19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL2001SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN 9 EyliÜ'de İzmir'de Denizle Tamşmak İZMİR - Aradan 79 yıl geçmiş bile olsa, 9 Eylül günü İzmir'de olmak çok güzel, hele he- le 9 Eylül'ü salt kendi başına bir amaç değil de, onun yanı sıra, müthiş birgelişmenin, ça- ğınayürümenin aşamalarından biri olarak al- gılıyorsanız... İzmir'de heykelin önündeki töreni, bu göz- lerle izliyorum. Izmirgüzel birsohbahar yaşıyor, sonbaha- n yazdan ayıran berrak görüntü ve canlı renk- leri gözünüzle görüyorsunuz. Körfez, durgun ya da Yahya Kemal'in de- yişiyle "dalgın", zaman zaman sağanak kul- varları, mavi körfeze kahverengi günlerini anımsatıyor olmalı. Anımsıyorum, yıllar önce, Izmir Büro'dan Feıtıan ile Kordon'dan arabayla geçerken bu balık ve deniz tutkunu dostum, - Şu hale bak, su kahverengi abi, demişti. - Aldırma Ferhan, diye yanıtlamıştım onu, hiç değilse Istanbul'daki gibi rengiyle aldat- mıyor. Ama artık Körfez mavi. Izmir'in kıyılarından mavi denize bakıyor, Izmir'in kıyılarından ba- lık avlıyor insanlar. ••• Yıllar önce, Izmir'in körfezinde vurmuşuz maviyi, sonra da 30 yıl önce, Ihsan Alyanak zamanında, "Büyük Kanal Projesi" başla- mış, yavaş yürümüş, yanlışlar olmuş, hatalı yatınmlar yapılmış ama sonra projeye sahip çıkanlaronu hızlandırıp, sonuçlandırmaaşa- masına gelmişler. Özellikle 2001 yılında hızlandınlan çalışma- lar ile, bugün Izmir atıklannın yüzde 65'i Çiğ- li Atıksu Antma Tesisleri'nde arıtılarak temiz su olarak denize gönderiliyor. Hedef bu yılın sonunda Körfez'e akan la- ğım sulannın en az yüzde 90'lık bülümünü arıtmak. 2002 Mayıs ayında bu oranın yüz- de 95'e ulaşması, gelecek yılın sonunda ise Izmir Körfezi'ne hiçbir kiriiliğin akmaması. Bunlar kâğıt üstü hedefler değil, denizde- ki temizlenmeyi gözlerinizle görüyorsunuz. Tabii bu arada dere ıslah çalışmalan da söz konusu. Bu cümleden olmak üzere, 53 de- renin ıslah çalışmalan yürüyor. Izmir de, bir zamanların ıskenderiye'si ve Selanik'i gibi, kozmopotit bir Akdeniz kenti olma niteliğini yitirmiş. Ulus devletin kaçınıl- maz sonucu. Ama hiç değilse, deniz ile iç içe kucak ku- cağa bir Akdeniz kenti olma özelliğini yeni- den kazanma yolunda. ••• Izmirli denizini yeniden keşfediyor, kucak- lıyor. Izmir Belediyesi 2.4.2000 'de Türkiye De- nizcilik Işletmeleri ile yaptığı anlaşma ile Kör- fez'deki vapur işletmeciliğini üstlenmiş. TDl'den alınan 8'i yolcu, 3'ü arabalı olmak üzere 11 gemiye ek olarak 11 yolcu gemisi kiralanarak araç sayısı 22'ye çıkanlmış, se- fer sayılan arttırılmış. Nisan 2000'de 7 bin olan yolcu sayısı bugün günde 53 bine ulaş- tınlmış, araba vapuruyla geçen araç sayısı da 6 ile katlanmış. İzmir'de Özfatura'nın Kordon cinayeti en- gellenmiş, artık Kordonboyu koca bir rekre- asyon alanı. Gözelbahçe'den Narlıdere'ye, oradan Üçkuyular'a, Konak'a, Kordon'a, oradan Karşıyaka ve Tuzla'ya kadar uzanan rekreasyon alanları oluşturuluyor. Kısacası 9 Eylül günü, Izmirlinin deniz ile yeniden buluşup, kucaklaşmasına tanık ol- dum. Kordon'da beni sevindiren bir başka geliş- me de, bu rekreasyon alanında açılan resim- li Izmir tarihi sergisiydi. Kentin sakinlerinin çok büyük ilgiyle izledikleri sergiye daha faz- la vakit ayıramadığım için ne kadar üzgün- sem, 79'uncu kurtuluş yılında tarihi ve deni- zi ile buluşan kentimize tanıklık ettiğim gün, Konak'ta bir 9 Eylül hatırası fotoğrafı çektir- diğim için de o denli mutluyum. Türk-ABD iş Konseyi Toplontutın konuğu Başbokon Ecevh ; ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türk- ABD İş Konseyi, ka- âım ayında Türkiye'de yapmayı planladıklan toplantıya Başbakan Bülent Ecevit'i davet etti. Konsey üyeleri, Ecevit'in toplantıya katılarak konuşma yapmasının ABD'lı iş çevrelerinin dikkatleri- nın Türkiye'ye dön- mesini sağlayabilece- ğini kaydetti. Ecevıt. Türk-ABD ^ş Konseyi yetkililerini dün Başbakanlık'ta ka- bul etti. Konsey yetki- lileri, kasım ayında Türkiye'de yapmayı planladıklan toplantı- ya Ecevitji de davet et- tıler. Ecevit davete he- nüz bir yanıt vermedi. Türk-ABD Iş Kon- seyi'nin yılda bir kez ABD'de toplantı yaptı- ğı, Türk ekonomisin- deki bunalımlann ar- dından bu yıl biri Tür- kiye'de olmak üzere i- ki toplantı yapmayı ka- rarlaştırdığı ögrenildi. NAZİLER KİTAPLARISOKAKLARA YAKMAK JÇlN YIĞIYORDU. KORSAN, HAKSIZKAZANÇ İÇİN YIĞIYOR. IKİSİNİN DE GÖRÜNÜMÜ 1ĞRENÇ! : Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) Izmir UlusalBağımsızjiık Konferansı'nın sonuç belgesinde koalisyon hükümeti uyarüdı BağımsızhktartışılmazİZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- • Belgede, yabancı devletlerin ve uluslararası kuruluşlarm dikte ettiği kararlara boyun eğen ve su) - 68'liler Birliği'nın Ulusal Ba- ğımsızhk Yürüyüşü'nün ardından gerçekleştirilen Izmir Ulusal Ba- ğımsızhk Konferansf nın sonuç belgesinde, Türkiye Cumhuriye- ti'nin bağımsızlığı ve egemenlik haklan üzerinde hiçbir tartışmanın kabul edüemeyeceği bildirildi. Avrupa Parlamentosu'nun son Kıbns karar raporunun, adada bir- lik ve banşa değil bölünmeye hiz- met ettiği kaydedilen sonuç belge- sinde, "Türkiye Kıbns'tatavizvere- rek banşa ulaşamaz. Kimse Kıb- ns'ta Türkiye'nin ve Kıbns Tür- KESK'ten Kamu-Sene: bu istekleri yasalar çıkararak yerine getiren, egemenlik haklannı uluslararası anlaşmalarla sınırlamaya kalkan, parlamentoyu ve hükümeti oluşturan siyasi partilerin "ulusal çıkarlanmızı ayaklar altına aldığı" görüşüne yer verildi. Belgede, "ulusal bağımsızlığı kıskançlıkla savunacak bir inisiyatif ve ulusal iktidann gerekliliği" vurgulandı. kü'nün haklanndan taviz vererek AB'ye kaülma hayalleri kurmama- hdır. Bunun bayal edilnıesine bile izin verikmez" denildi. Belgede şu görüşlere yer verildi: "Dış ve iç borca dayanan, dolara endeksü hale getirilen ekonomik po- Utikalar kabul edilemez. Borç öde- me takviıni ik faiz oranlannın belir- lenmesinde, ulusal bağunsızhğı kts- kançhkla savunacak bir inisiyatifve ulusal iktidar gerekli kıhnıyor. Mer- kez Bankası ulusal ekonominin kontrol merkezidir; devre dışı bıra- kümasına izin verikmez. Tam tersi- ne, uluslararası sermayenin etkile- rinden kurtarümah ve güçlendiril- melidir. Ulusal devlet aygıünm or- gaıüannı etkisiz bırakıp ekonomik, idari ve benzeri üst kurullarla yöne- tim anlayışı, ulusal iradenin devlet yönetimindeki betuieykiliğini yok etmek ve parçalamak anlamına gel- mektedir. Dış güçlere, ülke yönetimi- ne müdahak olanaklan sunan bu uygulama terk edihnehdir." Yabancı devletlerin ve uluslara- Platformdan çekilin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Grev- siztoplusozleşmesiz memur sendikalan ya- sası nedeniyle karşı karşıya gelen Türkiye Kamu-Sen ve KESK'in de katılacağı Emek Platformu Başkanlar Kurulu bugün yapılı- yor. Toplantı öncesi KESK Genel Başkanı Sami Evren, Türkiye Kamu-Sen'e "çeki- Bn" çağnsında bulunurken Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanı Resul Akay. "Toplanö- da olacağız'1 dedi 15 sendika ve meslek odasmın oluşturdu- ğu Emek Platformu, güz programını tartış- mak için bugün toplanıyor. Dönem sözcü- sü TMMOB Başkanı KayaGüvenç, toplan- tıda platform teknik komitesinin çalışmala- rının değerlendirileceğini belirtirken KESK Genel Başkanı Sami Evren, platformun ya- pısının yeniden değerlendirilmesini istedik- İerini söyledi. Türkıye Kamu-Sen'in emek örgütü niteliğini kaybettiğini de vurgulayan Evren. "Sahid bir platformdan bahsediyor- sakTüıidye Kamu-Sen'in kendiüğûıden ça- kilmesi gereldr" dedi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN rası kuruluşlann dikte ettiği karar- lara boyun eğen ve bu istekleri ya- salar çıkararak yerine getiren, ege- menlik haklannı uluslararası anlaş- malarla sınırlamaya kalkan, parla- mentoyu ve hükümeti oluşturan si- yasi partilerin "ulusal çıkarlanmıa ayaklar altına akuğı" görüşüne yer verilen belgede, bu hükümetle he- saplaşmanın acil bir yurtseverlik görevi olduğu vurgulandı. Özelleş- tirmelere son verilmesi istenen bel- gede, "Türkiye'nin bugün ulusal büiiğini güçlendirecekve demokra- tikyaşanunı geüştirecek, Amerikan- cı cuntalann sryasal yaşamnmzdald izlerini silecek yeni bir anayasa- ya ihth acı olduğu bir gerçektir. Bu demokratik aülım, ülkemiz- le emperyalistler arasına duvar örebikliği sürece yeşererek ser- pikcektir" denildi. Tanma destek istendi Tanmm desteklenmesi ve korunmasının, Türkiye'nin en acil sorunu olduğu kaydedilen belgede, Türkiye'nin IMF- Dünya Bankası kıskacından kurtanlması istendi. AB'nin de "emperyaüst bir güç" olduğu vurgulanan ve Türkiye'nin bu birlikte yeri ohnadığı savunu- lan belgede şu istemlere yer ve- rildi: "Yabancı para egementiğine son verihneÛ, Türk parası esas alınmah. gümrük birliğinden çıkılmah, Dünya Tkaret Orgü- tü'nün da>ı atmalanııa, MAI ve Uluslararası Tahkim gibi ulus- lararasıtekellerin imti>azlannı koruyan düzenlemelere karşı çıkıfanah, dış ve iç borç ile faiz- ler ertelenmeli, tanm korun- mah, kayıt dışı ekononü kayrt altma ahnmahdn". Başta kom- şulanmız ohnak üzere dost ül- kelerle ticaretimiz geüştirO- meüdir.- 2001 yıh başında yüzde 6 artması beklenen reklam yatınmlan yüzde l.4'ün üzerine çıkamadı GeBıierdeki düşüş dünya basmmı vurdu • Dünya Gazeteler Birliği'nin araştırmalanna göre 2000 yılında reklam, gazete gelirlerinin, ABD'de yüzde 87'sini, Almanya'da yüzde 65'ini, îngiltere'de yüzde 63'ünü, Fransa'da yüzde 40'ını oluşturmuştu. Ekonomi Servisi - 2001de reklam yatınmlanndaki düşüş dünya basınına büyük darbe vurdu. Sene başında yüzde 6 artması beklenen reklam yatı- nmlan yüzde 1.4'ün üzerine çı- kamadı. Buna bir de kâğıt fi- yatlanndaki artış ve yeni ekono- mi şirketlerinin alabora olması eklenince dünya basını büyük bir açmazın içine girdi. Fransa'da yayımlanan Le Monde gazetesi reklam gelirle- rinin azalmasının dünya basını- na etkilerini ele aldı. Le Mon- de'a göre 10 yıllık bir durgun- luktan sonra özellikle 1996'da hızlanmaya başlayan ve 2000 yılında doruğa ulaşan reklam gelirleri gazetelerin kasasını doldurmakla kalmayıp, yazılı basının reklam pazanndaİci pa- yını televizyonun aleyhine ola- cak şekilde genişletmişti. Dün- ya Gazeteler Birliği'nin araştır- malanna göre 2000 yılında rek- lam, gazete gelirlerinin, ABD'de yüzde 87'sini, Alman- ya'da yüzde 65'ini, Ingiltere'de yüzde 63 'iinü, Fransa'da yüzde 40'ını oluşturmuştu. Ancak veriler 2001 yıhıuıı hiç de parlak olmadığını ortaya koyuyor. 'Yeni ekonomi' şirketlerinin beklenin ötesinde düşüş yaşa- ması, ABD ekonomisindeki beklenmedik tersine dönüş ve bunun direkt sonuçlan, kâğıt fi- yatlannnı da artmasıyla birle- şince medyayı doğrudan olum- suz etkiledi. 2001 yıh başında reklam ya- tınmlanndaki artış oranının yüzde 6 olması bekleniyordu, ancak medya danışmanlık ajan- sı ZenithMedia'nın araştırma- lanna göre söz konusu artış an- cak yüzde 1.4'te kaldı. Reklam pazanndaki bu daralmanın ne- deniyse bilişim fırmalannın if- lasıyla başlayan bir zincire bağ- lanıyor. Bu iflaslar borsa en- dekslerinin düşmesine ve bü- yük şirketlerin verimliliğinin sürekli artan bir baskı alnnda kalmasına neden oluyor. Öyle ki Amerikan ekonomisindeki yüzde 2'lik küçülme, dünya reklam pazannın yüzde 43 'ünü etkiliyor. 2001 'in ilk üç ayına ilişkin verilere göre, AOL Time Warner reklam bütçesini 2000 yılına göre yüzde 29, Philip Morris yüzde 27.8, General Motors yüzde 23.7, Ford yüzde 19.2 kıstı. Toplamda ABD'nin en önemli on şirketireklamhar- camalartnda yüzde 12 kesintiye gitti. Bu kesinti Avrupa'da daha az görünse de, kağıt fiyatlan- nın yüzde 20 artmasıyla birle- şince eski kıtada da birçok ya- yın kuruluşu tasarrufa gitmek zorunda kaldı. Ankara'da TÜMTİS şubesi önünde toplanan sendika üyeleri alkışlı ve ıslıklı protesto gösterisi düzenledi Topçu^nutı gözaltuıa abnmasma tepki • TÜMTÎS Ankara Şube Sekreteri Abidin Kandeğer, sermayenin yeniden yapılanma programı çerçevesinde yarathğı krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmeye çalıştığını ileri sürdü. Topçu'nun gözaltına alınması Istanbul'da da kınandı. Haber Merkezi - Türkiye Motor- lu Taşıt Işçileri Sendikası (TÜM- TİS) üyeleri çeşith kentlerde düzen- ledikleri etkinhklerle sendika başka- nı Sabri Topçu ile 5 sendika üyesi- nin gözaltına alınmasını protesto et- tiler. Ankara'da TÜMTÎS şubesi önün- de alkış ve ıshklı protestoda konuş- ma yapan Ankara Şube Sekreteri Abidin Kandeğer, sermayenin yeni- den yapılanma programı çerçeve- sinde yarattığı krizin faturasım işçi ve emekçilere ödetmeye çahştığını ileri sürdü. TÜMTİS'in hedef alın- masının tesadüf olmadığını söyle- yen Abidin Kandemir, "Özeldesen- dikamıza, genekk tüm işçisuufma ve emekçi kesime yöneükolan bu saldı- nyı nefretle kniı\or, tüm emek güç- lerini bu saldırılara karşı mücadele- yeçağmyoruz" diye konuştu. Istan- bul'da TÜMTÎS Genel Sekreteri Yurdal Şenol tarafindan yapılan ba- sm açıklamasmda, insanlann gece yansı evlerinden kelepçelenerek gö- zaltına alınmasının ve arama izni ol- madan evlerinin aranmasımn de- mokrasiye ve hukuk devleti anlayı- şına aykın olduğu belirtildi. TÜMTİS Bursa Şube Başkanı Gürel Yıbnaz, yaptığı basın toplan- tısmda gözaltılarla sendikal müca- delenin engellenmek istendiğini sa- vundu. Sendikalann, anayasal ve demokratik kuruluşlar olduğuna işaret eden Yılmaz, "Bu baskılar gösteriyor ld; sendikal mücadele en- gellenmek isteniyor. tşçilerin hak arama örgütierinin yönetküeri böy- le bir muameleyi hak etmemiştir" dedi. TÜMTÎS Eskişehir Temsüci- si Suat Keser de, sendikalanna yö- nelik saldınlann arttığı bir dönem- Aymasan işçilermden ziyaret Türk-lş'e bagh Türkiye Deri îş Sendikası'ıun örgütlendiği Tuzia'daki Aymasan Ayakkabı Fabrikası'nda isverenin "gerekçe göstermeden, tazminatsız olarak" 246 işçiyi çıkarması üzerine işçSerin başlatüğı direniş 104. gününegirdL Aymasan Ayakkabı Fabrikası'ndan çıkanlah bir grup işçi ile birlikte gazetemizi m-aret eden Deri îş Genel Başkanvekffi Musa Servi, 104 gün önce kriz bahane gösterilerek işten çıkankfaklannı anımsatü. Servi, 22 Eylüi'de "Da>anışma Gecesi" düzenleyeceklerini de sö>1edi. den geçtiklerini kaydetti. Bir grup sendika üyesi, Genel Başkan Sabri Topçu ile bazı yöneti- ci ve üyelerin gözaltına ahnmasmı Zeytinburnu Nakhyeciler Sitesi'nde protesto etti. Zeytinburnu Nakliyeciler Site- si'nde gerçekleştirilen protestoı gös- terisine katılan Türk-îş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da, "Işçi smıfimn bir Bderinin kelepçele- nerek gözaltına almmasu arama tu- tanağı imzalaümıa>a çalışdması de- mokrasi adına çirkin bir davrams- iay> diye konuştu. Birleşik Metal-lş Yönetim Kurulu'nca yapılan yazılı açıklamada da TÜMTİS Sendikası Genel Başkanı Sabri Topçu ve diğer yöneticilerin gözaltına alınması kı- nandı. Gözaltılann, emekçilerin ya- sal mücadelesine ve demokrasiye ta- hammülsüzlüğün bir göstergesi ol- duğu vurgulanan açıklamada, "UDte- mizdeemekçilere yönelikbunca eko- nomik baskı ve abhıkanm bulundu- ğu koşuDarda, emekçilerin örgütlen- mesine yönelikbir gözdağı olarak de- ğerlendiriyoruz" denildi. DÎSK Genel-îş Yönetim Kurulu tarafindan yapılan yazılı açıklamada da, Topçu ve bazı yöneticilerin gö- zaltına alınmasını kınadı. Açıklama- da özetle "Demokrasi karşıü bu sal- dmyı sendikal örgütlerin sineye çek- mesi olanakta değDdir. TÜMTİS yö- netkileri derhal serbest bırakılmah- dn*"göriişüne yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle