Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA
8 HABERLER
Kaçakçay
operasyonu
• İstanbul Haber Servisi
- Istanbul'da. yurda
kaçak olarak sokulan 8
ton 622 kilogram çay ele
geçirildi. İstanbul
Kaçakçılık Istihbarat
Takibat ve Narkotik
Gümrük Muhafaza
Müdürlüğü'nce yapılan
açıklamaya göre.
Bağcılar'da bir depoya
yapılan operasyonda 71
adet 35 kilogratnlık tahta
kutu. 79 adet 28
kilogramlık tahta kutu,
100 adet 10 kilogramlık
çuval, 97 adet 30
kilogramlık çuval içinde
toplam 8 ton 622
kilogram kaçak çay ele
'geçirildi.
Meımırlardan
tabutlu eylem
• KAYSERI(AA)-
Kayseri'de, Eğitim Bir-
Sen üyesi memurlar,
kefene sanlıp tabutun
içine girerek "Kamu
Görevlileri Sendikası
Yasa Tasarısı"nı protesto
ettiler. Eğitim Bir-Sen
Kayseri Şube Başkanı
Ahmet llhan. sendika
binasında düzenlenen
eylem öncesinde.
zorluklara rağmen 10
yıldır sürdürdükleri
sendikal
mücadelelerinin,
çıkanlmak istenen
yasayla yok edilmek
istendiğini öne siirdü.
gozaltında tutuldu
• MERSİN(AA)-
Şişecam'a bağlı
fabrikalarda Kristal-lş
Sendikası'nca 13 gün -
önce başlatılan greve
destek vermek amacıyla
Mersin'deki Trakya Cam
AŞ'ye giden Genel-lş
Sendikası üyesi 300 kişi.
fabrikada 5.5 saat
gozaltında tutuldu.
Işçilerin kimliklerini
toplayan jandarma
ekipleri, 5.5 saat süreyle
çıkışlan durdurunca,
işçiler de fabrikaya giriş-
çıkış yapmak isteyen
araçlara izin vermediler.
Yaşanan gerginlikten
sonra. kimlikleri
dağıtılan belediye
işçilerinin fabrikadan
çıkışlarına izin verildi.
İsimleri
yaşayacak
• İstanbul Haber Servisi
-Kozyatağı'ndaki iki
sokağa. Mavi Çarşı'ya
yapılan molotofkokteylli
saldın sonucu çıkan
yangında hayatını
kaybeden Filiz Soydemir
ile Meltem Özkılıç'ın
isimleri verildi. Kadıköy
Belediye Başkanı Selami
Öztürk. Soydemir ve
Özkılıç anısına
düzenlenen törende
yaptığı konuşmada, terör
sonucu birçok kişinin
yaşammı kaybettiğini
hatırlatarak bu kişilerin
sonsuza dek ailelerinin
kalbinde yaşayacaklannı
vurguladı.
Baba katili çocuğa
12.5y«hapis
• İstanbul Haber Servisi
- Kadıköy'de. annesine
ve kendisine sürekli kötü
da\Tandığı gerekçesiyle
babasını tabancayla
vurarak öldürdükten
sonra oturduklan
apartmanın bahçesine
gömen ilköğretim
öğrencisi, 15 yaşındaki
S. K., 12.5 yjlhapis
cezasma çarptınldı.
Arama çalışmalapı
sonuç vermedî
• BİGADİÇ(AA)-
Bahkesir'in Bigadiç
ilçesinde. 1 hafta önce
evinin önünde oynarken
kaybolan 4 yaşındaki
Erhan Özdamar'ı arama
çalışmalarına son verildi.
Ankara, îstanbul. Izmir.
Balıkesir ve
Bandırma'dan gelen
kurtarma ekiplerinin
yanı sıra jandarma ve
vatandaşlann da katıldığı
arama çalışmalanndan
hiçbir sonuç elde
edilemedi. Ekipler
Bigadıç'ten ayrıldı.
Vahram Çerçiyan, Atatürk'ün imzasını tasarladığı geceyi 30yü önce anlatmıştı
Ata'ya manevi armağanZEYNEPORAL
Dün. bir gazetenin birinci sayfasın-
da Atatürk'ün imzasına ilişkin "Bu im-
zayı yaratan bir Ermeni mi?" başlıklı,
bol soru işaretli, bol polisiye heyecan-
lı, bol kuşkulu ilerleyen ve 'açıkla-
ma'yla biten yazıyı görünce şaşırma-
dım değil. Sanki Amerika kıtasını ye-
niden keşfediyorduk...
30 yıl öncesine bir yolculuğa çıktım.
Ve. arşivimden Vahram Çerçiyan ile
10 Kasım 1969 tarihinde yayımlanmiş
röportajımı buldum. O zaman 83 yaşın-
da olan Vahram Bey sararmış bir say-
fadan güler yüzüyle, heyecan dolu el-
leri ve gözleriyle bana bakıyordu. 30 yıl
önceki röportajımı değerlendirmeyi
Cumhuriyet okurlanna bırakıyorum.
Ancak, dikkatinizi birnoktayaçekmek
istiyorum: Koskoca yazıda bir kez ol-
sun Ermeni sözcüğü geçmiyor...
'Atatürk'ün imzasını çizmek
görevi bana verildi'
Telefondaki ses: tt
Biliyorsunuz,Mus-
tafa Kemal bugün Atarürk soyadını al-
dı. Kendisine, bundan sonra kullanabi-
leceği bir inıza takdim ermek istivoruz.
Bunu olsa olsa si/in gerçekleştirebileee-
ğinize inannoruz. Bu gece hazuiayaca-
ğınız bir tek imza taşıyan kartvizit ya-
nn sabah sizden alınacakür."
lşte. Amerikan kız ve erkek kolejle-
rinin yazı ve matematik öğretmeni Vah-
ram Çerçiyan, Soyadı Kanunu'nun
Meclis'te kabul edildiği günün akşamı
böyle birmesaj almıştı. Telefon. Anka-
ra'daki birmebustan, eski birtalebesin-
den geliyordu. Ankara'da birkaç me-
9 6 9
4<a
1 _ ~
^Atatürk'ün imzasını
çizmek görevi
bana veriidi,,
Atatürk, ünlu imzasını, yazı
uzmanı Vahram Çerçıyan'ın
çizHiğı beş örnek arasından
seçmiş... k
bus arkadaş bir araya gelerek o günün
şerefine Ata'ya bir armağan sunmak
istemişlerdi. Maddi herhangi bir şeyin
kabul edilmeyeceğini bildiklerinden,
manevi değer taşıyan bir şey, bir imza
örneği vermeye karar vermişlerdi. Üze-
rinde bir tek imza taşıyan bu karrv iziti
kim yazacaktı? Amerika'da iki yıl bo-
yunca yazı sistemleri üzerinde çalış-
malar yapan, yurda döndükten sonra
Maarif'ten tasdik edilmiş " Yaa Sistem-
leri" kitaplannın yazan Vahram Çerçi-
yan'dan başka kimse yapamazdı bu işi.
Ötnre bedel bir gece
Vahram Çerçiyan, Ankara'dan me-
sajı aldığında, saat akşamın dokuzuy-
du. Önce heyecanını yatıştırmaya ça-
lıştı. Nihayet. hayatının en değerli gö-
revini yerine getirecekti. Değil sevdi-
ği saydığı. "taptığT Ata'ya bir imza
bulmak görevi kendisine verilmişti.
Bundan büyük bir şeref olabilir miy-
di... Ve Vahram Çerçiyan kollan sıva-
yıp masasına oturdu. Saatler ilerledik-
çe önündeki kâğıt parçaları çoğalıyor-
du. Sabahın erken saatlerinde ise kâ-
ğıt parçaları yavaş yavaş azalmaya
başladı. Ve sabahın sekizinde. önün-
de beş imza örneğiyle baş başa kaldı.
Aralarında bir seçim yapamıyordu.
"Seçimi Ata yapsın" deyip, imza ör-
neklerini kapıda bekleyen adama ver-
di. Bütün gece gözünü bile kırpmamış-
tı. ama hiçbir yorgunluk hissetmiyor-
du. Ömre bedel bir gece geçirmişti.
Mutluydu.
Atatürk'ün kullandığı imza
Aradan üç gün geçmişti ki, Vahram
Çerçiyan, Ata'dan birmektupaldı. İm-
zalardan birini seçtiğihi, bundan böy-
le yalnız onu kullanacağını bildiriyor,
sevincini paylaşıyor ve teşekkür edi-
yordu.
Bugün Vahram Çerçiyan 83 yaşında.
Ata'dan söz ederken o günlerin heyeca-
nını yeniden duyuyor. yaşıyor. "Onunbi-
ze yapnklan karşısmda benim yapoğun
nedir Id" demekten kendini alamıyor.
50 yıldan uzun bir süre öğretmenlik
yapan Vahram Çerçiyan'ın öğrencile-
ri bugün birbirlerini el yazılanndan ta-
nımaktadırlar. Bu öğrenciler arasında
Ecevit, Kasım Gülek, Selim Sarper,
Ömer Celâl Sarç, Behçet Ağaoğlu yer
almaktadır.
Vahram Çerçiyan halen, her sabah
uyandığında ilk işinin cüzdanında ta-
şıdığı Ata'nm resmini çıkartıp öpmek
olduğunu açıkhyor. Kendisinden,
Ata'ya yapmış olduğu ilk 5 imza ör-
neğini bize tekrar çizmesini istediği-
mizde, "MaaJeseP dedi. Yedi yıl ön-
ce bir trafik kazasında geçirdiği şok-
tan sonra ellerinin bütün muvazenesi-
ni kaybetmişti. Artık o güzel yazılan
yazamıyordu. Ama bugün her yerde,
Ata'ya ait bütün kitaplarda Türkiye
Gumhuriyeti'nin bütün pullannda. so-
kaklarda, evlerde. resmi dairelerde
kendi yazmış olduğu imzayı görüyor-
du ya... En değerli görevi yerine ge-
tirmişti ya... Ata'yı sevindirmişti ya...
Evet, mutlu, hem de çok mutluydu...
istanbulda düzenlenen 13. Avrupa Oftalmoloji Kongresi'ne 4 bin hekim katılıyor
Hedef, 'körlüğü' dünyadan silmek
İstanbul Haber Servisi- Dün-
yanın en önemli göz kongrele-
rinden biri olarak rütelendirilen
Avrupa Oftalmoloji Kongre-
si'nin I3'üncüsü Istanbul'da
gerçekleştiriliyor. Türk Oftal-
moloji Derneği Avrupa Temsil-
cisi ve Kongre Başkanı Prof.
Demir Başar. asıl savaşlannın
körlükle olduğunu vurgulaya-
rak "Hedefimiz körlüğü dün-
yadan silmek" dedi.
7 Haziran'da sona erecek
kongre, Lütfi Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı, Hilton Oteli, Har-
biye Askeri Müze ve Muhsin Er-
tuğrul Sahnesi'nde yapılıyor.
Yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı
kongrenin başkanı Demir Başar,
"Herkes göz olarak algılıyor,
ama biz göz deyip geçmiyoruz.
Kirpikten beyne giden damar-
lara kadar 16 uzmanhk alanına
aynlnuş. durumda*" dedi.
Doğaya karşı savaş
15-20 yıl önce kör olınaya
mahkûm insanlan artık tedavi
edebildiklerini belirten Prof.
Başarşöylekonuştu. "Eskiden
glokom hastalannın yüzde 60-
70'i kör oluyordu, bugün yüz-
de 95'ini kurtarabiliyoruz. Re-
tina sorunlannda yüzde 70-80
köıiük oram, bugün yüzde 80
bizim lehimize çevrildL Teşais
metotlan çoğaldı. Biz hekim-
lerdoğaya karşısavaş veriyoruz.
Bu savaşı biz kazanırsak kişi
köriükten kurruiuyor."
Avrupa Oftalmoloji Konse-
yi Başkanı Prof. Bo T. Phitip-
son ise göz hastalıklannın te-
davisi konusundaki gelişme-
leri anlattı. Artık retinayı kay-
dırarak fokus noktasını hata-
lı yerden sağlam yere getire-
bildiklerini belirten Philipson,
laboratuvar ortamında ise kör
bir insana yerleştirilen alıcıy-
la kişinin önündeki engelleri
algılamasını sağladıkJanru, bu
konudaki çalışmalann sürdü-
ğünü belirtti.
YOK
Harç
zammı
yolda
ANKARA (AA)-Yük-
sek Öğretim Kurulu
(YÖK). üniversite öğren-
cilerinden gelecek öğre-
tim yılında alınacak harç-
lara, hükümetin enflasyon
hedefi oranında zam ya-
pılmasını öngördü.
YÖK'ün önerisinin kabul
edilmesi halinde, harçla-
ra yüzde 50'nin üstünde
zam^apılacak.
YOK, 2001-2002 öğre-
tim yılında üniversite öğ-
rencilerinin ödeyecekleri
harç miktarlannı belirle-
di. Harçlara yapılacak zam
oranı, hükümetin bu yıl
için öngördüğü yüzde
52.5'lik enflasyon hedefi
baz almarak tespit edıldi.
YÖK'ün konuyla ilgili ha-
zırladığı taslak, 8 Hazi-
ran'da yapılacak genel ku-
rul toplantısında ele alına-
cak. Ongörülen zam ora-
nının kabul edilmesi ha-
linde. lisans öğrencileri-
nin ödeyeceği harçlar 107
milyon lira ile 225 milyon
lira arasında değişecek.
ÖSS'de düşük puan alan öğrenciler, para karşılığı eşit eğitim hakkı kazanacaklar
Devlet üniversitesinde paralı dönem
Eczacüar alanlardaEczacüar, ithal ilaçlardaki kâr oranlannın düşürülmesL kamu
kurumlannın ödemelerini geç vapması, özlük haklannın verilmenıesi
ve diger sorunlan için ilk defa alaıılara çıktı. Türkiye Eczacüar
Birliği'nin (TEB) Ankara'da düzenlediği mitingde. Türkiye'de
bulunan 39 eczacı odasının başkanlanyla bûiikte Vııkara'\a gelen bin
kadar eczacı, beyaz örüüklcri\le Sıhhiye Toros Sokak'ta toplanarak
"Soyguna değil sağJığa bütçe", "SSK-Bag-Kur anlaşmana uy",
"Hasta-doktor-eczacı Durmuş'tan davacı", "Öz\eri bizden sömürü
sizden" sloganlanyla Abdi İpekçi Parkına doğru yürüyüşe geçti.
TEB Başkanı Mehmet Domaç vaptığı konuşmada etik, sa\ gınlık.
sağlık ve yaşama mücadelesi verdiklerini söyledi. (Fotoğraflar: AA)
EBRUTOKTAR
ANKARA - Devlet üniversi-
teleri paralı döneme giriyor. Dev-
let üniversitelerindeki yüzde
10'luk kontenjanlı bölümlere
düşük ÖSS puanı ile girebilecek
öğrenciler, vakıf üniversitesi üc-
retlerini ödeyecekler. Yabancı
ülkelerle vakıf üniversitelerinde
okuyan öğrencileri devlet üniver-
sitelerine çekmek için geliştiri-
len formül, yasaya dönüşüyor.
Devlet üniversiteleri, ikinci
öğretimden sonra paralı bölüm-
lerle tanışacak. Devlet üniversi-
telerinin yüzde 10'lukkontenja-
nında okuyacak zengin öğrenci-
ler, diğer öğrencilerle aynı eği-
timi alacak, aynı sıralan payla-
şacak, ancak daha düşük ÖSS
puanı ile girdikleri bölümde va-
kıf üniversitesi ücretlerini öde-
yecekler. tkinci öğretimi kaza-
nan öğrenciler, akşam saatlerin-
de aldıkları dersler için 2-3 kat
daha fazla öğrenim ücreti öder-
ken yüzde 10'luk kontenjanda
okuyan öğrenciler, yüksek ÖSS
puanı alan öğrenciler ile eşde-
ğer olacaklar.
Hazırlıklara başlandı
Devlet üniversitelerine kay-
nak bulmak için rektörler tara-
fından geliştirilen bu önerinin
Basbakanhk tarafından uygun
bulunmasının ardından yasa de-
ğişikliği hazırlıklanna başlandı.
Rektörler, özellikle Başbakan
ile yaptıklan görüşmede, Türki-
ye"deki 50 bin öğrencinin yurt-
dışında okuduğunu. bu anlam-
da da dünyada 11. sırada yer al-
dığını anlattılar. Bunun 15 bîni-
nin ABD'de yükseköğrenim gör-
düğünü ve ABD ekonomisine
yılda 806 milyon dolar kazandır-
dığını anlatan rektörler, bu kay-
nağın Türkiye'ye çekilmesi ge-
rektiğini ifade ettiler.
REKTÖRLER
'Melez
modeP
önerisi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Önerilerine
destek veren Başbakan
BüfcntEcevit'e teşekkür
eden rektörler. yeni üni-
versitelerin açılmasını ve
uzaktan eğitime geçile-
rek
l
melez modelin' (te-
lekonferans, internet, te-
levizyon ve yüz yüze eği-
timin birlikte kullanıldı-
ğı eğitim modeli) uygu-
lamaya konulmasmı da
istediler.
Ecevit ile Başbakan-
lık'ta görüşen ODTÜ
Rektörü Prof. Dr. Ural
Akbulut Ankara Üniver-
sitesi Rektörü Prof. Dr.
Nusret Aras, Gazi Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr.
Rıza Ayhan ve Hacettepe
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Tunçalp Ozgen. istem-
leri konusundaki olumlu
gelişmelerden duydukla-
n memnuniyeti dile ge-
tirdiler.
Ecevit'i ikna turu
Harçlann artmasının
fakir öğrencileri etkile-
meyeceği konusunda Ece-
vit'i iknaya çalışan rektör-
ler, Ecevit'in son yaptığı
açıklama ile devlet üniver-
sitelerinin 10-20 yılhk
stratejilerini çizdiğini söy-
lediler. Rektörler, "İnter-
net, televizyon, telekonfe-
rans vezaman zaman yüz
yüzeeğitimiharmanlaya-
rak kentlerin durumuna
göre nıilyonlarca öğren-
ci>i eğitebüiriz'' görüşünü
dile getirdiler.
Bu öneriyi olumlu kar-
şılayan Ecevit, yetişkin
eğitimine büyük önem
verdiğini söyledi.
GÖRÜŞ
Av. FİKRET İLKİZ
Ben Aptalım!•••
Basından sorumlu Devlet Bakanı olmak... Üs-
tüne üstiük bir de "insan haklanndan" sorumlu
adam olabilmek. Zor iş.. Sorumlulukları böyle sap-
tanmış çok adam geldi ve gitti. Neler yaptılar, ne-
ler dediler? Örneğin siz; Devlet Bakanı Rüştü
Kâzım Yücelen olarak Içel'de karakol ziyaret et-
miştiniz. Basın "Bakan büyük laf etti" diye yaz-
mıştı. Demiştiniz kı: "2001 yılını, insan haklann-
da eğitim seferbeıiiği ilan ediyorum. Türkiye'de
insan haklan ihlali, bu yıldan sonra bir daha gün-
deme gelmeyecek." (18.09.2000 Radikal/Milliyet)
Nezarethanedekı Osman Taş'a "Burada rahat mı-
sınız" gibi anlamsız bir soru sormuştunuz. "Bura-
sı birinci sınıf otel, ama bize küfrediyorlar" yanıtı-
nı alınca. "küfrün de insan haklan ihlali sayıldı-
ğını" siz söylemiştiniz.
Bana kufür mü ediyorsunuz? Hani insan hakla-
rı ihlali bir daha gündeme gelmeyecekti? AlHS'nin
3. maddesıne göre hiç kimse işkenceye, insanlık
dışı veya onur kıncı muameleye veya cezaya ma-
ruz bırakılamaz. Bana insanlık dışı muamele yap-
manız için size ne yaptım? Gazetecıler ne yaptı-
lar? Onur kıncı davranışı hak ettiler mı? O halde
neden bir yıl sonra "Radyo ve Televizyonlann
Kuruluş ve Yayınlan Hakkında Kanun, Basın Ka-
nunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergi-
si Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Ka-
nun Tasansı"nı bırdenbire Meclis'egetırdiniz? Ta-
sarıyı Meclis'ten geçirme kararlılığınızı nasıl açık-
layabilirsiniz? Umanm bir gun anlaşılır.
Anımsıyor musunuz? Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti sizi mart ayı sonunda ziyaret etmişti. Gaze-
tecilere övünçle, yarım asırlık Basın Yasası'nı, ifa-
de özgürlüğü anlayışı ve Türkiye'nin taraf olduğu ulus-
lararası sözleşmeler bağlamında gözden geçirmiş
olduğunuzu ve yeni bir "tasan taslağı" hazıriadı-
ğınızı mujdelemiştiniz. Kamuoyuna ve Meclis'e de
bu konuda açıklama yaptınız. Çabuk unuttunuz.
Kendi adıma söylüyorum, ben koca bir apta-
lım!.. Kendımi onuru kınlmış ve küfür yemiş vatan-
daş sayıyorum. Hak ettim... Sana ne "Basın Ka-
nunu Taslağı" hazırlığına katılmak... Basından so-
rumlu olan adamlar istemişti. isteyebilirler. Asıl sen
yaptıklarına bak... Yaptıkları ortada. Kör müsün!..
Ben sadece birkaç bilgi kınntısıyla, birkaç madde-
ye katkım olsun istedim. Tasan taslağının yazılma-
sına katıldım. AlHS'yi esas aldım. Basın Kanunu
Tasansı Taslağı kamuoyunda tartışılıp iyi bir ya-
sa çıkar diye umut etmiştim. Yaptığınız açıklama-
ya sevinmıştim. Ne kadar geri zekâlıyım.
Tasan taslağında Basın Yasası'nın 1. maddesini
"Basın özgürdür. Basın özgürlüğü, kamu ma-
kamlarının müdahalesi olmaksızın haber edin-
me ve yayma hakkını »çerir. Bu özgürlüğün kul-
lanılması, ancak insan onuruna saygının, milli
güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlaktn, dev-
let sırlarının veya yargılama görevinin gerektir-
diği ölçüde sınırlanabilir" şeklınde düzenlemış-
tik. Basılmış yayınlann dağıtımının engellenmesi, top-
latılması, yayınlann kapatılması ve makınelerin mü-
saderesine ilişkin hükümleri kaldırmıştık. Basılmış
eserler yoluyla işlenen suçlardan sorumlu olacak
kişilerbeHrlenirken, eser sahibi sorumlu tutulmuş,
başkasının fiilinden sorumluluk hali asgari seviye-
ye indirilmiştı. Gazetecınin haber kaynağını açıkla-
mama hakkı yasal güvenceye kavuşturulmuştu.
Basın suçlannda "haber sınırını" aşmak veya aş-
mamak gibi krıterler getirilmiş, hapis cezaları kal-
dırılmış ve sadece para cezası önenlmişti.
Bütün bunlar sadece lafmış. Bu tasan taslağını
elinizin tersıyle itiniz. Sizlere ve tasarınıza göre "ka-
mu makamlanmn müdahalesi" haktır ve haber
edinme ve yayma özgürlüğü yoktur. Gazeteci-
ler suçludur ve susturulmalıdır. Yazdıkları, politika-
cılan rahatsız etmektedir. Çaresini bulmuşsunuz.
Tasarınıza göre örneğin bir politikacı hakkında ya-
yımlanan bir haberde kişilik haklarına saldın oldu-
ğu iddiasıyla siyasetçi dava açarsa mahkeme en
az on milyar lira manevi tazminata karar verecek.
Demek ki siyasetçinin kırılan onurunun taban fiya-
tı on milyar lira... Oğrenmiş olduk... Bağımsız yar-
gı da ne demek? Eğer tazminata karar verilecek-
se yargıcın "takdir" hakkına koyduğunuz ipotek-
le, yayın yoluyla zedelenen haysiyet ve şerefin ta-
ban fıyatını yasayla belirliyorsunuz...
Bununla da yetinmemişsiniz, hem sorumlu mü-
dür, hem yazıyı yazan, hem imtiyaz sahibi mane-
vi tazminattan sorumlu oluyor; hem de şirketin yö-
netim kurulu başkanını da sorumlu tutuyorsunuz...
Cevap ve düzeltme için de öneriniz aynı. Yani yük-
sek manevi tazminat bedelleri koyun ki, yönetim
kurulu başkanı gazeteciye kızsın ve gerekirse iş-
ten mi çıkarsın? Mal sahiplerini de işin içine katıp,
cevap ve düzeltmelerde onları da sorumlu göste-
rip gazetecilerin editoryal bağımsızlığını yasa yo-
luyla ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz?
RTÜK, uygulamalan ile fevkalade başansız bir ku-
ruldur. Yasayı değiştirelim, dediniz. Görsel-işitsel
yayın organlan yanında gazeteciler ve gazetecile-
rin de canına okumaya kararlısınız. "Basın Kanu-
nu" hakkında değişiklik önergelerini Anayasa Ko-
misyonu'nda kimlerin verdiğini bilmek gerekiyor.
İstanbul Milletvekili Cavit Kavak, Necdet Saru-
han ve Kilis Milletvekili Mehmet Nacar'ın öner-
geleriyte Basın Kanunu değişiklikleri gerçekleşti. Yük-
sek para cezalanyla yasakçı zihniyetin temsilcile-
ri olarak fevkalade iyı bir iş başardılar. Aferin... Dev-
let Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, komisyonda so-
rulan sorulara verdiği yanıtta yasakçı bir tasan ha-
zırlanmadığını, Avrupa Birliği normlan açısın-
dan aykınlık taşımadığını ve amacın, düşünce-
lerin özgürce belirtilmesi olduğunu söylemiş-
ti. Yapmayın... Ben o kadar da aptal değilim.
Mensubu olduğunuz siyasi partinin anlayışına uy-
gun biçimdeyaptıklarınız karşısmda; laflannızın bo-
yu yine çok büyük. Herkesi benim gibi görmeyin.
Evet ben size göre "sersem kul" olabilirim. Siz de
kendinizi halkın oyuyla "seçilmişler" sınıfında gö-
rebilirsiniz. Tartışmasız iletişim özgürlüğü ile ilgili
yasalar yeniden düzenlenmeli. Kimse sütten çıkmış
ak kaşık değil... Ama tasarınız karşısmda "gazete-
cilerin" suskunluklan sizi yanıltmasın. Bu ülkede ga- -
zeteci gibi gazeteciler, adam gibi adamlar hâlâ so-
rumluluklarının bilincindeler. Basın özgürlüğünün
halkın gerçekleri öğrenme hakkı olduğunu savun-
maya devam ediyorlar... Edeceklerde...
Açıklama
Gazetemizırı dünkü sayısında yayımlanan 'Gelenekçiler
de İsyan Ettı" başlıkb haberle ilgili olarak FP Genel
Başkan Yardımcısı Veysel Candan bir açıklama yaptı.
Açıklamada. haberde Candan'a atfedilen '"FP Başkanlık
Di\anı toplantısında 25 yıllık sıyaset arkadaşı Veysel
Candan. Erbakan'ı eleştırdı, "Kapatılma davası sürerken
Erbakan ve Erdoğan'ın toplantılar düzenlemesi
\anlıştır" dedi" ıfadelennın doğru olmadığı kaydedildi.