25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
" A3UST0S 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ŞemsiDenizer aıuldi • ZONGULDAK (Cımhuriyet) -2 yıl önce Zoıguldak'ta evinin önünde katledilen eski Türk-Iş Genel Sekreteri ve Genel Maden-lş Sendıkası (GMlS) Genel Başkanı Semsi Denızer dün raezan başında anıldı. Çaycuma ilçesi Gökçehatıpler köyündeki mezarhkta törene Türk-lş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve GMlS Genel Başkanı Çetin Altun, yöneüm kurulu üyeleri, şube başkanlan, Çaycuma Kaymakamı Süîeyman Deniz, Denizer'in eşi Şennur Denizer ve maden işçileri katıldı. Denızer'i, 6 Ağustos 1999'ta evinin önünde öldüren Cengiz Bahk, 27 yıl ağır hapis cezasma çarpünlmıştı. Sezer, Derviş'i kabul edecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bugün ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'i kabul edecek. Çankaya Köşkü'ndeki görüşme saat 14.30'da başlayacak ve basına kapalı olarak gerçekleşürilecek. Dengiz, makamını boşaltmıyor • ANKARA (ANKA)- Cep telefonu operatörleri lehine "köstebeklik" yaptığı iddiasryla üçlü kararnameyle görevden ahnan eski Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tahir Dengiz, buna ilişkin karann üzerinden 3 hafta geçmesine karşın makam odasım boşaltnuyor, fıilen görevini sürdürdüğü görüntüsü veriyor ve makam aracmı da kullanmaya devam ediyor. Dengiz'in, yürütmeyi durdurma ve kararnamenin iptali istemiyle yargıya başvurduğu belirtildi. Bazığ'da HADEP'e baskın yapıldı • ELAZIĞ (Cumhuriyet)-HADEP Elazığ 11 Orgütü'nün Hürriyet Caddesi'ndeki bması dün Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Siyasi Partiler Masası'na bağh polisler tarafından basıldı. Parti binasında yapılan aramada HADEP'e ait dokümanlar. toplatma karan bulunan dergiler, gazeteler ve bazı basın bildirilerine el konuldu. Parti yöneticileri aramanın özel emirle yapıldığını belirterek olayı protesto ettiler. TGC'nin aylık basın paporu • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazetecıler Cerniyeti (TGC). basmda geçen ayın en önemli olayının, davalarda görülen artış olduğunu bildirdi. TGC, temmuz ayı içinde gazetelere ve gazetecilere saldınlar olduğunu, bir gazetenin olağanüstü hal bölgesine girmesinin yasaklandığım, yerel bir gazetenin 1 yıl süreyle susturulduğunu ve basın davalannda artış görüldügünü belirtti. Gazetecilerin, karar aşarnasına gelen davalarda milyarlarca lira tazminat cezasına çarpnrıldığma dikkat çeküdi. Emekli Orgeneral Yavuz, ANAP liderinin ulusal güvenlik değerlendirmelerine sert çıktı: Yıhnaz'ınfaîrikimiyelınezANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Harp Akademileri Komutanı emekli Orgeneral KemalYavuz, ANAP lideri MesutYılmaz'm ulusal güvenlik stratejisıne ilışkm değerlendirmelerine "Bu kavranun muhtevası ve gerekkri her zaman tartişmaya açık olmuştur. Yalnız bu tartışmayı yapmak için yeter- li birikim degerekir'* diye tepki göster- di. Araştırmacı-yazar Ercan Çitlioğlu. Yılmaz'ın değerlendirmelerinin "amaçh" olduğunu söyledi. Çitlioğlu, "Bu,bir siyasipartininkongresinde tar- nşıhr haiegelirse, zateno ûlkenin ulusal gû\enlikstratejisi arnkiflasetmeyebaş- laımş demektir'" dedi. Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, "ulusal güvenüği devletin gelişmesinde en önemliengelolarakdüşünmekve ifa- deetmenin,özellikle devletinyönetimin- • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın ulusal güvenlik konusundaki değerlendirmelerini 'talihsizlik' olarak niteleyen Kemal Yavuz, ulusal güvenliğtn kolayca harcanabilecek malzeme olamayacağını vurgulayarak "Hele parti kongresinde efelenme malzemesi olarak kullanmak hiç olacak şey değildir" diye konuştu. desorumluluksahibiolmasıgereken ki- şiiçin anlaşılabilir olmadığuıT söyledi. Kavramın içeriği ve gereklerinin her zaman tartışmaya açık olduğunu vur- gulayan Yavuz şu değerlendirmeyi yaptı: "Yalnız bu tartışmayı \apmak için yeterii birikim de gerekir. Bu nok- tada devlet \ öneticilerinin Milli Güven- lik Akademisi eğitimine katdması ge- rektiği hususundaki kanaatimizin ne kadar yerinde olduğu, bu olayla bir kez daha kamtlanmıştır. l lusal güvenlik, özeUikle Türkrşe Cumhuri>eti coğraf- yasında kolayca kuUanılıp harcanabile- cek bir malzeme olamaz. Hele parti kongresinde efelenme malzemesi ola- rak kullanmak hiç olacak şey değildir. Bu ola> Sayın Yılmaz için ilk de değtt- dir. HatırlanacaRi gibi. Sayın \ ıhnaz, ulusalgii\enlik, güvenlik makamlan ve makam sahipleri ile hiç münasebeti ol- mayan yerlerde, zamanlarda \e şekil- lerdehiç yoktanbirçokdefa çatışmaya- ratmışnr. Her defasında da gerekii ce- vapları alınıştır." Yılmaz'ın ulusal güvenlığe gösten- Kavram netlesmeli ANAP savunmaya geçti • ANAP'hSühan Özkan, "Ulusal güvenlik kavramı netlesmeli. Türkiye, Avrupa sözleşme sistemine dahil olacaksa kavram karmaşasına son vermeli" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP yönetımi, ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yümaz'ın, partisinin 7. olağan büyük kongresinde tar- tışmaya açtığı "ulusal güvenlik scndromu" kavramını kamuoyu ve hükümet ortaklanna "doğru anlatabilmek" için harekete geçtı. ANAP kurmaylan, Yıl- maz'ın amacımn u ulusalgüven- hguı önemsideştirilmesi'" olma- dıgını ileri sürdüler. ANAP'ın yenı MKYK üyesi Sühan Öz- kan, Türkiye'nin Avrupa sözleş- me sistemine tam anlamıyla uyum sağlayabilmesi için "ulu- salgüvenük ve kamu düzeni kav- raınınınnetkştirümesi"' gerekti- ğıni söyledi. ANAP liden Yılmaz'ınkong- rede gündeme getirdiği "ulusal güvenlik sendromu" kavramı parti içinde de tartışılmaya baş- landı. Yılmaz'ın kurmaylan ara- sında yer alan ve ANAP' ın yeni başkanhk dıvanında yer alması beklenen Sühan Özkan, bu tar- tışmanın yanlış yönlere çekil- memesini istedi. Özkan, ulusal güvenlik konusunda anayasada bazı tahditler bulunduğuna, an- caknet tanımlamalar yapılmadı- ğı için "ulusal güvenlik" gerek- çesınin arkasına sığınılarak Tür- kiye'nin AB üyeliğı gibi yeni açılımlara yönelmesinin engel- lendiğine işaret etti. Yılmaz'ın, Türkiye'nin Avrupa sözleşme sistemine dahil olabilmesi için bu kavramlann net olarak ta- nımlanması amacıyla bu tartış- mayı açtığını vurgulayan Öz- kan. "IJlusal güvenlik konsep- tinden vazgeçmemiz. onu öııem- sizleştirmemiz söz konusu ola- maz" görüşünü dile getirdi. HJtS ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART len duyarlılığı Osmanh'dakı "Din el- den gjdiyor" feryatlanna benzetmesi- nin özellikle talihsiz bir beyan olduğu- na işaret eden Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üstelik bunu 28 Şubat'tan önceaklı başında insanlann"Laıklik el- den gıdiyor' feryatlanna kulakükayan bir kişi yapmışsa. Ülkenbı güvenUğin- den anayasanuza göre birinci derecede Bakanlar Kurulu,yani si> aset adamla- n sonımludur. Ulusal güvenUğin her- hanjji bir konusu bu iltiililer tarafından tartışmay a açılmış da buna karşı çıkan mı olmuştur. "Avrupa'nın yolu Dıyarba- kır'dan geçer' diyebilen bir devlet ada- mının yann Kayserfden, öbür gün An- kara'dan aynı >aklaşımla bahsetmeye- ceğinden nasıl emin olabiliriz?" Araştırmacı-yazar Ercan Çitlioğlu da Yılmaz'ın konuyu gündeme getirmek için seçtiğı platformu eleştirerek u Ulusal gü- \enlik stratejisi ve bunun saptanmasL,bir si>asipar- tinin kongresindetaruşıhr hale geUrse, zaten o ülke- nin güvenlik stratejisi if- las etmeye başlamış de- mektir" dedi. Popülist \aklasun 1 m.kartcû superonline.com.tr Yılmaz'ın çıkışının bellı bir amaca yönehk olduğunu vurgulayan Çitlioğlu şu görüşleri di- le getirdi: "Çünkü, baş- bakanhğı döneminde Yd- maz'ın ulusal güvenlik stratejilerinin karar me- kanizmalannda başba- kan olarak yer ahnış ol- ması gerekir. Eğer alma- dıysabaşbakanhk göre\> ni yerine getirmemiş sa- yanm, bunu bikliği halde kongrede dile getiriyorsa o zaman da Vılmaz'ı amaçh sayarun. Yümaz, sanki ulusalgü\enlikstra- tejisinde etkili olan tek merci asker. dolayısıyla demokrasilerde artık as- kerin bir adun geri çekü- mesi,bu işisivillere bırak- masılazun gibi kendisini yenileme adı aranda son derece ucuz ve popülist bir yeni yaklaşım sergile- di. büvük talihsizlik." MHP'li Şevket Yahnici: Türkiye konumu nedeniyle tehdit altmda UlusdgüvenliktenvazgeçilemezANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yümaz'ın "ulusal güvenlik sendromu" ile ügili açıklama- lan, siyasette yeni birtartışma başlattı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent YahnicL Türkiye'nin, jeostrate- jik konumu ve koşullan de- ~~~~~~ ğışmediği sürece ulusal gü- \ enlikten vazgeçemeyece- ğini belirterek bunun de- mokrasi. insan haklan ve AB yolunda tavizi gerektir- mediğini söyledi. DYP Ge- tartışma büyüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, Tür- kiye'nin Kafkas, Ortadoğu ve Balkan coğrafvasında tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtti. Şe\ ket Bülent Yahnici. "Ülkenhı je- ostratejik konumunda değişiklik ohna- • DYP, "Herhalde Yılmaz'ın kongrede söyleyecek başka sözü yoktu" derken ÎP, Yılmaz'ın ulusal güvenlik kavrammı hedef almasım, Türkiye'ye karşı savaş ilanı olarak nitelendirdi. san haklan ne de AB yolunda tavizi ge- rektirir'" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nev- fel Şahin, gazetecilerin konuyla ügili sorulan üzerine Yılmaz'ın, partisinin kongresinde ülkenin ekonomik ve sos- yal sorunlarını bir yana bı- rakarak ulusal güvenlik ko- nusunu gündeme getirmesi- ne anlam veremediğini söy- ledi. nel Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin. "Sayin Yümaz'ın herhalde kongrede söyleyeceği başka hiçbir şey yoktu, ya- du^yorum" dedi. Yıİmaz'ın ANAP'ın 7. Olağan Bü- yük Kongresi'nde gündeme getirdiği "ulusal güvenlik sendromu"na ilişkin dığı müddetçe, şartlar daha da ağırla- şarak tehditler sürdüğü müddetçe ulu- sal güvenlikle ilgili konumunundaha da güçlendirihnesigerekhor" dedi. Türkiye'nin ulusal güvenhkten vaz- geçemeyeceğini kaydeden Yahnici, "Ulusal güvenlik, ne demokrasi ne in- 'Tûrkiye^ye savaş ilanı' _______ Işçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın da dün yap- tığı yazılı açıklamasında, Yılmaz'ın ulusal güvenlik kavTamını hedef alma- sım, Türkiye'ye karşı savaş ilanı ola- rak nitelendirdi. Yalçın, Yılmaz'ınBa- tıh emperyalistlerin isteğine göre ha- reket ettiğini ileri sürdü. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(â doruk.net.tr Cenova'da, yerkürenin dört bir yanından gelmiş yüz bin- ierce "so/cu"nun, küreselleş- miş kapitalizme karşı küresel çapta direnişi eyleme döktük- leri günlerdi. Istanbul'da da paralel etkinlikler düzenlen- mişti. Birini, kimselere çaktırma- dan baştan sona izledim. İstanbul Göztepe'de De- mokrasi Parkı'nın küçük açık- hava sahnesini çevreleyen basamak-tribünlerin bir köşe- sine çöktüm. Bir temmuz akşamüstüsü- nün kavuran güneşi altında başlayıp gecenin birtürlü gel- meyen serinliğine kadar sü- ren bir etkinlikti. Tribünler, benimle aralann- da 30-40 yıl fark olan, daha önemlisi kuşaklar farkı olan gencecik kadın ve delikanlı- larla doluydu. Sahneye birbi- ri ardına ve çoğu amatör mü- zik gruplan geliyor, "devrim- ci" şarkılar söylüyorlardı. Sahneden yükselen şarkı- lardan biri Şili devnmcilerinin ünlü sloganı ile bitiyordu: - El pueblo unido, jamas seras vencido! (=Birleşmiş halk asla yenilmez). Tribünlerdeki gençlerin he- Sesi Kısık Çıkan Sol men tümü bu slogana katıldı- lar ve ezbere söylediler. Bir başka müzik grubu "Kommandante Che Gueva- ra "ya başladı. Yanı başımda oturan üç-dört genç kız şar- kıya katıldı. Çok sürmedi, he- men bütün tribünler, o güze- lim şarkıyı sahnedeki grubun solistiyle birlikte söylemeye başladılar ve bana sorarsanız solistten daha iyi söylediler. Beni de aldı keyifli bir dü- şünce. Sağımda solumda, önümde ardımda oturan yüz- lerce genç kadın ve delikanlı, şu bildiğimiz 12 Eylül gençli- ğiydi. 12 Eylül karanlığı bastığın- da ya henüz ana rahmindey- diler, ya yeni doğmuşlardı ya da iki-üç yaşındaydılar. "12 Eylül bütün gençlıği depolitize etti, köksüzleştirdi ve marka düşkünü, tüket- mekten başka ülkü tanıma- yan, okumayan, sorgulama- yan biryığına dönüştürdü..." diye başlayan, basmakalıp "faşizm sonrası çözümleme- ler"\n apaçık yalanlanması, çürütülmesı kimi keyıflendir- mez ki? Ama keyif dakikatannı, ke- yıf kaçıran ve yanıtını bilmedı- ğim sorular ızledı. - Bu pırı! pırıl çocuklar söy- ledikleri sloganlann ötesinde, solun bitip tükenmez kaynak- larından ne kadar beslenmiş- ler acaba? - Örneğin Lenincı parti mo- delini Denimsiyoriar mı? Hiç benimsemeyip ret mi etmiş- lerdi? Yoksa artık mı reddedı- yorlar? - Örneğin Marksist değer teorisine göre günümüzde bir bilgisayar programı yazan genç bir emekçinin ürettiğini nasıl açıklıyorlarya dayaratı- lanı ölçülebilen bir değer ola- rak kabul etmiyoriar mı? - Ya peki, "tek ülkede sos- yalizm" onlar ıçın bıryanlış mı, yoksa sosyalizm kuruculu- gunda bir adım mı? Bir süre sonra saçmaiadığı- mı düşünerek kendi kendime güldüm, kendımle dalga geç- meye başladım. Yanımdayö- remde türküler, danslar, ha- laylar, sloganlar, alkışlarla hem eğlenen, hem küresel kapitalizme karşı çıkan cıvıl cıvıl gençler var ve ben otur- muş yaşlı ve ukala bir Mark- sist olarak, sankı dudak bük- meye hazır bir kibirle sorular sorup yanıt aramadan bir başka soruyageçmekteyim... Enayiliği bırakıp gençlerin "Kim bu amca acep? Aramı- za kanşmış bize ayak uydur- maya çabalıyor" diye düşün- melerine aldırmaksızın, onla- ra katıldım: - El pueblo unido, jamas seras vencido!.. • • • ...Ve kafamda o çok eski, o çok zehirli sorular: - Birteşmiş halksahiden ye- nilmez mı? - Halk bırleşebılir mi? - Bu birlık, devrim -daha doğrusu ıktidar- coşkusu ge- çip zorlu ve sıkıntılı günler başladığında da sürer mi? - Sağın zaferini ilan edip ik- tidannı küresel düzeyde ve düzlemde pekiştirmekte ol- duğu şu günlerde kitleleri tu- tuşturacak, yoksullara umut, emekçilere coşku verecek bir çözüm, bir program onerisi mümkün mü? - Mümkünse niye ortada böyle bir program, böyle bir somut çözümler dizgesi yok? • • • Yılgın paragraflar mı dök- turdüm dersiniz? Ya da ben yılgınınYda yılgın- lığım yazdıklanma mı yansıdı dersiniz? Haydi canım siz de!.. Bunu söyleyebilmeniz için yukandaki sorulara önce ken- dinizin yanıt vermesi gerek. Verdiğiniz yanıtların önce sizi doyurması gerek. Doyduğu- nuz yanıtların, tarihsel olarak yanlış çıkmış eski yanıtların papağanca bir tekran olmadı- ğından emin olmanız gerek... Dahası, neden sosyal de- mokrasinin hızla liberal de- mokratların programlannı be- nimsediğini, Marksist solun karyokinez çoğalmanın cen- deresini neden aşamadığını açıklayabilmeniz gerek. Doğruluğu tartışılmaz sayı- lanın bile acımasızca sorgu- lanması, yılgınlığın kanıtı de- ğil, Marksist olmanın önkoşu- lu ve kendini Marksist saya- nın ödevı değil mi? Yılgınlığı da nereden çıkar- dınız?.. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Hazine Alanlan... Ege siyasetin atardamarı... Izmir'den Manisa'ya, Denizli'den Aydın'a, Uşak'tan Muğla'ya dek her yerde konuşulan şu: "Bizim, siyasete değil, s/yas/tere karşı tavnmtz var!" Güncel konu, Mesut Yılmaz'ın yeniden ANAP Genel Başkanlığı'na seçilmesi... Torbalı'da yurttaşlarla konuşurken söz dönüp dolaşıp 'ekonomik bunalım'a geliyor... Diyorlar ki: "Eylülde yeni bir krizin daha geleceği söy/enı- yor, doğnı mu?" O sırada bir başka yurttaş söze giriyor: "Bırakın knzi mrizi, devlet Hazine a/an/annı sa- tışa çıkarmış..." Ege cayır cayır yanıyor... Yurttaşlar döviz bürolannın önünde bekleşi- yor... Selçuk üzerinden Kuşadası'na iniyonjz... Esnaf perişanL Eylülde ikinci bir ekonomik bunalım bekleyen esnaf, üretici, küçük sanayici, ihracatçı siyasi er- ke güvenmiyor, Hazine alanlannın satışıyla sorun- ların çözuleceğine inanmıyor... Hazine alanlarının satışıyla ilgili yasal düzenle- menin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ta- rafından iki maddesınin anayasaya aykın bulunup iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gönderilerek onaylanması, Mimar ve Inşaat Mühendisleri Oda- sı'nı harekete geçirmiş... Ama yapılacak fazla bir şey yok!.. Maliye Bakanlığı, Karşıyaka ve Bornova'da Ha- zine alanlannı satmaya başlamış bile!.. Işin ilginç yanı, Maliye Bakanlığı'nın sattığı Ha- zine arsaları imar planında 'yeşil alan', 'koruma alanı' olarak yer almış!.. Üç dönümlük yeşil alan 7 milyar liraya satışa çıkanlmış. Birisi de burasını satın almış... Birkaç yıl sonra buralan imara açılacak. Birileri bu işten büyük vurgunlar elde edecek... Yani devlet birilerini zengin edecek!.. • • • Birsisbulutu iniyor... Söke Ovası, ağustos scağına boyun egmiş... Mavi gökyüzü yeşille kucaklaşıyor Bafa'ya doğ- ru yolalırken... Bafa Gölü ve Beşparmak Dağları, güneşin mor gölgeleri içinde kaybolmuş... Ahmet Güven 65 yaşında... Sigarasını çekiştirirken "Tarişbank da elden git- ti" deyip ekliyor: "Bizim siyasilerin yaptığını elin gâvunj bile yap- maz." Diyorum ki: "Yaptınr ama!" Başını sallıyor... "Direnmek lazım kardeşim. Biz Bafa'da özbaş- lar'a yıllarca direndik. Sonunda şu gölde balık av- lamaya başladık. Ama bedelini de ödedik. Kimi- mizin kolu, kimimizin bacağı koptu." Gözlerimi yumuyorum... Bafa'yı, Serçin Köyü'nü anımsıyoaım. Atalan ve Göllüce'deki toprak işgallerine uzanıyorum... Yıl 1969... Bülent Ecevit, Atalan 1 da konuşuyor: "Toprak işleyenın, su kullananın olacaktır..." Devlet bugün Tarişbank'a el koymuş... TARlŞ'in 120 bin üretici ortağı var... Tarişbank'ın ilk adı Milli Aydın Bankası... Tam 88 ytl önce, üreticiyi tefecinin elinden kur- tarmak için 1915 yılında kurulmuş... Şimdi üreticiler çığlık çığlığa... Zafer Yalçın, "Yazıklar o/sun Karaoğlan Ece- vit'e" diyor. Ömer Zengin, "Alınterimizi IMF'ye ve Dünya Bankası'na teslim ettik, direnemedik" diye konuşuyor... • • • TARİŞ Genel Müdürü Ayhan Özer'in açıklama- lan başında pek yer almadı... Ne diyordu Ayhan Özer. • - "Dünya Bankası ve IMF, sermaye yapımtzı güç- lendirmemize izin vermedi..." IMF ve Dünya Bankası, Türk tanmını 'kıskaç al- tına' alıyordu... Bunun anlamı da açıktı üreticilere göre: "Yabancılaradeta bize ekonomik Sevran/aşma- sı imzalatmak istiyor!" Tarişbank'ın fona devredilmesi üreticiyi aya- ğa kaldırmış Ege'de... Şimdi konu Danıştay'da!.. Ege kavruluyor... Sorunlar çok büyük!.. Bir ANAP'lı bakın ne diyor. "Mesut Bey genel başkan seçilmesini biliyor, Ege'den MKYK'ye yedi kişi alıyor, ama bizi kay- bediyor..." Bu saptama, diğer sağ-sol parti liderieri için de geçerii!.. hikmet.cetinkaya(g cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ift" Ulusal güvenlik tanımı îç ve dış tehditler sıralanıyor ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-ANAP li- deri Mesut Yümaz'm "sendrom" olarak nite- lendirdiği ulusal güven- liğin tarum ve kapsamı- na Milli Güvenlik Ku- rulu'nda (MGK) karar veriliyor. Milli Güven- lik Siyaseti Belgesi, Ge- nelkurmay'ın önerisi üzerine MGIC'de ele alı- nıyor, gerektiğinde ye- niden düzenleniyor. Belgede ıç ve dış tehdit- lerle önceliklere yer ve- rilirken bunlara yönelik önlemler de sıralanıyor. Belge son olarak 28 Şubat 1997 MGK top- lantısında gündeme gel- di. 1991 yılında Sovyet- lerBırliği'nın yıkılması ve bölge dengelerinin yeniden oluşmasının ar- dından belgede yapıl- ması düşünülen deği- şiklikler ele alındı. TSK'nin sürdürdüğü hazırhklar, 28 Şubat 1997'de yapılan MGK toplantısıda da günde- me geldi. REFAHYOL hükümetinin de görev- de olduğu dönemde teh- dit sıralaması değiştiril- di. Bu tarihten sonra ir- ticatehlikesi ilk sıralara yerleşti. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi hak- kında, TSK'nin belli kademelerinde görev yapan komutanlanna ve üst düzey devlet yöneti- cilerine. görev başlama- dan önce bilgi veriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle