17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN İLYASOĞLU Batı'da Türk ııriizüa etkisiTürk müziğinin Batı'daki etkisi üs- çok derin araştırmalar yapılmış derğildir. Bu konuya ışık tutan başhca jaJışmalar. Metin And'tn Türldye'de Itflüyan Sanao/İtalyan Sahnesi'nde TBrkler' (Metıs. 1989) başlıklı kita- bı_ Bülent Aksoy'un 'Avrupalı Gez- gimkraGözüyleOsmaıılılardaNIusi- Id" (Pan Yayıncılık 1994). Bela Bar- tok'un 'Küçük Asya'dan Türk Halk MtüziğT (Pruıceton. 1976) sayılabilir. Başta Amerika olmak üzere kimi mü- zilc dergilerindeki makaleler ve dok- tora tezleri de kayda değer. Osmanlılar savaş alanına mehter baaıdosunu götürmekle ünlenmişlerdır. IMehteran takımı askeri yüreklendı- rir, zafer coşkusunu pekiştirir. Üste- lilc yalnız savaşta değil, banşta da mehterin önemli etkisi olmuştur. Ör- negin elçi değışim törenlerinde ya da banş anlaşması imzalanan merkezle- rin ana caddelerinde bandonun kon- serler verdiği, resmi geçit yaptığı bi- linir. Mehteranın giyimi kuşamı, hey- beti ve kendine özgü törensel yürüyü- şü -kı mehterbaşı bir kez anlatmıştı: Bir ileri-iki geri diye bildiğiniz yürü- yûş tarzı aslında mehterin ileri gider- ken yana dönüp heybetini sergileme- siymiş- yöre halkının dikkatini çekti- ği kadarmüziğindeki özellikler de za- manın bestecilerini etkilemiştir. Böylece Batı'daki Türk müziği iz- leri öncelikle vurma çalgılarda ken- dini gösterir. Mehter müziğmın vur- mah karakteri. değişik vurma çalgı- lan, aksak ritmi ve gizemli ilahileri 17. yüzyıldan başlayarak nice beste- ciye esin kaynağı olmuştur. Bugün Batı orkestrasının yerleşik çalgılan arasına giren nice vurma çalgı. (nak- kare, kös, üçgen, zil, çevgan, gibi) Türk mehter müziği kökeninden gel- medir. Aynca bugün caz ve etnik dal- da uluslararası büyük ilgi derleyen bir çok sanatçımız (örneğin Burhan Oçal, Okay Temiz,Mercan Dedcgibi) özgün vurma çalgılanmızdan yola çıkmaktadır. türkeri Türk müziğini ve Türkleri tanıtan yabâncılar'arasında gezginler'r ve"fs-'v tanbul'a atanmış elçiler vardır. Onla- rın aktardıklan bilgiler Batı sanatm- daki etküenmeye ışık tutmuştur. 18. yüzyıl sonunda opera. bale ve tiyatro gibi sahne sanatlannda türkeri' adıy- labirtür yaygınlaşır. Giysi, dil, din ve tavır değişikliği ile bir yerde Avrupa- lıya gülünç gelen Osmanlılar. bir yer- de de kıta üstündeki yayılımıyla ür- küntü vermıştir. Böylece tiplemele- rinde, konulannda ya da mekânlann- da gözlemlenen sanal Türk imgesi türkerTyı yaratmıştır. Resim ve ede- biyatta da kendini gösteren 'türkeri', her sanatçının kendi imge gücüne gö- re korkunç olduğu kadar gülünç ka- rakterler de uretmiştir. 1670'te Fransız besteci Jean- Bab- tiste Lully. Motiere ıle ortak yazdığı Kibarfak Budalası'nda mehter adım- lannı, vurma çalgılan ve Türkçeye benzer sözcükleri kullanmıştır. Baş- ta Bayezh ve Timur olmak üzere Fa- tih ve Kanuni de opera kahramanlan arasına girer. 17. yüzyılın son yirmi yılında, Ba- rok dönemin ortalannda bestelenen Türk konulu opera ve balelerden ba- zıları şunlardır: Jean Babtiste Lıü- ly'nin Kibariık Budalası J. VV. Franck'ın Şansh Büyük Vezir Kara Mustafaoperası. DanidPurceü'in 13. İbrahim Operasu Carlo Francesco Pollarokv nun İbrahim Sultan opera- sv, Reinhard Keiser'in U. Mehmet operası. Ikinci Viyana kuşatmasından son- ra, başta Viyana olmak üzere tüm A\ - rupa'da bir 'Türkomanya'' yaşanır. îs- panya ve tngütere'ye dek uzanan bu akım, kahveden lokuma. günlük giy- silerden maskeli balolara, ip cambaz- larvna, karnavallara. kuklalara kadar etkindir. Yüzlerle sahne yapıtı ortaya çıkar bu etkiden. Hatta Bach'ın Kah- veKantan'ndabile işlenen 'kahveiç- me' konusu bu etkinin uzantısıdır. 18. yüzyılda yazılan Türk esinli yapıtlar- dan bazılan da şöyle örneklenebilir: George Friedrich Handel: Timur operası. Antonio Vivaldi: Beyazıt, Je- an Phillipe Rameau: Zarif Hindistan balesındekı Nazik Türk sahnesi, Jo- hannAdotfHasse: Sükyman operası. VVıUibaJd Gluck: Kadının Fendi Ka- dıyı Yendi ve İfigenya Kınm'da adlı operalan. Joseph Haydn: Sünyacı, Bekknmeyen Karşdaşmaoperalan ve Askeri Senfoni. Avrupa'da Türk müziğinin popüler olmasının başhca öncüsü Mozart'tır. Beethoven, 1812'deki AtinaHarabe- leri'nde zincire vunılmuş dervişlerin korosu ve sema eden danslannda Türkkarakterinden esinlenirken Mo- zartı izlemiştir. VVeUington'ın Zaferi başlıklı senfonik yapırının girişinde- ki kahramanca ortamı yaratmak içın 1 7. yüzyılın son yirmi yılında, Barok dönemin ortalannda bestelenen Türk konulu opera ve balelerden bazılan şunlardır: George Friedrich Handel: Timur operasu Antonio Vivaldi: Beyazıt, Jean Phillipe Rameau: Zarif Hindistan balesindeki Nazik Türk sahnesi, Joseph Haydn: Sünyacı, Beklenmeyen Karşılaşma operalan ve Askeri Senfoni. Avrupa'da Türk müziğinin popüler olmasının başhca öncüsü Mozart'tır. mehter çalgılannı kullanır. 9. Senfo- ni'nin finalinde doruğa tırmandığı ıs- rarlı ntim dokusunda vurma çalgıla- nn görkemh yükselişı Türk müziği- nin vurgusal niteliğindedir. 19. yüzyıldaki Türk konulu opera ve balelerden bazılan şöyle sıralana- bilir: CarlMariavon YYeber: EbuHa- san operası, Giachino Rossini: İtal- ya'da Bir Türk operası. 11. Mehmet operası. Korent Kuşatması operası. Giuseppe Verdi: Attila operası. Geor- ge Bizet: Cemik operası. Yirminci yüzyıl başlannda ise Bo- ris Asafiev'in BahceSaray BalesL Leo FaD'ın İstanbul Gülü opereti ve Sey- mour'un PaşanınBahçesibalesi sayı- labilir. Mozarf ta Türk etkileri Herhalde, Mozart için Türklerin Batı'daki ilk kültür-sanat elçisidir, di- yebiliriz. Sonat. konçerto, opera ve balelerinde Türk vurma çalgılannı ya da renklerini kullanmıştır. Mozart'ın Türk ve Yakındoğu müziğine ilgi duymasının başhca nedeni, yakın ar- kadaşı Angeto Sotiman'm etkisi ve kendinden önceki Gluck Handel gi- bi bestecileri ilgiyle dinlemiş olması- dır. 1775'te yazdığı KY 219 keman konçertosunun fınalindeki çifte ritim kurgusunda yarattığı marşı zarif bir rondo ile birleştirmiş, adına Türk Konçertosu denilmiştir. Saray Kıskançüklan (KV 109) ad- lı Türk konulu unutulmuş bir balesi- nin yanı sıra Kahire KazL, KV 422 (1783) ve ZaideKV 344 (1779) gibi yanm kalmış Türk konulu operalan vardır. K.V.331 (1778) La Majör pi- yano sonannın son bölümündeki 'Al- la turca'da sol el bir mehter davulu- nun tokmakla vuruşunu, sağ el de mehterdeki zillenn etkinliğini sergi- ler. Özellikle Fazıl Say'ın Mozart CD'sindeki yorumda bu etki çok be- lirgindir. Saraydan Kız Kaçırma, KV384 (1782), üç perdelik bir şarkılı oyun olup 'kotnikopera' niteliğindedir. Os- min tiplemesi, eski bir îstanbul yah- sında geçmesi, bağışlayıcı Türk ka- rakteri ve vurma çalgılan ile neşeli bir yapıttır. Orkestra şeflerine çağn Çok özetleyerek aktardığım bu ko- nu, aslında üstünde durulup inceleme- ler gerektirmektedır. Acaba orkestra şeflerimiz bu konuyu içeren dizı prog- ramlar hazırlayıp festıvaltere. konser salonlanna veya büyük kurutuşlara önerirler mi? Omeğin dört konser ha- linde bir dizi "Baü'daki Türk Müziği1 başlığı altında sunulsa, senfonik yapıt- lardan operalara, konçertolara ve so- lo müziğe yer venlse ve en ünlü yo- rumculanmızın da katılımı sağlansa, çok alunh bir paket olmaz mı? evini(Ş boun.edu.fr İlk albümünü hazırlayan 'Uçan Halı\ beş duyuya hitap etmeyi amaçlıyor Müziğin atmLOsferini yaratmak 'A MELTEMKERRAR Dünya müziğine merakh iki perküsyoncu La- ri Dilmen ve Sadi Albağh tarafından kurulan ve farklı bir izleyici kitlesi oluşturan 'Uçan HalT. genelde kapalı devre duyurulan konserlerinin sonuncusunu İstanbul Caz Festivali kapsamm- da Babylon'da verdi. Müdavimleri onlan Açık Radyo'daki aynı adlı programlanndan biliyor. Kadrosu 3 kişiden 10 kişiye kadar değişiklik gösterebilen grup,konser-partilerinde tamamen doğaçlama bir program sunuyor, müziğin yanı sıra. görsel animasyonlar, dekorasyonlar ve dün- ya mutfağından farklı tatlarla din- leyicisini özel bir yolculuğa çıka- nyor. Perküsyon. kalimba. arp. ke- mençe, Ispanyol gitar gibi Doğu ve Batı sazlanmn bir araya geldi- ği grupta. bilinen ilk müzik aleti olan didgeridoo da var. Stüdyoya her girdiklerinde ortaya bambaş- ka bir şey çıktığını söyleyen grup elindekı birçok kaydı sonbaharda ilk albümünde toplamayı düşünü- yor. - L'çan Halı, radyo programm- dan konser-partilere nasıl ıılaştı? LARİ DİLMEN - Sadi'yle çok eskiden beri beraber çalardık. Dünya müziğine merakımız- dan dolayı farklı ülkelerin müziklerini toplu- yor. her gittiğimiz yerden farklı aletler almadan duramıyorduk. Sonra Açık Radyo'dan bize program yapmamız için teklif geldi. Bu işe me- rakh başka müzisyenlerin de dikkatini çekti program. İlk konserimizi de Açık Radyo'nun bir kapanış partisinde Eski Yeşil'de verdik. Birlik- te doğaçlama şeklınde çalmaya başladık, çün- kü değişik ülkelerin şarkılannı yapmak çok bi- ze göre değildi. Sonuçta o kültürleri anlıyorduk ama onlann özünden gelmiyorduk, ancak har- manlayabildiğimiz bir şekilde yorumlamayı ter- cih ettik ve ayaklanmız Türkiye topraklanna bastığı için buradan da bir şey katmamız gere- kiyordu. - Bir yanda etnik müzik, diğer yanda yerel ses- ler.. Nasü bir denge söz konusu? DİLMEN - Aslında sahneye nasıl çıkacağımız karannı verdiğimizde, o denge doğal olarak olu- şuyor. Işin içine kanun ve kemençeyi kattığınız zaman iş değişiyor. Birlikte çaldığımız insanlar zaten kendi sazlanmn üstatlan; bu sazlar da so- nuçta Türk makamlannda en iyi sonucu veriyor- lar. Bu insanlarla sahne aldığınız zaman. Tür- tmosfer çok önemli müzik için. Insanın beş duyusuna hitap etmek istiyoruz. EHinya müziği bir bûtünlüğü yakalamak üzere doğdu, müzisyenler de türler arası iletişîm arttıkça buna kaydılar. Dünya müziğinin birleştirme özelliğini konserlerimizde yaşatmaya çahşıyoruz ve her türlü müziği destekieyecek, katkı sağlayacak, temelini oluşturacak unsurlan kullanıyoruz.' kiye'yle ya da Anadolu'yla ilgili melodilerin çıkması da aşikâr bir şey tabii ki! - 3 kişiden 10 kişiye kadar değjşen bir kadro- nuz var. Bu, müziğinize nasü yansıyor? DİLMEN - Kişi sayısı icraatta önemli bir un- sur, çünkü emprovize bir şeyler yapmak risk ta- şvyor. Üç kişiyle çaldığınız zaman herkese da- ha fazla görev düşüyor, bir yandan da kendi enstrümanınızla yaptığınız icraatın daha yüksek olmasını getirebiliyor. İnsanlar kendilenni da- ha fazla ortaya çıkarabiliyorlar. Kalabalıkla ça- hşırken kişiler çok fazla öne çıkmıyor, orada önemli olan ortak sesi yakalayabilmek. - Bu, grubun bakışını da yansıtjyor galiba.. DİLMEN - Her zaman değişik bir şey ortaya çıkarmak bizi heyecanlandınyor ve motivasyon sağhyor. Grubun hepsi farklı projelerde çalışı- yor. belli kalıplann içinde, hareket etmeyi bi- liyorlar. Böyle bir çahşma değişik tecrübeler getiriyor ve bunu bir macera gibi algılıyoruz. - Konser-partilerinizde farklı bir armosfer ya- radyorsunuz. DİLMEN - Atmosfer çok önemli müzik için, gücümüz yettiğince bunu her yönden sağlama- ya çahşıyoruz. Insanm beş duyusuna hitap et- mek istiyoruz. Dünya müziği bir bûtünlüğü ya- kalamak üzere doğdu, müzisyenler de türler arası iletişîm arttıkça buna kaydı- lar. Performansı sadece saz çalmaklakı- sıtlı düşünmüyoruz. Dünya müziğinin yaşadığı birleştirme özelliğini konser- lerimızde yaşatmaya çahşıyoruz ve her türlü müziği destekieyecek, katkı sağ- layacak, temelini oluşturacak unsurlan kullanıyoruz. - Sürekli doğaçlama çalışmak. albüm aşamasında nasıl bir zorluk getiriyor? DİLMEN - Stüdyoya girdiğimizde herkes farklı bir şeyler çalıyor. Bir kon- sept yaratmak, çok çeşitli rüyalann için- den ortak bir duygu yaratacak bir al- büm ortaya çıkarmak gerek. Çok sıra dışı bir şey yapabiliriz, ama piyasa nasıl tepki gösterir bil- miyoruz. 25-30 dakikalık parçalann içinde bir sürü geçişler, iniş çıkışlar. değişik yerlere gön- dermeler var. Bu. ticari bir mantıkla örtüşmü- yor. Stüdyoya giriyoruz. çalıyoruz ve kayıt alı- yoruz, birtakım prodüksiyon oyunlanndan hoş- lanmıyoruz. Albümü de en doğal. en katıksız, en parlatıhnamış halimizle yapmak istiyoruz. Etnik türler de çok güzel renkler, süslemeler ba- nndınr ama bunlar çok doğaldır, organiktir. Ka- yıtta da fabrika çıkışı gibi değil de el tezgâhı gi- bi düşünüyoruz. Yıldn Savaşlan'nın ikinci bölümü • HOLLYVVOOD (VARIETY) -' Yıldız Savaşları' fılminin yaratıcısı, Amerikalı yönetmen George Lucas'm yüksek teknoloji ürünü yeni fılminin adı 'Yıldız Savaşlan: Bölüm II - Klonlann Saldınsı' olacak. Filmde, yaşamı siyasi aynmcılarca tehdit edilen Kraliçe Padme Amidala (Natalie Portman) ve koruyucusu Obi-Wan Kenobi (Evvan McGregor) ile Anakin Skywalker'ın (Hayden Christensen) yeni düşmanlan olan KJonlar'a karşı mücadelesi konu ediliyor. Filmin gelecek yaz gösterime girmesi planlanıyor. Genç yılddar müzelik oluyop • CLEVELAND (AP) - Rock and Roll Ünlüler Geçidi Müzesi'nde gençlik idolleri sergisi açılacak. Küratör Jim Henke, ünlülerin geçmişteki ve günümüzdeki hallerini karşılaştırma olanağı verecek olan bu sergide 1940'lann Frank Sinatra'sınm, günümüzden Britney Spears'in, Backstreet Boys'un, Christina Aguilera'nm modellerinin yer alacağuu söyledi. 2002 yılının baharında açılması beklenen sergiye şimdiden bazı ünlüler eşyalannı verdiler. , t , ^,, y Eureka Scneening'e başvurutap • Kültür Servisi - Audiovisual Eureka'nın bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği Eureka Screening, 15-18 Kasım tarihleri arasında Istanbul'da yapılacak. Daha önce 30 Haziran olarak açıklanan Screening'e son başvuru süresi Türkiye'den katılımın az olması sebebiyle 31 Ağustos tarihine kadar uzatıldı. Katılımcılann, fılmlerini en geç eylülün ilk haftası Audiovisual Eureka'ya ulaştırması gerekiyor. Alıcı olarak katılmak isteyenler için ise son başvuru tarihi 31 Ağustos 2001. Screening'e katümak için gerekli formlar ve aynntılı bilgi www.eureka.com sitesinden, Audiovisual Eureka'mn Türkiye ortaklan olan TC Kültür Bakanlığf ndan, SESAM'dan ve Belgesel Sinemacılar ... ..,, Birlıği'nden ahnabilir. (232 61 47) --»t«>-,>/ n. 7. Altmoluk Yaşama Saygı Festival • Kültür Servisi - Altmoluk Belediyesi tarafından düzenlenen 7. Altmoluk Antandros 'Yaşama Saygı' Kültür ve Sanat Festivali, 10-12 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek. Birinci gün Gera Belediyesi Parkı'nda festival yürüyüşü ile başlayacak olan etkinlik halk oyunlan, paneller, imza günleri, şiir dinletileri, tiyatro gösterileri, çocuk tiyatrolan, resim, heykel ve karikatür sergileriyle zengin bir program sunuyor. Altandros Amfi Tiyatro'da Nurten Demirkol'un solist olarak katılacağı, Vedat Kaplan Yurdakul'un yöneteceği 'TRT Konseri'ni ikinci akşam Öteki Tiyatro'nun Yücel Erten'in yönettiği 'Azizname'si izleyecek. Yine Antandros Amfi Tiyatro'da Janusz ve Lech Szprot, Tuna Ötenel, Kamil Erdem, Sibel Köse, Canan Aykent müzisyenlerin vereceği caz konseri gerçekleşecek. İlk gün yapılacak olan 'Yaşama Saygı' başlıklı panelde Bekir Coşkun, Berhan Şimşek, Şükrü Erbaş, Tuncer Necmioğlu yer alacak. îkinci gün ise 'Kültür Yozlaşması ve Medya' paneline Bedri Baykam, Feyza Hepçilingirler, Öner Yağcı, Umur Talu katılıyor. Robbie ffllliams sözünü tuttu • Kültür Servisi- Geçtiğimiz yıl 23 yaşmdaki lösemi hastası hayranı Johanna MacVicar'a ilik verme sözü veren pop yıldızı Robbie Williams, sözünü tuttu. Glasgow'daki Hampden Parkı'nda tüm haftasonu kapalı gişe iki şov yapan 27 yaşmdaki Williams, MacVicar'la Ekim ayında verdiği konserden sonra tanıştıklannı ve durumundan çok etkilendiğini söyledi. Gerekli testleri yaptıran ve kan örneği veren sanatçı sayesinde yüzlerce VVilliams hayranının da test yaptırmak için hastaneye başvurduğu ve MacVicar'a yardım etmek istediği de gelen t bilgiler arasında. BUGÜN • İŞ SANAT'ta 'Avrupa Sinemasmda Kadma Bakiş' başlığı altında Regis Wargnier'nin 'Bir j Fransız Kadın' adlı filmi izlenebilir. . t . « (0 212 316 00 83) ' " ^ • BEYOĞLUSİNEMASI'ndaOnatKutlar \ anısına David Lynch'in 'Kayıp Otoban' adlı filmi izlenebilir. (251 32 40) \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle