Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVtN İLYASOĞLU
Batı'da Türk ııriizüa etkisiTürk müziğinin Batı'daki etkisi üs-
çok derin araştırmalar yapılmış
derğildir. Bu konuya ışık tutan başhca
jaJışmalar. Metin And'tn Türldye'de
Itflüyan Sanao/İtalyan Sahnesi'nde
TBrkler' (Metıs. 1989) başlıklı kita-
bı_ Bülent Aksoy'un 'Avrupalı Gez-
gimkraGözüyleOsmaıılılardaNIusi-
Id" (Pan Yayıncılık 1994). Bela Bar-
tok'un 'Küçük Asya'dan Türk Halk
MtüziğT (Pruıceton. 1976) sayılabilir.
Başta Amerika olmak üzere kimi mü-
zilc dergilerindeki makaleler ve dok-
tora tezleri de kayda değer.
Osmanlılar savaş alanına mehter
baaıdosunu götürmekle ünlenmişlerdır.
IMehteran takımı askeri yüreklendı-
rir, zafer coşkusunu pekiştirir. Üste-
lilc yalnız savaşta değil, banşta da
mehterin önemli etkisi olmuştur. Ör-
negin elçi değışim törenlerinde ya da
banş anlaşması imzalanan merkezle-
rin ana caddelerinde bandonun kon-
serler verdiği, resmi geçit yaptığı bi-
linir. Mehteranın giyimi kuşamı, hey-
beti ve kendine özgü törensel yürüyü-
şü -kı mehterbaşı bir kez anlatmıştı:
Bir ileri-iki geri diye bildiğiniz yürü-
yûş tarzı aslında mehterin ileri gider-
ken yana dönüp heybetini sergileme-
siymiş- yöre halkının dikkatini çekti-
ği kadarmüziğindeki özellikler de za-
manın bestecilerini etkilemiştir.
Böylece Batı'daki Türk müziği iz-
leri öncelikle vurma çalgılarda ken-
dini gösterir. Mehter müziğmın vur-
mah karakteri. değişik vurma çalgı-
lan, aksak ritmi ve gizemli ilahileri
17. yüzyıldan başlayarak nice beste-
ciye esin kaynağı olmuştur. Bugün
Batı orkestrasının yerleşik çalgılan
arasına giren nice vurma çalgı. (nak-
kare, kös, üçgen, zil, çevgan, gibi)
Türk mehter müziği kökeninden gel-
medir. Aynca bugün caz ve etnik dal-
da uluslararası büyük ilgi derleyen bir
çok sanatçımız (örneğin Burhan
Oçal, Okay Temiz,Mercan Dedcgibi)
özgün vurma çalgılanmızdan yola
çıkmaktadır.
türkeri
Türk müziğini ve Türkleri tanıtan
yabâncılar'arasında gezginler'r
ve"fs-'v
tanbul'a atanmış elçiler vardır. Onla-
rın aktardıklan bilgiler Batı sanatm-
daki etküenmeye ışık tutmuştur. 18.
yüzyıl sonunda opera. bale ve tiyatro
gibi sahne sanatlannda türkeri' adıy-
labirtür yaygınlaşır. Giysi, dil, din ve
tavır değişikliği ile bir yerde Avrupa-
lıya gülünç gelen Osmanlılar. bir yer-
de de kıta üstündeki yayılımıyla ür-
küntü vermıştir. Böylece tiplemele-
rinde, konulannda ya da mekânlann-
da gözlemlenen sanal Türk imgesi
türkerTyı yaratmıştır. Resim ve ede-
biyatta da kendini gösteren 'türkeri',
her sanatçının kendi imge gücüne gö-
re korkunç olduğu kadar gülünç ka-
rakterler de uretmiştir.
1670'te Fransız besteci Jean- Bab-
tiste Lully. Motiere ıle ortak yazdığı
Kibarfak Budalası'nda mehter adım-
lannı, vurma çalgılan ve Türkçeye
benzer sözcükleri kullanmıştır. Baş-
ta Bayezh ve Timur olmak üzere Fa-
tih ve Kanuni de opera kahramanlan
arasına girer.
17. yüzyılın son yirmi yılında, Ba-
rok dönemin ortalannda bestelenen
Türk konulu opera ve balelerden ba-
zıları şunlardır: Jean Babtiste Lıü-
ly'nin Kibariık Budalası J. VV.
Franck'ın Şansh Büyük Vezir Kara
Mustafaoperası. DanidPurceü'in 13.
İbrahim Operasu Carlo Francesco
Pollarokv nun İbrahim Sultan opera-
sv, Reinhard Keiser'in U. Mehmet
operası.
Ikinci Viyana kuşatmasından son-
ra, başta Viyana olmak üzere tüm A\ -
rupa'da bir 'Türkomanya'' yaşanır. îs-
panya ve tngütere'ye dek uzanan bu
akım, kahveden lokuma. günlük giy-
silerden maskeli balolara, ip cambaz-
larvna, karnavallara. kuklalara kadar
etkindir. Yüzlerle sahne yapıtı ortaya
çıkar bu etkiden. Hatta Bach'ın Kah-
veKantan'ndabile işlenen 'kahveiç-
me' konusu bu etkinin uzantısıdır. 18.
yüzyılda yazılan Türk esinli yapıtlar-
dan bazılan da şöyle örneklenebilir:
George Friedrich Handel: Timur
operası. Antonio Vivaldi: Beyazıt, Je-
an Phillipe Rameau: Zarif Hindistan
balesındekı Nazik Türk sahnesi, Jo-
hannAdotfHasse: Sükyman operası.
VVıUibaJd Gluck: Kadının Fendi Ka-
dıyı Yendi ve İfigenya Kınm'da adlı
operalan. Joseph Haydn: Sünyacı,
Bekknmeyen Karşdaşmaoperalan ve
Askeri Senfoni.
Avrupa'da Türk müziğinin popüler
olmasının başhca öncüsü Mozart'tır.
Beethoven, 1812'deki AtinaHarabe-
leri'nde zincire vunılmuş dervişlerin
korosu ve sema eden danslannda
Türkkarakterinden esinlenirken Mo-
zartı izlemiştir. VVeUington'ın Zaferi
başlıklı senfonik yapırının girişinde-
ki kahramanca ortamı yaratmak içın
1 7. yüzyılın son yirmi yılında, Barok
dönemin ortalannda bestelenen Türk
konulu opera ve balelerden bazılan
şunlardır: George Friedrich Handel:
Timur operasu Antonio Vivaldi: Beyazıt,
Jean Phillipe Rameau: Zarif Hindistan
balesindeki Nazik Türk sahnesi, Joseph
Haydn: Sünyacı, Beklenmeyen
Karşılaşma operalan ve Askeri Senfoni.
Avrupa'da Türk müziğinin popüler
olmasının başhca öncüsü Mozart'tır.
mehter çalgılannı kullanır. 9. Senfo-
ni'nin finalinde doruğa tırmandığı ıs-
rarlı ntim dokusunda vurma çalgıla-
nn görkemh yükselişı Türk müziği-
nin vurgusal niteliğindedir.
19. yüzyıldaki Türk konulu opera
ve balelerden bazılan şöyle sıralana-
bilir: CarlMariavon YYeber: EbuHa-
san operası, Giachino Rossini: İtal-
ya'da Bir Türk operası. 11. Mehmet
operası. Korent Kuşatması operası.
Giuseppe Verdi: Attila operası. Geor-
ge Bizet: Cemik operası.
Yirminci yüzyıl başlannda ise Bo-
ris Asafiev'in BahceSaray BalesL Leo
FaD'ın İstanbul Gülü opereti ve Sey-
mour'un PaşanınBahçesibalesi sayı-
labilir.
Mozarf ta Türk etkileri
Herhalde, Mozart için Türklerin
Batı'daki ilk kültür-sanat elçisidir, di-
yebiliriz. Sonat. konçerto, opera ve
balelerinde Türk vurma çalgılannı ya
da renklerini kullanmıştır. Mozart'ın
Türk ve Yakındoğu müziğine ilgi
duymasının başhca nedeni, yakın ar-
kadaşı Angeto Sotiman'm etkisi ve
kendinden önceki Gluck Handel gi-
bi bestecileri ilgiyle dinlemiş olması-
dır. 1775'te yazdığı KY 219 keman
konçertosunun fınalindeki çifte ritim
kurgusunda yarattığı marşı zarif bir
rondo ile birleştirmiş, adına Türk
Konçertosu denilmiştir.
Saray Kıskançüklan (KV 109) ad-
lı Türk konulu unutulmuş bir balesi-
nin yanı sıra Kahire KazL, KV 422
(1783) ve ZaideKV 344 (1779) gibi
yanm kalmış Türk konulu operalan
vardır. K.V.331 (1778) La Majör pi-
yano sonannın son bölümündeki 'Al-
la turca'da sol el bir mehter davulu-
nun tokmakla vuruşunu, sağ el de
mehterdeki zillenn etkinliğini sergi-
ler. Özellikle Fazıl Say'ın Mozart
CD'sindeki yorumda bu etki çok be-
lirgindir.
Saraydan Kız Kaçırma, KV384
(1782), üç perdelik bir şarkılı oyun
olup 'kotnikopera' niteliğindedir. Os-
min tiplemesi, eski bir îstanbul yah-
sında geçmesi, bağışlayıcı Türk ka-
rakteri ve vurma çalgılan ile neşeli bir
yapıttır.
Orkestra şeflerine çağn
Çok özetleyerek aktardığım bu ko-
nu, aslında üstünde durulup inceleme-
ler gerektirmektedır. Acaba orkestra
şeflerimiz bu konuyu içeren dizı prog-
ramlar hazırlayıp festıvaltere. konser
salonlanna veya büyük kurutuşlara
önerirler mi? Omeğin dört konser ha-
linde bir dizi "Baü'daki Türk Müziği1
başlığı altında sunulsa, senfonik yapıt-
lardan operalara, konçertolara ve so-
lo müziğe yer venlse ve en ünlü yo-
rumculanmızın da katılımı sağlansa,
çok alunh bir paket olmaz mı?
evini(Ş boun.edu.fr
İlk albümünü hazırlayan 'Uçan Halı\ beş duyuya hitap etmeyi amaçlıyor
Müziğin atmLOsferini yaratmak
'A
MELTEMKERRAR
Dünya müziğine merakh iki perküsyoncu La-
ri Dilmen ve Sadi Albağh tarafından kurulan ve
farklı bir izleyici kitlesi oluşturan 'Uçan HalT.
genelde kapalı devre duyurulan konserlerinin
sonuncusunu İstanbul Caz Festivali kapsamm-
da Babylon'da verdi. Müdavimleri onlan Açık
Radyo'daki aynı adlı programlanndan biliyor.
Kadrosu 3 kişiden 10 kişiye kadar değişiklik
gösterebilen grup,konser-partilerinde tamamen
doğaçlama bir program sunuyor, müziğin yanı
sıra. görsel animasyonlar, dekorasyonlar ve dün-
ya mutfağından farklı tatlarla din-
leyicisini özel bir yolculuğa çıka-
nyor.
Perküsyon. kalimba. arp. ke-
mençe, Ispanyol gitar gibi Doğu
ve Batı sazlanmn bir araya geldi-
ği grupta. bilinen ilk müzik aleti
olan didgeridoo da var. Stüdyoya
her girdiklerinde ortaya bambaş-
ka bir şey çıktığını söyleyen grup
elindekı birçok kaydı sonbaharda
ilk albümünde toplamayı düşünü-
yor.
- L'çan Halı, radyo programm-
dan konser-partilere nasıl ıılaştı?
LARİ DİLMEN - Sadi'yle çok eskiden beri
beraber çalardık. Dünya müziğine merakımız-
dan dolayı farklı ülkelerin müziklerini toplu-
yor. her gittiğimiz yerden farklı aletler almadan
duramıyorduk. Sonra Açık Radyo'dan bize
program yapmamız için teklif geldi. Bu işe me-
rakh başka müzisyenlerin de dikkatini çekti
program. İlk konserimizi de Açık Radyo'nun bir
kapanış partisinde Eski Yeşil'de verdik. Birlik-
te doğaçlama şeklınde çalmaya başladık, çün-
kü değişik ülkelerin şarkılannı yapmak çok bi-
ze göre değildi. Sonuçta o kültürleri anlıyorduk
ama onlann özünden gelmiyorduk, ancak har-
manlayabildiğimiz bir şekilde yorumlamayı ter-
cih ettik ve ayaklanmız Türkiye topraklanna
bastığı için buradan da bir şey katmamız gere-
kiyordu.
- Bir yanda etnik müzik, diğer yanda yerel ses-
ler.. Nasü bir denge söz konusu?
DİLMEN - Aslında sahneye nasıl çıkacağımız
karannı verdiğimizde, o denge doğal olarak olu-
şuyor. Işin içine kanun ve kemençeyi kattığınız
zaman iş değişiyor. Birlikte çaldığımız insanlar
zaten kendi sazlanmn üstatlan; bu sazlar da so-
nuçta Türk makamlannda en iyi sonucu veriyor-
lar. Bu insanlarla sahne aldığınız zaman. Tür-
tmosfer çok önemli müzik için. Insanın beş
duyusuna hitap etmek istiyoruz. EHinya müziği bir
bûtünlüğü yakalamak üzere doğdu, müzisyenler de
türler arası iletişîm arttıkça buna kaydılar. Dünya
müziğinin birleştirme özelliğini konserlerimizde
yaşatmaya çahşıyoruz ve her türlü müziği
destekieyecek, katkı sağlayacak, temelini
oluşturacak unsurlan kullanıyoruz.'
kiye'yle ya da Anadolu'yla ilgili melodilerin
çıkması da aşikâr bir şey tabii ki!
- 3 kişiden 10 kişiye kadar değjşen bir kadro-
nuz var. Bu, müziğinize nasü yansıyor?
DİLMEN - Kişi sayısı icraatta önemli bir un-
sur, çünkü emprovize bir şeyler yapmak risk ta-
şvyor. Üç kişiyle çaldığınız zaman herkese da-
ha fazla görev düşüyor, bir yandan da kendi
enstrümanınızla yaptığınız icraatın daha yüksek
olmasını getirebiliyor. İnsanlar kendilenni da-
ha fazla ortaya çıkarabiliyorlar. Kalabalıkla ça-
hşırken kişiler çok fazla öne çıkmıyor, orada
önemli olan ortak sesi yakalayabilmek.
- Bu, grubun bakışını da yansıtjyor galiba..
DİLMEN - Her zaman değişik bir şey ortaya
çıkarmak bizi heyecanlandınyor ve motivasyon
sağhyor. Grubun hepsi farklı projelerde çalışı-
yor. belli kalıplann içinde, hareket etmeyi bi-
liyorlar. Böyle bir çahşma değişik tecrübeler
getiriyor ve bunu bir macera gibi algılıyoruz.
- Konser-partilerinizde farklı bir armosfer ya-
radyorsunuz.
DİLMEN - Atmosfer çok önemli müzik için,
gücümüz yettiğince bunu her yönden sağlama-
ya çahşıyoruz. Insanm beş duyusuna hitap et-
mek istiyoruz. Dünya müziği bir bûtünlüğü ya-
kalamak üzere doğdu, müzisyenler de
türler arası iletişîm arttıkça buna kaydı-
lar. Performansı sadece saz çalmaklakı-
sıtlı düşünmüyoruz. Dünya müziğinin
yaşadığı birleştirme özelliğini konser-
lerimızde yaşatmaya çahşıyoruz ve her
türlü müziği destekieyecek, katkı sağ-
layacak, temelini oluşturacak unsurlan
kullanıyoruz.
- Sürekli doğaçlama çalışmak. albüm
aşamasında nasıl bir zorluk getiriyor?
DİLMEN - Stüdyoya girdiğimizde
herkes farklı bir şeyler çalıyor. Bir kon-
sept yaratmak, çok çeşitli rüyalann için-
den ortak bir duygu yaratacak bir al-
büm ortaya çıkarmak gerek. Çok sıra dışı bir şey
yapabiliriz, ama piyasa nasıl tepki gösterir bil-
miyoruz. 25-30 dakikalık parçalann içinde bir
sürü geçişler, iniş çıkışlar. değişik yerlere gön-
dermeler var. Bu. ticari bir mantıkla örtüşmü-
yor. Stüdyoya giriyoruz. çalıyoruz ve kayıt alı-
yoruz, birtakım prodüksiyon oyunlanndan hoş-
lanmıyoruz. Albümü de en doğal. en katıksız,
en parlatıhnamış halimizle yapmak istiyoruz.
Etnik türler de çok güzel renkler, süslemeler ba-
nndınr ama bunlar çok doğaldır, organiktir. Ka-
yıtta da fabrika çıkışı gibi değil de el tezgâhı gi-
bi düşünüyoruz.
Yıldn Savaşlan'nın ikinci bölümü
• HOLLYVVOOD (VARIETY) -' Yıldız
Savaşları' fılminin yaratıcısı, Amerikalı
yönetmen George Lucas'm yüksek teknoloji
ürünü yeni fılminin adı 'Yıldız Savaşlan:
Bölüm II - Klonlann Saldınsı' olacak.
Filmde, yaşamı siyasi aynmcılarca tehdit
edilen Kraliçe Padme Amidala (Natalie
Portman) ve koruyucusu Obi-Wan Kenobi
(Evvan McGregor) ile Anakin Skywalker'ın
(Hayden Christensen) yeni düşmanlan olan
KJonlar'a karşı mücadelesi konu ediliyor.
Filmin gelecek yaz gösterime girmesi
planlanıyor.
Genç yılddar müzelik oluyop
• CLEVELAND (AP) - Rock and Roll
Ünlüler Geçidi Müzesi'nde gençlik
idolleri sergisi açılacak. Küratör Jim Henke,
ünlülerin geçmişteki ve günümüzdeki
hallerini karşılaştırma olanağı verecek
olan bu sergide 1940'lann Frank
Sinatra'sınm, günümüzden Britney
Spears'in, Backstreet Boys'un, Christina
Aguilera'nm modellerinin yer alacağuu
söyledi. 2002 yılının baharında açılması
beklenen sergiye şimdiden bazı ünlüler
eşyalannı verdiler. , t
, ^,, y
Eureka Scneening'e başvurutap
• Kültür Servisi - Audiovisual Eureka'nın
bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği
Eureka Screening, 15-18 Kasım tarihleri
arasında Istanbul'da yapılacak.
Daha önce 30 Haziran olarak açıklanan
Screening'e son başvuru süresi Türkiye'den
katılımın az olması sebebiyle 31 Ağustos
tarihine kadar uzatıldı. Katılımcılann,
fılmlerini en geç eylülün ilk haftası
Audiovisual Eureka'ya ulaştırması
gerekiyor. Alıcı olarak katılmak isteyenler
için ise son başvuru tarihi 31 Ağustos 2001.
Screening'e katümak için gerekli formlar
ve aynntılı bilgi www.eureka.com sitesinden,
Audiovisual Eureka'mn Türkiye ortaklan
olan TC Kültür Bakanlığf ndan,
SESAM'dan ve Belgesel Sinemacılar ... ..,,
Birlıği'nden ahnabilir. (232 61 47) --»t«>-,>/ n.
7. Altmoluk Yaşama Saygı Festival
• Kültür Servisi - Altmoluk Belediyesi
tarafından düzenlenen 7. Altmoluk Antandros
'Yaşama Saygı' Kültür ve Sanat Festivali,
10-12 Ağustos tarihleri arasında
gerçekleşecek. Birinci gün Gera Belediyesi
Parkı'nda festival yürüyüşü ile başlayacak
olan etkinlik halk oyunlan, paneller, imza
günleri, şiir dinletileri, tiyatro gösterileri,
çocuk tiyatrolan, resim, heykel ve karikatür
sergileriyle zengin bir program sunuyor.
Altandros Amfi Tiyatro'da Nurten
Demirkol'un solist olarak katılacağı, Vedat
Kaplan Yurdakul'un yöneteceği 'TRT
Konseri'ni ikinci akşam Öteki Tiyatro'nun
Yücel Erten'in yönettiği 'Azizname'si
izleyecek. Yine Antandros Amfi Tiyatro'da
Janusz ve Lech Szprot, Tuna Ötenel, Kamil
Erdem, Sibel Köse, Canan Aykent
müzisyenlerin vereceği caz konseri
gerçekleşecek. İlk gün yapılacak olan
'Yaşama Saygı' başlıklı panelde Bekir
Coşkun, Berhan Şimşek, Şükrü Erbaş, Tuncer
Necmioğlu yer alacak. îkinci gün ise 'Kültür
Yozlaşması ve Medya' paneline Bedri
Baykam, Feyza Hepçilingirler, Öner Yağcı,
Umur Talu katılıyor.
Robbie ffllliams sözünü tuttu
• Kültür
Servisi-
Geçtiğimiz yıl
23 yaşmdaki
lösemi hastası
hayranı
Johanna
MacVicar'a
ilik verme
sözü veren pop
yıldızı Robbie
Williams,
sözünü tuttu.
Glasgow'daki
Hampden
Parkı'nda tüm
haftasonu
kapalı gişe iki
şov yapan 27 yaşmdaki Williams,
MacVicar'la Ekim ayında verdiği konserden
sonra tanıştıklannı ve durumundan çok
etkilendiğini söyledi. Gerekli testleri yaptıran
ve kan örneği veren sanatçı sayesinde
yüzlerce VVilliams hayranının da test
yaptırmak için hastaneye başvurduğu ve
MacVicar'a yardım etmek istediği de gelen t
bilgiler arasında.
BUGÜN
• İŞ SANAT'ta 'Avrupa Sinemasmda Kadma
Bakiş' başlığı altında Regis Wargnier'nin 'Bir j
Fransız Kadın' adlı filmi izlenebilir. . t
. «
(0 212 316 00 83) ' " ^
• BEYOĞLUSİNEMASI'ndaOnatKutlar \
anısına David Lynch'in 'Kayıp Otoban' adlı
filmi izlenebilir. (251 32 40) \