25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU RaufDenktaş: îki devletli tek Kıbrıs Glafkos Klerides: Tek bir egemen devlet Kıbns'tatarüşmabitmiyof- KKTC'de hükümetin diişmesinden de Kıbnssorununa çö- züm bulımumamasından da siz sorumlu tutuluyorsunuz. Siz buna ne diyorsunuz? DENKTAŞ- Buna herkes. bütün dünya dahil. Çünkü biz ba- zılannın volundaengelİ7. Bugün herkes ayılmışgörünüyor. Bi- zim ıçın "Azınlık ne demek** yollu beyanatlar veriliyor. Çok sevindim. çok memnun oldum. çok teşekkür edenm. Ben hepa/ınlık kavramını engellemek içinkaçzamandıruğ- raştmı Bunu engellemek için ortaya koyduğum her şeyin te- melinde de egemenlik vardı. Bugün ıkı kesimlilik \B normlanyla sıfırla çarpılmıştır. 19""7, \9~!9 anlaşmalanndan uzaklaşma. iki kesimli federas- yonda kal. diyorlar. Ama ortada iki kesimli federasyon yok ki. AB normlan bunuortadan kaldııdı Kleridesazınlık kartını bı- lerek oynanııştır. Geçenlerde Klerıdes'ın partısının başkanı Anastasiadu, "AB've girmek Enosis'i deyapmaktır** dedi Klerides de bunu kabul etmıyor. Hâlâ. "Ben federasyonu konuşmaya hazınm" diyor. Ama hangı federasyonu konuşmaya hazırolduğunu AB bunlara yeşil ışık yaktığı anda resmen açıkladılar. Fikırler di- zisindeki federasyon kesiniikle söz konusu değil, AB normla- n çerçevesinde federasyon ya da Alman biçimi federasyon. Bu ıse bi/im ııgraştığımız sonuç değil - Bunu açar mısınız? DENKTAŞ -Çünkü Kıbrıs Cumhunyeti ortaklık federasyo- nuydu. O federasyonda egemenliğe ortaktık ve siyasi olarak da eşıttik Bunu. Rum C'umhuriyeti'nde korunmaya alınmış azınlık yapmak ıçın yıktılar Kendi hatıralannda(Klendes"in) da bunu zaten yazdı. Ben şımdi. Makarios'la yaptıgım anlaşmadan kaçtıklannı is- patetmeyeçalışıyorum Daha geçenlerde bır kamııoyu vok- laması yaptılar Runı'un yü/- de 27si "Alman biçimi fede- rasyon" dedi. Geri yanı. şim- diki gibi devam etmekten ya- na olduklarını belirtti. Şimdi. bunlann başında oturan Kleri- des, "Ben federasyon konuşu- rum" diyor. Ama bundan kon- federasyon fıkrine geçtıgımız anda telaffuz etmeye başladı. Şimdi Papandreu. bize AB şemsiyesı altında azınlık hak- kı önerivor - Bir de iç sorunlaru gele- lim. Burada hir l lusal Halk Hareketi kıırulması ciddi ra- hatsızlık yarattı gibi gb'rünü- yor. Siz bu konuda ne düşü- nüyorsunu:.'.' r PYJ A TAVSiANOĞl II Atina ve Larnaka üzerinden Lefkoşa 'ya ulaştık. Ama bu * sefer Rum kesimine... Ulaşır ulaşmaz da KKTC 'de koalisyon hükümetinin dağıldığını öğrendik. Rum tarafında ise parlamento seçimlerine •hazırhk vardı. Buyoğun çalışmalam karşın Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides 'îen randevu aldık. Öteyandan hem KKTCde hem de Kıbns sorununda ne gelişmeler olduğunu KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş la konuşacaktık. Özel izinle Rum bölgesinden Ledra Palas sınır kapısına giderek KKTC ye geçtik. Denktaş la Yılan Adası 'ndaki evinde görüştük. Klerides bize Kıbrıs sorununun AB çerçevesinde çözülebileceğini söylerken Denktaş o konuda iyimser değildi. §-Buüji "Kıbns Bizimdir" platformu. "41 Ör- güt Birtiği" gibi y ıllardır Rum- lar adına. "Türkiye gitsin, Türk askeri işgalcidir** diyen- ler. "Kıbns Kıbrıslılanndır* siyasetıni güdenler karşısında çoğunluk insanlarımızın kah- rolarak seyrettikleri bu ülkede bir gidışat var. Ne de\let. ne hükümet. nebayrak, ne Denk- taş bıraktıîar Nereden çıkar sağlayacaklannıçok ıvı bılen. çok iyı vetısmış ınsanlarhun- lar Daha geçenlerde gafil muhbır gazetede açıkladı "Amerikalılar buraya bir psi- kolojik sa\aş u/maııı getirdi \e bize l.edra Palas'ta saatlerce ders\erdi"dedı Benını ıçıın- de ıkı bın tane. ayda iki bın do- laralan eğitıci var BırAınen- kan biiyükelçısı bir vakit bu- radakı Türk büyükelçisıne gi- dıp. "Bu Denktaş'ı ya yola ge- tirirsiniz ya da biz onu yok ede- riz" demişii. Tüık büyükelçi. "Peki Denktaş'ın yerine kimi koyacağız?"' dıye sorduğunda da aldığı cevap şıı olmııştır "( anım. işte Dışişleri Baka- nı var ya. Onu yapara." Ben bunlan duyunca bır da- haki sefer bana geldığinde onu kovaladım. Bütün bunlan 1n- san Haklan Komıtesi'nin kuruluşu sırasında Beyaz Saray'dan aldığı emırleri Denktaş dinlemedi dıye o zamanki Türkiye bü- yükelçisi nezdinde yapmıştı. Sonuçta talimat benim istediğim bıçimde çıktı. - Bu L'lusal Halk Hareketi 'ni sizin kurdurduğunuz söyle- niyor... DENKTAŞ- İnfial ıçindeki halkımızbize geldi. Artık buka- dar hakarete dayanamayacaklarını söylediler, Bunun üzerine ışık yaktık TanerEtkine de "Sen yol göster" dedim. Belki ha- tamız bu oldu. Ama şımdi çekilecek. Ben bu mevkide olma- sam şerefle başlarına geçerdim Taner Etkin. yıllarca bu ülke ıçin Erenköy'de ter dökmuş bır ınsan. Bütün mücahitler onun etrafında Uızlt teşkılat kuruldu. dıyorlar. Ben de "Giıüteşki- lat kahvede insanlarla konuşmakla rru kurulur?" dedim. Bir \akıf kurulacak. tlgi görsün diye de çok çarpıcı bir çıkış yap- tılar. Onun ötesinde bir şey yok ki. - Avrupa gazetesi sizinle ilgili çok ciddi muhalefetyapıyor... DENKTAŞ - Ben de açıkça. "Bunlar Rum'dan para aldı. Rum'un casuslan" diyorum Geçmişte delil vardı. Önunla il- gilı belgeleri bır Rum ajan 20 bın Ingiliz Lirasf na verecekti. Son anda 20Ü bın İngılız Lırası ısteyince biz bu parayı vere- medik - Bir de Avrupa gazetesinin matbaasına bomba koyanı ih- bar edene 5 milyar lira ödiil vaat ettiniz— DENKTAŞ - Bana olan tazminatları ödemesinler diye bu bombayı kevuli kendılertne kovdular. "Kıbns'ta Türkhe'nin baskısı. terörii \ar. İnim ininı inliyomz. Denktaş'ın söylediğine bakma> ın. Halk bi/inı sö> lediklerimizden yanadır.Terörle sus- turulnıuştur. Ku/ey Kıbns'ta de\let fılan yoktur. Türk askeri her şe>i yapnıaktadır" dıye yayın yapıyorlar. Ulusal Halk Ha- reketi kurulunea. "Bunu Denktaş, asker kurdurttu" edebiyatı yaptılar. Arkasından da bomba patladı. Yahu, böyle bır hare- ket olsa. adımını atar atmaz böyle beceriksızlik yapar mı? Git- tikçe foyası ortaya çıkan bir adam. gittikçe tirajıdüşen bir ga- zete birdenbire yıne kahraman oldu. Yine bütün dünyadan bi- ze, "Baskı yapıyorsunuz. *ö? hiirriyeti'" diye yazılar gelecek. PORTRE / RAUF DENKTAŞ 1924, Baf doğumlu. Ortaöğrenimini Lefkoşa 'daki İngiliz Okulu 'nda, yükseköğrenimini Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladu Kıbrıs'a dönünce avukatiık, sonra savcılık yaptu IÇöO'ta Türk Cemaat MeclisiBaşkanlığı ile İcra Komitesi Başkanlığı 'na seçildL 1960-63 arası TMT adına Nacak gazetesini çıkardu 28 Şubat 1964'te BM'deyaptığı konuşma nedeniyle dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios tarafından istenmeyen adam ilan edildi, Kıbrts'a girmesi yasaklandu 1968'de giriş yasağı kalkınca adaya döndü. Cemaat Meclisi Başkanı, 1973'te cumhurbaşkanı muavini ve Türk yönetimi başkanı oldu, 15 Kasım 1983 'te KKTC'nin ilamyla Cumhuriyet Kurucu Meclisi'ni kurdu. Bugüne kadar da KKTC'nin cumhurbaşkanlığını yürütüyor. Amaç bu. Gündemi değiştirmek istıyor. Ama bu ıhanettır. Iha- net deyince Akıncı karsıma dikilıyor. Bu ülkede hain bildiğı- mı söylemeyecek miyim? Zaten entelijans raporlan da var. - TKP Genel Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Akıncı sizce o çıkışt neden yaptı? DENKTAŞ- Ben Akıncf nın o çıkışını devlet adamlığına hiç yakıştırmadım. O hükümet zaten aylardır yürümüvordu. Mil- li davada avnlık vardı. "Bu demokrasidir" dıye bunu geçişti- reme7smız. "Zarannı gördük. Türldye'yle aranuz açıldı. Suç- lu biz degihz" demekle bu ışin içinden çıkılmaz. O mevkıdeki ınsanlann bazı konulara çok dikkat etmeleri gerekirdi. Ama ne yazık ki iki yıldır doğru dürüst icraat görmedik. Gereken ön- lemler zamanında alınmadı. Sadece insanlar işlerinden edildi Ondan sonra da kendi kadrolan oluşturuldu. Ben Akıncfdan beklediğım cıddiyeti bulamadım. "Biz bu süre içinde Eroğlu için elimizi çok taşın altına soktuk. Bunu bekiemezdim" diyor. Sen demek kı o süre ıçvnde ül- kene. devletıne değil. Eroğ- lu'na hizmet ettin. Çok yadır- gadım, çok üzüldüm. Sayın Akıncı'yı gerçekten ileride cumhurbaşkanı olabilecek ka- lıtede ciddi bir siyasetçi ola- rak değerlendırmiştim. Yanıl- dığımı anladım. Daha pişme- si lazım. - Görünen o ki Türkiye gi- bi burada da siyasette tıkan- ma var. Sizce bu tıkanıklık nasıl aşüır? - Sistemin değışmesi. baş- kanlık sistemine dönülmesi lazım. Bu ülkede kuvvetler ayrılığı iyıce yerleştırılmelı- dir. tşler teknokrat bir hükü- metle yürütülür. Bakan ışıni yapamıyorsa değıştirilır. Ve Meclis acımasuca ıcraatı de- netler. - Peki sizce başkanlık siste- mine geçilebilecek mi? DENKTAŞ - Buna siyasi partilerin evet demeleri lazım. Anayasa değişıklığı gereklı. Ama siyasi partiler buna ke- sinlikle evet demiyorlar. Ben her dediğimde yarı yolda kal- dım. Ama bu sistemin yürü- mediği ortada Baska çare yok. Şimdi. onu yapmıyorsu- nuz. bu sıstemi \ ürütmek isti- yorsunuz. O zaman bunu bu- damanız lazım Birkerebura- sı için 5ü kişilik Meclis çok büyüktür. Bızde hükümet et- me demeL adam kayırma, var olmayan parayla gereksiz is- tihdam yaratıp bellı yerlere ta- raftarlan tayin etmek. muha- lif olanı işten atmak... tçim kapkara oldu. - Sizce işler neden bu nok- taya geldi? DENKTAŞ - Ben UBP'yi kurup daha sonra ayrıldığım- da parti tabanının. özellikle milli davada beni destekledi- ğini sanıyordum. Ama günün birinde beni köstekleyen ve benim kuyumu kazan bır du- ruma gidileceğini hiç düşüne- mezdim. Eskiden devamlı bir fikir alışverişi. gönül biriiği vardı. Eski siyasi kişilerle de çok görüş aynhklarımız olmuştur. Ama sistem yerleşsin diye ben hep gerilerde durdum. Bu sistemin içinde siz bütünün yansı- nı lidere karşı mevkiinizde gözünüz var diye harekete geçirir- seniz, daha dava bitmediği halde seçimlerde ona karşı çıkar- sanız, kaybedince daha da düşmanlık yaparsanız ve altını oyar- sanız, halkın artık güveneceği bir şey kalmamış olur. Ya da gü- veni yan yanya azalır Sonuçta da liderin ya da cumhurbaşka- nının etkisizliğini görürler. Çözüm. liderin etrafında yürüye- cek olan sağlam bir kadronun oluşturulmasıdır. Başlangıçta bu böyleydi. Ama son on yıldır Denktaş"ın altını oymak. onunla ayn görünmekle yükselmek siyaseti öne geçti. Sonuçta halkın maneviyatı bozuldu, güv eni kayboldu ve açıkçası Denktaş yal- nız bırakıldı. Bu sessiz halk olmasa ben soğanın başı gibi ka- lırdım. - Sizce çıkış yolu nedir? DENKTAŞ - Kıbns bir kez daha 1959'da olduğu gibi Tür- kiye'yle Yunanistan arasında kesin bir çatışma noktasına ge- tiriliyor. Türkiye'yle Yunanistan arasındabanş ıçin ya denge- ler kurulaeak. banş kesin ve kalıcı olarak devam edecek ya da taraflardan binsı 1960"ta kurulmuş olan dengeyı bozmak için AB yolunda, Türkiye henüz gırmeden. Kıbns Türkleri nm sta- tüsü henüz belirlenmeden, Kıbns"ı üniter bır devlet olarak gö- rüp Kıbns Türkleri" ne azınlık hakkı \ ermek suretiy le y aptığm- da ısrar edecek. dolayısıyla da çatışma noktasını gerçekleşti- recek. Iç dengeyi bozamadılar. Ama dış dengeyi AB'ye baş- vıararak bozma yönündeler. Yunanistan bunun bilincı içinde olursa. Türkiye'nin buna asla boyun eğrneyeceğıni anlarsa ve gerçekten Türk-Yunan dostluğuna ve bölgede banş ve ıstikra- ra ihtiyaç duyuyorsa bu dengeyi bozmamak için Kıbns adı al- tında Rumların başv urusunu Türkiye girinceye kadar bekletir. Rumlar bundan hiçbir şey kaybetmez. Çünkü aday olarak za- ten olanaklardan yararlanmaktadırlar. O zaman Kıbns, Avru- pa çatısı altmda. Türkiye ve Yunanistan"ın bulunduğu bir çer- çevede birleşmış olur. tki devletli. tek Kıbns biçımınde bir for- mül düşünmekten başka çıkar yol yoktur. - Kıbrıs 'la ilgili aracılı görüşmeler yeniden başlarsa bu görüşmelerden bir sonuç çtkmasını bekliyor musunuz? KLERİDES- Eğer görüşmeye hazırlarsa çıkar. Görüşme- yehazırdeğillerseçıkmaz BizTroutback'agittiğımizde Sa- yın Denktaş. "Ben buraya görüşmeye, pazartık etmeye gel- medim. Buraya sadece tutumumu anlatrtıava ^eldiın" dedi. O tutumundan da bir adım değişiklik yapmadı. Montrö'ye gittiğımizde de aynı şey oldu. Ben onun tutumunu değiştir- mesini söylemiyorum. Ama o katı tutumda ısrar etmek gö- rüşmek değildır. Derken, ön koşul olmadan beş tur görüş- melere gırdık. Dördüncü turun ortasında. "Ben artık görüş- müyorum. Çünkü pozisyonum kabul görmüyor" dedi. Ya- ni, o pozisyonunun kabul göreceğini umacak kadar saf mı? Bu birgörüşmedir. Görüşme de al-ver ilişkisi demektir. "Be- nim pozisyonum bu. İster kabul edin. ister etmeyin" derse- niz bu görüşme. pazarlık değildır. Eğer pozisyonlannı zor- la kabul ettıreceğini umuyor- sa çok yanılıyor - Sayın Denktaş, görüşme- lerden birisinde sizin kendi- sine, "Ben kıbnslıTürklerin başkanı olmadığımı bilivo- rum. Ama bunu dış dünyaya açıklayamam" dediğinizı söylemişti... KLERİDES - Bu doğru değil. Ona şunlan söyledim: "Ben Türk toplumunu temsil etmiyorum. Kıbns Devieti'ni temsil ediyorum. 1960 Anayasası'na göre her i- ki toplum kendi millervekille- rini pariamentoyaseçti. Heri- ki toplumdan birisi cumhur- başkanınu öbürü de cumhur- başkanı vardımcısıııı seçti. Kıbns Dfvlrti. ülkenin cum- hurbaşkanı tarafindan teaj-- siledilir." * \ Ben şınıdı kalkıp da nasıl. "Türk toplumunu temsil edi- yonım" diyebilirim? Türk toplumu. Kıbns Cumhuriye- ti'nin bir parçasıdır. Aynı şe- kilde. "Ben Rum toplumunu temsil ediyorum" da diye- mem. O. bazı şeyleri bırbiri- ne karıştınyor. Ben Kıbrıs Cumhunyeti'ni temsil ediyo- rum ve uluslararası alanda da tanınıyorıım. Kıbrıs"taki iki toplum Kıbns Cumhunye- ti'ni oluşturuyor. - Sayın Denktaş. son ola- rak tngilizce The Times VVe- ekly Review'a verdiği uzun demeçte, Kıbrıs konusunda katı bir tutum izlediğiyle ilgi- li görüşe karşılık, "Ben pu- zisvonunulun ikiün vermez bir kişi olsaydım 1977 ve 1979anlaşmalanm nasıl im- zalardım ' cevabını veriyor. Siz buna ne divorsunuz? KLERİDES - O belgeler çok nettir O belgelerde şu yazıhdır "Kıbnsegemen.iki toplumlu. iki bölgeli bir cunı- huriyettir." Ama o federas- yon bile ıstemıyor. Onun ıs- tediği tek bir egemen devlet değil, iki ay rı egemen deviet- tir. Yani bir konfederasyon istiyor. Bizim üst düzey anlaş- malar dedığımız bu anlaşmalan o imzalamıştı. O anlaşma- lar da BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı bir dızı karann so- nuçlanydı. Bu belgelerde ve kararlarda da Kıbns'ın tek bir egemen devlet. tek bir kişilik. tek bir uyruk sahibi olması kayıt altına alınıyordu. Bunun yanı sıra iki bölgeli. iki top- lumlu bir federasyon olacağı belirtiliyordu. Ama Enosis ya da Taksim dışlanıyordu. Şimdi ise diyor ki: "Bu kararlan, bu anlaşmalan unurun. Ben iki ayn devlet istiyorum." -Ama Denktaş, Kıbrıs 'la ilgiliparametrelerin, burasınm AB'ye tam üyelik süreci nedeniyle değiştiğigörüşünü sa- vunuyor... KLERİDES Ama parametreler değişmedi. Sayın Denk- taş'a. defalarca AB"ye tam üyelik başvurusunu neden yap- tığımızı anlattık. Bu başvunıyu yaptığımızda da üyeliğimi- zin kabul edilmesine daha çok uzun zaman vardı. O neden- le. o zaman gelene kadar da Kıbrıs sorununu çözebileceğı- mizi düşünüyorduk. Biz eğer o başvuruyu yapmasaydık açıkta kalacaktık. O zaman. "Şimdi baş>urahm. Daha önü- müzde dört- beş-ahı yıl zaman var. Bu süre içinde nasıisa Kıb- ns sorununu çözeriz" diye hesap etmiştik. Kendisine defalarca. "O kadar ülke basvuracak ve kabul edilecek. Biz başvunımuzu yapmazsak dışarda kaJacağız" di- ye izah ettim. Şimdi kendisinin bu tartışmasmın pek de meş- ru olmadığını düşünüyorum. - Sayın Denktaş 'ın tartışması aynı zamanda A B tam üye- liğiyle birlikte serbest dolaşım ve malların geri alınması hakkına dayanıyor... KLERİDES Serbest dolaşım hakkı çok saygıdeğer bir haktır. Kıbns bütün insan haklan antlaşmalannı imzalamış- tır. Siz AB içinde olun ya da olmayın. bu insan haklan ant- laşmalannı imzaladıysamz ve uyguluyorsanız bunlara sıkı sıkıya bağlısımz. demektir. Serbest dolaşım hakkı da bun- lann en temelsel olanıdır. Bakın, Yunanistan AB üyesi, Tür- kiye değil. Biz AB üyesi olur olmaz binlerce Yunanh gelip buraya yerleşecek. Ama Türkler bunu yapamayacak. Çün- PORTRE / GLAFKOS KLERİDES 1919, Lefkoşa doğumlu. Yükseköğrenimini Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladu 1951-60 arası Kıbns'ta avukatiık yaptu 1939'da 2. Dünya Savaşı 'nın patlak vermesiyle İngiliz Hava Kuvvetleri'nde pilot oldu. 1942'de uçağı Almanya üzerinde düşürülünce 3 yıl süreyle Nazi kamplarında esirkaldu 1955-59 arası 'Iperidis'kod adıyla EOKA terör örgütündeyer aldı. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan Londra ve Zürih konferanslarında hazır bulundu. 1960'ta Meclis Başkanı seçildL 1973'te Nikos Samspon Darbesi ve Türkiye'nin askeri müdahalesinden sonra 4.5 ay Kıbrıs Cumhurbaşkanhğıyaptu 1993 ve 1998'de arka arkaya Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı seçildL kü Türkiye AB üyesi değil. Burada iki nokta var. Birincisi, bugün Yunanlılar değil, Türkiyeli Türkler Kıbns'a gelip yer- leşiyorlar. AB üyeliğiyle Yunanlılar gelebilir. Günün birin- de de Türkiye AB üyesi olabilir. O zaman iki taraftan da hiç kimse buraya gelmeyebilir. tkinci nokta daGüney'deki Rum- lann Kuzey'e geçebilecekleri olasılığıdır. Burada da iki nok- ta var. Kuzey"e geçmeleri olası olan hangi Rumlardır? Gü- ney'de yaşayan Rumlar neden mallannı mülklerini terk edip Kuzey'e geçsinler ki? Mültecilerden söz ediyorsak bu konu görüşme masasında ele alınmalıdır. Ama bu sorun da iki böl- genin tam sınırlannı tespit etmeden çözülemez ki. lkinci konu da mallann değiş tokuşudur ki bu yapılamaz. Çünkü bu konu insan haklan antlaşmalanna aykındır. Ha, eğer in- sanlar kendi istekleriyle mal değişimi yaparlarsa ona da hiç kimse karışamaz. Diyelim ki Kuzey 'deki Rum mallanna ve Güney'deki Türk mallanna karşılıkh olarak el konuldu. Bu- nu yapmak mümkün değildır. Çünkü vatandaşlar Avrupa mahkemelerine giderler ve mallanna el konulduğu için da- va açarlar. Bu onlann hukuksal haklan. Bu Avrupa insan haklan antlaşmalan çerçevesinde çözümlenebilecek çok zor bir konu. - Bir de Türkiye'den gelip KKTC'yeyerleşen Türklerin geri dönmeleri gerektiğini savunuyordunuz— KLERİDES Geri dönmeleri özendirilmelidir. - \asıl? Burada ikinci bir kusak yetisiyor... .KLERİDES Bu iş için uluslararası bir fon kurulmalı. On- lann geri dönüşleri tazminat ödenerek özendirilmeli. Aksi halde Kıbns sorunu çözümsüzlüğünü korur ya da bir çözüm çok zorlaşır. -Sorun iyice karmaşıklaştıgibigörünüyor. Siz birçözüm için umutlu musunuz? KLERİDES Evet. dışar- dan baktığınız zaman çok zor bir sorun gibi görünü- yor. Ama gerçekte, Kıbns'a gelen bu insanlar dediğim gibi yeterince özendirilip Türkiye'yedönmeleri konu- sunda ikna edilebilirler. - Birdeçok sayıda Kıbns- lı Türk 'ün Kıbrıs pasapor- tu almak için bu tarafa baş- vurduklan konusunda ha- berler var. Bu haberler doğ- ru mu? KLERİDES Geçmişte bazı Kıbnslı Türkler pasa- port almak için bize başvur- dular. Ama bugün bunlann sayısı çok arttı. Her yıl 150- 160 kadar başvuru alırdık. Bunlann bır kısroı pasaport- lannın süresini uzattırmak içindi. Öte yandan bu yılın ilk üç-dört ayında Ku- zey'den pasaport almak için bize 500 kadar başvuru ya- pıldı. - Bu kişiler sıradan in- sanlar mı, yoksa işadamla- rı, üst düzey yetkililer de aralarında var mı? KLERİDES Her kesim- den insan var. Amaçları da Kıbns AB'ye tam üye oldu- ğunda AB üyeliğinin getiri- lerinden yararlanmak. Bu da çok doğal. Dikkatimizi çe- ken de bu dönemde gittikçe artan sayıda Kıbnslı Türk'ün pasaportlannı ye- ailemeleridir. - Türk tarafinın bir baş- ka argümanı da 1964y te, BM Banş Gücü 'nü (Ul\- FICYP) adaya göndermek için BM Güvenlik Konse- yi'nin Makarios Hüküme- ti'ni Kıbns Cumhuriyeti Hükümeti olarak tanıyan karan olmasaydı bugün so- run bu ölçüde karmaşık ol- mayacaktı, yönünde. Sizin bu konudaki değerlendir- meniz nedir? KLERİDES Bana göre o dönemde böyle bir konu bile yoktu. Çünkü o sıralarda Kıb- nslı Türklerin akltnda ayn bir devlet kurma fikri bulunmu- yordu. BM Banş Gücü de buraya ancak bir anlaşma yoluy- la gelebilecekti. Dolayısıyla da iki tarafin pratik bir anlaş- masıyla bu yola gidildi. O sıralarda hiç kimse iki ayn dev- let fikrini ortaya atmıyordu. - Sizin Denktaş 'la eskiden arkadaş olduğunuz haberleri basındayer aldı. Bu ayrüık olmasaydı sizce arkadaş olarak kalmaya devam edecek miydiniz? KLERİDES Bir zamanlar ben ona Rauf, o da bana Glaf- kos, derdik. Benim kişi olarak Sayın Denktaş'a karşı her- hangi bir kötü duygum yok ki. Görüş aynlıklanmız var, o kadar. O kendi toplumunu, ben kendi toplumumu temsil ediyoruz. Çünkü Kıbns görüşmeleri iki toplum arasında ce- reyan ediyor. Her iki toplumu da temsil ediyor olsaydım gö- rüşmelerde tek başıma oturmak zorunda kalırdım. Kendisi- ne, görüşmelerde aynı düzeydeyiz. diye defalarca söyledim. Çünkü görüşmelerde ben Kıbns Cumhuriyetı'ni değil, ken- di toplumumu temsil ediyorum. BM Güvenlik Konseyi ka- rarlan çok açık. "İki toplum arasında görüşmeier" diyor. - Türkiye, hep Kıbns 'a harekâtı düzenlediği için suçla- nıyor. Ama Türkiye'nin bunu, büyük güçlerin aesteği ol- madan tek başınayaptığım düşünüyor musunuz? KLERİDES - Kissinger o sırada Watergate skandahyla uğ- raştıklan için bu gelişmenin dikkatinden kaçtığını ileri sü- rüyor. "Buna inanmıyorum" dedim. Sayın Ecevito günler- de Londra'ya gidip tngiliz Hükümeti yetkilileriyle konu^- muştu. VVllson, Ecevit'in o askeri müdahaleyi Ingiltere'yle birlikte yapmak istediğini söylediğini, ama Ingiltere'nin bu- nu geri çevirdiğini belirtti. Hatta Ecevit. askeri harekât için tngiliz üslerini kullanmak istemiş. îngilizler teklifi geri çe- virirken Türkiye'nin bu işe girişmemesini de telkin etmiş- ler. Bana göre o sırada Türkiye'ye yeşil ışığı ABD ve Kis- singer yaktı. Kissinger'in düşüncesi bizim iki bölgeli bir fe- derasyonu kabul etmemizdi. Cenevre görüşmelerindeki po- zisyonu da buydu zaten.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle