Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13TEMMUZ2001 CUM
10 DUNYA VE TURKIYE
KKTC'nin en güçlü sendikalanna göre ekonomik çöküntü siyasi çözümü zorluyor
Âdada referanduma doğruREŞATAKAR
LEFKOŞA -Türkiye'de yaşanan eko-
nomik çökünrüden fazlasıyla etkilenen
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde
biryandan Ulusal Birlik Partisi (UBP)-
Demokrat Parti (DP) koalisyonuna kar-
şı tepkiler artarken, diğer yandan Kıb-
ns sorununun çözümü konusunda re-
ferandum talepleri gündeme geldi.
Cumhuriyet'e konuşan KKTCdeki 3
büyük sendikanın liderleri, Türk-Sen
Genel Başkanı Önder Konuloğ)u,Hür-
COLIN POWELL
ABD c
akıllı
yaptınmda'
kararlı
WASHINGTON(AA)-ABD
Dışişleri Bakanı Colin Pövrefl,
BM Güvenlik Konseyi'nden
Irak'a u
alullı yaponmlar" pla-
nını geçiremeyişlerine karşın
Irak'a ambargonun uzatıldığı 5
aylık dönemde yaptmmJar reji-
mini düzenlemenin yollanru ara-
yacaklannı söyledi.
Povveli dün. VVashington'da
bulunan Ingiltere Dışişleri Ba-
kanı JackStraw ile görüşmesin-
den sonra gazetecilerin sorula-
nnı yanıtladı. Dışişleri Bakanı,
Ingiltere ve ABD'nin planı olan
akıllı yaptınmlann BM Güven-
lik Konseyi'nin 14-15 üyesi ta-
rafindandestek-
lendiğini, ancak
Rusya'nın razı
edilemediğini
belirtti.
Powell, yine de
Irak'a uygulanan
yaptınm rejimi-
nin 5 ay daha
uzatıldığını
anımsatarak,
"çokazbirdetin-
olsa da"
• 3 büyük sendikanın liderleri, ekonomik çöküntü
sonrasında Rumlarla anlaşma isteyenlerin sayısında önemli
artışlar olduğuna dikkat çekerek bu konuda referanduma
gidilmesini talep ettiler.
Iş Başkanı Ozay Andıç ve Kıbns Türk
Amme Memurlan Sendıkası (KTAMS)
Başkanı AB Seylani, gelinen noktada
referanduma gidilmesinin büyük ya-
rarlar sağlayacağına dikkat çekerek bu-
nun hem siyasi çözüm açısından hem
de AB üyeliği açısından büyük önem
taşıdığını ifade ettiler.
KTAMS Başkanı AH Seylani Eylül
2000'de en düşük maaşh bir devlet me-
murunun ayda 323 milyon TL (328
sterlin) maaş aldığını, Haziran 2001 'de
bu maaşın 358 milyon TL'ye yükseldi-
ğini, sterlin bazında ise 2000'e gerile-
JaponlartaranndansekskaesioJarakçaJışOnlankadınlard3pn)testo<mlarakaöldı.(Foto^raf: AP)
Bush
yöneümi,
gelecek
5 ay
içinde
Rusya 'yı
ikna
etmeye
çahşacak.
me
SEUL(Ajanslar)-
Güney Kore
yönetimi;
Japonya'nm, tarih dersi kitaplanndaki
metinleri gözden geçirmeyi reddetmesi
üzerine bu ülkeyle askeri ilişkileri askıya
alırken Japon müziği ve kültürü ithaline
karşı yaptınm uygulama karan aldı.
Başkent Seul'de. aralannda savaş
zamanında seks kölesi olarak çalıştınlan
kadınlann da yer aldığı göstericiler, Japon
bayraklannı yaktılar. Genelkurmay Başkanı
Cho Yoımg-Gfl'in, bu ay sonlannda
Japonya'ya yapnıayı planladığı ziyareti
Seulayakhmdt iptal etme karan
aldığı belütildi.
Savunma
Bakanlığı açıklamasında, eylül aymda
tatbikat için Güney Kore'nin batısındaki
Inchon limanma uğramalan planlanan iki
Japon savaş gemisine de izin verilmedigi
kaydedildi. Japonya'mn, okullarda
okutulmasına karar verdiği tarih dersi
kitabında Asya ülkelerini işgalini hakJı
çıkarmaya çalıştığını ve 1937 Nanjing
katliamıyla benzeri mezalimi önemsiz
gösterdiğini öne süren Güney Kore, kitabın
gözden geçirilmesini istemişti.
Irak'ın halen "gıda için petror
programı çerçevesınde kalması-
nın "iyi haber" olduğunu söy-
ledi. Powell. "Önümüzdeki 5
aylık dönemde, ilgili devletler ve
Rusya ile birlikte çalışarak yap-
ünmlar rejimlni düzenleme ça-
basında olacağız" diye konuş-
tu. Akıllı yaptınmlar planı. Irak'a
askeri amaçlı kullanılabilecek
malzeme girişine yasak getirir-
ken diğer mallar üzerindeki am-
bargonun kaldınlmasını öneri-
yordu. Rusya karşı çıkınca. ABD
planı rafa kaldırmış, varolan
yaptınmlar ise 5 ay uzatılmıştı.
diğini belirtirken, Hür-Iş Başkanı Özay
Andıç, 4 Ocak'ta net 260 ABD dolan
olan asgari ücretin haziranda 136 do-
lara gerilediğine dikkat çekti.
Ekonomik açıdan yaşanan olumsuz
gelişmelerin, Kıbns sorununun çözü-
münü ön plana çıkardığını belirten sen-
dikacılar, iki toplum arasındaki görüş-
melerin yeniden başlaması, siyasi çö-
züme gidilmesi ve AB üyeliği yönün-
deki isteklerin sürekli artış gösterdiği-
ni ifade ettiler ve yakın bir gelecekte
referanduma gidilrnesinin yararh ola-
cağı uyansında bulundular.
Türk-Sen Genel Başkanı
Önder Konuloğlu, özellikJe
AB üyeliğiyle ilgili iddiala-
nnı daha da ileri götürerek
Rum tarafinın "Kıbns Cum-
huriyeti" adıyla tek başına
AB üyesi olması ve adada
çözümsüzlüğün devam et-
mesi durumunda, Kıbns
Türk gençliğini adada tutma-
nın mümkün olamayacağı-
nı iddia etti.
Eylemler başladı
Ticari sektörde olduğu gi-
bi turizmde de ciddi sıkın-
tılann yaşandığı ve 400'ü
aşkın esnafın kepenk indir-
diği Kuzey Kıbns'ta eylem-
ler de başladı.
KKTC'deörgütlü40'ı aş-
kın sendika ve kuruluşun
oluşturduğu "Bu Memleket
Bizim Plarformu" tarafın-
dan dün gece başkent Lef-
koşa'nın tnönü Meydanı'nda
büyük bir miting yapıldı.
"Demokrasi ve Banş" adı
verilen mitinge katılım yük-
sek olurken KKTC hükü-
metlerinin ve Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'ın, Tür-
kiye ile entegrasyon politi-
kalan ve ekonomik icraatla-
n sert ifadelerle eleştirildi.
Platform tarafından da-
ğıtılan bildiride ise "Eko-
nonrikyıkıma, zamlara, dev-
let rerörü ve entegrasyon
polirjkalanna boyun eğme-
yeceğjz" denildi.
Washington bfldiğiııi okuyacak
Dış Haberier Servisi - ABD
Sa\
r
unma Bakanı Donald
Rumsfeld. yann yapılacak
füze denemesi öncesinde,
ABD'nin ABMyi (Anti
Balistik Füze Anlaşması)
çiğneyeceğine dair en güçlü
sinyalleri verdi. Bakan
Rumsfeld, önceki gün
yaptığı açıklamada,
ABD'nin anlaşmayı
bozmaya niyetli olmadığını
ancak Rusya'yla yapılacak
görüşmelerde uzlaşmaya
vanlamazsa ABM'den
çekileceklerini ifade etti.
Rumsfeld bununla birlikte,
ABD'nin, ABM
anlaşmasıyla çelişen füze
savunma sistemiyle ilgili
denemelerine "birkaçyıl
değil, birkaç ay içinde
başlayabüeceğini'' söyledi.
ABD'nin geçen hafta
elçiliklerine gönderdiği bir
rapora göre, Washington
yönetimi, Rusya'yı gelecek
ay Alaska'ya bir deneme
üssü kurma ve Shemya
Adası'ndaki bir radann
geliştirilmesi planlanndan
haberdar etmişti.
ABM anlaşmasına göre.
Alaska'da, Marshall
Adalan'nda ve New
Mexico'da deneme
yapılması ve bu bölgelerdeki
radarlann geliştirilmesi
yasak. Ancak Bush
yönetimi, geçen sah deneme
alanının Alaska'nın Fort
Greely ve Kodiak Adası'na
kadar genişletilecegini
açıklamıştı.
DEĞIŞENDÜNYADAN/HÜSEYİN BAŞ
Eski Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slo-
bodan Miloşeviç'in Sırp yönetimi tara-
fından, yüklü bir "fidye" karşılığında Fe-
deral Anayasa, Cumhurbaşkanı Kostu-
niça ve başbakanı çiğneyerek Lahey'e
teslim edilmesi, Yugoslavya'nın parça-
lanmasında başrolü oynayan Batılı ül-
kelerin siyasal çevrelerinde ve medya-
sında, geleneksel "Sırp" düşmanlığının
da ivmesiyle büyük coşkuyla karşılan-
dı. Balkan Savaşı'nın kundaklanmasın-
da çevirdikleri doiaplan yok sayan bu çev-
relere göre, "artık hiçbir savaş suçlusu
cezasız kalmayacak", eninde sonunda
uluslararası mahkeme önünde hesap
verecekti.
Birleşik Devtetter'e ve onun dümen su-
yunda seyreden devletlere şu ya da bu
ölçüde "karşı çıkan, dayatmalanna di-
renen" Kendi icatlan deyimle "serseri,
korsan ya da haydut" devletier, önce ma-
jesteye karşı işledikleri suçun ağırlığına
göre "ekonomik ambargo", yetmezse
düpedüz BM ve NATO kılıflı bombardı-
manla dize getirilecek, sorumluları, "ki-
ralık katiller" aracılığıyla ortadan kaldı-
nlamazsa, "fidye" önerilerek, yetmez-
se, başlanna ödül konulmak suretiyle,
hem savcısı hem yargıcı olduklan söz-
de uluslararası mahkemelerde yargıla-
narak, ülkesinin ulusal çıkarlan için ma-
jesteye karşı çıkmanın cezasını en ağır
biçimiyle ödeyeceklerdir. Bu yüzden Mi-
loşeviç olayı "modasıgeçmiş" ulusal çı-
kar heveslilerine de ders olacaktır.
O kadar ki, ağırbaşlı, ne var ki, Yugos-
lav sorununa, başından bu yana, nere-
den kaynaklandığı belirsiz bir kinleyak-
laşan ünlü Le Monde gazetesi, konuy-
la ilgili başyazısında, kuşkusuz, pabu-
cun sandığı kadar ucuz olmadığını; Ma-
dagaskar, Sudan, Cezayir başta olmak
üzere Mağrip'ten Çihhindi'ne uzanan
bir coğrafyadaki sömürgelerinde yıllar-
ca sürdükleri soygunu, yerli halka reva
gördükleri onca zulmü ve işkenceyi unu-
tarak, işi, Çeçenistan sorununu öne sü-
rerek, Rusya'ya ve Putin'e, "aba altın-
dan sopa" göstermeye kalkışacak öl-
çüde ileri götürmüştür. Bu açıdan ba-
kıldığında Lahey mahkemesi, "mütte-
fiklerin" Yugoslavya saldınlannın deva-
Bir Avuç Dolar için (i)
mıdır. Yakın tarihin, dünyanın en güçlü
ülkelerinin bir araya gelip küçük bir ül-
keye, görüşmeleryolunu binbirmanev-
ra ile rafa kaldırarak en acımasız biçim-
de saldırısının aklanmasına ve gelecek-
te aynı yolu izleyenlere gözdağı verilme-
sine yöneliktir. Ve bu silah, VVashington
ve yandaşlarının içli dışlı çıkar ilişkileri
içinde oldukları irili ufaklı azılı dikta re-
jimlerinden çok, "serseridevletier" kap-
samına alınan ülkelere ve onlann dikbaş-
lı yöneticilerine karşı kullanılacaktır.
da konuyla ilgili araştırmalann ışığında,
parçalanma ve onu izleyen iç savaşa,
gerçekliği içinde, din ya da sözde tarih-
sel yakınlıkların etkisiyle aynmcı dav-
ranmadan yaklaşmak yerine, kimi yazar-
lar, güç duruma düşürülene "bir tekme
de benden" kompleksi, giderek fana-
tik taraftar hırçınlığıyla yaklaşma alış-
kanlığını elden bırakmamakta, Pinoc-
het'ye yakıştırmaya kıyamadıklan "ka-
sap" sıfatını, Miloşeviç için kullanmak-
ta birbirleriyle yanşarak, Sırp lideri, yar-
Bütün Balkanlar'ı kana bulayan savaşın yaralan uzun yıllar kapanmavacak.
Bu yüzden, Miloşeviç'in Lahey'e gön-
derilmesini "insanlık için büyükbiradım"
olarak ilan edenler, eğergerçekten ken-
dilerini kandırmıyorlarsa, sorunun aslı-
nı gözlerden saklamaya yönelik ve tüm
iplikleri sıntan bu üçüncü sınrf senaryo-
yu dünya kamuoyuna tezgâhlayanlara
yardımcı olmaktadıriar.
• • •
Bizim "medyamızın" konuyla ilgili
tavrı da Batılı ülkelerden pekfarklı olma-
mıştır. Balkan sendromu gibi son dere-
ce karmaşık soruna, çok yönlü, önünü
ardını araştırarak ya da dünya basının-
gının sonunu bile beklemeden, etekle-
ri zil çalarak mahkûm etmekte herhan-
gi bir sakınca görmemektedir.
Önce şunu açıklıkla ortaya koymak-
ta yarar var. Yugoslavya'nın parçalan-
ması ve bugünkü içler acısı duruma ge-
linmesinde Birleşik Devletler'in başını
çektiği sözde "uluslararası topluluğun"
belirleyici payı mevcuttur. Parçalanma
sürecinde patiak veren iç savaş ve "ulus-
lararası topluluğun" saldınları çok ca-
na, yıkıma ve acıya mal olmuştur. Fatu-
rayı taraflardan biri üzerine yıkıp öbür-
lerini temize çıkarmak, soruna manike-
ist bir biçimde yaklaşmak, günü kurtar-
sa bile, gerçeği tümüyle ortaya çıkarmaz.
Aksi durumda, belki de hiç istememe-
nize karşın, kendinizi oyunculann tez-
gâhında bulabilirsiniz.
Soruna gerçekliği içinde yaklaşmak,
kuşkusuz, iç savaş süresince birbirleri-
ne karşı uyguladıklan insanlık dışı eylem-
lerin göz ardı edilmesini, bunlan yapan-
lann cezasız kalmalannı istemek anla-
mına gelmez. Bu açıdan bakıldığında,
Lahey'de "savaş suçlusu" kadrosu ol-
dukça eksiktir. Slovenya ve Hırvatis-
tan'ın bağımsızlıklannın tanınmasını Av-
rupalı müttefıklerine dayatarak, bir ba-
kıma savaşı kundaklayan Alman Dışiş-
leri Bakanı Genscher, sorunun görüş-
meler yoluyla çözume ulaştnlmasının te-
kerine, krizin her aşamasında çomak
sokan Amerikan Dışişleri Bakanı Made-
leine Albright, Başkan Clinton, NA-
TO'lu sorumlular, zamanın Fransız, Ital-
yan ve Avusturyalı yönetimleri, Tony
Blairvetabii Bosna Müslümanlannın li-
deri Aliya Izetbegoviç'le birlikte, Hırva-
tistan lideri Tudjman'nın da (öldü), ulus-
lararası mahkemenin sanıklan arasın-
da yer almalan gerekirdi.
Güçlülerin mahkemesi
Ama ne denli haklı olsa da bu öneri,
tebessümle karşjlanmaktan öte anlam
taşımaz. Çünkü kalubeladan bu yana,
herkes bilir ki, eğer suçun faili bizzat
"kadı"n\n kendisi ise yapılacak pek bir
şey yoktur. Şikâyet boşunadır. Üstelik
güçlülerin sözde uluslararası mahke-
mesinin hukuksal statüsü de en azından
şu ana kadar tamamlanmış değildir.
Amerika, üzerine titrediği "6oy"ları-
nın, kendilerini, sanınz adaletinden kuş-
ku duyduğu bu mahkemenin bir biçim-
de önünde bulma olasılığını göz önü-
ne alarak, bu konudaki anlaşmayı onay-
lamamıştır. Oysa şimdi hukuksallığı tar-
tışmalı olan bu mahkemeden, önüne ya-
sadışı yollarla ve düpedüz "para kar-
şılığı" getirilen bir lideri yargılaması is-
tenmektedir. Çelişki göz tırmalayıcıdır
ve onca yasadışı durumdan, yasal ve
adil birkarann çıkması, kuşkusuz, müm-
kün değildir.
SÜRECEK
MERHABA
NECATt DOĞRU
Fren Patladı: Hesap Liitfen!
Halk çıldırmak üzere.
Faizler inmiyor.
Ülke kredi notu: Negatif...
Fabrikalardurdu...
Işsizlikçokartıyor...
Genelkurmay, "Sosyalpatlamaola-
bilir..." diyor. TÜSİAD, "Sosyal pat-
lama olabilir..." diye tekrarlıyor. En
son Mustafa Koç da, "Işsizlik çok
artıyor, sosyalpatlamaolabilir... "di-
ye dikkat çekiyor. En etkili adam Prof.
Kemal Derviş, mıhlanmış kurdan (1
dolar, 650 liraydı) dalgalı kura geçil-
diğinde "Korkmayın, paniklemeyin,
bize gûvenin. Dolar, 15 gün içinde
950'ye iner..." demişti.
45 gün doldu.
Dolar hiç inmedi...
Sürekli arttı.
Dün 1 Dolar:
1 milyon 400 bine dayandı.
Tahtakale, ülkeyi oyuncak etti.
Oynuyor.
Tahtakale, "Başbakan öldü..."di-
ye laf çıkartıp döviz spekülasyonu
yapıyor, "Başbakan 'ın kulağı iltihap-
landı... Derviş 7 görevden alacak..."
diye dedikodu üretiyor.
• • •
Bu laflar çıkınca....
Kulaktan kulağa akıyor.
Insanlar kulağından zehirtenir.
Zehirieniyor.
Kara günler ve çocuklannın gele-
ceği için biriktirdiği üç-beş kuruş pa-
rasını erimekten kurtarmak isteyen-
ler, ne yapacağını şaşırmış, dolara
hücum ediyorlar.
Derviş, inecek demişti.
Dolar yükseliyor.
Türkiye gece derin uykusunda uyur-
ken Arjantin'de borçlannı ödeyeme-
yecek kuşkusu doğdu. Bu kuşku sa-
bah uyanan Türkiye'yi etkiledi ve do-
lar yine yükseldi.
Çünkü fren patladı bir kere...
Arjantin'in profesör Cavillo'su da,
tıpkı profesör Kemal Derviş gibi
IMF'nin onayladığı, inandığı ve ger-
çekten de başanlı olmuş, dünya ça-
pında ünlü, Nobel sahibi bir iyi uzman,
teknisyen, bilim adamı... Onun başın-
da olduğu program çakılıyorsa, Prof.
Derviş'in yürütücüsü olduğu IMF ile
bizim Ecevit, Bahçefi, Yılmaz'ın bir-
likte hazıriadığı program da çakılır di-
ye benzetme yapılıyor. Ve esnaf, so-
kaktaki nabzın ropörtajını yapmaya
çıkmış gazete muhabirine, TV kame-
ramanına kızgınlığını aktanyorve "Bu
hükümetgitsin artık... Güven kalma-
dı..." diye haykınyor.
Fren patladı.
Hesap isteyelim.
• • •
Hesap lütfen!
Hesabı halk ödeyecek.
Krizin getirdiği büyük yükü ve ba-
tarak Fon'a devredilen özel sektör
bankalarının faturasını babalar, an-
neler ödeyecek, fakat bitiremeyecek-
ler... Oğullarıyla kızları ödeyecek...
Onlardabitiremeyecekler....Torunlar
da ödeyecek, ancak bitirebilecek-
ler... Bu bağlamda, ülkeyi ve ekono-
miyi bu duruma getirmiş olanlar da
paylarına düşeni ödemeîi, değil mi?
BDDK Başkanı...
Fon Yönetimi Başkanı...
Kamu Bankaları Başkanı...
Ne yapıyorlar?
Halka açıklasınlar, lütfen!
Açıklayarak, yitip giden güvenin
yeniden oluşmasına belki de katkı-
da bulunabilirler. Bankacılık Denet-
leme ve Düzenleme Kurulu Başka-
nı Engin Akçakoca ve Fon Banka-
ları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı
Tevfik Altınok, Fon'a devredilen
bankalar için bir konsolıde bütçe ha-
zıriadılar mı? Fori'a devredılmeyip
birieştirme kararı alınan Devlet Ban-
kalarının Ortak Yönetim Kurulu Baş-
kanı Vural Akışık. 'görev zararının
dışında devlet bankalarından kredi
alıp bunu batıran, buharlaştıran ya
da hortumlayanlardan da faturanın
tahsil edilmesi için' ne yapıyor?
Hesabı görelim!
• • •
Fon'da 13 banka vardı.
5 banka daha alındı.
Fondaki banka sayısı 18 oldu.
Bunların Hazine'yeyüklenen zara-
n da 15 milyar dolardı, 18.5 milyar do-
lara yükseldi.
Şimdi halk görmek istiyor:
Bu 18.5 milyar doların ne kadarı
bankaların sahiplerinin diğer şirket-
lerine aktanlmış 'grup kredisi'dir, ne
kadarı verilmiş geri alınmayan, alına-
mayan kredidir, ne kadarı teminat
mektubudur? Halkın sırtına bindirilen
18.5 milyar doların ne kadarı hortum-
lanmaktan, ne kadarı grup şirketleri-
ne aktanlan hesapsız yanlış kredile-
meden, ne kadarı 'sen beni fonla...
Ben de seni fonlayayım...' türü bu-
harlaştırmalardan doğmaktadır.
Bunlar nasıl tahsil edilecektir?
Hızlı çalışan...
Sonuçalan...
Güven veren....
Patlamak üzere olan halkın duy-
gulannı da, 'hortumlanmış banka-
lan fona aldılar, ama bu bankalan ba-
tıranlann da üzerine gidiyorlar, kör
kuruşun hesabını yapıyorlar, fatura-
yı ödetiyohar' diye tamir edecek bir
yöntem bulunmuş mudur? Hapiste
yatanlan saymazsak, örneğin Mus-
tafa Süzer'in, Kâmuran Çörtük'ün,
Yaşarlar'ın, Zeytinoğullan nın, Cey-
lanlar'ın ve diğerierinin Fon'a alınan
bankalannın çekilmiş röntgeni nedir?
Örneğin Erol Aksoy'un bankası da
batmıştı.
Ne oldu?
Fren patladı.
Ülke batıyor.
Faturayı görelim.
E-posta: necatidogru(« superonline.com
Faks:0212 513 90 98
ÇOK ACI KAYBIMIZ
Meıtıum Ahmet Sayın ve Suat Sayın'ın sevgili kızları,
Emel Sayın, Şenel Sayın, Fatoş Sayın Tektaş'ın
biricik kardeşleri, Ömer Tektaş'ın sevgili baldızı,
Kd. Kur. Albay Nuri Gücüyener'in sevgili gelini,
Ali Gücüyener'in can yoldaşı biricik ve sevgili eşi,
Melek'in sevgili annesi
Devlet Operası koro sanatçılarından
HÜLYA SAYIN
CÜCÜYEIMER
Geçirdiği ani rahatsızlık nedeniyle bütün çabalara rağmen
kurtarılamamış ve Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 13 Temmuz Cuma günü (bugün)
Levent Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip
Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir.
Acımız sonsuzdur.
~ Allah rahmet eylesin.
AİLESİ
KADIKÖY1. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'ÎNDEN
DosyaNo: 1993/179
Davacı Neslihan Palaz vekili Av. Barbaros Taşan tarafından davalı Mehıııet Ko-
ray Palaz aleyhine açılan boşanma davasında, mahkememizin 12.5.1993 gün ve
1993/179 esas, 1993/321 sayılı karann hüküm kısmında,
Hüküm: 1- Istanbul, Beyo|lu, Kılıç Ali Paşa Mah. C 026 03, S./ 90. K.354'te
nüfusa kayıtlı Ramiz ve Hatice'den olma 11.4.1951 d.lu Mehmet Koray Palaz ile
Aziz ve Satı'dan olma 5.3.1964 d.lu Neshhan Palaz'ın boşanmalanna, 2- Daır ka-
rar, davacı vekili ile asilin yüzüne karşı davalı tarafin yokluğunda kanun yolu açık
olmak üzere açıkça okunup karar verildi. Işbu ilan aşağıda adı ve adresi yazılı da-
valıya, ılanın gazetede yayımlandığı tanhten ıtibaren 7 gün sonra davalıya teblığ
edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren de davalı tarafından 30 gün ıçensınde kanun
yollaruıa başvurulmadığı takdırde kesinleşeceğı, karar teblıgı yenne kaım oJmak
üzere ilan olunur. 9.7.2001 Davalı: Mehmet Koray Palaz. Haşim Bey Sokak, No: 27
D: 3 Yıldızbakkal, Acıbadem-lstanbul
Basın: 40666