23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SĞUSTOS2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturta cumhuriyet.com.tr 15 r ayfunPirselimoğlu'rmnyeni filmi 'Hiçbir Yerde', Mardin-Istanbulhattıbir arayışhikâyesi Sinema Doğu'dan geçecek 1ELTEMKERRAR 1999yılında Venedik Film Festi- ali'neTürkiye'den 'Dayım' adh kı- a metraj filmiyle katılan Tayran *irselimoğlu, bugünlerde yeni fil- ninı çekmeye hazırlanıyor. Çalış- nalanna bu ayın son haftası başla- ıacak olan 'Hiçbir Yerde', bir aksi- ik çtkmazsa ekimin ilk haftası ta- tıamlanacak ve şubatta gösterime »irecek. Film, lstanbul Haydarpaşa 3an ve Mardin şehir merkezinde ;ekilecek. Başrolünde ZuhalOlcay'ın oyna- yacağı filmin kadrosunda şimdilik kesinleşen diğer isimler, Meral Okay, Parkan Ozturan, Ruhi San, Cezmi Baskın, Devüı Çınar ve Ser- met Yeşil. Senaryosunu da Pirseli- moğlu'nun yazdığı fılm, Co Pro- duction, Mine Film ve Luna Film ortak yapımı. Pirselimoğlu çekimler öncesı film hakkında çok konuşmak iste- miyor, çünkü sinema onun için hi- kâye anlatmak. tşi fazla söze dök- mek de hikâyenin büyüsünü boza- biliyor. Bu kez bir kayboluş/arama hikâyesini işliyor. Haydarpaşa Ga- n'nda bilet satan sıradan bir kadın, kayboluşunun nedenini bilmediği oğlunu anyor. Film bu arama tema- sı üzerine kurulu. Profesyonel bir yapım Mizah unsurunun baskın olduğu 'Dayım'da uçmatutkusunu gerçek- leştiren ve 42 yıl sonra çöle inen bir adamın öyküsünü anlatan yönet- men, yeni filminin de hikâye anlat- mak anlamında çokbüyük bir fark- lüık göstermediğini söylüyor. "So- nuçta bir üstubunuz var ve kendini beÛi ediyor. Ama şöyle bir farkhhk var: 'Dayım'ın aküğı su farklı, bu filmin geçtiği yerkr çok farklı.'Da- yım'da bir komedi, humour vaıth, bu daha kara bir fihn." 'Dayun'ı neredeyse amatör bir ruhla çeken Pirselimoğlu'nun yeni filmi profesyonel bir yapım. Fakat 'ruh adına pek farkı yok' "Da- yım'dayapıma da bendim, burada bir yapuncım var. Tabiiilişldler da- yj (Fotoğraf. HANDE SAYIN) JLMu ay sonunda çekimlerine başlanacak 'Hiçbir Yerde', Haydarpaşa Gan'ndabilet satan sıradan bir kadının, neden kaybolduğunu bilmediği oğlunu arayışım anlatıyor. Tayfun Pirselimoğlu, Türkiye'de söylenmemiş çok hikâye olduğunu, samimiyet taşırsa bu hikâyelerin insanlann dikkatini çekeceğini belirtiyor. ha profesyonel,fakatprofesyoneliş- lerde dahi birtakım amatör ih'şkik- rin devreyegirmesigerekiyor. Özel- MkleTürkiye'deişlerböykyürüyor." Yeni filminde 'Dayım'da çahştv- ğı kadronun hemen hemen aynısıy - la devam ediyor, karakterleri henüz yazma aşamasında canlandınyor. "Rolün gerektirdiği bir karakter var, onu en iyi canlandıracak kim diye düşünüyorsunuz ve yazarken her şey kendiliğinden oluyor. Bu yüzdenşimdiye kadar bir sürprizle karşdaşmadım." Sınemada dış sesi çok seviyor, çünkü hikâyenin ya da senaryonun katmanlarını oluşturan öğelerden bir tanesi. "Siz bir hikâyeyi izliyor- sunuz, bir hikâye daha anlaühyor. İzkyki olarak, bu ikisini bir araya getiriyorsunuz, bu da üçüncü kat- manı oluşturuyor. İzleykinin hikâ- yeyi oluştururken hem gördüğü, hem anlatılanhikâyedenoluşrurdu- ğu bir üçüncühikâyeçıkı>or. bu hoş- luğu çok seviyorum sinenıada." 'Samimi ve zeki olmak zorunda' Son dönemde Türk sineması adı- na hoş şeyler çıktığını düşünüyor ve ileriye umutlu bakıyor. Sinema- cı olarak ıyi film ölçütü kısa ve öz. "Bir filmi iyi film yapacak oldu- ğuna inandığım üç öğe var: Ya sa- mimi olmak, ya zeki olmak zorun- da ya da hem çok samimi hem çok zeki olmak zorunda." Senaryosunu kendisinin yazdığı ve YeşimUstaoğhı'nunyönettiği kı- sa metrajh 'Otel' ve uzun metrajlı 'İz' le Pirselimoğlu, yurtiçi ve yurt- dışında bırçok önemli ödül kazan- dı ve olumlu eleştiriler aldı. Yurtdı- şında özellikle de festivallerde ba- zı dönemlerin ve her festivalin bir eğihmi olduğunu söylüyor. "Festi- valin eğüimi, geneüiklefestivalyöne- tkisinineğilimiik belirieniyor.Vene- dik'te iki yü önce yönetimİe birlikte eğflimler de değiştlGenelolarakbü- tün Avrupa'da birtakım dalgalar var, bu resimdede böyleydi,sinema- da daha çok böyk. Çin nimleri fur- yası oldu. YülardırVenedikve Can- nes, Çin filmlerinin peşine düştü, sonrabir tran dalgası oldu örneğin. Festivalkrbu dalgalankörüklüyor- lar." Ona göre tüm bu dalgaların ve farklı yönelimlerin nedeni son dö- nemde Avrupa sinemasının yaşadı- ğı tıkanıklık. Geçenyıl Venedik fes- tivalinde gösterilecek İtalyan filmi bulunamadığmı örnek veriyor ve Avrupa kültürünün giderek bir kı- sırdöngünün içine girdiğini vurgu- luyor.Testivale sokacak kalitede fılm üretihniyor.Fransa'daçokfum üretUiyor,geçenyıl 196 uzunmetraj fılmçekildi. Müthişbir şey,bütçele- ri çok yükseldi, İtalya'da da film sa- yısı çok arttı, fakat yenibir şey söy- leyen çok az. A kategorisindeki fes- tivalkr için yeni bir şey söyleyen in- san anyorlar. Bu, genel bir küttürel Okanıklığın sonucunda oluşan bir durum. Yenibir şey söykmenin tam eşiğinde duruluyor şu anda. 'Dog- ma' hikâyesi biîe hemen eskiyiver- di. Şimdi dogmacılar dogmaya iha- net ediyorlar, başta Lars Von Trier olmak üzere. Festivalkrde bir şekü- de bu dalgalanyaraüyorlar.sonrao- nun ürünlerinitoplayıpyenibir dal- ganın peşine koşuyorlar." Doğu, iyi bir kaynak Pirselimoğlu, Avrupa'da var olan tıkanıkhğa karşın Doğu'nun iyi bir kaynak olduğunu düşünüyor. Ona göre Amerikan sineması Avrupa'yı da tamamen eline geçirmiş durum- da. Fransa gibı bazı ülkelerde bir tepki var, ama sonuçta baskm bir galibiyeti var Hollyvvood'un. Bu- nunla mücadele etmek için de Av- rupa sineması da Amerikan sine- masmabenzer filmler üretmeye ça- hşıyor."Fransa'da'Taxi' çıküörne- ğin. Luc Bessonvari yeni 'Euro- Hollywood' ürünkri üretinyorT Pirselimoğlu, "Bütün bu karma- şa içinde ciddi olarakDoğu'dan ge- çeceksinema" diyor ve Türkiye'nin de bu açıdan çok şansı olduğuna inamyor. "Çünkü Türkiye'de söy- lenmemiş çok hikâye var. Bu hikâ- yekr insanlann dikkatini çekecek- tir,osamimivetitaşunaksuretiyk.." K Kendlnl Jfade etmenln tek yolunun oyuncuJuk değll, dışarıda akan yaşamdan da beslenmek olduğunu belirtiyor artvizitsizbir oyuncu: Ozan Güven ÖZLEM ALTUNOK OzanGüven ilk olarak 'lkinciBahar' dızi- sinde öne çıkan genç bir oyuncu olarak göze çarptı. Ali Özgentürk'ün 'Balala>ka' filmin- deki rolüyle 'SİYAD Umut Veren O>ııncu ÖdüttV ve 'Sadri Ahşık Umut Veren Oyuncu Ödülü'nü de alan Güven, oyunculuk serüve- nini ağır adımlarla sürdürmekten yana. Şusıralar ÜmitÜnal'ın yönettiği '9'da, ma- hallenin zeki ve serseri delikanhsını canlan- dınyor. Filmde bir cinayet üzerine başlatılan sorgulama öyküsü ele alınıyor. Popüler sine- ma yapma kaygısı taşımayan oyuncu, senar- yoda reel ve yaşayan karakterler olduğu ve si- nema arşivinde böyle bir filmin bulunması gerektiğini düşündüğü için bu yapımda yer alıyor. Rolün kendisini zorlayacağı görüşün- de. Ona göre 'umut vermek' keyifli fakat ağır bir sorumluluk. Gerçekten iyi bir oyuncu ola- rak söz sahibi olmakistiyor. Aldığı ödüller ise herhangibir boşluğu doldurduğununya da iyi bir oyuncu olduğunun göstergesi değil. "Be- nibirikriykkanştjrrvorlardiyedüşünüyorum zaten. Ikinci Bahar'la, Balalayka'yla ya da yaptığım diğer işlerle çok da bir şey yaptığum sannuyorum. 'tkmci Bahar'dald Ulaş rolünü kim oynasaydı, öyk oynanh. Balala>ka'daki Mehmet rolü için de aynı şeyi düşünüyorum. Benim yaşımda, oyunculuğumda bir sürü in- san var, bu bir şansbr, birçokinsan benim ye- rimde olabinrdL" 'Kendimi hızh tüketmek istemiyorum' 'tkinci Bahar* gibi çıtası yüksek bır proje- nin içinde bulunduktan sonra, içine sinen iş- lerde yer alma karannı vermiş. Bu diziyle öğ- rendiği insani duygulan, nitelikli ve ahlakh in- sanlarla kurduğu ilişkileri korumak amacm- da. ilk sinema filmi 'Balalayka' ise şanssız- lıklann yanı sıra öğretici bir süreç de olmuş. "TaBhsizşeytergeldiBalalayka'nınbaşma,ak- silikler peşinibırakmadı. Dolayısıyla kötü bir ruh hatiyleçekildLAma sinemasalanlatımıve söyleyeceksözüolanbir film çıküortaya. Ken- di adıma bir set gördüm ve deneyim kazan- dım." Oyunculuk konusunda daha kırk fırın ek- mek yemesi gerektiğini düşünüyor. "Bir dö- nem, ortaya bir insan çıknğmda hemen tüke- tüebilecekbir malzeme gibi görülüyor. 'Şu an benim dönemim akıyor, dolduralım keseyı' manbğrylahareketediyorinsanlar. Osüreiçin- de cebinizden oyuncu olarak bir sürü malze- me yemekzorundakalıyorsunuz. Sonraoyun- yi insan İyi oyuncu olur, diye düşünüyorum. Hızlı bir tüketim çarkınm içinde, insanlann hayatına gereğinden fazla girerek yaptığım herhangi bir işte inandıncıhğımı ve samirniyetimi yitirmek istemiyorum. Bir işi ortaya koyduğumda ve işim hakkında sorular sorulduğunda yanıt verebilirim ancak. Daha yolun başındayım ve ömrümün sonuna kadar da oyunculuk yapmak için yola çıktım, bu yüzden de biraz geride durmak istiyorum.' (Fotoğraf: KAAN SAGANAK) cu olarakyapacağınızbir işte, oyediğinız mal- zemeleri, insanlann önüne yeniden koyduğu- nuz zaman da inandıncıkğHuzıkaybediyorsu- nuz. Peki. ben bir oyuncu olarak oynayacak bir şeybulamazsamneylctatminolacağım? Yaşa- dığınız her anı oyunculuğa aktarmak müm- künken başh başma yaşamak, durmak, bak- mak, görmek bir şe\ler öğrenmenizi sağhyor- ken bu kadarhızlıtüketmekistemiyorum ken- düni.'' 'Doğalohnakveoynamak' arasındaki çizgı üzerindebir karakteryaratmaya çalışmak. onu heyecanlandıran, üst bir aşama oyunculukta. Bunu sürekli bir disiphn halıne getirip ay- nı seviyede tutarak aynı tutarhhk içinde sür- dürmek ise tecrübeyle ve zamanla gerçekle- şebilecek bir süreç ona göre. Izleyıcı. onu ekranlardan tanısa da oyuncu- luk geçmişinin kökeninde tıyatro \ar. Tıyat-- roya olan ilgisizliğı "İ>iişyapmaktançok,bi- reyselanlamdaiyi olmanınpeşindeegoîar zin- cirinin hâkimiyeti''ne bağlıyor. u lyi bir teks- ti. vasat bir oyuncu oynasa bile başanh olabi- lir. ama kötü bir teksti dünyanm en iyi oyıın- cusu da oy nasa, oyunu değil, ancak kendisini kurtarabilir. Ben de bu işin, senarvosuyla, ya- pımcısıyla,yönetmeniykbir ekipişiolduğuna inaıuyorum.Tıyatronunbittiğideyokashnda, şu anda tstanbul'da üç dörttaneriyatrokapa- h gişe oynuyorsa bu önemli bu" göstergedir." 'Genç krzların yeni sevgilLsi değflim' Gü\en, yolculuğunda değişimi birincil ola- rak ele alıp ıyi oyunculuğu, ıyi insan olmak- la özdeşleştiriyor. Kendini ifade etmenin tek yolunun 'oyunculuk' değil, aynı zamanda dı- şanda akan yaşamdan da beslenmek olduğu- nu düşünüyor. Bugün Türkiye'de beklenen magazinel taleplere karşı, tepkiyle, aidiyet duygusuriu reddederek yaklaşıyor oyunculu- ğa. "Genç kızlannyenisevgUisideğinm mesela, kendilerinebaşkabir adaybulsunlar. Söyleye- cek çok güzel sözleri, anlatacak önemli işleri olan, konuşması gereken insanlarla konuşul- muyor da bizim gibi oyunculuğa yeni başla- mış bir sürü insan ortahkta ahkâm kesiyor. Ben utanıyorum bundan. Kimi oyuncu arka- daşlarlakarşüaşıp'Nasılsın' dediğimde'Şim- di bilmem ne setinden ge.liyorum, bılmem ne provasına gidiyorum' yanmmahnakdaşaşır- üyor beni. Kendisini sadece işle ifade eden, başka ha- yatı yokmuş gibi yaşayan oyuncular bunlar. Bu,kartvizitbastınpüstüne'oyuncu' yazmak gibibir şey. Yapuanişindışında,kameramn ar- kasındada akanbir hayat \an bununla da ifa- de edebihneti oyuncu kendisini. İyi insan, iyi oyuncu olur, diye düşünüyorum. Hızh bir tü- ketim çarkuun içinde, insanlann hayatına ge- reğinden fazla girerek yaptığım herhangi bir işte inandmcıhğunıve samimiyetimiyitirmek istemiyorum. Bir iş ortaya koyduğumda ve işimhakkındasorularsorulduğundayanıt\e- rebilirim ancak. Daha yolun başındayım ve ömrümün sonuna kadar da oyunculuk yap- mak içinyolaçıktım,bu yüzdendebirazgeride durmakistrvorum." 'Hep Aşk Vardı' Ege turnesinde • kültür Servisi-Yüdız Kenter'intek kişilık oyunu, bugünden itibaren 18 Ağustos'adek Ege turnesinde sahneknecek. YıldızKenter. kendı ailesinin kadınlannı; annesini, kızını. kendisini anlattığı oyununu şöyle özetlıyor; 'Hep aşk vardı'... Oyun. ekim ayında ise ilk kez Ankara seyircisiyle buluşacak. Ismet Küntay Tiyatro Ödülleri'nde bu yıl En lyı Yapım ve Oyun Ödülü'nü kazanan Yıldız Kenter'in yazıp oynadığı 'Hep Aşk Vardı' bugün Datça. 7-8-9 Ağustos'ta Karşıyaka (tzmir), 11 Ağustos'ta Ören, 12 Ağustos'ta Çanakkale, 13 Ağustos'ta Ay\alık. 14 Ağustos'ta Altınoluk, 16 Ağustos'ta Denizli, 17 Ağustos'ta Inciraltı (tzmir), 18 Ağustos'ta ise Çeşme'de (tzmir) sahnelenecek. HiUer'den kaçan ressam • Kultür Senisi - Hitler'in, Nazi Almanyası zamanında 'dejenere' \e 'Yahudi' olarak nitelediği, Almanya'dan göç eden dışavurumcu ressam Max Beckmann'm eserinin 8 milyon pounda satılması bekleniyor. Sanatçmm 'Matrose' isimli tablosu, radikal sosyalist bır gazete okuyan denızciyi konu alıyor ve tipik bir Beckmann çalışması olarak nitelendirılıyor. Beckmann'ın bu yapıtı, şimdiye dek özel bir koleksiyoncunun elinde bulunuyordu. 'Matrose'. 11 Ekim'de Londra Christie's Müzayede Evı'nde satışa çıkarılacak. Whitney Houston'dan yeni albüm • NEVV YORK (AA). Albümleri tüm dünyada 140 milyondan fazla satan Amenkalı sanatçı Whitney Houston. yeni albümü için Ansta Plak Şırketi'yle 100 milyon dolara anlaştı. Şirketin sanat yaşamında hep yanında ,.„,,„„, olduğunu söyleyen Houston. "Yeni albümün hazırlıklan için stüdyoya girmeye sabırsızlanıyorum. Arista ailesiyle çalışacağım için mutluyum" diye konuştu. Güliver'in Gezileri bulundu • KUZEY İRLANDA (AP) - Jonathan Swift'in 'Güliver'in Gezileri' adlı yapıtmın ilk baskısı. evine teslim edıldı. 273 yıl öncesine ait olan ve 2 yıl önce çalınan eser, perşembe günü Armagh Halk Kütüphanesi yetkililerine geri verildi. Kütüphane ıdarecisi Cassidıy, "Geçen yıl bizi ziyaret eden herkes kitabı görmek •' istiyordu. ama mümkün değildi" dedi. l SwifVin, içinde el yazısı da bulunan eserine 45 bin pounddan fazla değer biçiliyor. Faraç'ın Güneydoğu sevdası • Kültür Servisi - Mehmet Faraç'ın 'Suyu Arayan Toprak-Harran \e Fırat'ın Bin Yıllık - Dramı' adlı kitabı Ozan Yayınlarf ndan çıktı. 'Töre-Terör-Toprak' üçlemesınin son ayağı olan bu kıtapta Faraç, bir yandan Harran ve Fırat'ın sevdasmı. umudunu GAP'a bağlayan Urfa insanını, Güneydoğu insanınm dertlerini, 1 çabalannı anlatırken diğer yandan da » çocukluğundan izler taşıyan anılanna yer \ veriyor. Kitap aynca. Harran âşığı Fikret Otyam'ın kapakta yer alan resmi ve yazdığı önsözle zenginleşıyor. Rudolph Giuliani operada rol aldı • NEVY YORK (AP)-2 Ağustos Perşembe akşamı, New York'taki Garter Inn'de Verdi'nin bir toplu çalışması olan 28. operasmın 'Fallstaff'ı sahnelendi. Yapıtta yardımcı bir rol almak isteyen Nevv York Beledıye Başkanı Rudolph Giuliani, Falstaff'ın şarap servisini yapan kişiyi canlandırdı. Giuliani „ daha sonra izleyicilere Verdi'ninki gibi Puccini ^ ve Wagner için de anma etkinlikleri i düzenlenebileceğini söyledi. 27 Ocak 1901 \ günü ölen Verdi, bu y ıl boyunca etkinliklerle ! müzik dünyasında anıldı. \ BUGÜN • BEYOĞLUSİNEMASIndaOnatKutlar anısına M. Caro ve J.P. Jeunet'in 'Şarküteri' adh filmi ızlenebilir. (251 32 40) • İŞ SANAT'ta 'Avrupa Sinemasında Kadma Bakış' başlığı altında Pip Karmel'in 'Ben, Şahsen Bizzat Kendim' adlı filmi gösterilecek (0 212 316 15 77)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle