Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2001 CUMAR7
HABERLER
DOVYADA BUGUN
ALİ StRMEN
'Paran Varsa Oku!'
Dünkü Hürriyet'te yer alan özel haber, üniversi-
telerin öğrencilerden aldıkları harçlann yükseltile-
ceğini ve sistemde önemli değişıklikler yapılaca-
ğını bildiriyordu.
Konunun önümüzdeki günlerde çok ciddi tar-
tışmalara yol açacağını umuyorum.
Gerçekten de olayı, popülist formüllerin ötesin-
de, ciddiyetle tartışmak zorundayız.
Hemen belirtmek isterim ki, üniversite öğrenci-
lerinin, kurumlarının giderlerine makul bir ölçiide
katılmalarını öngören harç sistemini, "harç değil,
/ıaraç"diyenlerin popülist sloganlanna karşın sa-
vundum.
Ancak bugün durumun çok daha farklı olduğu-
nu görmek zorundayız.
Şimdiye değin, maddi durumlarına bakılmaksı-
zın, her öğrenciden alınan makul miktardaki katı-
lım payının oranı yükseltiliyor.
Bundan böyle, YÖK, her öğrencinin üniversite-
sine göre kaça mal olduğunu saptayacak; sonra
söz konusu üniversite, maliyetin yüzde 50'sini
geçmemek koşuluyla öğrenciden alacağı harcı
kendisi belirleyecek.
Habere göre en yüksek harç, tıp fakültelerinde
2 milyar olacak. Bu kurumlarda şu andaki harcın
miktarı 148 milyon olduğuna göre, aslında 14 kat
bir artış söz konusudur.
Görülüyor ki, kamuoyuna "maddigücü iyiolan
öğrenciden alınıp ödeme güçlüğü olan öğrenci-
ye destek olmak" biçiminde sunulacak olan yeni
uygulama, gerçekte üniversite harçlarını büyük
oranda arttırarak yükseköğretimin devlet üzerin-
deki yükünü hafifletmek amacına yöneliktir.
•••
Türkiye'de öğretimin ilk basamaktan başlaya-
rak hem kaynak hem de düzey olarak hali pürme-
lali malum.
Türkiye'de iyi ve kaliteli öğretimin, hâlâ iyi hiz-
met vermekte direnen devlet üniversitelerimize ve
bunlann gerçekten özverili yönetici ve hocalanna
karşın, özel kurumlara kaymakta olduğunu görü-
yoruz. Aynı şey lise düzeyinde de geçerli.
Bu durumda devletin eğitime ayırdığı payı art-
tırması gerekirken, egitimi fiilıyatta paralıya çevir-
meye çalışması çözüm değil.
Şimdi, Türkiye'nin ekonomik durumunu, kaynak
darlığını ileri sürenlerin haksız olduklannı, dayan-
dıklan savların geçersiz olduğunu söyleyecek de-
ğilim.
Hatta özellikle önde gelen kaliteli devlet üniver-
sitelerini kazananların -örneğin Teknik Üniversite,
Galatasaray, Boğaziçi Üniversitesi gibi- zaten pa-
ralı okullardan geldiklerini veyagenelde ekonomik
durumu nispeten iyi olan ailelerin çocukları oldu-
ğunu da yadsıyamayız.
Ama yine de çözümün, harçlan yüksek eğitimi
paralı hale getırmek olmadığını görmeliyiz.
Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyeti en yoksul
döneminde, eğitim seferberliğini başlatmış ve bu
alana büyük kaynak ayırmıştı.
• • •
Tıp fakültelerinden 2 milyar harç alındığı takdir-
de, biri lisede biri üniversitede olan iki çocuğu bu-
lunan karı kocanın, SSK'de doktor olarak çalışan
bir ailenin çocuğunu tıp fakültesinde okutamaya-
cağı gerçeğini nasıl görmezden gelebiliriz?
Denecek ki, durumu elverişli olmayana zaten
devlet veya üniversite burs verecek.
Buna da fazla bel bağlamayalım. "Durumu iyi
olmayan" ne anlama geliyor?
Devlete veya SSK'ye çalışan bir doktorun, ay-
da 700 milyon dolayında para alan bir profesörün
durumu iyi midir, değil midir?
Türkiye uygulamasında, durum tespitinin güç-
lükleri de ortada.
Devlet bir yandan kendi üniversitelerinde oku-
yan çocuklardan fîiliyatta eğitimi paralı hale geti-
recek bir harç alırken özel vakıf üniversitelerinde
okuyan çocuklann eğitimine üolayh destek olmak
üzere, neden bunlara giderlerinin yüzde 35'i ora-
nında sübvansiyon verir?
Çok ilginç bir soruyu da, dünkü köşesinde de-
ğerli meslektaşım, Hürriyet'in başyazarı Oktay
Ekşi soruyorve "Devletneden öğrenciharçlann-
dan gelen paralann yüzde 5 faizle, Vakıflar Ban-
kası'na yatınlmasını emreder?" dıyordu.
Olaya nesnel bakmaya çalışınca dahi görülü-
yor ki, yapılmak istenen yeni düzenleme, "Paran
varsa oku!" zihniyetinin ürününden başka bir şey
değil.
Içişleri Bakanı Yücelen:
Işkence nedeniyle
kamudan atılan yok
ANKARA (Cumhu-
riyet Börosu) - Içişleri
Bakanı Rüştü Kazun
Vflcelen. son 1.5 yılda
açılan soruşrurmaİarda
iskence nedeniyle
meslekten çıkarılan
polis bulunmadığını
bi-dirdi.
Rize Mılletvekili
Mehmet Bekaroğ-
ta nun soru önergesini
vanıtlayan Rüştü Ka-
am Yücelen. 1995 yı-
Iırdan itibaren Türk
Ceza Yasası'nın 'işken-
ce" suçunu düzenleyen
243. maddesi kapsa-
rrjıda 762 personel
hakkındaadlı. 614 per-
sonel hakkında idari
soruşturma açıldığını
beiirtti. Bakanın verdi-
âbilgıyegöre, 'halka
kötû muamele' suçunu
düzenleyen 245. mad-
de nedeniyle de 4 bin
586 personel hakkında
adli, 6 bin 573 personel
hakkında idari soruş-
turma açıldı.
Son 1.5 yıl içinde
açılan soruşturmalar-
da, işkence hükmü ne-
deniyle hiçbir personel
hakkında meslekten
veya memuriyetten çı-
karma cezası verilme-
di. Halka kötü muame-
leden doiayı da yalnız
2 kamu görevlisi mes-
lekten çıkanldı. 1.5 yıl
içinde yargıya giden
dosyalardan 59O'ı hak-
kında beraat hükmü
verilirken 149 kamu
görevlisi mahkûm
edildi.
Mesut Yılmaz, hukuk devleti ilkesinin egemen olması gerektiğini söyledi
Her alanda yapdanmaİstanbul Haber Senisi - Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, Türkiye'nin her
alanda çok hızlı bir yeniden yapı-
Ianmaya gereksinim duyduğunu
belirterek bu gereksinimin Avrupa
Birliği'ne tam üyelik hedefiyle de
örtüştüğünü söyledi.
Yılmaz, Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk'le birlikte, bazı
• Mesut Yılmaz, "Devlet olarak yargıya gerekli desteği
veremedik" derken Adalet Bakanı Türk, adaletin olmadığı bir
ülkede, toplumsal banşın da olamayacağınm altını çizdi.
ANAP"lı bakanlar ve milletvekille-
rinin de katıldığı birtörenle, Bakır-
köy Belediyesi'nin katkılarıyla
yaptırılan Bakırköy Adliye Sara-
yı'nın açılışını yaptı. Türk toplu-
munda, "Adaletmülkün temelidir"
anlayışının yaygın olduğunu söyle-
yen Yılmaz, bu anlayışın yaşama
geçmesi için, öncelikle hukuk dev-
leti ilkesinin egemen olması gerek-
tiğini vurguladı ve "Bıuıun birinci
şartı da sağlıklı işleyen bir yargıdan
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile biriikte Bakırköy
Belediyesi'nin katkılarıyla yaptınlan Bakırköy Adliye Sarayı'nın açılışını yaptı. (Fotoğraf:UĞUR DEMlR)
geçer.Ama neyazıkki, devletolarak
yargıya gerekÜ desteği veremedik"
diye konuştu.
Adalet Bakanı Türk ise adaletin
olmadığı bir ülkede, toplumsal ba-
nşın da olamayacağınm altını çize-
rek adaletin uygun ortamlarda, uy-
gun araçlarla ve yetkin kadrolar
eliyle yerine getirilebileceğini an-
lattı.
Bakanlığınm, genel bütçeden en
az pay alan bakanlıklardan biri ol-
masma karşın, adliye sarayı ve ad-
liye binası yapmaya büyük önem
verdiklerini. 57. hükümetin bu ko-
nuda adeta bir seferberlik içinde ça-
lıştığını sav unan Türk, "Tüm tnah-
kemeleri kendi aralannda ve Yük-
sek Mahkeme'yle birbirine bağiaya-
cak bir bilgisayarağı kurulmasıiçin
çahşıyoruz" dedi.
Ulusal düzlemde ve Avrupa ile
aramızda bilgi ve belge akışının,
yargının çağa uygun hale getirilme-
si için çok önemli olduğunu, bu ko-
nuda ciddi çalışmalar yürüttükleri-
ni ifade eden Türk, Türkiye Adalet
Akademisi'nin de kurulacağını
söyledi
istanbul Barosu Başkanı Yücel
Saynıan. yargı bağımsızhğının en
azından mimari açıdan sağlanması-
nı isterken Bakırköy Belediye Baş-
kanı Ahmet Bahadarh ise yerel yö-
netim-devlet işbirliğiyle bir ilki ger-
çekleştirerek çağdaş bir adliye sa-
rayı yaptıklannı söyledi.
Yücelen: Satın alınan fidanlar ithal değil, ahmları Sayıştay onayladı
Bakaıı Istanbul^un güllerini savundu
Belediye, güllerin çoğu Nazlı
Uıcakın kocası Emin Şirin'in
şirketinden aJmış.
ANKARA (ANKA)- istan-
bul Büyükşehir Belediye-
si'nin, sadece Nazlı Iljcak'm
eşi Emin Şirin'in ithal ettiği
Fransız gülünü tercih ettiği
tartışmakonusu olurken Içiş-
leri Bakanı Rüştü Kazun Yü-
celen. yapılan ihaleleri sa-
vundu. Yücelen, ihalelerin
tasarruf tedbirleri uygulama-
sından önce Sayıştay'ca
onaylandığını söyledi.
Içişleri Bakanı Rüştü Ka-
zım Yücelen'in ANAP İstan-
bul Milletvekili BülentAkar-
calı'nın konuya ilişkin yazılı
soru önergesini yanıtlarken
"güllerin yanı sıra; yerli, çok
yıllık ve ekonomik çiçekü bit-
kiler kullanılarak İstan-
bul'un çehresinindeğiştirildi-
ğini ve yaz iaş yeşil kalacak
bitkilersayesindeotoyollann
kenannda meydana geien ot
yangınlannuı önüne geçildi-
ğuıi" belirtti.
Yücelen, bitkilerle ilgili
ihalelerin tasarruf tedbirleri
uygulaması başlamadan ön-
ce Sayıştay tarafından onay-
landığını vurguladı.
Yücelen'in verdiği bilgiye
göre, son iki yılda İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nce,
yurtdışından herhangi birbit-
ki, fidan ve çiçek ithal edil-
medi. istanbul Büyükşehir
Belediyesi'nce bitkisel ma-
teryalin Türkiye'deyetiştiril-
mesi için büyük çaba sarf e-
dildiğini söyleyen Yücelen,
İstanbul'a özgü bitki standar-
dizasyonunun istanbul Üni-
versitesi Orman Fakültesi ile
işbirliği yapılarak ortaya ko-
nulduğunu kaydetti.
Yücelen, yerli üreticiler-
den son 2 yılda 10 milyonu
aşkın bitki alınarak dikimi-
nin yapıldığını bildirirken
"Lale ve gül fidanlannın
Türkiye'de yetiştirilmesi ve
ihracat yapılması noktasın-
da yerli girişimcilere teknik
destek sağlanarak sektörün
önünün açıldığı beiirtilmek-
tedir" dedi.
Yücelen, ihalelerin tasarruf
önlentlerüıden önce yapıldığı-
nı savundu.
