25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZİRAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 Tekfen Karadeniz Orkestrası, Şef Saim Akçıl yönetiminde bu gece Aya İrini'de konser verecek Çabşmalara notaiarla sonNENAÇALİDİS Şef SaimAkçıl'ın kurduğu Tekfen Karadeniz Orkestrası, 29. IstanbuJ Müzik Festivali kapsamında bugün saat 19.30'da Aya irini Müzesi'nde bir konser verecek. Her konserde farklı bir bölgeye ait enstrüman çalmakla ünlenen or- kestranın bugünkü solisti Adalet Ve- zirov, Azerbaycan'ın enstrümanı olan 'kemança' ile müzikseverlere seslenecek. Orkestra, 19 Haziran'da Conrad Otel'de, 23 Haziran'da Ata- köy Marina ve 25 Ekim'de Antal- ya'da olacak. - Tekfen Karadeniz Orkestra- sı'nın olusumundan söz eder misi- niz? SAİM AKÇIL-1992 yılında Ka- radeniz Ekonomik tşbirliği enteg- rasyonunun kuruldugunu televiz- yonda izlemiştim. Bunu görünce aklıma deklarasyonu imzalayan ül- ke sanatçılan ile bir orkestra oluş- turma fikri oluştu. Proje için Tek- fen Holding Yönetim Kurulu Baş- kanı Nihat Gökyiğit'le görüştüm. Kendisinden aldığım olumlu ce- vapla orkestrayı 45 günde oluştur- dum. Antalya'da yapılan Ekonomik Işbirliği toplantısında da ilk konse- rimizi verdik. Amacım, ekonomik yapılanmaya bir üstyapı olarak sanatsal bir şey- ler yaratmaktı. Hayal gibi görünen bu projeyi sponsorlanmız sayesin- de gerçekleştirdim. Önceleri 'Ka- radeniz Oda Orkestrası' olarak ta- nınan ekip, Tekfen Holding spon- sorluğu ile Tekfen Karadeniz Or- kestrası adını aldı. 'Yılda bir defa toplanıyoruz' - 22 ülke, 47 sanatçı ve 1 solistten oluşan orkesrraıuzın içinde hangi üJ- kelerden sanatçılar yer alryor? Sa- natçı seçimini neye göre yapıyorsıı- nuz? AKÇEL-11 ülke ile başladığımız projeye 1998 yılında yapılan 'tki Denizin Öyküsü Enerji Konferansı' bünyesindeki Hazar Denizi bölge- sinden 5 ülkenin müzisyenlerini kattık. 1999'dagerçekleştirilen 'Üç Denizin Öyküsü Enerji Konferansı' vesilesiyle Doğu Akdeniz'in 6 ülke- sini de aramıza aldık. Yılda bir de- fa bir araya gelip Uluslararası Ener- ji Konferansı'nda konser veriyoruz. Provalanmızı 15 gün önceden Is- tanbul'da yapıyoruz. Sanatçı seçi- isT.NBuı 2e. ULUSLARARASI KU17UR İCTflMIIIII «SANAT "SÎANBUL UAKFI MÜZİK FESTİVALİ mini konuk şef olarak katıldığım yurtdışı gezilerim esnasında belır- liyorum. Mesela Doğu Akdeniz ül- kelerinden sanatçı bulmak çok zor. Durum böyle olunca araştırmak ge- rekiyor. O zaman o ülkenin opera- lanna, konservatuvarlanna gidip sa- natçı buluyorum. - Her konserde farklı bir enstrü- manı tanıüyorsunuz._ AKÇDL - Amacım farklı bir şey- ler yaratmak. Onun için de orkest- ranın kurulduğu coğrafyada yer alan milli enstrümanlan solist ola- rak angaje etmek istedim. Mesela Suriye'den bir ut virtüözü, Bulga- ristan'dan kaval, Azerbaycan'dan kemança, Rusya'dan domra, Kaza- kistan'dar kılkobuz gibı enstrüman- lar getirdik. Ortaya insanlann seve- ceği ilginç ve güzel şeyler çıktı. Orkestra'nın belgeseli yaptlacak - Festhal kapsamuıda vereceğiniz konserde, soiistiniz Adalet Vezirov 'kemança' çalacak. Kemança nasıl bir enstrüman? AKÇIL - Kemança, Azerbay- can'a ait bir enstrüman. Karade- niz'deki 'kemençe' ile hiçbir ilgisi yok. Tamamen kabakkemaniye bi- çiminde bir saz. Keman gibi dört te- li var, son derece lirik ve dramatik bir tırusı var. - Farkh enstrümanlar için reper- tuvarhazniamakzor. Sizbu durum- anat vasıtasıyla evrensel bir dil olan müzikle bu ülkelerin sanatçılannı birbirlerine . . yaklaştırdım. Dostluk ve banş mesajı verdim. Müzikle bir dostluk ve istikrar kurulabileceğini göstermek istedim. Tüm müzisyenler birbirleriyle kaynaşmış durumdalar. Bir düşünün; Azeri ile Ermeni aynı sehpada oturup müzik yapabiliyor, keza Israilli ve Filistinli için de aynı durum geçerli.' da nasıl bir yöntem izliyorsunuz? AKÇIL - Tüm bu enstrümanlar için bestelenmiş eser bulmak zor. Mesela bu konser için H. Hanmem- medov'un Kemança Konçertosu var. Bu eser, senfoni orkestrası için yapılmış. Taşkent'te verdiğimiz bir konser esnasında 'çenk' diye bir saz vardı. Çoğu sesli sazlar olduğu için onlan klasik orkestra ile çalmaya imkân yok. Kimi zaman bazı beste- cilerle iletişime geçip beğendiğimiz parçalan orkestra için uyarlaması- naı istiyoruz. Önümüzdeki sezon çenk çalan bir arkadaşımız orkest- ramızın konuğu olacak. - Konser repertuvannızı neye gö- re sapüyorsunuz? AKÇIL - Yılhk bir program yap- mıyoruz. Yerleşik bir orkestramız olrnadığı için çalışmalanmız da bel- li zamanlarda oluyor. Onun için re- pertuvar seçimini de ben yapıyo- rum.Orkestranın büyük birbölümü yurtdışında yaşıyor. Oda orkestrası formasyonunda Türkiye 'den çok az müzisyen var. Nefesli sazlan genel- de Türkiye'den alıyoruz. Opera, senfoni orkestrası ve konservatuar- daki arkadaşlarla çalışıyoruz. Yurt- dışından yüzde 95 oranında yaylı sazlan getiriyoruz. Repertuvanmız- da klasik, romantik, barok gibi tarz- lara da yer veriyoruz. Kimi zaman da hiç tanınmamış bestecilerin eser- lerini çalıp insanlann beğenisine su- nuyoruz. -10. kunduşyıhıuznedeniyie ferk- h bir proje düşünüyor musunuz? AKÇIL - Evet. Bu bir belgesel olacak. 'Aral' belgeselini çeken dos- tumuz bizim için de bir şeyler hazır- layacak. 22 ülkeden oluşan orkest- ramızın bütün üyeleri burada ve çe- kimler başladı. Kuruluşumuzdan bugüne kadar geldiğimiz noktarun bir panoramasını verecek nitelikte bir çalışma olacak. Belgeselle eş za- manlı olarak bir de kitapçüc çıkar- mayı düşünüyoruz. 'Siyasilere örnek olmak istedik' - Çahşmalannızı bir albümde top- lamayı düsündünüz mü? AKÇIL - Her konserimizi CD'ye aktanyoruz. Fakat bu çalışmalan eşe, dosta ve yakın kişilere dağıtıyo- ruz. Ciddi anlamdapiyasaya sunulan birçalışma değil. Piyasaya sunmanın bazı prosedürleri ve sorunlan var. Henüz o aşamaya gelmedik. Keşke her arzu eden bu konserleri satın ala- bilecek duruma gelse. - Siyasetçilerin yapamadığı uzlaş- mayı siz müzikle sağbyorsunuz... AKÇEL- Sanat vasıtasıyla evren- sel bir dil olan müzikle bu ülkelerin sanatçılannı birbirlerine yaklaştır- dım. Dostluk ve banş mesajı ver- dim. Müzikle bir dostluk ve istikrar kurulabileceğini göstermek iste- dim. Tüm müzisyenler birbirleriyle kaynaşmış durumdalar. Bir düşü- nün; Azeri ile Ermeni aynı sehpada oturup müzik yapabiliyor, keza Is- railli ve Filistinli için de aynı durum geçerli. Konserlerimizde üyemiz olan tüm ülkelerin bayraklannı ko- yuyoruz. Bu davranışla siyasilere de örnek olmak istedik. M Adalet Vezirov, adına Ithaf edllen konçertoyu seslendlrmek üzere kemançasıyla Istanbul'da üzikle nefes alan ceviz ağacı İlk ve tek göz ağrısı • • Uç kuşak müzikçi"Biz atadan gördük müziği'' dfyor Adalet Vezirov. 51 yaşmda. Taro 40 nldırkemança çaîıyor. Müziksever bir bürokratın, müzisyen olan üç çocu- fundan biri. 1969'da BuJbul Müzik Okulu'nu, 1974'te Bakû'daki Üzeyir Hacıbeyov Müzik Akademisf ni bitir- ci. Şimdi bu okulda kemança tekniği cğretiyor. Aynca, Sungaiddeki müzik tolejinin yönericisi. Klasik müziğin \anı sıra solo olarak ya da gruplarla rtantik müzik çalryor. 1987'demugam içlüsüyle katıldığı Semerkant Fesri- tali'nde 46 ülkenin halk müziği gru- hı arasından kazanümış bir de birin- aliği var. Adına üç konçerto ithaf edi- tn Vezirov, 30 yıldır dünyanın dört bir ?anmda konserler veriyor. Fakatne ya- âk ki bu konserlerde sadece *mu- gun" çalıyor. Klasik orkestrayla ver- üği konser sayılı. En az 50 yasında olduğunu tahmuı etiği, ilk hocası ElmanBedelov'un he- dyesi kemançayı kullanıyor yıllardır. 'Çaigmnn nemden etküeıunesi gere- fcr. Fakatİstanbui'agektiğindesesiiyî- egüzelleşiyor, bu şehri sevjyor" diyor. lonservatuvardaki yıllarda çaldığı pi- \ano sayılmazsa kemança ilk ve tek pz ağnsı: "Ben bu çalgıyla nefes an- »rum. Başka hiçbir ensrnimanı çirf- ııak istemezdim."" Müziği baba gele- cği olarak gören Vezirov, çocuklan- ı da müziğe yakın yetiştirmiş. Kızı aademidepiyanoeğitimi, löyaşında- i oğlu, Bulbul Müzik Okulu'nda kmança eğitimi alıyor. SERHANYEPİG Karadeniz kıyısında horon teptiğimiz, klasik Türk müziğinde hüzünlü sesiyle içlendiğimiz kemençeye hıç benzemeyen Iran kökenli bir çalgı kemança. Aralanndaki tek benzerlik, diz üstünde ve yayla çalınmalan. Geçmişi yaklaşık 500 yıl geriye uzanıyor. Azerbaycan'da o top- raklann sesini, rengini almış; Iran'dakinden çok farklı birtınıya bürünmüş. Gövdesini dinlendi- rilmış 'yahşi' ceviz ağacından oyuyor Azeriler. Sapını erik ağacından, mandallannı armuttan kesiyorlar. Yay iyi tınlaması için mutlaka ardıç- tan yapılıyor; kıllan malumunuz: At kuyruğu. Cevizden gövdenin arkasına mandalina büyük- lüğünde bir delik. ön yüzüne ise kapak açıyor- lar. Sonra ön yüzünü mersinbalığının derisiyle kaplıyorlar. Telleri geçen yüzyılın başına kadar üç taneydi. Artık dört telli. Iranlılarınki gibi ipek değil; gitar teli kullanıyor Azeriler. Bu ka- dar zahmetin sonucunda ortaya çıkan, keman- dan yanm oktav daha düşük ses kapasitesine sa- hip, ustasının elinde keman, hatta çello gibi tın- layabilen bir çalgı. Çalması kemandan çok daha zor. Telleri yu- varlak sap etrafinda yer aldığı için aynı hizada değil. Yayın tümüne temas etmesi ancak çalgının ekseni etrafinda seri hareketlerle ileri geri döndü- ^ rülmesiyle mümkün. Azeri komşu- lanmız klasik Türk müziğine benzetebi- leceğimiz 'mugam'lan çalıp söylüyorlar kemança ve tar eşliğınde. Günümüzde bu çalgının pirlerinden biri olan Adalet Vearov'un anlattıklanna bakılırsa Aze- ri kemançacılar konservatuvarlarda zor- lu bir eğitimden geçiyor. Bir yandan ge- leneksel makamlan öğrenirken diğer yan- dan klasik keman repertuvannın belli başlı tüm eserlerini, yani Bach, Vivaldi, Mozart'lan ke- mança uyarlamalanyla seslendirip ufuklannı açıyorlar. Hanmehmedov 70 yaşmda vazdı Tar için onlarca konçerto yazan Azeri bes- tecilerin kemançayla ilgilenmesi, Vezi- rov'un parladığı 1980'li yıllann başına rastlıyor. Kara Karayev'in öğrencisi Hacı Hanmehmedov, 1987'de Vezi- rov'u dinleyip büyülendikten sonra bir konçer- to yazmaya karar veriyor. Müzik tarihindeki muhtemelen ilk kemança konçertosu bu. Uz- manlann söylediğine bakılırsa 70 yaşında bir bestecinin kaleminden çıktığı için ve olgunluk dönemi eseri olduğu için, şimdiye kadar yazı- lanlann en esashsı. Vezirov'a ithaf edilen eser üç bölüm. Otantik çalgının yaratacağı ilk çağ- nşımla 'modernize edilmiş halk müziği' sanıla- bilecek eser, aslında bu anlayışa uzak durula- rak bestelenmiş. "Kemançanm tüm olanaklan- nı sergikyen bir yapısı var, bazı yerleri çok zor, ba- zı yerlerde çalgının dramatik açıdan ne kadar güçlü olduğu ortaya çüayor" di- yor Adalet Vezirov. konçertodan bahse- derken. Yine onun anlatımıyla aktarmak gerekirse Aze- rilerin ulusal kımliğini bulma sürecini yansıtı- yor. Eserin ilk bölümü sabn, ağır başlılığı sim- geliyor. tkinci bölüm bir ağıt havasında. Son bö- lüm ise savaşkan karakterli. Gûmrükte bile tajunıyor 1999'da Tekfen Karadeniz Solistleri'yle Is- tanbul'da seslendirilen Hanmehmedov'un kon- çertosu büyük ilgi gördü. Birkaç kez TRT'nin farklı kanallannda yayımlandı. Bu sayede Ve- zirov, artık Türkiye 'de gümriik polisleri tarafin- dan bile tanınıyor. "Pasaportpolisi damgayı ba- sarken *Iyi sanatçıya helal olsun' dedi. Ismim- den, simamdan tanımış. ne kadar gurur duy- dum bilemezsiniz." Konçerto, gördüğü büyük il- gi üzenne bu yıl Istanbul Festivali'nin repertu- vanna alındı. Vezirov, Karadeniz Solistleri'yle çalmaktan özellikle mutlu olduğunu anlatıyor: "Yaklaşık 20 ülkenin incüeri seçihp bu orkestra oluşturulmuş. Vapüan muztğin düzeyi çok yük- sek. Aynca aralanndaki diyatog, ülkeler arasmdaki anla>ışı, kar- deşfiği va>abilir. Bu yüzden çok önenısiyorum orkestrayL" Vezirov'a adanmış iki ke- mança konçertosu daha var: Prömiyerini geçen yıl CRR'de Karadeniz Solistleri'yle yaptı- ğı 1987 tarihli Zaldr BaguDv bestesi ve yeni tamamlanan Tevfik Bakihanov'un çalış- ması. Bunun yanında kla- sik müzik formunda ya- zılıp ona ithaf edilen eserlerm sayısı da beşi buluyor. Vezirov, ke- mançanın klasik müzik- teki varlığı konusunda umutlu: "Inşallahbueser- ier Türkiye'deseskndirikiikten sonra tüm dünyada duyulacak. Kaynaksızhkyüzünden beste yapan genç- ler, klasik konçertolara yönelecek." Kon- ser bu akşam saat 19.30'da Aya irini'de. Saim Akçü'ın yönettiği Tekfen Karadeniz Solistleri Orkestrası 'nın reperfuvannda Hanmehmedov'un kemança konçertosu- nun yanı sıra Ferit Tüzün'ün 'Esintiler'i, | Beethoven'ın 7. Senfonisi de yer alıyor. 38 yaşuıdaki Deborah Bıül baleyi bıraktı. Heyecan, sahneye veda ettirdi Külrür Servisi - In- giltere'nin en önemli balennlerinden Debo- rah Bull, bu ayın ba- şında son gösterisini yaparak baleye veda etti. Bull, baleyi bırak- masının nedeninin sahneye çıkarken ya- şadığı sinir bozulduğu ve heyecan olduğunu söyledi. Ünlü baleri- ne'Krahyet Opera E- vi'nin (Royal Opera House) iki yeni stüd- yosunun (Clore ve Linbury) sanat yönet- menliği teklif edildi. Modem dans perfor- manslanyla ve koreog- rafiye yenılikçi yakla- şımıyla ün kazanan Bull, son performansı- nı bu ayın başında Kra- liyet Balesi 'nin (Royal Ballet) yöneticisi Ant- hony Dowell'ın emek- liye aynlması nedeniy- ie yapılan bir galada gerçekleştirdi. 18 yaşında Covent Garden'a giren ve on yıl boyunca burada başbalerin olarak çalı- şan Bull, şu anda 38 yaşında. Eskiden de sahneye çıkarken he- yecanlandığını, ama şimdi daha farkh oldu- ğunu belirten Bull, "Yaşlanmak sinir bo- zukluğumu daha da arttırmış olmalı. Yaş- lanmak ayıu zamanda ısmmamn da daha uzun sürmesi aniamı- na geirvor. Yaralanma riski daha fazia" dedi. Mîna Urgan anridı • Istihbarat Servisi - Yazar Prof. Dr. Mîna Urgan. ölümünün 1. yıldönümünde Aşiyan Mezarhğf ndakı mezan başında anıldı. 85 yaşında kalp yetmezliği sonucu yaşamın) yitiren Mîna Urgan için düzenlenen törende konuşan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, "Onsuz geçen bir yıl, onun savunduğu değerlerin doğruluğunu bir kez daha gösterdi" dedi. Urgan'ın düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi düşünen bir kişi olduğunu anlatan Uras, "O, 'Her koyun kendi bacağından asılır' anlayışıyla koyun kafalı ohnayı reddedenlerin, emperyalizme karşı çıkanlann esin kaynağı olinuştur. Serada yetişen aydm ömeği ile örgütsel mücadeleyi bağdaştırmış bir insandır" dıye konuştu. Mîna Urgan, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde uzun süre öğretim üyeliği yaptı. Çevirilerinin yanı sıra "Elizabeth Çağı Tiyatrosu'nda Soytanlar, Sir Thomas More ve Shakespeare" üzerine iki ciltlik kitap yazan Urgan'ın "Shakespeare ve Hamlet", "Ingiliz Edebiyatı Tarihi", "Virginia Woolf" ve "Lawrence" adlı incelemeleri yayımlandı. ÖDP'nin kurucu üyeleri arasında bulunan Urgan'ın "Bir Dinozorun Anılan" ve "Bir Gezginin Anılan" adlı kitaplan da bulunuyor. Caz Ödülleri 2001 sonuçiandı • NEVVYORK (AP)-Caz Gazeteleri Birliği'ne (Jazz Journalists Association) ait Birdland Caz Kulübü'nde düzenlenen 'Caz Ödülleri 2001', 14 Haziran'da New York'ta düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Saksofoncu Joe Lavano, '52nd Street Themes' adlı albümüyle bu yıl kazandığı Grammy Ödülü'ne 'yılın müzisyeni" ve 'yılın albümü' dallannda olmak üzere iki ödül daha ekledi. Törende Lovano'nun dışında iki ödül alan bir diğer isim de 'en iyi tenor saksofoncu' ve 'yaşam boyu başan' dallannda kazandığı ödüllerle Modern Caz Çmartet'in uzun süreli müzikal direktörü Sonny Rollings oldu. Törende aynca şarkıcı Jane Monheit'in 'Never Never Land'i 'yılın çıkış yapan albümü' ödülünü kazandı. Caz Ödülleri, her yıl Caz Gazeteleri Birliği tarafmdan 350 yazar, yayıncı, fotoğrafçı ve medya profesyonelleriyle cazcılar tarafından veriliyor. Dapiil Bhan'dan 2001e' • Kültür Servisi -Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan perşembe günü Almanya'nın Bochum kentine turneye gidiyor. Turae kapsamında konservatuvann profesyonel topluluklan ve öğrencilerinin birlikteu'ği ile oluşturulan 'Darül Elhan'dan 2001 'e adlı bir gösteri sunulacak. 26 Haziran'a kadar sürecek turnede, çağlar ve türler arasında yapılan bir gezinti nitelığindeki bu gösteri, özgün Türk müziği ve çok seslendirilmiş halk müziğinden klasik Batı müziği ve baleye geçişi sergiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle