Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7^ĞUSTOS2001SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tercihte son
hafta
• ANKARA(ANKA)-
Üniversite yolunda son
haftaya girildi. Adaylar,
tercihlerini belirleyerek
fortnlannı cuma günü
mesai saati bitimine
kadar teslim edecek.
20O1 ÖSS'de 105 puan
barajını aşan bir milyon
26 bin 903 adayın tercih
maratonu da hafta
sonunda tamamlanacak.
ÖSS'de 105 ile 199.999
arasında puan alan
adaylar, örgün önlisans
programlan ile
açıköğretim programlan
arasından 18 tercih
yapabilecek. 2001
ÖSS'de 120 barajını 651
bin 733 aday aşarken bu
adaylar da
üniversitelerin örgün
lisans programlanndan
18, önlisans
programlanndan da 6
tercih belirleyebilecek.
khıci yabancı dfl
uygulaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Anadolu öğretmen
liselerinde zorunlu
ikinci yabancı dil dersı
uygulaması. 2001-2002
öğretim yılında
başlayacak. Milli Eğitim
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, hazırlık
sınıfından başlayarak
kademeli olarak
uygulanacak uygulama
kapsamında öğretmen
adaylan, Ingilizce'nin
yanı sıra zorunlu ikinci
yabancı dil olarak
Almanca ve
Fransızca'yı
seçebilecekJer.
Açıklamada,
uygulamayla Avrupa
Birliği'yle (AB) uyum
sürecinde önemli bir
adım daha atılmış
olacağı ifade edildi.
84 konterçan
açık kalth
• İSTANBUL(AA)-
Smavla öğrenci alan
özel okullann boş
kontenjanlan açıklandı.
Istanbul ll Sınav
Yürütme Kurulu
Başkanı Cem Gülan'ın
verdiği bilgiye göre 20
özel okuldan Alman
Lisesi (Erkek) 2, VKV
Koç Özel Lisesi (Erkek)
2, St. Georg Avusturya
Lisesi (Kız)l,St.
Joseph Fransız Lisesi 2,
St. Michel Fransız
Lisesi 59. Üsküdar
Amerikan Lisesi (Kız)
4, Izmir Amerikan
Lisesi 2. îzmir St.
Joseph Fransız Lisesi 5.
Tarsus Amerikan Lisesi
7 olmak üzere 84
kontenjan açık kaldı.
Özel okullardaki boş
kontenjanlar için 9
Ağustos tarihine kadar
ön kayıt
yaptınlabilecek.
Kadınlann
öykii yanşması
• Haber Merkezi -
Cumhuriyet Kadınlan
Derneği, amatör kadın
öykücüleri özendirmek
amacıyla "Cumhuriyet
Kadınlan Öykü
Yanşması" düzenledi.
Daha önce
yayımlanmamış ve
daktiloyla çift aralıklı
olarak yazılmış en fazla
5 sayfalık, 5 örnek
halinde olan öykülerin 1
Eylül tarihine kadar
Necatibey Caddesi
27/15 Yenişehir-Ankara
adresine gönderilmesi
gerekiyor. Faks
numarası ise 0312-229
93 71.
Istanbul Milletvekili Rıdvan Budak: Hükümetpolitikalan, DSP 'nin ilkeleriyle çelişiyor
Programagüven yokMemurun grevli toplusözleşmeli
sendika hakkının. işin, aşın,
eğitimin, sağlığın, ulusal
bütünlük içinde her yurttaşın
anadilini konuşmasının önündeki
temel engel iç borçlardır. Devlete
borç veren tüm yurttaşlarla
oturup, kimseyi hak kaybına
uğratmadan, sorunu çözmeliyiz.
Devlete borç veren yurttaşlarımız
da bu işin sonunun olmadığını
biliyorlar.
BAR1Ş DOSTER
DSP Istanbul Milletvekili Rıdvan
Budak, 50 yıldır uygulanmakta olan
sağ politikalann Türkiye'yi bunalı-
ma sürüklediğini belirterek ülkemi-
zi bunalımdan çıkarmanın solun gö-
revi olduğunu söyledi. Partisinin ba-
şında bulunduğu hükümetin izlediği
politikaların toplumsal boyurunun
olmadığmm altını çizen Budak, DSP
yönetimiyle arasındaki çelişkilerin
derinleştiğini, onulmaz bir noktaya
doğru gittiğini belirtti.
Milletvekili olmadan önce, sendi-
kal yaşamda önemli görevler üstle-
nen ve DÎSK. Genel Başkanlığı ya-
pan Budak'la, Türkiye'ye, sola ve D-
SP'ye ilişkin düşüncelerini konuş-
tuk.
- Herkes, krizden çıkmak için reçe-
te öneriyor. Uygulanan ekonomik
programın üretim ve sosyal boyutu-
nun olmadığı noktasında geniş bir uz-
laşma var. Onerilerinizi sıraiamadan
önce, bu noktaya nasıl gelindiğini an-
latır mısınız?
- 1950'de
Demokrat
Parti borçsuz
bir Türkiye
devralmıştı.
1980'de 15
milyar dolar
dış borcumuz,
yok denecek
kadar da iç
borcumuz
vardı. Şimdi
ise iç ve dış
borç toplamı
200 milyar
dolar. Yani, ül-
kemizin
GSMH'sine
eşit. 16 katril-
yon liralık ge-
lirimizin, 15
katrilyonu iç
ve dış borçla-
nn faizine gi-
diyor. Bunun
tersi olursa,
yani sadece 1
katrilyonu iç
ve dış borç fa-
izine giderse
Türkiye rahat-
lar. Ülkeyi 50
yıldır yöneten
sağın getirdiği nokta bu.
- Bu kadar kötü bir taMo varken ve
herkes koşullann sol için çok uygun
olduğunu söylerken, sol neden bu hal-
de?
- Demokrasiler denge rejimıdir.
Ülkeyi solsuzluk bu hale getirdi. Bu-
nu inkâr etmenin sağa da, sola da ya-
ran yok. Türkiye'nin yaşadığı, yöne-
temeyen siyasetin, sağ ve popülist
politikalann krizidir. Sosyal devleti
ve hukuk devletini yok sayan, "Bi-
zhn müteahhit, bizim partili bizim
hemşeri iyidir. İhaleleri ona verelim"
diyen, yani halkın parasmı boşa, ölü
yatınmlara harcayan popülizmin kri-
zini yaşıyoruz. 1980'lere kadar kla-
sik sağ, 80 sonrasında ise liberalle-
şen sağ bu krizin sorumlusudur.
ABD dahil birçok müttefikimiz,
"sosyal pattama yaşanacak nu" diye
araştırma yaptırıyorsa, geldiğimiz
noktayı iyi düşünmemiz gerekir.
Kurtuluşun yolu
- Krizden çüaş için önerileriniz ne-
ler?
- Kurtuluşun yolu, öncelikle toplu-
mun her kesimine güven vermekten
geçiyor. Bu güven, devlete borç ve-
ren zenginlere de, açhk sınınnın al-
tmda yaşayan yoksullara da verilme-
li. IMF reçetesi 18. defadır deneni-
yor ama liberallerin bile büyük bö-
lümü, çözüme ilişkin umut görmü-
yorlar. Enflasyonu yenmek ve krizi
aşmak için, IMF ve Dünya Bankası
ile mutabakat zorunlu değil. Mutaba-
kat, öncelikle toplum ve üretici ke-
simlerle sağlanmah. Yüzde yüz ol-
masa bile, azami ölçüde mutabakat
Erdoğandan laiklikbayraktarlığı yapması beklenemez'
Emeğe karşı sorumluyum- Sağın atternatifiıün sağ olduğu bir süreçte, Recep Tay-
yip Erdoğan'm başuıda olduğu hareketi nasıl yorumlu-
yorsunuz?
- Eski sağ kadrolara karşı haklı bir tepki olduğu kesin.
Ancak herkes siyasete başladığı yerden ve onun referans
alanlanndan büyük hızla kopmak şansma sahip değildir.
Benden ve benim gibilerden, yani laik cumhuriyetçiler-
den köktendinci olmayacağı gibi, Tayyip Erdoğan'dan da
laiklik bayraktarlığı yapması beklenmemeli. Kaynağı, kö-
keni siyasetçinin referansıdır. Benim referansım bütün
çahşanlann haklannı alabilecegi çağdaş demokrasidir.
Yani benim için demokrasi amaçtır. Erdoğan ve arkadaş-
lanna göre ise demokrasi araçtır. Amaçlan, siyasete baş-
langıç noktasındaki din egemen yaşam tarzıdır.
- Sağa kaymakla eteştirilen partiniz bu anlatnklannızın
neresinde?
- Siyasal iddialar, söylemde ne kadar doğru olursa ol-
sun, kulağa ne kadar hoş gelirse gelsin, esas olan pratiği-
dir. DSP, kadrolan, kadrolannın siyasetten beklentileri,
kadrolannın ekonomik beklentileri bakunından, en temiz
ve en sabırlı parti. Ama bu kadrolann, hangi idealin pe-
şinde ve siyasetin hangi kanadında olduklan konusunda,
Ecevit isminin ötesinde bir hedefleri yok. DSP'nin adın-
da, programında, seçim bildirgesinde sol var, seçmenle-
rinde bu umut var. 18 Nisan 1999 seçimleri sonrasında ku-
rulan koalisyonun, bugüne kadarki ekonomik ve sosyal
uygulamalan, hem DSP'ninprogram ve ilkeleriyle büyük
ölçüde çelişiyor, hem de Türkiye gerçeğinden, halkın ya-
şamsal gerçeklerinden çok uzak.
Hiçbir olumsuzluk, genel başkan ve çevresindeki kad-
royu, tüm uyanlanmıza karşın, duyarlılık noktasına çe-
kemiyor. Özellikle de, ekonomik programın toplumsal
yaşamla arasındaki uyumsuzluk, parti yönetimiyle çeliş-
kilerimizi derinleştirmekte ve onulmaz bir noktaya doğ-
ru götürmekte.
Buna parti içi demokrasi konusundaki sıkıntılar da da-
hil. Son kongre gösterdi ki, 30 yıldır dagıölan umut ve söy-
lenenlerle, gerçekler birbirinden farklı. Dağa taşa "unuı-
dumuz" sloganlan yazan gençlerin yaşlandığı bir dönem-
de, parti yönetimîne aday olanlara söz hakkı verilmeme-
si, hatta yuhalanması. görünen nezaketin ötesinde, yönet-
me ve hükmetme hırsının hoş olmayan, sevimli olmayan
dışa vurumu oldu.
- Poütikada kendinize biçtiğiniz misyon nedir?
- Önümüzdeki seçimlerde yeniden. ille de milletvekili
olmak gibi bir arzum ve kaygım yok. Bunu daha önce de
açıkladım. Sola, laik demokrarik cumhuriyete ve geldiğim
yere, yani emeğe karşı sorumluluğum var.
sağlanmah. Örgütlü sosyal kesimle-
rin önerileriyle programa sosyal bo-
yut katılmalı. Üretim, istihdam, ihra-
cat ve büyüme muhakkak planlan-
malı. Bu çerçevede KOBl'ler teşvik
edilmeli, planlı biçimde desteklen-
de ortaya koymalan gerekir. Bunu
yapamayanlar, siyaseti, klasik işleyi-
şi içindeki hobi tutkusu olmaktan
öteye taşıyamaz, ülke sorunlarıru çö-
zemezler. Işsizlik, sosyal adaletsiz-
lik, yatınmsızlık, eğitim ve sağlıkta-
M
İlletvekili olmadan önce, sendikal yaşamda önemli görevler üstlenen ve
DÎSK Genel Başkanlığı yapan Budak, 'Ülkeyi solsuzluk bu hale
getirdi' dedi. 'Önümüzdeki seçimlerde yeniden, ille de milletvekili
olmak gibi bir arzum ve kaygım yok. Bunu daha önce de açıkladım. Sola, laik
demokratik cumhuriyete ve geldiğim yere, yani emeğe karşı sorumluluğum var.'
meli, kapanan sanayi kuruluşlan ye-
niden açılmalı, kapasite daraltan sa-
nayi kuruluşlan normale döndürül-
meli, 5 yıldır üst üste gelen krizler-
den etkilenen reel sektör ile finans
sektörü arasındaki anlaşmazhklar gi-
derilmeli. Krizden kurtulurken, ar-
tan refah adil biçimde paylaşılmalı,
iç talep canlandrnhnalı ve sosyal har-
camalara öncelik verilmeli.
- Toplumdaki değişim talebinin,
krizle birlikte daha da yükseldiği göz-
leniyor. Bunu nasıl görüyorsunuz?
- Orta ve üst gelir grubu ilk kez iş-
sizlik gerçeğiyle yüz yüze kaldı. Ço-
cuklanm paralı okullardan alıp, dev-
let okullanna vermeye başladılar.
Bu, siyasetin ve düzenin değişmesi
talebinin en önemli habercilerinden-
dir. Esnaf, 100 yılda bir olduğu bili-
nen bir hareketlenme içinde. Zengin-
ler ilk kez, ekonomik krizle fakirleş-
tiklerini söylüyorlar. Zenginler ku-
lübü TÜSİAD, ekonomik ve demok-
ratik açılımlar yapan görüşler dillen-
diriyor. Umanm sosyal ve örgütlen-
me boyutu olan görüşler de seslen-
dirirler. Siyaset dışındaki tüm kurum
ve kuruluşlar, geniş kitleler, krizin
yönetsel olduğu konusunda mutaba-
kat içinde.
Önümüzdeki engel iç borçlar
- Bu ekonomik taUoyla kriz nasıl
aşıhr?
- Ülkemizin 3 yıllık vergi gelirine
denk düşen iç borçlanma söz konu-
su. Devlet, temel geliri olan verginin
tümünü, borç faizine veriyor. Türki-
ye'yi yönetme iddiasıyla ortaya çı-
kan siyasi kadrolann, borç sorununu
nasıl çözeceklerini inandıncı biçim-
ki açmaz, demokratik gelişmenin
önündeki engeller çok ciddi sorunlar
ve bunlann nedeni de borçlar. Özel-
likle iç borç sorununu çözersek, de-
mokratik gelişme yönünde ciddi
adımlar atabiliriz.
Memurun grevli toplu sözleşmeli
sendika hakkmın, işin, aşm, eğiti-
min, sağlığın, ulusal bütünlük için-
de her yurttaşın anadilini konuşma-
sının önündeki temel engel iç borç-
lardır. Devlete borç veren tüm yurt-
taşlarla oturup, kimseyi hak kaybına
uğratmadan, sorunu çözmeliyiz.
Devlete borç veren yurttaşlanmız da,
bu işin sonunun olmadığını biliyor-
lar. Hâlâ Turgut Ozal'ı savunanlara
da şunu anımsarmak gerekir. Özal,
azmlıkta kalan bir kesimin 1 lirasını
1000 lira yaparken, toplumda 1 lira-
sı bile olmayanlann sayısı hızla art-
tı. Türkiye borç sorununu çözerse,
uluslararası müzakerelerde masaya
daha güçlü oturur.
- Kısa vadede neler yapılmalı?
- Liderler dışındaki bakanlann de-
ğiştiği, bakan sayısının 20'yle smır-
landığı, topluma umut ve güven ve-
ren yıpranmamış isimlerin kabineye
girdiği, birbirinin arkasmdan konuş-
mayacak bir bakanlar kuruluna ön-
celikle ihtiyaç var. Bugün çahşanlar,
geçen yıhn kasım ayma göre, ceple-
rindeki paranın yansını kaybettiler,
halk büyük bedel ödedi. Tamarru bu-
günkü iktidann sonımluluğu olma-
masına karşın, siyaset de bu olum-
suzluklar nedeniyle bedel ödemeli.
Siyasetçinin de bedel ödeyeceği,
başbakan ve ortaklan tarafından
açıkça söylenmeli. Çünkü programa
da, hükümete de güven yok. Tersine,
daha büyük felaketler olabileceği yö-
nünde bir endişe toplumu sarmış du-
rumda. Kimse kendini kandırmasın.
- Tabto bu kadar iç kararücıyken,
sol ne yapmah?
- Çağdaş bir ülke, kurallı bir top-
lum yaşamı,
çalışılabilirbir
iş, yaşanabilir
bir gelir, gü-
venli bir gele-
cek, ınsan hak
ve özgürlükle-
rine dayalı bir
toplumsal ya-
şam, çağdaş
dünyanın tüm
gelişmelerine
uyumlu, başı
dik, uluslara-
rası müzakere-
lerde masaya
eşit şartlarda
oturan ve
Cumhuri-
yet'in temel
hedefi olan
AB idealine
uyan bir Tür-
kiye için şim-
di sol zamanı.
Demokrasi,
ekonomi ve
sosyal yaşam-
daki eksiklik-
lerin en önem-
li sebebi sol-
suzluk.
Parlamento-
daki temsil oram bugün yüzde 80'le-
re varan sağın bütün beceriksizlikle-
rine rağmen, kendi içinden "yeni-
yhn" diyerek ürettiği, türettiği bir an-
layışla, geleceği yeniden sağ olarak
şekillendirmesi söz konusuysa, bu-
nun sorumlusu soldur. Solun bir da-
ha deneme yapma şansı yok. Sol,
ciddi bir özeleştiri yapmalı. Söz söy-
lemenin ötesinde, inandıncı olmaya,
güven vermeye ihtiyaç var.
Sol. siyasetin önünü açmalı
- Sol, nerede hata yapti?
- Son 20 yılda esen liberal rüzgâr-
lardan sol çok etkilendi. Evrensel so-
lun, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, iş,
ekmek, sosyal adalet, banş, dayanış-
ma kavramlanru unurtu. Bu da solu
doğal tabanmdan, sendikalardan,
meslek odalanndan, demokratik kit-
le örgütlerinden uzaklaştırdı. Sol, do-
ğal tabanındaki bu kesimleri etkile-
yemez hale geldi. Sosyal kesimlerle
sol birbirinden kopunca, her iki taraf
birden zayıfladı.
Kimi milliyetçi muhafazakâr par-
tiler, solun kavramlanm kullandılar.
Adil düzen de bunlardan biri. Yeni
projelergeliştiremeyen, yeni ufuklar
açamayan sol, dar alandaki siyasi tar-
tışmalardan kurtulamadı. Alt kimlik,
inanç kimliği ve etnik köken tartış-
ması, solun bütün zamanını ve ener-
jisini alıp götürdü. Oysa sol, siyase-
tin önünü açmalı, üretim, gelir dağı-
lımı adaleti, eğitim, sağlık, haklar ve
özgürlükler, yeniden yapılanma,
yurttaş kimliği gibi konulan öne çı-
karmalıydı. Bunlar yapılmayınca,
sağm alternatifinin sağ olduğu bir
döneme girdik.
GÖRÜŞ
YAŞAR SEYMAN
Munzur'dan..
Tunceli'ye gitmek zordur. Çoğu kez kent sınırın-
dan geri çevrilirsiniz. Ya da dakikalarca kimlik kont-
rolleri sonrası girişinize olur verilir. Asker, sendika
kimliğimi geri getiriyor. "Komutan normal kimliği-
niziistedi" diyor. Sürücü belgemi veriyorum. Ola-
ğanüstü halin yaşandığı kentlere girer girmez; uy-
gulamanın ağırlığı omuzlannıza çöküyor. Kimliği-
niz en çok bu kentlerde işe yanyor.
Ülkemizde bazı kentlerimiz iki isimlidir. Hatta
daha çok ilk isimleriyle söylenir ve yaşamda yer
alırlar... Tıpkı Izmit - Kocaeli / Hatay - Antakya /
Mersin - Içel / Adapazarı - Sakarya gibi Dersim /
Tunceli de bu denli bilinmeli ve kolayca söylenme-
lidir. Oysa yaşanan gerçek, Dersim türkülerindeki
kadar kolay söylenmiyor...
Dersimliler, dünyanın öteki ucunda bile olsalar,
yaşamlannda üç sözcük kök salar. Düzgün Baba,
Munzur ve Dersim. Çoğu sürgün çocuklan olan
Dersimliler coğrafyalanndan uzak, yıllarca doğ-
duklan kente girememışlerdir. Bu acının özlemi
yakıcıdır. Munzur'un suyuna ekmeğini banıp ye-
mek, Dersim'in topraklannı öpmek işte bu özle-
min yansımasıdır. Dersim kurtuluş günü olmayan
tek kentimizdir. O nedenle ödenen bedel ağırdır.
Bu acılar, bu özlemler artık geride bırakılmalıdır.
Ozan bile, "Bütün acılanmızı Munzur'la yıkadık" dı-
yor.
Bir sürgün ailesinin çocuğu olarak, efsanelerini,
öykülerini dinlediğim Dersim'e 12 Eylul sonrası
gittim. Kim bilir, yönetenlerın bölge halkına yap-
tıklarına tanıklığımı gün gelir yazanm. Ama yanlış-
lann sürdüğünü görmek acı veriyor. Bir kentin üst
düzey yöneticileri siyasi kimliklerinden soyunma-
lıdır. İHele bu kent, ülkenin hiçbir kentine benze-
miyorsa o kentte biraz daha duyarlı ve hoşgörülü
olmalan gerekir. Bu kent tüm yoksunluklarına ve
yoksulluklanna karşın eğitime önem verir, ülkenin
hiçbir kentinde politik bilinç bu denli yüksek de-
ğildir. Bu kenti yönetenler demokrat olmalı, sevgi
ve sabırla insanlarayaklaşmalı, kent dokusu, kent
kültürü yaratmalıdır.
Çağdaş yöneticinin, önyargıdan, önkabulden ve
taraflılıktan annması gerekiyor. Dersimli Cumhuri-
yet'ini ve ülkesini seviyor. Devletine saygılı ama in-
sanca yaşamak istiyor. Yıllardır olağanüstü halin
ağırtığını omuzlannda taşıyor. Kendisine uzatılan
sıcacık eli tutmasını ve sevgisini göstermesini bi-
liyor. Bunun en güzel örneği Dursun Bak Paşa'ya
olan sevgi ve saygıdır.
Dersim, güneşin, suların, dağlann, efsanelerin
kentidir. Başkan Celai Doğan, Dersim'de yaptır-
dığı parkın açılışında öz olarak şunları soyluyor:
"Gazıantep Büyükşehir Beledıyesi olarak kendi-
mize; Beriin'i, Londra'yı, Paris'i, Roma'yı, Madrid'i
kardeş belediye seçmedik. Tunceli'yi seçtik." Be-
tediye başkanlanyla, milletvekilleriyle, valiyle, pa-
şalaria ve yöneticilerle parkı geziyoruz. Sanki gü-
zellikleri gölgelemek istercesine türküler kaynağı
Tunceli'de yöresel türküler yerine; ırkçılık kokan
türküler defalarca yüksek sesle dinletiliyor. Içim-
den eyvah diyorum.
Munzur festivalinde, Kadın Soruniarı panelini
belediye salonunda yönetiyordum. Son sözlerim
tam teçhizatlı komandoların marşlanyla kesildi.
Hoş değildi. Konuşmamı şu sözlerle noktaladım:
Artık Tunceli'ye bir kadın eli değmeli, Tunceli bir
kadın milletvekilini pariamentoya göndermeli. Biz-
ler, salonu dolduran katılımcıların alkışlarıyla pa-
neli noktalayıp polislerin, özel timlerin, komando-
lann gösterileri arasında belediye sarayından çık-
tık. Tüm bunlara karşın; Ferhat Tunç'un hiadife se-
si yaralara merhem oldu.
2. Munzur Kültür ve Doğa Festivali özüne uygun
yaşanmadı. Havalann sıcaklığına inat provokas-
yon kokan eylemlerle sıcaklık daha da arttı. İlk gü-
nün akşamı stadyumdasloganlar, kentte yaşanan
olaylar ve gerginlik, sağduyunun egemen olmasıy-
la daha büyük olayların yaşanmasına izin verme-
di. İkinci Munzur Festivali'y'e Tunceli'de yaşanan
sıcacık buluşmadan korkanlar, yaralan sarmak ye-
rine kaşımak istediler. Büyük acılar yaşanabilirdi.
Herkesin üzerine düşen sorumlulukla iki yaşında-
ki bu çocuğu büyütmek, festivalin yaratısı sıcak
buluşmaya engel olmamak, kültür boyutuna de-
rinlik kazandırmak ve prestijli festivaller arasına
katmak gerekiyor.
e-posta: yasar.seyman« isbank.nettr
Atatürk hakkında bilgi
Ânıtkabir için
internet sitesi
ANKARA (ANKA)-
Anıtkabir için hazırla-
nan internet sitesi hiz-
mete girdi. Sitede Ata-
türk'e Sovyet mareşal-
leri ve politikacılan ta-
rafindan hediye edilen
imzah fotoğraf, kılıç gi-
bi armağanlardan, Anıt-
kabir ve Atatürk hak-
kındaki bilgilere kadar
pek çok görsel malze-
me yer alıyor.
"www.tsk.mu.tr/anit-
kabir/index.htmr adre-
sinde yer alan internet
sitesinde "Gazi Musta-
fa Kemal Atatürk, Ata-
ya Saygı Defteri,Anıtka-
bir Hakkında Bilgi,
Ânıtkabir Müzesi" bö-
lümleri yer alıyor. ilk
bölümde Atatürk'ün fo-
toğraflan, orijinal ses
kaydı, özel kitaplannın
listesi, yaşamöyküsü.
dünya liderlerinin ken-
disi hakkında söyledik-
leri ve ilke-devrimleri
bulunuyor.
Ataya Saygı Defteri
bölümünde dünya lider-
lerinin Ânıtkabir özel
defterine yazdıklan ya-
zılardan seçmeler bulu-
nurken sitede Ânıtka-
bir'in mimari özellikle-
ri konusunda bilgiler de
veriliyor.
Ânıtkabir Müze-
si'nde ise Atatürk'ün
giysileri. aksesuvarlan,
Osmanlı padişahlan ve
TBMM'den aldığı ma-
dalyalan, baston ve kır-
baçlar, kılıç ve silahlar,
saatler, yazı takımlan ve
çeşitli eşyalar hakkında
görsel bilgi veriliyor.
Müze bölümünde Ata-
türk'e Türkiye'yi ziya-
ret eden Sovyet mare-
şalleriyle SSCB Mer-
kez tcra Komıtesi Baş-
kanı Kalinin'ın hediye
ettiği orak çekiç kabart-
malı gümüş fotoğraf
çerçeveleri, imzalı fo-
toğraflar ve orak çekiç-
Türk bayrağı kabartma-
lı kılıç da yer alıyor.
Çin'in milliyetçi önder-
lerinden Çan Kay
Şek'in Atatürk'e hediye
ettiği imzalı fotoğrafı da
internette sergileniyor.