ANAYASA MAHKEMESÎ'NE BAŞVURACAK
DYP'den iptal davaları
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
FP'nin kapatılması ile ana
muhalefet konumuna gelen DYP,
hükümetin son dönemde çıkardığı
yasalar için Anayasa
Mahkemesi'ne iptal davası açmak
amacıyla harekete geçti. Bu
amaçia DYP'nin Meclis grubu 25
Temmuz'da olağanüstü toplanarak
Anayasa Mahkemesi'ne iptal
başvurusu yapılacak olan yasalarla
ilgili grup karan alacak.
DYP Grup Başkanlığı. olağanüstü
grup toplantısı için dün bütün
milletvekillerine çağn yaptı.
Toplantıda, hükümet ortağı
partilerin TBMM tatili öncesinde
muhalefetin genel kurul
çalışmalannı protestosunu fırsat
bilerek çıkardığı yasalarla ilgili
DYP Anayasa Mahkemesi'ne iptal
davası açmak için grup karan
alacak. iptal başvurusuyla ilgili
yasalar arasında Ek Vergi, Tanm
Arazilerinin Satışı, Yapı Denetimi
Yasalan ile Bankalar Yasası da yer
ahyor. TBMM tatile girmeden
yaklaşık 1 hafta önce Anayasa
Mahkemesi'nin kapahna karan
aldığı FP kökenli milletvekilleri.
anayasada siyasi parti kapatmaya
ilişkin değişiklik yapılmamasını
proftsto ederek genel kurul
çalışmalanndan çekılmişti. DYP de
başta Ek Vergi Yasası olmak üzere
hükümetin gündeme getirdiği
yasalan protesto ederek genel
kurul çalışmalanna katılmamıştı.
jflADEP DIŞIGRUPLAR BİRLEŞTl '
Yeni Kiirt olıışıımu
ANKARA (ANKA) - HADEP
dışında Kürt tabana hitap eden
çevre ve gruplar, "İmralı'nın
dayatmalannı reddeden bir çözüm
yolunda*" yeni bir oluşumda bir
araya gelme karan aldı. Bir
süredir sağ ve solda başlayan yeni
oluşum arayışlanna bir yenisi
daha eklendi. HADEP dışındaki
Kürt çevre ve gruplan, eski DYP
milletvekili AbdülmelikFırat'ın
öncülüğünde "Yeni Bir Siyasi
Oluşum İçin Komisyon" olarak bir
süredir yürütrükleri çalışmalar
çerçev esinde yann Ankara'da bir
araya gelecekler. "Demokrasi ve
Kürt Sorununun Çözüm
Kongresi" adıyla bugün
başlayacak ve iki gün sürecek
toplantıda HADEP dışındaki Kürt
çevre ve gruplannın yeni oluşumu
şekillendirilecek.
Yeni oluşumun kongreye çağn
metninde Abdullah Öcalan'a, ismı
verilmeden "imralT nitemesiyle
eleştiriler yöneltildi. Metinde,
"İmralı'da Kürt sorununun
çözümü adına geliştirilen resmi
ideolojiye bağlılık ifade eden,
ancak Kürt halkının çıkarlanna
hizmet etmeyen 'Demokratik
Cumhuriyet Projesi'nden
vazgeçümediği, tersine daha
rasjonel hale getirilmeye çafişüdığı
görüldü" denilerek yeni oluşumun
"İmrah'nın projesine karşı durma
ve teşhir etme" karan aldığı
bildirildi.
MSB'den yalanlama
Tatbikat
ekonomiye
katkı
saâladı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Mıllj Savunma Ba-
kanlığı, Milli Savunma Baka-
nı Sabahattin Çakmakog-
lu'nun Konya'daki tatbikata
ilişkin açıklamalanru çarpıtan
şeriatçı basını yalanladı. Ba-
kanlık. tatbikat nedeniyle
Konya ekonomisine 1 milyon
dolarhk katkı sağlandığını bil-
dirdi.
Milli Savunma Bakanh-
ğı'ndan yapılan açıklamada,
bazı gazetelerde yer alan "Ge-
nelkurmay suskun. Bakan,
Genelkurmay'ı yalanladı"
içerikli haberlerin yanlış ve
eksik bilgilerle kamuoyunu
yanılttığı kaydedildi.
Açıklamada, Konya'daki
tatbikatı kamuoyuna yanlış
sunan şeriatçı basının yanlış
olduğu ve eksik bilgilere da-
yalı haber yazdığı dilegetiril-
di. Bazı gazetelerde 11 Tem-
muz 2001 tarihlerinde "Ge-
nelkurmay suskun" ana baş-
lıklı haberde, Savunma Baka-
nı Sabahattin Çakmakoğlu'na
atfen verilen haberin de âoğ-
ru olmadığı kaydedildi. Açık-
lamada, Çakmakoğlu'nun ge-
nel anfamda yaptığı açıklama-
nm tatbikatla ilişkilendirile-
rek Pmarbaşı ilçesinin NATO
tatbikatlan içîn uygun bir yer
olduğu yönünde bir demece
dönüştürüldüğüne işaret edi-
lerek "Doğru olan, Sayın Ba-
kan "ın kara süahlan ile atış
alanı ara\ ışlan ile ilgili olarak
Pmarbaşı ilçesi bölgesini de
uygun yerlerden biri olarak
göstennesidir'* dendi.
Haberler çarpıtıtdı'
Açıklamada, Çakmakoğ-
lu'nun. "Bu tatbikatı kimi il-
ler isterken kimikri de şart-
lan uygun olmalanna rağ-
men, hamilelerin çocukları-
nın düşcceği, uçaklann al-
çaktan uçuş >apacağı >-a da
azattdnuş uranvum silahian-
nın kullanılacağı gerekçesiyie
istemiyoriar. Her teknoloji-
nin elbette nıuhtemel riskleri
vardır. Zarann en azına ba-
küarak bu işi yapacaksınız"
şeklindeki genel nitelikli
açıklamalannın haberlerde
çarpıtıldığı dile getiril-
di.Çakmakoğlu'nun sözle-
riyle Genelkurmay'ı yalanla-
ması gibi bir durumun olma-
dığına dikkat çekilen açıkla-
mada, şöyle dendi:
"Anılan gazetede ifade edi-
lenlerintamamrvlayazarmyo-
rumlan ile iki a\n konuyu ve
oiayı kanştırmasından ibaret
olduğu açıkür. Bilindiği gibi
söz konusu tatbikatta. Genel-
kurmay Başkanlığı'nın tatbi-
kat öncesi açıklamasında be-
lirtildiği gibi alçak uçuş yapıl-
mamış, azaltümış uranvum
veya kimyasal, nükleer. biyo-
kjikmadde içeren miihimmat
kesinliklc kullanılmamışhr.
Boige halkma hiçbir zarann
verihnediğibu tatbikatla Kon-
ya bölgesineyaklaşık 1 milyon
dolarhkbir ekonomikkatkı da
sağknmıştır."
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Yazılı ve görsel basının görevi ka-
muoyunu aydınlatmak. Kritik dö-
nemlerde basına, gerçeği aktarmak
gibi önemli bir görev düşer. Ancak,
demokrasinin gelişmediği otoriter
yönetimlerin egemen olduğu ülke-
lerde basın, baskı altında olduğu için
bu görevini tam anfamıyla yerine ge-
tiremez. Çoğu zaman iktidarodakla-
nnın aleti haline gelir.
Türkiye'deki basının da kaderi ne
yazık ki bu evrensel duruma uygun-
dur. Birçok haber, kamuoyunu yön-
lendirmek amacıyla üretilir, yargısız
infazlaryapılır. Şemdin Sakık'ın sah-
te ifadelerinin yayımlanarak birçok
gazetecinin ve insan hakları savunu-
cusunun hedef alınması bunun tipik
örneklerindendir.
• • •
Gürbüz Çapan ve Esenyurt Bele-
diye Meclisi üyeleri hakkında açılan
soruşturma da, üzülerek söyleyelim
ki, bu genel anlayış içinde yansıtıldı.
4422 sayılı çetelerle mücadele ama-
cıyla çıkarılan yasaya dayanılarak
Esenyurt Belediyesi basıldı. O gün-
Basm ve Yargısız înfaz
den itibaren Gürbüz Çapan hakkın-
da operasyonu yapan güçlerin bası-
na verdiği bilgiler gerçekmiş gibi ka-
bul edilerek bir kamuoyu yaratıldı.
Burada birçok yasal ilke ihlal edil-
di. Soruşturmayı yapan güçlerin so-
ruşturma sırasında bilgi sızdırması
yasalara aykırı olduğu halde yapıldı.
Gürbüz Çapan hakkında yazılanlara
bakarak artık onu mahkûm edebilir-
dik. Burada Gürbüz Çapan'ın istifa
ettiği partisi CHP de yargısız infaza
katıldı. Başta Genel Başkan Oeniz
Baykal olmak üzere yöreöe daha
önce Gürbüz Çapan'la siyasi rekabet
içinde olan bazı CHP'liler, açıklama
üstüne açıklama yaparak Gürbüz
Çapan'ı suçladılar.
Gürbüz Çapan hapisteydi, bunla-
rın hiçbirine cevap vermesi mümkün
değildi. Zaten devam eden soruştur-
ma hakkında konuşmak da yasala-
ra aykırıydı. Ama birileri el altından
Gürbüz Çapan hakkındaki iddialan
gerçekmiş gibi yaydılar. Bir muhalif
sol belediyenin başkanı bu şekilde
toplumun gözünde mahkûm edilme-
ye çalışıldı.
•••
Gürbüz Çapan hakkındaki son
kampanya, iddianamenin yazılma-
sıyla hız kazandı. Radikal gazete-
si, iddianameyi doğru dürüst ince-
lemeden, "Vay Gürbüz Bey Vay"
diye manşet attı. Içindeki bilgileri
bile kontrol etmek, hakkında suç-
lama yapılan tarafı dinlemek gibi
en temel mesleki ilkeler göz ardı
edildi. Bu yayın iki gün boyunca
sürdürüldü.
Bütün bunlan gören Gürbüz Ça-
pan'ın avukatı Ergin Cinmen, birba-
sın toplantısı yapmak gereğini duy-
du. Ergin Cinmen'i kamuoyu iyi tanır.
"Birdakika karanlık" eylemini başla-
tan sivil yurttaşlar hareketinin temsil-
cilerindendir. Saygın birhukukçudur.
Aslında onun tarzı, bütün bu iddiala-
ra mahkemede cevap vermekti. An-
cak bir yargısız infaz yapıldığı inan-
cıyla böyle bir basın toplantısına ge-
rek duydu.
Cinmen'le soruşturmanın açıldığı
günlerde de konuştuk. Dosyayı in-
celedi ve ondan sonra savunmayı
üstlendi. Bu davanın siyasi niteliği-
ni bildiği için, savunacağına inan-
masa böyle bir davayı almazdı. Iş-
te Ergin Cinmen bu duygular içinde
basın toplantısı yaptı. Esenyurt Be-
lediyesi çalışanlarr, soruşturma sıra-
sında işkence gördüklerini belirti-
yorlar. Bu konudaellerinde raporlar
da var.
• • •
Gürbüz Çapan soruşturması mah-
kemeye intikal etti. Tartışma orada
yapılacak, yargılama orada sürecek.
Ancak, henüz soruşturma aşama-
sında Gürbüz Çapan için yazılanlar
ne olacak? Günlerce sayfa sayfaya-
zılan ve birçok maddi hatayla dolu,
gerçeği yansıtmayan iddialar ne ola-
cak?
Ergin Cinmen önceki gün basın
toplantısında, iddianamedeki çol<
açık maddi hataları birer birer ortaye
serdi. Bunlar arasında hemen ulaşı-
labilecek banka hesapları da vardı
Örneğin 16 milyarlık hesap birande
19 trilyon 140 milyara, 21 milyarlıh
hesap 31 trilyona çıkarılıvermişti. BL
kadar dosyayı sırtlayıp belediyenir
hertürlü hesabına el koyacak, işken-
ce iddialı sorgulardan geçireceksiniî
ve açık bir banka hesabını yüz misl
göstererek kamuoyunda bir kam-
panyaya malzeme hazırlayacaksınız
Ancak bunun takdirini kim yapa-
cak? Gazeteler, Gürbüz Çapan içir
olmadık yayını yaptılar. Avukatınır
açıklaması ise bazı gazetelerin küçüh
köşelerinde yer aldı. Şimdi bu kamu-
oyu faaliyetinin ardından duruşmalaı
başlayacak. Burada adaleti nasıl bu-
lacağız?
• • •
Medya gerçeği yansıtırsa toplumt
doğru bilgilendirir, operasyoncuların
dediklerini gerçekmiş gibi allayıp pul-
layıp kamuoyuna sunarsa yargısız in-
fazcı olur. Bu yüzden de sürekli itibat
kaybeder.