18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2001 PAZARTE! ROPORTAJ Antikyazıtta 'Sende düzenletiersoylu senatörleryanşmaşenliklerini' diyor 12 bin kişiJik stadyum ve aynı kapasitedeki amfitiyatro kentin nüfusuna itişlrîn ipuçlan veriyon.. Evler ise kentin antik çağdaki çağdaşkğuu gösteriyor- Perge, D E N I Z S O M - » • ^ ^ erge'de gözlerinizi kapatıp m M antik çağa döndüğünüzde m-*^^ ve kalıntılan hayalinizde m onanp kente hayat verdiği- . ^ L nizde agoranın kuzeyinde- ki görkemli sütunlarla donatılmış Taci- tus Caddesi'nden geçerken iki yazıt çı- kıyor karşınıza... Yazıtta kent ve Perge- liler konuşuyor: "Eskiden beri Pamfılya yurdunun başkentiydim. Zt-us Tacitus tarafından metropol yapümış bulunuyorum. Ünlü hükümdariardan biri beni kentlerin ba- şı diye ünlemişti. şimdi ise Asya'nın E- fes'i orncği anakent görünümündeyim. lYIüstesna diye ünlemişti beni güclü hü- kümdariardan biri. Tacitus'un emri\ le metropolis nldum. Antoninus beni dost ve müttefik olarak ünledi. Severus'un oğluvdu o, şimdi ise evet, metropolüm. Benim nezdimde oturan tüm Pamfîh a- lılar başrahibidirler şimdi artık Tann Tacitus'un. Varol sen Perge. Tek doku- nuimaz yurt sensin. V'arol sen Perge. Ta- citus sen de. Varol sen Perge. Vespasian verdi sana Neokor unvanını." Ikincı yazıt ilkınin devamı: "Varol sen Perge. Kutsal sancakla ün- lenmiş kentsin sen. Varol sen Perge. Efes Artemisi iJe Perge Artemisi'nin temsil edildiği sikkenin darpedildiği kentsin sen. Varol sen Perge. Efendimiz Taci- tus'un haznedar kenrisin sen. Varol sen Perge.Agorahlann başısın sen. Varol sen Perge. Sende üne ulaşırlar soylu sena- törler. Varol sen Perge. Sende düzenler- ler soylu senatörler yanşma şenliklerini. Varol sen Perge. Pamfiha'nın en yüce kenti. Varol sen Perge. Asla sahtelikyok- tur icinde. Çünkü bütün bu haklara sen Roma Senatosu karanyla eriştin." 54 yüzyıllık tarlh Antalya'nın hemen doğusunda ve ka- rayolu üzerindeki Aksu kasabastnın bi- raz bensınde Perge... Kentin kuruluşu Isa'dan 13 yüzyıl ön- cesine kadar uzanıyor... Isa'dan sonraki 21 > r üzyılla birlikte 34 yüzyıllık bir tarih yatıyor Perge'de... Hititlerin başkenti Hattuşaş'ta bulu- nan bronz tablettekı "Parha" adından "Perge'"nin kastedildıği sanıhyor. Sonra Lidya ve Pers egemenlikleri... Büyükİskender'e teslim olma... Helle- nıstik dönem... Roma dönemi... Isa'dan 3 yüzyıl sonrası en parlak dönem... Tacitus Caddesi'nde bulunan yazıtlar parlak günlerin anısını yansıtıyor... Bu- günkü kalıntılar da... Kent. Toroslar'la Akdeniz arasında arazinin düz ve suyun bol olduğu böl- gede kurulmuş... Yanıbaşı Kestros, ya- ni Aksu... Daha batıda akan Katarrhak- tes, yani Düdensu'dan da su kanal ve kemerlerle Perge'ye taşınmış... Su, ak- rapolün eteğindeki anıtsal çeşmeye ge- tirilmiş. nehirtanrısı Kestros'un yontu- sunun altından akıtılmış; kentin ortasın- daki Sürunlu Cadde boyunca uzanan ka- naldan kente aktanlmış... Bir nehir gi- bi... 12 bin kişilik stadvum ve aynı kapa- sitedeki amfitiyatro kentin nüfusuna ilışkin ipuçlan veriyor... Evler ise kentin antik çağdaki çağdaş- lığmı gösteriyor... Haluk Abbasoğlu, "Anadolu'da An- tik Çağda Konufu anlatırken "Perge- li'nin EvT içm şöyle diyor: "Bir atriıunun etrafindaki mekânlar- dan oluşur. Baa kısımlan iki katü olan bu evlerin kapılan, kuzey veya güneyde- ki yoUara açılır. Kapının yanında hela yer alır. Su Perge'de e\ lere de hayat ve- rir. Kuyular, sarnıçlar toplanan, yalak- lar ve çeşmeler dağıtılan su\ un varüğuıı gösterir. Döşeme ahmdaki kanallar da fazla ve arık suyun dısan\a dökülmcsi- ni sağlar. Tören salonu.oturma \eyemek odalan. arriumu. mutfağı ve helasıyla Pergeevleri bugünkü haliyle MSIII. yüz- yı/dan MS VI. yü/yıla kadar iskân edil- miş olup Anadolu'da Roma geleneğini de\am ettiren özellikler taşır." Yaz güneşinin kavurucu öğle sıcağı- na dayanabildığınız sürece kent 34 yüz- yıllık geçmışi içinde sizi ağırhyor... Bel- ki de sıcağın etkisiyle gözünüzde bazı canlanmalar başhyor... Evlerinden çı- kıp Sütunlu Cadde'den hızh adımlarla yürüyen kalabalığın peşine takılıyorsu- nuz... stadyum Uzaktan bir boru sesi duyuyorsunuz; borazanlar çalıyor... Törensel bir etkin- lık olduğunu seziyor ve adımlannızı sık- laştınyorsunuz... Stadyuma gelıyorsunuz... Isa'dan sonraki 2. yüzyıl... Stadyum at nalı şekhnde... 234 metre uzunluğunda. 34 metre genişlığinde... Uzun kenarlar- da 30'ar, kısa kenarda 10 olmak üzere toplam 70 eğik tonozlu odanın üzerine oturtulmuş 11 sıra tribün hınca hınç do- lu... Kapısı dışanya bakan odalann bir kısmı dükkân. bir kısmı yönetici ve sporculara ayrılmjş... Stadyumun içi tannlann anıtlanyla süslü... Ve stad- yumda spor yanşmalan yapılıyor... Olimptyat Festlvall İsa'dan sonraki 21. yüzyıl... Perge Stadyumu, tepedeki güneş gibi göz ka- maştırarak yerli yerinde duruyor... Yon- tu kalıntılan yerde duruyor... Tonozlu odalar oldukça sağlam... Oturma yerle- rı şu haliyle bile kullamlabılir... Perge stadyumu sanki. bir onanmdan geçtik- ten sonra yeniden spor karşılaşmalan- na e\ r sahipliği yapmayı bekliyor... Tonozlu odalardan birinin gölgesinde durup düşününce... Türkiye, Olimpiyat Oyunlan'nı tstanbuFda yapmak içinyıl- lardır çabalıyor... Dünyanın parasını harcıyor... 2004'ü, 2008'i kaçırdık; bel- li ki bu iş sportif değil siyasi; 2012'de de olmazsa hedef 2016 mı olacak? Sıkıntı verici bir durum... Oysa... Antalya'da antik tiyatro Aspendos, ev sahipliği yaptığı uluslararası kültür et- kinlikleriyle dünyada önemli bir yer ka- zandı; şu sıra Side Tıyatrosu onanlıyor; Türkiye. dünyaya yeni bir kültür sahne- si daha açacak... Peki, Perge'de stadyum onanlıp antik çağın koşullanndaki gibi bir "OKmpiyat Festivali" yapılamaz mı? Yapılır... Hem de öyle güzel yapılır ki, modern olimpiyatlara gerek kalmadan Türkiye, antik olimpıyatlarla dünya çapında ün kazanır... Her dört yılda, belki iki yılda bir, belki de her yıl düzenlenecek "OtimpiyatFestivair ile Türkiye dünya sporunun, dünya kültürünün, dünya tu- rizminin gözdesi olur... Antalya'da uluslararası uJaşım ve ko- naklama altyapısı hazır... Antik çağda beş gün süren olimpiyat- lann nasıl açıldıgı ve kapandığı; olim- piyat oyunlannda atletizm, güreş, araba yanşı gibi hangi sporlann nasıl yapıldı- ğı biliniyor... Bunlar günümüze uyarla- nabilir... Çınarlı Pağı Olimpiyat Ateşi deseniz... Antal- ya'nın batı kıyısındaki Olimpos'ta, Çı- rah Dağı'nın tepesinde ateş kendi ken- dine yanıyor... Meşaleyi Olimpos'ta ya- kar, atletlerle Perge'ye getirip Olimpi- yat'ı başlatırsmız... Kültür Bakanhğı. Turizm Bakanlığı, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi... Bundan güzel kültür, bundan güzel turizm, bundan güzel spor olayı olur mu? Spordan sorumlu Devlet Bakanlığı... Kaynaklannızı seferber edın... Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Üni- versitesi, Ankara Üniversitesi... Antik çağa ilişkin bilimsel birikimle- rinizi ortaya koyun... Perge Stadyumu'nda "OlimpiyatFes- tivafi" düzenîensin... Bugün kollar sıvanırsa. 2002'de Per- ge'deyiz, bütün dünya Perge'de... Tacitus Caddesi 'ndeki yazıt ne diyor- du: "Var ol sen Perge. Sende düzenlerler soylu senatörleryanşma şenliklerini. Va- rol sen Perge." Yoksa bütün bunlar, yaz güneşinin öğ- le sıcağından mıydı! erge'de stadyum onanlıp antik çağın koşullanndaki gibi bir "OlimpiyatFestivali" yapılamaz mı? Yapılır... Hem de öyle güzel yapılır ki, modern olimpiyatlara gerek kalmadan Türkiye, antik olimpiyatlarla dünya çapında ün kazanır... Her dörtyüda, belki iki yılda bir, belki de her yıl düzenlenecek "Olimpiyat Festivali" ile Türkiye dünya sporunun, dünya kültürünün, dünya turizminin gözdesi olur... ENTERNET M E H M E T S U C U [email protected] Oteki Türkiye Bir süredir "Öteki Türkiye" diye bir kavram kullanılıyor. Bu kavram- la kastedilenler genellikle gecekon- duda yaşayan, dar gelirii, kıt kana- at geçinebilen insanlar oluyor. Ga- zeteci arkadaşlanm bu kavramı çok sevdikleri için sık sık başlıklara ta- şıyorlar. Aslına bakarsanız kimin öteki Tür- kiye olduğu apaçık ortada. Bir ülke düşünün, yurttaşlarının yüzde 90'dan fazlası internetle ta- nışmasın. Bir ülke düşünün, okuma-yazma oranı giderek düşsün. Bir ülke düşünün, yurttaşlarının büyük bölümü kitap okumasın, si- nemaya gidemesin. Bir ülke düşünün, 70 milyon nü- fusu olsun, ama gazetelerin toplam satışı 3.5 milyon olsun. Bir ülke düşünün, yurttaşlarının yandan fazlası yoksulluk sınırının al- tında olsun. • • • Şimdi gelelim asıl Türkiye'ye. öteki Türkiye, bu gerçeklere ya- bancılaşmış, kendi yaşamıyla, ken- di geliriyle, kendi çevresiyle deveku- şu gibi kafasını kuma sokmuş in- sanlar. Öteki Türkiye, kafasını kumdan kaldınp bu manzaraya baktığı za- man da korkarak aman sosyal pat- lama olmasın diye kısık sesle söy- lenip tekrar kendi alemine dönen in- sanlar. Öteki Türkiye, dolarfa para kaza- nıp, kazandıgını rant ekonomisine süren ve bilgi toplumuna geçip e-ti- caret ile kalkınmaya ilişkin pembe düşler kuranlann dünyası. • • • Yeni teknolojiler geniş ufuklar sağlıyor ve yaratıcılık kapılarını açı- yor. Ancak bu teknolojiler aynı za- manda da giderek uçurumlann bü- yümesine neden oluyor. Teknoloj pahalı, dolayısıyla ürün de pahalı. Teknoloji ve parayı elinizde tuttuğu- nuz sürece bilgiye de sahip oluyor- sunuz. Burada sorun geniş yığınlann bu teknolojilerden nasıl yararlanabile- ceği. Hadi öteki Türkiyecilerin diliy- le anlatalım: Sorun, insanların bu teknolojileri nasıl satın alabilecek- leri. Yanıt aslında belli. Ben herzaman en yeni ve en ileri teknolojiyi kulla- nırım, sen ise benim terk ettiğim teknolojiyi. Böylece bilgi ve para sü- rekli bende kalır. Sen de kalanlarla oyalanırsın. Bu tanım iki Türkiye arasındaki aynmdan başka, gelişmiş ve diğer ülkeler arasındaki aynmı da ortaya koyuyor. • • • Tekrar başa dönmek gerekirse, nasıl bir öteki Türkiye'den söz edi- liyorsa aslında bir de "öteki Dün- ya "dan söz edilebilirsanınm. Hatta şöyle özetlenebilir mi acaba? Öte- ki Türkiye diyenler aslında öteki dünyada yaşıyoriar. • • • Bilgi toplumu olabilmenin ilk ko- şulu bilim adamına ve eğitime ver- diğiniz önemdir. Bu ülkenin bilgi toplumu olmaya ne kadar önem verdiğini bu kez de "Içerdeki Türkiye"den örneklerle görelim. Bu örnekler üzerine yorum yapmaya bile gerek yok. Bir ülke düşünün, TBMM'de 13, cezaevinde 22 öğretim görevlisi bu- lunsun. Bir ülke düşünün, TBMM'de 1, cezaevinde 31 sanatçı bulunsun. Bir ülke düşünün... İyisi mi düşünmeyin... "' ' *' 68'lilerle internetçilerin 15 farkı... Her yıl katılımcı rekoru kıran Bili- şim Fuan'nın bu yılkı tartışma konu- sunun tarafları bir hayli ilginç. Orga- nizasyon 68 kuşağıyla internet kuşa- ğını aynı ortamda "kapıştıracak". 4-7 Eylül tarihlerinde gerçekleşti- rilecek olan 'Bilişim Zirvesi'nde 68 kuşağı ile 'internetkuşağı'karşı kar- şıya gelecek. 4 Eylül günü gerçek- leşecek bu buluşmada, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, Türki- ye'de de sosyal gelişmeyi derinden etkileyen 68 olaylannın kahramanı Siber şantaj FBI, Rus mafyasının, 20'li yaşlarındaki hacker'lan kiraladığı ve e-ticaret şirketlerinin bilgisayarlanna girerek kredi kartı ve banka hesabı numaralarını çaldıklarını açıkladı. Hatta bazı hacker'lartn istedikleri parayı vermezse ele geçirdikleri bilgiler ile şirketleri tehdit ettikleri de belirtildi. Rus yasalan, bilgisayar sistemlerini hack'leyenlere 10 yıl hapis cezası ve para cezası verilmesini öngörüyor. Ancak özel bir teknik suç departmanı kurulmasına ragmen çok az suçlunun yargılandığı belirtildi. Hacker'lar korsan satıcılardan aldıklan yazılım programları ile hack'leme olayını öğreniyoriar. Ancak internet alanında uluslararası yasal düzenlemeler henüz oluşmadığı için ülkelerarası siber hırsızlann yakalanmalan ve yargılanmaları mümkün olmuyor. olan, bugün 6O'lı yaşlardaki 68 ku- şağı ile bilişim çağının kahramanı sa- yılan gençler arasındaki 'çakışan ve çatışan' yanlar ele alınacak. İki kuşağın temsilcileri gün boyu tartışacaklar. Dünyayı değiştirmeye soyunan eylemci kuşak ile sadece kendini değiştirmekle ilgilenen iki farklı kuşağın düellosu yaşanacak. Aynı zamanda yaş itibanyla 'baba- lar ve oğullar', hatta 'dedeler ve to- runların' karşılaşması da denilebile- cek bu kapışmanın öncesinde, fark- lılıklarını, özgünlüklerini tespit et- mişler. • 68'liler toplumcuydu, internet kuşağı bireyci. • 68'liler kavgacıydı. Yumruklar kullanıl/rdı. Maus ve virüs çıktı, mert- lik bozuldu. internetçi gençler kav- galannı artık maus ve virüsle yapıyor- lar. • 68'liler karşrtlannı haklamayı ter- cih ederdi. Internetçiler hack'liyor. 68'liler parka giyinirlerdi, internetçi- ler marka giyiniyor. • 68'liler aşka düşkündüler, sevi- şirlerdi. İnternetçiler sanal seksi ter- cih ediyor. • 68'liler ideolojikti, toplumsal amaçlan vardı. Internetçiler sadece kendileriyle ilgileniyorlar. • 68 kuşağı heyecan ve aşk yor- gunuydu, internet kuşağı sörf yor- gunu. • 68 kuşağı ayaklanyla gezerdi, in- ternetçiler elleriyle geziyoriar. • 68'liler yurtdışına ancak polisten kaçmak için giderlerdi. internetçiler bilişimin kalp atışlannı duymak ve çok para kazanmak için gidiyoriar. • 68'liler ateşli bir kişiliğe sahipti. Edebiyata, müziğe, felsefeye merak- lıydı. Içlerine kapanık internetçiler ise bilgisayara ve teknolojiye meraklı. • 68'liler, Ruhi Su, Beatles, Rolling Stones, John Lennon, Bob Dylan dinlerler, şarkılarında siyasal mani- festolar bulurlardı, müzik dinlemek için pıkap kullanırlardı. internetçiler, Michael Jackson, BritneySpears, Jennifer Lopez dinliyorlar ve şarkı sözleri politik mesajlartaşımıyor, mü- zik dinlemek için MP3 Player ya da internet programı kullanıyoriar. • Arkadaşlık 68'li\er için her şeydi, yoldaşlıktı. Seyahati ve macerayı se- viyorlardı. internetçiler sörf ve bilgi- sayar oyunlarını seviyorlar. • 68'liler bu dünyada yaşıyorlardı, internetçiler sanal dünyada yaşıyor- lar. • 68 kuşağı yüz yüze konuşurdu, netçilerse chat yofuyla konuşuyor- lar. • 68 kuşağı mektup yazardı, kart atardı. Netçiler e-posta ve e-kartı ter- cih ediyorlar. • 68'liler anti-Amerikandı. En önemli sloganları "Yankee go ho- me", en önemli eylemleri ise ABD 6. Filo karşıtı eylemlerdi. Internetçiler ise Amerikancı. Silikon Vadisi'ni kâ- beleri olarak görüyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle