25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi GenelYayınYönetmenı: Ibrahim Yıldız # Yazuşlen Müdürii: Satim Alpaslan # Sorumlu Mııdur Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdürii: Hakan Kara İstıhbarat Cengiz Vıldırım • Ekonomı. Özlem Yüzak 0 Kültur. Handan Şenköken 9 Spor. Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah \ azıcı • Bılgı- Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehnİet Faraç 0 Avrupa Temsılcısr Güra> Öz Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkanl. Orhan Erinç. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. İbrahim Vıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • îzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H Zı\a BK 1352 S 23Tel 4411220. Fak> 4419117• AdanaTeıiısücısı Çetin Yiğenoğlu, Inönütd 119 S No.l Kat l.Tel. 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Müdürii: Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korulsan # Mu- hasebe. Bülent Yener# tdare Hüscyin Gürer • Satış Fazilet Kuza M E D \ A C: • >önetım Kurulu Ba^kanı - Genel Mudur Gûlbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel VludurYardımcısı SevdaÇobao Tel 514 07 53 - ks 5138463 \a)imla>ao \e Basan: \enı Gun Haber Ajansı. Basın \e ^ avmcılık A Ş Turkocajı C ad 3>> 41 Cağaloglu J41U lüanbul PK 246 - SıVkecı 34435 Istanbul Tel (0 212)51205 (15 Cühall FaU 10 212) 5U 85 «5 www.cumhurivet.com tr 13AĞUSTOS2001 İmsak: 4.23 Güneş: 6.05 Öğle: 13.16 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.15 Yatsı: 21.47 Kanyonda susamupu Meri • YOZGAT(AA)- Yozgat'ın Aydıncık ılçesine bağlı Kazankaya beldesinde bulunan 10 kilometre uzunluğunda, 1363 metre yüksekliğindeki Kazankaya Kanyonu'nda, nesli tükenmekte olan susamurlanmn izlerine rastlandı. Hacettepe Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırmanm sonuç raporunda, 4-5 birey olarak yaşadığı saptanan susamurlannın korunması için gerekli önlemlerin alınması istendi. Bayındır'da yangın • İZMİR(AA)- Izmır'in Bayındır ılçesi Ovacık mevkiinde önceki gün çıkan ve yaklaşık 50 hektarhk ormanhk alanda etkili olan yangının yayılmasıntn durdurulduğu bıldirildi. Yetkililer, "Ancak yangının kısmen de olsa henûz kontrol altına alındığını söylememiz mümkün değil" dediler. Bu arada çalışmalar sırasında zehirlenen Bayındır Orman Işletme Müdürlüğü'ne bağlı Ovacık Işletmesi söndünne ekibinden bir kişinin tedavisinin sürdüğü bildirildı. Öte yandan Bayındır Ilçe Jandarma Komutanlığı ekiplen, yangma, Alanköy'deki tarlasını temizlemek amacıyla yaktığı ateşin yol açtığı belirlenen Salih Bahadır'ı gözaltına aldı. Bayındır Cumhuriyet Savcılığı'na sevk edilcn Bahadır, çıkanldığı mahkemede tutuklandı. Panda ailesine yeni üyeler •ŞANGHAY (AA) - Çin'in güneybatısındaki Siçuan eyaletınde 13 pandanın gelecek aylarda doğum yapması beklenıyor. Panda Yetiştırme Teknolojisi Komitesi Başkanı Zhang \nju, "Deneyimlerimize göre, doğanlann yüzde 50 sı ikiz olabilir. Bu durumda panda ailesine 13 ila 20 yeni üye bekliyoruz" dedi. Soylan tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan ve dünyada sayılan 1000 kadar kalan pandalann yüzde 80'ı Çin'in Siçuan eyaletınde yaşıyor. Çocuk koruma politikalapı •İSTANBUL (ANKA) - Çocuklan koruma politikalannın ve uygulamalannın geliştirilmesi uluslararası konferansta masaya yatmlacak. Çocuk İstisman ve thmalinin Önlenmesı Avrupa Konferansı'nın sekizincisi 24-27 Ağustos tarihleri arasında Istanbul Polat Rönesans Oteli'nde yapılacak. Konferansta, değişik ülkelerden gelen uzmanlar var olan koruma sistemlerini değerlendirerek yeni öneriler getirecekler. Dünya gençleri Avanos'ta •NEVŞEHtR(AA)- Gençlik Servisleri Merkezi ve Avanos Belediyesı'nce düzenlenen çalışma kampına katüanö ülkeden 20 genç kız . ilçede kaldırımlan boyuyor, hah dokumayı öğreniyor. Avanos Belediye Başkanı Seyhan Duru, kamp için ABD, lspanya, Belçika, Japonya, ttalya ve Fransa'dan gelen .gençlerin. birtakım hızmetlerin yürütülmesinde kendilerine yardımcı olduklannı söyledi. Kadınlar, www.zenginkoca.comJ a giren erkeklerin kendiniyanlış tanıtabüeceklerinisöylüyor ve ekHyor:Amacımız eğlenmek YakışMıyım,gencim,zenginim Yaş yetmiş, îşlerî hüıneıııiş Çeviri Servisi - Insanoğlunun gençlik iksirine yönelik arayışı yüzyıl- lardır sürüyor. Son yıllarda özellikle ABD'de, hormonlu ilaçların kullanımıyla yaşam kalitesini iyileştirmek ve yaşanan yıl sayısını arttırmak konusunda önemli adımlar atıldı. Ancak ortada bir gerçek var ki o da. 2000'li yıllarda da "20'li yaş- lardaki gibi genç, güzel ve dinamik" kalmayı sağlayacak bir iksirin ortaya çıkmasının zor olduğunu gösteriyor. Yaşam süresi uzasa. in- sanlar daha sağlıklı da olsa "yaşlüık" kavramı- nın ortadan kalkmasının mümkün olmadığına kesin gözle bakılıyor. Bu saptamadan yola çıkan "Colors" dergisinde yaşlıların dünyasına bir yolculuk yapılıyor. Benetton'un yayımladığı dergiye göre 1964'te Gü- ney Kaliforniya'da kurulan ve sakinleri sadece yaş- lılardan oluşan "Boş N'aldtler Dünyası^nın yaş orta- laması 77.5. Gençlik kültürünün baskın olduğu günü- müzde nüfusu 18 bin olan yaşlılar kasabasında yaşa- yanlann Meksikalı göçmenlerden oluşan bir bekçi ordusu var. Nüfusun yüzde 42'sini 80 yaşını aşmış ki- şilerin oluşturduğu kasabanın sakinleri günlerini bir- birleriyle dertleşerek. golf. pingpong ve bilardo oyna- yarak su balesi yaparak, kitap okuyarak, televiz- yon seyredefek. çeşitli oyunlar oynayarak geçiriyorlar. Etkinlik sayılan bunlarla da kısıtlı olmayan u mega- huzure- vi^nde kimileri kek, pasta yerken, diyet yapmak zorunda olan yaşlı- lar özel yiyeceklerle besleniyor. El sanatlanyla uğraşan, örgü ören. hatta piyano dersi alanlar bile var. Emekli öğretmen olan 92 ya- şındaki Nancy Kellner'in en büyük zevki, pingpong oynamak. Su balesi ekibinde ise kanseri yenmiş olanlar, beyin tümörüyle mücadele edenler var. Geçen yıl yüz yaşını dolduran. emekli atletizm antrenörü Jim Purcell. yaşlılıkla ilgili en kanına dokunan şeyin otomobilinin anahtarlannı teslim etmek oldu- ğunu söylüyor. 73 yaşındaki George Kolb. "Boş \akitler Dünyası^nın ABD'nin en güvenli yerle- şim birimlerinden olduğunu düşünüyor. SAADETUSLU ÖZLEM GtTVTMLt Kendinize hem zengin. hem yakışıkh, hem kültürlü bir koca mı arıyorsunuz? Yoksa sadece zengin olması yeterli mi? 21. yüzyılın yük- selen değerleri kutsal evlilik kurumunu da sarstı. Artık "boyu boyu- nıa, huyu huyuma" devri ka- pandı: yıllık gelir, araba markası. evin bulun- duğu semt. evlenmek için olmaz- sa olmaz şartlarhaline geldi. Evlilik için ilk adımlar artık www. zenguikoca.com da atı- lıyor. Sadece zengin ko- ca arayan kadınlara hiz- met veren sitede seçici olan kadınlar. Kadınlar adaylar ara- sından birini seçip beğenerek mesaj gönderiyor ve seçilen erkekle, seçen kadm ara- sındaki ilişki başlıyor. Ancak, binlerce üyesi bulunan intemet sitesi, kadınlara "zengin ko- ca bulma hizmeri" verme konusunda çok da güvenli de- ğil. Çünkü sitede zengin koca aday- lannınverdiğibil- gilerindoğruluğu- nu denetleyecek bir mekanizma yok. Bu intemet adresi- ne girdiğinizde zengin koca adı altında "züğürt erkeklerle'" kar- şılaşabiliyorsunuz. Artık şan- sınıza... Erkek eş adaylan, sanal âlemde dış görünüşün gerçek- ten öneminı yitirip ruh güzel- liğinin ve zekânın ön plana çıktığını söylüyorlar. Okan, bu sitenin "garip veyadırganır'' bir tarafı olmadığını belirte- rek "İnsan ilk önce kendineiyi anlaşabileceği bir arkadaş an- yor. Sonuçta sitenin adı zengin koca' diye, buraya her giren kendine koca aramıyor" diyor. Sakin ve mutlu bir hayat için evlenmek isteyen 30 yaşında- ki Okan, bu sitenin kendisi için ifade ettikJerini şöyle anlatı- yor: "tnsanmtanışOğıkişilerbir sûre sonra hep ayru ç,evre, hep aynı ortam ve hep aynı düşün- cede oluyorlar. Neden burada insamn karşısına daha değişik bir çevreden insanlar çıkmasın ki?" 45 yaşındaki Davut, "Her şeyi eşimle paylaşmak, fantezi- lerinıi eşimle daha güvenli ve sağhkh bir şekikk yaşamak için evlenmek istiyorum'" diyor. Siteye kendılerini zengin ko- ca olarak sunan erkeklerin ba- zılan, "Denemeyedeğerdeon- dan" diyerek bazılan "Yaşam, paylaşümadan hiçbir şey ifade etmiyor". bazıları "Güzel bir hayat yaşamak" için diyerek bazılan ise yalnızlıktan evlen- mek istiyor. Sitede zengin ko- ca avına çıkan kadınlann ço- ğu asıl amaçlarını gizleyerek meraktan ya da ilginç olduğu için siteye girdiklerini söylü- yorlar. Ama sadece bekâr kadınla- nn bu siteye girdiklerini düşü- nürsek çoğunun "beUd" diye düşündüğünü söylemek yanlış olmaz. Kadınlann çoğu bu si- teden zengin bir koca bulama- yacaklannı, zengin erkeklerin bu siteye girmeyeceğini düşü- nüyorlar ve "Site\e evlenmek için değil eğlenmek için giriyo- ruz" diyorlar. Çocuklar oynarken zehirleniyor NEW YORK/ANKARA (ANKA) - Şehir ya- şamı nedeniyle çocuklann rahatça oyun oy- nayabilecekleri neredeyse tek yer olan ço- cuk bahçelerinin, oyuncaklann üzerindeki arsenik nedeniyle 'zehir' bahçelerine dönü- şebileceği uyansı yapıldı. ABD'nin Cincin- nati Eyaleti Çevre Koruma Örgütû görev lisi Anne Lindsey. çocuklannı parka götüren ai- lelerin tek korkusunun düşme ve yaralan- malann olmaması gerektiğini bıldirdi. Bir- çok parkta, oyuncak, sıra, piknik masalan, süslemeler gibi aletlerin arseniklenmiş ağaçlardan yapıldığına dikkat çeken Lind- sey, "Arsenik, krom ve bakır kanşunından oluşuyor ve ağacı böceklerin yemesinden ko- rumak için kullanılıyor. Sorun. arseniğin ağaçta beklendiği kadar uzun süre kalma- ması" dedi. Lindsey. arseniklendirümiş odunun hafif yeşil bir renge bo>anmış bir göriinümde olduğunu anlattı. Suyu susadıkça için TEKSAS/ANKARA (ANKA) - Sıcak hava- lar, sağhk, güzellik ve diyet gibi nedenlerle insanlan her yerde bir şişe suyla görmeye alışkın olduğumuz bugünlerde. iddia edildi- ği gibi en az 8 bardak değil, yalnızca susa- dıkça su içilmesi gerektiği belirtildi. Teksas Güneybatı Tıp Fakültesi Üroloji Bö- lümü doktorlanndan Robert Alpern. yayım- ladığı bir makalede, rüketilen fazla suyun, vücudu temizlemediğini, cildi güzelleştir- mediğini, idrar olarak dışan atıldığmı kay- derti. Alpern makalesinde. "Yeteri kadar su içmediğinizde, vücudunuzun size bunu an- lattığı çok i\i bir yol vardır: Susarsuuz. Susa- mak öyie hassas bir mekanizmadır ki \ ücut- ta herhangi bir hasar mcydana gelmeden ön- ce siziuyanr" dedi. Penn Devlet Üniversite- si beslenme profesörlerinden Barbara Rolls ise "Kilo Kontrol Pianı" adh kıtabmda, Al- pern ile benzer görüşleri savundu. v>. > e-posta: tan (g prizma. net. tr R. ESEF KARAKUŞ: Sezaryen sakat doğumu önlüyor KA\'SERİ (AA) - Riskli doğumlarda sezaryen yapılmaması sonucu bebeklerin ölü ve özürlü'doğma olasıhğımn arttığı bil- dirildi. Kayseri SSK Bölge Hastanesi Başheki- mi Dr. Esef Karakuş. 1998 yılında hasta- nelerinde yapılan 4 bın 876 doğumdan yüz- de 4.7'sinin. 1999 yılında 6 bin 034 doğum- dan yüzde 7.1 'inin. 2000 yılında 5 bin 675 doğumdan yüzde 10.7'sinin sezaryenle ya- pıldığını belirttı. Sezaryen gerektiren doğumlarda, sezar- yen yapılmayarak normal doğumda ısrar edilmesinin. oksijen yetersizliği nedeniy- le bebeklerin ölü. zihinsel özürlü ve spas- tik kalma riskini arttırdığını anlatan Dr. Karakuş şunlan söyledi: "Sezaryen doğumun normal doğuma oranı, Türkiye şartlanna göre \iizde 16 ol- malı. Sakat ve ölü bebeklerin sayısım azalt- makiçin doğum ünitemizde son 2 yıklan be- ri sezaryen doğumu arttırma yolunda ça- lışma başlattık." SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Sorun, 'Laiklik'ten Çok 'Sınıfsal Partiler' Sorunu!... Yoksa yanlış mı hatırlamaktayım? 'Mülkiyet hırsızlıktır' özdeyişi, ünlü 'anarşıst' kuramcı Proudhon'a aittir; mülk sahibi olmak, bir yerde. 'insanın ınsana kulluğunu' kolaylaştırdığından. (yoksa 'ıçerdiğin- den' mi?) böyle söylüyor. Sanırım. o karanhk 4O'lı yılların başlanndaydık, bu sözü ilk defa, arkadaşlarımdan, Ihsan Ahmet'in ağzından duymuştum: Karşıyaka sahılınde, yo- ğun mehtap: yaldızlı lacivert, Körtez; karşıda izmir'in ışık- ları, ışveyle göz kırpıyor; bilinmez hangi yalıdan, gramofo- nun birinde, Tıno Rossi, ünlü şarkısı 'Marinella'yı söyle- mektedir. ihsan Ahmet, o biraz da çokbilmiş haliyle, demişti ki: "- ... Proudhon'un kastettiği, sahipsiz bir toprarjı, ilk defa çit- le çeviren adamdır..." Şimdi. zaman zaman, düşünürüm: Ne kadar cahilmişiz! Ne mülkiyet'ın yüzlerce yıl boyunca, Batı'da 'llahi Hukuk'un (Kilise ve 'Ruhbân'ın) mutlak de- netiminde olduğundan. haberimiz vardı: "ne de Doğu ül- kelerinde(Müslümanlık'ta) kullar'a değil, Hazret-i Allah'a -vekâleten Ernir-ül-müminin'e- ait olduğundan! Şu yaşa- nılan düzen, oldum olası sürüp gidiyor sanırdık! Böyle bir diyalektiğin tarihi! Bırakın o yılları, bugün bile ülkemizde kaç aydın (solcu) Fransız Burjuvazisi'nin. hukuken serbestçe mülk sa- hibi olabilmek için, o ünlü 1789 Ihtilali'ne kalkıştığını bilir? Soyluluk'ta mülk (toprak), babadan oğula, Zadegân'a (derebeylik) airti; hatta, üzerinde yaşamakta olan, köy- lülerle biriikte (serfler) idi bu 'aidiyet'; 'ihtilal, bütün yurttaşlara, mal mülkedinmek hukuki eşitliğini getiri- yordu; (yoksa, 'liberal' terimi, buradan mı üretılmıştır?) 'ra- dikal' döneminde, kilise'ye ve soylular'a karşı; (Ruh- ban ve Zadegân) köylüler, işçiler, burjuvalar adeta ke- netlenmiştir; o kadar, eylem birliği içindeydiler; o yüz- den de 'Hâkimiyet'in artık 'Kilise'ye (Tann'ya), ya da 'Kral'a (dolayısıyla feodal düzene) değil, halka (mille- te) ait olduğundan söz edilir; hem de, 'bilâ kayd-ü şart!' Cumhuriyet'in sağladığı hukukeşitliği, Demokrasi'nin sağladığı siyasal eşitlikle, pekiştirilecekti; çok partili, parlamenter demokraside, o partilerden önemli bir kısmının, işçi sınıfının partileri olması, o ihtilalin halk- çı ve demokratik karakterinden geliyor. Bu ne demek? Hanidır yazıp duruyorum: 'Hâkimiyet' halka aittir, milletındtr; ama demokrasi, çeşitli sosyal sı- nıflann, çıkarlannı korumak için oluşturacağı, siyasi par- tilerin 'farklı programlar', 'farklı iktidar' önerilerine açıktır'; hatta yalnız önerilerine değil, halkın çoğunlu- ğunu elde ederierse, iktidar olmalarına da! Bu sözle- rim, soyut bir aydının, soyut sözlerı değil: somut -ve ya- şanmış- birtarihin, somut kanıtları: 1789'dan bu yana, Av- rupa Siyasi Tarihi'ni yakından inceleyıniz, göreceksiniz: Böyle bir diyalektik işleyişin, gözle görülebılır tarıhıdir. Fransız hâklm, niye gözünü bile kırpmadı? Sağcısı da, solcusu da; çokluk Türk aydını için, demok- rasi 'soyut' birkavramdır; 'iktisad-ı siyasi' bilmeyiz: bil- sek de, koşullarımıza uygulayamayız: oysa, Batı'nın 'Kla- sik Gelişme Şeması'nda. her kavramın bir muhtevası ol- duğu, bir gerçek! En zayıf bir dikkat bile, Refah davasında Fransız hâki- min, gözünü kırpmadan, 'kapatılmasf lehinde karan onay- ladığını farketmiştir; en Vanlış' demokrat, bundan hare- ket ederek, sanıyor ki, böyle yapmakla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kendi kendisiyte çelişmiştin çün- kü neden, çünkü daha önce aynı mahkeme, sosyalist ve komünist partilerin kapatılması davalannda, Türki- ye'nin aleyhinde oy vermişti: Partı kapatma karan değil mi, öyleyse aynı şey! Aynı şey sanılıyor ama. merakhsı bi- lir, farklı şeylerdir, ısterseniz onu bir kurcalayalım. Sosyalist parti de, komünist parti de. 'muhtevası' ve 'iş- levi' itibarıyla Proletarya (işçi sınrfı) partileridır. İşçi sınıfı, 1789 Ihtilal-i Kebiri'nde, 'taraf; devrimi, Burjuvazi'yle be- raber, onun yanında yapmış; bu yüzden de, 'klasik 'bur- juva demokrasileri'nde, iktidann 'altematifi'. iktisad-i Si- yasi açısından bakılırsa, zaten bir demokrasinin, de- mokrasi olabilmesi için, işçi sınrhna dayalı, sosyalist ve komünist partilerin bulunması, şart-ı evvel; hatta bir demokrasinin 'olmazsa olmaz' koşulu! Eğer Türkiye, hem 'demokrat' geçıniyor; hem eline fır- sat geçirdikçe, sosyalist ya da komünist partileri, kapatı- yorsa: 'bızatihı' demokrasi kavramını hırpalıyor demektir; o yüzden de siyasal ve ekonomik gelişmeleri, 'modernist' gelişme şemasına göre 'değerlendiren' Avrupa İnsan Hak- ları Mahkemesi, mantığın diyalektiği içinde, sosyalist ve komünist partilerin kapatılmasını 'takbih' etmekte ne kadar haklıysa: Ruhban' ve 'Zadegân' döneminin Şeriatı'na dönebilmek amacıyla, 'iktidar' üzerinden 'hâkimiyet' elde etmeye kalkışan Refah türünden, Şe- riat 'mayalı' partilerin kapatilışını tasdik' etmekte de, o kadar haklıdır. Yanı iş, 'alafranga komprador', üstelik 'kıl' bazı 'ilericilerimizin' sandığı ve savunduğu gibi, mün- hasıran bir 'laiklik' konusu değüdir: 'Modernist' bir 'de- mokrasi'; 'demokrasiler'de sınrfsal partilerin işlevi so- runu! Kemallst' olması yeterdi... Türkiye, Marshall Yardımı'ndan beri, 'Soğuk Savaş' demokrasisı içinde olmuştur; yani, 'demokrasi' olma- yan, bir 'demokrasi': Çok partili parlamenter sistem, söz- de uygulanıyor; aslında değişen bir şey yok: bazı şeylerin değişmesıni, sadece ıstedıklerı ıçın, sosyalıstlerhapıste, ko- münistler. yasaklı! Muhalefet, Burjuvazi'nin kırsal taba- kasından üretilmek isteniyor ama, o da zamanla, yal- nız 'kırsal' değil, aynı zamanda üsfyapısıyla feodal ol- duğunu -dolayısıyla tarikatlarla bağlantısını- gizleye- miyor. Eğer sahicı ve tabandan orgutlü ışçı sınıfı partileri budanmasa, Cumhuriyet'in laik iktidar altematifi hazır ola- cak ama, Oligarşi (Bürokrasi + Burjuvazi) onun kendine as- la yârolmayacağı düşüncesiyle, tercihini 'Kırsal Altematiften yana yapıyor; yani muhalefete, 'Şeriat Özlemi' geçiyor: Ya- rım yüzyıldır, Türkiye'de, Cumhuriyet'in çektiği sancı budur, oysa, önlemek için, Kemalist olması yeterdi. Hele Mustafa Kemal'ın, solcu bir radikal olduğu dü- şünülürse!... http://www.prizma.net.tr/AILHAN http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle