22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24CUSTOS2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÇIİ6T! Mnlfil seçim istiyop • Istanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Türkiye'de yargı sürecinin kararlannı beğenmeyıp AÎHM'ye giden RP'lılere "O zaman AİHM'nin kararlannı da kabul etmek zorundasınız" dedi. Çiller, dün Gaziosmanpaşa'daki Küçük Sanayi Sitesi'ni ziyaret ederek esnafin sorunlannı dinledi. Çiller, Başbakan Bülent Ecevit'in, "2 yıl daha seçim yok, ama siz seçim istiyorsunuz" sözleriyle ilgili bir soru üzerine "Millet istiyor" yanıtını verdi. B-Şara, Cem'i Şam'a davet etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Suriye ile ilişkilerdeki pürüzlerin aşılması amacıyla Şam yönetimine bir dizı öneri ilettı. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Seba Nasır. dünkü Ankara temaslan sırasında bu önerileri not etmekle Î etindi. Dışişleri Bakanı smail Cem tarafindan kabul edilen Nasır, Cem'e, Suriyeli meslektaşı Faruk El Şara'run davet mektubunu sundu. Çakan: Önce ipini bizçekertz • ANKARA (AA)- Hakkâri Barajı ve Hidroelektnk Santralı'nın (HES) kesin proje hazırlama sözleşmesi düzenlenen bir törenle dün Ankara'da imzalandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan törende yaptığı konuşmada, bazı projelerle ilgili kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini, bundan bütün mesai arkadaşlan ve kendisinin rahatsızlık duyduklannı belirterek "Mesai arkadaşlanmız şunubilmelidirki, attıklan her doğru imzanın arkasındayız. Ancak usulsüzlük yapanlann ipini önce biz çekeriz" dedi. Sina Gürel evtemü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Fransız Büyükelçiliği Basın Sorumlusu Zeliha Sapmaz ile evlendi. Gürel'in makammdan yapılan yazılı açıklamada, Gürel'in dün öğleden sonra. çiftin yakrnlannın katıldığı 'sade bir törenle' evlendiği belirtildi. Gazetemizin 11 Temmuz 2001 günkü sayısının 3. sayfasında yayımlanan "MHP'li belediye evlerini yıktı" başlıklı haber ile ilgili olarak Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi bir açıklama yaptı. Saatçi açıklamasında, yıkılan konutlann "deprem konutu" değil gecekondu olduğunu, oturanların tamamının da Selanik göçmeni olmadığını belirtti. Konutlann yıkıldığı alana gece kulübü yapılacağını da kabul etmeyen Saatçi, "Gecekondu sahipleri aleyhine Hazıne tarafindan açılan davalar sonucu gecekondulann kaldınlmasma karar verilmiştir" dedi. Muhalefet, Yılmaz'ı iktidar olanaklannı kongre için kullanmakla suçluyor ANAP'ta lahçlar çekfldiAYŞE SAYIN ANKARA - ANAP'm 7. Olağan Büyük Kongresi'ne 3 gün kala, genel başkan adaylan arasında "taktiksava- şı" hız kazandı. Kongrede. koltuğunu koruma mücadelesi verecek olan ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ıçin parti yönetimi, iktidar olanaklannı sefer- ber etti. Partili bakanlann istifasmı alıp, kongre sonrasına kadar "kabine değişikliği kozunu" elinde tutan Yıl- maz. partili belediyelere "ekonomik rahatlama" sağlayacak önlemleri de yaşama geçirmeye başladı. Genel başkan adaylanndan Vehbi Dinçerier ise "adil bir kongre" için gerekli koşulların yerine getinlmesi istemiyle Çankaya llçe Seçim Kuru- lu'na itiraz etti. ANAP lideri Yılmaz, gerek partisi- nin, gerekse kendisinin en çok yıp- • Genel Başkan adayı Lütfullah Kayalar, bakanlann istifasını isteyen Yılmaz'ı sert bir dille eleştirdi. Kayalar, "Bir taraftan bakan arkadaşların başansız gibi istifalan ahnmakta, bir yandan da öbür arkadaşlara 'bakın çok çalışın sizi bakan yapanm' gibi kediye ciğer gösterilmektedir" dedi. randığı bir dönemde yapılacak olan kongre için genel başkan ve başba- kan yardımcısı olmanın avantajlannı sonuna kadar kullanıyor. Yılmaz. is- tifalannı aldığı partili bakanlannı da teşkilatlann istemlerini yerine getir- meleri ıçin görevlendirdı. Bu çerçeve- de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı YaşarOkuyan' ın talimatıyla, be- lediyelerin SSK'ye olan borçlan erte- lendi. MHP'li Bayındırlık ve lskân Bakanı Koray Aydın'ın, partili bele- diyelere. "afet fonundan kaynak ak- tanldığı'' yönündeki şikâyetleri de dikkate alan Yılmaz, yeni afet bölge- si ilanına ilişkin kararnameleri imza- lamama karan alırken ANAP'lı bele- diyelere de Mahalli Idareler Fo- nu'ndan 40 ile 50 milyar arasında de- ğışen kaynak aktanmı yapılacağı sö- zü verdi. Yılmaz'ın elindeki en önemli kozu ise "kabine değişinıi" oluşturuyor. Partili bakanlann istifalarını alan Yıl- maz, bu yolla hem partiden kaçışı ön- leme. hem de rakiplenne oy kaçması- nı engelleme taktiği izhyor. Yılmaz'ın bu taktiğine. rakibi Ka- yalar 'dan ise sert tepki geldi. Kayalar, "Bir taraftan bakan arkadaşların ba- şansız gibi istifalan ahnmakta, bir yandan da öbür arkadaşlara ' bakın Mesut Yılmaz ile Lütfullah Kayalar arasındaki genel başkanhk yanşı İstanbul" caddelerindeki bilboardlarda da sürüyor. (Fotoğraî". AA) Yeni isimlerle genel seçimlere giderek muhalefeti ayıklama planı yapıyor Ydmaz'uı kozu kabineANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Olası ilk genel seçimde partisinin "baraj altmda" kala- cağı kaygısı yaşayan ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz. par- ti vitrini ve kabineyi "yenile- meye" hazırlanıyor. Yılmaz'ın gerek kabinede gerekse. mer- kez karar yönetim kurulu (MKYK) ve başkanhk dıva- nında, geniş çaplı değişime git- mesi bekleniyor. Yeni isimleri de parti saflanna katmaya ha- zırlanan Yılmaz'ın, aralannda Prof. Dr. Ergun Özbudun, Sosyolog Nur Vergin'in de bu- lunduğu bazı bilim adamları ile temasta olduğu ifade edili- yor. Partiyi. yeni yönetimin ge- nel seçimlere taşıyacağı için Yılmaz, "muhaufleri" tümüy- le ayıklamayı hedefliyor. ANAP kongresine kısa süre kala. parti yönetimi için kulis- ler de hızlandı. Yılmaz'ın lis- tesinden MKYK'ye girecek yeni isimler arasında İstanbul Milletvekilleri Sühan Özkao, Emre Kocaoğlu, Aydın Ayay- dın, Nesrin Nas. Ankara mil- letvekilleri NejatArseven,Bir- kan Erdal. lzmıv Milletvekih Işılay Saygm, Kastamonu Mil- letvekili Murat Başesgioğ- lu'nun adı geçiyor. Prof. Dr. Özbudun, sosyolog Nur Ver- gin, Kezban Hatemi ile emek- li albay Atilla Kıyat'ın da dışa- ndan listeye girebileceği belir- tiliyor. Yılmaz"ın Beyaz Ener- ji yolsuzluğu nedeniyle Enerji Bakanhğı'ndan istifa eden Curahur Ersümer'e yeniden parti yönetiminde görev vere- ceği ifade ediliyor. Bu arada, Karaman'a bağlı Göktepe Belediye Başkanı Ib- rahim Aksu da genel başkan- lığa aday olduğunu açıkladı. ANAP'm kuruluş felsefesin- den uzaklaşması nedeniyle a- day olmaya karar verdiğini be- lirten Aksu, Yılmaz'ın karşı- sında en güçlü aday olduğunu ileri sürdü. Savaş, kayıt dışı ekonomi lobisinin baskılarma boyun eğildiğini söyledi DSP'ü veküdenhükümeteeleşdriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Sakarya Mil- letvekili Ramis Savaş, ''hükü- metin kayıt dışı ekonomi lobi- sinin baskılanna bo\ un eğdiği- ni, deprem sonrasında bile Türk ekonomisinin şu anda bulunduğu durumdan daha iyi konumda olduğunu* söyle- di. IMF polıtıkalan nedeniyle "kuyuya düşüldüğiinü" vur- gulayan Savaş, "Hükumet ah- nacak dış kaynakla daha faz- la borç ödeyebilmek için döviz kurunu yüksek tutma hevesin- den vazgeçmeudir'' dedi. • Hükümetin ekonomi politikalannı eleştiren DSP Sakarya Milletvekili Ramis Savaş, IMF politikalan nedeniyle "kuyuya düşüldüğünü" ifade etti. DSP'li Savaş. "geçmişin kötü yönetimlerinieleştirerek57. hü- kümetin uygulamalannı temize çıkarmanın mümkün olmadığı- nT vurguladı. "Kayıt dışı eko- nomi lobisinin baskılanna bo- yun eğen 57. hükümetin ilk uy- gulamalanndan birinin vergi yasasını ertelemek* 1 olduğuna dıkkat çeken Savaş. "Kayıt dı- şdığı önlenıek için banka işlem- lerindeverginumarası aranma- sı uygulamasını hâlâ yürürlüğc koymayan Maliye Bakanlığı. vergi kaçakçıuğındaki başansı- nı vurgular gibi ayhk olarak doktortann 85 miryon, kuyum- culann 68 milyon lira vergi öde- diklerini açıklayabilmektedir" dedi. Savaş. 1980 sonrasında tatil yörelerine kurulan yazlık ko- operatıf furyası ile tasarrufa gi- debilecek trilyonlann heba edil- diğini vurgulayarak şu görüşle- ri dile getirdi: "Sapanca gölü sırtlanna inşa edilen fayanslan ve mutfağında- ki porselenleri İtarya'dan getiri- len villalar sadece hafta sonla- ruıda kullanümaktadır. 500 bin dolaruk villalar için köy sırurla- nnda olması nedeniyle emlak vergisi dahi ödenmediğini bili- yor musunuz? En düşüğü 150 bin dolar olan Bahçeşehir ko- nuüannın emlakve çevre temiz- likvergisinin bugüne değin Em- lakbank tarafindan ödendiğini biHvor muvdunuz?" çok çalışın sizi bakan yapanm" gibi kediye ciğer gösterilmektedir" dedi. Bu tür taktiklerin ülkeye de partiye de bir şey kazandırmayacağmı kaydeden Kayalar, "Amamaalesefbirbaşkaaçı- dan da bakOğımız zaman, 0 artık kla- sik olan kongre öncesi cüce ve korkak politikacılann, eUerindeld var zannet- tikleri gücü, siyaset yapan, insanlann beklenrilerini sömürme dogrurtusun- da kullanmalarından kaynaklanan, hiçbir şekilde onaylanmayacak, bir ay- mazlıktu-" diye konuşru. Istifalannı sunan bakanlann bu du- ruma nasıl tahammül ettiklerini anla- yamadığını da vurgulayan Kayalar. tt Bu klasikbir kongre taktiğidir. Bu ne demektin 'Kongre için çok çalışın, ça- lışırsanız sizi tekrar bakan yapabili- rim.' Bir küçük hesap, bir sömürü. Di- ğer milkrvekillerine de 'Benim için çok çalışırsanız, sizi de bakan yapabı- lirim.' Bu da bir küçük hesap" dedi. İSO 9002 Kalite belgeli parti ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- ANAP, yak- laşık 2.5 yıldır yürütülen çahşmalar sonunda yö- netim organizasyonu ala- nında venlen İSO 9002 Kalite Güvence Sistemi belgesi almaya hak ka- zandı. ANAP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yar- dımcısı Mesut Yılmaz. amaçlannın, "milletin kalite belgesini alarak tek başına iktidara gelmek" olduğunu söyledi. Avusturyalı ÖQS adlı bir firma tarafindan yapı- lan denetimler konusun- da kalite belgesi almaya hak kazanan ANAPta bu amaçla dün bir tören düzenlendi. Ancak kalite belgesini almaya hak ka- zandığı gün. ilk aksilik, törenin başlangıcında ya- şandı. Sayg^ı duruşunun ardından "Isriklal Mar- şı" için uyan yapıldı, an- cak ses bandı teknik bir anza nedeniyle devreye giremedi. Sunucunun marşı okutmaya başla- masının ardından kaset devreye girince, partıli- ler marşa yeni baştan başlamak zorunda kaldı. ANAP'a Kalite Gü- vence Sistemi belgesi ve- rilmesi nedeniyle bir ko- nuşma yapan Yılmaz. dünyada bu belgeye sa- hip tek siyasi parti olduk- lannı söyledi. Hızmetin etkin ve hızlı yürütülme- sini sağlamaya dönük ve- rilen bu belge ile siyase- tin yanı sıra devlette de yönetim kalitesinin arttı- nlması için çaba harca- yacaklannı vurguladı. Yılmaz, bundan sonraki en önemli hedeflerinin "mületin kalite belgesiyle tek başına iktidara gel- mek" olduğunu söyledi. IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin(« doruk.net.tr. Bir yanda Avrupa Insan Hak- lan Mahkemesi'nin (AİHM) Re- fah Partisi'nin kapatılmasına iliş- kin Anayasa Mahkemesi kararı- nı "Avrupa hukuku"r\a uygun bularak onaylaması ve bunun ardından kopan tartışma var. Öte yanda Refah ve Fazilet partilerinin "hatalannı" yinele- meyeceği iddiası ile ortaya çı- kan Tayytp Erdoğan onderli- ğindeki yeni partıleşme ve "Tayyip Erdoğan'a soru sorma- //, sormamalı" tartışması var. Bense bu iki tartışmayı bir arada ele almak niyetindeyim. Önce AİHM karan: Ftefah'ın kapatılmasının Av- rupa hukukuna aykırı bulunma- ması önemlidir. Ama gerekçesi çok daha önemlidir. AİHM, ka- rannda siyasal islam ile demok- rasiyi hukuk terazisinin iki ayn kefesine koydu ve kendi ağırlı- ğını da demokrasiden yana koydu. Daha özet bir anlatımla: Av- rupa Insan Hakları Mahkemesi, demokrasi ile Islamın uyuş- mazlığını vurguladı. Tayyip Erdoğan'a Ne Soralım? Türkiye'de mahkemenin bu karan ile zıt görüşte olan saygın meslektaşlanmız, dürüst düşü- nürlerimiz var. Bunlar devlet ile yurttaşlar arasında, Cumhuri- yetle yaşıt, hatta ondan da es- ki, kökleri taa 1839 Gülhane Hattı Hümayunu'na dayanan bir çatışma olduğu kanısındalar ve yurttaş ile devlet arasındaki yer yer düşmanlığa dönüşen çatışmanın aşılıp yurttaş ile devletin barışması hedefini ön- lerine koyuyorlar. Bu çatışmanın aşılmasını ise Islamın demokratikleşmesinde ya da İslam ile demokrasinin uyumlu kılınmasında anyorlar. AİHM'nin son karan, salt "Refah-Fazilet-Saadet" çizgi- sinin sahibi Erbakan Molla için değil, böylesi arayışlar içinde olanlar açısından da önemli. AİHM karan trtiz okunursa, ora- da İslam dini ile demokrasi ara- sında bir kan uyuşmazlığının adeta "veri" kabul edildiği gö- rülecektir. Fazilet (artık: Saadet) molla- lannın demokrasiyi ağızlarına eğreti olarak aldıkları biliniyor. Buna karşılık Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde yola çı- kan siyasal oluşum, iddiasının eksenine demokrasi ve Islamın "uyuşabiliriiği"rH koyuyor. Bu mümkün mü? ••• Şimdi, Tayyip Erdoğan'a so- rular yöneltilmesine ilişkin tar- tişmayadönelim. Bir kere "Sorulsun, ama şöy- le soru/ar soru/sun" gibisinden kerameti kendinden menkul ıca- zet sahiplerini bir yana koyalım. Bir siyasal hareketin önderli- ğine soyunup ülkeyi yönetme- ye talip olunca özel yaşamın sı- nırianna dayanan çok geniş bir alanda her türlü soru sorulur ve yanıtı istenir. Böylesine bir iddi- ayla ortaya çıkanlar da susarak değil, yanıtlayarak yollanna de- vam edebilirler. Yani sorun, "Soru soru/sun mu sorulmasın mı; sorulacak- sa ne, nasıl soru/sun" gibi gü- lünç bir düzlemde ele alınamaz. Ama sorulan sorular Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel gö- rüşleri, yönelimleri, tercihleri, düşünceleri ile sınırlı da kala- maz. Erdoğan'ın dün ne dediği, dün dedikleri üstüne bugün ne dediği galiba çok da anlamlı ol- mayan bir ayrıntı. Orneğin Tayyip Erdoğan "Camiler kışlamız, kubbeler miğferimiz, minareler süngü- müz dediydim. Ama bu yanlış- mış. Artık öyle dem/yorum " de- se ne olacak? Demokrasi tramvayından ca- nı isteyince ınecek yerde, son durağa kadar gidecegini ilan et- se ortaya ne çıkmış olacak? • • • Kanımca Recep Tayyip Erdo- ğan'ın yanıtlaması ve kanıtla- ması gereken, "İslam ile de- mokrasi uyuşur mu uyuşmaz mı" sorusudur. Ama bu yüküm salt Recep Tayyip Erdoğan'ın. onunla yol almakta olan öteki molla eski- lerinin sırtında değil. Devletle yurttaş arasmda olduğu var- sayilan çatışmayı aşmak üze- re ıslamla demokrasiyi uzlaş- tırmaya, uyumlu kıtmaya ça- balayan, Avrupa'nın ' Hıristi- yan demokrat" partilennin bir benzerinin, "Müslüman de- mokrai" bir partinin Türkiye toprağında yeşerebileceğini, boy atabileceğini ve büyüyebi- leceğini savunanlar da bu gö- rüşlerini "bir iddia" olmaktan çıkarmak zorundalar. Ben, ortada şu ana kadar "bir iddia "dan bir adım ötesi- ne geçmiş bir tartışma düzle- mi, bir kanrtlar dizgesi, ciddi- ye alınacak çözümleme ve ta- nıtlamalar görmüyorum. Var da benim gözümden kaçmışsa, hiç olmazsa seva- bına kim tarafindan, nerede, neyazıldığını söyleyiversinler... Sevaptır... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA . .Diıtozorlar Haklı Çıktı. Şeriatçı kafaların Türkiye'de neyi amaçladıklan bilinmiyor muydu? Necmettin Erbakan, iktidara gelmek için "kan- lı mıyoksa kansız mı" hesapları yaparken kimi ay- dınlarımız, yazarianmız, hukukçulanmız, Izmir'de 'Düşünce Suçlan Sanat Galehsi' açmamışlar mıy-. dı? 14Haziran1998... Galende Said-i Nursi, Kaıi Manc ve Nâzım Hikmet fotoğraflarının yanında sarık, cüppe ve türban yer alıyordu... Şeriatçılar, yeni mandacılar, etkin ayrımcılar koî kolaydı... Tarikat şeyhleri, şıhları onlara alkış tutuyordu... O zaman sormuştuk: "Sank, cüppe ve türban, düşünce suçlan gale- risinde neanyor?" Şeriatçılar, yeni mandacılar, etnik aynmcılar aya-. ğa kalktı, saldırıya geçti, televizyon kanallannda yanıt verildi: "Demokrasi düşmanlan!.." Türkiye'ye Almanya dan. Fransa'dan, Belci- ka'dan, Hollanda'dan gazeteciler getirildi, Iz- mir'deki 'Düşünce Suçlan Galerisi' gezdirildi... Soruyorlardı yabancı gazeteciler, karşı çıkanla- ra soruyorlardı: "Niçin böyle biroluşumu desteklemiyorsunuz?" Yani insanlann sarık. cüppe ve türbanla dolaş- masını, kamu kurutuşlannda bu giysileri giy- melerini düşünce özgürtüğü sanıyoriardı... Medyamızın liberal kalemleri sank, cüppe ve türbanın demokratik hak olduğunu savunuyor- du... Bir avuç gazeteci karşı çıkıyordu... Karşı çıkanlara ise şu ad takılmıştı: "Dinozoriari" • • • izmir'de bir başka dinozor, izmir Barosu Başka- nı ise meslektaşlanna şöyle sesleniyordu: "Insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını sü- rekli olarak tehdit altında bulunduran ve Sıvas kat- liamından sonra sıntarak bu katliama destek ve- ren irticai hareketin aktöıieriyle birlikte birkoalis- yon oluşturulmuş ve insan haklan felsefesi ile hiç- bir ilgisi olmayan büyük bir saçmalık yaratılmıştır. Bu işi düzenleyen hukukçu arkadaşlanmız önce- likle devrim kanunlannı ve Anayasa Mahkemesi kararlannı okumalı ve aynca biraz geriye doğru dö- nerek bu ülkede ramazan ayında oruç tutmadık- lan için öldürülen genç insanlan hatıriamalıdıriar." Onlar hiç kimseyi anımsamıyorlarclı... Peki amaçlan neydi? işin özü şuydu: "Lozan'a karşı Sevr!.." 1923 devrimine karşı 'ınsan hakian ve düşünce' özgürlüğü yutturmacası toplumun bazı kesimlerin- den büyük ilgi görüyor, bayan avukatlarduruşma- lara türbanla girmek ıstiyordu... Ne yazık ki kimi baro başkanlan 'şeriatçı eyle- me' destek veriyordu!.. Bilmem, o yılları anımsayanlar oluyor mu? Pakistan, Afganistan kökenli Ingiliz yurttaşlan Istanbul'un varoşlanndaki camileri mesken tut- muşlardı... . Buralarda cihat çağrıları yapılıyordu!.. Erbakan Hoca'nın "kanlı mı yoksa kanstz mı" so- rusuna onlar yanıt verıyorlardı: "Şenat için silah kullanılır, kan akttılır!.." Devlet okullarındaki bayan öğretmenler kara çarşafla derslere giriyor, vali eşleri Cumhuriyet Bayramı resepsiyonlanna tesettür giyerek ka- tılıyordu... Kadın eli sıkmayan valiler, erkek eli sıkmayan ka- dınyargıçlarvardı!.. Kimi aydınlar, yazarlar, bilim insanlan yargılanıyor "şeriatı eleştırdıkleri" ıçin mahkûm oluyorlardı!.. Prof. Dr. flhan Arsel ve ben mahkûm olanlar ara- sındaydık!.. Hizbullah'ın kanlı eylemlenne destek veren Şev- ki Yıtmaz yurtdışına kaçıyor, şeriatın kaleleri tek tek düşmeye başlıyordu o yılın sonunda!.. Hoca'nın partisi kapatılıyordu!.. • • • Beş yıl önce demokratik düzeni yıkmaya çalı- şanlara destek verrmek için 'Düşünce Suçlan Sa- nat Galerisi' açanlar şımdi neredeler acaba? Piet Danker, Anneke Danı, Almanya'nın İzmir Başkonsolosu Manfred Ungar, ınsan haklan sa- vunuculan, demokratik kitle örgütteri temsilcileri şimdi ne düşünüyoriar? Kart Marx, Nâzım Hikmet ve Said-i Nursi'nin re- simlerini duvara asıp sarık. cüppe ve türbanla şov- menlik yapanlara soruyorum: "Pişman mısınız?" Karl Manc ve Nâzım Hikmet'le Said-i Nursi'yi aynı kefeye koyan düşünce şarlatanlan ortalıkta görünmüyorlar!.. Eh, AlHM'den ders almışlardır!.. . Avrupa gibi laiklik mi? Gerekçeli kararı okuduğunuz zaman görecek- siniz!.. hikmet.cetinkayata cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Demokrasive ihanet ediliyor' Muholefet, delege sistemini tartıştyor HaberMerkezi-Haf ta sonu yapılacak ANAP kurultayı önce- si parti içi muhalefetın Mesut Yılmaz'a karşı eleştirileri artarak sürü- yor. " Yılmaz kazanırsa ANAP kaybeder" dı yen muhalefet, delege sistemini de sorgula- maya başladı. 1983 yılında Adnan Kahveci'nin teşvikiyle partiye üye olduğunu söyleyen Bodrum ga- zetesi sahibi Muzaffer Ergöz de ANAP liden Yılmaz'ın "herkesiha- yal kuıklığuıa uğrattı- ğını" söyledi. Yıl- maz'ın genel başkan seçildiği kongrede Kahveci ile yollannın aynldığını anlatan Er- göz, "Yümaz'ın, ANAP'ıTûrkiye'niniti- ci gücü yapacağına inancunız çok büyüktü. Savın Kahveci, Sayuı Mesut Yılmaz hakkın- daki olumsuz görüşün- de çok haklı çıkti. Yand- gunızda 0 kadarbüyük oldu" diye konuştu. Er- giz. kurultayda "Delege sisteminin demokrasive ihaneti bir kere daha iş- levecektir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle