25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3*ĞUSTOS2001PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sezer'le görüşecekler Depremzedeler SÖZÇİZGtNİN Turhan Selçuk Ankara ya yürüyor YiırtHaberieriServi- siOepremzede dernek- l e n Marmara ve Düzce depremlerinin ardmdan 2 >ıl geçmesine karşın gidbrilmeyen sorunlan- n a cozüm istemek ûzere d ü t Avcılar'dan Anka- ra'va yürüyüş başlattı. De^remzedeler bugün d e rumhurbaşkanı Ah- m c Necdet Sezer'le gö- rüşîcek ve taleplerini içeren bir rapor suna- caklar. 17 Ağustos 1999'da me/dana gelen 7.4 bü- yüklüğündeki depremin 2. jıldönümü nedeniyle 'Arük Yeter' kampanya- sı kapsamında Avcılar Gümüşpala. Adapazan, Bekirpaşa, Düzce, Göl- cük, Karamürsel ve Ya- lova depremzede der- nekleri üyeleri ve yurt- taşlar seslerini duyur- mak için yürüyüş başlat- tılar. Dünsaat ll.OOsı- ralannda Avcılar Bele- diyesi önünde bir araya gelen yaklaşık 50 dep- remzede, basın açıkla- masının ardından alkış ve pankartlarla E-5 ka- rayoluna dogru yürüyü- şe geçti. Daha sonra 20 kişilik bir grup otobüslerle Ya- lova'ya hareket etti. Ya- lova Iskele Meyda- nı'nda depremzedeler adına basın açıklaması yapan Dep-Der Koordi- natör Sözcüsü ve Yalova Şube Başkanı Tuncay Aydnıiçen, depremin ar- dından toplanan 8 kat- rilyonu bulan iç ve dış yardımlar ile vergiler- den oluşan bu kaynağın sadece 2.3 katrilyonu- nun bölge için harcandı- ğına dikkat çekti. PAPANDREU - KIBRtS İÇİN "A.B."YE GİDECEKSİNİZ.. Doç. Aydın: Devletin sağlık alanı kaygısı, köylülere TV götürmek kaygısından öteye gidememiştir SaghkücretsizohııahSAADETUSLU ' ARANT - Türkiye'de 1960'h yıl- larda kabul edilen ve sağlık hizmet- lerinin eşit verilmesini öngören ya- salar, 40 yıldır hayata geçirilemedi. Son 30 yıldır hükümetlerin sağlığı bir yük olarak görmeye başladığına dik- kat çeken uzmanlar, "Türkiye'de sağ- hk hizmetkrinin ücretsiz verflebflece- ğuü" savundular. Eğitim ve Sağlık Muhabirleri (ESAM) ile Türk Tabipleri Birli- ği'nin (TTB) MSD ilaç fırmasının desteğiyle düzenlediği "Sağuk Bilin- ci ve Medya" toplantısının dördüncü- sü Abant'ta yapıldı. "Sağhk hizmcti organizasyonlan ve finansmanT ko- nulutoplantıdaTürkıye'nın 1923 yı- lından bu yana sağlık politikalan tar- Uzmanların önerisi • Yöneticilerin yüzde 30'u görev yaptıklan ilde 2 yıldan daha az bir süre bulunuyor. 5 yaşın altındaki çocuklarda ölüm oranlan binde 32 olmalıyken bu rakam binde 55. Tıbbi cihaz şartnameleri uzman düzeyinde bilgiye sahip kişiler tarafından hazırlanmamakta. tışıldı. Hacettepe Tıp Fakültesi De- ontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Da- lı'ndan Doç. Erdem Aydın hazırla- nan projelerin hayata geçırilemediği- ni belirterek, "Devietin sağlık alanı kaygısı, köylülere TV götürmek kay- gısından öte\e gidememiştir' 1 dedi. Uludağ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Prof. Hamdi Ay- tekin de, Prof. NusretFîşek tarafından getirilen basamaklandınlmış sağlık sistemi modelının hâlâ uygulanama- dığını söyledi. Aytekin, "Buna göre kişi önce sağlık ocağına gidecek, he- kim hastanın durumuna göreyönlen- direeek. Şimdi başı ağnyan hastane- ye gidiyor. Uygar ülkekrde çabşan bu sistem kanundaotmasına karşın Tür- kiyeiçinhayaT diye konuştu. Yasanın hekimler için tam gün çalışmayı ge- tirdiğini de belirten Aytekin, u Ama hekimler bunu kabul etmedl Çünkü uzmanların geürieri düşüyor" dedi. "Niye kâr edflmesin?" 