Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
GenelYayınYönetmenı: Ibrahim
Yıldız # Yazuşlen Müdürii: Satim
Alpaslan # Sorumlu Mııdur
Fikret İlkiz • Haber Merkezı
Müdürii: Hakan Kara
İstıhbarat Cengiz Vıldırım • Ekonomı. Özlem
Yüzak 0 Kültur. Handan Şenköken 9 Spor.
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah \ azıcı • Bılgı-
Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehnİet
Faraç 0 Avrupa Temsılcısr Güra> Öz
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkanl. Orhan Erinç.
Hikmet Çetinkaya. Şükran
Soner. İbrahim Vıldız, Orhan
Bursalı, Mustafa Balba>,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No
125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks
4195027 • îzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H Zı\a BK
1352 S 23Tel 4411220. Fak> 4419117• AdanaTeıiısücısı
Çetin Yiğenoğlu, Inönütd 119 S No.l Kat l.Tel. 363
12 11. Faks 363 12 15
Müessese Müdürii: Erol
Erkut • Koordınatör
Ahmet Korulsan # Mu-
hasebe. Bülent Yener#
tdare Hüscyin Gürer
• Satış Fazilet Kuza
M E D \ A C: • >önetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Mudur Gûlbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman • Genel VludurYardımcısı
SevdaÇobao Tel 514 07 53 -
ks 5138463
\a)imla>ao \e Basan: \enı Gun Haber Ajansı. Basın \e ^ avmcılık A Ş
Turkocajı C ad 3>> 41 Cağaloglu J41U lüanbul PK 246 - SıVkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212)51205 (15 Cühall
FaU 10 212) 5U 85 «5 www.cumhurivet.com tr 13AĞUSTOS2001 İmsak: 4.23 Güneş: 6.05 Öğle: 13.16 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.15 Yatsı: 21.47
Kanyonda
susamupu Meri
• YOZGAT(AA)-
Yozgat'ın Aydıncık
ılçesine bağlı Kazankaya
beldesinde bulunan 10
kilometre uzunluğunda,
1363 metre
yüksekliğindeki
Kazankaya Kanyonu'nda,
nesli tükenmekte olan
susamurlanmn izlerine
rastlandı. Hacettepe
Üniversitesi tarafından
gerçekleştirilen
araştırmanm sonuç
raporunda, 4-5 birey
olarak yaşadığı saptanan
susamurlannın
korunması için gerekli
önlemlerin alınması
istendi.
Bayındır'da
yangın
• İZMİR(AA)-
Izmır'in Bayındır
ılçesi Ovacık
mevkiinde önceki
gün çıkan ve yaklaşık
50 hektarhk ormanhk
alanda etkili olan
yangının yayılmasıntn
durdurulduğu bıldirildi.
Yetkililer, "Ancak
yangının kısmen de olsa
henûz kontrol altına
alındığını söylememiz
mümkün değil" dediler.
Bu arada çalışmalar
sırasında zehirlenen
Bayındır Orman Işletme
Müdürlüğü'ne bağlı
Ovacık Işletmesi
söndünne ekibinden bir
kişinin tedavisinin
sürdüğü bildirildı. Öte
yandan Bayındır Ilçe
Jandarma Komutanlığı
ekiplen, yangma,
Alanköy'deki tarlasını
temizlemek amacıyla
yaktığı ateşin yol açtığı
belirlenen Salih Bahadır'ı
gözaltına aldı. Bayındır
Cumhuriyet Savcılığı'na
sevk edilcn Bahadır,
çıkanldığı mahkemede
tutuklandı.
Panda ailesine
yeni üyeler
•ŞANGHAY (AA) -
Çin'in güneybatısındaki
Siçuan eyaletınde 13
pandanın gelecek aylarda
doğum yapması
beklenıyor. Panda
Yetiştırme Teknolojisi
Komitesi Başkanı Zhang
\nju, "Deneyimlerimize
göre, doğanlann yüzde
50 sı ikiz olabilir. Bu
durumda panda ailesine
13 ila 20 yeni üye
bekliyoruz" dedi. Soylan
tükenme tehlikesiyle
karşı karşıya bulunan ve
dünyada sayılan 1000
kadar kalan pandalann
yüzde 80'ı Çin'in Siçuan
eyaletınde yaşıyor.
Çocuk koruma
politikalapı
•İSTANBUL (ANKA) -
Çocuklan koruma
politikalannın ve
uygulamalannın
geliştirilmesi uluslararası
konferansta masaya
yatmlacak. Çocuk
İstisman ve thmalinin
Önlenmesı Avrupa
Konferansı'nın
sekizincisi 24-27 Ağustos
tarihleri arasında Istanbul
Polat Rönesans Oteli'nde
yapılacak. Konferansta,
değişik ülkelerden gelen
uzmanlar var olan
koruma sistemlerini
değerlendirerek yeni
öneriler getirecekler.
Dünya gençleri
Avanos'ta
•NEVŞEHtR(AA)-
Gençlik Servisleri
Merkezi ve Avanos
Belediyesı'nce
düzenlenen çalışma
kampına katüanö
ülkeden 20 genç kız .
ilçede kaldırımlan
boyuyor, hah dokumayı
öğreniyor. Avanos
Belediye Başkanı Seyhan
Duru, kamp için ABD,
lspanya, Belçika,
Japonya, ttalya ve
Fransa'dan gelen
.gençlerin. birtakım
hızmetlerin
yürütülmesinde
kendilerine yardımcı
olduklannı söyledi.
Kadınlar, www.zenginkoca.comJ
a giren erkeklerin kendiniyanlış tanıtabüeceklerinisöylüyor ve ekHyor:Amacımız eğlenmek
YakışMıyım,gencim,zenginim
Yaş yetmiş, îşlerî
hüıneıııiş
Çeviri Servisi - Insanoğlunun gençlik iksirine yönelik arayışı yüzyıl-
lardır sürüyor. Son yıllarda özellikle ABD'de, hormonlu ilaçların
kullanımıyla yaşam kalitesini iyileştirmek ve yaşanan yıl sayısını
arttırmak konusunda önemli adımlar atıldı. Ancak ortada bir
gerçek var ki o da. 2000'li yıllarda da "20'li yaş-
lardaki gibi genç, güzel ve dinamik" kalmayı
sağlayacak bir iksirin ortaya çıkmasının zor
olduğunu gösteriyor. Yaşam süresi uzasa. in-
sanlar daha sağlıklı da olsa "yaşlüık" kavramı-
nın ortadan kalkmasının mümkün olmadığına kesin
gözle bakılıyor. Bu saptamadan yola çıkan "Colors"
dergisinde yaşlıların dünyasına bir yolculuk yapılıyor.
Benetton'un yayımladığı dergiye göre 1964'te Gü-
ney Kaliforniya'da kurulan ve sakinleri sadece yaş-
lılardan oluşan "Boş N'aldtler Dünyası^nın yaş orta-
laması 77.5. Gençlik kültürünün baskın olduğu günü-
müzde nüfusu 18 bin olan yaşlılar kasabasında yaşa-
yanlann Meksikalı göçmenlerden oluşan bir bekçi
ordusu var. Nüfusun yüzde 42'sini 80 yaşını aşmış ki-
şilerin oluşturduğu kasabanın sakinleri günlerini bir-
birleriyle dertleşerek. golf. pingpong ve bilardo oyna-
yarak su balesi yaparak, kitap okuyarak, televiz-
yon seyredefek. çeşitli oyunlar oynayarak
geçiriyorlar. Etkinlik sayılan bunlarla
da kısıtlı olmayan
u
mega- huzure-
vi^nde kimileri kek, pasta yerken,
diyet yapmak zorunda olan yaşlı-
lar özel yiyeceklerle besleniyor.
El sanatlanyla uğraşan, örgü
ören. hatta piyano dersi alanlar bile
var. Emekli öğretmen olan 92 ya-
şındaki Nancy Kellner'in en büyük
zevki, pingpong oynamak. Su balesi
ekibinde ise kanseri yenmiş olanlar,
beyin tümörüyle mücadele edenler
var. Geçen yıl yüz yaşını dolduran.
emekli atletizm antrenörü Jim Purcell.
yaşlılıkla ilgili en kanına dokunan şeyin
otomobilinin anahtarlannı teslim etmek oldu-
ğunu söylüyor. 73 yaşındaki George Kolb. "Boş
\akitler Dünyası^nın ABD'nin en güvenli yerle-
şim birimlerinden olduğunu düşünüyor.
SAADETUSLU
ÖZLEM GtTVTMLt
Kendinize hem zengin. hem
yakışıkh, hem kültürlü bir
koca mı arıyorsunuz?
Yoksa sadece zengin
olması yeterli mi?
21. yüzyılın yük-
selen değerleri
kutsal evlilik
kurumunu da
sarstı. Artık
"boyu boyu-
nıa, huyu
huyuma"
devri ka-
pandı: yıllık
gelir, araba
markası.
evin bulun-
duğu semt.
evlenmek
için olmaz-
sa olmaz
şartlarhaline
geldi.
Evlilik için ilk
adımlar artık www.
zenguikoca.com da atı-
lıyor. Sadece zengin ko-
ca arayan kadınlara hiz-
met veren sitede seçici olan
kadınlar. Kadınlar adaylar ara-
sından birini seçip beğenerek
mesaj gönderiyor ve seçilen
erkekle, seçen kadm ara-
sındaki ilişki başlıyor.
Ancak, binlerce üyesi
bulunan intemet sitesi,
kadınlara "zengin ko-
ca bulma hizmeri"
verme konusunda
çok da güvenli de-
ğil. Çünkü sitede
zengin koca aday-
lannınverdiğibil-
gilerindoğruluğu-
nu denetleyecek bir
mekanizma yok.
Bu intemet adresi-
ne girdiğinizde
zengin koca adı
altında "züğürt
erkeklerle'" kar-
şılaşabiliyorsunuz. Artık şan-
sınıza...
Erkek eş adaylan, sanal
âlemde dış görünüşün gerçek-
ten öneminı yitirip ruh güzel-
liğinin ve zekânın ön plana
çıktığını söylüyorlar. Okan,
bu sitenin "garip veyadırganır''
bir tarafı olmadığını belirte-
rek "İnsan ilk önce kendineiyi
anlaşabileceği bir arkadaş an-
yor. Sonuçta sitenin adı zengin
koca' diye, buraya her giren
kendine koca aramıyor" diyor.
Sakin ve mutlu bir hayat için
evlenmek isteyen 30 yaşında-
ki Okan, bu sitenin kendisi için
ifade ettikJerini şöyle anlatı-
yor: "tnsanmtanışOğıkişilerbir
sûre sonra hep ayru ç,evre, hep
aynı ortam ve hep aynı düşün-
cede oluyorlar. Neden burada
insamn karşısına daha değişik
bir çevreden insanlar çıkmasın
ki?"
45 yaşındaki Davut, "Her
şeyi eşimle paylaşmak, fantezi-
lerinıi eşimle daha güvenli ve
sağhkh bir şekikk yaşamak için
evlenmek istiyorum'" diyor.
Siteye kendılerini zengin ko-
ca olarak sunan erkeklerin ba-
zılan, "Denemeyedeğerdeon-
dan" diyerek bazılan "Yaşam,
paylaşümadan hiçbir şey ifade
etmiyor". bazıları "Güzel bir
hayat yaşamak" için diyerek
bazılan ise yalnızlıktan evlen-
mek istiyor. Sitede zengin ko-
ca avına çıkan kadınlann ço-
ğu asıl amaçlarını gizleyerek
meraktan ya da ilginç olduğu
için siteye girdiklerini söylü-
yorlar.
Ama sadece bekâr kadınla-
nn bu siteye girdiklerini düşü-
nürsek çoğunun "beUd" diye
düşündüğünü söylemek yanlış
olmaz. Kadınlann çoğu bu si-
teden zengin bir koca bulama-
yacaklannı, zengin erkeklerin
bu siteye girmeyeceğini düşü-
nüyorlar ve "Site\e evlenmek
için değil eğlenmek için giriyo-
ruz" diyorlar.
Çocuklar
oynarken
zehirleniyor
NEW YORK/ANKARA (ANKA) - Şehir ya-
şamı nedeniyle çocuklann rahatça oyun oy-
nayabilecekleri neredeyse tek yer olan ço-
cuk bahçelerinin, oyuncaklann üzerindeki
arsenik nedeniyle 'zehir' bahçelerine dönü-
şebileceği uyansı yapıldı. ABD'nin Cincin-
nati Eyaleti Çevre Koruma Örgütû görev lisi
Anne Lindsey. çocuklannı parka götüren ai-
lelerin tek korkusunun düşme ve yaralan-
malann olmaması gerektiğini bıldirdi. Bir-
çok parkta, oyuncak, sıra, piknik masalan,
süslemeler gibi aletlerin arseniklenmiş
ağaçlardan yapıldığına dikkat çeken Lind-
sey, "Arsenik, krom ve bakır kanşunından
oluşuyor ve ağacı böceklerin yemesinden ko-
rumak için kullanılıyor. Sorun. arseniğin
ağaçta beklendiği kadar uzun süre kalma-
ması" dedi. Lindsey. arseniklendirümiş
odunun hafif yeşil bir renge bo>anmış bir
göriinümde olduğunu anlattı.
Suyu
susadıkça
için
TEKSAS/ANKARA (ANKA) - Sıcak hava-
lar, sağhk, güzellik ve diyet gibi nedenlerle
insanlan her yerde bir şişe suyla görmeye
alışkın olduğumuz bugünlerde. iddia edildi-
ği gibi en az 8 bardak değil, yalnızca susa-
dıkça su içilmesi gerektiği belirtildi.
Teksas Güneybatı Tıp Fakültesi Üroloji Bö-
lümü doktorlanndan Robert Alpern. yayım-
ladığı bir makalede, rüketilen fazla suyun,
vücudu temizlemediğini, cildi güzelleştir-
mediğini, idrar olarak dışan atıldığmı kay-
derti. Alpern makalesinde. "Yeteri kadar su
içmediğinizde, vücudunuzun size bunu an-
lattığı çok i\i bir yol vardır: Susarsuuz. Susa-
mak öyie hassas bir mekanizmadır ki \ ücut-
ta herhangi bir hasar mcydana gelmeden ön-
ce siziuyanr" dedi. Penn Devlet Üniversite-
si beslenme profesörlerinden Barbara Rolls
ise "Kilo Kontrol Pianı" adh kıtabmda, Al-
pern ile benzer görüşleri savundu.
v>. >
e-posta: tan (g prizma. net. tr
R. ESEF KARAKUŞ:
Sezaryen sakat
doğumu önlüyor
KA\'SERİ (AA) - Riskli doğumlarda
sezaryen yapılmaması sonucu bebeklerin
ölü ve özürlü'doğma olasıhğımn arttığı bil-
dirildi.
Kayseri SSK Bölge Hastanesi Başheki-
mi Dr. Esef Karakuş. 1998 yılında hasta-
nelerinde yapılan 4 bın 876 doğumdan yüz-
de 4.7'sinin. 1999 yılında 6 bin 034 doğum-
dan yüzde 7.1 'inin. 2000 yılında 5 bin 675
doğumdan yüzde 10.7'sinin sezaryenle ya-
pıldığını belirttı.
Sezaryen gerektiren doğumlarda, sezar-
yen yapılmayarak normal doğumda ısrar
edilmesinin. oksijen yetersizliği nedeniy-
le bebeklerin ölü. zihinsel özürlü ve spas-
tik kalma riskini arttırdığını anlatan Dr.
Karakuş şunlan söyledi:
"Sezaryen doğumun normal doğuma
oranı, Türkiye şartlanna göre \iizde 16 ol-
malı. Sakat ve ölü bebeklerin sayısım azalt-
makiçin doğum ünitemizde son 2 yıklan be-
ri sezaryen doğumu arttırma yolunda ça-
lışma başlattık."
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Sorun, 'Laiklik'ten Çok
'Sınıfsal Partiler' Sorunu!...
Yoksa yanlış mı hatırlamaktayım?
'Mülkiyet hırsızlıktır' özdeyişi, ünlü 'anarşıst' kuramcı
Proudhon'a aittir; mülk sahibi olmak, bir yerde. 'insanın
ınsana kulluğunu' kolaylaştırdığından. (yoksa 'ıçerdiğin-
den' mi?) böyle söylüyor. Sanırım. o karanhk 4O'lı yılların
başlanndaydık, bu sözü ilk defa, arkadaşlarımdan, Ihsan
Ahmet'in ağzından duymuştum: Karşıyaka sahılınde, yo-
ğun mehtap: yaldızlı lacivert, Körtez; karşıda izmir'in ışık-
ları, ışveyle göz kırpıyor; bilinmez hangi yalıdan, gramofo-
nun birinde, Tıno Rossi, ünlü şarkısı 'Marinella'yı söyle-
mektedir.
ihsan Ahmet, o biraz da çokbilmiş haliyle, demişti ki: "-
... Proudhon'un kastettiği, sahipsiz bir toprarjı, ilk defa çit-
le çeviren adamdır..." Şimdi. zaman zaman, düşünürüm:
Ne kadar cahilmişiz! Ne mülkiyet'ın yüzlerce yıl boyunca,
Batı'da 'llahi Hukuk'un (Kilise ve 'Ruhbân'ın) mutlak de-
netiminde olduğundan. haberimiz vardı: "ne de Doğu ül-
kelerinde(Müslümanlık'ta) kullar'a değil, Hazret-i Allah'a
-vekâleten Ernir-ül-müminin'e- ait olduğundan! Şu yaşa-
nılan düzen, oldum olası sürüp gidiyor sanırdık!
Böyle bir diyalektiğin tarihi!
Bırakın o yılları, bugün bile ülkemizde kaç aydın (solcu)
Fransız Burjuvazisi'nin. hukuken serbestçe mülk sa-
hibi olabilmek için, o ünlü 1789 Ihtilali'ne kalkıştığını bilir?
Soyluluk'ta mülk (toprak), babadan oğula, Zadegân'a
(derebeylik) airti; hatta, üzerinde yaşamakta olan, köy-
lülerle biriikte (serfler) idi bu 'aidiyet'; 'ihtilal, bütün
yurttaşlara, mal mülkedinmek hukuki eşitliğini getiri-
yordu; (yoksa, 'liberal' terimi, buradan mı üretılmıştır?) 'ra-
dikal' döneminde, kilise'ye ve soylular'a karşı; (Ruh-
ban ve Zadegân) köylüler, işçiler, burjuvalar adeta ke-
netlenmiştir; o kadar, eylem birliği içindeydiler; o yüz-
den de 'Hâkimiyet'in artık 'Kilise'ye (Tann'ya), ya da
'Kral'a (dolayısıyla feodal düzene) değil, halka (mille-
te) ait olduğundan söz edilir; hem de, 'bilâ kayd-ü şart!'
Cumhuriyet'in sağladığı hukukeşitliği, Demokrasi'nin
sağladığı siyasal eşitlikle, pekiştirilecekti; çok partili,
parlamenter demokraside, o partilerden önemli bir
kısmının, işçi sınıfının partileri olması, o ihtilalin halk-
çı ve demokratik karakterinden geliyor.
Bu ne demek? Hanidır yazıp duruyorum: 'Hâkimiyet'
halka aittir, milletındtr; ama demokrasi, çeşitli sosyal sı-
nıflann, çıkarlannı korumak için oluşturacağı, siyasi par-
tilerin 'farklı programlar', 'farklı iktidar' önerilerine
açıktır'; hatta yalnız önerilerine değil, halkın çoğunlu-
ğunu elde ederierse, iktidar olmalarına da! Bu sözle-
rim, soyut bir aydının, soyut sözlerı değil: somut -ve ya-
şanmış- birtarihin, somut kanıtları: 1789'dan bu yana, Av-
rupa Siyasi Tarihi'ni yakından inceleyıniz, göreceksiniz:
Böyle bir diyalektik işleyişin, gözle görülebılır tarıhıdir.
Fransız hâklm, niye gözünü bile kırpmadı?
Sağcısı da, solcusu da; çokluk Türk aydını için, demok-
rasi 'soyut' birkavramdır; 'iktisad-ı siyasi' bilmeyiz: bil-
sek de, koşullarımıza uygulayamayız: oysa, Batı'nın 'Kla-
sik Gelişme Şeması'nda. her kavramın bir muhtevası ol-
duğu, bir gerçek!
En zayıf bir dikkat bile, Refah davasında Fransız hâki-
min, gözünü kırpmadan, 'kapatılmasf lehinde karan onay-
ladığını farketmiştir; en Vanlış' demokrat, bundan hare-
ket ederek, sanıyor ki, böyle yapmakla Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi, kendi kendisiyte çelişmiştin çün-
kü neden, çünkü daha önce aynı mahkeme, sosyalist
ve komünist partilerin kapatılması davalannda, Türki-
ye'nin aleyhinde oy vermişti: Partı kapatma karan değil
mi, öyleyse aynı şey! Aynı şey sanılıyor ama. merakhsı bi-
lir, farklı şeylerdir, ısterseniz onu bir kurcalayalım.
Sosyalist parti de, komünist parti de. 'muhtevası' ve 'iş-
levi' itibarıyla Proletarya (işçi sınrfı) partileridır. İşçi sınıfı,
1789 Ihtilal-i Kebiri'nde, 'taraf; devrimi, Burjuvazi'yle be-
raber, onun yanında yapmış; bu yüzden de, 'klasik 'bur-
juva demokrasileri'nde, iktidann 'altematifi'. iktisad-i Si-
yasi açısından bakılırsa, zaten bir demokrasinin, de-
mokrasi olabilmesi için, işçi sınrhna dayalı, sosyalist
ve komünist partilerin bulunması, şart-ı evvel; hatta bir
demokrasinin 'olmazsa olmaz' koşulu!
Eğer Türkiye, hem 'demokrat' geçıniyor; hem eline fır-
sat geçirdikçe, sosyalist ya da komünist partileri, kapatı-
yorsa: 'bızatihı' demokrasi kavramını hırpalıyor demektir;
o yüzden de siyasal ve ekonomik gelişmeleri, 'modernist'
gelişme şemasına göre 'değerlendiren' Avrupa İnsan Hak-
ları Mahkemesi, mantığın diyalektiği içinde, sosyalist
ve komünist partilerin kapatılmasını 'takbih' etmekte
ne kadar haklıysa: Ruhban' ve 'Zadegân' döneminin
Şeriatı'na dönebilmek amacıyla, 'iktidar' üzerinden
'hâkimiyet' elde etmeye kalkışan Refah türünden, Şe-
riat 'mayalı' partilerin kapatilışını tasdik' etmekte de,
o kadar haklıdır. Yanı iş, 'alafranga komprador', üstelik
'kıl' bazı 'ilericilerimizin' sandığı ve savunduğu gibi, mün-
hasıran bir 'laiklik' konusu değüdir: 'Modernist' bir 'de-
mokrasi'; 'demokrasiler'de sınrfsal partilerin işlevi so-
runu!
Kemallst' olması yeterdi...
Türkiye, Marshall Yardımı'ndan beri, 'Soğuk Savaş'
demokrasisı içinde olmuştur; yani, 'demokrasi' olma-
yan, bir 'demokrasi': Çok partili parlamenter sistem, söz-
de uygulanıyor; aslında değişen bir şey yok: bazı şeylerin
değişmesıni, sadece ıstedıklerı ıçın, sosyalıstlerhapıste, ko-
münistler. yasaklı! Muhalefet, Burjuvazi'nin kırsal taba-
kasından üretilmek isteniyor ama, o da zamanla, yal-
nız 'kırsal' değil, aynı zamanda üsfyapısıyla feodal ol-
duğunu -dolayısıyla tarikatlarla bağlantısını- gizleye-
miyor. Eğer sahicı ve tabandan orgutlü ışçı sınıfı partileri
budanmasa, Cumhuriyet'in laik iktidar altematifi hazır ola-
cak ama, Oligarşi (Bürokrasi + Burjuvazi) onun kendine as-
la yârolmayacağı düşüncesiyle, tercihini 'Kırsal Altematiften
yana yapıyor; yani muhalefete, 'Şeriat Özlemi' geçiyor: Ya-
rım yüzyıldır, Türkiye'de, Cumhuriyet'in çektiği sancı
budur, oysa, önlemek için, Kemalist olması yeterdi.
Hele Mustafa Kemal'ın, solcu bir radikal olduğu dü-
şünülürse!...
http://www.prizma.net.tr/AILHAN
http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88