Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
siyasal yapısına yapacağı etkiler üzerinde geniş ir-
dejemeler yeni yeni başlıyor.
Örneğin, Erbakan'ın siyasal geleceği. Daha çok
Saadet Partisi ile örtüşüyor.
Tayyip Erdoğan'la çevresinin AİHM'nin kararı
aleyhindeki demeçierine kulak asmayın. Kanımızde-
ğişmedi: Bu eleştiriler suret-i haktan görünme zorun-
luluğundan kaynaklanan timsahın gözyaşlan...
Ne ki; üzerinde durulması gereken gerçegi Bilgi
Üniversitesi Rektörü Prof. llterTuran açıkladı: Erba-
kan'ın artık "geri döneceği konusunda 'inandıncılı-
ğı' kalmadığını" söyledi.
Gerekçeyi de ekledi: "O nedenle sözünü dinlet-
mekte eskisine göre zorlanacak. Erbakan'ın artık
'aleni siyasi kariyerinin sonuna geldiğini' söyleyebi-
liriz."
Bu saptamaya katılmamak olanaksız. Yüzde 99
dogru, ancak Erbakan'ın doğasından kaynaklanan
yüzde bir olasılığı gözden ırak tutmamak gerekiyor.
Nedir yüzde 1 olasılık? Demirel'ın Erbakan'dan
söz edildiği kimi zamanlar alaylı bir ses tonuyla an-
lattığı bir olaydaki gerçek! Öykü şöyle:
Erbakan'lı bir koalisyon hükümetine verilen gen-
sorudan sonra TBMM'de güvenoyuna gidiliyor. Baş-
bakan Demirel'le yardımcısı Erbakan yan yana oyla-
mayı izliyorlar.
Milletvekillerine ve partilerine bakarak oylann ren-
gini saptamaya çalışıyorlar. Hesap adamı Demirel'in
oylamadan önceki saptamalarına göre sonuç gü-
vensizlik! Fakat Erbakan aynı kanıda degil. Demi-
rel'e arada bir "Bana söz verdiler, güvenoyu alaca-
ğız" diyor.
Oylar sayılmaya başlanmış, hükümetin düşecegi
anlaşılmış, Erbakan hâlaaynı türküyü yineliyor: "Ba-
na söz verdiler, güvenoyu alacağız."
Sonunda oturum başkanı, hükümetin güvenoyu
alamadığını ilan ediyor.
Erbakan koltuğundan bir türtü kalkmıyor. Demirel
dayanamıyor: "Hadi Hoca kalk, kalk! Olan oldu" di-
yor Erbakan'a.
Peşinden geliyor mu gelmiyor mu, arkasına bak-
madan genel kurul salonundan çıkıyor.
Aynı kumaş
Karan öğrendikten sonra Altınoluk'taki yazlığına
çekilen Erbakan, yüzde 1 olasılığını şu sözlerle dog-
ruluyor: "Biz değil, AİHM kaybetti. Yasağımız kaik-
tıktan sonra millete hizmete devam ederiz" diyor.
Düşsel bir dünyada yaşayarak gerçekleri bir türiü
göremeyen; işte dünkü Erbakan, işte bugünkü!
Ne var ki; Yenilikçiler'in davranış ve düşünce biçi-
miyle Erbakan'a fark attıkları söylenemez.
Tayyip Erdoğan geçmişinden kaynaklanan kimi
sorularta karşı karşıya. Çevresindeki üç beş -şimdi-
lik- sadık adam, mart ayında yazılıp Erdogan'a veri-
len bir "kitapçık"\n içeriğiyle sarsıcı sorûları karşıla-
maya çabalıyortar.
Tayyip Erdoğan ise, AİHM kararınayorumunu din-
leyen gazetecilerin, kimi köşe yazarlannın sorulanna
diyeceğini sorması üzerine, önce "bir komplo karşı-
sında" olduğunu söylüyor.
Komployu da Erbakanvari bir cümleyle geçiriyor
"Bu sorulan önce kendilerjne sorsun/ar."
Vay canına! Demek kı örneğin Oktay Ekşi, yazar-
lık referansı olarak islamı göstermiş, demokrasiyi a-
maç değil de araç kabul etmiş de haberimiz yok!
Çocukluğundan beri kafası dınsellikle yıkanan, i-
mam-hatiplerde, evde, sokakta, dost meclislerinde
"Erbakan kafası" diye tanımlanan eğitimden geçen
Erdoğan, geçmışinı ne yadsıyabilir ne de geleceğe
geçmişteki irdelemeleri ışığında bakmadığını söyle-
yebilir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ-
lu'nun AİHM'nin karanndan sonraki açıklamasından
bircümleyı yıneleyelim:
"Mevcut ve kurulacak tüm siyasi partilerin bu ka-
rardan yararlanmalarını diliyorum."
Ne dersıniz: Bu uyan Tayyip Erdogan'a, Saadet
Partisi'ne değil de acaba Cumhuriyet yazarianna,
Oktay Ekşı ve ötekı arkadaşlara mı yönelik?
Açıklama
04.07.2001 tanhlı Cum-
huriyet gazetesının 9'uncu
vedevamı 19'uncusayfala-
nnda DÜZYAZ1 başlıklı
sütunda yayımlanan yazı-
nın 10'uncu paragrafında;
"Kayış, hoş görsün. Ben
RTUKte Yayın Tahsis Da-
iresi bulunduğunu söyler-
ken amacunı aşmış, İzin \ e
Tahsısler Daıresıni amaç-
bumşam.Odairenin başuıa
getirilen Hikmet İnce isim-
H uzmana. yerel lisans baş-
vurusu ile bölgesel yayın ya-
pan iinlü Evrenesoğtu'nun
Mihr radyosuna göz yum-
duğu için soruşturma açıt-
nuunış mrydı? O soruştur-
ma ne oldu da. Hikmet İn-
ce, uzman denetçi kadrosu-
na atanarakayncaödüDen-
dirilebildi?
w
"şeklınde ıs-
mim venlerek şahsımı he-
def alan, doğruluğu konu-
sunda yeterli araştırma ve
inceleme yapılmadan. yan-
lış bilgilere dayalı ve şah-
sımla ilgili kamuoyunda
yanlış kanı uyandıracak ıd-
dia ve ifadelere yer venl-
miştır.
Şöyle ki;
1) Ben İzin ve Tahsısler
Dairesi Başkanhğı görevı-
ni 07.09.1998 tarihınden
itibaren yürütmeye başla-
dım. Radyo ıçın son başvıı-
rutarihi 08.12.1995 olup.
yapılan bölgesel \e verel
radyo başvunılan. 14Hazı-
ran 1996 tarihınde yazı ile
lçişlen Bakanlığı'na bıldi-
rilmiştır. Mıhr radyosu da
bu yazı ekinde göndenlen
lıstede bölgesel radvo baş-
vurusu yapan kuruluşlar
arasında yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, lıstelenn
göndenldığı tarıh benim
göreve başlama tanhınden
yaklaşık 2 yıl önce olup.
radyo başvurulanrun >erel
ya da bölgesel olması ko-
nusunda şahsımın bir ılgı-
sınin olama>acağı açıktır.
2) Yazınızda bahsettığı-
niz soruşturma konusuna
gelince; konu bir soruştur-
ma değil ıncelemedır. Bu
inceleme Mihr radyonun
İzmır'de yayın yetkisı ile
Radyo Nur'un iletimi ko-
nusundakı gelişmelerin ta-
kip edılmedıği ile ılgilıdir.
Kaldı kı. inceleme şahısla-
ra vönelik olmayıp konu
bazında vapılmış. İzin ve
Tahsısler Daıresı'nden baş-
ka ilgili diğer bırimleri ve
bu bınmlerde çalışan bir-
çok personelı ve benden
önceki dönemi de kapsa-
maktadır. İnceleme sonu-
cunda. idarece herhangı bir
personel hakkında soruş-
turma açılmasına veya bir
ışlem yapılmasına gerek
görülmemıştir.
3) Uzman denetçi kadro-
suna atanarak ödüllendiril-
mem hususuna gelince; 2
yıl 3 ay daire başkanhğı V
görevini yürüttükten sonra
07.12.2000 tarihinde ıdare-
nin takdiri doğrultusunda
görevden alınarak uzman
denetçi kadrosuna atandım.
Uzman denetçi kadrosu da-
ıre başkamnın altında bir
kadro olduğundan, bir
ödüllendirmeden söz et-
mekmümkündeğildir. Kal-
dı kı mevzuata göre açıköğ-
retim dahil 2 yıllık yükse-
kokul mezunlannın atana-
bildiği bir kadro, ODTÜ
mezunu \ e yükseklisansını
aynı ünıversitede tamamla-
mış ve 2 yıldan fazla daıre
başkanlığı görevini yürüten
biri ıçin nasıl bir ödüllen-
dirme olabilir?
Diğer yandan, yaklaşık
14 yı1lık kâmu hizmetım sı-
rasında bana venlen görev-
len bir kamu görevlisinde
aranan tarafsızlık, objektıf-
lık. hakkanıyet ve mevzu-
ata uvgunluk knterleri doğ-
rultusunda yenne getırdim.
Bu ıtıbarla. adı geçen kuru-
luş dahıl, hiçbıryayın kuru-
luşuna mevzuata aykın ve
yukandakı kriterler dışın-
da bır uygulamam söz
konusu değildir.
Saygılanmla.
Hikmet tnce
RTÜK
Ecevit'ten orduya teşekkür• Baştarafı 1. Sayfada
vurgulayan Ecevit, "bununözel
bir değeri olduğunu" söyledi.
Ecevit, "ekonominin çok ağır
sorunlarla karşı karşıya bulun-
duğunu, ücretlerde ciddi bir dü-
şüş olduğunu ve Türkiye'nin
önünde çetin bir sûrecin bulun-
duğunu" anlattı.
YAŞ toplantısma Başbakan
Ecevit, Genelkurmay Başkanı Or-
general Hüseyin Kıvnkoğlu. Mil-
lı Savunma Bakanı Sabahattin
Çakmakoğlu, Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Hilmi Öz-
kök, Deniz Kuvvetleri Komutanı
Oramiral İlhamiErdil. Hava Kuv-
vetleri Komutanı Orgeneral Er-
gin Celasin, Jandarma Genel Ko-
mutanı Orgeneral Aytaç Yalman
ile diğer 10 orgeneral ve oramiral
katıldı. Toplantmın ardından
Yüksek Asken Şûra (YAŞ) üye-
leri Anıtkabir'i ziyaret ederek A-
ta'nın manevi huzurunda saygı
duruşunda bulundular. Başbakan
Ecevit, Anıtkabır Özel Defteri'ni
imzaladı. YAŞ tarihinde ilk kez
bir başbakan konuşmasını yazı-
lı olarak basına açıkladı.
Şûranın açıhşmda konuşan
Ecevit, ekonomik durumla ilgili
bilgi verdi. YAŞ'ın TSK'nin sağ-
lıklı yapılanmasında en önemli
bir etken olduğunu belırten Ece-
vit, "İç ve dış güvenük, ekonomik
ve sosyal sorunlardan so> utlana-
maz. TSK de bunun buİncinde-
dir" dedi. TSK'nin, içinden
geçilen ağır ekonomik süreci göz
önünde bulundurarak bazı önem-
li projeleri ertelediğıni anımsatan
Ecevit, "Hükümetten herhangi
bir istem gelmeden bu karann
ahnnuş ohnasuun özel bir değeri
vardır" değerlendirmesiru yaptı.
Ekonominin esenliğe çıkanlması-
nın ardından TSK'nin ertele-
diği gereksinmelerini yeniden
gündeme getirmeyi bir ödev ola-
rak algıladıklanm anlatan Ece\ it.
"Hükümetimiz de kamu kesimi-
nin projelerinde büyük kısıntılar
yaptT dedı
"Ekonominin çok ağır sorun-
larla karşı karşıya olduğunu" an-
latan Ecevit, bu sorunlann uzun
yıllann ihmalinden kaynaklandı-
ğını savundu. IMF'nın bıle. hü-
kümetin çahşmalannı "eşigörül-
memiş" olarak nitelendirdığini
savunan Ecevit, koalisyon ortak-
lan arasında zaman zaman yaşa-
nan tartışmanın demokrasilerde
doğal olduğunu, bu tartışmaların
hep uzlaşmayla sonuçlandığını
kaydettı. 1MF Başkan Yardımcı-
sı Stanky Fischere de "Bu özel-
liğimize alışmalısınız. paniğe ka-
pılmamalısmız" uyarısında bu-
lunduğunu söyleyen Ecevit. "Bu-
na ahştıklan izlenimini edindim"
dedı.
Hızlı adımlar atıyoruz
Finans \ e borsa kesimlerinın de
hükümetin demokratik özelliğine
alışmasmı umduğunu dile getiren
Ecev it. "Önümüzde çetin bir yol
var. Ama şundiden bu yolda hızlı
adımlar atmaya başladık" diye
konuştu. Bütçe gebrlennde yüz-
de 47 7 oranında, faız dışı fazla-
da da yüzde 56'lık bır artış oldu-
ğunu anlatan Ecevit, dünya tica-
retindekı daralmaya karşın dışsa-
tımın yüzde 10.3. bavul ticareti-
nin de yüzde 18 artış gösterdiği-
ni söyledi.
Gelır artışının istenilen düzeye
çıkmadığı turizm sektöründe pat-
lama \ aşandığını savunan Ecev it.
şöyle konuştu:
"'Ama henüz her şey toz pembe
değil. Örneğin ekonomide yüzde
4'ü bulan bir küçülme var. Bu kü-
çülme. iiretimdekl yannmdaki ve
istihdamdaki gerilemenin bir gös-
tergesL V üksek faizler henüz in-
nıedi. Ücretlerde ciddi düşüş var.
Fakat bu olumsuzluklan kısa sü-
rede aşabileceğimta umanm."
IMF ve Dünya Bankasfnın
sağladığı 18 mılyar dolarlık kay-
nağın çok önemli olduğunu belir-
ten Ecevit, sıranın iç kaynakta ol-
duğunu kaydetti. Hazine taşın-
mazlannı değerlendirmek için ya-
sa çıkanldığını kaydeden Ecevit.
Meclis'in açılmasından sonra hal-
ka yük olmaksızın iç kaynağı art-
tırabilecek bir yasa daha çıkanla-
cağını söyledi.
Kamu çalışanlannın maaşlann-
dakı dengesizliğın giderilmesi
ıçın karamame çıkanldığıru. 5 yıl
içerisınde bu düzenlemenin ger-
çekleştırileceğini anımsatan Ece-
vit. hizmet süresi 5 yılı geçen ka-
mu çalışanlanna görev tazminatı
verileceğini kaydetti. Ecevit, Kıb-
ns'ta görev yapan TSK persone-
linin ücretlerinin iyileştirilmesi
amacıyla yasa çıkarılacağını ve
düzenlemenin 1 Haziran 2001 ta-
rıhinden itibaren geçerlı olacağı-
nı söyledi.
G-8 zirvesinde yaşanan polis baskısının araştınlması için komisyon kuruluyor
Italya'yı sıcak bir güz beldiyor
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
NtLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA - Roma nihayet G-8
zirvesinde kullanılan polis baskı-
smın araştınlması için özel bir
meclis komisyonunun kurulma-
sına razı oldu. Ama klasik bir
meclis araştırma komısyonu değil
"bilgikndirme komisyonu" ola-
rak adlandınlan, yetldleri kısıtlı
bir komisyon olacak bu. Komis-
yonda görev alan 36 parlamenter
G-8'de yaşanan antidemokratik
olaylar üzerinde bir rapor hazırla-
yıp meclise sunacak. "Meclis
araşürma komisyonlannın" kla-
sik donanımı ve siyasi yetkilerini
haiz olmayacak olan "komisyon"
hafta başı göreve başlayacak ve
eylüle kadarçalışacak. Gerçek bir
"meclis araştınna komisyonu"
üzerinde ısrar eden Italyan komü-
nistleri dışındaki muhalefet, "bü-
güendirme komisyonuna" bile
zor razı edilen Berlusconi nın bi-
leğini daha fazla bükemedi. Alt
meclis ve senatoda "mutiak ço-
ğunluğa" sahip olan Berlusconi
hükümeti dünya kamuoyunda
şaşkınlığa ve tepkiye yol açan
olaylan deşmemekten yanaydı.
G-8 isyanının bastınlmasında
kullanılan polis devleti yöntem-
lerinin Italyan Parlamentosu'nda
sorgulanmasmı isteyen muhale-
fetı "mazoşist'' bulan ve "ülkenin
uluslararası imajını yaralamakla"
suçlayan Berlusconi, solu yangı-
na körükle gitmekle ıtham ediyor.
"Kanun ve vatandaşı koruyan gü-
venük guçlerinden yana olduğu-
nu" açıklayan başbakan, "bügi-
lendirme komisyonu" formülüne
bile Cumhurbaşkanı Ciampi.
meclis, senato başkanlan ve bası-
nın günler süren baskılan sonun-
da razı edilebildi.
"Olaylann gün ışığuıa çıkanl-
lerin dikkatlenni Çızme'ye çevi-
riyor. Strasbourg'dan DanklJohn
Bendit. örneğin Cenova olaylan
hakkında Avrupa Parlamento-
su'nda tam teşekküllü bir "mec-
lis araştınna komisyonu" kurma-
yı öneriyor. Bendit. AB'nin Nice
Zirvesi'nde onaylanan "Temel
Haklar Bildirgesi"nın 7. maddesı
gereğince Avrupa'nın temel de-
ğerlerının ihlali nedeniyle Ital-
ya'ya karşı yaptınm uygulanabı-
Alasik donanıra ve siyasi yetkileri haiz olmayacak olan
komisyona ıtiraz eden Italyan komûnistleri gerçek bir
meclis araştırma komisyonunda ısrar ediyor. Komisyonda
görev alan 36 parlamenter G-8'de yaşanan antidemokratik
olaylar üzerinde bir rapor hazırlayıp meclise sunacak.
masT konusunda hükümetin gös-
terdıği dırenç demokrat çevTeler-
de kuşku ve endışeye yol açıyor.
"Ortada, demek bUinmemesi is-
tenen bazı şeylervar" diye yazıyor
örneğin "Unita" gazetesi Genel
Yayın Müdürü Furio Colombo:
"Bu çok vahim. Ancak daha va-
him olan kullanılan üslup ve yak-
laşım. Cenma sadece bir başlan-
gıç. Cenova üslubu bundan böyle
Italyan politikasuıa kendini hep
dayatacak~"
Berlusconi Italyası'nın yarattı-
ğı güvensizlik ülkeyi dışardan gö-
zetım altına almak isteyen çevre-
leceğini söylüyor. "İnsan haklan
ihlalleri" nedeniyle Berlusconi'ye
birmektup yollayan "Uluslarara-
sı Af Örgütü" de aynca G-8 olay-
lan hakkında bağımsız bir araştır-
ma komisyonu için baskı yapıyor.
Zırveden bu yana geçen on
günlük sürede güvenlik güçleri
içinde de amansız bır hesaplaşma
yaşanıyor. Fatura ilk etapta Ceno-
va Emnıvet Müdürü Francesco
Colucci'ye kesilmek ısteniyor.
Kellesi istenen Cenova Emniyet
Müdürü ise ıthamlan reddedıyor
ve baştan sona her şeyin Ro-
manın emırlen çerçevesinde ger-
çekleştirildiğini söylüyor. Günah
keçisi olmayacaklannı açıklayan
Cenova emniyet görevlileri. yu-
kandan "Mümkün olduğu kadar
çok insan tutuklayın" talimatı al-
dıklannı söylüyorlar.
Güvenlik güçleri içinde çekiş-
me ve sol ile sağ arasında şimdı-
ye dek görülmemiş bir kutuplaş-
ma... Iktidarda 50. gününü doldu-
ran Berlusconi hükümetinin bi-
lançosu şimdilik bu. Solda eski
başbakan Massimo D'Alema. sağ-
da neo-faşist Gianfranco Fuıi ara-
sında süregiden ağız dalaşı bu ku-
tuplaşmaya en somut örnek. Ce-
nova'da "poHs devleti yöntemleri-
ne" başvuran güvenlik güçlennın
neo-faşistler tarafindan galeyana
getırildığini söyleyen D'Ale-
ma, lafını hiç esirgemeden olan-
lardan neo-faşist Fini'yi sorumlu
tutuvor.
• Baştarafı 1. Sayfada ,2
, ._
turuyor.
Avrupa'nın yüz yıllarca süren din savaşlannın ardın-
dan öğrendiklerini bir tümceye indirmek gerekirse,
şunu söyleyebiliriz:
Laiklik, demokrasinin temelini oluşturur.
Türkiye'de dini kullanarak iktidara ulaşmak isteyen
siyasi hareketler iki ana yol izlediler:
1 - Sandıktan gelmek.
2- Devlet bürokrasisini ele geçirerek gelmek.
Erbakan, birinci şıkkı kullandı, Gülen ve etrafında-
kiler ikinci şıkta yürüdüler.
9O'lı yıllarda iktidan ele geçirme yolunda çok önem-
li adımlar atan bu hareketler, üniversitelerde türbanlı
eğitimin yasaklanmasıyla birtikte Avrupa yolunu tut-
tular. Kendilerinden emindiler. Dediler ki:
"Biz özgürlük istiyoruz. Amacımız, dini inançlan-
mızın gereklerini özgürce yerine getirmek ve eğitimi-
mizi tamamlamak."
AİHM "Hayır" dedi, "bu özgürlük değildir'. AİHM,
Türkiye'deki pek çok solcunun bile anlamakta güç-
lük çektiği bu kararında şunu söyledi:
"Bir öğrenci, dini inançlanmın gereği diyerek bu-
nu açıkça belli eden bir giysi ile okula gelirse, öteki
öğrencıler üzerinde baskı unsuru oluşturur. Üniver-
siteler hiçbir baskının olmaması gereken, laik kurum-
lardır."
AİHM'nin bu yöndeki kararlannın sayısı dördü bu-
lunca, tek tipleşerek özgürlük arayanlar, bu kapıyı
örttüler.
AİHM, YAŞ karan sonucu ordudan atılanların baş-
vurusunu da Temmuz 1997'de şöyle sonuçlandırdı:
"Askeri mesleği seçenler, askeri disipline uymayı
kendı iradeleriyle kabul etmişlerdir."
Bu konudaki bir başvuru daha AİHM gündeminde.
Ders mi olur, ters mi olur?
AİHM, RP ve yöneticileriyle ilgili son karanyla şu
dersleri verdi:
1 - Demokrasi, kurallar rejimidir. Kurala uymayan
oyun dışı kalır.
2- Demokrasinin kendisini koruması için, gerekir-
se yasaklamalara başvurulabilir.
3- Demokrasilerde iki gündemli; içi başka dışı baş-
ka parti olmaz. Bu özelliği ortaya çıkan partiye karşı
yaptınm uygulanabılir.
4- Bir parti küçücük bir tümceyle dahi şiddete göz
kırpıyorsa, kabul edilemez.
Dersler uzatılabilir ama, burada kesip soralım:
- Arkadaşlar bu dersleri alırlar mı?
İlk günkü izlenim, almayacaklannı gösteriyor Ka-
rar için Strasbourg'a giden Şevket Bey hemen Ka-
zan kaldırdı:
"Karar siyasidir, Türk hâkime baskı yapıldı. Arna-
vut hâkim de etkialtında kaldı..."
Erbakan cephesinin benzer değerlendirmeleri dün
de sürdü. Karar işlerine gelseydi, "Avrupa'dan ders
alın". Gelmeyince, "Bunlarzaten İslamısevmez, Av-
rupa'ya ters dönün".
Bundan sonra ne olur?
Güç, prestij yitiren Erbakan cephesi karan görmez-
den gelir, yoluna devam etmeye çalışır. Erdoğan cep-
hesi, yelpazeyı biraz genişletmiş gibi göstererek ye-
şili içinde eritmeye çalışır.
Bu ne zamana kadar devam eder?
Gerçekten laik-demokratik Türkiye isteyenlerin, yu-
kandaki hareketlen umut olmaktan çıkanp, toplumu
kucaklayan seçenekler üretebıldıkleri güne kadar!
[email protected]
Muhatfflertgoıaafr GÜmtİİk kOÇOğuia Ötlleitl
\ Italyan polisüıe suçlama
Zirve sırasında Fını'nın bizzat
Cenova'ya giderek güvenlık güç-
leriyle temasa geçtığıne dikkat çe-
ken D'Alema, "PoBs başka türiü,
tutuklulara Viva il duce' (Yaşa-
sın duce -Mussoürû-) diye bağırt-
mak ccsaretini kendinde bulabinr
mi" diye soruyor. Neo-faşistlerin
güvenlik güçleri içinde özel bir
ilişki ağı olduğunu hatırlatan es-
__, ki başbakan Cenova"da "ka-
muoyuna mesaj verilmiş ol-
duğunu" söylüyor ve bunu
muhaliflere gözdağı diye yo-
rumluyor.
D'Alema'nın açıklamala-
Drç Haberter Servisi - Italya'nrn
Cenova kentinde 20-22 Tem-
muz'da düzenlenen G-8 doruğu sı-
rasında çıkan olaylann yankılan
hâlâ sûrerken güvenlik ekiplerinin
müdürleri, "hatah ve eksik önlem
afanalda" suçlanıyor.
Polis müfettişleri. G-8 zirvesi a-
rasmdaki olaylar hakkında hazır-
ladjklan 30 sayfahk raporda. Ceno-
va Jandarma Müdürü Francesco
Cofacri,Antiterorizm Şube Müdü-
rü Arnaklo LaBarbera ve yardım-
cısmın görevlerinden alınması ge-
rektiğini savıındular. Müfettişler,
özeÜÎkle 21 Temmuzya gece gös-
terici gruplann temsilcisi Cenova
Sosyal Forum'un bannması için
aynlan okula yaptlan baskmı gün-
deme getirdi. Raporda, "Pı*sora-
yakoatrolyapınakiçmjptmeiydi,
cezataüdBinak veya tutukiamak
içBJdeği. Baskına gönderienpotis-
lerin yorgun vestres içindeobnala-
n bir hataydu Daha sonra olaykr
çıkn" denildi. Aynca.
operasyon sırasında üst düzey bir
müdürün bulunmamasının tedbir-
sizlik olduğu kaydedildi. Polis mü-
fettişlerinin raporu, lçişlen Baka-
nı Claudio Scajola ve Emniyet Ge-
nel Müdürü Antonio Di Gennaro
tarafindan, önceki akşam ele ahn-
dı. Basında yer alan ifadelere göre.
rapor sonrası göre\den ahnmalar-
la ilgili karann îçişleri Bakanı'nca
henüz alınmadığı. daha geniş çap-
h araşûrmalaryaptınlacağı bildiril-
di. Suçlanan Cenova Jandarma
MüdürüColucci kendisini savuna-
rak "Ne sonımhıhığu? Tüm emir-
ler başkent Roma'dan geByordu.
Hsta varsa bu bende değjklir. çün-
kübiz emirteri uyguladık" dedi.
Öte yandan, Avusturya Dışişleri
Bakanlığı, Cenova'da yapılan G-8
doruğu sırasındatutuklanan Avus-
turyalı 17 göstericinin serbestbıra-
kılması için Italya'ya nota verdi.
Muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin,
"ilgisiz kalmakla"
1
suçladığı Dışiş-
leri Bakanı Betina Ferrero-Wiald-
ner, Italya Dışişleri Bakanı ile yap-
üğı telefon görüşmesinde, Italyan
Bakan'ın Avusturyah göstericüe-
rin serbest bırakılması için tüm yet-
kilerini kullanmasını istediğini ve
aynı gün hazırlanan diplomatik bir
notanın da Italyan Dışişleri Bakan-
lığı'na iletildiğini söyledi. Yeşiller
Partisi milletvekili Voggenhuber'in
Cenova'daki tutuklu Avusturyah-
lan ziyaret etmesini "iç pootikada
puantoplamayayönetikbireyiem"
olarak niteleyen Ferrero-Waldner,
"Voggenhuber. benimk görüşüp
ortakbirstratejibefiıiemekyerine,
olaya >eşil göziükierk bakmayi ter-
cih ediyor. Ben vurtdışında hapiste
olantüm Avusturvaiıbn korumak-
la göreviiyim. \(»ggenhuber, sadece
Cenova'da tutuktu 17 ldşhle Bgile-
niyor. Kendisini diğer643 Avustur-
yah mahkûmu da ziyaret etmeye
davet edJvorum" dedi.
nnı "köktencisolunhezeyan-
ları" olarak niteleyen neo-fa-
şist lıder Finı de "Sol gülünç
ounaya başladı" diyerek kar-
şı cepheden saldınya geçiyor.
Bu tırmanma ve kutuplaşma,
meydan mıtingleri ve göste-
rilerde karşı karşıya gelmeye
müsait olan Italyan sol ve sa-
ğmı sıcak bir güze hazırlıy or.
Savoia hanedanı
dönüyor
Bunlar yetmiyormuş gibi
işbaşındakı sağ hükümet de.
50. günün sonunda 2. dünya
savaşının bitiminden bu yana
yurtdışında sürgün yaşayan
kraliyet hanedanını Çizme'ye
davet ediyor. Yanm asırdır
yurtdışında olan Savoia ha-
nedanı mensuplannın ltal-
ya'ya dönmesi. güz aylannda
yapılacak anayasa değişik-
ligiyle mümkün olacak.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Gümrük
Müsteşarlığı'nın raporu-
na göre; 2000 yılında
14.4 trilyon liralık,
2001'in ilk 7 ayında ise
32.7 tnlyon liralık uyuş-
turucu madde yakalandı.
Yakalanan kaçak akarya-
kıt tutan 2000 yılında 6.8
trilyon lırayken 2001'in
ilk 7 ayında 45 trilyon li-
raya çıktı. Gümrük Müs-
teşarlığı. 2000 yılında
376 olayda 33.6 trilyon
lirahk.2001 yılının iİk 7
ayında da 163 olayda
75.5 trilyon lira değerin-
de kaçak ticari eşya ya-
kaladı. "ParaşütBaMna"
gibi toplam 13 operas-
yon sonucunda 1.8 mil-
yar dolarlık kaçağın in-
celeme konusu yapıldığı
açıklandı. Buoperasyon-
lar sonucunda 12 güm-
rük çalışanı tutuklanır-
ken 35'i görevden uzak-
laştınldı. 40"ı memuri-
yetten atıldı.
Gümrük Müsteşan
Nev^at Saygdıoğlunun
sunduğu rapora göre.
gümrüklerde yakalanan
kaçak mallann değenne
ilişkin istatistikler şöyle:
Araç: 2000 yılında
4.5 trilyon lira. 2001'in
7 ayında 15.5 trilyon lira.
Silah mühimmat:
2000'de 129 mılyar lira.
2001 yılının 7 ayında 75
milyar lira.
Tekel: 2000'de 5.6 tril-
yon lira. 200 l'de 3.4 tril-
yon lira.
Gıda maddesi:
2000'de 555 milyar lira.
200l'de 319 milyar lira.
Akaryakıt: 2000'de
6.8 tnlyon lira. 2001'de
45 trilyon lira.
Döviz: 2000'de 155
milyar lira. 2001'de 560
milyar lira.
Elektronik eşya:
2000 de 1 trilyon lira.
2001'de 1 trilyon lira.
Değerli maden:
2000'de 84.9 milyar lira.
2001'de 18.3 milyar lira.
Tekstil: 2000'de 502
milyar lira. 2001'de 796
milyar lira.
Makine aksamı yedek
parça: 2000'de 1.1 tril-
yon lira. 2001'de 451
milyar lira.
Çeşith'eşyalar: 2000'de
1.3 tnlyon lira. 2001'de
3.2 trilyon lira.
Evrak sahteciliği:
2001"de20adet.
Dyuşturucu madde:
2000'de 14.4 trilyon lira
(28 olayda), 2001'de
32.7 trilyon lira. (22
olayda).
11 ilde tütün ekimine sınirlanıa
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kanlık'ta yapılan toplantıyla, aralannda Bitlis,
Hakkâri, Muş, Siirt ve Batman'ın da bulundu-
ğu 11 ilde tütün ekiminin sınırlandınlması ka-
rarlaştınldı. Tütün üreticisinden, ekim yapma-
ması karşılığrnda dekar başına 10 milyon üra
verilerek geçinmesi istenecek. Kıraç toprak-
larda tütün dışında alternatifürün yetiştirilme-
sinin olanaksız olduğu tanm uzmanlannca be-
lirtilmesine karşın tütün yerine kırmızı merci-
mek, sebze, pamuk gibi alternatif ürün ürete-
cek çiftçilere de girdi desteği yapılması benim-
sendi. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in akşam
saatlerinde Hazine'de yaptığı toplantıyla da.
borçlanmalarda yeniden piyasa yapıcılığı sis-
temine geçilmesi için çalışmalar y_apıldı.
Derviş, Hazine Müsteşan FaikÖztrak Mer-
kez Bankası Başkanı SüreyyaSerdengeçti. Ka-
mu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanı
Vural Akışık ile piyasa yapıcısı olarak seçilen
bankalann üst düzey yetkilılerinin katıldığı bir
toplantı yaptı.
Piyasa yapıcıhğı sisteminın işleyişı ve Hazı-
ne'nin borçlanmasına yönelik olarak uygula-
ma kriterjerini belırlemek üzere çalışıldığı kay-
dedildi. Önceki piyasa yapıcısı bankalar arası-
na alınmayan kamu bankalanndan Ziraat Ban-
kası ile Vakıfbank bu kez piyasa yapıcısı ola-
rak seçildi. Toplanhya, piyasa yapıcısı olarak
seçildikleri önceki gün Hazine tarafindan açık-
lanan '.\kbank, Türkiye İş Bankası. Garanti
Bankası, Koçbank, Vakıflar Bankası. \apı Kre-
diBankası, Fînansbank. ZiraatBankası, HSBC,
Chibank1
temsılcileri katıldı.
Başbakanlık'ta da IMF ve Dünya Banka-
sı'nın tütün ekiminin sınırlandınlması ve alter-
natif ürüne geçilmesine yönelik istemleri doğ-
rultusunda bir toplantı gerçekleştirildi. Der-
vış'ın yanı sıra özelleştirmeden sorumlu Dev-
let Bakanı YdmazKarakoyunlu, Maliye Baka-
nı Sümer Oral ile Tanm ve Köyişleri Bakanı
Hüsnü Yusuf Gökalp'in katıldığı toplantıda,
11 ilde tütün ekiminin sınırlandınlması karar-
laştınldı. Çiftçilere, tütün ekimi yapmamalan
karşılığında dekar başına 10 milyon lira doğ-
rudan gelir desteği yapılacak. Ekim yapıl-
maması karşılığında verilecek doğrudan gelir
desteği için 36 tnlyon lira, alternatifürün ürete-
cek çiftçilere yapılacak girdı desteği için de 15
milyon dolarhk kaynak aynldı. Proje 2002 yılı
hasat döneminde başlayacak.
Adalet Bakanlığı'ndan açıklama
• İstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanlığı,
cezaevlerınde ele geçirilen silah ve uyuşturucu
maddelerle ilgili haberlere tepki gösterirken, sorunu
yine F tipi cezaevlerine bağlayarak, bu cezaevlerinin
yapılmasıyla bu olaylann bir daha yaşanmayacağını
duyoırdu. Bakanlıktan yapılan yazıİı açıklamada, son
aylarda cezaevierinde ele geçirilen yasak madde
sayısındakı artışın, ceza ve tutukevlerinde denetimlerin
sıİdaştınlmasından, düzenli arama ve sayım
yapılmasından kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada,
ceza ve ınfaz kurumlarındaki olaylann engellenmesi,
terör ve çıkar amaçlı suç örgütleri mensuplannın
fiziksel yapıdan kaynaklanan zaaflan kullanarak "güç
odaklan haline gelmelennm önüne geçihnesi için"
öncelıkle modern yüksek güvenlikli cezaevlerinin
yapılması gerektıği göriişü dile getirildi.
Açıklamada. bu cezaevlerindeki mahkûm ve '
tutuklulann 19 Aralık 2000'de nakledildikleri Ankara,
Edirne, Kocaeli, Tekirdağ F tipi cezaevierinde, bugüne
kadar "hiçbir olayın meydana gelmediği ve yasak
madde girişi olmadığı" bilgisi verilirken ölüm
oruçlannda yaşamlannı kaybedenlere değinilmedi.