25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2001 CUMAR 10 DUIVYA VE TURKlYE Protestanlann geleneksel yürüyüşleri ipleri gerdi; Belfast'ta ayaklanma çıktı KatoKldei'hı öfl • Kuzey Irlanda'daki siyasi krize çözüm bulmak için yapılan görüşmeler öncesinde Belfast'ta çıkan ve yaklaşık 250 molotofkokteylinin kullanıldığı çatışmalarda 113 polis memuru yaralandı. Dış Haberler Servisi - Kuzey Ir- landa'daki siyasi krize çözüm bul- mak amacıyla başlatılan görüşme- lere, son olarak Belfast'ta dün sa- baha karşı patlak veren çatışmala- nn gölgesi düştü. Protestanlann geleneksel yürü- yüş sezonu yüzünden gergin gün- leryaşayan Kuzey Irlanda'nın baş- kenti Belfast'ta yaklaşık 250 molo- tofkokteylinin kullanıldığı belirti- len son yıllann en şiddetli çatışma- sında 113 polis memuru yaralandı. Çatışmalar, 12 Temmuz'da 1690'da yapılan ve Protestan WîHiam'ın Kato- lik KralII. James'in ordulannı yendi- ği Boyne savaşının 311. yıldönümünü kutlamak isteyen Orange tarikatı üye- lerini engellemek isteyen Katolik genç- lerin, kentteki Crumlin Caddesi'ne girmeye çalışmalanyla başladı. 200 Katolik gençler polisc taş, moiotofkokteyli, şişe ve tuğla attı. (Fotograf:REUTERS) kadar gencin attıgı taşlar, molotof kok- teylleri, şişeler, tuğlalar 113 polisin yaralanmasına yol açtı. Olaylar sırasında Katolik gençle- rin 2 bomba ile 250'ye yakın moio- tofkokteyli kuliandıklan, polisin de plastik mermiyle karşıhk verdiği be- lirtiliyor. Atılan molotofkokteylleriy- le giysileri tutuşan 2 polis memuru- nun kaldınldıklan hastanelerde teda- vi altına alındığı, bunlardan birinin, hafif olan yanıklan tedavi edildikten sonra hastaneden taburcu edildiği kaydedildi. Barikatlan yıkmaya çalışan Kato- lik gençlerin çok sayıda aracı ateşe taşbverdiği gözlendi. Polis, Katolik genç- leri, insan hakJan gösterileri yapma adına başkalannın haklannı gaspa kalkışmakla suçladı. Kuzey trlanda polisi, olaylann önceden planlanmış olduğu görü- şünde. Polis Şefi Ronnie Flanagan, " tnsanlann elinde pat diye yüzler- ce molotof kokteyii çıkmaz" diyor. Katolik gençler ise polisi kendile- rine karşı çok sert olmakla suçluyor. Siyasi kriz masada tngiltere Başbakanı Tony Blairve trlanda Başbakanı BertieAhern ön- ceki gün verilen 1 günliik aradan sonra dün yeniden Ingiltere'de ma- saya oturdular. Staffordshire'daki Weston Malikânesi 'nde yapılan gö- rüşmelerin bu bölümünün, Protes- tanlann sertlik yanlısı siyasi olu- şumlan Demokratik Birlik Partisi ve Ueri Birlik Partisi tarafından boy- kot edildiği belirtiliyor. Görüşmelerin odağında başta Ir- landa Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) olmak üzere çeşitli paramilitergrup- lann ellerindeki silahlan bağımsızko- misyona bırakmalan üzerindeki tar- tışmalann bulunduğu bildirildi. Siyasi çevreler, IRA'nm Kuzey Ir- landa Polis Teşkilatı'nınyapısının de- ğiştirilmesi yönündeki ısrannın da sür- düğünü kaydetti. İnsan Hakiarı İzleme Komitesi Rusya ve İran savaş destekçisi NEWYORK(AA)- in- san Haklan izleme Komite- si (Human Rihgts Watch), Pakistan, Iran ve Rusya'yı, taraflara silah ve askeri yar- dımda bulunarak Afganis- tan'daki iç savaşa destek ver- mekle suçladı. Merkezi New York'ta bu- lunan öıgüt, 2 yıl bölgede ya- pılan çalışmalann ardından hazırladığı 55 sayfalık ra- poru dün yayımladı. Rapor- da, Iran'ın desteğini Afga- nistan'daki muhalefet güçle- rine ileten Rusya'nın da bu güçleredogrudan askeri des- tek sağladığı ve geçen yıl sonlannda nakliye helikop- terleri verdiği ileri sürüldü. Örgütün raponında, Pakis- tan yönetiminin de Afganis- tan'da iktidardaki Taliban'a lojistik destek verdiği ve kendi topraklan üzerinden silah. patlayıcı ve benzin nakliyesini kolaylaştırdığı ve fınanse ettıği iddia edil- di. Pakistan yönetimi daha önce de kendisine yöneltilen bu iddialan resmen yalanla- mıştı. Örgütün silahsızlanma bö- lümü müdüriiJoost HiJter- mann da, yaptığı açıklama- da, BM Güvenlik Konse- yi'ne silah ambargosunun genişletmesi çağnsında bu- lundu. Açıklamada. "Afga- nistan'da insan haklan ih- laline son verilmesinin tek yolu silah ambargosudur" denildi. Suudi asıllı terörist Usa- me bin Ladin'in sınırdışı edilmesini isteyen BM, ge- çen Ocak ayından beri Ta- liban'a silah ve haya ambar- gosu uyguluyor. Örgüte gö- re, Afganistan'da 20 yıldır süren iç savaş, 1.5 milyon ki- şinin ölümüne, toplu halde ülkeden göçe ve ekonomi- nin çökmesine yol açtı. ABD'ye kaçış Düşler ülkesi ABD'ye göç dalgası sürüyor. Göçmenler sının geçmek için bulduldan değişik yöntemkrie herkesi şaşırtıyor. 42 yaşındaki Meksikalı Enrique Aquilar ( anchola. bir aracın koJtuğuna saklanarak California'daki San Ysidiro sınır kapısından kaçak olarak geçmeye çaüşırken yakalanmtştı. ABD Göçmen Bürosu, göçmenlerin giriş yapmak için hayati tehlikeyi göze aidıklanna dikkat çekerek olayın ciddi boyutiara ulastığuıı bekrtti. (Fotoğraf: AP) Makatına sopa sokulan göcmen 8.7 milyon dolar alacak Işkence kurbanınarekortazminat Hırvat general teslim olacak ZAGREB (AA) - Hır- vatistan hükümeti, BM sa- vaş suçlan mahkemesinin istediği iki savaş suçu sanı- ğından General Rahim Ademi'nin 10 gün içinde mahkemeye teslim olmayı kabul ettiğini açıkladı. Hü- kümetin açıklamasmda, Ar- navartkökenli Ademi'ye suç- laraanın içeriğinin iletildiği vegönüllü olarak teslim ol- ması için, kendisini yakala- ma sürecinin askıya alındı- ğı kaydedildi. Buarada,ye- rel Hırvat mahkemesi. La- hey'deki uluslararası savaş suçlan mahkemesi tarafın- dan istenen, ancak kimliğı açıklanmayan ikinci bir ki- şi için daha tutuklama em- ri çıkardı. Hırvat medyası, adı açıklanmayan ikinci ki- şinin emekliye aynlan Ge- neral Ante Gotovina oldu- ğunu öne sürüyor. NEW YORK (AA) - New York'ta götürüldüğü karakolun tuvaletinde polisler tarafindan, tuvalet kâğıdı taşıyıcısının so- pasıyia işkenceedilen Haitili bir göçmen, vanîan anlaşma so- nucu 8.7 milyondolartazminat alacak. Abner Louima adîı göçme- ne ödenecek tazminatın, New York Belediye Başkanı Ru- doiph GiuSani'nin işbaşına gel- mesinden bu yana ödenen en yüksek tazminatlardan biri ol- duğu ifadeediliyor. Louima'ya tazminatı, New York Beledi- yesi ile 'PofeDevTİyderiGonûl- lüter Derneği' adlt kuruluş or- taklaşa ödeyecek. Louima, tazminat alacağuıın kesinlık kazanmasından sonra yaptığı açıklamada. "Kendimi zen^n biriolarakdeğil, uğradı- ğı işkenceyeragmenhayatta ka- larak adaJetin teceffi ettiğini gö- ren şanslı biri olarak göriiyo- rum" dedi. Louima, 4 yıl ön- ce polisler tarafından, Bro- oJdyn'deki birgecekulübüönün- de çıkan kavga sonrasuıda elle- ri kelepçeîi karakola götürül- müş ve kavgada kendisinden yumruk yediğini zanneden Jus- tin Vcdpe adlı polisin, makatın- dan tuvaiet kâğıdı taşıyıcı sopa- sıyla yaptığı işkenceye maruz kalmışO. Idrar kesesi ve kalmbağırsa- ğı zedelenen Louima, 2 ay has- tanede yaömştı. Polis memuru Volpe, suçunu itirafeöniş ve 30 yıl hapse mahkûm ohnuş, Lo- uima ise belediye ve polis teş- kilatı aleyhine 155 milyon do- larlık tazminat davası açmıştı. DEĞtŞENDÜNYADAN/mjŞEtfN BAŞ' Aslında, hemen şimdi, acil olarak 3.5 milyar dolara ihtiyaç var. Ama ABD ve Avnjpa'nın para babalannın fidye için biç- titderi para 1 milyar280 milyon dolar. Eh, başlangıç için fena sayılmaz. Geride Karadziç, Mladiç filan var. Onlar da teslim edilerek, bir miktar dolar daha sağlamak pekâlâ mümkün görünmek- tedir. Ve bu, elde satılacak adam kalma- yıncaya kadar devam edip gider. Eski lidefierin, günün birinde ihraç ürünleri ara- sma gireceği kimin aklına gelirdi. Bu yuzden, bizde "eski", hatta "eskimiş"\\- defierimizin el bebek gül bebek üzerle- rine titremeliyiz. "Onlara kimse beş ku- ruş vermez" demeyin. Hani, kimbi/ir, belki de bir alıcı çıkar! Ayrıca, bu yüz kızartıcı olayın aynntı- tanna ve neden olacağı karmaşaya de- ğinmeden önce, fidye parasını bastıra- caMan yakından tanımak gerekiyor. Bun- lann başka ülkelere damlalıkla "reva" gadükleri sözde yardımlan -ki naalsa so- ntnda yüklü faizi ve misliyle geri ala- :ak!ardır- cepte keklik sanıp zil takıp oy- nayan ülkeleri, kısa sürede, nasıl, gelme- si lasretle beklenen her taksitte, anala- n çın yeni nikâhlar dayatarak sürüm sü- rüm süründürdüklerine cümle âlem ta- nıktır. özellikle Türkiye bunu en iyi ya- Bir Avuç Dolar İçin şayanlar arasındadır. Bu yüzden Sırp lideri, "Çocuklanmı- zın geleceği için -yeminli düşmanlan- na- teslim ettim", diye şecaat arzeden Sırbistan Başbakanı Cinciç, aslında ço- cuklarına muhteşem bir onursuzluk mi- rası bıraktığının pek ayırdında görün- mese de.. şu geleceği varsayılan dolar- lar için erken bayram etmekten sakın- malıdır. Çünkü tecrübeyle sabittir ki, si- yasilerin cennet vaat eden palavralan- na karşın, para babalan inanılmaz ölçü- de gerçekçidirler. Para babalan sağlamcıdır Cinciç ve adamlannın "bir avuç dolar için" yaptıklan yasadışı eylemin, ülkede somut belirtileri şimdiden görülen derin istikrarsızlıklara yol açacağından, aynı zamanda ve paradoksal bir biçimde, on- ca özlenen, uğrunda kuru tahtalardayat- maya razı olunan "yeşil kâğıtlann" gel- me olasılığını ortadan kaldırması müm- kündür. Zira, para babalan sağlamcıdır. Tek dertleri paracıklannı tefeci faizleri da- hil geri alıp alamayacaklandır. Bu yüzden, siyasal ve tabii ekonomik istikrarsızlıktan hortlak görmüş gibi korkarlar. Ve sonuç- ta, Dimyat'a, pirince giderken, evdeki bulgurdan oldugunuzu görürsünüz. Onur- suz girişiminiz de size kâr kalıri ••• Siyasal istikrarsızlık, bölgede zaten var olan sorunlan aJevlendirerek, Balkan- ' lar'ın tümünü ateşe verecek gelişmele- ri hızlandıracak niteliktedir. Cinciç'in fe- deral anayasayı çiğneyerek Miloşeviç'i, pekâlâ ülke içinde ve tarafsız uluslara- rası gözlemciler ve medya önünde yar- gılanması olanağı varken, Fedaral Baş- kan Kostuniça'ya rağmen, Lahey'e tes- lim etmesi, Karadağ'ın federasyondan aynlmasını ya da en azından konfede- rasyon yoluyla bağımsızlık isteyenlerin de ekmeğine yağ sürmüş, süreci ister istemez hızlandırmıştır. Dahası, Ameri- ka ve NATO'nun, Makedonya ve Koso- va'da parçalanmanın başından bu ya- na çevirdikleri dolaplann sonuçlandırıl- masına da fırsat sağlamıştır. Daha bir iki hafta önce, Makedon ordusu tarafın- dan kışkırtılan aynlıkçı Arnavut gerilla- lan önce silahlanndan anndınp, sonra sı- nırdan geçirerek güvenliklerini sağla- dıktan sonra silahlannı geri vermek in- celiğini gösteren Amerika'nın, Koso- va'nın Yugoslavya'nın toprak bütünlü- ğü içinde yer aldığını söyleyip durması- na karşın, aslında, bu maskenin arka- sına gizlenerek, Kosova'yı, giderek Ma- kedonya'yı yeniden dizayn etmenin pe- şinde görünmektedir. Hedefdeğişmiş de- ğildir. ABD ve NATO'lu ortaklan, çatış- malan kaşıyarak, bölgede yaşayan halk- lan birbirine kırdınp, sorunlan içinden çıkılması güç duruma getirerek Balkan- lar'a tümüyle egemen olmanın son ha- zıriıklan içinde görünmektedir. Son olay, bunun parçalarından biridir. ABD ve NATO'lu ortaklan, elli yıllık sosyalist birikim, faşizme karşı onurlu di- rençte yttip giden 1.5 milyon yaşam, ni- ce kuşaklann onca emeği, alınteri ve özverisi pahasına yaratılan zenginlikle- riyle, sosyalizme, birliğe ve bağımsızlı- ğa karşı iflah olmaz kompleksleri yü- zünden, güzelim ülkeyi yerle bir edip, bö- lüp parçalamakla yetinmemiş, onu, yurt- taşlannı para karşılığı satacak kadar ça- resiz bırakarak, ulusal onurunu ayaklar altına alacak durumlara düşürmüştür. Yazıklar olsun! BİTTİ MERHABA NECATt DOĞRU Altın Karagöz Odiilü! Kimi burnunu.... Kimi kulağını... Kimi başını.... Kimi dirseğini... Kimi ayağını... Kaşıyor... Kaşınt zevkle başlıyor, sonra acı ve- riyor. Kaşıdıkçaderi deliniyor, kanıyor. Zevkle başlayan kaşıma, kanlı acıya dönüşüyor. Zevkle başlamıştı... Kaşıntıyı başlatanlar şimdi "Altın Karagöz Ödülü" dağıtıyorlar. Bur- sa'da Kültür Park'ta halk danslan ya- rışması düzenlendi. Halk oyunları ekipleri yanştılar. Jüri heyeti birincili- ği en iyi oynayana verdi. Sıra ödül tö- renine geldi ve "Altın Karagöz Ödü- lü'nü vermesi için" Devlet Bakanı Recep Önal'ı kürsüye davet ettiler. Alkışlarla ödül verildi.... Kaşıntının acıya döndüğü an! Recep önal, Ekonomiden Sorum- lu Bakan olarak, Türkiye'nin IMF ile yaptığı ve "liranın dolara ç/palanarak" krizi tatlı tatlı kaşınarak atlatacağına inandınldığı programın yürütücüsüy- dü. IMF ile bizim ekonomik kurum- lanmız arasındaki uyumu, işbirliğini, her türfü koordinasyonu sağlamakla görevli Bakan'dı. IMF ile anlaşma yapılmıştı. Program yürüyecek... Yüksek enflasyon inecekti. Bakanımız Recep önal, işçiye, me- mura, çiftçiye, orta ve küçük boy sa- nayiciye sık sık sesleniyor; "zevk ve- ren kaşıntı acıya dönse bile, sonu- muz sancılann kesildiği, acılann din- diği, ağnlann bittiği aydınlık günlere ulaşmaktır" diye inandırma demeç- leri veriyordu. • • • Kriz ustura gibi geJdi. Çıpalama programı çöktü. Devalüasyon patladı. Bakanımız Recep önal, IMF uz- manlanyla anlaşarak yapmış olduğu programın, fiyattan indirmek yerine sü- nepeleşmiş Türk ürasını daha da sü- nepeleştiren yüksek devalüasyon ge- tirmesinin (1 dolar, 650 bin liradan 1 milyon 300 bine geldi) bedelini bir bakanlık koltuğundan öbür bakanlık koltuğuna atlatılarak ödedi. Recep önai.... Ekonomi Bakanlığı'ndan alındı. Devlet Bakanlığı'na verildi. Şimdi Karagöz ödülü dağıtıyor. Halkın kaşıntısı da acıya dönüşüyor. Recep önal'ı, başansız olduğu için bakanlık görevinden almak yerine ona "Altın Karagöz ödülü" dağıtma bakanlığı sunan Başbakan Bülent Ecevit ile yeni ekonomi bakanı Ke- maJ Derviş, "IMF'nin namusunusor- gulamayı" akıllanndan geçîrmiyoriar. Gerçekten IMF namuslu mu? Namusluysa açıklasın: Çıpalı program neden çöktü? Enflasyonu indirmek üzerine bina edilmiş program neden devalüasyon- la sonuçlandı? Ve 65 milyon nüfuslu Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren böy- tesine önemli bir programın çöküşe gi- decek biçimde bina edilmesini, hadi Recep önal görmedi, IMF niçin göre- medi, tafımin edemedi, beklemedi? Yoksa büyük yutturma mı var? Yoksa IMF çapsız mı? Ikinci sınıf iktisatçılarla mı dolu? Kemal Derviş'in de hocası olan ve Dünya Bankası'nın Asya Bölgesi emekli baş ekonomisti Prof. Oktay Yenal, IMF'nin çapsız iktisatçılarla do- lu, sorumsuz biryönetime dönüştü- ğünü söyteyiverdi. IMF'nin namusu var mı? Varsa görelim... Türkiye'nin büyük bir ekonomik çöküşe girmesinden ve küme düşe- rek bir Afrika ülkesi durumuna doğ- ru gitme tehlikesinin belirmesinde IMF'nin sorumluluğu yok mu, söyle- yin de anlayalım. ••• Dalgalı kura geçeli üç ay doldu. Kamu borçlanması azalmıyor. Faizler inmiyor. Bankalar toparlanamıyor. Ecevit, Bahçeli, Yılmaz, Derviş ve IMF'nin yaptığı program bu kez de so- nuç vermez de ülke; "hiperenflasyo- naya da moratoryuma veya da kon- solidasyona düşerse" Ecevit, Bahçe- li, Yılmaz partileriyle biriikte siyaset sahnesinden silinecekler. Tarihe "ül- ke batıncısı devlet adamı" diye ge- çecekler. Peki IMF'nin sorumluluğu ne olacak? Ona da; "Altın Hacivat ödülü" vermesi için yeni bir bakan- lık mı kuracağız? Kimi burnunu... Kimi kulağını... Kimi başını... Kimi ayağını.... Kimi dirseğini.... Kaşıyor... Kaşıma, kanlı acıya dönüşüyor. Uzun yıllar onlann arasında çalış- mış, Dünya Bankası'ndan emekli ol- muş, oradan emekli maaşı alan Pro- fesör Oktay Yenal bile "IMF çapsız- lar, sorumsuzlar, ciddiyetsizler güru~ • huna dönüştü" demeyegetirerek dik- kat çekmek zorunda kalıyor. Gerçekten IMF'nin namusu var mı? Varsa göstersin... Bu program datutmazsa.... Bede- lini sadece Türkiye halkı mı ödeyecek? Kriz içinde yüzyılın soygunlan! Oyun içinde oyun! Soygun içinde soygun! Kriz içinde soygun! Yüzyılın soygunu! Merkez Bankası, şu kriz dönemi içinde, özel sek- tör bankalarına açık piya- sa işlemteri yapma izni ver- diği halde kamu bankala- nna vermedi. Kamu Ban- kalan, paraya sıkıştılar ve özel sek- tör bankalanndan yüzde 7000 faiz- le para almak zorunda kaldılar. Yüzde 70 değil... Yüzde 700 değil... Yüzde 7000 bin... Evet, yanlış oku- fCÎRMETRE o cn —| madınız, yüzde yedi bin... Dünyada yüzyıl içinde hiç- bir ülkede böyle bir faiz görülmedi, böyle soygun yaşanmadı. Aynca, çıpa programının çöktüğü gü- nün bir gün öncesinde Türkiye'deki dört büyük özel sektör bankası, Türk Liralannı dövize çevirdiler, milyariara yaklaşan dolar aldılar. Kimdi bu 4 banka? Devlet bankalannın yüzde 7 bin faizle para aldığı bankalar da aynı bankalar mıydı? Kriz içinde soygun! E-posta: necatidogruC« superonline.com Faks:0212 513 90 98 İLANENTEBLİGAT Urla Sulh Hukuk Mahkemesi Sayın Hâkimligi'nin 1999/389 E. sayılı 2000/267 K. sayılı Uanüannın haklannda gazete ilanı ile kesinleştiği hissedarlar, 1 - Zehra Can, 2- Gûler San, 3- Gülser Kuboga, 4- Ikbal Kırboğa, 5- Seyhan Özşimşir, 6- Hasan ozan, 7- Esin Altu|, 8- Sebahat Beyazıt'a GAYRİMENKUL SÂTfŞİLANININİLANEN TEB- LIĞ1 ÎLE: GAYRLMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANIDIR. URLA SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'^fDAN DosyaNo: 2001/5 Satış Satılmasına karar verilen gayrimenkulûn cinsi, kıymeti. adedi, evsafı: Taşınmaz Urla ilçesi Rüstem Mahallesi'nde kâin ve tapunun 1487 ada 2 parselinde kayıtlı arsa vasfinda 427 metrekare mıktarında Kuzeyi Erdoğan Ker Caddesi olan tM'VR PLANLARJ İÇİNDE ARSADIR. Imar Durumu: Taks: 0.40 Kaks: 0.80'den olmak üzere aynk nizamda iki katlı inşaat izni bulunmaktadır. Kıymeti: 4.270.000.000 TL.'dir. Satış şartlan: 1. Satış 27.08.2001 günü saat 9.30'dan 9.45'e kadar Urla îcra Daire- si'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geç- mek şartı ile ihale olunıır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 06.09.2001 Perşembe günü Urla lcra Dairesi'nde saat 9.30'da ikin- ci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edılememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttmna ilanında gösterilen müddet so- nunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedrelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına riiçhanı olan alacaklann taplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflan- nı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış taiebi düşecektir. 2. Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20'si nispetinde pey ak- çesi veya bu miktarkadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdu'. Sa- tış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebiHr. Tella- liye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bede- linden ödenir. 3. Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ügililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklan- nı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddilannı dayanagı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili üe sabit olniadıkça pay- laşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine se- bep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki fark- tan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil oluna- cak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5. Şartname, ı\m tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup mas- rafi verildiği takdırde isteyen alıcıya bir önıeği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayıla- caklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2001/5 Satış sayılı dosya numarasıyla Müdür- lüğumüze başvurmalan ilan olunur. 01.05.2001. (*) tlgılıler tabirine irtifak hakkı sa- hipleri de dahiJdir. Basuı. 1. 5779, 40723
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle