Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 UAZİRAN 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bafcan Derviş
yurda döndiı
• İstanbul Haber Servisi
- Bazı temaslarda
bulunmak üzere önceki
gün Italya'ya giden
ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Kemal
Derviş ile eşi Catharine
Derviş. yurda döndü.
Kemal Derviş ve eşi,
Atatürk Havalimanı'nda
bir süre dinlendikten
sonra 16.30'da
Ankara"ya hareket ettiler.
Asker uğurlama
törenleri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Emniyet Genel
Müdürlüğü, asker
uğurlama törenlerinde,
yollann trafiğe
kapatılması, korna
klakson çalınarak
çevTeye zarar verilmesi
olaylarına karşı
valiliklerin yasalar
çerçevesinde önlem
almasını istedi. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nden
yapılan yazılı
açıklamada 2911 Sayılı
Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu'nda
yer alan hükümlere yer
verilerek Karayollan
Trafik Kanunu'na göre
de trafik düzeninin
bozulmasının ve çeşitli
ihlallere para cezasının
öngörüldüğü hatırlatıldı.
Özgürlükçü
anayasa istemi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Alevi ve Bektaşi dernek
temsilcileri ortak olarak
hazırlayıp TBMM
Başkanlığı'na
gönderdikleri mektupta,
demokratik, laik ve
özgürlükçü bir anayasa
istemlerini dile getirdiler.
Mektupta, zoranlu din
derslerine ilişkin
düzenlemenin ve
Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın
anayasadan çıkartılması
istendi.
Eczacılar da
alana çıkıyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Eczacılan Birliği
(TEB),5Hazıran2001
Salı günü, ekonomik
krizin eczacılar üzerinde
yarattığı olumsuz
etkilere ve haklannın
ellerinden alınmasma
tepki göstermek
amacıyla, saat 13.00'te
Ankara Abdi Ipekçi
Parkı'nda bir miting
düzenleyecek. TEB,
eczacılık mesleği
tarihinde ilk kez
gerçekleştirilecek olan
bu miting için, tüm
eczacılan davet etti.
Eczacılar, saat 11.00'de
Toros Sokak'ta, EGO
Genel Müdürlüğü
yanında toplanacaklar.
MaH suçlar
araştırılıyor
• ANKARA (AA)-FP
Nevşehir Milletvekili
Mehmet Elkatmış'ın
sora önergesini
yanıtlayan Maliye
Bakanı Sümer Oral, Mali
Suçlan Araştırma
Kurulu'na (MASAK)
kuruluşundan bu yana
1242 ihbar ve şikâyet
geldiğini. bunlardan
57'-sinin yargıya intikal
ettiğini bildirdi. Oral,
yargıya intikal eden
dosyalann parasal
boyutunun 285 milyon
dolar olduğunu kaydetti.
TEKEL'in özelleştirilmesi halinde Türk tütünü yok olma noktasma gelecek
Tiitiiıı 'chjman' oiacak• Türkiye Tanmcılar Vakfı'nın raporuna göre, TEKEL'in
özelleştirilmesiyle gayri safi milli hasılanın yüzde 3'ü
çokuluslu şirketlere devredilecek. Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'daki üreticiler işsiz kalacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Tanmcılar Vakfı'nın raporu,
TEKEL'in özelleştirilmesiyle çoku-
luslu şirketlerin sahip olacaklan paza-
nn büyüklüğünü ve kavganın nedeni-
ni ortaya koydu. Rapora göre TEKEL,
ulusal gelir içindeki yüzde 3'lük payı
ve 500 büyük firma içinde 3. sırada
yer alan bir kuruluş olarak Türkiye'de-
ki pazan kontrol ediyor.
TEKEL'in özelleştirilmesiyle siga-
ra ve içki pazannı yabancı şirketler
paylaşacaklar. Rapora göre daha az
verimli ve meyilli arazilerde tütün eki-
mi yok edilirken, sulu arazilerde ço-
kuluslu şirketlerin talebine bağlı ola-
rak yalnızca dolgu maddesi olarak
Türk tütünü yetiştirilebilecek. Sonuç-
ta, özellikle Doğu, Güneydoğu ve Ka-
radeniz bölgelerinde tütün üreticileri
işsiz bırakılırken, Ege ve Marmara
Bölgesi'nde sözleşmeli çiftçilik ara-
cılığıyla sınırlı tütün üretimi yapıla-
cak.
2000 kân 70 trilyon
Türkiye Tanmcılar Vakfı'nın ''Tü-
tün ve Tekel" raporu, Türkiye'deki si-
gara ve içki pazanndaki kavganın te-
melini ortaya koydu. Rapora göre TE-
KEL ve Türkiye'deki tütün ve içki pa-
zanna ilişkin saptamalar şöyle:
- TEKEL, Türkiye çapında ihracat-
ta ve çalışan sayısında 1. sırada, brüt
katma değerde 2. sırada. üretimden
yapılan satışlarda 3. sırada, net bilan-
ço kânnda 13. sırada yer ahyor.
- TEKEL'in gayrisafi ulusal gelir
içindeki payı yüzde 3.
- TEKEL. 500 büyük firma içinde
3. sırada yer alıyor.
- TEKELin "Hazine'nin topladığı
toplam vergi ve fon gelirieri içindeki
payı yüzde5'ken", Türkiye'deki "tüm
işadamlannm vergiterinin ulusal getir
içindeki payı yüzde 1.5".
- TEKELin yalnızca 2000 yılı kân
70 trilyon lira.
- TEKELin 1999 yılı fiyatlanyla
ulusal gelir içindeki payı yüzde 3,
toplam vergi ve fonlar içindeki payı
yüzde 5.2. tanmsal ürün ihracatı içe-
risindeki payı yüzde 5 düzeyinde bu-
lunuyor.
- TEKEL'in bünyesinde 25 Yaprak
Tütün Işletme Müdürlüğü, 8 sigara
fabrikası, 28 alkollü içki üreten fabri-
ka ve imalathane, 80 başmüdürlük, 20
tuz işletmesi yer alıyor.
Ulusal çıkar korunmuyor
Raporda, siyasal iktidarlann tercih-
lerini en azmdan ettikleri yemin gere-
ği ulusal çıkarlar doğrultusunda kul-
lanmalan gerektiği vurgulanarak şu
görüşlere yer verildi:
a
Devlet rala üretmesin, devlet siga-
ra üretmesin diyorlar. Bunu söyler ve
yaparken dışandan empoze edüea, kö-
kü dışanda politikalann uvgulayıcısı
durumuna düşmektediıier. Bu, güçlü
bir kuruluşu yabancılara peşkeş çek-
mekve rejinin yeniden gelmesi için ça-
ba sarfetmekten ne farkı vardır?"
Başmüfettiş Sezgin
Hizbullah'ın
hedefine
sürgün
cezası
• Başmüfettiş
Abdulkadir Sezgin,
Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın
Hizbullah'ın camilerdeki
örgütlenmesi karşısında
yetersiz kaldığını, bölge
halkının kuruma
güvenınin büyük ölçüde
sarsıldığını vurgulamıştı.
SERTAÇ EŞ
ANKARA - Kanh terör ör-
gütü Hizbullah'ın özellikle
Güneydoğu Anadolu Bölge-
si'nde Diyanet Işleri Başkan-
lığı kontrolündeki camilerde
örgütlendiğini ortaya çıkaran
ve bu yöndeki saptamalannı
raporlanna aktaran Başmüfet-
tiş Abdulkadir Sezgin, vaiz ya-
pılarak Hizbullah'ın yoğun ey-
lemlerde bulunduğu Mersin'e
sürüldü. Sezgin hazırladığı ra-
porda, Diyanet Işleri'nin Hiz-
bullah'ın camilerdeki örgüt-
lenmesi karşısında yetersiz
kaldığını vurgulamıştı.
Güvenlik güçlerinin şeriatçı
terör örgütü Hizbullah'a yöne-
lik operasyonlannın başlama-
sınm ve örgütün karargâhlan-
nın Güneydoğu kentlerindeki
camiler olduğunun belirlen-
mesinin ardmdan Diyanet tş-
leri Başkanlığı bir inceleme
başlatmıştı. Bu incelemeleri
sürdüren ve Diyanet'in örgüte
karşı bölgedeki yetersizliğini,
yurttaşlar nezdindeki saygınlı-
ğının çok zayıfladığını rapor-
lanna aktaran müfettiş ceza-
landınldı. Raporu hazırlayan
Başmüfettiş Abdulkadir Sez-
gin, şeriatçı terör örgütü Hiz-
bullah tabanı ve eylemlerinin
yoğunlaştığı Mersin'e vaiz
olarak sürgün edildi. Hizbul-
lah, Mersin'de, "tslamcı fend-
nist" olarak tanınan Konca
Kunjjkaçırarak öldürmüştü.
ÇİZMEDEN YUKARI ™-kart" superonline.corn.trM U S A KART
BEM BİR TLjTUM
Ekinci
tutuklandı
DtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakır Emniyet
Müdürü Gaffar Okkan'ın öldü-
rülmeden önce açıkladığı Hiz-
bullah tetikçileri arasında yer
alan ve bir süre önce Istanbul'da
15 kişiyle birlikte yakalanan Ab-
dulvahap Ekinci. Diyarbakır
DGM tarafından tutuklandı.
Diyarbakır'a getirilen ve em-
niyette sorgulanan Hizbullah'ın
Marmara sorumlusu Ekinci'nin
ifadelerinde, Okkan suikastının
ön plana çiktığı bildirildi. Ekin-
ci, 1996yılındaYasinÖzalp,Ha-
tip Pirizade, Aziz Başak, Nuret-
tin Güneş, Hasan Bozan, Suat
Erciyes ve An' Eroğju'nu kaçır-
ma, sorgulama ve örgütün Vey-
sel Karani Camii sorumlusu ol-
duğu belirtilen Ismail Sevinç'in
camiye gelen çocuklara cinsel
tacizde bulunduğu ve fıili livata
yaptığı gerekçesiyle öldürülme-
si olayı ile Hakan Sevün'in bı-
çakla yaralanması eylemleri ko-
nusunda da sorgulandı.
Sorgusunun ardından Diyar-
bakır DGM'ye sevk edilen Ekin-
ci, tutuklanarak Diyarbakır E Ti-
pi Cezaevi'ne konuldu.
Nakşibendi cemaatinin şeyh ailesi 'Menzil Köyü'nde lüks içinde yaşıyor
Tarikat, köyü ele geçîrdi
Diyarbakır DCM
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nak-
şibendi Tarikatf na bağlı Menzil Cema-
ati'nin Adıyaman Kâhta'da bir köyü
kontrolü altına aldığı, etkinliklerini bu
merkezde yoğunlaştırarak sürdürdüğü
bildirildi. _ _ _ m m
Nakşibendi cemaatinin Adı-
yaman bölgesinde ekonomik
güç konumuna geldiği, Menzil
Köyü'ndeki 2 bin kişilik cami-
de Arapça şeriat dersleri veril-
diği, değişik illerden buraya
yoğun ziyaret turlannın düzen-
lendiği, ziyaretçiler arasında
içinde bulunan tarikat ve cemaatleri izle-
yen istihbarat bırimleri. Nakşibendi kö-
kenli Menzil Cemaati'nin çalışmalannı
yoğunlaştırdığını saptadı.
Şeyh Muhammed Erol'un ölümünün
• Nakşibendi cemaatinin Adıyaman bölgesinde
ekonomik güç konumuna geldiği, Menzil Köyü'ndeki
2 bin kişilik camide Arapça şeriat dersleri verildiği,
değişik illerden buraya yoğun ziyaret turlannın
düzenlendiği, ziyaretçiler arasında milletvekili ve*
bazı bakanlann da yer aldığı kaydedildi.
milletvekili ve bazı bakanlann da yer al-
dığı kaydedildi. Cemaatte liderliği yürü-
ten "Erolaileffl"nin bu sayede yaşamları-
nı lüks içinde geçirdikleri vurgulandı.
Cumhuriyet ve laiklik karşıtı faaliyet
Jft TlRMIK I AYDIN ENGİN
ardından cemaatin başına kardeşi Abdul-
bald Erol geçti.
Menzil Cemaati ismini Adıyaman'ın
Kâhta ilçesine bağlı Menzil Köyü'nden
alırken, örgütlenmesini daha çok diğer
illere kaydırdı.
Konuyla ilgili çevrelerce hazırlanan ra-
porlarda, cemaat üyelerinin davranışla-
nyla devletin sosyal, siyasal, ekonomik,
hukuksal temel düzenine aykın görüntü-
ler sergilediği, şeriat özlemle-
rini yaşam biçimlerine her fır-
satta yansıttıldan vurgulandı.
Cemaatin, kapatılma dava-
sı süren FP, birçok bürokrat
ve politikacı ile yakın ilişki
içinde olduğu, devlet ile olan
ilişkilerinde Nakşibendi me-
_ — _ murlar sayesinde hiçbir zor-
luk yaşamadığı, "takryye" taktiğiyle
gerçek amaç ve niyetini gizlediği vur-
gulandı. Menzil'de bulunan medrese-
de Arapça şeriat eğitimi verildiği dile
getirildi.
aengin@doruk.net.tr
Siyasal çalkantılann, piyasa
denen yaratığın iniş çıkışlanyla
ilgili haberlerin arasında kayna-
dı gitti. Meclis'te Fazilet Partili
iki molla, okul kitaplarında
"Darvvin Teorisi"n\n okutulma-
sıyla ilgili bir soru önergesi ver-
diler. Bakanlıktan bir yanıt gel-
di. Gazetelerde bir iki satırlık bir
haberdi ve geçip gitti.
Galiba Meclis'te gürültüye
giden tartışma Hulki Cevizoğ-
lu arkadaşımızın da gözunden
kaçmamış ki önceki gece, Ce-
viz Kabuğu programını bu ko-
nuya ayırdı.
Kanallar arasında amaçsız
dolanırken gözüme ilişti. On -
on beş dakika kadar izledim,
içimi sıkıntılar bastı ve uzaktan
komuta aygrtının düğmesine
basıp bir başka "sade suya ti-
rit"VJ programına geçtim. Ce-
viz Kabuğu'ndan aynlırken
Hulki Cevizoğlu'nun, kıl kıpır-
damayan, renk vermeyen sura-
tında da aynı "sıkıntıyı" görür
gibi oldum.
Geçeiim. Bu saatten sonra
Darvvin Teorisi'ni tartışmaya ni-
yetim yok.
Kutsal kitaplardaki Tann'nın
Adem'i çamurdan yarattığı, içi-
Bir Kez Daha Demokrasi Sorgulaması
ne ruh üflediği, sonra da onun
kaburga kemiğinden kadını ya-
rattığına ilişkin mitolojik açıkla-
malar ile Darvvin ve ardıllannın,
evrende yaşamın ortaya çıkışı-
na ilişkin teorilerini ele alıp, kar-
şılaştırıp, "hangisi doğru" gibi
bir tartışmayı insan aklına yö-
nelgin bir saygısızlık olarak gö-
rürüm.
Ama Faziletli iki milletvekili-
nin soru önergesinden yola çı-
kıp, bir siyasal kurgu senaryo-
su üretip demokrasiyi sorgula-
maya var mısınız?
• • •
Ister düpedüz demokrasi di-
yelim, ister parlamenter de-
mokratik rejim olarak adlandı-
ralım, Türkiye'de -aralannda
benim de yer aldığım- bir kesi-
min ulaşmaya, geliştirmeye,
zenginleştirmeye, eksiklerini,
ayıplannı ayıklamaya çabaladı-
ğı rejimin ilkesi belli:
En üst siyasal erk, özgür seç-
men oylanyla belirlenen parta-
mentoya (meclise), çoğunluğa
ait olacak. Parlamentoda ço-
ğunluğu sağlayan parti (ya da
partiler koalisyonu) hükümeti
kurup "hükmedecek'' Ancak
anayasa ve uluslararası yasa-
larla, azmlıkta kalanların hakla-
n güvenceye alınacak ve özel-
likle azınlıktakilerin çoğunluğa
dönüşebilmesinin önünü tıka-
yan, düşünce ve örgütlenme
özgürlüklerine yönelik her tür-
lü kısıtlama kaldırılacak ve böy-
lece var olan en çağdaş yöne-
tim biçimi, yani demokrasi ete
kemiğe bürünecek.
En üst siyasal erk (erk=ikti-
dar) Türkiye'de ve hemen bü-
tün demokrasilerde parlamen-
toda somutlanıyor. Nitekim o
yüzden Meclis'in toplantı salo-
nunun alnında koca koca harf-
lerie "Egemenlik kayıtsız şart-
stz milletindir" diye yazıyor ve
Millet egemenliğinin TBMM'de
temsil edildiği vurgulanıyor.
Pekiiii!..
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nde çoğunluğu oluşturan
milletvekillerinin oyları ile "In-
sanın oluşumuna ilişkin Danvin
teorisi tümüyle yanhştır ve kü-
fürdür. İnsan Kuran da ve öte-
ki kutsal kitaplarda yazıldığı gi-
bi var olmuştur" diye bir karar
çıksa ne olacak?
Yani bu demokratik bir karar
mı olacak ve TBMM egemen-
liğı "kayıtsızşartsız" elindetut-
tuğuna göre biz yurttaşlara, bu
karara uymak mı düşecek?
•••
Demokrasinin "yumuşak
karnı"nöar\ söz ediyoruz. Bu
köşede sık sık yinelenen, belki
kimilerinizin okumaktan bıktığı
bir demokrasi tanımı var:
"Demokrasi, var olan sis-
temlerin en iyisi değil, en az kö-
tü olanıdır."
Tanımı "enaz/cöfü"diyeyap-
tınız mı "kötü" olduğunu da ve-
ri kabul etmişsinizdir. Olsa olsa
"daha iyisi bulunana kadar."
diyerek kendinizi avutursunuz.
Demokrasiye sadece katla-
nanlar. "kendi doğrulan" ge-
çerli olmayınca kaş çatanlar,
diş gıcırdatanlar için çözüm ko-
lay. Güçlen yetiyorsa darbe ya-
parlar, yetmiyorsa darbecileri
desteklerier. Demokrasinin ca-
nına kıyıp, içine edip, kendi
doğrulannı toplumun öteki ke-
simlerine zorbalıkla kabul etti-
rip "Memleketiçin iyiişleryap-
tım" budalalığı ile oyalanır gi-
derler.
Ama "daha iyisi bulunana
kadar" demokrasiye sanlanlar
için yukanda sözünü ettiğimiz
"yumuşak kann" önem taşıyor,
"Yurttaş" olmayı "seçmen"
olmaya indirgeyen, yurttaşlık
ödevlerini dört yılda bir sandık
başına gitmekle sınırlayanlann
ülkesi Türkiye'de, yukanda de-
ğindiğimiz "yumuşak kann"ryt-
den iyiye ürkütücü. Umutlan kı-
racak, demokrasiden vazgeç-
me eğilimlerini körükleyecek
kadar ürkütücü...
• • •
Sakın ola ki "Aydın Engin,
sen de abarttın ama. Hangihü-
kümetten, hangi Meclis'ten şu
insanın oluşumuna ilişkin tar-
tışmalarda aklın aydınlığını ka-
rartan kararlar, yasalar çıktı
k?.." diye sormayın.
Kuzum son on, hatta yirmi
yıldır çıkan kararlarda, benim-
senen yasalarda insan aklını ve
insan onurunu ayaklar altına
alanlann sayısı kaç?
Az mı, çok mu?
POIİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
. . .Yaşamı Kucaklamak
Yaşamı kucaklamaya, yarınlann aydınlık gelece-
ğine, çocuklann mutluluğuna var mısın, söyle?
Rüzgârın savurduğu tohuma, kavağın pamuğu-
na, kiraz ağacının gülümseyişine, kır çiçeklerinin
çoğalmasına, tüm kötülüklerle mücadeleye var
mısın, söyle?
Haydı gel yaşamdan konuşalım bugün!
Anadolukavağı'ndadolaşalım, istersen iki kadeh
birşeyler içelim...
Karşıya geçeiim, Sanyer de mola verip boğaz-
dan geçen gemileri seyredelim, genç günlerimizi
konuşalım...
Metin Artınok'tan Behçet Aysan'dan şiir oku-
yalım...
Gel yaşamın türkülü çiçeklı dallarına tutunup, o
çocuksu günlerimize dönüp denize taş atalım,
gözlerimizde yakaladığımız sevdayı kan ezilmiş
birtutkuyla birleştirelim!..
Yaşama var mısın, söyle!..
Kozadan çıkan kelebeğe, bir ağacın kavına, kek-
liğe, atkestanesine, uçan kuşa selam verelim yi-
ne...
Haydi gel sevgiyi anlatalım sevgisizlere!..
Belki de tüm bunlar aykırıdır gerçeğe, ama ne
olursa olsun biz yine yaşamdan konuşalım senin-
le'...
Bak, direnme zamanıdır bu mevsim, sakın unut-
ma!-.
Ben yükledim mor sümbüller gibi gemilerime
hüzünlerimi, kavgalarımı unuttum, uzak kentlerin
orta yerinden akan ırmaklara bıraktım umutsuzlu-
ğumu!..
Nehastalargördüm, neacılar. amabil ki yaşam
ayakta kalabilmektir!..
Yılmamaktır, göğün kuşatması altında ayak-
larını yere sağlam basmaktırL
Haydi gül biraz, gül ki gözlerin yaşamı kucakla-
sın!..
• • •
Haziran çiçekleniyor maviler içinde...
Seni konuşuyoruz Tarabya'da, o bildiğin bah-
çede kahvelerimizi içerken...
Haydi gel yaşamdan konuşalım, yaz bahçelerin-
den tüm kötülükleri kovalayalım!..
İstersen şarkılar söyleriz eskisi gibi birlikte...
Ben bu sabah Nâzım'dan, Oktay Rifat'tan, Pa-
ul Valery'den, Arthur Rimbaud dan sınırsız se-
vinçler toplayıp hüzünleri bir kenara itiyorum...
Belki köleliğe donüşmüş bir özlem, tüm bu an-
lattıklarım!..
Belki düşlerimde, belleğimde kalmış bir tutam
sevgidir bu yakarışlarım...
Hastane odalarını, ameliyat masalarını bilirim!..
Suat Taşer'in anlattıklarını yirmi yıl sonra^ınım-
sanm...
Ummaktır yaşamak...
Ibret al, ders al geceden!..
Çevir başını gökyüzüne, yıldızlara bak!..
Unutma, güneşli sabahların umududur yıldız-
lar...
Yaşam veyanrıa var mısın, söyle!.. '
Rüzgâra vuralım kendimizi, istersen denize, or-
mana, dağlara, ovalara, göllere...
Sevdanın resmini çizelim denizin üzerine!..
Yaşamak ummaktır...
Yeşil yapraklar umar, şu beli bükülmüş ağaç,
yelkenler rüzgâr umar.
Bir kız tanırım esmer, sevgilisini sarışın umar!..
Yeni umutlaria başlar yeni gün, tahammül
umurtan doğar...
Zaman bizim dostumuzdur, unutma en az öz-
gürlük kadar...
• • •
Ben gurbeti de bilirim, yalnızlığı da!..
Hüznü, sevinci, umutsuzluğu da!..
Ne zaman yaşam kaçmaya çahşsa sımsıkı ya-
şama sarılınm!..
Umutlanmı çoğaltırım...
Yaşamak ummaktır!..
Ummak yaşamak!..
Mavi gök altında deryalar içindedir yaşam!..
Gecenin çatlağında, Lorca'nın sağır ve dilsiz
alaca öfkesinde, doğan çocuğun çığlığında, sev-
danın gölgesinde, kararsızlık çizgisinde var mısın
yaşamı çoğaltmaya!..
Yaşama var mısın söyle?
Var mısın sevgiyi toplamaya, ayakta kalmaya,
direnmeye, mücadeleye!..
Haydi söyle!..
hikmet.cetinkayaCacumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Emniyet Müdürü Abanoz:
İnternetşirkeûerinden
özelbügiahntntyor
İstanbul Haber Ser-
visi - istanbul Emniyet
Müdürü Kazım Aba-
noz, şeriatçı terör örgü-
tü Hizbullah'a yönelik
operasyonlarda, Istan-
bul'da bir kişinin daha
gözaltına alındığını be-
lirtti. Abanoz, istanbul,
Avusturya ve Hollanda
polisinin ortaklaşa dü-
zenledikleri "Senfoni"
operasyonunda da ulus-
lararası bir uyuşturucu
şebekesinin çökertildi-
ğini söyledi. Abanoz
polisin, bazı internet bi-
İişim şirketlerine gide-
rek savcılık izni olma-
dan müşterilere ait bazı
bilgileri aldığı iddiala-
nnı da yalanladı.
İstanbul Narkotik
Şube Müdürlüğü'nde
dün bir açıklama yapan
Abanoz, terör örgütü
Hizbullah'a yönelik
operasyonlann devam
ettiğini açıklayarak "İs-
tanbul'da yakalanan
AbdiUvahap Ekinci ile
diğer 14 kişiden bazıla-
nnı, Diyarbakır'a gön-
derdik. Diğerlerinin
sorgulan ise Terörle
Mücadele Şube Mü-
dürlüğü'nde sürüyor.
Operasyon kapsamın-
da bir kişi daha gö/ala-
na alındı" dedı.
Abanoz. İstanbul,
Avusturya ve Hollanda
polisinin ortaklaşa dü-
zenledikleri "Senfoni"
operasyonunda 18 kişi-
nin, 21 kilo eroin ve 13
kilo esrar maddesi ile
yakalandığını açıkladı.
Avusturya'da yakala-
nan 14 kişiden birinin
de tzmir Çeşme üzerin-
den Italya, oradan da
Avusturya'ya götürül-
mesi planlanan uyuştu-
rucunun sahibi olarak
belirlenen Ceza^ir Bay-
sal olduğu öğrenildi.
Abanoz, Romanya'dan
smırdışı edilen terör ör-
gütü PKK üyesi Mudi
Elmas'ın sorgusunun
da sürdüğünü belirtti.