Katalog

Cumhuriyef tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayuı Yönetmenr İbrahim Yıkhz • YazıışlenMüduru Satim Alpaslan • Sorumlu Mudur Fıkret llldz • Haber Merkezı Müduru HakanKara Istıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem Yüzak # Kulıur Haodan Şeoköken # Spor Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme- Abdullah Yazıcı # Bılgı- Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mchmet Faraç • Avrupa Temsılcısı Güray Öz Yayuı Kurulu İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Hikmet Çetinka\a, Şükran Soner. İbrahim Yİldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa BaJba> Ataturk Bulvan No 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195O2O(7hat), Faks 4195027 •Izmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zıya Bh 1352S 23Tel 4411220, Faks 4419117#AdanaTemsücısı Çetin Yiğenoglu, lnonu Cd 119 S No 1 Kat:l. Tel 363 12 II, Faks 363 12 15 Müessese Muduru Erol Erktıt • Koordınator Ahmet Korulsan • Mu- hasebe Bülent YenerO tdare Hüseyin Giirer • Satış Fazilct Kuza MEDY4 C: • YöneCım Kuı Ba^kanı - Genel Mudur Gül Erduran # Koordınator R Işjtman # Genel MudürYardımı SevdsÇobın Tel 514 0? 5 5M958O-51384«W1 Faks 5138 yayMtte Basan: ^enı Gun Haber Ajans.1, Basın ve Vayıncılık *\ Ş Türkocigı Cad 39 41 Cagaloglu W14 titanbul PK 246- Sırkecı 34435 lstanbul Tel (0 2121 SI2 0S 05 (20 hall Fakb (0 212) 5H 85 95 www cumhunyet.com tr 6TEMMUZ2001 lmsak:3.3O Güneş:5.31 Öğle: 13.16 Ikindı: 17.13 Akşam: 20.48 Yatsı: 22.3 Türkiye'de çöp olarak görülen ekolojik tanm ürünleri Avrupa'ya satılıyor Kıırthı meyve ihracatıİZMİR (AA) - Avrupa Bir- liği ülkelennin ekolojik ta- nm ürünlerine büyük önem verdiği, Türkıye'de çöp ola- rak görülen ve değerlendiril- meyen ekolojik ürünleri bi- le aldığı bildirildi. Izmirli yaş sebze ve meyve ihracatçısı Aydın Ünsal, ekolo- jik tanm ürünlen üretıminde ta- nm ilacı kullanılmadığını ve do- ğal üretim olduğunu, bu neden- le rekoltenin biraz düşük gerçek- leştiğini belirtti. Rekoltedeki az- hğa karşılık fiyatlann, tanm ila- cı kullanılan ürünlere göre daha yüksek olduğunu ifade eden Ün- sal, bu bakımdan üreticisinin yü- zünügüldürdüğünükaydetti. Eko- lojik tanm ürünleri arasındaki • Avrupa ülkeleri, tanm ilacı kullanılmayan ekolojik tanm ürünlerine büyük talep gösteriyorlar. Kurtlu ve kabuklan pürüzlü meyveler Türkiye'de rağbet görmezken ihracatta tanm ilacı kullanılmadığırnn bir göstergesi olarak kabul ediliyor. birçok ürünün, ıç pazarda "çöp" olarak nitelendı- rilen ve değerlendirilmeyenlen de kapsaması bakımından kârlı ol- duğunu vurgulayan Ünsal, şöy- le konuştu: "Birçok sebze yaprağı, sapu meyve kabuklan, çekirdeklcri de- ğeıîendirilebiliyor. Bunlar gıda hammaddesi ya da doğal katkı maddesi olarak kullanılıvor. Ör- neğin kurtlu meyveler, kabukla- n pürüzlü olanlariç pazarda rağ- bet görmezken ihracatta tanm ilacı kullatulmadığının bir gös- tergesi olduğu için ilgj görüyor. Arük sadece sebze ve meyvede değil pamuk, hububat gibi ürün- lerde de ekolojik tanm ürünleri tercih edilivor." Ekolojik tanm kapsamında yer alan yabani otlar ve çalılann da ihracat ürünleri arasında yer ala- bildığını kaydeden Ünsal. "koca- kan ilaçlan" olarak nitelendiri- len tavşan memesi kökü, meyan kökü, çetir çalısı kökü, sarmaşık yaprağı, ökseotu, hayıt tohumu, baldıran ğıbi 15 ayn türde ot ve çalının ıhraç edildığını söyledı. Ünsal, sofralık olarak adlandın- lan elmalann ihracattan geri dön- mesınekarşın kurtlu ve dış kabuk- lan bozuk olanlann AB ülkele- nne rahatça gırdiğını anlattı. AB ülkelennın, ekolojik tanm ürünü olarak en çok patates iste- diğını, ancak Türkiye'de henüz bu ürünün ihracatınm gerçekleştin- lemediğini belirten Ünsal, üreti- cinin ekolojik tanm üretimıni kavrayamadığını ılen sürdü. •-posta: tan(« prizma.net.tr Londra'yı hayran bmıktı Madonna'run 'Music' albümü turnesinin dünkü durağı Londra'ydı. Sekiz yıi aradan sonra ilk kez Londra'da konser vermek için sahneye çıkan popçuyu 16 bin kişi LdedL Muhteşem bir sahneşovu hanrlavan Madonna eski ve yeni şarkılanndan oluşanbir repertuarla izleyenleri costurdu. Türlü kıüklara giren şarkıcı 'I Deserve It' adlı şarkısını eşi Guy Ritchieve adadığını beürttL ~^"~ (REUTERS) 1ÖYLEŞİ ATTİLÂ JLHAN Hoş Geldin, Tanzimât'!.. emo ^ras 'ayd/n/an'ndakı cehâlet yoğunluğunu gördükçe, aklıma gelen nedir, bilın bakalım! Sa- vaşsonrasında, herkesinağzındaki itiraz: "...efendim, çocuklar, lüzumsuzbilgilerle bunaltılıyor, hayatta mu- vaffakıyet, pratik bilgilere sahip olmayı gerektinn fel- sefe, sosyoloji, mantık, vs... püf, bunlann hepsı fasar- yaL" Haklı mıydılar? Tam tersine: ne, Anadolu Ihtilâ- li'nin 'mana veertemm/yef/n/'anlayabılmışlerdi; nede 'inkılâbın istıkâmetıni'! Müdafaa-ı Hukuk 'maarifi', yurt vetanh bilincinitaşıyan 'u/usa/yurttaş'yetiştırmekte- lâşına düşmuştu; yöntemi de, örneği de, Fransız Ma- artfi'nden almıştı; o 'maarifın' dogmatık kilise (misyo- ner) öğretisine karşı, laik ve demokratik bir 'aydınlan- ma öğretisi'^ olduğu dogrudur, yanı 1950'h yıllann 'özel teşebbüsçü' demokratı, bunlara karşı çıkıyor; birba- kıma Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 'delinmesine' de; Maarifde, Cumhuriyet disiplinine son verilme- sine de, işte bu 'kafa' sebep olmuştur. Bu 'kafayia' yanm yüzyillık 'demokrasi' uygula- ması sırasında, yetiştirdiğimiz 'pratik aydınlar', çoktan sorumluluk yaşını geçmişlerdir, pratkliği o mertebe iteriye götürüyoriar ki, ülkedeki siya- sal, sosyal ve ekonomik çıkmaz karşısında, bula- bildikleri çâre, tası tarağı toplayıp 'ecnebi'ye kaç- maktr; başka, eli ayağı düzgün, biryabancı ülke- ye, bilhassa ABD'ye! Holdıng basmının, bu kaçaklı- ğı mazur gosterebılmek ıçın bulduğu bahane malûm: çocuklar ne yapsın, ortalık berbat, ufukta kendilen için bir 'gelecek' göremıyorlar. Siz hiç bu 'gerekçe'yı, 192O'lı yıllarda uygulamayı düşündünuz mü? Sonucu dehşet verıcidir: on yıllık savaş (1912/1922) perişanlığı, memleketaç bilâç, üstelik yabancı ordulan tarafından işgal altında- dın ne can emniyeti kalmış, ne mal emniyeti: 'iş- te bu ahval ve şerâit altında dahi' o yıllann genç- leri, okulu ve ülkeyi bırakıp, 'ecnebi'ye kaçmıyor- lardı; cepheye gidiyorlardı! 30'lu yıllarda bile, ya- bancı ülkelerde tahsil görmüş gençlerimiz, ya- bancılann yüklü önerilerini etlerinin tersiyfe itip, Ana- dolu kıracında mühendislik, hekimlik, işletmeci- lik yapmayı tercih edeceklerdi. Bu nesiller, aynı milletın çocuklan; nasıl ve neden oluyor da, binlen durduklan yerde yurttan kaçmaya gerekçe yaratıyor; oysa otekiten, handıyse terkedilmış ülkesine sahıp çıkarak, onu yucettmek ıçın ömrunu ve- nyor. Fark muazzarn ve vahımdır, nedenını, ıkı şeyde aramak lazım: öğretimin yönlendiriliş biçiminde, bir; Media'nın 'gündemi'nde, iki! Solcu Kemallsf nasıl bakıyor? 4O'lı yıllara değin, Turk basmının 'günderni', neydı? 'Inkılâp'! 4O'lı yıllarda 'savaş'oldu; 'demokrasi', SO'li yıllann gundemıdır. Eğitım ve öğretım, 4O'lı yıllara de- ğin, 'inkılâp' eğitım ve öğretımıydi; yanı lâık, demok- ratik ve sapına kadar, 'ulusal'; 'çağdaş'Turk aydınla- n, böyle yetiştınliyor. Basının -o tarıhte radyo bıle he- nüz yok- inkrfâp tbeme'lennı tştemesi, okurun zaman- la 'yurttaşlıkbilincini' pekiştırir; inkılâp, siyasettir: ulu- sal fabrıkalar, ecnebi şırketlerin kamulaştırılması, de- mıryolu organizasyonu, vb. 'manşet' olursa'; başya- zarlar, inkılâbın 'ulusalyön ve oyöndegelişmesini'tar- tışıyorsa; okurların, kulis dedikoduları, hanende çap- kınlıklan, yadafutbiolcu kaprisleriyle ılgilenmesini, na- sıl beklerdınız? Türkiye'de gündemi değiştiren, yeni bir dünya sa- vaşı tehdidinin, ülkemıze yönelmesi olmuştur; daha sonra da, 'Sıcağın' ardından gelen 'Soğuk Savaş'ın; SSCB -ve Doğu Bloku- karşısında Ankara'yı 'dım- dızlak' yalnız yakalaması! İşte Tanzimât aydını'na dönüşümüziın, koşullan ve başlangıcı budur. Buna 'Mü- tareke aydını' da dıyebıliriz, farketmez! Tespit'in nrte- lıklerini, Fâlih Rrfkı bey, pek guzel veriyor; bakıne, Mü- târeke'dekı Peyâm-ı Sabah 'senvuharriri' Ali Kemal bey'ı, nasıl tanımlamış! "...o birTanzimât'ç/d/r Ne istiklâlci, ne de milliyet- çidir. Fakat huyu suyu, ahlâkı, üslûbu ile zamanının tam bir 'millî'si; o günku cemiyetin yetiştirdiğı 'nor- mal' bır ınsan tıpı idı. (Buraya dıkkat) Ona göre Os- manlı Devieti, ancak düvel-i muazzama'nın himâ- yesi altında yaşayabilir; hatta, aynı devletlerin te- minâtı ile 'meşrûti' bir hayat tekâmülü geçirmeli- dir. Türkler kendi başlanna kaldılar mı, rttihat ve Terakki rejiminden başka türlüsünü yapamazJar. Neiktisatianru, nemaliyelerinidüzeltebilirier. Şımdibu- na bir şey daha ilâve etmek lazımdır: Ali Kemal, bu memlekette, dediğigibiyazarakyaşayabılmek için, im- tiyazlı yabancılar kadar 'arkalı' ve 'teminatlı' olmalı idı; Ittihat ve Terakki yahut ona benzer 'milliyetçiler' ıktidara geldi mı, Ali Kemal için ömrünü gurbette ve- ya hapıste geçırmekten başka çare kalmazdı..." (Çan- kaya, cilt 1. s. 52. Dünya Yayınlan, 5) Kımi anlattığını söytemeseydim, günümüzden ne çok kışiyi o sanabilirdiniz. Bu ayıptan kurtulmaki.. tl I ûniyet ve istikâl-ı tam' için vuruşmuş, her ikisi- # 7 ne de kavuşmuş bırulkenın çocuklan, yanm yüz- yıl sonra 'Tanzimât kafası'na ve Mütâreke günde- mı'ne donmelı mıydı? Bu soruya doğru cevap anyor- sanız, Fâlih Rrfkı bey'ın Ali Kemal bey 'tanımını' on- ce bır kere daha okuyunuz; sonra da, bugünkü gaze- telere bakınız ya da televızyon ekranlannda, 'haber- len' ızteyınız! Sızce, aralannda ciddi bır fark var mı? 'Kemalizm', 'erken' cumhuriyet dönemindeki 'ulusal' eğitim ve öğretim 'müfredat' ile taş gibi 'cumhuriyet' aydınları üretmişti ki, gündemleri 'şaşmaz' bir şekilde 'inkılâp't ve 'inkılâp' kaldı; oy- sa 'Soğuk Savaş' made in USA 'müfredat' ile, sahte ve mürâi bir 'demokrasi aydını' üretmiştir ki, gündemi düpedüz 'Tanzimât'br. Bu ayıptan da kurtulacağız. http://www.prizma.nettr/AILHAN http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks/0-212/2601988 Ariadaş Tarifesi İsteyin yeter. En yakın üç arkadaşınızla bol bol ekonomik konuşun! Faturalı 3 Ariadaş tarifesi Özel fiyat: 130.000 TL/dk Normal konuşma ücreti: 390.000 TL/dk (Seçeceğiniz 3 Aria hattına veya 2 Aria hattı ve 1 sabit hatta) Sabitücret "0"! Gsnnrıeao AriaMerkez 444 0 151 0555www.aria.com.tr • Ffyjtf.v.ilrnvrl.ıhıl. r")tv ıf.ıhıl <U • h.ıktıtı.i •..itiıptn • D.ıh.ı t.uld bılqı için AriaMerkez'i