Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 TEMMU2 2001 ÇARŞAMB
HABERLER
hD rtalya'yı
kınadı
• ANKARA (ANKA) -
ÎHD, Italya'nın Cenova
kentinde
gerçekleştirilen G-8
zirvesi sırasında Italyan
polisinin göstericilere
karşı takındığı tutumu
kınadı. IHD Genel
Sekreter Yardımcısı
Ismail Boyraz, yaptığı
yazılı açıklamada,
"Demokrasiyle
yönetildiğini söyleyen
İtalya, en demokratik
haklara bile neden bu
kadar tahammülsûz
davranmaktadır? Neden
adeta sıkıyönetim ilan
edilip şehrin birçok
yerine fuze
yerleştirilmiştir" diye
sordu.
Emniyette görev
dağılıım
• A N K A R A / İ S I Â N B U L
(Cumhuriyet) - Emniyet
Genel Müdürü Kemal
Önal. genel müdür
yardımcılan Ertuğrul
Çakır, Ramazan Er,
Emin Aslan. Feyzullah
Aslan ve Abdullah
Bolcu arasında görev
dağılımı yaptı. Istanbul
Ümraniye Jlçe Emniyet
Müdürlüğü görevini
yürüten Hasan Kaynar
ile Şükrü Balcı Polis
Eğitim Merkezi'nde
görev yapan Orhan
Yaman. Istanbul
Emniyet Müdör
Yardımcılığı görevine
getirildiler.
Aslıtürk davası
ertelendi
• LONDRA(AA)-
Türkiye'nin iade
istemiyle Ingiltere'nin
başkenti Londra'da
yargılanan eski Şişli
Belediye Başkanı Gülay
Aslıtürk'ün davası,
tanık olarak dinlenilen
avukatının Türkiye'deki
hukuk sistemine
yönelik
değerlendirmelerinin,
Türk makamlannca
incelenmesi ve tanığa
yeni sorular sorulması
gerekebileceği göz
önünde bulundurularak
kasım ayına ertelendi.
Ashtürk'ün
Türkiye'deki avukatı
Yağız Dağh,
mahkemede
müvekkilinin herhangi
bir hukuksuzluk ve
yolsuzluk içinde
bulunmadığını
savunarak suçlamalann
savcının varsayımlanna
dayalı olduğunu öne
sûrdü.
Başkanların
maaşıartü
• ANKAKA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Içişleri Bakanlığı,
belediye gruplanna
göre belediye
başkanlannın
maaşlannı arttırdı. Buna
göre, anakent belediye
başkanlannın maaşı en
az 1 milyar 450 milyon.
en çok 1 milyar 800
milyon liraya
yükseltildi. Yeni
maaşlar I Temmuz'dan
itibaren geçerli.
âçıklama
• Istanbul Haber
Senisi - YÖK Üyesi
Prof. Dr. Burhan
Şenatalar. önceki gün
gazetemizde yer alan bir
haberde, Prof. Dr. Erdal
Inönü öncülüğünde
kurulması beklenen
partide, kendisinin de
kurucular kurulunda yer
almayı kabul ettiği
yönünde bir ifadenin
yer aldığını, fakat bu
bilginin yanlış
olduğunu açtkladı.
Şenatalar, bir partinin
kuruculan arasında yer
almanın, tam zamanlı
bir çahşma
gerektirdiğine
inandığını vurgulayarak
"Benim bugünkü görev
ve sommluluklanm ise
buna olanak
vermemektedir." dedi.
İfadeözgürlüğu uyarısı
Haber Merkezi - Avrupa Konseyi
(AK). Türkiye'den yasalannı Avrupa
Insan HakJarı Sözleşmesf nin ifade
özgürlûğûyle ilgili maddesine
uyumlu haJe getirroesirli isteyen bir
karar aldı. NTVNf SNBC'de yer alan
habere göre karann, AlHM'de 1998
yıhndan bu yana ifade özgürîüğüyle
ijgiü sözleşme maddesinin ihlali
hükmüyle sonuçianan davalara
ilişkin olduğu belirtildi. Bakanlar
Komitesi karannda, aralannda
Özgür Gündem ve Hahık Gerger
davalannm da bulunduğu söz
konusu Î8davada, AÎHM'ye
başvuran davactlann hepsinin
yazdıkian makaie, kitap, broşür
veya kamuya yönelik sözlü
mesajîardan ötürü hüküm giydikleri
belirtilerek bu durumun Avrupa
fnsan Haklan Sözleşmesi'nin ifade
özgürlüğüyle ilgili 10'uncu
maddesine aykın olduğu vurgulandı.
Kararda. AİHM üyesi ülkelerin,
yasalannı Avrupa Insan Haklan
Sözleşmesi'yle uyumlu hale getirme
yükümlülükleri bulunduğu da
hatırlatıldı.
Kanadoğlu izin istediANKARA (Cumlıuriyet Bûrosu)
- Yargıtay Cumhuriyet Başsaveısı
Sabih Kanadoğlu, Enerji
Bakanlığı Müsteşan Yurdakul
Yiğitgüden hakkında, Çayırhan
Termik Santralı ve buna bağü
iddialann açıkhğa
kavuşturulması için soruşrurma
isteminde bulundu. Yargıtay
Cumhuriyet Başsaveısı
Kanadoğlu, Enerji Bakanlığı
Müsteşan Yiğitgüden hakkında
ikinci bir soruşturma izni istemli
yazıyı bakanhğa
gönderdi. Yargıtay Başsaveısı
Kanadoğlu'nun izin istemli
yazısımn Enerji Bakanlığı'na
ulaşmasınm ardmdan Zeki
Çakan'm, iddialan araştırmak
için üç bakanJık müfettişini
görevlendirdiği öğrenildi.
Kanadoğlu, Beyaz Enerji
soruşturmasında da adı geçen
Yiğitgüden için soruşturma izni
istemiş, ancak Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan
buna "gerek olmadığmı"
belirtmişti.
Dicle Universitesi, uçaksavar mermisiyle eli parçalanan çocuğu kapıdan çevirdi
Kesik kofla hastane ahnadı
MAHMITORAL
DİYARBAKIR - Diyarba-
kır'ın Orak köyünde bulduk-
lan uçaksavar mermisine ben-
zer nesneyle oynayan Özel aı-
lesinin 9. 5 ve 2 yaşındakı 3
çocuğu patlama sonucu yara-
landı. Patlamada 9 yaşındaki
R'ninsoleliparçalandı. Dev-
let Hastanesi yetkililerinin
teknik olanaksızlıklar nede-
niyle R.'yi gönderdiği Dicle
Universitesi ise Özel ailesinı
kapıdan çevirdi. Hiçbir sağlık
güvencesi olmayan Özel aile-
sı yenıden Devlet Hastane-
si'ne dönmek zorunda kaldı.
Baba Sait Özel. sorumlular
hakkında dav a açacağını açık-
ladı.
Özel aılesi bir süre önce
yoksulluk nedeniyle Dicle il-
çesinden kent merkezine göç-
tü. Geçen günlerde yakınlan-
nı ziyarete gıttıkleri Orak kö-
yünde uçaksavar mermisine
benzer bir nesnenin patlaması
sonucu Sait ve Zülfiye Özel
çifhnin 9 yaşındaki R. 5 ya-
şındaki L. \e 2 yaşındaki M.
adındaki çocuklan vücutlan-
nuı çeşitli yerlerinden yaralan-
dı. Patlama sırasında sol eli
parçalanan R. Dicle Sağlık
Ocağı'nda ilk müdahalenin
yapılmasının ardından Diyar-
bakır Devlet Hastanesi'ne kal-
dınldı. Ancak hastane yetkili-
leri, hastanın ailesine teknik
olanaklann daha gelişmiş ol-
duğu Dicle Universitesi Has-
Beyoğlu
Protesto
gösterisine
10 gözaltı
İstanbul Haber Servi-
si-Beyoğlu'nda. izinsiz
gösteri yapmak isteyen
Genç Ekim Sanat Mer-
kezi (GESAM) üyesi bir
gruptan 10 kişi gözaltı-
na alındı.
tstiklal Caddesi'nde-
ki Rumeli Işhanfnın
önünde toplanan bir
grup, GESAM'ın polis
tarafından mühürlen-
mesini protesto etmek
amacıyla pankart açtı.
Çevrede geniş çaplı gü-
venlik önlemi alan gü-
venlik güçleri gitar ve
davul eşliğinde şarkı
söyleyen ve basın açık-
laması yapmak isteyen
grubu dağılmaları yö-
nünde uyardı.
Grubun dağılmaması
üzerine müdahale eden
polis 10 kişiyi gözaltına
aldı. Bu sırada gösterici-
lerin bindirildikJeri polis
minibüsünün camlarını
kırmaya çalıştıkları gö-
rüldü. Göstericiler, daha
sonra karakola götürül-
düler.
ÎĞIVELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
tanesi'ne gitmelerini önerdi.
Hiçbirsosyal güvencesi olma-
yan Özel ailesi, bir umutla
R.'yi Dicle Universitesi Acil
Servisi'ne götürdü.
Yeşil kart
Ancak burada da paralan
olmadığı gerekçesiyle kapı-
dan çevrildiler. Bunun üzeri-
ne yeniden Devlet Hastane-
si 'ne kaldınlan R., tedavi altı-
na alındı. Özel ailesi, halen te-
davisi süren R.'nin mas-
raflannın karşılanması
için yeşil kart çıkarma
girişimlerine başladı.
Hukuki yardım için
iHD'ye başvuran Sait
Özel, dava açacağını
açıkladı. Sorumluların
ortaya çıkanlmasını iste-
yen Özel, "Parlamanın
operasyondan dönen as-
kerler tarafindan unuru-
lan ya da bırakılan bir
uçaksavar mermisinden
kaynaklandığuu sanıyo-
ruz. Oiaydan sonra pat-
lama yerine gelen bir ast-
subay da patiayan uçak-
savar mermisiiiin asker-
lere ait olabfleceğini söy-
ledi" dedı.
Verkaya için bütçe talinıatı delindiİstanbul Haber Senisi - MHP Merkez
Yürütme Kurulu üyesi ve İstanbul Millet-
vekili Mustafa Verkaya'nın kardeşi Meb-
met Verkaya'nın yasaİ olmayan yollarla ll-
ler Bankası İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne
atandığı iddiaedildi. "2000 Mali Yın Bütçe
Uygulama Talimaü"nın Mehmet Verkaya
için "deUndiğJ" belirtildi.
MHP'li Mustafa Verkaya'nın kardeşi
Mehmet Verkaya, Eminönü Belediyesi'nde
çalışırken önce lller Bankası Istanbul Böl-
ge Müdür Yardımcılığı'na. daha sonra da ll-
ler Bankası Istanbul Bölge Müdürlüğü'ne
atandı. Mehmet Verkaya. "2000 Mali Yıh
Bütçe Uygulama TalimatT'nda yer alan
"Kamu kurum ve kuruluşlaruun belediye-
lerden personel nakli yapmamasına" ilişkin
hükmüne karşın bu göreve atandı. Birçok
belediyenin lller Bankasf na yatay geçiş
için basvurulan. söz konusu hüküm nede-
niyle geri çevrilirken bu talimat yalnızca
Mehmet Verkaya için delindi.
Mehmet Verkaya'nın atama işleminin
"Devlet Memuriannın Yer Değjştirme Su-
reti ile Atanmalanna İlişkin Yönetmelikte
Değişiklik Yapılnıasına Dair Yönetmelik"e
de aykın olduğuna dikkat çekildi..
Protez Uygulama
Merkezi
İHD Diyarbakır Şube
Başkanı Osman Bayde-
mir de patlayan nesnenin
askeri birliklere ait uçak-
savarmermisi olduğu id-
dialannı ammsatarak
olayda ihmal ve kamu
kusuru olduğunu belirtti.
Öte yandan patlama
sonucu kolunu yitiren
R.'nin yoksul olduğu ge-
rekçesiyle DÜ'ye kabul
edilmemesi bir süre ön-
ce üniversite bünyesinde
mayın patlaması sonucu
meydana gelen sakatlık-
lan tedavi etmeye yöne-
lik açılan protez merke-
zini gündeme getirdi.
Geçen ay merkezi
ABD'de olan uluslarara-
sı insani yardun kurulu-
şu olan "Physkians For
Peace (PEP) (Banş İçin
Doktorluk Vakfi) ve DÜ
işbirliği ile üstün tekno-
loji donanımlı "Protez
Uygulama ve RehabiK-
tasyon Merkea" hizme-
te açılmıştı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Batılılar Türkiye'yi anlamakta
zorluk çektiklerinde onlara bir
örnekveririm: "Türkiye'nin yüz-
de 25'i Avrupa'da, yüzde 75'i
ise Asya'da. Bu ülkenin coğra-
fi dağılımı, siyasi ve sosyal ya-
pısını da açıklamaya yetebilir.
Türkiye, ne Asyalı ne de Avru-
pa'lı bir ülke. Aynı zamanda
hem Avrupalı hem de Asyalı.
Fakat daha çok Asyalı, çünkü
topraklannın yüzde 75'i As-
ya'da. Bu nedenle despotik ge-
lenekleri daha güçlü."
• • •
Belki herkes kendi mesleğin-
de, bu Asyatik geleneğin, daha
dogrusu hafif Batı'ya yönelmiş
Doğululuğunun acısını çekiyor.
Bu konuda biz gazeteciler de
yaşadığımız acılarda, sıkıntılar-
da, bu geleneğin açmazlannı
yaşıyoruz. Bu geleneğin önem-
li özelliklerinden birisi kuralsızlık-
tır. Diğer bir özeJliği ise kuvvetli
karşısında boyun eğmektir.
Üçüncüsü ise yalanlar içinde
yaşamayı tercih etmektir.
• • •
Gazetede bir haberokuduğu-
muzda ya da bir yoruma baktı-
ğımızda ya da yeni dönemde
TV'leri seyrettiğimizde, "Acaba
m •
Bu Ulkede Gazeteci Olmakbunun arkasında ne var" diye
düşünürüz. Hangi çıkarlar, han-
gi önyafgılarya da hangi yönlen-
dirmeler bu haberin oluşmasın-
da roi oynamış, onu anlamaya
çalışınz.
Türkiye'de gazetecilik yap-
mak zor iştir. Ne Batı'ya benzer
ne de Doğu'ya. Doğu despotiz-
minde işter kolaydır. iktidann de-
diklerini yaparsınız, olur biter.
Zaten başka şansınız ve olana-
ğınız da yoktur. Batı'da ise gö-
receli olarak haberciliğin kural-
lan oturmuştur. Meslek kurum-
lan, gazetecileri koruyacak güç-
tedirler. Bu nedenle, iktidara
muhalif, kurulu düzene muhalıf
haberleryazabilirsiniz. Gerçeğin
topfuma ulaştınlmasında bir yol
bulabilirsiniz. Batı'da her şey
güllük gülistanlıktır demiyorum;
sermayenin gücü, medyayı yön-
lendirecek kadar büyük ve ege-
mendir. Yine de Doğu despotiz-
mine göre şansınız daha fazla-
dır.
• • •
Türkiye'ye gelince. Türkiye, i-
ki arada bir derededır. Bazı şey-
leri, iktidara ve güç odaklanna
karşı yazabilirsiniz. Bazı gerçek-
lenn ortaya çıkması için bir ne-
fes alma deliği açabilirsiniz.
Ancak kurulu düzene, tabu-
lara, resmi söyleme karşı çıkan,
bunlara rağmen gerçekleri orta-
ya çıkarmaya çalışan bir çaba-
ya girerseniz bunun bir bedeli
olacağını da unutmamanız ge-
rekir.
• • •
Türkiye'de kurulu düzenin ta-
bulan vardır. Kürt sorunu, Erme-
ni sorunu, Kıbrıs sorunu, insan
haklan sorunu.. bu konulardan
bazılandır. Bu konularda "milli
çıkarlan gözetmek zorundası-
nız. "Milli çıkar"\n ne olduğunu
ise iktidar sahipleri, size zaman
zaman hatırlatırlar. Eğer anla-
mazsanız, bir kez daha ve daha
etkili yollarla hatırlatırlar. Siz on-
ların söylediklerini ve onlann
gerçekmiş gibi gösterdiklerini
yazmalısınız. Tersini yaparsanız,
bazı tehlikeleri göze almanız ge-
rekir.
• • •
Celal Başlangıç ın "Korku
Tapınağı" kitabını okuyorum.
Resmi yalanlarla, gerçekler ara-
sında gidip gelen gazeteciliğin
hazin öyküsünü bir kez dahaya-
şıyorum. Örneğin "Güçlükonak
katliamı. * Bu katliam, devlet yet-
kilileri ve yöredeki asken güçler
tarafından bir PKK eytemi olarak
tanımlandı. Gazetelerimiz, TV
kanallanmız, bu türden her olay-
da olduğu gibi devlet yetkilileri-
nin açıklamalannı, gerçekmiş gi-
bi yansıtmayı tercih ettiler.
Celal Başlangıç, Türkiye'nin
farklı gazetecilerinden. Güçlü-
konak katliamındaki soru işaret-
lerinin üzerine gitti. Bu bölgenin
acı gerçeğine çok yakından ta-
nıklık etmiş bir gazeteci olarak
"resmiyalanlar"m sözcülüğünü
üstlenmek yerine haberi, yalnız-
ca doğru haberi okura iletmeye
çalıştı.
• • •
Başlangıç'ın iletişim Yayınla-
n'ndan çıkan kitabında, Güney-
doğu'da kritik dönemlerde ya-
şanmış, bazı kritik olaylann, bi-
rebir birtanıklığı yer alıyor. Örne-
ğin Yeşilyurt'ta 12 Eylül'ün en
baskıcı döneminde Evren Ana-
yasasına 135 oyun tamamıyla
hayır diyen bir köyün yok edil-
mesinin öyküsünü Celal Başlan-
gıç'ın kitabından bir mizah diliy-
le okuyabilirsiniz. Tabii bu mi-
zah, köylütere bok yedirecek ka-
dar dramatik ve vahşi uygula-
malan da içeriyordu.
• • •
Celal, Korku Tapınağı'yla
önemli birtanıklığı kalıcı hale ge-
tirdi. Bu kitapta, bu ülkenin bir
gerçeği yatıyor. Daha da önem-
lisi, bazı çok hatııiı gazeteciler,
yalanlan yazarken Ceİal gerçek-
te yalnızca gerçekte ısrar eden,
birgerçek gazeteciliğin direnişi-
ni ve onurunu da gözler önüne
seriyor.
• • •
Hepimiz Korku Tapınağı'nda
yaşıyoruz. Kimimiz bu tapınak-
ta yaşamaktan korkuyor, kimi-
miz boyun eğiyor, kimimiz çıka-
rını kolluyor, cebini doldurup
ününü arttırmaya çalışıyor. Ki-
mimiz de Celal Başlangıç gibi
gazetecilik yapmaya, tarihe ta-
nıklık etmeye çalışıyor.
Korku Tapınağı'nı okuyun,
orada hepimizden bir iz bulabi-
lirsiniz.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜE
ERGİN YILDIZOĞLU
Hangi Küreselleşme?
Gustave Flaubert'in, eleştirilmeden benimsen
mış yargılan içermek üzere tasartanan "Edinilmi\
DûşüncelerLügatrn bilirsiniz. Bugün bu lügatı gün
celleştirecek olsak, mutlaka küreselleşme sözcüğü
nü eklerdik. Küreselleşme: Kapitalizmin evriminir
doğal sonucu, gelişmesinin yeni aşaması. Engelle-
nemez, geri çevrilemez. önünde durulamaz. Kim
taş kafalılar, bu gerçeği kavrayamadıkJan için sürek-
li olay çıkanyortar; devrimcilik adına gericilik yapı-
yorlar.
Aslında neden söz ediyoruz?
Küreselleşme kavramını eleştirerek benimsemek
gerekir. Bir çarşamba yazısında, küreselleşme tar-
tışmalannda toptancılıktan kurtulmak için ekono-
mik, siyasi ve kültürel küreselleşme süreçlerini ayırt
etmek gereğini konuşmuştuk. Ancak bu da bir ol-
gunun kendine değil çeşitli yanlanna ilişkin birsınıf-
landırmaydı. Bu yüzden yeterii değildi. Bir başka
kez, "Ne oldu da mali sermaye bu kadar güçlendi"
diye sorarak sürecin özgünlüğünü yakalamaya ça-
lışmıştık. Belli ki küreselleşme kavramının arkasın-
daki teoriyi daha iyi irdelemek gerekiyor.
Bu teoriye, asgari bir titizlikle yaklaşınca da bazı
gariplikler hemen dikkat çekiyor: Küreselleşme bir
durum mudur, yoksa bir süreç mi?. Justin Rosen-
berg'in (The Follies of Globalisation Theory- Verso,
Haziran 2001) daha giriş bölümünde dikkat çekildi-
ği gibi, birsonuç olarak küreselleşme (durumu). Bu
sonuca ulaşan sürece küreselleşme süreci diyerek
açıklanabilir mi? Küreselleşme denen durumu orta-
ya çıkaran sürecin bizzat kendisinin egemen üretim
tarzının dinamiklerine atıfla açıklanması gerekmez
mi?
Küreselleşme kavramı günlük konuşmamıza gir-
diği, 1990'lann başından beri dünyanın üzerindeki
tüm ekonomik, (üretim, dolaşım), siyasi kültürel nok-
talann giderek bir birbirine bağlanması dünyanın
"tek bir birim haline" dönüşmesi anlamında kulla-
nılryor. Küreselleşmenin en önemli teorisyenlerin-
den Antony Giddens de küreselleşmeyi "toplum-
sal ilişkilerin dünya çapında yoğunlaşması" olarak
tarif ediyor ("Süreç mi, durum mu" sorusu hâlâ ge-
çerti)-
Işte görünüşte teorik olarak çok daha yetkin bir
tarif bulduk derken "Peki, toplumsal ilişkilerin dün-
ya çapında yoğunlaşnması ne zaman başladı" gibi
masum bir soruyu sorunca işleryine kanşmaya baş-
lıyor. Çünkü bu sorusunun cevabı, hem ilk anda ak-
la gelmeyecek kadar basit ve şaşırtıcı hem de tüm
küreselleşme söylemini gereksiz kılacak kadar "ga-
rip". Çünkü, insanlık, dünya üzerinde dolaşmaya
başladığından beri toplumsal ilişkiler dünya çapın-
da yoğunlaşmaya devam ediyor.
Çeşitti küreselleşmeler ~
Küreselleşme kavramını gerçekten, anlamlı bir bi-
çimde kullanabilmek için, en azından iki farklı küre-
selleşme sürecini kategorik olarak birbirinden ayırt
etmek gerekir. Birincisi, gezegenin üzerinde ilk in-
san yerteşim birimleri oluşmaya başladığından bu
yana hiç kesintiye uğramadan ilerleyen bir süreç
varkarşımızda. Bu süreç, gezegenin üzerindeki coğ-
rafi noktalan birbirine bağlayarak, kültürieri dilleri
birbirine kanştırarak, ulaşım, haberleşme ağlan ku-
rarak ilerlemeye devam ediyor. İnsanlık, tüm geze-
geni tek bir birim olarak kullanmak üzere kendine
mal etmeye devam ediyor. Prof. Andre Gunder
Frank'ın "Re-orient" başlıklı tarih çalışmasında, bin-
lerce kaynağa dayanarak irdelediği gibi, daha "Ba-
tı" kendini ayrı bir "uygarlık" olarak saptamadan
yüzlerce yıl önce, Asya'da, Orta Doğu'da ve Avru-
pa'da yerel ekonomik sistemler, ulaşım, ticaret ağ-
lan vardı. Demek ki, daha batı, "Batı", doğu da "Do-
^ü'olmadan önce küresel çapta, birbirini etkileyen,
biçimlendiren bir genel insanlık '"uygarlığı" oluş-
muştu, yayılıyordu; üretici güçler sürekli gelişiyor
geliştikçe gezegen ölçeğinde yaygınlaşıyor, "küre-
selleşiyordu". Tarih boyunca üretim tarzlan birbiri-
ni izledi. Bu tarihsel küreselleşme süreci her üretim
tarzı altında onun özelliklerine bağlı olarak ilerleme-
ye devam etti. Bu süreç, 400 yıldır da kapitalist üre-
tim tarzının damgasını taşıyarak ilertemeye devam
ediyor. Bu sürece karşı çıkmak, ya da çıkmamak gi-
bi bir sorun yok!
Ancak, daha önceki üretim tarzlan bir krize girin-
ceçökmelerine karşın kapitalizm, kendini krizlerden
geçerek yenileyen bir üretim tarzı. Bu onun meta
üretimine ve özgür insan emeğinin özgün bir kulla-
nılış tarzına dayanmasından kaynaklanıyor. Bu üre-
tim tarzının tarihine bakınca da birçok tarihçinin
(Braudel, Wallerstein, Arrighi, Amin, Frank) işa-
ret ettiği gıbı, genişleme dönemlerini izleyen, geri-
leme (kriz) dönemlerinde, dünya pazannda, bir ma-
li genişlemeye dayanan açılma, hızlanma ve enteg-
rasyon artışı, özellikle de ulaşımhaberleşme alanla-
nnda teknolojik sıçrama gözleniyor. Daha yakından
bakınca da bu "küreselleşmenin" aslında sermaye-
nin krizini aşma refleksi, hegemonik devletin, siya-
si ve ekonomik bir tercihi olduğu görülüyor.
Bu küreselleşmeye uyum sağlamak, hegemonik
devletin iradesini, sermayenin dayattığı değişiklik-
leri kabul etmek anlamına geliyor. Bu yüzden de bi-
rinci küreselleşme sürecine karşı çıkmak kimsenin
aklına bile gelmezken bu ikincisine karşı, hem emek
cephesinden hem de diğer bağımsız devletlerden
ve kapitalizmin bu süreçle hızlanan yıkıcı etkilerine
karşı da çeşitli kültürel siyasi, hatta dini kurumlar-
dan şiddetli tepkileryükseliyor, Settale'da, Prag'da,
Cenova'da olduğu gibi...
Otopark ihalesi usulsüzlügü
Serbest bırakılan
4 kişi tutuklandı
İstanbul Haber Ser-
visi - Eminönü'ndeki
bazı otoparklann iha-
lesinde usulsüzlük ya-
pıldığı iddiasıyla gö-
zaltına alınıp serbest
bırakılan 6 kişiden 4 'ü,
savcılığın itirazıyla tu-
tuklandı.
İstanbul Cumhuriyet
Savcısı Hûseyin Gü-
naygerçekleştirilen bir
operasyonda yakala-
nan 10 kişiden 7'sini
tutuklanmalan iste-
miyle nöbetçi mahke-
meye göndermişti. Nö-
betçi mahkeme bu ki-
şilerden 6'sını serbest
bırakmıştı. Bunun üze-
rine savcı Günay, bir
üst mahkemeye itiraz
etti. Savcılığı itirazın-
da haklı bulan üst mah-
keme sahverilen 6 kişi
hakkında gıyabi turuk-
lama karan çıkardı. Sa-
mklardan 4'ü yeniden
gözaltına alınarak tu-
tuklandı.