1980'lerden sonra Türkiye'de tt Ni- ye sağhktan kâr etmeyeinn" görüşü- nün hâkim olmaya başladığını vur- gulayan Prof. Aytekin. "Teknotojiart- ü. Sadece İstanbulda 72 MR varken, tngütere'de toplam 70 tane var. Has- taneleröteküerden daha iyi okhığunu kamtlamakiçindevamlı teknoJojileri- ni artûrdı" diye konuştu. Uludağ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Yrd. Doç. Kayı- han Pala ise hükümetin isterse sağlık sisteminin finansmanını tamamen vergiden karşılayabileceğini savun- du. Bu sistemde sağlık hizmeti sunu- munun kamunun sorumluluğunda olacağmı belirten Pala, 1980 sonrası sağhkta yaşanan gelişmeleri ve kötü yönetim örneklerini şöyle anlattı: "1961 Anayasası'nda sağhk devle- tin ödeviyken, 82 Anayasası'nda hiz- tnetterin düzenlenmesi oldu. Sağlık çalışanlarının özlük hakları yüzde 60 oranında geriledi. Sağlık yatı- rımları teşvik kapsamına alındı. 1980 yılında kişi başına cepten har- cama 27 dolar, 96 yılında 72 dolar. Sağlık ocaklanna döner sermaye. Yöneticilerin yüzde 30'u görev yaptıklan îlde 2 yıldan daha az bir süredir bulunmaktalar. 5 yaşın al- tındaki çocuklarda ölüm oranlan binde 32 olmalıyken, bu rakam binde 55. Tıbbi cihaz şartnameleri uzman düzeyinde bilgiye sahip ki- şiler tarafından hazırlanmamakta. Sağlık Bakanlığı raüsteşan adam kayırma ve rflşvetİ gerekçegöstere- rek istifa ediyor. Yıüardır sağhk ocaklarında ve ana-çocuk sağlığı dispanserlerinde kadınlara takılan rahim içi araçlanndan artık para istenivor." Kalp krizine karşıspor TRABZON(AA)- Türkiye'de ölüm nedenlerinin başında gelen kalp krizinden korunmak için sigara içmemek, çocuk yaştan itibaren sağlıklı beslenme ve yaşama alışkanlıklan kazanmalc, katı yağlardan uzak kalmak, kiloyu kontrol altında tutmak, egzersiz yapmak ve düzenli sağlık kontrolünden geçmek gerektiği bildirildi. Türk Kalp VakfVnın, 'www.tkv.org.tr' _ _ adlı internet sitesinde, Türkiye'de her yıl on binlerce insanın kalp krizi geçirerek hayatmı kaybettiği belirtildi. Ölümlerden pek çoğunun, hayatın en verimli çağmda geldiğine dikkat çekildi. Sitede, bilimsel çalışmalann, belirli koşullann ve yaşam biçimlerinin kalp krizi tehlikesini arttırdığı ve bu koşullar değiştirilirse kalp krizlerinin de azaltılıp önlenebileceğini ortaya koyduğu kaydedildi. Özellikle çocuklara erken yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme ve yaşama alışkanlıklannın kazandınlmasının, onlara uzun ve sağlıklı bir ömür hazırlayacağma işaret edilen sitede, sakin ve hareketsiz bir günlük yaşam sürdürenlerde kalp krizleri, yürüme, koşma, bisiklete binme ve yüzme gibi beden faaliyetlerini düzenli bir şekilde yapanlara oranla daha sık görüldüğü bildirildi. Fazla ldlo risk Sitede sigara içmeyenlerde kalp krizine rastlanması olasılığınm sigara içenlere • Türk Kalp Vakfı'nın interaet sitesinde Türkiye'de her o r a n l a yılonbiıüerce o n e m h kişininkalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği belirtiliyor. ölçüde az olduğu belirtilerek sigara içmiş olup da bırakanlarda da kalp krizi ihtimali gittikçe azalarak zamanla hiç sigara içmemiş olanlann durumuna yaklaştığı ifade edildi. Sitede, kilo fazlası olanlann, normal vücut ağırlığına erişmek için doktor yardımı istemesi gerektiği vurgulamrken fazla kilolu çocuklann da normal vücut ağırlığı içinde büyümelerinin önemine dikkat çekildi. Doğa savaşçılan çevre örgütü, Haliç'i temiz gösteren yöneticileri protesto etmek amacıyla denize mavi boncuk atarak eylem yaptı. Eylemciler daha sonra, polisin denizi kirtettikleri ikazı üzerine boncuklan denizden topladı. Türkiye'nin çevre konusunda radikal değişiklikler yapması gerekiyor Temiz üretim için savaşım ÖZLEMGÜVEMLİ Dünyanm en tehlikeli kimya- sallan olan Kahcı Organik Kirle- ticiler'i (KOK) yasaklayan ilk uluslararası anlaşmaya imza atan Türkiye'nin PVC ve klor üreten sanayi kuruluşlannda, katı atık yakma tesislerinde köklü altyapı değişiklikleri yapması gerekiyor. Türkiye'nin tek katı atık yakma tesisi olan İZAYDAŞ ile PVC, k- lor üreten PETKİM, anlaşma ge- reği ya kapatılacak ya da ya da te- miz üretim yöntemlerine geçe- cek. Anlaşma şartlannın radikal değişımler gerektırmesi, Türki- ye'nin anlaşmayı uygulayıp uy- • Türkiye, dünyanın en tehlikeli kimyasallannı yasaklayan anlaşmaya imza attı. Tehlikeli kimyasallar arasında PVC ve PCB üretimi ile katı atık yakma sırasında ortaya çıkan dioksin ve fuannlar yer alıyor. gulamayacağı konusunda tartış- kendi içlerinde tek başına çözüm malara neden oluyor. Türkiye'nin de dahil olduğu 97 ülke, 23 Mayıs'ta KOK'lann kul- lanımdan kaldınlması için "Stockholm Konvansiyonu" an- laşmasını ımzaladı. Anlaşmanın imzalanması için katı atık yakma tesisi IZAYDAŞ'ta eylemler ya- pan, "Temiz Üretim Turu" başla- tan Greenpeace'in Toksik Mad- deler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, anlaşmalann olamayacağını vurgulayarak, "Anlaşmalar, ancak hükümetler onlan somut eylemlere dönüştü- rürlerse ve tedbirti yaklaşım iUie- sine dayanan endüstrhel ve ger- çek yasal değişiklikleri uygular- larsa etkili olurlar" dedi. Anlaş- maya göre KOK'lann kaynakta yok edilmesi gerektiğini belirten Dökmecibaşı. katı atık yakma te- sislerinin ve klor kullanan tesis- lerin altyapısının değıştinlmesıni istedi. Dökmecibaşı, KOK'lar arasında yer alan dioksinin, katı atık yakma sırasında ortaya çık- tığını ve filtreyle de yok edileme- yeceğini anlatarak, "İZAYDAŞ'a ya izin verilmeyecek, kapatılacak ya da temiz üretime geçmesi sağ- lanacak, Tehlikeli kimyasallar ye- rine alternarif maddeler kullanü- maü1 " diye konuştu. Çevre Ba- kanhğı'nın 1998 yılında temiz üretime geçişle ilgili bir genelge- si olduğunu anımsatan Dökmeci- başı, bu genelgeye karşın PVC ve klor üretiminin, katı atık yakma- nın devam ettiğine dikkat çekti. AYDINLANMA EMRE KONGAR Zerzevatçı Hopaplöpü, Milll Güvenlik ve Can Kıraç Türkiye'de adına yıllarca "laik ve demokratik sosyal hukuk devleti" dediğimiz ve aslında ne la- ik, ne demokratik, ne sosyal ne de hukuk devleti olan bu siyasal sistemin dibe vurduğu buaklat- macayla artık hiçbir yere gidemeyeceğimiz açık- ça ortaya çıktı. Mesut Yılmaz'ın hem kendisinin ANAP içinde- ki konumunu güçlendirmek hem de oy kaybeden partisini yeniden toparlamak için, bence çok yan- lış bir taktik olarak başlattığı son "Milli Güvenlik Kavramı" tartışması ve Genelkurmay'ın buna verdıği yanıt, bu teşhisimin en güzel kanıtı. Bir iktidar düşünün ki somut olarak, en üst dü- zeyde, banka hortumlamalarını engelleyemiyor, hortumlanan miktarda kredi bulmak için IMF'ye teslim oluyor, en alt düzeyde vatandaşlannın be- yinlerinde patlayan ve günlük yaşamı çekilmez bir işkence haline getiren cızırtılı zerzevatçı hoparlör- lerini bile durduramıyor, ama soyut olarak M Willi Güvenlik Kavramını" tartışmaya açıyor. Aslında "Milli Güvenlik Kavramının" her dü- zeyde ve her ortamda tartışılması, hiç kuşkusuz, "Demokratik ve laik, bir sosyal hukuk devleti- nin" en büyük gücüdür: Çünkü halk bu yolla varlığını tehdit eden sorun- ların bilincine vanr ve kendisini temsil eden siya- sal otoriteye bu konularda destek vererek onu özellikle uluslararası planda güçlü kılar. Ama Türkiye'de böyle olmuyor. Neden? Çünkü siyasetçiler, "Milli Güvenlikle" fılan de- ğil, ceplerini doldurmakla meşguller. Halkın günlük yaşam koşullan attında ezilmesi ve mutsuz olması, en önemlisi de gençlerin ge- leceğe ilişkin umutiannı yttirmesi umurlannda biledeğil. Peki umurlannda olan ne: Soygunlannı sürdürebilecekleri iktidar gücünü ellerinde tutmaya devam edebilmek. işte, halkın en ufak sorunuyla bile somut olarak ilgilenmeyen, bırakın banka hortumlamalannı, ör- neğin, çok küçük ve basit bir sorun olan, "hopar- lörlü satcılann" yol açtıklan inanılmaz gürültü terörünün yarattığı mutsuzluk ve umtusuzluğu dik- kate bile almayan siyasal iktidar, halkın destegini yitirdiğini gördüğü anda, günün modasına uygun sloganlar çerçevesinde "soyut kavramlar" ve "soyut düşmanlar" üzerinde tartışma açarak, gündemi değiştirmeye ve başansızlığını saklama- ya kalkışıyor. Koç grubunun yıllarca en üst düzeydeki yöne- ticiliğini yapmış olan Can Kıraç, "teknokratlar hükümeti" konusunda şöyle bir öneri yollamış bana: "1) Hükümet Başbakan Bülent Ecevit tarafın- dan kunjlur. Bahçeli ve Yılmaz başbakan yar- dımcısı olurlar. Böylece; siyasal irade, yeni Bakanlar Kurulu'nun temelini oluşturur. 2) Kemal Derviş ekonomiden sonımlu başba- kan yardımcısı olarak hükümetteki yerini alır. 3) Diğer bakanlıklara (tabii bakanlık sayısı azal- tılarak), TBMM dışından, mesleklerinde ehliyetle- rini kanıtlamış kişiler atanır. Atamalarda, bu kişi- lerin, cumhuriyetin temel ilkelerine ve ekonomik programa uyumlu icraat yapacaklan konusunda ön mutabakat sağlanır. 4) TBMM, seçimle vepartilerle ilgili yeni düzen- lemeleri yasalaştınr. 5) 2002 yılı Mayıs ayında yeni seçim yapılır." Can Kıraç mektubunun sonunda şöyle diyor "Bu önerimin, 'demokrasi'y; her vesileyle kat- leden ve 'Cumhuriyet'e olan inancı zedeleyen bugünkü rejimden daha fena sonuç vereceği gö- rüşüne hiç ihtimal vermiyorum ve 'ara rejim' ola- rak tanımlamasını da Ecevit'e rağmen (!), içime sindiremiyonım!". Ben Can Kıraç'ın mektubunu, "aydın vatan- daşlann", siyaset hakkındaki düşüncelerine bir örnek oluşturduğu için aktardım. Önerinin, "siyasal irade eksikliğinden" dola- yı, uygulanabilir olduğunu da sanmıyorum. www.kongar.org The Mail on Sunday gazetesi Deli dana hastalığına mucize tedavi LONDRA(AA)-ln- giltere'de 'deli dana' hastalığına bağlı olarak insanlarda görülen Cre- utzfeld-Jakob hastalı- ğuun yeni çeşidine (n- vCJD) yakalanmış bir kişinin, bir nevi kobay olarak kullamlarak da- ha önce hiç denenme- miş bir tedavi sonucu 'şaşırücı bir şekilde' iyi- leştiği bılduıldı. The Mail on Sunday gazetesinde yer alan habere göre doktorlar, geçeri haziranda Rac- hel Forber adh 20 ya- şındaki kıza, 'nvCJD' teşhisi koydular ve genç kızın en fazla 1 yıl ömrü kaldığını belirtti- ler. Gazetenin haberin- de, kızın hastahk nede- niyle yürüyemediği, düzgün konuşamadığı ve beslenemediği kay- dedildi. Haberde, kızmın öl- memesi için babasının son bir umutla, deli da- na ve bu hastalığm in- sanlardaki versiyonuna yol açan virüs veya bakteri benzeri 'pri- on'lan keşfi sayesinde 1997'de Nobel Tıp Ödülü'ne layık görülen Amerikalı Profesör Stanley Prusiner ile te- mas kurduğu açıklandı. Mail on Sunday gazete- si, ABD'de profesörler tarafından yapılan, an- cak 'niteliği açıklanma- yan bir tedavi' sonucu genç kızın sağlık duru- munun mükemmel şe- kilde düzeldiğini du- yurdu. Bu tedavi sonu- cunda kızın şu anda yardım almadan yürü- yebildiği ve zorlanma- dan konuşabildiği bil- dirildi. Profesör Prusiner'in ekibinden yapılan açık- lamada ise 'hastahğuı bir tedavisinin bulun- duğunu sÖylemek için henüz erken olduğu' belirtildi. 1996'danbe- ri toplam 106 'nvCJD' vakasımn görüldüğü Ingiltere'de bu hastalık- tan 99 kişi öldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle