23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3- AĞUSTOS2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER IDD, Nadir MadTyiandı • İstanbul Haber Servisi • A^tatürkçü Düşünce Dermeği (ADD), ijltimünün 10. yıl-dönümünde Nadir Nasdı'yi andı. ADD Genel Selcreteri Ertuğml Ka-zancı tarafmdan yapılan açıklamada, Cumhuriyet gazetesinin 53 yıllıkbaşyazan Nadir Nasdi'nin, Kemalist dev rim çizgisinden bir an bile sapmadığı, halkı çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak temel ilkelerden aynlmadığı vuTgulandı. Genelkurmay'dan yalanlama • .ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı, "garnizonlardaki askeri törenlere siyasi parti temsilcilerin alınmaması" talimatı verildiği yönündeki haberlerin gerçekleri yansıtmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nce yapılan açıklamada. 'Bazı internet web sitelerinde Genelkurmay Başkanlığı "ndan birliklere 'Garnizonlardaki askeri törenlere artık siyasi parti temsücileri alınmasın' talimatının verildiği şeklinde yer alan haberler gerçekleri yansıtmamaktadır" denildi. Jandarmalara 30 yıl hapis istemi • ÇORUM(AA)- Corum'un Laçin ilçesinde, hırsız kovalayan jandarmamn, Zeki Çulha adlı bir öğretmeni öldümıesi ile ilgili Cumhuriyet Sa\ cıhğı iddianamesi tamamlandı. tddianamede, sanıklar Uzman Çavuş Yakup Erden, Jandarma Er Gökhan Baz. Jandarma Er Sinan Çelik, Jandarma Er Ali Kemal Çahşkan ve Jandarma Er Hacı Yusuf Dağ'ın. yasal sınırlan aştığı gerekçesiyle 'kasten adam öldürmek" suçundan 30 yıla kadar hapisleri istendi. İnsan kaçakçıları yakalandı • ÇANAKALE(AA)- Çanakkale Boğazı'na gizlice girerek Kepez mevkiinden aldığı 42 Irak, 18 tranvatandaşını, yurtdışına kaçırmak ısterken yakalanan balıkçı teknesi ile ilgili soruşturmayı genişleten polıs yetkilileri. kaçaklan Çanaİckale'ye getiren kamyon sürücüsü Ismail Ünver'i gözaltına aldı. Ünver'in ifadesi doğrultusunda, Ecevit Aldemir, Mehmet Aslan, Ramazan Akçiçek ve Ali Akçiçek'i yakalandı. Hlyos'da Hginç bir dsim bıdundu • ÇORUM(AA)- Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesi açıklannda balıkçüann bulduğu cisim, askeri birliklerce incelemeye alındı. Kıyıya çıkarılan. 2 duba arasına monte edilmış. içinde per\ ane ve elektronik kablo bulunan 2 buçuk metre uzunluğunda. 1 metre çapmdaki metal kaplı cisim üzerinde vapılan incelemeye İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndan gelecek ekibin de katılacağı bildirildi. Korku Tapınağı' kitabı toplatridı • İstanbul Haber Servisi -Celal Başlangıç'ın Iletışım Yayınlan'ndan çıkan "Korku Tapınağı" adlıkitabı, TCK'nin 159 1. maddesine aykın olduğu iddiasıyla îstanbul 2. Sulh ve Ceza Mahkemesi'nin karanyla toplatıldı. Kitap, Başlangıç'ın Radikal gazetesinde yayımlanan yaalarından derlenmişti. îslamcı basm, halkı kıyama çağıran AKP Genel Başkanı'na arka çıktı Kanadoğhı ditıci hedefiİstanbul Haber Servisi- Yargıtay Başsa\cısı Sabih Kanadoğlu'nun, AKP Genel Başkanı Recep Tay- yip Erdoğan ile 6 türbanlı kurucu üye hakkında Anayasa Mahkeme- si'ne yaptığı başvuru tslamcı ba- sının tepkisine neden oldu. Şeriatçı Akit gazetesi haberi, Kanadoğlu'nu hedef göstererek, "Kim oluyor bu adam?" manşe- tiyle verdi. Akit haberde, "Toplu- mun sürtüşme ve gerilim dcğil. su- kûnet ve iç banşa ihtiyaç duyduğu bir zamanda, Yargıtay Başsa\cısı Sabih Kanauoğlu. la> yip Erdoğan için AK Parti'ye ihtar ve tedbir ve- rilmcsiniistedi" ifadesını kullandı. Akit. Şişli Cumhuriyet Başsav- cılığrnın Erdoğan hakkında açtı- ğı soruşturmayla ilgili haberde ise "Bu da tezgâhın Şişli ayağı" başlı- ğını kullandı. Akit'in köşe yazarlanndan Feh- mi Koru, dünkü yazısında, Kana- doğlu'nun başvurusunu H Garip ve vahinı bir girişim" olarak değer- lendirdi. AK parti üzerinde kara bulutlann dolaşmasının beklendi- ğini, ancak gelişmelerin bu denlı hızlı olacağının beklenmediğini ifade eden Koru yazısında, ''Siya- si ayak oyunlan, hukuku zorlajan engeUemeler yerine. bırakın kendi geleeeğiyleilgili karan toplum ken- disi \ersin~ görüşüne ver verdi. Basına tetlkçl suçlaması Akit'in bir başka yazarı Nazlı Ihcakda "Korkudağlan bekKyor" başlığıyla kaleme aldığı yazıda, "Silahsız kuvvetierür yine hare- kete geçtığinı belirterek "Erdo- ğan'a kimin nasıl saldıracağının bütün teferruatıyla tespit edildiği- ni" sa\ undu. Ihcak yazısında özet- le."Aradan üç yıl geçiyor, aynı ka- set gene servise konuyor. Basının terikçi konumuna düşmesi ne acı! Acaba, hangi özel menfaatler ko- runuyor?.. \Iilletin menfaatlerini koruyacak. güç odaklannın önün- de boyun eğmeyecek bir iktidarın önünü kesmekiçinuğraşıyorlar™" "Venilikçüer"* hareketini destek- leyen Yeni Şafak gazetesi ise hal- kı "kryanuTa çağıran Erdoğan için sürmanşetten "Sevgidenkork- rular" başhğını kullandı. Gazete, "Erdoğan'ın ve AK Parti'nin çıkışıvla bütün yurda ya- yüan sevgi atmosferi çıkar çev rele- rini rahatsız etti" yorumunu yap- tı. Gazete. Erdoğan'ın. eski RP İs- tanbul İl Başkanı olduğu dönem- de yaptığı konuşma için İstanbul DGM'nin verdiği takipsizlik kara- n hakkında detay vermekten de kaçındı. Zaman gazetesi ise haberi diğer Îslamcı gazetelerin aksine "yo- rumsuz" verdi. "Erdoğan'a ihraç talebi" başlıkh haberinde Kana- doğlıı' nun başvurusuna geniş ola- rak \ eren Zaman. partınin türban- lı kurucularının görüşlerinı de ak- tardı. Kapatılan RP'nın Genel Başka- nı Necmettin Erbakan'a yakınlı- ğıyla bilinen Milli Gazete ise ha- beri birinci sayfasında çok küçük \ererek "Kanadoğlu'ndan erken mesai" başlığıyla aktardı. Jfülî Gazele lüheaiSuvCTİık'erote 0553 •, >* Kim oluyorbu Radikal İslamcı Akit gazetesi, haberi 'Kim oluyor bu adam' başlığıyla verirken Milli Gazete manşe- tini Saadet Parfi'li beledivenin icraatlanna avırdı. 'İhtar' gelirse Recep Tayyip Erdoğan genel başkanlıktan çekilecek AKP'de 'emanetçr tarbşmasıEMtNEKAPLAN ANKARA-Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- lu'nun, RecepTayyip Erdoğan'ın kurucu üyeliği ve genel başkan- lığımn kaldınlması için Anayasa Mahkemesi'ne baş\ urnıası. par- tiyi kanştırdı. Erdoğan'ın. mah- kemenin karannı bekleyeceği; ih- tarda bulunması durumunda ge- nel başkanhk ve kurucu üyelikten aynlacağı belirtildi. Erdoğan'ın ayrılması olasılığı- na karşılık parti içinde şimdiden "emanetçi genel başkan" tartış- malan da başladı. Bazı partililer. yeni bir genel başkanla yola de- vam edilmesi gerektığini düşü- nürken bazıları da Erdoğan'm memnu haklannın iadesini iste- yeceği 2003 yılı ocak ayına kadar "emanetçi" bir genel başkan isti- yor. Yargttay Cumhuriyet Başsavcısı Sa- bih Kanadoğlu'nun Anayasa Mahke- mesi'ne başvurusunun ardından AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan. dün par- ti yöneticilerini Istanbııl'a çağırarak gelişmeleri değerlendırdi. Erdoğan'ın. bugün bir basın toplantısı düzenleme- si bekleniyor. Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin Kanadoğlu'nun baş- Başkanı Biilent Annç ile Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ün adı geçerken; Annç'ın emanetçiliği kabul etmeyeceği belirtiliyoT. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Ali Şahin. Kanadoğ- lu'nun Anayasa Mahkeme- si'nin Hasan Celal Güzel ile il- gili karannı göz ardı ettiğini be- lirterek u Eğer mahkemenin Gûzel ile ilgili gerekçeü karan bekknsey di başsav cı tarafvndan çok daha isabetii hareket edil- miş olurdu" dedi. Mahkemenin Kanadoğlu'nun başvurusunu yerinde görmesi durumunda, Erdoğan'ın kurucu üyelik ve genel başkanlığı bıra- kacağını kaydeden Şahin, "Biz de\letin kurumlanvia sürtüşme- Erdoğan. bugün F.minönü'nde hakkındaki iddialan yamtlamak için bir basın toplantısı düzenleyecek. yiz" dedi. Şahin. Erdoğan'ın ge- vurusunu yerinde görerek partıyı uyar- nel başkanlıktan aynhrsa ne olur" so- ması durumunda "sistemle çaüşıyor" rusu da tartışılmaya başlandı. Erdo- ğan'ın memnu haklannın iadesini is- teyeceği 2003 yılının ocak ayına kadar bekleyeceği. bu süre içinde genel baş- kanlık için emanetçi olabilecek bir is- mi işaret edebileceği kaydedildi. An- cak bazı parti yöneticileri, emanetçi genel başkan yerine yeni bir isimle yo- la devam edilmesi gerektiğini düşünü- yor. Erdoğan sonrası için AKP Grup görüntüsü vermemek için kurucu üye- lik ve genel başkanlıktan aynlacağı kavdedildı. Başka bir isimle yola devam Kanadoğlu'nun başvurusu üzerine parti içinde "Anayasa Mahkemesi, par- ti aleyhinde karar verir ve Erdoğan ge- HukukçulamgöreBaşsava luıklıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Ana- yasa hukukçulan. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun, Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucu üye ve genel başkanı olamayacağına ilişkin Anayasa Mahke- mesi'ne yaptığı başvuruyu şeklen ve hu- kuken haklı buldu. Anayasa hukukçula- n, Anayasa Mahkemesi'nin başvuru ge- rekçeleri karşısında Erdoğan'm kurucu üyelik ve genel başkanlıktan ayrılması yönünde hüküm vermesinin yüksek ola- süık olduğunu bildirdiler. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakülte- si öğretimüyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğ- lu, Kanadoğlu'nun başvurusunun Erdo- ğan'ın tartışmalı olan durumunu açıklığa kavuşrurma işlevi de göreceğini ifade et- ti. Kaboğlu. şu görüşlere yer verdi: "AKP kurulmadan önce de, sonra da Erdoğan'ın TCY'nin 312. maddesinden hüküm givmesi. ardından şarth salncr- meden yararlanması karşısında milietve- kilL, parti kurucusu ve genel başkanı olup olnıayacağı tartışmalı konulanu. Şimdi bu tarüşmah durum. Anayasa Mahkeme- si'nde hukuken açıklığa ka\uşacaktırr Erdoğan'm durumunun Hasan Celal Güzel'in konumundan farklı olduğunun altım çizen Kaboğlu, "Bence Erdoğan'm konumu hukuken zor gorünüyor" dedi. Kaboğlu, şunlan söyledi: u Si>asi Partikr Yasası'm 76. maddesi açık. TCK'nin 312. maddesinden mah- kûm olanlar, affa uğrasalar dahi milletve- kili olamıyorlar. Erdoğan, şarth sahver- meden yararlanmışör. Şarth sahverme af- tan farkh bir kategoridir. Eğer af. nüliet- vekilliğinin önünü açanuyorsa, şarth sah- verme havdi haydi açamaz." Anayasa hukukçulan, Kanadoğlu'nuo başvuru gerekçeleri karşısında Erdo- ğan'ın durumu ile ilgili AKP'ye uyanda bulunmasınm büyük bir olasıhk olduğu- nu ifade ediyorlar. nel başkanlıktan aynlmasının partiyi nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine. "Olumsuz etkilemez.Biz de emanetçüik olmaz" dedi. Kanadoğ- lunun türbanlı üyeler konusunda çifte standart uyguladığını savunan Şahin, MHP'nin türbanlı bir milletvekilinin olduğunu. SP'nin kuruculan kurulun- da da türbanlı Gülten Çeuk' in yer aldı- ğını anımsattı. Şahin. "Savin savcu ni- ye bunlarla ilgili birişlem yapmadı? Bü- tün bunlar sayın başsavcı- nın hukuki dcğil siyasi davrandığuu gösteriyor" dedi. Erdoğan'ın. bugün Eminönü'ndeki Kalyon Oteli'nde saat 11.00'de basın toplantısı düzenle- yeceği belirtildi. AKP'nin Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Ge- nel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, yaptığı yazılı açıklamada, top- lantıda, AKP Genel Baş- kanı Erdoğan'ın 20-21 Ağustos 2001 tarihlerin- de basında çıkan hakkın- daki iddialarla ilgili ola- rak açıklamalarda bulu- nacağını belirtti. IRMIKI AYDIN ENGİN aenginc doruk.net.tr Kabul edin ki (etmezseniz. be- nim farklı düşündüğümü kabul edin ki) 12 Eylul anayasasının 76. maddesi (de) bir demokra- tik ayıp içerir. Ne demektir kuzum, "...Top- lam 1 yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar, affa uğramış ol- sa bile milletvekilı seçilemez- ter"? Hepimiz biliyoruz ki bu mad- de anayasaya, ırza geçip ağır hapis yemiş, gasp suçu işleyip hüküm giymiş it kopuk takımı için tıkıştınlmadı; Türk Ceza Ya- sası'nın 159. 312. 311 gıbı içe- riği bulanık, hedefi besbelli mad- delerinden hüküm giyen siyaset ve düşünce erbabını devre dışı bırakmak için kondu. Düşünce ve düşünceyi açık- lama özgürlüğüne kelepçe vur- mak için bir dizi antidemokratik madde ile donatılmış Türk Ceza Yasası'nın yol açtığı "demokra- tikayıplar"\ gıderebılmek için de sık sık af çıkarılıyor; Infaz Yasa- sı üstünde cambazlık yapılıp ayıp örtülmeye çalışılıyor. Söyler misiniz, "affa uğratılmış", yanı Bıraksak, Boyunun Ölçüsünü Alsa... dört duvar arasında değil de aramızda dolaşmasının, ticaret yapmasının, seçimlerde oy kul- lanmasının, şirket yöneticisi ol- masının, dernek kuruculuğu yapmasının kamu güvenliği açı- sından artık sakıncasız olduğu kabul edilmiş kişilerin "milletve- kili" seçilmesinin yasaklanması- nın hukukla uzaktan yakından il- gisi olabilir mi? Şimdi bu "yasak" sayesinde AK Parti kurucusu ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdo- ğan'ın siyaset dışı bırakılması. Tayyip Erdoğan'ın, 1400 yıl ge- nde kalmış bir çöl yasasını, 2001 yılı Türkiyesi'nin toplumsal dü- zeni kılmak üzere kollan sıvamış olabileceği kuşkusu ve bu kuş- kuyu besleyen onun eski ve ye- ni göruşlen gerekçe gösterilerek bu yasağın antidemokratik ıçe- rığı savunulabilır mı? Hukuk devletinde böyle bir çifte standart olur mu? • • • Yukarıdaki paragrafları oku- duktan sonra, bu satırların yaza- rının şeriatçılar safında yertuttu- ğunu, laikliğin göz göre göre çiğ- nenmesini umursamadığını ileri süreceklere, kimi iletişim ola- naklannı kullanarak akıllan sıra bana fırça atacaklara sözüm yok. Tek bir sözüm bile yok. Onlar kendi kendilerini hap- sertikleri siyasal paranoyanın içinde mutlu yaşamlanna bildik- leri gibi devam etsinler: siyasal yüreksizliklerinı diledikleri gibı sürdürsünler. Umurumda bile değıl. Ama siyasal Islamın çeşitli kı- lıf ve kılıklarını boyayıp boyayıp "yeni" diye pazarlamaya kalkı- şanlar çok umurumda. Bu köşede siyasal Islamla de- mokrasinin kan uyuşmazlığı, bir toplumsal düzen olarak şeriatı reddetmedıkçe demokrat olu- namayacağı pek sık, okuru bık- tıracak kadar sık yinelendi. Tayyip Erdoğan'ın başını çek- tiği "yeni" siyasal hareketin, Tür- kiye'de bir "Müslüman demok- rat" hareket yaratacağı umutla- rını yeşertenlerin fena halde ya- nıldığı kanısındayım. Örneğin bu konuda son dere- ce içten ve üstünde çok düşü- nülmüş görüşlerinı Hümyet'te açık yureklilikle ve ısraıia yazan Cüneyt Ülsever arkadaşıma katılmıyorum. Ülsever, tanıdığım için onur- landığım, içtenliğine katıksız gü- vendiğim bir meslektaşım. Top- lumun geniş kesimleri ile devle- tin tepeleri arasında kökü çok gerilere dayanan "küs/ük"ü aş- mak için arayışlara girmesini ga- yet iyi anlıyorum. Ama "İstanbul büyük burjuvazisi - Ankara yük- sek bürokrasisi" arasındaki itti- faktan beslenen siyasal erke karşı, Anadolu'nun yeni palazla- nan, çoğu iyi eğitimli gençler- den oluşan sanayıcılerinin, ışa- damlarının siyasal örgütü olarak AK Parti'nin sunulması bana zurnanın "zırt" dediği nokta ola- rak gorünüyor. Gaziantep, Denizli, Eskişehir, Antalya. Manisa gibi kentlerde girişken, çağdaş iş ve üretim teknikterine yatkın genç sanayi- ci ve işadamlannın yeğlediği ya- şam biçimi ile AK Parti'nin kra- vatlı mollalannın özlediği yaşam biçimi arasında bırakın özdeş- lik, yakınlık bile göremiyorum. Bizim meslek, bu konuda sağlam yargılara varabilmek için gerekli gözlem olanaklannı bol bol sunuyor. • • • Dönün yazının başlığına. Tayyip Erdoğan ve ekibinin yolunu 12 Eylül faşizminin mira- sı bir anayasanın saçma sapan yasakları ile tıkamak, olsa olsa onları güçlendirir, hatta haklı kı- lar. Oysa bu çürük, bu çağdışı ideoloji ile her düzlemde müca- dele edilebilir ve bu zor değildir. Tayyip Erdoğan parti kurup başına mı geçecek. Bırakalım geçsin. Boyunun ölçüsünü alması için bu ülkenin demokratlannın, laik- liğe gönülden bağlı yurttaşlan- nın gücü, ideolojik donanırruye- ter deartar bile... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mektup Yağmurdindi... Güztürkülerinden, sonbahartutkularından mı söz edelim, şu ekonomik bunalımın katlanarak arttığı bugünlerde? Bahçedeki çiçekler üşümüş yaz yağmurundan sonra... Ahşap konak yüzyıllık yalnızlığı içinde yor- gun... Mektuplan okuyorum... En iyisi, Tekirdağ F Tepi Cezaevi'nden yazan Hik- met Kale'nin mektubunu paylaşayım okurlarla bu- gün!.. Belkı görmeyen gözler, duymayan kulaklar acı bir gerçeği görürveduyarlar!.. • • • Size uzak bir kentin kıyısında yan yatmış bı'r ge- mi gibi duran bu hapishanenin küçücük "odasın- dan" sevgi ve selamlarımı yolluyorum. Havaların alabildiğince sıcak ve yaşamm malum nedenlerden dolayı çekilmez olduğu bugünlerde selamlarımız- la beraber serin bir deniz esintisı de yolluyorum. Biliyorum bu satırları okurken dalıp gitmişsiniz- dir, bir balıkçı köyünde ağlayan bir çocuğun göz- yaşlannı silmeye. Belkı de Anadolu'nun bir köyün- de uzun hava bozlak türkusü dinlemeye... Ben bu mahpusta ne ölen ne de sakat kalan ar- kadaşlardan biriyim. Daha elim kalem tutmaya gu- cüm türkü söylemeye yetiyor. Ama eli kalem tutan ve türkü söyleyen çok arkadaşım ya ömrünü mah- puslarda bıraktı, ya da sakat kalıp yayılıp gittiler ülkenin dört biryanına. Sizin de bilgiğiniz ve tanığı olduğunuz gibi, 20 Ekim'den berigünleri aylara, aylan mevsimlere de- vire devire ölüm oruçlarıyla bugürıe geldık. Çok şey yaşadık ve daha çok şey yaşayacağız. Evet gerisini siz de biliyorsunuz; her biri ayrı bir dünya olan yanmış, kurşunlanmış, yaralanmış ba- cılarımız ve erkek arkadaşlanmız kaldı sürgün yedi- ğimiz kentlerde. Oysa ki yeni bir bin yıla girerken havai fişeklerin altında gelecek adına süslü cümleler kuranlann ya- rattıklan kanlı bir tabloydu bu. Ülkemiz açısından bu tablonun bütününe baktığımızda. Picasso'nun res- metmeye çalıştığı Guernica 'dan farklı değildir sa- nınm. Kaç mevsimdir kimine göre dram, kımine göre ise bir trajedi yaşanıyor. Buna sebep olanlar her ge- çen gün bu ülkenin yoksullaşmasına sebep olan- lardır. Onlar ise emperyalizmin kendisi ve Türki- ye'nin işbirlikçi burjuvazisidir. Ülkeye getirmek is- tedikleri demokrasi ise kendi çıkarlannı riske at- mayacak tarzda olan yeni sömürge demokrasisidir. Bunun ne olduğunu da teorik tanımının dışmda pra- tik tatbikini bizzat yaşayıp görenleriz. Ülkemizde bu koşullar altında dışarıda milyonlar- ca ınsan büyük zorluklar çekerek günlük yaşamını idame ett/rmeye çalışıyor. Bunun yanında yozlaş- ma, çürüme ve insanların işsizlık nedeniyle buna- lıma düşmeleh sonucu yaşanan aile faciaları ve so- luk yüzlü çocuklanmız... • • • Ecevit hükümeti kurulduğu ilk günlerde, bizzat kendisinin yaptığı açıklamada "Hapishaneler soru- nu çözülmeden IMF'nın programını uygulamamız imkânsız" demişti. Ve bu doğrultuda adımlar ata- rak bugüne geldiler. Demek istedikleri şey şu: "Artık hapishanelerde tecrit ve izolasyon koşullan altında yaşayıp onuru- nuzdan, insanhğınızdan ve polıtik kimliğinizden vaz- geçip kişiliksiz ve kimliksiz kapitalızmin istediği tip- teki yaratıklar gibi yaşayacaksınız". Ama buna kar- şı 9 aydır bir direniş sürüyor. Bırakalım insanların M- L bir düşünce doğrultusunda yaşamasını, sıradan bir insan gibi yaşamayı bile istemiyorlar. Ama bu- nun için 60 insanımız yaşamını yıfırdı. Yüzü aşkın insan sakat kaldı. Tüm bu yaşananlara karşılık top- lumun en ilerici ve aydın kesimleri ve aydınlar ne- den kaygısızca suskunun gölgesinde yaşamak is- tiyortar? Yaşamak istemiyorlarsa neden sorumlu- luklannı yerine getirmiyorlar. Kapitalizm her cepheden insanoğlunun bugune kadar yarattığı bütün değerlere saldırıyor. Çünkü daha fazla kâr etmesine engel olan bütün olgu- lar hedefidir. Bu da kendi niteliğini ortaya koyuyor. Ama yaptığı bu saldırılardan nasıl sonuçlar aldığını görüyoruz. Bu süreçte susup, misyonunun gerekliliklerinı ye- rine getirmeyenlerin savrulacağı nokta neresı ola- cak? Bunu da yaşayanlar görecek. Biryanda suskunluk biryanda yürekleh dağlanan anaların ağıtlan... Bu suskunluğu yırtmak için aca- ba kaç ölü daha lazım. Kaç ananın daha yüreğinin dağlanması gerekiyor? Aslında söylenecek çok şey var. Şimdilik bu kadan yeter. Gelecek onurlu güzel günlerin emeği, onunj ve insani değerlerinı koruyan ve büyütenlerin olması dileğiyle... Sizleri coşkuyla kucaklıyorum. • • • Dinlenmeye ihtiyacım var. Yazılarıma 10 gün ara veriyorum. Buluşmak üzere. H.Ç. hikmet.cetinkaya " cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA TROYA'dan İYONYA'ya Mitolojîk Aşklar Cografyası G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle