23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 -AĞUSTOS 2001 SALJ CUMHURİYET SAYFA 17 Bektronik posta: denizsontQcumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Maliye, gece kulüplerini denetleyecekmiş... "Bas bas paralan Laila'yal" Yayın Bir devlet kurumu olan ve yayınları denetleyen Kanada Radyo Televizyon ve Telekomünikasyon Kurulu, Iran devlet televizyonunun dijital kablo ile Kanada'da yayın yapmasını yasaklamış... Olacak iş değil... Islam devletinin propagandası yapılamayacak mı! Bu ne biçim demokrasi... iranlılara önerimiz hemen Türkiye'ye başvursunlar... Bizim kabloluda bir yer bulunur evvel Allah! Gaddeler ANAP'ın Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar'ın adı Gaziantep'te, Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın adı da Yalova'da bir caddeye verilmiş... Hangi caddeler olduğunu bilmtyoruz ama, Yağcılar Sokağı'ndan sağa dönünce karşmıza çıkan Partizanlık Meydam'nın hemen yanındaymış... ehmedin Kitabı için Nadire Mater'e 59 bin dolar veren Amerikan The MacArthur Vakfı ile başlayan konu, kabak tadı veri- yorgibi gelmesin; tam aksine, hiç hesap- ta olmayan gelişmelerle iyi hazırianmış bir kabak tat- lısı gibi tam kıvamına gelmiş bulunuyor... Mater'in geçen pazar Cumhuriyet'te yayımlanan açıklamasını okumuş olmalısınız... Açıklamayla "John D. And Catherine T. MacArthur Foundation'ın ne den- li saygın bir kuruluş olduğunu açık ve seçik bir şe- kilde öğrendikten sonra, bize bundan böyle her Amerikalıyı "Sam Amca" olarak görmemek ve Tür- kiye'deki ifadeözgüriüğü mücadelesinin sembolle- rinden Mater'in önünde şapka çıkartmak kalıyor. Bu arada Istanbul'da çalışan ve Mater'in dostu Ka- nadalı gazeteci Catherine Collins'e de şükranları- mızı sunmak gerekiyor... Çünkü Collins, bizim o va- kıfla CIA arasında ilişki kurmamıza neden olan ma- kalenin yazarı Amerikalı gazeteci J. Michael Wal- Kıvamler'i bulup konuşturmasaydı "hata"mızda devam edecektik... Demek ki yanlış haber Şikago'dan dö- nermiş... Böylece, Nadire Mater'in de açıklamasr- na dayanak yaptığı makalenin tercümesini özetle- mek boynumuzun borcu oluyor... Makalede özetle, komünizmin çökmesinden son- ra Amerika'nın önde gelen 70 vakıf ve şirketinin de mali desteği ile "ulusal guvenlik" kavramının yerine "küresel guvenlik" kavramının geliştirildiği ve geti- rildiği anlatılıyor. VValler, bu değişim için milyon do- larlık projelerle ve devletin de desteğiyle akademis- yenlerin, diplomatlann, gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin hatta lise öğrencilerinin eğitildiğini ya- zıyor. VValler, makalesinde "guvenlik" kavramında- ki değişimi uzun uzun değerlendirdikten sonra "kü- resel güveniik" konusunda beklenmedik en büyük harcamayı The MacArthur'un yaptığını bildiriyor, hepsi o kadar... Çok özür dilerim; bir de ABD'de "ulusal güven- lik"in pabucunu dama atan yeni "küresel guvenlik" politikalandoğrultusundaeğitilen 71 kişinin, üstdü- zey yönetici olarak başta CIA ve askeri istihbarat ol- mak üzere ilgili devlet kurumlanna yerleştirildiğini açık- lıyor... Gelelim konunun kıvamına... Konu, hiç hesapta yokken ANAP Kongresi'nden sonra Mesut Yılmaz'ın açıklamasıyla kıvamını buluyor: "Ulusal guvenlik kavramı, gelişmeyi sağlayacak her adımı engelleyecek şekilde kullanılıyor. Ulusal güvenliğin sınırlarını yeniden belirlemek gerekiyor." Güvenlikte "ulusardan kurtulmak isteyenler birdi- lekçeyle projejerini "solcu" amcamız MacArthur'a sunabilirler... Üstelik Amerika'nın uygun bulduğu projelere para bile veriyorlar SESSlZSEDASIZf!) MmîgÜİTClBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutkutayahoo.com Rüşvet iyice yaygınlaştı: Yemıyoruz, ıçmıyoruz; yedınyoruz! DSP milletvekilinin yazlık sitesinde Sakarya Kocaeli Öğretmenler Si- tesi sakinlerinden küçük bir grup gü- rültüden şikâyet ediyor ve yaz or- tasında evinde tadilat yaptıran De- mokratık Sol Parti Amasya Milletve- kili Gönül Saray Alphan dan yakını- yordu. Ne ki, yazlık sitenin genel kurulun- da sessiz bir ortam isteyen çoğun- luk, ertesi gün milletvekilinin başlat- tığı tadilat gürültüsü karşısında ses- siz kalmayı yeğliyor; sesini çıkartan- larda "Ben milletvekiliyim, şikâyetçi olana işte yol" yanıtını alıyordu... DSP Milletvekili Alphan aradı... Kimseye böyle bir söz sarf etme- diğini.tadilatıbirtekkendisininyap- madığını anlattı; dört evde birden komşuların onayı alınarak onanm yapıldığını bildirdi... Yazlık sitede- ki evin Köy Enstitülü babasından kaldığını ve yıllarca kullanmadığı için evin bakımsızlıktan harap ol- duğunu belirterek dostlarının öneri- siyle tadilat çalışması yaptığını söy- ledi. Sonra... : Gönül Saray Alphan, sitede dört evde birden tadilat çalışması yapılır- ken üçünden söz edilmeyip DSP mil- letvekili olarak kendi adının kamu- oyuna yansıtılmasını Köy Enstitülü emekli öğretmenlerden CHP köken- lilerin işi olarak yorumladı... Umarız ülke yönetiminde de aynı düşünce egemen değildir! Dolıınaydan Sonra Değişmek NEBİCEYLAN Son günlerde bazı çevre- lerde bir yenilik ve değişme aşkıdır, aldı yürüdü. Yahu, yıl- larca yasakladıkları düşünce- leri, yapıtları, yazarları gökle- re çıkarmak, farklı köklerden gelmiş yurttaşlanmızın varlı- ğını kabullenmek, tüm din ve mezheplere saygılı olmak; Ba- tılılıktan, insan haklarından, laiklikten söz etmek nereden gelir akıllarına böyle durup du- rurken! Bilinmezden, buyruk mu erişir, kıyamet belirtileri mi; aklım ermez birtürlü. Geçmi- şi unutamadım ki hayra yora- yım! 1968'di. Trakya'da bir öğret- men, başbakana; Yaşar Ke- mal'i okutmanın yasaklığın- dan yakındığında, başbaka- nın yanıtı neydi, biliyor musu- nuz? "Sen de Hasan Paşa'nın romanlannı okutsan olmaz mı?" Edebiyatımızda ne Ha- san Paşa diye biri vardır oy- sa, ne de romanı! Bu olayı ga- zetede okuduğunda öğrenci olan bir öğretmen tanırım. 1970'li yılların ikinci yarısın- da, betim konusunu işlerken, kendince en güzel örneklerden birini okumaktaymış sınıfa: Cengiz Aytmatov'dan bir bö- lüm... Polo gibi bir yerel oyu- nun sonuduranlatılan. Tek bir beden ve ruha dönüşen bini- ciyle atı, ufka gömülerek ba- tan koskoca güneşe doğru atılıp kızıllığında erir, yok olur- lan müthiştir, ben de okumuş- tum. Sınıfa aniden bir müfet- tiş girmiş. Kitap ve okunan bölüm, politikayla ilgisiz. Ol- sun. Kitabın yazan, bir Sovyet yurttaşı! Ortalık, aynı başba- kanın "Milliyetçi Cephe"s\n\n yangın yeri. Dumanlı havalar ve dolunay günleri... Kırk sa- tır mı kırk katır mı, seç baka- hm! Öğretmen, Aytmatov'u ye- ni keşfetmiş. Selvi Boylum Al Yazmalım'ı da okumuş, "Bu- nun ne güzel fîlmi oluri" diye, tanıdığı bir yönetmene mek- tup bile yazmış. Meğer, Atrf Yıİmaz, o unutulmazfilmiçek- mekteymiş zaten. Kimi edebi- yat öğretmenleri, böyle tutku- lu, hayalci, ayakları yere bas- maz takımından olur. Hele gençlikte! Elindekini okumayı bırakıp öğrencilerin ve gönlünün yiğit- lik kitabından silsin mi kendi- ni; yoksa dürüstçe devam et- sin mi "suç"a? Zor. Buraya kadarmış, diye düşünüp ders bitince yitireceği sevgili mes- leğindeki son dakikaları, coş- kuyla yaşamış ve yaşatmış. Müfettiş, genç "mahkûm"u teneffüste bir odaya çekip uzun uzun süzmüş. Hüküm infaz edilmek üzere. Kimsin, nesin gibi bildik sorulardan sonra, can alıcı soru: "Nere- den buldun bu metni?" Özür dilemeyen, yalansız dolansız biryanıt: "Biliyorum, Tebliğler Dergisi'nde yok; ama çok gü- zeldi, okumadan geçemedim." Başta, Yaşar Kemal'e katlana- mayan bir başbakan, masa- da bakanlık müfettişi; elinde- ki kalemi kırdı kıracak... "Çok güzel bir örnekti okuduğun. Aferin oğlum, böyle yaratıcı olmaya devam et. Tebliğler Dergisi, sanatyapıtlannın de- ğerini belirtemez. Bir gün bu yasaklann tümü kalkar; ama ben görmem." Olamaz! Kasabada yatacak otel bu- lamayan yaşlı, dürüst adam, kimdin? Belli ki "alnındaışığı" duymuştun. Belli ki "Sanşın Kurt"un fikriydi fikrin. Emekli olabildin mi; yoksa açığa mı alındın? Acaba "her köşesi ecdat kanıyla sulanmış vata- nın" bir ortaokuluna, Türkçe öğretmeni olarak mı "sürül- dün" (O günlerde ışınlamak diyorlardı buna.) Artık, Yaşar Kemal'in bir dünya devi olduğunu kabul- lenmek zorunda kaldılar. Nâ- zım Hikmet'in şiirleri çoktan- dır serbest, okul kitaplarına bilealınıyor. Aytmatov, ülkemi- ze gelip gidiyor; o artık Sov- yet değil, Kırgız. Onunla kar- deş olduğumuzu da anımsa- dı durmadan değişen yenileş- me ustası eskiler. Bunlar, ye- nileşmeye ve değişmeye me- ğer pek yetenekliymişler (!) Bilsen ne kılıklara girip dur- maktalar! Sevgili müfettişim, temel fel- sefeleri değişim ve yenileşme olan kimileri, hiç değişmedi- ler: Dün de Türkiye'nin tam bağımsızlığını savunuyorlar- dı, dün de bilimi öncü biliyor- lardı, dün detarikatları, şeyh- leri yoktu, dün de halkçıydılar, dün de emperyalizm ve sü- mürüye karşıydılar, dün de et- nik köken ayırmadan ülke hal- kının tümünü kardeş sayıyor- lardı, dün de hakça bir düzen diye yırtınıyortardı, dün de Ku- vayı Milliye coşkusu içindey- diler... Dün de senin gibiydi- ler... Bugün de öyleler! Sizlere neler borçluyuz! Keş- ke yaşıyor olsan... Yetmezdi ya, olsun; hiç değilse ellerin- den öperdik. nebiceylan(Sveezy.com t , Muayene, Teşhis, Tedavl ' TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Intemet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterwtkv.org.tr koordinatortştkv.org.tr Nüfiıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür CENNET URALKAYA ÇtZGÎLÎK KÂMİL MASARACI • > - TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7Ağustos BU6UN, SAAT 17 'DE, itd Sl2,MONT SLANC (MON SlÂA/) TEPESİ- NE ÇIKMAK Ü2£R£ YOLA ÇlKTI. SUNLfiü, CHAMON/yU DOKTOR MICMEL PACCARD (3O) VE Al&ADAÇI JACQUES BALMATTI. O 2AMANA P£Ğ/AJ, AVBUPA ICirASlNIN SlRA PAĞLARI ALPLER'İN BU YÛIC- SBK DOfUJĞU OLAN I^IONT SLANC f A KJMSB ÇliCMAAAtÇTI. PACCAZO VE BALMATtZS*), 8/SK4Ç S4AT TII&AAN- DIKTAN SONRA, OAĞDA KAMP &JRUP UYUPULAR. EBT£Sİ GUM YOLLJHRIHA DEVAM EOEM DÂ6CHA/2., SAAT 16 , 4-81O MBTRB YÜKSBKMİĞİNOE. Ğ UU*$ACAKLAR£HR... Türkiye'nin yaşadığı sosyo-ekonomik kısırdöngü (kriz... enflasyon... ışsizlik... bunalım...) bir "iktisat doktoru"nun büyüleci altında. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı da yapan Dr. Işın Çelebi, "Ne Olacak Ne Yapmalıyız?" sorularına profeâyonel yanıtlar bulmak amacıyla, somut çözüm önenlennı tartışmaya açıyor. ! www.bilgiyayinevi.com.tr BİLGİ YAY1NEVİ Meşruti/et Cad 46AYenşe-ır-05420 ANKARA Tel (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks. (0-312) 431 77 58 tİLGİ DAĞIT1M Nariıbahçe Sok Nc17, Kat.1. Cağaloğlu - 34360, İSTANBUL Tel (0-212) 522 52 01 • 520 02 59 Faks. (0-212) 527 4119 BİLGİ KITABEVİ Sakarya Cad &'A Kızılay - 06420/ANKARA Tel (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 35 flRCATİJRER. AÇİKLflmAYA DEUAm EIİT8R... 'BABA'SININ KIZI Buyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler • 6 CUNEYTAR BABASININ KIZI 'BABA'SININ KIZI 'BABA'SININ KIZI •BABASfNlN Kli CüneytARCAYÜREK Babanın kanatları altında, onun kurduğu parti ıçinde sıyasete atlan Çiller'ın Başbakanlık günlerinin gerçek yûzü... Demirel'in, 'kızı' ile ilgili düşkınklığı ardından ve devlet yönetimine bakış açılannın tarklılığından doğan tartışmalar, çekişmeler, gerginlikler... 'Baba'sının öğretileriyle ona kazık atan kızı'nın öyküsü... Gızli kalmış pek çok sarsıcı olay bu kitapta... Dizinin öteki kitaplan 1. DEMOKRASİ DÖNEMECINDE ÜÇ ADAM (3.bs.) 7000ooo - 2. BİR GIDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2.bs.) 7000ooo - 3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2.bs.) 7000ooo - 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DÛŞÜ (3.bs.) 7000ooo • 5. ETEKU DEMOKRASİ (3.bs.) • 7OOOooo- 6. 'BABA'SININ KIZI (2.bs.) 9000ooo- bılğılyayıneyı www.bilgiyayinevi.com.tr BİLOİ VAYINEVİ MeşrutıyetCad 4&AYenışehır-06423 ANKARA Tel (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58 BİLOİ DAÖfTlM Narlıbahçe Sok. No.17, Kat.1, Cağaloglu - 34360/İSTANBUL Tel: (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks: (0-212) 527 4119 BİLOİ KİTABEVİ Sakarya Cad. 8/A Kızılay - 06420/ANKARA Tel. (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 43319 36 KIZILTEPE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN l EsasNo: 2001/222 Davacı: Davut Kanat, Mehmetoğlu 1940 d.lu, Eroğlu KNK Kızıltepeyeni Mah. 80 Sok. No:27 Davalı: Hasımsız Dava: Gaiplik . • • DavaTarihi: 04.07.2001 » Yukanda adı geçen davacı mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle 1972 doğumlu oğlu Ahmet Kanat'ın 1992 yılından beri Istanbul ilıne gıdıyorum diyerek evden aynldığını, kendisinden haber almadığını, kayıp olduğunu belirtmiş olmak- la ilan tarihınden 1 yıl ıçerisınde Ahmet Kanat'ı görenlerin mahkememizin yukandaki esas numarası yazılı dava dosyasına ya- zıh beyanda bulunabilecekleri ilanen teblıg olunur. 04.07. 2001 Basm: 41334 . : . . . - . • • KALEM METtN ERKSAN Faşist Roma / Kemalist Tiran ve Kaybolmuş Makedonya Anayasa Mahkemesi yıllar önce "Refah Partisi"ri\ kapattı. Refah Partisi, anayasanın yasak ettiği "Si- yasal Islam" düşüncesini oluşturmuştu. Hıristiyan Avrupa karşıtı Refah Partisi'nin Müslüman yöneti- ciieri kapatma kararına, Hıristiyan "Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi" (AİHM) katında itiraz etti. Hı- ristiyan Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), "Siyasal Islam" düşüncesini suç kanıtı olarak ka- bul etti. Hıristiyan Avrupariın "laiklik" anlayışına sı- ğınmak isteyen "Siyasal Islam"ın güvendiği dağla- ra kar yağdı. Siyasal Islamcılar, Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'nin (AİHM) olumsuz kararının sorumlusu ola- rak, bu mahkemenin hâkimlerinden biri olan Arna- vut Hâkim Kristag Traja'yı suçladılar. "Bilimsel dü- şünce" karşıtı "dinsel düşünce" yandaşlan bu ko- nuda "acaip birkuram" oluşturdu. "Acaip kuram" şuydu: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Arnavutluk Devleti'ne para ve malyardımı yaptığı için Arnavut Hâkim Kristag Traja Avrupa İnsan Haklan Mahkeme- si'nin (AİHM) bu olumsuz kararına katılmıştır". "Siyasal Islam" Atatürk ve laiklik karşıtıdır. "Si- yasal Islam" Hıristiyan Avrupa'nın Türk ve Müslü- man düşmanlığına karşı savaşan, Türk ve dünya Müs- lümanlığını kurtaran Atatürk'e karşıdır. "Siyasal Is- lam" "bilimsel düşünce"ye karşıdır. Bu nedenden ötürü "Siyasal Islam" hiçbir bilimsel kitap okumaz. Hele Atatürk devrimleriyle ilgili, Türk devriminin ya- bancı ülkelerdeki etkileriyle ilgili hiçbir kitap okuma- mıştır. "Milli bilinci" ve "tarih bilinci" olmayan "Siyasal /s/am"Türk-Osmanlı Devleti yönetimindeki Arnavut- luk tarihini bilmez. Bağımsız Arnavutluk Devleti ta- rihini bilmez. Komünist Arnavutluk Devleti tarihini bilmez. Çağdaş Arnavutluk Devleti tarihini bilmez. "Siyasal Islam" yalnız ve yalnız para kazanmayı bi- lir. "SiyasalIslam" altın, dolar, mark, pound biriktir- meyi bilir. Siyasal Islam" nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan laik ve fakir Arnavutluk'a, şeriat yasalarıyla yö- netilen petro-dolar zengini Asya ve Afrika devletle- nnden büyük örtülü ödenek paralarıyla gönderilen "şeriaf yandaşı misyoner" imamlan da görmezden gelmektedır. "Faşist Roma / Kemalist Tiran ve Kaybolmuş Makedonya" Falih Rrfkı Atay'ın 1932de yayım- lanmış bir kitabının adıdır. F.R. Atay bu kitabında; 1931 yılında halya, Amavutuk ve Makedonya'da yap- tığı gezi sırasında düşündüklerini, duyumsadıkları- nı yazmıştır. Bu kitap; "Türk ihtilalini, Atatürk ihtila- lini, Türkihtilalinin yabancı ülkelerdeki etkisini, Türk- lüğü, Balkanlar'daki Türklüğü, Türkiye Cumhuriye- ti Devleti'nin kuruluş ilkelerini, Türk- Osmanlı Dev- leti'ninAvrupa kıtası üstünde bulunan kaybolmuş va- tan topraklannı anlatan bir kitaptır. Hüzünlü, kederli, acılı ve ağlanmadan okunma- yan bu kitap, resmi kurumlarca birçok kez basılıp paralı- parasız dağıtılacağına bir köşede yalnızlığa terkedilmiştir. Bu kitap; Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti'nin Atatürk döneminden sonra bir "milli kültür" siyasası olmadığının acıklı bir kanıtıdır. Bu kitabın 56. sayfasının 3. paragrafında F.R. Atay'ın Arnavutluğa ilişkin şu izlenimlerini "Siyasal Islam" ibretle okumalıdır. Laik düşünce yapısı olan Arnavut Hâkim Kristag Traja'nın düşünce yapısının köklerinde, Atatürk ihtilalinin, Türk ihtilalinin bulun- duğunu ibretle öğrenmelidir. "Kemalizmin büyük onuru, Amavutlukta çok açık görünüyor. Genç Arnavutlar sömürge veya yanm sömürge olmaya mahkûm ülke olmaktan kurtulmak, eski bağlannı çözmek, eski kurumlan yıkmak için "Tün\ devrimi"nin kararlannı adım adım ızlemişler- dir. Latin alfabesini kullanmaya daha önce başla- mışlardı. Şapka giymekyasası, uygar Arnavutluğun şehir ve kasabalar görüntüsünü, Türkiye şehir ve ka- sabalarına benzer bir görüntüye ulaştırmıştır. Çağrılı olduğum davetlerde, çağdaş gıysili Arna- vut erkeklerin yanında tuvalet giymiş Müslüman Ar- navut hanımları vardı. Bu satırları okurken sizler de benim gibi nüfus sayımlarında eşinin adını nüfus sa- yım memuruna söylememek için, başkaldıran Ar- navut erkeğinin fıkrasını hatıriarsınız. Bir gün Arnavutluğun başkenti Tiran'a gelen Is- tanbul gazeteleri, Türkiye'de tatil günü olan Cu- ma'nın yerine, Pazar gününün tatil günü olarak ka- bul edilmek üzere olduğunu haber vermişler. Arna- vutluk Kralı Zogo, önce Türkiye'nin bu karannı öv- müş, sonra Arnavutluğun tatil günü olan Cuma ye- rine, Pazar gününün tatil günü olacağına ilişkin bir yasa yayımlamıştır". Faşist Roma / Kemalist Tiran ve Kaybolmuş Makedonya adlı kitaptan konuyla ilgili küçük bir bö- lüm aldım. Bu kitabın tümü okunmalıdır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Yunus Na- di tarafından 1918'denbaş- layarak ya- yımlanan ve 1924 yılı baş- lannda yerini Çumhuriyet gazetesine bı- rakan günlük gazete. 2/ Bir 8 işin tamam- 9 lanması için tanınan ek süre; me- hil... Bir tanm aracı. 3/ Yan...Gömert.4/Do- 2 ğu Anadolu'da bir 3 göl... Rütbesiz asker. 4 5/Üzerikırmızıpara- 5 finle kaplanan bir tür peynir... Berilyum ele- mentinin simgesi. 6/ ' Bir nota... Herhangi bir nedenle armağan kabul edenin, vermek zorunda olduğu karşılık. II Güzel kadın... özsu. 8/ Bir örgütün etkın üyesi. 9/ Bir malın fiyatım arttırma... Bir öğrenim kurumu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Karmaşık sorunlann çözümünde ve incelenme- sinde bilimsel ve özellikle matematiksel yöntem- lerin uygulanışı. 2/Birtüryabanmersini... Gücübir işe yetmez olan. 3/ Osmanlılar tarafından Avustur- ya'ya verilen ad... Bir göz rengi. 4/ Vilayet... Tavır, davranış... Işaret. 5/ Çok hızlı gidebilen bir tür ke- şif gemisi. 6/ Bir topluluğu oluşturan bireylerden herbiri... Örnek. II tnilti... "Şudemekki" anlamın- da kullanılan bağlaç. 8/ Akdeniz'de yaşayan bir ba- lık. 9/ Tibet sığın... Memelilerde ana ile dölüt ara- sında kan alıp verme işini sağlayan organ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle