Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kutturCocumhuriyet.com.tr 15
HAYATIN ÖTE YAKASI FERtDUN ANDAÇ
Biliııç kapdarmda bir yazarO netameli günlerin seyrine kap-
tırmıştık kendimizi. Maraş olaylan-
nın dinmeyen sızısının yansılannı
her bir sözde. anlatımda, tanıklıkta
gözleyebiliyorduk.
Çerkezlerin gelip yerleştiği. bir ya-
nını su, ötesini de kuş seslerinin al-
dığı koyaktaki. Zümrüdüanka'nın
yaşadığı yurt denılen köye gelişimin
daha birinci yılı dolmamıştı.
Işte "12 EylüT kasırgası. dağın i-
ki yakasında yaşanan farklı gerçek-
lerle iyıce yüzleştiğim günlerde ge-
lip bulmuştu beni.
Büyük kentlerin karabasanı sarsa-
layıcı gelmiştı artık. Tutunacak bir
dal bulamıyordum! Soluk almak
için. "yeniden Anadolu'ya, bilmedi-
ğjm en ücra köşesine gitmeliyim", dı-
yordum kendı kendime.
Ve işte Andınn'a gelmıştim. Yol
geçmez, kervan gıtmez bir yerdı.
Adını da bundan almış olmalıydı!
Evdaşımla paylaştığımız korkular
ne dinmiş, bir başka ülkede yaşıyor-
muşcasına kapıldığtmız sevinçler ne
de yıtmişti. Bire bin katarak çocuk-
lara dönüyorduk yüzümüzü. Iç titre-
ten bir durumdu her bir görüntü, her
biröğrenme çabası. Ben'imize gece-
leri, bir tür "okuma ayinT dediği-
miz ân'larda dönebiliyorduk. Dışa-
nda, o kasıreada, karda boranda
"biz"dik!
Döne döne okuduğumuz şiırler.
romanlar. öyküler vardı bir de haya-
tımızı kuşatan. Bir yanda Dostoyevs-
ki, ötede Çehov, Şolohov, Shakespe-
are. Dıranas. Baudelaire. Michauv.
Rimbaud, AksaL, NecatigiL.
•••
Benim, "ille de Yaşar KemaT. de-
diğim günlerde, Türk romanı üzeri-
ne giriştiğimız bir tartışma ân'ında,
dışanda yaşayan köyün yerlisi bir ay-
dının gelip bize katıldığı birân'da; o-
nun, "Türkiyeli aydın hiçbir zaman
dikiş tutturamamışhr; ne birey ola-
bilmiştir, asünda ne de aydın. Açın
Atay'ın ' Tutunamayanlar'uu oku-
yıuu.'
n
gibisindensözleredişi... Son-
rasında da, dışanda gördüğü eğiti-
min, edindiği mesleğin (doktordu bu
arkadaş) birikiminden olsa gerek, in-
sanın/bireyin "turunamama" halle-
rinden söz etmesi ilginç gelmişti.
Atay'ın Korkuyu Beklerken'deki
öykülerini daha önce okumuş, Teh-
KkeliOyunlar'ını daburayagelirken
yanıma aldığım kitapların arasına
katmıştım.
"TehBkeKOyunlar"ın arasında du-
ran, Politika gazetesinde yayımlan-
üş ve yalnızlık, acı ve savruluş, yüzleşme \ e Keder onun yüzünün bin bir
rengi, içinin sızısıdır. Genç ömrüne sığdırdığı bunca yazınsal birikimi,
gününün aylası olan günlüğü ve tasarlanmış daha bin bir düşizi, yazı
ucu... Atay, anlatısının ağıştığı mecrada okuru düşündüren, sorular
sorduran, zihnin yerleşik kalıplanna tersinden bakmayı öneren bir
romanla yüzleştiriyor. .•,•„..
ÖKUMA ÖNERİLERİ
* Oğttz Atay 'm "Bütün
Eserieri"îletişim Yayınlan'nca
yayımlanmaktadır:
Roman: Tutunamayanlar,
Tehlikeh Oyunlar, Bir Bilim
Adammın Romanı, Eylembilim.
Öykü: Korkuyu Beklerken.
Oyun: Oyunlarla Yaşayanlar.
Giince: Günlük.
Yıldız Ecevit, Oğuz Atay 'da
Aydın Olgusu. 1989, Ara Yay.
Tatjana Seyppel. Oğuz Atay'ın
Dünvası, Çev: TamtBora.
1989, îletişim Yay.
BELLEK KUTUSU
"Bütün sanatlar gibi roman
sanatı da bir geleneğin üzerine
kurulur. Bu gelenek yalnız
roman geleneği değildir;
toplumun külti'tr geleneğini
yaratan bütün davranışlann
tarihidir." OğuzAtay
"Oğuz Atay 'da ağırlığın bireyde
olmasma karşın, bireye yönelik
'eleştirilerin yanı sıra aydının
toplumsal bir bakış açısmdan
da eleştirildiğini görürüz."
Yıldtz Ecevit
"Atay, belirsizliğe ifade
kazandırdı. Cevap vereceğine
soru sordu. Tutunamayanlar,
"tarihsel misyonlannı"
ıskalayarak yaşayan
entelektüellere ilişkin eleştirel
bir eser olarak da okunabilir;
ancak satır aralannda bir
başka şarkı sakhdır: -alaycı da
olsa- uyum sağlamayanlann
şarktsı." Tatjana Seyppel
mış "KemalTahirve RomanGelene-
ğimiz* yazısı, onun romana/roman-
cılığımıza bakışını bir ölçüde anlatı-
yorduysa da; onu tanıyabilmek için
Tutunamayanlar a başlamak gereki-
yordu.
Atay, her haliyle farklı bir sesti.
Öykülerinde sakh duran ironisi. y-
er yer parodiye dönüşen eleştirel
bakışı bu ilk romanıyla daha bir öne
çıkıyordu. Düşünen, düşündüren
bir yazar vardı karşımızda. Her şe-
yi altüst ediyor, yerleşik anlayışla-
rı/bakışlan kıyasıya eleştiriyordu.
llkten zorlayıcı, kapah gelen yanı-
nı anlamak çabanız; size, bir ro-
manla kazandınlabileceklerin ne-
ler olabileceğini de gösteriyordu.
•••
Suç veCeza'nın, Şato'nun Ecinni-
ler'in. Durgun Don'un sarsıcılığın-
dan henüz kurtulmuş, Yeraltından
Notiar'a uzanmıştım.
Yudum yudum okurken, dura dü-
şüne, yer yer de başka yazarlara uza-
narak: onunla, "bilinç kapılannda
bir yazar" tanımını getıren notlar al-
dığım Oğuz Atay'la, ülkemin kar al-
tındaki görünümünün nabzını hisse-
diyordum. Gürül gürül akıp giden
diliyle Yaşar KemaL bir kilim moti-
fi gibi duruyordu ötemde.
O günlerde, yeterince anlaşılama-
masmı buna bağlıyorum. Romanın
tek bir şeyi, insanı anlatabileceğinin
günümüzde nasıl bir içerik/biçimle
olabileceğini gösteriyordu. Atay, in-
sandan yola çıkarak. topluma bakı-
şın; değişmesi gerekenin ne olduğu-
nu gören/gösteren eşsiz bir anlatı-
cıydı. Ne yazık ki, biz, bunu çok geç
fark ettik. Onun; "Ben burdayım sev-
gili okuyucum, sen nerdcsin acaba?"
sorusunun anlamına da yenilerde va-
rabiliyoruz, sanınm!
Şimdi, onun yazı yurduna dönüyo-
rum. Bilinç kapılannda gezinerek,
dostlanna, yakınlanna, sevdıklerine
bir bir yol düşürüyorum. Her gün
yazdıklannın seferberi kesiliyorum.
"Adannuş Ân'lar: Bir Yalnız Adam"
adını verdığim biyografik romanı
yazabilmenin de bir başka yolu yok
dıyedüşünüyorum! "OyunveAyin"i
yazarak geldifim kıyı bana bunu
gösteriyor.
VValter Benjamin'ın "dargeçifte-
ki ömrünün tanıklığına doğru yol
ahrken sık sık Atay'ı düşünmem bel-
ki de bundandır.
Keder atına binip o yurda gitme-
nin zamanıdır diye düşünüyorum.
Oğuz Atay'ı anlamak, biraz da, bu
ülkeyi; bu ülke insanını anlamak. ta-
nımlamak demektir.
Karlkatür çizmeyl çok seven Maurice Bevere, çocuk ruhunu her zaman koruduğunu belirtiyordu
ed Kit hep genç kalacak!
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Evet,Ya 'Sonra'?
lktidarlann,Kafka'nın"Şaro"dakiöngörüsüdoğ-
mltusunda, giderek anonimleştiği, hep birinin yada
birilerinin -çoğunlukla nesnelerin arkasında gizli bi-
rilerinin- egemenliği altındaki bireylerin de sonuçta
sürekli bir borçluluk duygusuyla yaşamaktan baş-
ka çıkar yol bulamadıklan zamanımızda sanat, bu
koşullar altındaki insana: "Peki, ya sonra?" sorusu-
nu sarsarak yönelten son ve tek kurum. Tıyatroya
gelince, insanın insana doğnıdan seslendiği, ses-
lenebildiği tek sanat dalı olmasından ötürü, onun bu
kişitik ögüten mekanizma içersindeki eleştirel so-
rumluluğu daha da ağır.
Elimde, Onur Bayraktar'ın yazdığı ikinci oyun
olan "Sonra "nın metni var. Ya da şöyle diyeyim: Bir-
kaç gündür içinde yaşadığım dünyayı, tanıklığını
yapmaya çalıştığım zamanı, "Sonra"aracılığıyiada-
ha farklı boyutlar ıçersinde değerlendirebiliyorum.
Çünkü "Sonra", adının çizdiği yörünge dogrultu-
sunda, sıradan insan 'a, ya da sıradanlığı seçmenin
kolaylığını yaşamak diye adlandıran insana, o kor-
kunç ve kaçınılmaz soruyu taşıması gereken tüm
acımasızlığı ve çıplaklığıyla yöneltiyor: Yaşamak de-
diğin buysa eger, tamam; ama ya sonra? Yani sen,
bütün bunların ardından, insan olarak mı yaşamış
sayacaksın kendini?
Onur Bayraktar, oyun yazarlığına geçtiğimiz se-
zon kendi tiyatro topluluğu olan Stüdyo Drama'da
başanyla sergilenen ve çok olumlu eleştiriler alan
"Kaos'ia başlamıştı. "Kaos", belki de tüm insanca
değerlerin yozlaştığı bir dünyada, "Bir şeyler var
geçmişte bıraktığımız" diyebilecek kadar geçmiş-
lerinden kopmuş, geleceğe uzanan yollan da boş
haritalarda aramaya kalkacak kadar umarsız insan-
ların iletişim bağlamındaki kaoslarını sorgulayan bir
oyundu. "Sonra" ise bu kez çok daha geniş bir sor-
gulamanın çerçevesini çiziyor. Oyundaki "Adam"
herkesin geçmişinde ve bugününde var olan, ben-
cilliği üzerinde görüş biriiğine vanlmış, ama buna
karşın bencillik ettiği herkesçe yine de sürekli ara-
nan, onsuz olunamayan, daha güzel yaşamlara ula-
şabilmek için kendine hep daha güzel ölümler ara-
yan, fakat son çözümlemede ölmeyi hep başkala-
nna bırakıp, kendisi için yaşamları seçen biri. Bir tür
anonim gücün, tinsel ya da nesneyie bağıntılı bir
dünya iktidannın simgesi. Birlikte olduklanna düz-
mece bir sonsuzluğu vaat ederken, bu kişilerin du-
rumun farkında olmadıklan söylenemez, çünkü ken-
dileıine yönelttıkleri: "Neden vanz" sorusunu, yine
kendileri şöyle yanıtlariar "Onun için. Onaölümsüz-
lüğün ölümlenni tattırabilmek için. Onu hep diri tut-
maya yanyoruz, hepsi bu."
Egemenlik, güç, iktidar.. her ne ise, bir kez adsız-
lığın, bulunamazlığın zırhlanna büründüğünde, in-
sandan geriye ne kalır? Bunun acımasız yanrtını
"Sonra "adlı oyunda "Vaş/("nın ağzından alınz: "Bit
de böyle gelmedik herhalde bu yeryüzüne. Bizim
de bir parça da olsa insanlığımız vardı. Ya sonra?
Sonra ne oldu? Sonra. Sonrasını kimse bilemez.
Unutulur. Sonra olanlarhep unutulur. Sebeplerunu-
tulur. Niyeler unutulur. Koşuşlann, arayışlann, yor-
gunluklann, köhüklerin, sağırlıklann.. sebebi unutu-
lur... Geride kalan, sonuç ve cevap olan hep insan-
dır. Çile çeken insan. Hangi şekilde olursa olsun...
Geride kalan bizleriz işte. Sebepterin ve n/yeterfrı
cevabı bizleriz işte..."
Cevap gerçekten bizler isek eğer, ne kadar hazı-
nz bunu bilmeye, ya da daha doğrusu, göze alma-
ya?
"Sonra", ekim ayında Stüdyo Drama'öa gösteri~
me girecek. Asıl tartışmamız ise elbet o zaman, ya-
ni kendi oyununu yönetecek olan Onur Bayraktar'ın
bu kez sahnenin diliyle söyleyeceklerini dinledikten
sonra...
e-posta: ahmetcemalcı superonline.com
acem20(ıı hotmail.com
Kültür Servisi - Maurice de Bevere, 'Morris''
takma adıyla Red Kh'i yaklaşık yanm yüzyıl ön-
ce yaratmıştı. Geçen ay 77 yaşında yaşama veda
eden Morris'in 30 dile çevrilen yapıtının mace-
ralan bugüne kadar 300 mılyondan fazla sattı.
RedKitveDaltonlar'ınbabasıDe Bevere, birkaç
ay önce Paris'te. Le Figaro ile görüşmüştü.
- Çizgi romana başlamadan önce çizgi nim ya-
pıyordunuz. Aralanndaki fark nedir?
MORRIS - Albümlerimde çoğu zaman kullan-
dığım bir espri v ardır: Red Kit, öyle hızlı silah çe-
ker ki şişe yere düşmez bile. Çizgi romanda Red
Kit'e istediğiniz hızı verebilirsiniz. ama çizgi
fılmde onun silahını hızlı çektiği izlenimini uyan-
dırmak çok zordur.
- İlk başta her şeyi tek başınıza yapryordumız,
sonra Goscinny geldi.
MORRIS-lîk başladığımda çizgi roman senaristlıği di-
ye bir meslek yokru. Çizer, her şeyden sorumluydu. Yaz-
maktan çok çizmekten zevk ahyordum. Senaristlerin ço-
ğunun düş gücü yüksek. ama çi-
zemiyorlar. Goscinny savaş
sonrası Ne\v York'a
gelmişti. Bunu, Ame-
nkan rüyasını yaşama
geçırmek için yap-
• "Daltonlar, çizimi en
hoş ve kolay olan
karakterler, üstelik
komikler! Onlann
komiklikleri, içlerinde
bulunan aptallığın ve
kötülüğün kanşımı.
Doğruyu söylemek
gerekirse bazen başrolü
Red Kit'e verirken
zorlandım."
mıştı. Goscinny. kendisinden senaryo yazmasını isteyen
ilk kişiolduğumu söylemıştı ve bu benim için de bir şans
demekti. Gerçekten çok komik bir adamdı. Insanlan gül-
dürmekten çok mutluyduk.
- Red Kit için bir modeüniz var mrydı?
MORRIS- Hay ır. Red Kit, Gary Cooper \ e John Way-
ne gibi sevdiğim sinema oyuncularının bir sentezı. Ayn-
ca uyuşuk köpek karakteri Rintintin ile birlikte Batı'nın
en aptal köpeği Rantanplan ı da yarattım.
- Red Kit zaman içinde değişti...
MORRIS - Çizgi roman kahramanlannın adaptasyon
için bir sürece ihtiyaçlan vardır. Red Kit başta kuşkusuz
daha kabaydı. Sonra biraz daha uslandı. Belki de yazan,
yaşı ilerledikçe öyle olmasını istemiştir!
- Red Kit'in sigarası nasü kavboldu?
MORRIS-Amerika'da çocuklara yönelik program-
lar için sıkı bir sansür uygulanıyor. Bu yüzden Red
Kit'in sigarasını kaldırmak zorunda kaldım.
Başta bu durum canımı çok sıktı. Oysa
John \Vayne bıle bazen bir sigara san-
yordu...
- Çoğu kez sinema şahsiyeüerini de çiz-
diniz, 'Demir Tel' için Jack Palance'ı, 'Ha-
zine Avcısı' için Lee Van'ı.-
MORRIS - Karikatür çizmeyi her za-
man çok sevdim. Halkın bu aktörlen
tanımak ıstediğini fark ettım. 'Cala-
mit>' Jane'de David Niven'i de 'iyi
davranış profesörü' rolünde çizmiş-
tim. Günümüz aktörlen ilgi çekmiyor.
- Amerika'da ilgi gören Blueberry ile Gi-
raud bir tür anti-Red Kit yarattı.
MORRIS - Gıraud çizgi romanın ustalann-
dan biridir. Ama gerçekçidir. Sanınm olgula-
ra ve gerçek kişiliklere benden daha fazla
önem veriyor. Kahramanlannı yaşlandır-
ması hoşuma gitmiyor, böylelikle kahra-
manlan gizemlerini yitirmiş oluyorlar. Ben-
den de Red Kit'in zamanla yaşlanmasını is-
tediler, ama hayır. Red Kit her zaman 25-30
yaşında kalacaktır.
- DüldülveRed Kit arasında nasılbir bağ
var?
MORRIS - O at gerçekten çok akılh!
Eğer derinde bir şeyler veya önemli bir
durum varsa, ki bu benim çizgi ro-
manımda çok nadirdir, bunlan Düldül söy-
ler. Red Kit'in tersine, Düldül bir filozoftur.
- Çok çauşbnız mı?
MORRIS - Bazılan gölgemden daha hız-
lı çizdiğımi söyler. Ama doğru değil! Yanm
yüzyıla yakm bir süredir bunun üzerinde
çalışıyonım ve zamanla insan daha titiz
oluyor. Çizmek için içimde gerçek bir is-
tek var ki çocuklar bunu iyi bilir. Bu mes-
leği icra etmek için çocuk ruhunu korumak
gerekir. Çizgi roman çizerleri çocukluklanna
dönmezler, çünkü zaten çocukluklanndan hiç
çıkmamışlardır. 10 kişiden 9'u dünyayı nasıl
değiştirmek gerektiğini görmek için değil, eğ-
lenmek için çizgi roman ahr.
- Karakterlerinizde en sevdiğiniz hangisi?
MORRIS - Daltonlar çizimi en hoş ve ko-
lay olan karakterler. üstelik komikler! Ko-
miklikleri, içlerinde bulunan aptallığın ve kö-
tülüğün kanşımı. Doğruyu söylemek gerekir-
se bazen başrolü Red Kit'e verirken zorlan-
dım.
- Dahonlar'ın firannın klostrofobiyle ilgisi
var mı?
MORRIS - Belki de! Bir gün onlan serbest bı-
rakacağım. diğer mahkûmlar üzerinde kötü et-
kileri var...
- Son sözünüz?
MORRIS - Umanm sizi eğlendirebil-
mişimdir.
VVillis True West' ile televizyonda
• NEVV YORK (VARIETY) - Kablolu
televizyon kanah Shovrtime, Sam Shepard'm
canlı sahne prodüksiyonu 'True West' adlı şov
programının kayıtlan için Bruce Willis ile >
anlaşma imzaladı. Şovu yöneten ve aynı
zamanda Chad Smith ile birlikte başrolünde
yer alan VVillis. şovun kanala getireceği
reklam gelirini kardeşi Robert'ın ölüm
nedeni olan pankreas kansen için yapılan \
araştırmalara bağışlayacağını açıkladı. ı
Sinema Platformu'ndan kınama ;
• İSTANBUL(AA) - Sinema Platformu, ,
Antalya'nın Gazipaşa ilçesindeki sinema }
şenliğinde 'Eylül Fırtınası' adlı filmin ' >
gösteriminin yasaklanmasını kınadı. SODER,
ÇASOD, TODER, TOBAV ile Oyuncubir adh
demek ve vakıflardan oluşan Sinema
Platformu'ndan yapılan yazılı açıklamada,
şenlik programında yer alan filmin
gösteriminin 'güvenlik' gerekçe gösterilerek ,
kaymakamlık tarafından yasaklandığı
kaydedildı. Sinema Platformu, "Türkiye,
ekonomisinden demokrasisine tüm kurumlannı .
yenilemeye hazırlanırken yasakçı zihniyetlerle (
sadece vakit kaybetmektedir. Bu karan alan ve •
almayı sürdürecek zihniyetleri, hangi kimlikte
olursa olsun izleyeceğiz. Yasaklı zihniyeti
kınıyoruz" açıklamasını yaptı. .- }
Tım Robbins'den
l
MepMsto
r
• HOLLV^\ OOD (VARIETY) - Amerikah ;
aktör Tim Robbins, 1981 'de kurulan Los
Angeles tiyatro grubu The Actor's Gangs'in 20. ',
yıllık sezonunun açılışı sebebiyle Klaus Mann'm,
'Mephisto' adlı romanının bir uyarlamasını "
sonbaharda yönetecek. Oyuncunun 1992'den bu ,
yana sahneleyeceği bu ilk oyunu Arianne
Mnouchkine yazdı ve Fransızcadan çevirisini,
ödüllü oyun yazan Timberlake Wertenbaker
yaptı. Tamamının kesinleşmediği sezon
programında 'Mephisto'nun yanı sıra George
Bigot'nun sahnelediği, Anton Çehov'un
'Martı'sının da yer alacağı açıklandı. Iki oyunun '{
da eylül, ekim gibi başlaması ve sonbahar
boyunca sahnelenmesi planlanıyor.
BUGÜN
• BEYOGLU SİNEMASI'nda Onat Kudar :
anısına yapılan şenlikte Quentin Tarantinonun s
'Rezemıar Köpekleri' isimli filmi ızlenebilir. »
(251 32 40)
• HARBİYE AÇIKHAVA'da saat 21 OO'de
Nilüfer bir konser \erecek.(2°6 36 10)