23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIIM İZİNDE OKTAY EKİNCt Bergama'daki antik kent 'kurtanldıkça' talihsiz sonuna daha da yaklaşıyor Affianoi'de buruk sevinçler• Önceki yıl kamuoyu Zeugma'yı kurtarmaya çırpınırken aynı şekilde baraj sulan altında kalması 'planlanan' Allianoi antik kenti için de özverili bir grup 'zamana karşı' yanştılar... Üç yılda kurtarabildiklerini de bir kitapçıkta şöyle duyurdular: 'Bu yanhştan hâlâ geri dönülemez mi?..' **1998 yılında bir avuç idealist gençle Paşa Ilıcası'nda (Bergama) kazıya başlandığında, % adi tünıüyle s a n buğday başaklanyla kaplıydu.. Bugün, aynı topraklarda, buğday başaklannın yerini sütunlar almış durumda.«" Arkeoloji dünyamızın genç kah- ramanlanndan Ahmet Yaraş anlatı- yor bunlan... Bergama Müzesi'ne müdür olarak atanır atanmaz sıvadı- ğı kollanna, üç yıl içinde gençleri, gönüllüleri, kültür dostlannı, yöre köylülerinı ve tarihe duyarh hemen her kesimden insanı takarak Alli- anoi'de neleri gün ışığına çıkarttık- lannı belgeleyen kıtapçığın önsö- zünde... Ahmet'in imzasının altındaki "unvanına" bakıyorum: "Yortanh Barajı Kurtarma Kazısı Heyet Baş- kanı..." Bu kutsal görevın, "gerilim" ya- ratan tek sözcüğünün altını ıse kır- mızıyla çizıyorum: "Kurtarma—" Evet, bu genç ve kahraman ekip, üç yıldır gerçekten akıl almaz bir özveri ve çalışkanlık içerisinde. Yortanh Barajı nın sulan altında kalmalanna hükümetin hâlâ "ha- yır" demedığı çok değerli antik eserleri "boğulmaktan 1 " kurtarıyor- lar. Ancak, bu eserlenn aslında "var oluş" nedenlerini oluşturan, onun için yaratıldıkları. onun ıçın tasarla- dıklan, onunla birlıkte güzel ve an- lamlı olduklan, tarihin en zarif. en güzel. en alımlı kentlerinden Alli- anoi 'yi ise "kurtaramayacaklan" kaygısı içinde hep çabalıyorlar... Bu nedenle de toprak altından çı- kartılan her dünya mirası eser için, belki de insanoğlunun bugüne dek en "buruk" sevıncini yaşıyorlar... Işte yıne Ahmet'in önsözünden birkaç satır daha... Bu "•trajedi"nin umutlarla gerçeği nasıl karşı karşı- ya getirdığının duygu yüklü sesle- nişi: "Bu cennet \ adi ağaçlan, zambak- lan, börtü böceği ile bir gün su altın- da kalsa bile. yaşanan onca güzel anı; cerenler, canolar, göbek amcalar, gü- lolarve daha niceleri, cerrenimonun havlamalan. kurbağa sesleri, yemek çanlan, hatta sİMİsinekler hep haür- lanacak... Belki suyun altından gelen bu sesler, aydınlık Türkiye'nin gele- ceğine yol gösterecek™ Vanhşlar tek- rarlanmasın diye._" Herkes Zeugma'ya bakarken... Allianoi nin boğulmaya tutsak kı- lındığı "yanbş* 1 ıle Zeugma'yı çok- tan boğan yanlış, bir bakıma "eş za- manlı" yaşandı ve yaşanıyor... Ne var ki şu "tarafcız" (!) kamu- oyu yaratıcılan, Zeugma için sağır sultanı bile duyar hale getirdiler de Allianoi için sadece birkaç kısa ha- berle yetındiler... Oysa, tarihsel yerleşmeler arasın- da "değer farta" olamayacağını. kültürel mirasın ve hele antik kent- lerin tümünün "eş" değerde ve "eş saygınlıkta" olduğunu vurgulayan sayısız uluslararası sözleşmede bi- zim de onayımız var... Ancak, bu onaylar galiba "büinç- le" ve "içtenlikle" değil de uluslara- rası ilışkılerdekı çağdaş uygarhk de- ğerlerine "uyuluyormuş" gibi gö- rünmek için verilıyor olsa gerek ki tarihin tanıkları arasında "ayrun yapmak" siyasetımizden kültürü- müze kadar ılıgimize işlemiş... Nitekim, kamuoyu (elbette haklı ve yerinde olarak) Zeugma üzerin- de yoğunlaşırken Ahmet Yaraş, ar- kadaşlan ve Kültür Bakanlığfnda bu "kurtarma kazısına" karar verip başlatanların dışında, sadece çok dar bir kesım Allianoi'nin de aynı "'talihsizliği'* yaşadığını fark etti... Bu büyük "yalnızhğa" rağmen el- de edilebilen her olanakla san buğ- day başaklannın "köklerine" doğru yolculuğa çıkan arkeologlar, mı- marlar ve diğer kazı kahramanlan, halen 47 derece sıcak suyu hâlâ bu- lunan, 9700 m2'lik bir alanda kurul- muş "antik çağ termal tesislerini" bulduklannda, bugüne dek bilinme- yen yeni bir "kült merkeayle" de tanıştıklannı anladılar... Işte bu tarihsel "sıcak sulu tedavi merkezir> , IS II. yüzyılda yaşamış Aristides'in sözünü ettığı, "Ferga- mon'a (Bergama) mesafesi "120 stadia" (23-25 km) olan Allianoi kentindekı muhteşem kült merke- zinden başkası olamayacağına göre. yıllardır san buğday başaklanndan gelen "fisütılar*1 da bu antik yerleş- menin "ben buradayım" mesajlan olmalıydı... Kim kazandı, kim yitirdi?.. Böylesine "etkileyici" bir başlan- gıçla girişilen kazılar sonucunda ise çift kemerli Roma Köprüsü'nden sütunlucaddelere. anıtsal çeşmeler- den bazilikal tipte kıliselere kadar, "efsanevi kentin" hemen tüm önem- li mımarhk ve şehircilik belgeleri ortayaçıkartıldı... Bu mekânlardaki çok sayıda an- tik eser ve eşyalarla birlikte, yine Allianoi'nin kucakladığı Sağlık Tannsı "Asklepios" ile sağlığının ve güzelliğinin doruğundaki "Venüs" (Venüs/Nymphe), 1800yıllıkuyku- lanndan uyandınlarak Bergama Müzesi'ne kaldırıldı... "Yaygın söylem", işte bu "kaldı- nlma" olayını da "müzeyekazandı- rüdr diye tanımlıyor... Doğru, bel- ki Bergama Müzesı şimdı daha da zenginleşti; ama, orası kazanırken Allianoi tanrılarını ve hatta Ve- nüs'ünü de "yitirdi 1 "... Eğer bir "si- yasal mucize" olmazsa, yakında tüm varlığını da yitirecek... Sözü yine Ahmet Yaraş'la nokta- layahm. Bu kez de onun "son umıt- dunu" özetleyen yürek çırpıntıları- nı paylaşarak: u Belki de ilklerşehrindebirükya- şanacak, dünyaya örnek olan; yan- bşlar için artık Bağdat değil, Berga- ma dönüşü örnek gösterilerek... In- sanlar düşlerle yaşayamaz mı!.." Bu düşün gerçek olması dileğiy- le... Handan İpekçi, çekimlerini tamamladığı yeni filminde yine çocuklar ve politikadan vazgeçmiyor Ayııı iilkeııiıı ahıız iıısanlaıı İlk olarak Antalya Film Festivali'nde gösterilecek 'Büyük Adam, Küçük Aşk'ın başrollerini Şükran Güngör, Dilan Çetin. Füsun DemireL, Yüdız Kenter ve İsmail Hakkı Şen paylaşıyor. BURCUGÜNÜŞEN "Yalnızuğı paylaşmak ay nı eografyayı paylaş- maktan bile zordu. Ayn dillerde konuşsalar da onlar bunu başardı." Handan İpekçi yeni fılminin spotu için bu sözleri seçmiş. 1994'te çektiği 'Babam Asker- de' ile birçok ödül alan ve Berlin Film Festiva- li'ne katılan Handan tpekçi yeni fılmi 'Büyük Adam, Küçük Aşk'ın çekimlerini bıtirdi. Bu günlerde Yunanistan'da filmin postproducti- on'ı yapılıyor. 'Babam Askerde'de 12 Eylül'de babalan gö- zaltına alınan üç çocuğun iç dünyalanna eğilen tpekçi, yeni filminde de çocuklar ve politika- dan vazgeçmiyor. İpekçi yeni filmini 'Ya Sev Ya Terk Et* Türkiyesi'nde yaşanan bir aşk öy- küsü olarak tanımlıyor. 'Büyük Adam Küçük Aşk', tüm yakınlannı bir 'operasyon'da yitiren beş yaşındaki Kürt kızı Hejar'ın yolunun, Rı- fat Bey ile Istanbul'da bir başka 'operasyon'da kesişmesiyle başlıyor. Rıfat Bey eşini yıllar önce yitirmiş, tek oğlu yurtdışında yaşayan ve artık huzurevine yata- rak ölümünü beklemek ısteyen yalnız bır yar- gıç emeklısi. Evinın içinde dilıni bilmediği, korkmuş ve korunmaya muhtaç bir kız çocu- B'iraşkfilmi çektiğini iddia eden yönetmen Handan İpekçi, filminde 75 yaşında bir yargıç emeklisinin 5 yaşındaki bir Kürt kız çocuğuyla paylaştığı yalnızlığım işliyor. ğuyla başbaşa kalan Rıfat Bey'in yaşantısı bir anda allak bullak oluyor. Üzerine belki de çok şey bildiğini düşündüğü, önyargılardan oluşan çemberkınlıyor. Nefretle başlayan bır ilişki gı- derek sevgiye dönüşüyor. Handan İpekçi yeni filmi için "Ben bir aşk filmi çektiğimi iddia ediyorum. Kahramanlan 75yaşında bir yargıçemekbsiyle, Syaşındaki bir Kürt kızçocuğu. Bir aşk doğuyor gerçekten ara- lannda. Adam yalnızhğun o çocukia paylaşı- yor" diyor. İpekçi. evrensel olanın ulusal olan- dan çıkacağına inanan bir sinemacı. Ve yaşadı- ğımız toplumdan etkilenmeden bir şey üretme- nin olanaklı olmadığını düşünüyor. "Babam Askerde'de 12 Eylül döneminde ai- leleri gözaltma alınan üç çocuğun iç dünyalan- na dokunmay a çalışı\ordum. Burada daha fark- h bir şeye uzamyorum. İnsani ilişkilerin derin- liklerinde aslında etnik farkuuklann hiç önem- li olmadığını anlatmaya çahşıyorum. Önemli olan insani ilişkilerin derinliklerinde buluşabü- mek" 'Büyük Adam, Küçük Aşk'ın başrollerinde Şükran Güngör, Dilan Çetin, Füsun DemireL Yıldız Kenter ve İsmail Hakkı Şen oynuyor. Kürtçe çevirilerde ve oyunculann Kürtçe çalış- tınlmasında Mezopotamya Kültür Merkezi'yle birlikte çahşılmış. Kız çocuğunu oynayan Di- lan Çetin, gazete ilanıyla başvuran 150 çocuk arasından seçilmiş. Ama hiçbir oyunculuk de- neyimi olmayan Dilan yönetmenle üç aylık bir senaryo çalışmasından sonra fılmde yer alan usta oyunculardan hiç de aşağı kalmamış. Za- ten çocuklann hepsinin çok lyi oyuncu olduğu ve bu yüzden onlarla çalışmayı tercih ettiğini söylüyor, İpekçi. Eurimages, TC Kültür Bakanhğı ve Yunan Film Merkezi destekli, Türk-Yunan- Macaror- tak yapımı 'Büyük Adam. Küçük Aşk'ın gö- rüntü yönetmeni ErdalKahraman. sanat yönet- meni M. Ziya ÜlkencUer ve Natali Yeres. Mü- ziklerini Serdar Yalçın ve Mazlum Çimen'ın üstlendiği filmin ses kayıt ve mıksajında daha önce Angelopulos ile çalışmış iki isim var: Di- nos Kittou ve Thanassis Arvanitis. Montaj ise Nikos Kanakis'e ait. Film ilk olarak Antalya Film Festivali'nde gösterilecek. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sanatı Korumamn Masalı... Uzunca bır zamandır söylenip durmakta: "Ney- se ki ülkemizde de sanat, özel kuruluşlarca da (sektörce de) konınup desteklenmekte..." Bu korumanın ve desteklemenın oranına ve kap- samına bakıldığında, Türkiye'de özel sanat koru- macılığının şimdılik yalnızca bır masal olduğu, he- men anlaşılır. Çünkü uygar ölçülere göre sanatın bu anlamda desteklenmesi, her şeyden önce sanat eğitimi ve- ren kurumlann desteklenmesi demektir. O kurumlardaki yetenekli öğrencilerin dolgun burslarla desteklenmesi demektir. Yanı uygar olçulere göre sanatın özel kesimce desteklenmesi, her şeyden önce "sanatçının oluş- masına" en geniş ölçüde katkıda bulunmak de- mektir. Uygar ölçülere göre sanatı gözetip korumak, ti- yatro ve konser salonlan yapmak demektir. Senfoni, filarmoni, oda orkestralan kurmak ve bunlan surdürmek demektir. Batı'da gunümuzde en ünlü salonlann ve or- kestraların çoğu, özel girişimcilerce oluşturulmuş vakıflara aıttır. Ulkemızdeki durumu anlamak için ise özel ke- simin kaç kişiye sanat bursu verdiğine, bugüne ka- dar kaç orkestra kurduğuna, sanat eğitimi veren kurumlan ne ölçüde desteklediğine, kaç konser ve tıyatro salonu yaptırdığına, kaç sergi salonu açtı- ğına şöyle bir bakmak yeterlidir. Bu alanlarda özel kesimin katkısının ve desteği- nin sıfır olduğu, elbette söylenemez. Ama çoğu alanda olduğu gibi, sanat alanında da bu bağlam- da etkinliği belirleyecek oğe, bu katkı ve destek- lerin oranı ve yoğunluğudur. İşte bu orana ve yoğunluğa bakıldığında, ülke- mizde özel kesimin sanata sunduğu sözde des- teğin, gerçekten henüz masal düzeyinde olduğu hemen ortaya çıkar. Bunun nedeni, ülkemizde sanatı korumave des- tekleme anlayışının özel kesimde henüz reklam amaçlannın bir santim bile onune geçememış olu- şudur. Kendileri için trilyonluk vakıf universıteleri ku- ranlar, sanata kendi ünıversıtelerının "dışında" ne ölçüde katkı sağlamakta, kaç öğrencıye sanat bur- su vermekte, kaç orkestranın notalarını ve çalgı- larının satın alınmasına yardım etmekte, kaç kon- servatuvarın mekân ve donanım gereksinimleri için kolları sıvamakta, kaç tiyatroyu ayakta tut- maktadıriar? Evet, bir ulkede sanatın "artık özel kesimce de desteklendığınden" gerçek anlamda söz edebil- mek için gereklı olan şey, önce yukandaki sorula- rın yanıtlanmasıdır. Türkiye'nin en büyük kenti ve sanat merkezi olan Istanbul'da, yeni bır sezonun başlamasına çeyrek kala, çaresiz destek ve salon arayışları içersınde- ki bir avuç tiyatro, bu yıl nereden ozel burs bula- bileceğı sorusuna yanıt aramaktan öğrencıliğini yaşamaya olanak bulamayan bır avuç sanat oğ- rencisi; nerede çalacaklannı bilemeyen gruplar... Sanatı desteklemenin, ama gerçek anlamda desteklemenin, ulkenin geleceği için fabrika kurup işletmek ya da ihracat yapmak ya da kendine unı- versite kunnak kadar önemli olduğunun bilincıni taşıyan bir özel kesimin etkinlik kazandığı gün, ar- tık Türkiye'de de sanatı koruyan bir özel kesimin varlığından haklı olarak söz edebileceğiz! e-posta: ahmetcemalw superonline.com acem20 'i hotmail.com Trainspotting 2' geliyor • EDINBURGH (REUTERS) - Trainspotting'in yazarı Irvine Welsh, Edinburgh Kitap Festivali'nde yaptığı açıklamada. yeni kıtabında uyuşturucu kullanan, her türlü belaya bulaşan Trainspotting'deki dört kahramanını porno endüstnsiyle ilgili bir hikâyede buluşturacağını söyledı. Renton, Spud, Sick Boy ve Begbie. 10 yıl aradan sonra yenıden bır araya gelip 'porno' filminde marifetlenni gösterecekler. Eğer kıtap filme çekılırse, ilk filmde rol alan Ewan McGregor ve Robert Carlyle gibi oyunculann rol alıp almayacağı ise merak konusu. Mann'ın Hitler'le ilgili mektubu • BERLİN (AA) - Alman yazar Thomas Mann'ın. bugüne kadar bilinmeyen ve Hitler ile ilgili olarak dönemin Nazi yönetimine gönderilen bir mektubu ortaya çıktı. Frankfurter Allgemeıne Zeitung adlı gazetede yayımlanan mektubunda Mann. Hitler'i " Yamalı sokaklar kralı" olarak nitelendirmış. Gazete. Mann'ın 1933'te yazdığı mektupta, "Hitler. korkunç tarih tahrifatını mikrofona havlayan biri" ıfadesine de yer vermiş. Michael Douglas'tan yeni film • NEW YORK (\ARIET\1 - Amerikalı oyuncu Michael Douglas. Arthur Miller'ın 'The Ride Down Mount Morgan' adlı oyununu beyazperdeye uyarlıyor. Ünlü aktör, kendisinin de rol alacağı filmde projeyi geliştirmesi için yönetmen Milos Forman'la çalışmayı istiyor. Forman, daha önce de Douglas'ın Saul Zaentz ile yaptığı 'One Flew Over The Cuckoo's Nesfi yönetmişti ve 1975 yılına ait bu klasikle Oscar kazanmışlardı. 'The Ride Do\vn Mount Morgan' adlı oyun, prömiyerini 1991 'de Londra'da yapmış, Broadvvay'e gitmeden önce de New York'ta sahnelenmişti. BUGÜN • BEYOĞLU SİNENUSI nda Onat Kutlar anısına Darren Aranofsky'nın yönettığı k Pi" adh film ızlenebıhr. (251 32 40) • ENKA AÇIKH.\VA TİYATROSU'nda saat 21. 15'te Guy Ritchie'mn yönettiği 'Kapışma' adlı film gösterilecek. (276 22 14) • tŞ SANAT'ta 'Avrupa Sinemasında Kadına Bakiş' başlığı altında Patrice Chereau'nun yönettığı "Kraliçe Margot' adlı film izlenebilir. (0 212 316 15 77)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle