23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2001 PAZARTES HABERLER Van'daki kahvaltıda, 'Beni isteyen halkı çaresiz bırakmak iyi olmaz' dedi hıöııü.,dönüş yohuıcla 15 Mart 2001 'de CHPlden istifa etti 8 yıldır aktif siyasetin dışmda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Solda yeni bir oluşumla politika sahnesine döneceğine kesin gözüy- le bakılan Prof. Dr. Erdal İnönü, Haziran 1993'te Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Başkan- hğı'ndan aynlacağını açıkladı, ay- nı yılm eylül ayında yapılan kurul- tayla da aktif siyasete veda etti. lnö- nü, 15 Mart 2001 'de "onursalgenel başkan" olarak anıldığı CHP'den, Beykoz îlçe Başkanhğı'na verdiği dilekçeyle ayrüdı. İnönü, istifasını açıklarken Bay- kal yönetimine de ağır eleştiriler .yöneltti. Eleştinlerini sıralayan inönü, "Bugerçekteriyönetimeaıı- latamadığını için ben aynbyorum" diyerek siyasete dönmeyeceğini ve sonraki yaşamını düşünerek ve ya- zarak geçirmek istediğini bildir- mişti. Ancak, daha sonra yapılan çağnlara kayıtsız kalmayan İnönü, CHP'den aynlan bazı yöneticilerle yeni oluşumun tüzük çalışmalanrn başlattı. YUSUF ZİYA CANSEVTR VAN - Eski SHP Genel Başkanı Erdal İnönü. dün Van'da katıldığı sabah kahvaltısında, soldaki ye- ni oluşumun sinyallerinı verdi. inönü, "İnsanlarbe- nim siyasete girmemi isti- yor ve bu insanlan çaresiz bırakmak iyi olmaz. Bu işi çÖzmenin tek çaresi yeni bir oluşumu kurnıaktır" dedi. Öncekı gün Van'da Tür- kiye Eczacılar Birliği'nin 32. dönem toplantısına ka- • Erdal înönü, Van'daki sabah kahvaltısında, geri dönüşünün ve solda yeni bir oluşumun sinyallerini verdi. tnönü, "Bizi bu noktaya getiren parti ya da siyasetçiler güven vermediyse güven verecek parti ve insanlan bulmalıyız. Bunu yapacak parti ve siyasetçi Türkiye'de var" dedi. tılan Prof. Dr. Erdal inönü, daha sonra "Türkiye'nin yeniden yapılanma süre- cinde siyasi değişiktikier ve demokratik kitle örgütle- rinin görevleri" konulu bir konferans verdi. Türkiye'deki siyasi par- tilerin artık güven verme- diğini belirten inönü. şöy- le konuştu: "Gelmemiz gereken bir noktaya geldik. Bu umut- suzluk durumundan kur- fulmalıyız. Bizi bu noktaya getiren parti ya da siyaset- çilergüven vermedhse gü- ven verecek parti ve insan- lan bulmalıyız. Bunu ya- pacak parti ve siyasetçi Türkiye'de var. Yeni oluşa- cak bir partinin insan hak- lanna bağlı olması. Avnı- pa Birtiği'ne destek \erme- si, Türkiye Cumhuriye- ti'nin üniter yapısuu korıı- ması ve bütün insanlara ana dilini serbest konuşma hakkı tanıması gerekir." Konferansta bir katılım- cının "Kemal Derviş'ina- sıl değerlendiriyorsunuz? Yeni bir parti oluşturursa- Gazeted Öymen anıldı Gazeteci-yazar Örsan Öymen, ölümünün 14. yıldönümünde Zincirükuvu'daki mezarı başında anıldı. 1987yılında yaşamını yitiren Örsan Öymen için düzenlenen anma töreninde konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Başkanı \e gazetemiz yazan Orhan Erinç, Öymen'in Türk basın tarihinde seçkin bir yeri oJduğunu vurguladı. Öymen'in, Türkiye'nin "insana önem vermeyen rutumu yüzünden" aramızdan aynldığını sö\le>en Erinç, "Sağhğa \ahnm >apılsa\dı hâlâ yaalannı okuyor ojacakrik" dedi. Törene, Örsan Ö>men'in ağabeyi Altan Öymen, eski TGC Başkanı Nail Güreli ve Öymen'in ailesi katıldı. (ÖZLEM GÜVEMLl) nız içinde yer alır mı" so- rusuna tnönü, "Derviş,hü- kümette yer aldı ancak hiçbir parti içinde yer al- mıyor. Bu görevi devam et- tirmesi halinde yeni bir oluşumda yer aiması mümkün değüdir" yanıtı- nı verdi. İnönü dün sabah da Ya- lı Restaurant'ta katıldığı kahvaltıda solda yeni olu- şumla ilgili açıklamalarda bulundu. inönü, parti kurarak si- yasete girmek istemediği- ni ancak insanlann istek- lerini de geri çevireme- diğini söyledi. inönü şöyle devam etti: "İnsanlar benim siya- sete girmemi istiyor ve bu insanlan çaresiz bı- rakmak iyi olmaz. Bu işi çözmenin tek çaresi ye- ni bir oluşumu kurmak- tır. Ancak işi tek başımı- za yürütemeyeceğimizi de biKyoruz. Bu neden- le katıhmcı bir oluşum olması gerekir." Eski SHP Van II Baş- kanı Cemal Şen ise Prof. Dr. Erdal Inö- nü'nün yeni bir oluşum içinde yer aiması gerek- tiğini ifade ederek "Ye- ni oluşum hareketinin demokratikleşmeyi sağ- layacağı inancındayım ve bu hareketi Van'da başlatmayı istiyoruz. Erdal Inönü'nün de du- rüst siyaset anlayışının bize yol göstereceğini ümit ediyoruz" dedi. Ordu'da Yayla Şenlikleri'ne katılan Deniz Baykal, Türkiye'nin varlık içinde yokluk çektiğini savundu: Bizi dinleselerdi bunlar olmazdıORDU (Cumhuriyet) - Cumhuri- yet Halk Partisi Genel Başkanı De- niz Baykal, Türkiye'nin varlık için- de yokluk çektiğini savunarak, "Eğer bizim söylediklerimize kulak verselerdi, 3 yüda ülke bu hale gel- mezdi Yine de geç kalmış sayılma- yız" dedi. Denız Baykal, Ordu'nun Aybastı ilçesi Perşembe Yaylasf nda düzenlenen, "Yayla ŞenliklerTne katıldı. Baykal, burada halktan mut- lu olmasını ve yılgınlığa kapılma- masmı isteyerek. şöyle konuştu: "Türldye büyük bir devlettir. Ar- kasında 700 yılİık Osmanlı ve 80 yıl- lık Cumhurivet vardır. O kriz, bu kriz diye halkın ezilmesi de müm- kün değii. Sakın yüreğüuz kararma- sın. Ülkeyi biz düzlüğe çıkanrız. Ekonomik olarak da, ticaret olarak da buna gücümüz var. Yeter ki bize sıkıca santan ve bizi destekleyin. Tür- kiye'nin tek sorunu. iyi yönetilme- mektir." Türkiye'nin varlık içinde yokluk çektiğini savunan Baykal, "Eğerbi- zim söylediklerimize kulak verseler- di, 3 yılda ülke bu halegelmezdi. Yi- ne de geç kalmış sa> ılma> ız. Yeter ki inancımızı kaybermeyelim. Türki- ye'ninönündeki sorunlar, ancak, na- muslu ve dürüst siyaserJe aşılacak- tir" diye konuştu. İnsan için siya- set yaptıklarını, tek hedeflerinin "İnsan için siyaset" olduğunu söy- leyen Baykal, Türkiye'nin, dünya- nm en zengin ülkesi olduğunu an- cak insanlarda huzur bulunmadığı- nı savundu. Baykal, "Çiftçiperişan,üreticipe- rişan, fındık üreticisi nasüftndıkfî- yaö alınz diye bekliyor. Esnanmızın huzuru yok. Ama yine de geleceğe umutla bakahm" dedi. Baykal da- ha sonra, karayoluyla Tokat'a hare- ket etti. Öte yandan daha önce Yayla Şen- liklerine katılacağı belirtilen Tu- rizm Bakanı Erkan Mumcu, şen- liğe bir kutlama mesajı gönderdi. Korsakoffhastaları ile cezaevlerine yapılan operasyonda yaralananlar evlerine gönderildi TlHV'nm eylemci tedavi edecek parası kalmadı ALPERTURGUT Türkiye insan Haklan Vakfı'na (TlHV), tıbbi mü- dahale ve rehabilitasyon için ölüm orucu eyleminde durumu ağırlaşan ve ope- rasyon sırasında yaralanan- lann arasında bulunduğu yüzü aşkın tutuklu ve hü- kümlü başvururken tedavi fiyatlannın yüksekliği ne- deniyle korsakoff hastalan ile vücutlannda hâlâ şarap- nel parçalan ve mermi çe- kirdeği bulunan çok sayıda kişi evlerine gönderilmek zorunda kalınıyor. F tipi cezaevlerine karşı sürdürülen ölüm orucu ey- lemi nedeniyle sağhkları bozulanlann ve Hayata Dö- nüş operasyonu sırasında yaralananlann aralannda bulunduğu 128 tutuklu ve hükümlüCMUK399'agö- re serbest bırakılırken bu sa- yı cezası bitenJerle birlikte 180kişiyeulaştı. TlHV bugüne dek duru- mu ağır olan tutuklu ve hü- kümlülere tıbbi bakım için 30 milyar lira harcama ya- parken uzun yıllar sürecek tedavi nedeniyle kamuoyu- nu maddi yardım için duyar- h olmaya çağırdı Haftalar- dır Uşak Cezaevi önünde beklediklerinı belirten tu- tuklu yakınlan, ölüm orucu eyleminın 200. günlerinde olan tnayet Kandemir. Mak- bule Akdeniz, NurayOzçelik \e Hürva Turunç için C- MUK'u'n 399. maddesinden yararlanmalan için başvuru yapmalanna karşın bürok- ratik işlemler nedeniyle ha- len bir sonuç ahnamadığını \oırguluyorlar. Hayata Dö- nüş operasyonu sırasında Bayrampaşa Cezaevi'nde yaralanan Songül İnce, 7 ay- dır tedavi edilmediği için sol kolunu kaybetmek üzere. Ağabey Kamber İnce, • TlHV bugüne dek durumu ağır olan tutuklu ve hükümlülere tıbbi bakım için 30 milyar lira harcama yaparken uzun yıllar sürecek tedavi nedeniyle kamuoyunu maddi yardım için duyarh olmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı' na kardeş- lerinin sağlık nedeniyle tah- liye edilmesi için mektup yazdıklarını belirterek şun- lan söylüyor: "Kardeşim tam 6 tutuklu kadnun yaşamınıyitirdiği C- 1 koğuşunda kalıyordu. Bomba piminin isabet etme- si ve kurşun yarası nedeniy- le kolundan yaralandı. Ay- lardu* tedavi edilmediği için de kol çürümeye yüz tuttu. Kardeşim şu an Bakırköy Kadm ve Çocuk Tutuke- vi'nde kalrvor. Şişli Etfal Hastanesi'ne kaJdmJan kar- deşimi muayene eden dok- toıiar ameKyat için 6 milyar lira istedi. Karşıla> acak du- rumumuz yok." Cezaevlerinde yaklaşık 220 kişinin ölüm orucu ve süresiz açhk grevi eylemi sürerken yeni yeni ekiplerin ölüm orucuna başlayacağı belirtiliyor. Küçükarmut- lu'da cezaevinden çıkan tu- tuklu ve hükümlüler Osman Osmanağaoğlu. Yıldız Ge- micioğlu, Ümüş Şahingöz, Zejnep Ankan, Madımak Özen, Gamze Turan, Gülaj Kavak, Hüseyin AJq)mar. AB Rıza Demir, Ferhat Er- türk. Llaş Bütün. HalilAk- su ve Dursun Ali Pekin ile TAYAD'h ailelerden Farma Şener. HüKa Şünşek, Reşit San. Arzu Güler, Ayfer Gü- ler, Serpil Dönmez ve Ab- dulbaki Yusufoğlu ölüm oru- cunu sürdürürken TAYAD'h Derya Güngör ise 17 Tem- muz 2001 günü süresiz aç- hk grevine başladı. Ankara Numune Hasta- nesi'nde CMUK 399'a gö- re 6 ay süreyle sağlık nede- niyle tahliye edilen Ayşe Baştemur ve 4 gün önce ölüm orucuna başlayan TA- YAD'h Özlem Durakcan eylemlerine Ankara'da de- vam edivorlar. Küçükarmuilupotisablukasında Küçükarmutlu'da ölüm orucu eytemini sürdüren 20 kişi, son bir haftadır mahallenin poös ablukası afdnda bulunduğunu belirtti. Ölüm orucu eylemcilerinin kaldığı ev lerle kamuovıınun gündemine gelen Küçükarmutlu'nun giris ve çıkışlan yaklaşık bir haftadır panzer destekli poüs ekipkri taranndan kesümiş durumda. Mahalfcye girmek isteyenfcr kimlik kontrolü yapdarak içeri alınırken eylemcileri zij'aret etmek isteyenler ise geri çevriliyorlar. Gün boyu polls heükopterinin havada kontrol uçuşu gerçekteşürdiği mahaDedeki evkrden birinde açıklama yapan ölüm orucu eylemcisi Reşit San ve Gamze Turan, "Mahaüe adeta abiuka altına alındı. Her yerde özei timler geziyor. Bizleri ziyarete gelen insanlar keyfi bir şekflde gözarana ahnıyor. Son durağı Küçükarmurlu Çarşısı olan bdediye otobüsleri dahi Armutlu girtşinden geri döndürülüyor. Evkrin önlerindeid kanepelere, oturma sedirlerine, narç makinelerine 'barikat v apılabiür' gerekçesryie el konuiuyor" diyonar. (Fotoğıaf: ALPER TÛRGUT ) 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Kime Güveniyopsunuz?.. - Nerelisiniz? - Kimlerdensiniz? - Sahi mi, demek tanıyorsunuz? - Çoluk çocuk? Demek erken davrandınız. Ço- cuklar okuyor mu? - Neyle uğraşıyordunuz? Işler nasıl? Şu ara herkes pek yakınıyor da. - Yolculuk nereye? işiniz mi vardı? Bu her zaman tanık olacağımız ya da yaşaya- cağımız konuşmanın başlangıç kalıbı, aslında bir "güvenlik soruşturmasrd\r. Alınan bilgilerle kişinin "hemşehri düzeyinde yaktn", "neredeyse tanıdık", işi gücü olan, evli, çocuk sahibi birisi olduğu anlaşılmış, "güveni- lir" olduğu kanıtlanmıştır. Artık gerçek konuşma başlayabilir. "Güven düzeyi düşük toplum olma" sadece bize özgü bir durum degildir. Kültürel azgelişmiş- liğin bir ölçütü de budur. Almanya'ya ve öteki Avrupa ülkelerine ilk gi- den bizimkiler "onlann iyice aptal olduklan"na karar vermişlerdi. Çünkü, Almanlar ve öteki Av- rupalılar, bizimkiler ne söylese inanıyorlardı. Oy- sa, bizimkilere göre "söylenenlere inanmak ap- tallıktı". Biz, hiç kimseye inanmaz, kimselere gü- venmezdik, çünkü biz akıllıydık. Oysa, gelişmiş ülke insanı ilk kez gördügü bi- rini "bütün olumluluklara sahip" kabul eder ve tam puan olarak 100 puan verir. Eksikliğini, yan- lışlığını gördükçe puanını indirir. Bizim de içinde olduğumuz azgelişmiş kültür- lerin insanı ise ilk kez gördüğü birine sıfır puan verir. Böylece "onu", güvenilmez, çıkarcı, yalan- cı, fırsatçı, ikiyüzlü, karaktersiz, belirsiz sayar, tanıyıp olumlu yanlarını gördükçe puan ekler. Onun için de Batılılar, karşılaştıklan kişitereözel hiçbir soru sormaz, sorulduğu zaman da kişilik haklanna saygısızlık yapıldığını düşünür ama biz- ler her türlü özel soruyu sormayı "yakınlık gös- termek" olarak kabul ederiz. Bu davranışın al- tındaki güvensizlik bulutu gözlerden uzak kalır. Toplum yaşamını kolaylaştırmak için konan kurallara uyum konusunda da benzer farklılıklar vardır. Uygartoplum insanlan kurallara uyar, çün- kü "kurallara uymanın kendi hayatını da ortak ha- yatı da kolaylaştıracağım" bilir. Uygar olmayan toplum insanı ise "kurallara uymanın kendi ko- layına geldiği gibi olması "na çalışır. Kendi işine gelirse kurala uyar, işine gelmezse uymaz. Bu- nun da yanlış olmadığını düşünür. Öyle olduğu için de trafik kurallarına uyulmaz, kredilerde si- yasetçi nüfuz kullanır, bankanın içi boşaltılır, kar- şıdan karşıya geçerken kırmızı ışığın yanmasına önem verilmez. Toplumda herkes böyle düşü- nünce kural kalmaz. Eski felsefeden bir örnek: - Bir atın yelesinden bir kıl koparırsanız ne , OİUr? <•;•-. \ , v V"-*-4- • l '* v t ' - Hiçbir şey olmaz. - - '•• ; - Hiçbir şey olmaz, diye yeleden kıl koparma- ya devam ederseniz ne olur? - Ortada yele kalmaz. , , .. Olay budur. Kırmızı ışıkta karşıyageçmeyi "zekâ"sayan va- tandaş, bu davranışıyla bankalan soymak ara- sında doğrudan ilişki bulunduğunu hiç düşün- mez. Ama bunu düşünmediği için de "o", kırmı- zı ışıkta geçerken onun gibi düşünen "bu" da bankanın içini boşaltır. Hiç kimse de kırmızı ışıkta geçmekte hiçbir yanlış görmeyen vatandaş"\n toplumsal güveni baltalamakta olduğunu düşünmez. Böyle düşü- nülmedıği için de toplumda güven kalmaz. Sonuçta, atın yelesi kalmamaktadır. 1990 yılında yapılan bir araştırmada, "Çoğu in- sana güvenirim" diyenlerin oranı yüzde 10'du. Araştırma 1997 yılında yeniden yapıldığında bu oran yüzde 6.5'e düştü. insanımız "insanlara güvenmiyor". Insanımız "kendine de güvenmiyor". "Sosyalsermaye"mızçokdüşük. "Sosyalser- maye", birtoplumdaki insanlann arasındaki "gü- ven, işbirliği, iletişim, etkileşim, ortak değeher, ortak hedefler, birbirinden güç alma "dan oluşu- yor. Eğer bir toplumda "sosyal sermaye" düşük- se, mali sermaye ne düzeyde olursa olsun top- lumun gelişmesi için yeterli olmuyor. "Sosyal sermaye" yeni ve bilinmesi gereken bir gerçek- lik. Onu da tanımamız gerekiyor. e-mail:erdalatak(a superonline.com Faks:0-212-5139098 Yücelen hazırladı Emniyetkamrnamesi Resmi Gazete'de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içışlerı Bakanı RüştüKâzun Yücelen'in hazırladığı emniyet kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, Emniyet Genel Müdür Yardımcılan Tahsin Baş ile Nihat Kurtiç merkeze alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü yardımcılıklanna, Kocaeli Emniyet Müdürü Feysullah Arslan, Polis Başmüfettişi Abdullah Boku ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin Arslan getirildi. Ankara Emniyet Müdürü Kemal Iskender Bahkesir* Emniyet Müdürlüğü'ne atanırken, yerine eski Izmir Emniyet Müdürü, APK uzmanı Hasan Yücesan atandı. APK uzmanı Tuncay Yümaz da Polis Akademisi Başkanlığı'na getirildi. Bursa Emniyet Müdürü Aydın Genç ile Bahkesir Emniyet Müdürü İnsan Yılmazrürk de merkeze alındılar. Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne APK uzmanı ReşatAltay getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle