği sağlamak amacıyla alınan
önlemler çerçevesinde, uçaklarda
silahlı sivil polisler görevlendirmeye
başladıklannı, ancak bunlann
sayısının yetersiz olduğunu ve yeni
polislere gereksinim bulunduğunu
kaydetti. Sözcü, halen uçaklarda görev
yapmakta olan polislerle işe alınacak
polislerin sayısını açıklamayacaklanm
belirtti. 'Gökyüzü polislerinin' tehdit
altında olabilecek iç ve dış hat
seferlerinde görev yapacaklannı
kaydeden sözcü, bu göreve talip
olacaklarda Amerikan yurttaşı olma
şartı aradıklannı, görevlendirilecek
polislere yılda 35 bin ila 80 bin dolar
maaş verileceğini söyledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Pakistan'da bir Kalaşnikof tüfek
100 dolara satılıyor. Pakistan'ın Af-
gan sınınnda 24 saatte sipariş üze-
rine silah üretiliyormuş. Pakistan sı-
nınndaki Afgan mülteci kampların-
da, her gün açlıktan ve hastalıktan
çocuklar ölüyor. 5-6 yaşındaki ço-
cuklar sınırsız bir şekilde ağır işler-
de çalıştınlıyor. Bu bölgede en çok
para getiren iş tabut yapmakmış.
Savaş, yoksul toplumlar için baş-
ka bir anlam ifade ediyor, zenginler
için başka. Bir ellerinde silah ve ek-
mek, öbür ellerinde ise ölüm var
burada yaşayan insanların. Zengin
ulusların yıllarca seyrettiği ve gör-
mezlikten geldiği bir dünya burası.
Kendi kaderine terk edilmiş, ölüme
ve hastalıklara boğulmuş. Şimdi il-
kel tabutlar ve ilkel silahlar üretiyor.
•••
Afganlılar, Pakistanlılar, Bangla-
deşliler her gün ölümle burun bu-
runa yaşıyordu. Bir gün buraların
barut fıçısı haline geleceği ve Ba-
tı'yı tehdit edeceği acaba hiç düşü-
Savaşın Mantığı, Silahm Mantığı
nülmemiş miydi? önceki gün
ABD'li bakan TV'ye çıktı ve zirai i-
laç taşıyan bütün uçakların
ABD'deki uçuşlannın iki günlüğüne
durdurulduğunu açıkladı. ABD ye-
ni bir felaket endişesi içine girmiş-
ti. Bu tür önlemlerin, ABD ve Batı
ülkeleri açısından mutlaka ciddi bir
maliyeti var. 11 Eylül saldırısından
bu yanaABD'de uçak şirketleri bü-
yük bir mali kriz içine girdiler.
Afganistan sınınnda silah üreten
ustanın fotoğrafına bakıyorum.
Yoksulluk ve kir pas içinde. Zar zor
ekmek bulan bir topluluğun ustası
o. Kaderini şiddete bağlamış bir
toplumun ürecisi. Belki de çok ye-
tenekli. Imkânları olsa, çok daha
verimli şeyler üretebilir.
Dünyanın tercihi; bu köhne dük-
kânda, kir pas içinde tüfek taban-
ca üreten yoksul Afganlılar değil,
gücün ve silahm gerçek efendisi
Amerikalılar. Dünyanın en iyi silah-
larını, en iyi bombalannı ABD'liler
üretiyor. Bu alanda en çok parayı
da ABD'liler kazanıyor. Silah üreti-
cileri özel uçaklarla seyahat ediyor-
lar, en lüks hayatı yaşıyorlar. Dün-
yanın yeniden şiddete yönelmesi
en çok onların işine yarayacak.
•••
Şu tabloyu çok iyi anlıyorum,
kimse köhne dükkânda silah üreten
Afganlı mülteciden yana olmak is-
temez. Eğer ölçü silah olursa, bu-
nu en iyi üreten ve en iyi kullanan
ülke, dünyanın büyük çoğunluğu-
nun tercihi olur. Bizim ülkemize de
bakıyorum, güç odaklan, sesi faz-
la çıkanlar kendilerince haklı olarak
ABD'nin girişeceği operasyona
destek veriyorlar. Itiraz edenlere de
kızıyorlar.
Dünyada aklı başında kimsenin
terörü desteklemesi düşünülemez.
New York'ta molozlar altında can
veren binlerce insan, acımasız bir
terör eyleminin kurbanı. Böyle bir
eylemi hoş görmek, onaylamak,
her şeyden önce insani değil. Bu
saldırıya tepki göstermek ve saldır-
ganlann cezalandırılmasını istemek
de insanca bir duygu. Milyonlarca
Amerikalının acılannı paylaşmamak
mümkün mü?
Bu acıları paylaşalım, dünyanın
teröre karşı yeni önlemler almasını
da onaylayalım. Burada sorun,
ABD'nin önerdiği çözüm yollannın
doğru olup olmadığı. Herkes gibi
ABD'liler de görüyorlar ki, terörün
nereden vuracağı belli değil. Zirai
uçaklann bile toplu bir felakete yol
açabileceğini düşünenleröncelikle
ABD'liler. Onlar hâlâ kendi ülkele-
rinde yaşayan teröristlerin variığın-
dan ve yapacaklanndan korkuyor-
lar.
•••
Demek ki sorun, Afganistan'ın te-
pesine bomba yağdırmakla
çözülebilecek kadar kolay değil. Is-
lam radikalizmi neden bu kadar
güçlendi? Dünyada küreselleş-
menin yol açtığı büyük dengesizlik
nasıl giderilecek? Dünyada şiddeti
körükleyen etkenleri, bunun p-
sikolojik, sosyolojik, ekonomik
nedenlerini tartışmadan ve çözüm
yolları üretmeden yapılacak herey-
lem, Batı dünyası için yeni felaket-
leri de beraberinde getirebilir.
*•*
Afgan sınınnda Kalaşnikof tüfek
üreten yoksul Afganlı usta, zengin
dünyanın zıddı olan bir başka ger-
çeği gözlerimizin önüne seriyor. O-
rada açlıktan ve hastalıktan çocuk-
lar ölüyor. Tabut üretenler para
kazanıyor. Onlann üzerine bomba
yağdırsan ne yazar?
GLOBALPOLITIKÜLTÜB
ERGtN YILDIZOĞLU
Yine Aynı Tuzak
ABD ile Ingittere 10 yıllık bir savaşın gizli hazırtık-
lannı yaparken, "terorizme karşı mücadele'
ABD'nin yeni dış politika prensibi haline gelirken, biz
yine o eski tuzağın önünde duruyoruz: "Ya benden
yanasın ya da bana karşı!"
"Biz bu küreğe daha önce basmamış mıydık" di-
yert eski bir Rus atasözünü anımsadım ister istemez.
Dün bizi, Kosova savaşında NATO üniforması giy-
miş "Batı uygartığıyla" Miloşeviç arasında seçim
yapmaya zoriayan yine bu bağnaz yaklaşım değil
miydi? Yine birileri bizden yaşam ağacının zengin
renklerini yadsımamızı, siyahla beyaza takılmamızı
istemiyor mu?
Bu denklem yanlışj
Dün Miloşeviç, "Batı uygarlığının" karşıtı değil, ak-
sine "Batı uygartığının" tüm zaaflannın, hatalannın,
IMF politikalannın Yugoslavya'da yarattığı yıkımın
bir dışavurumu, semptomuydu. Bu yüzden, dün tu-
zağa düşmemenin, suça ortak olmamanın yolu, bu
denklemi reddedip her ikisine birden, banş, dernok-
rasi ve insanlık adına karşı çıkmaktan geçiyordu.
Bugün durum çok mu farklı? Miloşeviç'in yerinde
Usame bin Ladin var. O da Miloşeviç gibi "Batı'nın"
ürünü değil mi? Dün Miloşeviç'in sorumlu olduğu ile-
ri sürülen katliamlar, doğru oiduklannı varsayarsak,
bir insanlık suçuydu. Bugün 11 Eylül'de gerçekleş-
tirilen saldınnın boyutlan göz önüne alındığında yi-
ne aynı şey söylenemez mi? Durum böyleyken, ABD
yönetiminin saldınyı gerçekleştirenleri, çok daha ha-
frf, siyasi anlamı da belirsiz ve göreli bir kavram olan
terorizmle suçlamasında, Israil Meclisi Knesset'ın
Filistin asıllı üyesi Azmi Bishara'nın Al Ahram We-
ekty'öe işaret ettiği gibi, bir gariplik yok mu? Bu ga-
riplikten hareketle acaba, ABD'nin, saldırganlan in-
sanlık suçuyla bir uluslararası mahkemede yargıla-
maktansa, kendi stratejik çıkarian gereği, bizzat ken-
disinin infaz etmeyi amaçladığı düşünülemez mi?
En haftf deyimiyle "gariplik" olarak nitelendirilebi-
tecek bu açmazdan, önümüze konan tuzaktan kur-
tulmanın yolu, bir taraftan saldınnın arkasındakileri
insanlık suçuyla yargılamanın yolunu ararken, diğer
taraftan, bugüne kadar azgelişmiş ülkeleri kasıp ka-
vuran savaşlarda ölen milyonlarca masum insana
yenilerini eklemeye hazırlanan yeni birsavaşa karşı
çıkmaktan geçmiyor mu?
Ikisi birbirinin karşrtı mı?
Pazar akşamı CNN'de Brezinski, terorizme karşı
savaşı kişiselleştirmemek, Ladin'le sınırlamamak
gerekir, diyordu. Onun niyeti, Iran'dan Sudan'a ka-
dar bir seri Müslüman ülkeyi savaşın kapsamına al-
mak, ama saptamasının bir doğru yanı da var. Ger-
çekten de ABD'yi hedef alan bir terorizm varsa bu
Ladin'le sınırlı değil. Ancak bu gerçeği saptamak şu
soruyu ortadan kafdırmıyor, aksine ona daha yakıcı
birivedilikkazandınyor: Neden Müslüman dünyasın-
da bu kadar çok sayıda insan (yalnızca "teroristler"
değil, sokakta gösteri yapanlar da) ABD'den nefret
ediyor. Üstelik, ABD haberalma kaynaklannın aktar-
dığına göre, bu ABD nefreti ve potansiyel "terörist"
saldın olasılığı Latin Amerika'ûa da yaygın. Evet, ne-
den bu kadar insan ABD'den npfret ediyor? Bu so-
runun cevabını bilmiyor muyuz? Terorizmden baş-
ka mücadele yolu kalmadığına inanan umutsuz in-
sanlann yetiştiği "çorak ülkelerin" topraklannda
ABD'nin, inatla kendiyle özdeşleştirmeye çalıştığı bir
"Batı uygariığının" (bu kavrarndaki ironinin fena hal-
de farkında olarak) ekonomik ve askeri ökçelerinin
izleri yok mu? Bu çorak ülkelerdeki yıkıntı, gözyaşı,
sayılan 11 Eylül trajedisinde ölenlerinkini yüzlerce
kez aşmasına karşın, CNN ekranlannda onlann on-
da biri kadar yer bulamayan cesetler, en az iki yüz-
yıllık bir talan ve sömürünün ilentili meyveleri değil
mi? Dün Miloşeviç gibi, bugün de "terorizm", ken-
dini "Batı" ve "uygariık" olarak sunan şeyin bir var-
lık durumu, semptomu hatta daha da öte, dayanıl-
maz "gerçeği" değil mi?
11 Eylül'de ABD halkı aniden, işte bu gerçekle
karşı karşıya kaldı. Halbuki, Zizek'ın Matrix filmine
göndermeyle "Gerçeğin çölüne hoş geldiniz" baş-
lıklı denemesinde, çarpıcı bir biçimde vurguladığı gi-
bi, yıllardır Hollyvvood filmleri, ABD dışındaki yaban-
cı unsurlann düzenlediği ama son anda engellene-
bilen terörist saldınlann fantezisini kurmuyor muydu?
Ama, bu yıllardır kurulan fantezi gerçekleştiğinde
şaşkınlık büyük oldu. Burası "Batı medeniyetinin"
kalbi, dünyanın en güçlü ülkesiydi: "Böyle şeyler bu-
rada nasıl olurdu?" Diğer bir değişle "Böyle şeyler
hep bu korvnaklı dünyanın dışında, o başka yerde,
çorak ülkelerin çöllerinde olmaz mıydı?" Burada,
iceride değil!
Gerçekten de bu tür şeyler, Sa/aybosna'dan Groz-
nFye, Ruanda'üan Kongo'ya, Somali'ye, Filistin top-
raklanna kadar dışanda, on yıllardır her gün oluyor-
du. Zizek'in yazısını bitirirken sorduğu gibi, bu tür
şeylerin burada "içeride" olmasını engellemenin tek
yolu, bu tür şeylerin hiçbir yerde olmamasını sağla-
maktan geçmez mi? Dünyanın en yoksul ülkesini,
dünyanın en zengin ve güçlü ülkesinin eliyle düm-
düz ederek başlamak üzere olan bir savaş, dışannın
aasını dindirebilir mi, içerinin güvenliğini sağlayabi-
lir mi? Bu saçma tuzağa düşmek, 11 Eylül saldın-
sında ölenlerin anısına, doğru dersi çıkaramayarak
ölümlerini de ziyan edeceği için, en büyük saygısız-
lık olmayacak mı?
Pennsylvania'ya düşmüştü
Uçağın enkazında
bomba bulunmadı
SHANKSVILLE
(AA)-FBI
görevlilerinin,
kaçınldıktan sonra
Pennsylvania
eyaletine düşen
United Airlines'a ait
Boeing 757'nin 93
sefer sayılı uçağında
bomba olduğuna dair
kanıt bulamadıklan
bildirildi.
FBI ajanı Bffl
Cronley, FBI'm kaza
bölgesindeki
incelemesini
bitirdiğini ve düşüşten
önce uçağuı havaya
uçtuğu ya da uçakta
patlayıcı bir madde
bulunduğu yönünde
kanıt bulamadığını
kaydetti. Uçağın
yolculanndan biri,
yere çakılmadan önce
annesini telefonla
arayarak hava
korsanlannda bomba
olduğunu öne
sürdüklerini
söylemişti. Medyada
çıkan haberlerde de
diğer bir yolcunun
patlama sesi duyduğu
ve kazadan önce pilot
kabininden dumanlar
geldiğini gördüğü
belirtilmişti.
Bu arada, ABD
Dışişleri Bakanı Cotin
P0welL çocuklarına
uçağa binmeyi
yasakladığı haberini
yalanladı.