Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Eski Bakan Tantan, Beyaz Enerji operasyonunun basına erken yansımasından yakındı:
Türldye'de devrhn olacakb
• Sadettin Tantan: Halkın
güvenmediği zayıf siyasi
irade, ulusal güvenliğin
sınınnı çizemez. Yeni siyasi
oluşum için çahşmalar
sürüyor. Benim dönemimde
yapılan her operasyon bir ders
niteliğindeydi.
BAR1Ş DOSTER/ECEVİT KILJÇ
Içişleri Bakanlığı ve ANAP'tan istifa
ettikten sonra sessizliğini koruyan
Istanbul Milletvekili Sadettin
Tantan. hazırlıklannı sürdürdüğü ve
önümüzdeki aylarda partileşecek
olan hareketin, temiz, dürüst,
yıpranmamış, idealist ve ulusalcı
yurttaşlan buluşturan. halka güven
ve umut veren kadrolardan
oluşacağını söyledi. "Ulusal
güvenliğin sınırlannı beliıiemesi
gerektiğj öne sürülen siyaset zayıfsa.
bu siyasi iradeye halk güvenmiyorsa,
ulusal güvenliğin sınırlannı çizemez.
Böylesi zayıf ve güven vermeyen bir
siyasi iradenin. uiusal güvenliğin
sıiuıiannı çizmesini, halk da istemez"
diyen Tantan. bakanlığı döneminde
başlatılan operasyonlann her birinin
ayn bir ders niteliğinde olduğunu
söyledi. Tantan, "Bunlann
yapılmasını öncelikle halk istedi, biz
de yapnk Beyaz Enerji Operasyonu
basına yansımasa\du dc\rim
niteliğinde gelişmeler olurdu" diye
konuştu. Tantan, gündemdeki
gelişmeleri, bakanlığı dönemındeki
icraatlannı ve siyasete ilişkin
tasanlannı gazetemize
değerlendirdi.
Beklentilere yanıt
vereceğiz'
- Yeni bir hareket için çauşnğuuz
bifiniyor. Bu oluşumun ne aşamada
olduğunu. kimleri kapsadığııu, ne
zaman kamuoyunun karşısına
çıkacağuu söyler misiniz?
- Şu anda umutsuzluk ve
güvensizlik had safhada. Halk
Tantan, gündemdeki gelişmeleri, dönenündeki icraatlannı ve siyasete ilişkin tasanlannı Cumhuriyet'e değerlendirdi.
söylemden bıktı, artık eylem
bekJiyor. Çok sayıda insan bu
durumdan çıkış için çalışıyor, farklı
kesimlerin çabalan var. Bu
gruplarla sürekli görüşme
halindeyiz. Halkın beklenti ve
taleplerine yanıt verecek bir
hareketin ortaya çıkması için
çahşmalanmız sürüyor. Halkın
beklentisi en üst düzeye çıktığı
zaman ortaya çıkacağız. Benim
hangi konumda olduğumu da
zaman gösterecek. Acele etmeye
gerek yok. Hangi isimlerle birlikte
yürüyeceğimiz konusunda ise
u anda isım vermeyi
doğru bulmuyorum. Halka h
izmet etmek isteyen, ülkesini,
milletini seven, çahşkan, iyi niyetli
herkesle birlikte yürümeye hazınz.
- Recep Tayyip Erdoğan
önderliğindeki hareketten ısrarh
çağnlar almanıza karşın, çok kesin
bir şeldlde "Hayır" dediğinizi
bihyoruz. Bu bağlamda, AKP'vi ve
Erdoğan'ın medyaya yansıyan son
sözlerini nasü yorumluyorsunuz?"
AKP'ye uzağınr
- Bu harekete ilişkin
spekülasyonlardan uzağım.
Basında çıkan ve 1994'te yaptığı
belirtilen açıklamalarına gelince,
eğer bir ülkede hukuk ve eğitim
reformu yaşama geçmiyorsa,
insanlann bilinç. yurttaşlık ve
inanç düzeyı yüksek değilse,
eğitimleri zenginleştirilmiyorsa, bu
tür sözleri edenler de. bu sözlere
ınananlar da olur.
- Kamuoyu yoklamalannda tek
başınıza pek çok partiden daha çok
oy alabileceğiniz gözleniyor. Sol
seçmen için de çckki bir isim
olduğunuz, ulusal çizgideki
sokulardan destek gördüğünüz,
laik, demokrat çizgkleki sivil toplum
örgütlerivle, Fatih Belediye
Başkanlığı vaphğınız dönemden bu
yana işbiriiği \ apbğınız biliniyor.
Yeni oluşumda bu kesimlerden
isimler olacak mı?
- Sol çizgıde, yukanda söylediğimiz
değerlere sahip insanlarla da
görüşiiyoruz. Halk, beklentılenne
yanıt verecek, güvensizliğini
ortadan kaldıracak nitelikli ınsanlar
anyor. Bu insanlan ararken de
onlann geçmişteki ideolojik
kimliğine bakmıyor, önyargıh
davranmıyor. Kendisini aldatan
isimlerden kurtulmak istiyor.
İdealist, yıpranmamış kadrolan
yönetime getirmeyi arzuluyor. Bu
anlamda önümüzdeki süreçte hat
klasik sağ ve sol arasında değil,
ulusalcılar ve ulusalcı olmayanlar,
namuslular ve namussuzlar arasında
çizilecek.
'Hukukta ayrımcılık olmaz'
-Bakanhğuuz döneminde 4422 Sayılı
Çıkar Amaçlı Suç Orgüderiyle
Mücadele kanunu kapsamında
birçok operasyona imza aranız.
Cörevden aynlnıanızdan hemen
sonra, bu yasa kapsanunda
futuklananlar, teker teker serbest
kalmaya başladı. Bu geüşmelere ne
diyorsunuz?
- Türkiye'de suç ve suçlularla
mücadele savcılann görevidir.
Operasyonlan yaptık. bu k
işileri yargıya teslim ettik.
Yargılanmalan da mahkemelerin
görevidir. Hukuk savaşı verecek
nitelikli eleman yok. 4422 sayılı
yasa birçok Avrupa ülkesinde
uygulandı. Bu yasadaki eksıkliklerle
ilgili savcı ve yargıçlardan bilgi
ıstedik. Eksikleri saptayıp ek olarak
Başbakanlığa gönderdik. Ama
uygulamaya konulmadı.
lşadamlanna kelepçe takılmasıyla
ilgili eleştirilerhaksızdı. Hukukta
aynmcılık olmaz. Kelepçe takıp
takmama yetkisi emniyet
güçlerinindir.
-Eski lstanbul Emniyet Müdürû
Kâzım Abanoz hakkındaki iddialan
ve açılan soruşturmayi nasıl
değerlendiriyorsunuz.
- Abanoz, çok çahşkan ve nitelikli
bir arkadaşımızdır. Istihbarat
konusunda uzmandır. Bu dönemde
poliste devrim niteliğinde
uygulamalar yaptık. Delilden
suçluya gitme yöntemini uyguladık.
Bu amaçla polisi sürekli eğitime tabi
tuttuk. Insan hakları ihlalleri
eğitimle önlenebüir.
Güçlü para, zayıf
parayı kovar ;
Söz ulusalcıhktan açürruşken,
Avrupa Birliğfni nasıl
değerlendiriyorsunuz?. Tam üyelik
konusundaki bazı çekince ve
kaygılar, bazı kesimlerin dediği gjbi
'Sevr paranoyasf mı?
- Avrupa Birliği, uluslararası
finansal hareketlere karşı kendi
yapısmı güçlendirip rekabete hazır
hale getirirken, Türkiye'nin de
kendi gücünü yükseltmesi, bunu
yaparken, daha önce imzaladığı
uluslararası sözleşmelere uyması
gerekli. Bunlan da AB istediği için
değil, kendi özgür iradesiyle, kendi
halkı için yapması lazım. Çünkü
bu adımlann gecikmesi,
insanlanmızın aleyhine. Eski,
yaşlanmış yasalar, günümüzün
gereksinimlerine
yanıt vermiyor.
'AB kapıları
jcendlliğinden açılır'
Tüm bunlan yaparsak, o zaman
AB kapılan kendiliğinden açılır.
Avrupa, küreselleşen dünyada
nasıl kendi ekonomik ve hukuksal
altyapısını yeniliyorsa, Türkiye'nin
de özellikle finansal eksikliğini
giderecek adımlan atması, hukuk
ve eöitim reformlannı bir an önce
yaşama geçirmesi şart. Siyasi ve
ekonomik iradeniz zayıfsa, her
türlü dayatma önünüze gelir. Güçlü
para zayıf parayı kovar. Türkiye,
kendi gelişmekte olan gücünü,
uluslararası finans gücüne teslim
etti. Şimdi bunu yeniden
kazanmak istiyor. Ya Dünya
Bankası ve IMF'nin her dediğini
yapacak ya
da halkın güvenini kazanıp kendi
özkaynaklannı devreye sokacak.
Halkın güveninin yeniden
kazanılması, hem bütün sorunlan
çözer hem de yabancı
sermayeyi getirir.
Bu siyasi irade yaşama geçerse,
mal ve para hareketliliği,
müteşebbis ruhu da gelişir. Yok
eğer. kayıt dışı para takip
edilemezse, haksız rekabet
ortammda kalan ulusal sanayimiz
de zarar görür, yabancı sermaye de
gelmek istemez. Adalet ve güven
duygusunun sağlanması, üretimin
hakça olması, finansın disipline
edilmesi, reel ekonominin
canlandmlması, dünyadaki mal ve
para hareketliliğinin izlenerek
içeride buna uygun adımlar
atılması, kaliteli ürünlerin
özendirilmesi bizim de öncelikli
hedeflerimiz arasında.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
m've wn^t LAiıok KAPÇII KDU&MSM TELEİZOMCA
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Altan Öymen. CHP'nin Deniz Bay-
kal'dan önceki genel başkanıydı. 1999
genel seçimlerinde CHP'nin Deniz Bay-
kal liderliğindeki büyük başansızlığı son-
rası Baykal istifa etmişti. Onun yerine
kurultayda seçilen Altan Öymen bir yıla
yakın CHP'nin genel başkanlığını yap-
mıştı. CHP, o dönemde yeniden adım
adım toparlanan ve büyümeye hazıria-
nan bir parti kimliğine kavuşmuştu.
Geçen yıl yapılan kurultayda Baykal,
seçim başansızlığının üzerinden bir yıl
geçmeden yeniden CHP'nin basına
geçti. Baykal döneminde yeniden parti
içinde sıkıntılar büyüdü. Bazı eski parti-
liler istifa ederken bazılan da ihraç edil-
di. Işte bu sürecin sonucunda Erdal
Inönü de CHP'den aynldı.
• • •
Solda şimdi yeni bir arayış dönemin-
den geçiyoruz. Böyle bir dönemde bu
partinin eski ve güvenilir isimleri önem
kazanır. Altan Öymen, bizim mesleğin
yani gazeteciliğin şaygın temsilcilerin-
den birisidir. Altan Öymen aynı zaman-
da deneyimli bir siyasetçidir CHP Gen-
Altan Öymen'le Solun Birliği
çilk Kollan'nda yetişmiş, 1960 Kurucu
Meclisi'nde 1961 Anayasası'nın hazır-
lanmasında katkıda bulunmuştur. 1980
öncesi dönemde de CHP yönetimin-
deydi. Altan Öymen'le solun geleceğini
konuştuk. Öymen'in birinci vurguladığı
nokta, solun artık bir iktidar adayı ola-
cak örgütlenmeye gitmesi. Erdal Inö-
nü'nün girişimini önemsiyor. Yeni bir sol
ittifaka ihtiyaç olduğunun altını çiziyor.
"Genel başkanlığım döneminde biz bu
yönde adımlaratmaya ça/ışıyorduk. Ar-
tık solun maninal bir güç olmaktan çık-
ması gerekiyor. Biz hep bu hedefi önü-
müze koyuyorduk. Bu arada biliyorsu-
nuz, CHP olarak Güneydoğu dahil Tür-
kiye'nin birçok yerine geziler düzenle-
dik ve solun ittifakı üzerinde durduk. Bu
nedenle bizi de 'andıçHadılar
1
. Andıç bel-
gesinin ortaya çıkmasından sonra, bu
konuyu cevaplaması gereken Deniz
Baykal'dı. Çünkü o bir parti politikasıy-
dı. 'Andıç'a cevap vermek de yönetici
olmadığım halde bana düştü."
Altan Öymen de, Italya'daki Zeytina-
ğacı Bloku'na benzer bir birlik için ça-
lışmak gerektiğine inanıyor. "Gönül is-
ter ki, böyle bir oluşuma CHP, DSP,
ÖDP ve HADEP katılsın veya destek
versin." DSP ve CHP'yi bir umut olarak
ifade ediyor, ancak şu andakı liderlikle-
rin böyle bir girişime izin vermeyecek-
lerini de bilıyor.
Attan Öymen, ilginç bir geçmiş öme-
ğe de dikkat çekiyor: "Demokrat Par-
ti'nin son dönemiydi, o dönemin ders-
lerinden yola çıkarak bir 'llk Hedefler
Beyannamesi' hazırlarpıştık. Bu birde-
mokrasi programı gibiydi.
27 Mayıs'tan sonra, 1961 Anayasası
hazırianırken 'llk Hedefler Beyanname-
si'nde dile getirilen demokratik değişik-
lik önerileri önemli ölçüde etkili oldu.
Oradaki hedefleri 1961 Anayasası için-
de ifade ettik. Düşünce ve örgütlenme
özgürluğüne ilişkin ilk düşüncelero ana-
yasa içinde yer aldı. Hukuk devletine
ilişkin önemli adımlar atıldı."
• • •
Altan Öymen, solun birliği için "llkHe-
defler Beyannamesi"ne benzer yeni bir
ortak program oluşturulabileceğini dü-
şünüyor. Çünkü bugün Türkiye'nin cid-
di bir demokratikleşme ve daha da
önemlisi ekonomı programına ihtiyacı
olduğunu belirtiyor. "Ancak" dtyor Öy-
men, "İktidar hedefi olmadan bu prog-
ramlar bir anlam ifade etmez. Bu ne-
denle bizim birlik hedefimiz güçlenme-
yi amaçlamalı, Halka güven verecek bir
gücü etrafında toplamalı."
Altan Öymen'e Erdal Inönü'nün giri-
şimini sorduğumda dikkatli bir cevap
veriyor "Benim genel başkanlığım dö-
neminde Erdal Bey'in de katıldığı bir
komısyon oluşturmuştuk ve onun da
katkısını alıyorduk. Giderek partiye so-
ğumuş insanlan partiye yeniden kaza-
nıyorduk. Doğru olan buydu. Ancak in-
sanlar yeniden umutsuzluğa kapıldılar.
Onlarca parti örgütü feshedildi. Partiye
olan güven sarsıldı."
Öymen'in konuşmalanndan çıkar-
dığımız, Erdal Inönü'nün girişimini
önemsiyor, gelişmesine olumlu bakıyor.
İstiyor ki, bu girişim sol için yeni birgeliş-
me ve birlik olanağı yaratsın. Eylül yak-
laştıkça sol içinde yeni gelişmeler ola-
cağı anlaşılıyor.
•••
ÖDP ve bağımsız sosyalistler, HADEP
yeni birlik girişimleri içinde nasıl bir rol
alacaklar, bunu da önümüzdeki süreç
içinde göreceğiz. Ancak açık olan bir
şey varsa, sol bugün bir muhalefet ol-
ma gücünü büyük ölçüde yitirmiş
durumda. Hiçbir önemli tartışmada sol
bugün bir demokrasi gücü olarak or-
talıkta görünmüyor. Bir değişim gücü o-
larak etkinlik gösteremiyor. Umanz yeni
çabalar bu eksikliğe de bir cevap oluş-
turur.
GLOBAI^OLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Varsayımlar ve Gerçekler
Bu hafta elimde, toplumda genel kabul gören bazı
varsayımlarla, gerçekte olanlar arasındaki uyumsuz-
luğu sergileyen epey bir malzeme birikti. Bunlan kı-
saca aktarmak istiyorum.
Firmalar ve bilişim devrimi
Bir varsayım şöyle: Bilişim devrimi sayesinde, şim-
di, üretkenlik artışına bağlı olarak istikrarlı ve sürekli
birbüyüme anlamına gelen bir Yeni Ekonomi var. Ger-
çekteyse, bilişim teknolojisi yatırımları firmalann ba-
şına bela olmaya başlamış. Hayır, sermayelerini inter-
net şirketlerinde batırdıktan sonra kendilerine akıl ve-
ren uzmanlan dava etmeye kalkanlan kast etmiyorum.
Aklımda, firmalann bilişim sektörüne yaptığı büyük ya-
tınmlar var.
The Observer'de Simon Caulkin bu bağlamda ki-
mi ilginç gerçeklere dikkat çekti (19/08). Pentagon es-
ki bilişim şefi Paul Strassmann a göre, hızlı değişi-
me, rakiplerine ayak uydurmak için firmalar her 7-8
yılda bir tüm bilişim altyapılannı yenilemek zorunda
kalıyoıiar. ABD'de bu yenileme 1946'da 100 milyon
dolara mal olmuş ve şirket yatınmlannın yüzde 7'sine
ulaşmış. Geçen dönemdeki son yenilenme 2 trilyon
dolara patlamış, toplam şirket yatırımlarının yüzde
47'sine ulaşmış. Hızla yaklaşan yenilenme döneminin
maliyetinin 5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Ama,
Straussman'agöre, bu gün kimsede bu para yok. Di-
ğertaraftan, bilişim teknolojisinde, yapılan yatırımlar
belki üretkenliği arttırıyor ama birim maliyetler üzerin-
deki etkileri hemen her zaman bu artışın kâıiılığa yan-
sımasını engelliyor. Caulkin'e göre "Yeni Ekonomi",
bikjisayarlann gerçekten yeni bir şey yaptığına ilişkin
yanılsama sürdükçe var olmaya devam edecek bir pi-
ramit sistemi gibiydi. Şimdi bu yanılsama dağıldı, bil-
gisayarların var olan süreçleri hızlandırmaktan öte ye-
ni bir şey getiremediği ortaya çıkıyor. Böylece bu pi-
ramit sistemi de çöktü. Nasdaq teknoloji endeksi
2000 başında 5000 düzeyindeydi, şimdi 1900'de tu-
tunmaya çalışıyor.
Kûreselleşme kime yaradı?
Malı pıyasaları izleyen Financial Capital Markets
kurumunun 7 Ağustos tarihli "Sermaye Hareketleri"
raporunda, ABD hegemonyasının nasıl güçlendiğini
gösteren ilginç veriler var. 1990 yılında dünyadaki tüm
merkez bankalannın yabancı para rezervleri içinde
dolann payı yüzde 55. 2000 yılında bu oran yüzde
76'yayükselmiş ve "dolar 1950'lerde Bretton Wood
sistemi altındaki egemenliğine yeniden ulaşmış"
(sf:4). Bu egemenlik artışının arkasında IMF'nin, az-
gelişmiş ülkelere, rezervlerini arttırmalan doğrultusun-
da, özellikle Asya krizinden sonra yaptığı baskı var.
Rapor ilginç bir gelişmeye daha işaret ediyor: Geliş-
mekte olan ülkelere net yıllık sermaye akımı 1997'de
120,1998 ve 1999'da sırasıyla 53 ve 70 milyar dolar
olmuş, sonra 2000 yılında 33 milyar dolar gibi komik
bir düzeye gerilemiş. ABD'ye net sermaye girişi
1998'de 174 milyar dolardan 1999'da 338 milyar do-
lara ve 2000 yılında da 487 mılyar dolara yükselmiş.
Son yillarda, küresel sermaye hareketlerinden esas
olarak ABD faydalanmış. Ayrıca, şimdi merkezden
çevreye sermaye akımındaki büyük gerilemeye ba-
karak, "Kûreselleşme süreci yavaşlıyor mu?" di-
ye soracak olursak sanınm çok garip kaçmaz.
Küresel firma mı dediniz?
Mark C. Scott, hizmetler sektöründe etkin firma-
lara yatınm yapan en büyük yatırım firmalanndan La-
ke Capital Management'in direktörü. Kûreselleşme
sürecinde yönetim sorunlanna ilişkin kitaplarıyla ilgi
çekiyor. Genel kanaat, küresel hatta "uluslarüstü" fir-
malann artan gücü karşısında, devletlerin anlamsız-
laşmaya başladığı doğrultusunda. Scott ise devlete
egemen olmak bir yana, dev firmalann devletlerin et-
kisinden bir türlü kurtulamadığından, küreselleşeme-
diğinden şikâyetçi. Scott, geçen ay yayımlanan He-
artland: How to build companies as strong as count-
ries, kitabında ortalama ömrü hâlâ 38 yılı geçemeyen
dev firmalann, nasıl devletlergibi kalıcılık kazanabile-
ceğini araştınyor. Scott'a göre "gerçekten küresel fir-
malar (o da eğer varsa) hâlâ biristisna". Dünyada, oto-
motiv sektöründe dört, telekom sektöründe üç, med-
ya sektöründe de altı firma egemen (s.3), ama Scott'a
göre bunlar gerçekten küresel (hele uluslarüstü) fir-
malar değil. örneğin, ABD firmalanna ABD borsala-
nnın dışında rastlanmıyor. Bu firmalar hep kendi ül-
kelerinin pazarlanndan borçlanıyorlar. Belirleyici his-
selerin sahipleri hemen hep Amerikalı. Japonya ve Al-
manya'da bu ilişki daha güçlü. Dev fırmaların yöne-
timleri hep kendi vatandaşlarından oluşuyor. ABD şir-
ketlerinin yönetim kurulu üyelerınin yalnızca yüzde
10'u yabancı. Her 5 firmadan yalnızca birinin yöne-
tim kurulunda bir yabancı var. Bu yabancılann da yüz-
de 4O'ı Ingiliz veya Kanadalı. Japon, Alman ve Fran-
sız firmalannın yönetim kurullannda yabancılar çok
daha az (s.10). Bu "küresel firmalar" gerçekte küre-
sel değil, birden fazla ülkede etkinlik gösteriyortar o
kadar(s.15).
Son bir not. Brezilya'da büyük bir devalüasyondan
sonra benimsenerek uygulanan IMF programı bir bü-
yümeye geçişe değil, dış dengelerde hızlı bir bozul-
maya yol açmış. Brezilya parası hâlâ değer kaybet-
meye devam ediyor (bu yıl yüzde 20)(Financial Times
16/08), aynı bizde olduğu gibi. Rastlantı işte...
Geçen hafta yazı dizgide bozulmuş. Arjantin eko-
nomisi gül bahçesi gibi duruyor.
Doğrusu için: httpy/yildi.free.fr/ergin/
Eski Enerji Bakanı Ersümer:
'Beyaz Enerji'
mağduruyum
ÇANAKKALE(AA)
- Eski Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer, "Be-
yaz Enerji operasyonu
sırasında, gayri kanuni
birçok yöntem kullanıl-
dığînı, birçok insanın
mağduredildiğTni öne
sürerek "Bunlardan bi-
ri de benim. Sebep siya-
sidir. O siyaseti sıründa-
kicüppesiyleTalat Şalk
yapnuşnr"' dedi.
Çanakkale'deki Tru-
va Oteli'nde gazeteci-
lerin sorulannı yanıtla-
yan Ersümer, Beyaz
Enerji operasyonu sıra-
sında üst düzey bir as-
ker tarafından söylen-
diği belirtilen "Ersü-
mer'in üstünü çizm"
şeklindeki beyanın eski
Jandarma Harekât Da-
ire Başkanı Tümgene-
ral Osman Özbek'e ait
olup olmadığı konu-
sunda bilgisinin bulun-
madığuıı bildirdi. Ersü-
mer, "Eğerosöylediyse
sırtında üniformasıyla
shaset yapü. Kayseri'ye
tayin edilmesi bir ceza
mıdırveva tedbir midir,
ben onlan bilmi>orum"
diye konuştu.
Özbek'i kastederek
"Herkesin eşitlendiği
dönemleroluyor" diyen
Ersümer, "İşte biri üstü
çizildi kabul ediliyor, di-
ğeriemekliliğini istiyor''
diye konuştu.