20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada siyasal yapısına yapacağı etkiler üzerinde geniş ir- dejemeler yeni yeni başlıyor. Örneğin, Erbakan'ın siyasal geleceği. Daha çok Saadet Partisi ile örtüşüyor. Tayyip Erdoğan'la çevresinin AİHM'nin kararı aleyhindeki demeçierine kulak asmayın. Kanımızde- ğişmedi: Bu eleştiriler suret-i haktan görünme zorun- luluğundan kaynaklanan timsahın gözyaşlan... Ne ki; üzerinde durulması gereken gerçegi Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. llterTuran açıkladı: Erba- kan'ın artık "geri döneceği konusunda 'inandıncılı- ğı' kalmadığını" söyledi. Gerekçeyi de ekledi: "O nedenle sözünü dinlet- mekte eskisine göre zorlanacak. Erbakan'ın artık 'aleni siyasi kariyerinin sonuna geldiğini' söyleyebi- liriz." Bu saptamaya katılmamak olanaksız. Yüzde 99 dogru, ancak Erbakan'ın doğasından kaynaklanan yüzde bir olasılığı gözden ırak tutmamak gerekiyor. Nedir yüzde 1 olasılık? Demirel'ın Erbakan'dan söz edildiği kimi zamanlar alaylı bir ses tonuyla an- lattığı bir olaydaki gerçek! Öykü şöyle: Erbakan'lı bir koalisyon hükümetine verilen gen- sorudan sonra TBMM'de güvenoyuna gidiliyor. Baş- bakan Demirel'le yardımcısı Erbakan yan yana oyla- mayı izliyorlar. Milletvekillerine ve partilerine bakarak oylann ren- gini saptamaya çalışıyorlar. Hesap adamı Demirel'in oylamadan önceki saptamalarına göre sonuç gü- vensizlik! Fakat Erbakan aynı kanıda degil. Demi- rel'e arada bir "Bana söz verdiler, güvenoyu alaca- ğız" diyor. Oylar sayılmaya başlanmış, hükümetin düşecegi anlaşılmış, Erbakan hâlaaynı türküyü yineliyor: "Ba- na söz verdiler, güvenoyu alacağız." Sonunda oturum başkanı, hükümetin güvenoyu alamadığını ilan ediyor. Erbakan koltuğundan bir türtü kalkmıyor. Demirel dayanamıyor: "Hadi Hoca kalk, kalk! Olan oldu" di- yor Erbakan'a. Peşinden geliyor mu gelmiyor mu, arkasına bak- madan genel kurul salonundan çıkıyor. Aynı kumaş Karan öğrendikten sonra Altınoluk'taki yazlığına çekilen Erbakan, yüzde 1 olasılığını şu sözlerle dog- ruluyor: "Biz değil, AİHM kaybetti. Yasağımız kaik- tıktan sonra millete hizmete devam ederiz" diyor. Düşsel bir dünyada yaşayarak gerçekleri bir türiü göremeyen; işte dünkü Erbakan, işte bugünkü! Ne var ki; Yenilikçiler'in davranış ve düşünce biçi- miyle Erbakan'a fark attıkları söylenemez. Tayyip Erdoğan geçmişinden kaynaklanan kimi sorularta karşı karşıya. Çevresindeki üç beş -şimdi- lik- sadık adam, mart ayında yazılıp Erdogan'a veri- len bir "kitapçık"\n içeriğiyle sarsıcı sorûları karşıla- maya çabalıyortar. Tayyip Erdoğan ise, AİHM kararınayorumunu din- leyen gazetecilerin, kimi köşe yazarlannın sorulanna diyeceğini sorması üzerine, önce "bir komplo karşı- sında" olduğunu söylüyor. Komployu da Erbakanvari bir cümleyle geçiriyor "Bu sorulan önce kendilerjne sorsun/ar." Vay canına! Demek kı örneğin Oktay Ekşi, yazar- lık referansı olarak islamı göstermiş, demokrasiyi a- maç değil de araç kabul etmiş de haberimiz yok! Çocukluğundan beri kafası dınsellikle yıkanan, i- mam-hatiplerde, evde, sokakta, dost meclislerinde "Erbakan kafası" diye tanımlanan eğitimden geçen Erdoğan, geçmışinı ne yadsıyabilir ne de geleceğe geçmişteki irdelemeleri ışığında bakmadığını söyle- yebilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- lu'nun AİHM'nin karanndan sonraki açıklamasından bircümleyı yıneleyelim: "Mevcut ve kurulacak tüm siyasi partilerin bu ka- rardan yararlanmalarını diliyorum." Ne dersıniz: Bu uyan Tayyip Erdogan'a, Saadet Partisi'ne değil de acaba Cumhuriyet yazarianna, Oktay Ekşı ve ötekı arkadaşlara mı yönelik? Açıklama 04.07.2001 tanhlı Cum- huriyet gazetesının 9'uncu vedevamı 19'uncusayfala- nnda DÜZYAZ1 başlıklı sütunda yayımlanan yazı- nın 10'uncu paragrafında; "Kayış, hoş görsün. Ben RTUKte Yayın Tahsis Da- iresi bulunduğunu söyler- ken amacunı aşmış, İzin \ e Tahsısler Daıresıni amaç- bumşam.Odairenin başuıa getirilen Hikmet İnce isim- H uzmana. yerel lisans baş- vurusu ile bölgesel yayın ya- pan iinlü Evrenesoğtu'nun Mihr radyosuna göz yum- duğu için soruşturma açıt- nuunış mrydı? O soruştur- ma ne oldu da. Hikmet İn- ce, uzman denetçi kadrosu- na atanarakayncaödüDen- dirilebildi? w "şeklınde ıs- mim venlerek şahsımı he- def alan, doğruluğu konu- sunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan. yan- lış bilgilere dayalı ve şah- sımla ilgili kamuoyunda yanlış kanı uyandıracak ıd- dia ve ifadelere yer venl- miştır. Şöyle ki; 1) Ben İzin ve Tahsısler Dairesi Başkanhğı görevı- ni 07.09.1998 tarihınden itibaren yürütmeye başla- dım. Radyo ıçın son başvıı- rutarihi 08.12.1995 olup. yapılan bölgesel \e verel radyo başvunılan. 14Hazı- ran 1996 tarihınde yazı ile lçişlen Bakanlığı'na bıldi- rilmiştır. Mıhr radyosu da bu yazı ekinde göndenlen lıstede bölgesel radvo baş- vurusu yapan kuruluşlar arasında yer almaktadır. Görüldüğü üzere, lıstelenn göndenldığı tarıh benim göreve başlama tanhınden yaklaşık 2 yıl önce olup. radyo başvurulanrun >erel ya da bölgesel olması ko- nusunda şahsımın bir ılgı- sınin olama>acağı açıktır. 2) Yazınızda bahsettığı- niz soruşturma konusuna gelince; konu bir soruştur- ma değil ıncelemedır. Bu inceleme Mihr radyonun İzmır'de yayın yetkisı ile Radyo Nur'un iletimi ko- nusundakı gelişmelerin ta- kip edılmedıği ile ılgilıdir. Kaldı kı. inceleme şahısla- ra vönelik olmayıp konu bazında vapılmış. İzin ve Tahsısler Daıresı'nden baş- ka ilgili diğer bırimleri ve bu bınmlerde çalışan bir- çok personelı ve benden önceki dönemi de kapsa- maktadır. İnceleme sonu- cunda. idarece herhangı bir personel hakkında soruş- turma açılmasına veya bir ışlem yapılmasına gerek görülmemıştir. 3) Uzman denetçi kadro- suna atanarak ödüllendiril- mem hususuna gelince; 2 yıl 3 ay daire başkanhğı V görevini yürüttükten sonra 07.12.2000 tarihinde ıdare- nin takdiri doğrultusunda görevden alınarak uzman denetçi kadrosuna atandım. Uzman denetçi kadrosu da- ıre başkamnın altında bir kadro olduğundan, bir ödüllendirmeden söz et- mekmümkündeğildir. Kal- dı kı mevzuata göre açıköğ- retim dahil 2 yıllık yükse- kokul mezunlannın atana- bildiği bir kadro, ODTÜ mezunu \ e yükseklisansını aynı ünıversitede tamamla- mış ve 2 yıldan fazla daıre başkanlığı görevini yürüten biri ıçin nasıl bir ödüllen- dirme olabilir? Diğer yandan, yaklaşık 14 yı1lık kâmu hizmetım sı- rasında bana venlen görev- len bir kamu görevlisinde aranan tarafsızlık, objektıf- lık. hakkanıyet ve mevzu- ata uvgunluk knterleri doğ- rultusunda yenne getırdim. Bu ıtıbarla. adı geçen kuru- luş dahıl, hiçbıryayın kuru- luşuna mevzuata aykın ve yukandakı kriterler dışın- da bır uygulamam söz konusu değildir. Saygılanmla. Hikmet tnce RTÜK Ecevit'ten orduya teşekkür• Baştarafı 1. Sayfada vurgulayan Ecevit, "bununözel bir değeri olduğunu" söyledi. Ecevit, "ekonominin çok ağır sorunlarla karşı karşıya bulun- duğunu, ücretlerde ciddi bir dü- şüş olduğunu ve Türkiye'nin önünde çetin bir sûrecin bulun- duğunu" anlattı. YAŞ toplantısma Başbakan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Or- general Hüseyin Kıvnkoğlu. Mil- lı Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hilmi Öz- kök, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhamiErdil. Hava Kuv- vetleri Komutanı Orgeneral Er- gin Celasin, Jandarma Genel Ko- mutanı Orgeneral Aytaç Yalman ile diğer 10 orgeneral ve oramiral katıldı. Toplantmın ardından Yüksek Asken Şûra (YAŞ) üye- leri Anıtkabir'i ziyaret ederek A- ta'nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulundular. Başbakan Ecevit, Anıtkabır Özel Defteri'ni imzaladı. YAŞ tarihinde ilk kez bir başbakan konuşmasını yazı- lı olarak basına açıkladı. Şûranın açıhşmda konuşan Ecevit, ekonomik durumla ilgili bilgi verdi. YAŞ'ın TSK'nin sağ- lıklı yapılanmasında en önemli bir etken olduğunu belırten Ece- vit, "İç ve dış güvenük, ekonomik ve sosyal sorunlardan so> utlana- maz. TSK de bunun buİncinde- dir" dedi. TSK'nin, içinden geçilen ağır ekonomik süreci göz önünde bulundurarak bazı önem- li projeleri ertelediğıni anımsatan Ecevit, "Hükümetten herhangi bir istem gelmeden bu karann ahnnuş ohnasuun özel bir değeri vardır" değerlendirmesiru yaptı. Ekonominin esenliğe çıkanlması- nın ardından TSK'nin ertele- diği gereksinmelerini yeniden gündeme getirmeyi bir ödev ola- rak algıladıklanm anlatan Ece\ it. "Hükümetimiz de kamu kesimi- nin projelerinde büyük kısıntılar yaptT dedı "Ekonominin çok ağır sorun- larla karşı karşıya olduğunu" an- latan Ecevit, bu sorunlann uzun yıllann ihmalinden kaynaklandı- ğını savundu. IMF'nın bıle. hü- kümetin çahşmalannı "eşigörül- memiş" olarak nitelendirdığini savunan Ecevit, koalisyon ortak- lan arasında zaman zaman yaşa- nan tartışmanın demokrasilerde doğal olduğunu, bu tartışmaların hep uzlaşmayla sonuçlandığını kaydettı. 1MF Başkan Yardımcı- sı Stanky Fischere de "Bu özel- liğimize alışmalısınız. paniğe ka- pılmamalısmız" uyarısında bu- lunduğunu söyleyen Ecevit. "Bu- na ahştıklan izlenimini edindim" dedı. Hızlı adımlar atıyoruz Finans \ e borsa kesimlerinın de hükümetin demokratik özelliğine alışmasmı umduğunu dile getiren Ecev it. "Önümüzde çetin bir yol var. Ama şundiden bu yolda hızlı adımlar atmaya başladık" diye konuştu. Bütçe gebrlennde yüz- de 47 7 oranında, faız dışı fazla- da da yüzde 56'lık bır artış oldu- ğunu anlatan Ecevit, dünya tica- retindekı daralmaya karşın dışsa- tımın yüzde 10.3. bavul ticareti- nin de yüzde 18 artış gösterdiği- ni söyledi. Gelır artışının istenilen düzeye çıkmadığı turizm sektöründe pat- lama \ aşandığını savunan Ecev it. şöyle konuştu: "'Ama henüz her şey toz pembe değil. Örneğin ekonomide yüzde 4'ü bulan bir küçülme var. Bu kü- çülme. iiretimdekl yannmdaki ve istihdamdaki gerilemenin bir gös- tergesL V üksek faizler henüz in- nıedi. Ücretlerde ciddi düşüş var. Fakat bu olumsuzluklan kısa sü- rede aşabileceğimta umanm." IMF ve Dünya Bankasfnın sağladığı 18 mılyar dolarlık kay- nağın çok önemli olduğunu belir- ten Ecevit, sıranın iç kaynakta ol- duğunu kaydetti. Hazine taşın- mazlannı değerlendirmek için ya- sa çıkanldığını kaydeden Ecevit. Meclis'in açılmasından sonra hal- ka yük olmaksızın iç kaynağı art- tırabilecek bir yasa daha çıkanla- cağını söyledi. Kamu çalışanlannın maaşlann- dakı dengesizliğın giderilmesi ıçın karamame çıkanldığıru. 5 yıl içerisınde bu düzenlemenin ger- çekleştırileceğini anımsatan Ece- vit. hizmet süresi 5 yılı geçen ka- mu çalışanlanna görev tazminatı verileceğini kaydetti. Ecevit, Kıb- ns'ta görev yapan TSK persone- linin ücretlerinin iyileştirilmesi amacıyla yasa çıkarılacağını ve düzenlemenin 1 Haziran 2001 ta- rıhinden itibaren geçerlı olacağı- nı söyledi. G-8 zirvesinde yaşanan polis baskısının araştınlması için komisyon kuruluyor Italya'yı sıcak bir güz beldiyor G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA - Roma nihayet G-8 zirvesinde kullanılan polis baskı- smın araştınlması için özel bir meclis komisyonunun kurulma- sına razı oldu. Ama klasik bir meclis araştırma komısyonu değil "bilgikndirme komisyonu" ola- rak adlandınlan, yetldleri kısıtlı bir komisyon olacak bu. Komis- yonda görev alan 36 parlamenter G-8'de yaşanan antidemokratik olaylar üzerinde bir rapor hazırla- yıp meclise sunacak. "Meclis araşürma komisyonlannın" kla- sik donanımı ve siyasi yetkilerini haiz olmayacak olan "komisyon" hafta başı göreve başlayacak ve eylüle kadarçalışacak. Gerçek bir "meclis araştınna komisyonu" üzerinde ısrar eden Italyan komü- nistleri dışındaki muhalefet, "bü- güendirme komisyonuna" bile zor razı edilen Berlusconi nın bi- leğini daha fazla bükemedi. Alt meclis ve senatoda "mutiak ço- ğunluğa" sahip olan Berlusconi hükümeti dünya kamuoyunda şaşkınlığa ve tepkiye yol açan olaylan deşmemekten yanaydı. G-8 isyanının bastınlmasında kullanılan polis devleti yöntem- lerinin Italyan Parlamentosu'nda sorgulanmasmı isteyen muhale- fetı "mazoşist'' bulan ve "ülkenin uluslararası imajını yaralamakla" suçlayan Berlusconi, solu yangı- na körükle gitmekle ıtham ediyor. "Kanun ve vatandaşı koruyan gü- venük guçlerinden yana olduğu- nu" açıklayan başbakan, "bügi- lendirme komisyonu" formülüne bile Cumhurbaşkanı Ciampi. meclis, senato başkanlan ve bası- nın günler süren baskılan sonun- da razı edilebildi. "Olaylann gün ışığuıa çıkanl- lerin dikkatlenni Çızme'ye çevi- riyor. Strasbourg'dan DanklJohn Bendit. örneğin Cenova olaylan hakkında Avrupa Parlamento- su'nda tam teşekküllü bir "mec- lis araştınna komisyonu" kurma- yı öneriyor. Bendit. AB'nin Nice Zirvesi'nde onaylanan "Temel Haklar Bildirgesi"nın 7. maddesı gereğince Avrupa'nın temel de- ğerlerının ihlali nedeniyle Ital- ya'ya karşı yaptınm uygulanabı- Alasik donanıra ve siyasi yetkileri haiz olmayacak olan komisyona ıtiraz eden Italyan komûnistleri gerçek bir meclis araştırma komisyonunda ısrar ediyor. Komisyonda görev alan 36 parlamenter G-8'de yaşanan antidemokratik olaylar üzerinde bir rapor hazırlayıp meclise sunacak. masT konusunda hükümetin gös- terdıği dırenç demokrat çevTeler- de kuşku ve endışeye yol açıyor. "Ortada, demek bUinmemesi is- tenen bazı şeylervar" diye yazıyor örneğin "Unita" gazetesi Genel Yayın Müdürü Furio Colombo: "Bu çok vahim. Ancak daha va- him olan kullanılan üslup ve yak- laşım. Cenma sadece bir başlan- gıç. Cenova üslubu bundan böyle Italyan politikasuıa kendini hep dayatacak~" Berlusconi Italyası'nın yarattı- ğı güvensizlik ülkeyi dışardan gö- zetım altına almak isteyen çevre- leceğini söylüyor. "İnsan haklan ihlalleri" nedeniyle Berlusconi'ye birmektup yollayan "Uluslarara- sı Af Örgütü" de aynca G-8 olay- lan hakkında bağımsız bir araştır- ma komisyonu için baskı yapıyor. Zırveden bu yana geçen on günlük sürede güvenlik güçleri içinde de amansız bır hesaplaşma yaşanıyor. Fatura ilk etapta Ceno- va Emnıvet Müdürü Francesco Colucci'ye kesilmek ısteniyor. Kellesi istenen Cenova Emniyet Müdürü ise ıthamlan reddedıyor ve baştan sona her şeyin Ro- manın emırlen çerçevesinde ger- çekleştirildiğini söylüyor. Günah keçisi olmayacaklannı açıklayan Cenova emniyet görevlileri. yu- kandan "Mümkün olduğu kadar çok insan tutuklayın" talimatı al- dıklannı söylüyorlar. Güvenlik güçleri içinde çekiş- me ve sol ile sağ arasında şimdı- ye dek görülmemiş bir kutuplaş- ma... Iktidarda 50. gününü doldu- ran Berlusconi hükümetinin bi- lançosu şimdilik bu. Solda eski başbakan Massimo D'Alema. sağ- da neo-faşist Gianfranco Fuıi ara- sında süregiden ağız dalaşı bu ku- tuplaşmaya en somut örnek. Ce- nova'da "poHs devleti yöntemleri- ne" başvuran güvenlik güçlennın neo-faşistler tarafindan galeyana getırildığini söyleyen D'Ale- ma, lafını hiç esirgemeden olan- lardan neo-faşist Fini'yi sorumlu tutuvor. • Baştarafı 1. Sayfada ,2 , ._ turuyor. Avrupa'nın yüz yıllarca süren din savaşlannın ardın- dan öğrendiklerini bir tümceye indirmek gerekirse, şunu söyleyebiliriz: Laiklik, demokrasinin temelini oluşturur. Türkiye'de dini kullanarak iktidara ulaşmak isteyen siyasi hareketler iki ana yol izlediler: 1 - Sandıktan gelmek. 2- Devlet bürokrasisini ele geçirerek gelmek. Erbakan, birinci şıkkı kullandı, Gülen ve etrafında- kiler ikinci şıkta yürüdüler. 9O'lı yıllarda iktidan ele geçirme yolunda çok önem- li adımlar atan bu hareketler, üniversitelerde türbanlı eğitimin yasaklanmasıyla birtikte Avrupa yolunu tut- tular. Kendilerinden emindiler. Dediler ki: "Biz özgürlük istiyoruz. Amacımız, dini inançlan- mızın gereklerini özgürce yerine getirmek ve eğitimi- mizi tamamlamak." AİHM "Hayır" dedi, "bu özgürlük değildir'. AİHM, Türkiye'deki pek çok solcunun bile anlamakta güç- lük çektiği bu kararında şunu söyledi: "Bir öğrenci, dini inançlanmın gereği diyerek bu- nu açıkça belli eden bir giysi ile okula gelirse, öteki öğrencıler üzerinde baskı unsuru oluşturur. Üniver- siteler hiçbir baskının olmaması gereken, laik kurum- lardır." AİHM'nin bu yöndeki kararlannın sayısı dördü bu- lunca, tek tipleşerek özgürlük arayanlar, bu kapıyı örttüler. AİHM, YAŞ karan sonucu ordudan atılanların baş- vurusunu da Temmuz 1997'de şöyle sonuçlandırdı: "Askeri mesleği seçenler, askeri disipline uymayı kendı iradeleriyle kabul etmişlerdir." Bu konudaki bir başvuru daha AİHM gündeminde. Ders mi olur, ters mi olur? AİHM, RP ve yöneticileriyle ilgili son karanyla şu dersleri verdi: 1 - Demokrasi, kurallar rejimidir. Kurala uymayan oyun dışı kalır. 2- Demokrasinin kendisini koruması için, gerekir- se yasaklamalara başvurulabilir. 3- Demokrasilerde iki gündemli; içi başka dışı baş- ka parti olmaz. Bu özelliği ortaya çıkan partiye karşı yaptınm uygulanabılir. 4- Bir parti küçücük bir tümceyle dahi şiddete göz kırpıyorsa, kabul edilemez. Dersler uzatılabilir ama, burada kesip soralım: - Arkadaşlar bu dersleri alırlar mı? İlk günkü izlenim, almayacaklannı gösteriyor Ka- rar için Strasbourg'a giden Şevket Bey hemen Ka- zan kaldırdı: "Karar siyasidir, Türk hâkime baskı yapıldı. Arna- vut hâkim de etkialtında kaldı..." Erbakan cephesinin benzer değerlendirmeleri dün de sürdü. Karar işlerine gelseydi, "Avrupa'dan ders alın". Gelmeyince, "Bunlarzaten İslamısevmez, Av- rupa'ya ters dönün". Bundan sonra ne olur? Güç, prestij yitiren Erbakan cephesi karan görmez- den gelir, yoluna devam etmeye çalışır. Erdoğan cep- hesi, yelpazeyı biraz genişletmiş gibi göstererek ye- şili içinde eritmeye çalışır. Bu ne zamana kadar devam eder? Gerçekten laik-demokratik Türkiye isteyenlerin, yu- kandaki hareketlen umut olmaktan çıkanp, toplumu kucaklayan seçenekler üretebıldıkleri güne kadar! [email protected] Muhatfflertgoıaafr GÜmtİİk kOÇOğuia Ötlleitl \ Italyan polisüıe suçlama Zirve sırasında Fını'nın bizzat Cenova'ya giderek güvenlık güç- leriyle temasa geçtığıne dikkat çe- ken D'Alema, "PoBs başka türiü, tutuklulara Viva il duce' (Yaşa- sın duce -Mussoürû-) diye bağırt- mak ccsaretini kendinde bulabinr mi" diye soruyor. Neo-faşistlerin güvenlik güçleri içinde özel bir ilişki ağı olduğunu hatırlatan es- __, ki başbakan Cenova"da "ka- muoyuna mesaj verilmiş ol- duğunu" söylüyor ve bunu muhaliflere gözdağı diye yo- rumluyor. D'Alema'nın açıklamala- Drç Haberter Servisi - Italya'nrn Cenova kentinde 20-22 Tem- muz'da düzenlenen G-8 doruğu sı- rasında çıkan olaylann yankılan hâlâ sûrerken güvenlik ekiplerinin müdürleri, "hatah ve eksik önlem afanalda" suçlanıyor. Polis müfettişleri. G-8 zirvesi a- rasmdaki olaylar hakkında hazır- ladjklan 30 sayfahk raporda. Ceno- va Jandarma Müdürü Francesco Cofacri,Antiterorizm Şube Müdü- rü Arnaklo LaBarbera ve yardım- cısmın görevlerinden alınması ge- rektiğini savıındular. Müfettişler, özeÜÎkle 21 Temmuzya gece gös- terici gruplann temsilcisi Cenova Sosyal Forum'un bannması için aynlan okula yaptlan baskmı gün- deme getirdi. Raporda, "Pı*sora- yakoatrolyapınakiçmjptmeiydi, cezataüdBinak veya tutukiamak içBJdeği. Baskına gönderienpotis- lerin yorgun vestres içindeobnala- n bir hataydu Daha sonra olaykr çıkn" denildi. Aynca. operasyon sırasında üst düzey bir müdürün bulunmamasının tedbir- sizlik olduğu kaydedildi. Polis mü- fettişlerinin raporu, lçişlen Baka- nı Claudio Scajola ve Emniyet Ge- nel Müdürü Antonio Di Gennaro tarafindan, önceki akşam ele ahn- dı. Basında yer alan ifadelere göre. rapor sonrası göre\den ahnmalar- la ilgili karann îçişleri Bakanı'nca henüz alınmadığı. daha geniş çap- h araşûrmalaryaptınlacağı bildiril- di. Suçlanan Cenova Jandarma MüdürüColucci kendisini savuna- rak "Ne sonımhıhığu? Tüm emir- ler başkent Roma'dan geByordu. Hsta varsa bu bende değjklir. çün- kübiz emirteri uyguladık" dedi. Öte yandan, Avusturya Dışişleri Bakanlığı, Cenova'da yapılan G-8 doruğu sırasındatutuklanan Avus- turyalı 17 göstericinin serbestbıra- kılması için Italya'ya nota verdi. Muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin, "ilgisiz kalmakla" 1 suçladığı Dışiş- leri Bakanı Betina Ferrero-Wiald- ner, Italya Dışişleri Bakanı ile yap- üğı telefon görüşmesinde, Italyan Bakan'ın Avusturyah göstericüe- rin serbest bırakılması için tüm yet- kilerini kullanmasını istediğini ve aynı gün hazırlanan diplomatik bir notanın da Italyan Dışişleri Bakan- lığı'na iletildiğini söyledi. Yeşiller Partisi milletvekili Voggenhuber'in Cenova'daki tutuklu Avusturyah- lan ziyaret etmesini "iç pootikada puantoplamayayönetikbireyiem" olarak niteleyen Ferrero-Waldner, "Voggenhuber. benimk görüşüp ortakbirstratejibefiıiemekyerine, olaya >eşil göziükierk bakmayi ter- cih ediyor. Ben vurtdışında hapiste olantüm Avusturvaiıbn korumak- la göreviiyim. \(»ggenhuber, sadece Cenova'da tutuktu 17 ldşhle Bgile- niyor. Kendisini diğer643 Avustur- yah mahkûmu da ziyaret etmeye davet edJvorum" dedi. nnı "köktencisolunhezeyan- ları" olarak niteleyen neo-fa- şist lıder Finı de "Sol gülünç ounaya başladı" diyerek kar- şı cepheden saldınya geçiyor. Bu tırmanma ve kutuplaşma, meydan mıtingleri ve göste- rilerde karşı karşıya gelmeye müsait olan Italyan sol ve sa- ğmı sıcak bir güze hazırlıy or. Savoia hanedanı dönüyor Bunlar yetmiyormuş gibi işbaşındakı sağ hükümet de. 50. günün sonunda 2. dünya savaşının bitiminden bu yana yurtdışında sürgün yaşayan kraliyet hanedanını Çizme'ye davet ediyor. Yanm asırdır yurtdışında olan Savoia ha- nedanı mensuplannın ltal- ya'ya dönmesi. güz aylannda yapılacak anayasa değişik- ligiyle mümkün olacak. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Gümrük Müsteşarlığı'nın raporu- na göre; 2000 yılında 14.4 trilyon liralık, 2001'in ilk 7 ayında ise 32.7 tnlyon liralık uyuş- turucu madde yakalandı. Yakalanan kaçak akarya- kıt tutan 2000 yılında 6.8 trilyon lırayken 2001'in ilk 7 ayında 45 trilyon li- raya çıktı. Gümrük Müs- teşarlığı. 2000 yılında 376 olayda 33.6 trilyon lirahk.2001 yılının iİk 7 ayında da 163 olayda 75.5 trilyon lira değerin- de kaçak ticari eşya ya- kaladı. "ParaşütBaMna" gibi toplam 13 operas- yon sonucunda 1.8 mil- yar dolarlık kaçağın in- celeme konusu yapıldığı açıklandı. Buoperasyon- lar sonucunda 12 güm- rük çalışanı tutuklanır- ken 35'i görevden uzak- laştınldı. 40"ı memuri- yetten atıldı. Gümrük Müsteşan Nev^at Saygdıoğlunun sunduğu rapora göre. gümrüklerde yakalanan kaçak mallann değenne ilişkin istatistikler şöyle: Araç: 2000 yılında 4.5 trilyon lira. 2001'in 7 ayında 15.5 trilyon lira. Silah mühimmat: 2000'de 129 mılyar lira. 2001 yılının 7 ayında 75 milyar lira. Tekel: 2000'de 5.6 tril- yon lira. 200 l'de 3.4 tril- yon lira. Gıda maddesi: 2000'de 555 milyar lira. 200l'de 319 milyar lira. Akaryakıt: 2000'de 6.8 tnlyon lira. 2001'de 45 trilyon lira. Döviz: 2000'de 155 milyar lira. 2001'de 560 milyar lira. Elektronik eşya: 2000 de 1 trilyon lira. 2001'de 1 trilyon lira. Değerli maden: 2000'de 84.9 milyar lira. 2001'de 18.3 milyar lira. Tekstil: 2000'de 502 milyar lira. 2001'de 796 milyar lira. Makine aksamı yedek parça: 2000'de 1.1 tril- yon lira. 2001'de 451 milyar lira. Çeşith'eşyalar: 2000'de 1.3 tnlyon lira. 2001'de 3.2 trilyon lira. Evrak sahteciliği: 2001"de20adet. Dyuşturucu madde: 2000'de 14.4 trilyon lira (28 olayda), 2001'de 32.7 trilyon lira. (22 olayda). 11 ilde tütün ekimine sınirlanıa ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kanlık'ta yapılan toplantıyla, aralannda Bitlis, Hakkâri, Muş, Siirt ve Batman'ın da bulundu- ğu 11 ilde tütün ekiminin sınırlandınlması ka- rarlaştınldı. Tütün üreticisinden, ekim yapma- ması karşılığrnda dekar başına 10 milyon üra verilerek geçinmesi istenecek. Kıraç toprak- larda tütün dışında alternatifürün yetiştirilme- sinin olanaksız olduğu tanm uzmanlannca be- lirtilmesine karşın tütün yerine kırmızı merci- mek, sebze, pamuk gibi alternatif ürün ürete- cek çiftçilere de girdi desteği yapılması benim- sendi. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in akşam saatlerinde Hazine'de yaptığı toplantıyla da. borçlanmalarda yeniden piyasa yapıcılığı sis- temine geçilmesi için çalışmalar y_apıldı. Derviş, Hazine Müsteşan FaikÖztrak Mer- kez Bankası Başkanı SüreyyaSerdengeçti. Ka- mu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık ile piyasa yapıcısı olarak seçilen bankalann üst düzey yetkilılerinin katıldığı bir toplantı yaptı. Piyasa yapıcıhğı sisteminın işleyişı ve Hazı- ne'nin borçlanmasına yönelik olarak uygula- ma kriterjerini belırlemek üzere çalışıldığı kay- dedildi. Önceki piyasa yapıcısı bankalar arası- na alınmayan kamu bankalanndan Ziraat Ban- kası ile Vakıfbank bu kez piyasa yapıcısı ola- rak seçildi. Toplanhya, piyasa yapıcısı olarak seçildikleri önceki gün Hazine tarafindan açık- lanan '.\kbank, Türkiye İş Bankası. Garanti Bankası, Koçbank, Vakıflar Bankası. \apı Kre- diBankası, Fînansbank. ZiraatBankası, HSBC, Chibank1 temsılcileri katıldı. Başbakanlık'ta da IMF ve Dünya Banka- sı'nın tütün ekiminin sınırlandınlması ve alter- natif ürüne geçilmesine yönelik istemleri doğ- rultusunda bir toplantı gerçekleştirildi. Der- vış'ın yanı sıra özelleştirmeden sorumlu Dev- let Bakanı YdmazKarakoyunlu, Maliye Baka- nı Sümer Oral ile Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in katıldığı toplantıda, 11 ilde tütün ekiminin sınırlandınlması karar- laştınldı. Çiftçilere, tütün ekimi yapmamalan karşılığında dekar başına 10 milyon lira doğ- rudan gelir desteği yapılacak. Ekim yapıl- maması karşılığında verilecek doğrudan gelir desteği için 36 tnlyon lira, alternatifürün ürete- cek çiftçilere yapılacak girdı desteği için de 15 milyon dolarhk kaynak aynldı. Proje 2002 yılı hasat döneminde başlayacak. Adalet Bakanlığı'ndan açıklama • İstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanlığı, cezaevlerınde ele geçirilen silah ve uyuşturucu maddelerle ilgili haberlere tepki gösterirken, sorunu yine F tipi cezaevlerine bağlayarak, bu cezaevlerinin yapılmasıyla bu olaylann bir daha yaşanmayacağını duyoırdu. Bakanlıktan yapılan yazıİı açıklamada, son aylarda cezaevierinde ele geçirilen yasak madde sayısındakı artışın, ceza ve tutukevlerinde denetimlerin sıİdaştınlmasından, düzenli arama ve sayım yapılmasından kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada, ceza ve ınfaz kurumlarındaki olaylann engellenmesi, terör ve çıkar amaçlı suç örgütleri mensuplannın fiziksel yapıdan kaynaklanan zaaflan kullanarak "güç odaklan haline gelmelennm önüne geçihnesi için" öncelıkle modern yüksek güvenlikli cezaevlerinin yapılması gerektıği göriişü dile getirildi. Açıklamada. bu cezaevlerindeki mahkûm ve ' tutuklulann 19 Aralık 2000'de nakledildikleri Ankara, Edirne, Kocaeli, Tekirdağ F tipi cezaevierinde, bugüne kadar "hiçbir olayın meydana gelmediği ve yasak madde girişi olmadığı" bilgisi verilirken ölüm oruçlannda yaşamlannı kaybedenlere değinilmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle