17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER zkan yaşamım iürd I İstanbul Haber Servisi Türkı^e Gazeteciler -emiyeti(TGC) •enetleme Kurulu üyesi, asm şeref kartı sahibi Drahım özkan, dün sabah aşamını yitirdi. Uzun allar Anadolu Ajansı'nda örev yapan gazeteci >zkan için yann Anadolu njansı \ e TGC önünde aat 11.00'de tören jüzenlenecek. Özkan'ın enazesi Üsküdar Doğancılar Camii'nde jlınacak öğle namazımn urdından toprağa ^•erilecek. EmeMilere maaş artışı •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağ-Kur emeklilerinin 2001 yılı ağustos aybklan h»elirlendi. Devlet tstatistikEnstitüsü tarafmdan açıklanan Tüketici Fiyatlan Endeksı'nd'eki (TÜFE) yüzde 2.4'lük değişimin ayhklara yansıtılması sonucunda en düşük emekli maaşı. 2 milyon 751 bin 510 liralık artışla 123 milyon 247 bin 756 Uraya yükseldi. En yüksek emekli ayhğı da 9 milyon 545 bin 061 lira artışla 411 milyon 755 bin 937 liraya çıktı. Mutafyan Türttiye'ye geidi • İstanbul Haber Servisi -İstanbul Ermenı Patriği Mesrop Mutafyan ve Kudüs Ermeni Patriği Torgoın Manukyan, Ermenilerin Hıristiyanlığı kabul etmelerinin 1700. yıldönümü nedeniyle bulunduklan Erivan'dan Türkiye'ye geldi. Mutafyan, Kudüs Ermeni Patriği Manukyan'la eylül ayında gerçekleştirilecek 'Yağ Kutsama Töreni' öncesi, hazırlıklan konuşmak üzere bir araya geldiklerini söyledi. kongresi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Dışhekımleri Birliği 8. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi Meslek Sorunlan Sempozyumu' nda üreticikrin sorunlan tartışıldı. Türk Dişhekimleri Birliği, yerli üreticilerden Avrupa Birliği standartlanna uygun üretim yapmalannı istedi. Ümraniye'de operasyon • İstanbul Haber Servisi -Terör örgütü PKK'ye üye olduklan bildirilen ve geçen hafta Ümraniye Kazım Karabekir Mahallesi'nde gerçekleştirilen yasadışı gösteriye katıldıklan belirlenen 4 kişi dün yakalanarak gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bu kişilerin daha önce de bazı korsan gösteri eylemlerine katıldıklan bildirildi. Turing'den kafe • İstanbul Haber Servisi - Prens Adalan'ndan Büyükada'nın simgesi olan tarihi vapur iskelesinde açılan Cafe Turing, Istanbullulara hizmet vermeye başladı. Büyükada vapur iskelesinin bir dönem sınemâ ve disco olarak kullanılan üst katı, 25 yvl aradan sonra Turing tarafından restore edildi. Ahşap mekân. yaz aylannda lstanbullulara deniz kıyısında cafe ve restoran olarak hizmet verecek. SevimKARAALl Resim Sergisi 1-10 Ağustos 200» ALTUNİZADESANATMERKEZİ (Capıtol Arkası) Baykal, sağ partiler arasında başka çözülme ve dağılmalann yaşanabileceiğini söyledi 4 Sağ'da kargaşa dönemiISPARTA(AA)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. sağ partilerin kendı aralannda kargaşa dönemi yaşadıklannı belirterek 14 Başka çözülme ve dağuma olaylan yaşanacağı gibi, birleşme çabalan da ortaya çıkabiBr" dedi. Baykal, dün Uluğbey ' Seyyit Veli Baba Sultan'ı Anma Töreni ve Pilav Festivali'ne katılmak için geldiği lsparta'da • CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'de siyasetin henüz yerine oturmadığını belirterek sorumlu muhalefet anlayışını sürdürdüklerini söyledi. Baykal, sağda başka çözülme ve dağılma olaylan yaşanacağı gibi, birleşmelerin de ortaya çıkabileceğini kayderti. CHP 11 Başkanlığı'nı zıyaret etti. Deniz Baykal burada gazetecilerin sorulan üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye'de siyasetin henüz yerine oturmadığını ifade etti. Baykal şunlan kayderti: "Sağ partiler kendi aralannda önemli bir kargaşa dönemi yaşıyorlar. Başka çÖzülme ve dağılma olaylan yaşanacağı gibi, birleşme çabalan da ortaya çıkabilir. Siyaseti herkesin nabana göre şerbet vererek yapmaya çahşırsanız, bu tür dağılmalarla karşılaşma kaçınümaz olur." İnsanlar borçlarını ödeyemiyor CHP'nin hızla geliştiğini ve büyüyen bir siyasi hareket olduğunu söyleyen Baykal, sorumlu muhalefet anlayışını sürdürdüklerini belirtti. CHP lideri Baykal, "tnsanlar izlenen ekonomik programdan dolayı güçlük çekiyor, borçlannı ödeyemiyor. Biz bu programın uygulanmasını engellemek istemiyoruz. Programdan kaynaklanan tepkilerin sahiplenibnemesi demokraside mümkün değildir. Tahrik edici olmayan sorumlu muhalefet yapıyoruz. Ancak medya, muhalefeti güçlendirici yayınlara gjrmjyor" şeklinde konuştu. Dolandırıcılık ağır ceza kapsamında Balkanerve Yiğit'in avukatları karardan memnun ECEVİT KIL1Ç Yurtbank'ın içini u çete oluşturarak boşaltmak" suçlamasıyla yargılanan eski sahibi Ali Avni Balka- ner ve Bankekspres'in es- ki sahibi Korkmaz Yiğit'in vekilleri, tstanbul DGMnin ^çete" ve "do- landıncıuk" suçlarını ayır- ması kararınm doğru oldu- ğunu belirterek "dolandıncıbJT suçunun ağır ce- za mahkemele- rinin kapsamına girdiğini ifade ettiler. İstanbul DGM'nin, Ta- sarrufMevduatı SigortaFonu'na devredilen Ban- ^ ^ ^ ^ ^ kekspres'ineski ~~~~~ — " sahibi KorkmazYiğit ve 26 kişinin yargılandığı davayı "dolandıncüık" \e "çete* olarak ikiye ayırması, Yurt- bank'ın eski sahibi Ali Av- ni Balkaner ve bankanın yöneticilerinin yargılandı- ğı davayı da ayırmak üzere incelemeye almasıyla ilgi- li tartışmalar sürüyor. Ali Avni Balkaner' in ve- kili avukat Deniz Ketenci, mahkeme heyetinin Ban- kekspres davasında "do- landıncıhk" suçuyla ilgili görev sizlik karannı verme- sinin doğru olduğunu be- lirtti. DGM Kuruluş Kanu- nu'nda DGM'lerde hangi davaların görüleceğinin belirtildiğini ifade eden D- eniz Ketenci, dolandıncılı- ğın DGM'nin kapsamında olmadığını kayderti. Müvekkilinin "çete" su- çundan yargılanmasının hukuka uygun olmadığını savunan Deniz Ketenci, çe- teden dava açılabilmesi için Balkaner ve diğer his- sedarlann bankayı soymak • Ali Avni Balkaner ve Korkmaz Yiğit'in avukatlan, DGM'nin dolandıncılıkla ilgili karannın doğru olduğunu belirttiler. için satın almalan ve bu doğrultuda eylemlerde bu- lunmalan gerektiğini söy- ledi. Dolandırıcılık suçuna ağır ceza mahkemelerinin baktığmı vurgulayan Deniz Ketenci. "DGM'nin do- landıncılık' suçuna görev- sizlik karan vermesiyle sanki bu suçtan yargüanan- lar tahliye edilecekmiş gibi bir hava oluştu. Bu kişiler ağır ceza mahkeme- sinde yargüan- maya devam edecek. Dünya- nın hiçbir yerin- de DGM* gibi özel nitelikli ve özel yasa ile ku- nılmuş mahke- ^ ^ ^ ^ ^ me yoktur" dedi. Korkmaz Yiğit'in vekili avukat Vehbi Ketenci de İs- tanbul DGM'nin "dolandı- ncüık" suçuyla ilgili gö- revsizlik karan vermesin- de olağanüstü bir durum bulunmadığını vurgulaya- rak bu davalann ağır ceza mahkemelerinde görülme- si gerektiğini anlattı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART m.kartCa superonline.com.tr DYP lideri Çiller, Izmir'de de yenilikçi oluşuma çattı Takıyyecîlere dikkat İZMİR (AA) - DYP Genel Başkanı Tansu ÇiBer, "Türkiye'nin bu ortamında, millet takryyecilere çok dikkat etsin" dedi. Çiller, partisinin Bornova llçe Teşkilatı'na yaptığı ziyarette, gazetecilerin yenilikçiler hareketinden aynlan Meral Akşener ile ilgili sorusu üzerine, " O bizim işimiz değil, ama Türkiye'nin bu ortamında, millet takıyyecilere çok dikkat etsin. Bu çok önemli" diye konuştu. Yenilikçi hareket içindeki parçalanma ile ilgili soruya iseÇiller, "Zaten parçalanıyorlar. Bu süreç FP'nin parçalanma sürecidir" diye yanıt verdi. Bir gazetecinin yenilikçi hareketin oy aiıp alamayacağı konusundaki sorusunu ise Çiller, "Hadi canım sen de" şeklinde yanıüadı. Önceki gün açıklanan enflasyon rakamlanna da değinen Çiller, enflasyon oranlannm ülkede yaşanan stagflasyonun tescili niteliğinde olduğunu ileri sürdü. 'Akşener yanlıştan geri döndü' ANKARA (ANKA)- Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in kısa süren Yeni Oluşum macerası eski partisi DYP'de'yanhştangeri dönme' olarak değerlendırildi. DYP'liler arasında yapılan değerlendirmelerde, Akşener'in büyük iddialarla gırdiği bir siyasi hareketten 15 gün sonra aynlması 'pardon, hatayapum' ifadeleriyle özetlendi.Akşener'in 'değişim' mesajlan veren Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekte 'değişmedigini' de hareketten kopmasıyla kamuoyuna en güzel sekilde gösterdiği belirtildi. 'Geçfarkettf DYP yöneticilerinden Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez, Akşener'in karan konusunda yorum yapmayı yanlış bulduğunu söyledi. Ancak Söylemez. "Sayın Akşener'in yenüikçilerin ashnda Faalet Partisi'nin ve MUB Görüş'ûn uzanosı olduğunu bu kadar geç fark etmiş ounasuıa üzüldüm" değerlendirmesinde bulundu.DYPTibir kurmay da Akşener'in Yeni Oluşum serüvenini Anadolu'da bir şeyin veya kişinin 'göründüğü gibi olmadığıru' dile getirmek için kullanılan "Dışardan baktım yeşfl türbe, içine girdim estağnırullah tövbe* sözünü anımsatarak değerlendirdi. DYP'li kurmay, "Saym Akşener'in tavn Erdoğan hareketine büyük darbe vurrnuştur, bir değişimin sözde olduğunu göstermiştir" dedi ÜKI AYDIN ENGİN aenginfo doruk.nettr. Karanm karardı. Bu pazar yer yerinden oyna- sa, hükümet düşse, dolar fıria- sa, Büyük Sahra'ya kar yağsa, Tayyip Erdoğan konuşsa, Cumhunyet'te maaşlara zam yapılsa bile Şifo Mehmet'i ya- zacaktım. Yazının başlığını bile çoktan .karariaştırmıştım: Şifo'nun En Güzel Golü! Yazının bir yerierineyerieştir- mek üzere fiyakalı bir "espri" bile bulmuştum: "Bizim Meh- met Özdilek'e kim nereden bu- lup 'Şifo' adını yakıştırmışsa, halt etmiş" diyecektim. "Belçi- kalılann aklı olsa, bir zamanlar yıldız olan ve yaşı ilerleyince iz bırakmadan futbol siri<inin bü- yük arenasından çekilip giden Vincenzo Schifo'ya hiç dü- şünmeden 'Memet' namıntya- pıştınr, Italyan Isviçre'sinden gelip Belçika'nın Arden bölge- sindeki kömür ocaklannda ek~ mek parası kovalayan fukara göçmen işçinin futbolculuğu seçmiş oğluna hem ün, hem onur kazandırırlardı" diye ekle- yecektim. Sabahleyin gazeteleri önüme açtım. lyi mi? Yazacaklarımın he- men hepsini meslektaşlarım çoktan btriup çıkarmış, yazmış. Şifo'nun En Güzel Golü Benim başlık, Radikal'm spor sayfasına manşet olmuş: Şifo En Güzel Golünü Atıyor. Milliyet'te bir hafta kadar ön- ce Ştfo Mehmet'le yapılmış bir röportajda okuyup not ettiğim bir cümle vardr. "Maç öyte ya da böyle biter. önemli olan sosyalyaşamdapaylaşmaktır." Bu cümleyi de bizim Mah- mut Sert, CumhuriyefteW\ kı- sa ama nefis "Şifo" yazısında kullanıvermiş. Olsun. Karanm karar. Ben bu pazar yine de "Şifo Mehmet"\ yaza- cağım. MehmetÖzdilek'in futbolcu- luğu, futbola getirdiği kalrte üs- tüne söylenecekler çoktan ve çok söylendi. Futbola zekâ ve güzellik ka- tan az sayıdaki oyuncudan bi- riydi. Başını öne eğip aygır gibi koşan, boğa kadar güçlü, hop- layan, zıplayan, uçan, kaçan, goller atan, goller kurtaran nice futbolcu var. Futbol sanayii böyleleri ile dolu. Ama futbol, Şifo Mehmet ve onun gibiler yüzünden sıradan bir spor yarışması olmaktan çı- kıyor; bedensel güçle, hüner ve zekânın bileşkesinden sportif bir estetik doğuyor, oyun "kit- iesel bir seyirlik"e dönüşüyor. Spor basınının kullana kulla- na aşındırdığı bir deyim vardır: "Şiir gibi oynuyor" derler. Futbol, Mehmet Özdilek'le "iyi şairterinden" birini yitirdi. Onun futbolculuğu üstüne benden bu kadar. Üstelik benim Göztepe yeni- den birinci lige çıktığı yıl Şifo Mehmet'in futbolu bırakması ayrı bir sevinç nedeni. Neme gerek, tutar zekâ dolu gollerin- den birini Göztepe kalesine yol- larda, ben bir futbol şairinin hü- nerini alkışlamakla, o hüner bi- zim kaleye girdi diye yas tut- mak arasında bocalamak zo- runda kalırdım. Dedik a, bu Şifo Mehmet'in "zamanlaması" oldum bittim çok iyidir. ••• Bu gazeterotatiftedönerken ben de Inönü Stadı'nın basın tribününde oturmuş Şifo Meh- met'i ve öteki 21 futbolcuyu iz- liyor olacağım. Siz bu satırlan okurken "$/- fo'lu Beşıfrtaş", daha doğru bir deyişle "Beşiktaşlı Şifo" ile dünya futbol sirkinin en büyük markalanndan Milan arasında- ki maç bitmiş olacak. Ama maçın sonucu benim için ve sanırım sizin için de hiç önemli olmayacak. Buna karşılık Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın kasalanna akacak -anlaşılan- trilyonluk gelir çok önemli olacak. Yani futbolculuğunun son gününde Şifo Mehmet yaşamı- nın en güzel golünü attı. Binler- ce sporsever ve sporsevmez, Şifo Mehmet'in ibrahim Be- til'le girdiği nefıs "verkaç "ın ar- dından doksana çaktığı golün tadını yaşadı, alkışladı. Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın yapıp kotardıklannı, ete kemiğe büründürdüklerini küçümse- yenler olabilir. Iğneyle kuyu kaz- mak ya da bataklıkta tek tek sivrisinek avlayarak sıtma ile güya savaşıldığını ileri sürüp dudak bükenler çıkabilir. Onlara da yanıtım hazır... Yani hazır idi... Ama bizim Mahmut Sert, yi- ne elini çabuk tutup, dünkü ya- zısında o yanıtı benden önce kullanmış. Olsun. Defalarcayi- nelense bıkılmayacak bir öykü- dür: Küçücük bir çocuk, dalgala- nn kıyıya sürüklediği, kızgın gü- neş altında yavaş yavaş kuru- yarak ölmekte olan binterce de- nizyıldızını, birer birer alıp yeni- den denize fırlatıyoımuş. Ada- mın biri, elleri cebinde, çocuğa bakıp dudak bükmüş: - Boşuna çaba demiş. Bura- da binlerce ve binlerce deniz- yıldızı var. Senin yaptığın ne fark edecek ki? Çocuk eğilip bir denizyıldızı daha almış; denize fııiatmış. Adama dönüp gülmüş: - Bak demiş, bak, bunun için fark etti... Eğer sizin de yolunuz bencile- yin Anadolu kasabalanna sık sık düşüyorsa; orada Türk Eğitim GönüllüleriVakfı'nın elinden tut- tuğu; çökmüş, çürümüş eğitim sisteminin yetişemediği kızlı oğ- lanlı çocuklann gözlerindeki ışıl- tıya doğrudan tanık olduysanız, siz de bu küçük öyküyü mutla- ka anımsamışsınızdır. Çünkü "onlar" için fark ediyordu... Ben çocuk gözlerinde parla- yan ışıttıya çok tantk oldum. O yüzden Şifo'nun golü ger- çekten, futbol yaşamında attı- ğı en güzel goldür. Ona alkış!... POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Dalgalar... İçindeki fırtına dinmişti... Aynaya baktı uzun uzun... Gözlerinin altındaki siyah şişlikler de inmişti... Dedi ki: "Ne kadar güzel kadınım..." Balkondan denizi seyrediyordu... Ruhundaki dalgalar durulmuş, gece yanst kâ- buslan sona ermişti... Yaşamanın bu denli güzel olduğunu hiç dü- şünmemişti. Artık rengârenk düşler çiziyordu duvara!.. Maria otuz iki yaşındaydı... PaulMe yaşadığı aşk, aynlıkya da kaçış ona çok şey öğretmişti... Güncesine şunlan yazdı Maria: "Akşamın içinde bir ten, bir de kız kokusu du- yvyorvm. Gündüzlerim ve gecelerim hep aşkla doluyor, yaşamın tatlı gürültüsünden zevk alıyo- rum..." Bardağına bira koydu... Birsigarayaktı... Ruhundaki dalgatanmalar dinmiş, yerini sonsuz bir huzura, güvene bırakmıştı... Sanki gemiler son seferinden dönmüştü... Oysa eskiden o gemilere binip uzaklaşmak is- temişti. Paul'le son buluşmalarında, bir başka er- kekle birlikte otduğunu söylemek istemış, ama becerememişti... Birasını yudumlarken aylardır sorduğu soruyuyi- neledi: "En azından kendime karşı dürüst olmalıydım!" • • • Gözlerini yumdu!.. Aylar sonra her şeyi açık seçik anlattığı için ken- dine güveni gelmişti... Akasya kokusundan sarhoş, sokaklarda gezdi- ği sabahlan düşünürken P. Eluard'ın dizelerini mı- nldanıyordu: "Bir ateş yaktım gök mavisi beni bıraktığın- daJBirateş, dostolmakiçin./Birateş, soksun be- ni kış gecesineJBir ateş, daha iyi yaşamak için. Ona verdim günün bana verdiklehni:/Onnanla- n, çalılıklan, buğdaytarlalannı, bağbahçeleriJYu- valan kuşlann, evleh anahtarlannıJBöcekleri, çi- çekleri, tüylü hayvanlan bütün, bayramtan. Yaşadım yalnız çıtırdayan alevlerin sesinde,!Yal- nız kokusunda sıcaklığının;/Birgemideydim batan kapalı sulardaJBirölüydüm tıpkı tekliğinden baş- ka bir şeyi olmayan. Boyuna biryüzüm vardı benim.lAma şimdi/Bir yüzüm varsevmek için/Biryüzüm varmutlu olmak için." O gece bir Paris akşamında Maria'yı düşünü- yordu Paul... Son buluşmalannı anımsadı... Elindeki fotoğrafa baktı... Dediki: "Gözlerinin içi gülüyor, gözlehyle konuşuyor!" Paul, Maria'yı özlemişti... Tüm zamanlarda akan o kederli ırmaklar, ço- cuklann bagırblanyla birteşiyor, hüznün keyfı olan yalnızlık, düşlerin yağmurlu bir gece yansın- da buluşuyordu... Gökyüzünde ıslık çalan ses, güzün habercisi oluyordu!.. Aynı saatlerde Maria, Paul'ü seyrediyordu o si- yah-beyaz fotoğrafta... Fotoğraf tam iki aydır başucunda duruyor, sa- bahın ilk tşıklan denizin üzerinden yatağına vurdu- ğunda ona kocaman bir "merhaba" diyordu... "Günaydın bebeğim, günaydın sevgilim, gü- naydın mimozam!" Her ikisinin de içlerinde bir sevimlilik, avuçlann- da yaz güneşinden kalma bir tutku vardı... • • • Derin sessiz bir akşamın boşluğunda tüm hü- zünler bitmiş, yerini sevinçler almıştı... Maria da rahat uyuyordu geceleri, Paul de... ikisi de uzaklardaydı... Ama ikisi de o anda yıldızlara baktılar, ayla ko- nuştular... Maria kaçıp gitmek istemiyordu artık!.. Paul de öyle!.. Yüce ve ateşli mutluluk bahçelerinden çiçekler topluyordu ikisi de... Paris'in üzerine gece iniyordu... New York uyanmak üzereydi... O sırada Robert Graves'in sesi duyuldu: "Ağacın duruşu Esen yeli göstehr; Bizimki, uzun acıyı Nicedir iyi davranmamışsan. Ama bak, ileri uzanıyonız biz- Kuşkuyla geriye değil- Aşıyoruz kötü havayt Dallaria yeniden yeşil." hikmet.cetinkaya j cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Avukat Erdoğan da ayrıldı CHP'den bir istifa daha ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Eski CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi, avukat Aydın Erdoğan, parti- sinden istifa etti. Erdo- ğan, CHP'nin kuruluş felsefesinden, geçmi- şinden, ilkelerinden ve halktan koptuğunu kayderti. Aydın Erdoğan, yap- tığı yazılı açıklamada, Altan Öymen'in genel başkanhğında yapılan olumlu çahşmalann, "hizip anlayışı ve ör- gütlenmesini terk et- meyen ve sürdürenle- rin önünü nkadığuu'" vurguladı. Deniz Bay- kal'ın genel başkan se- çilmesinden sonrapar- ti tüzüğü, Siyasi Parti- leT Yasası'na aykın bi- çimde il ve ilçe yöne- timlerinin görevden almdığmı belirten Er- doğan, şunlan söyledi: "Partinin siyasi4de- olojik çizgisi bir yana bıraküdı. Yıpranmış, sağ partilerdebile ken- dineyer bulamayan ki- mi kadrolara çağnlar yapıhrken partiüye ta- banının hukuku yok edikti. Gelinen aşamada, parti yönetiminin yan- uşlaruun parti içinde kalarakdüzeltilmesine olanak kalmamışnr. Bu anlayışla, yenilen- me, yeniden halkın gü- veninikazanarakülke- nin yaşadığı ağır so- runlann çözümüne katkıda bulunma ola- nağı kalmamıştır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle