10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1£ HAZİRAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HiJVv-fl ı U I T J J . / ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13 10.8 katrilyon liralık teklif geldi, Hazine Müsteşarlığı 9.3 katrilyon liralık takası kabul etti faturası kamuyaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ozel ban- ka,ann açık pozisyonlannın kapatılması, kur risderinin devlete yüklenmesi ve düşük faizli kâğıtlann yerine yüksek faizden kâğıt değişim olanağı venlmesıyle bankalann kurtanlmasına yönelik takas ihalesinin sonuçlan açıklandı. Takas ihalesine nominal 10.8 katnlyon lira- lıkteklıf gelirken Hazine net 8.5 katrilyon lira- lık takas yapmayı kabul etti. Hazine Müsteşar- lığı dün aksam saatlerinde yaptığı açıklamada ise 850 trilyon liralık daha ek takas yapılaca- ğını duyurdu. En az 3 katrilyon lira teklif gel- mezse iptal edilebilecek olan ihaleye gelen yük- sek teklif, bankalar açısından çok kârlı bir iha- le gerçekleştirildiğini de ortaya koydu. Takas karşılığında veri- len kâğıtlann 3 "te f --„ 2'si dövize en- •* • " deksli olması- ı ' • J na ve 3-5 yıl • Takas ihalesi bankacılık camiası tarafından büyük sevinçle karşılandı. Bakan Derviş, ihalede Hazine'nin borçlanmasınm uzun vadeye yayılmasının maliyetler yönünden olumlu olduğunu ileri sürdü. vadeli kâğıtlar olması nedeniyle bu süre içinde dövizin gidişatı bilinmemesine karşın Devlet Bakanı Kemal Derviş, takas operasyonu ile Ha- zine'nin borçlanmasınm uzun vadeye yayılma- sının maliyetler yönünden olumlu olduğunu ileri sürdü. Takas ihalesine kabul edilen 23 senedin yer aldığı 2 ayn gruptan birinci gruptakilere net 5.7 katrilyon lira, ikinci grup senetlere ise 5 katrilyon lira teklif geldi. Kamu Finansman Ge- nel Müdürü Tülay Şaylan. nominal olarak geri alınacak 8.9 katrilyon liralık bu senetlerin ka- lan vadesi 5.3 ay iİcen yeni senetlerle ortalama vadenin 37.2 aya uzatıldığını açıkladı. Şaylan, ihalede "fîyatgarantisiverüen" rekabetçi olma- yan tüm tekliflerin kabul edildiğini belirtirken rekabetçi olmayan tekliflerden birinci grupta değişimi kabul edilen senetlere net 1.4 katril- yon lira, ikinci gruptaki senetlere de net 1.5 katrilyon lira teklif geldiğini bildirdi. Şaylan, net bazda dövize endeksli olarak ta- kas sonucunda verilen kâğıt tutannın 4.8 mil- yar dolar, 2.8 katrilyon lirada TL cinsinden kâ- ğıdm ihraç edilmiş olduğunu bildirdi.Takas so- nucunda 17 Haziran'dan bu yıl sonuna kadar toplam 45.8 katrilyon lira olan iç borç geri öde- me yükü. takas sonrasında 40.1 katrilyon lira- ya indi. Böylece 5.7 katrilyon liralık yük azal- tılmış oldu. Merkez Bankası, takasla verilecek 100 bin li- ralık nominal fiyatlı 1 yıllık ve 2 yıllık TL kâ- ğıtlannm ihraç fiyatınm 97 bin lira olduğunu anımsatırken 3 yıllık kâğıtlara gelen tekliflere göre belirlenen 5 yıllık dövize endeksli kâğı- dın geri alınan birinci grup senetler için ihraç fıyatının 76 bin 360 lira olduğunu, geri alınan 2. grup senetlerde ise 77 bin 636 lira olduğunu bildirdi. 850 trilvoııluktakas daha • . Hazine Müsteşarlığı, akşam saatlerinde yap- tığı açıklamayla borç takasının boyutunu TAP (devlet iç borçlanma senetlerinin daha önce be- lirlenmiş fiyatlarla Merkez Bankası kanalıyla satışa sunulması) yöntemiyle daha da arthraca- ğını duyurdu. Vadesi daha yakın zamanda do- lan birinci grup senetler için 500 trilyon, vade- si 2002 ağırhklı olan ikinci grup senetler için de 350 trilyon lira olmak üzere 850 trilyon li- ralık daha ek takas yapılacağı kaydedildi. Derviş: Reel sektör için yapıldı İJakan, takasla A.NKARA (Cumhuriyct Bürosu) - Dev- borç VCldesİnİYl ' e t Bakanı Kemal Deniş, "özel bankalara aktanm" olarak değerlendirilen takas iha- lesinin, bankacılık sisteminin reel ekono- miye daha i\ i hizmet vermesini sağlama- ya dönük olduğunu ileri sürdü. Derviş, dün Hazine bürokratlanyla bir- likte düzenlediği basın toplantısıyla takas ihalesinin sonuçlannı açıkladı. İhalede olu- şan yüzde 14-15 'lik getiri oranının bugün- kü piyasa koşullannda olumlu olduğunu savTinan Derviş. "Diğer ülkeler aynı takası yüzde 16-17 malhetle gerçekleştirdi" dedi ciddibirşeMlde ıcadığını ve malivetinin de uygun olduğunu savundu. Toplantıda, Derviş'in dikkat çeken açıkla- ma ve görüşleri şöyle: 0 Lluslararası destek kamu finansman dengesini düzetaneve yeterii bir destek ol- madı. Takasla kamu finansmanı ciddi ölçü- de rahadayacak. # Bankalar ihalede sorumlu davranıp, uzun vadeli ekonomı dengesini düşünerek teklifte bulundular. Bu nedenle takasta ka- bul ettiğimiz miktan yüksek tuttuk. # Takas, programın ana amaçlanndan olan büyüme ve isühdanıın sağlanmasına geretdi altvapıyı sağlamak üzere vapıldı. Bankacılar sevindi, kaybeden yine halk oldu Ekononû Servisi - Akademisyen- ler, iç borç takasını "banka kurtar- ma operasyonu" olarak nitelendi- rirken bankacılar da takas sonuçla- nnı olumlu karşıladılar. Dr. Öztin Akgüç. iç borç takası sonuçlanyla kaybedenin kamu kesi- mi olduğuna işaret ederek "Kur ris- kfaıi kamu üstknmiştir. Hem de faiz yükü altına girmiştir. Faizicr dolar bazında yüzde 14-15. Burada banka- lar kazanıyor" açıklamasını yaptı. • Kamunun sırtmdan bankacılık sistemine kaynak aktarmanm sürdürüldüğünü ifade eden Dr. Öztin Akgüç, operasyonun yanlış olduğuna işaret etti. Akgüç'e göre borçlanmadan çıkış yolu vergilendirme. Operasyonun bankalar için cazip olduğunu söyleyen Akgüç, "İçborç takası yohryla bankalara kâr rrans- feri yapılarak bankalann pozisyon açıkİaruun kapatılması guişiminde bulunuluyor. lakas yoluyia banka- lann zaraıian önkndiğigibi banka- lann dövizvarhklan artnnlarak po- zisyon açıklan da daratoüyor" de- ğerlendirmesini yaptı. Kamunun sırtmdan bankacılık sistemine kaynak aktarmanın sür- dürüldüğünü ifade eden Akgüç, operasyonun yanlış olduğuna işaret etti. Akgüç, "Borçlanmadan çıkış yoluvergüendirmedir. Alamadığınız vergileri bir şekilde alacaksuuz. Ya da moratoryum ilan edeceksniz" görüşünü dıîe getırdı. Kimi bankacılar ise operasyonun piyasalan rahatlattığını söyleyerek "Döviz girişi sağlandı. Operasyon, açık pozisyonlann hittiğini gösteri- yor. Döviz kurlan ve faizlerde düşüş olacak. Bankalar reel sektöre daha iyi hizmet verebflecek" diyorlar. Programın nihai amaa dar getirtivatandaş- lann zor günleri aşmasıdır. Takas operasyo- nu, bankacılık sisteminin reel ekonomiye daha iyi hizmet vermesini amaçlanıyor. # Birçok ülkede böyle bir operasyon için pahalı danışmanlar tutuldu. Türkiye ise gönüllü danışman tuttu. # Operasyonda "bugünü kurtarahm" anlay ışıv la hareket etmedik- Takasla borç \ adesi ciddi bir şekilde uzadı. Maliy cti de uygun. Piyasa içinde oluşmuş bir maliyet- tir. # Takas sonrasında dövize olan talep ödemeler dengesi ve piyasa gereksi- nımlerine göre belirlenecek. # Dolarkuru hedefimiz yok. Enflas- yonu ciddi bir şekilde kontrol altında tutamazsak faiz ve kuru tutmamız mümkün değil. # Enflasyon ve büyümede henüz değişiklik planlamadık. Ancak hazi- ran ayı enflasyon rakamlannı bekliyo- ruz. Temmuz ayında bu yılın ikinci ya- nsına yönelik tahminlere ilişkin yeni bir çalışma yapılacak. # Takasla, Hazine, ekonomi ve ban- kalar kazanıyor. Anıa bununla her şe- yi halledemeyiz. Esas amaç. faizi, enf- İasyonu düşünnekve büyümedir. Önü- müzdedaha zoraylarvar. # İç borç takası bir defaya mahsus. Borc Geri Ödemeleri AYLAR Hazıran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam TAKAS ÖNCESİ 9.049 5.973 9.073 5.640 7.788 4.383 3.985 45.891 TAKAS SONRASI 8.066 5.268 8.400 5.134 6.213 3.276 3.819 40.176 (tnlyon TL -) FARK -983 -705 -673 -506 -1.575 -1.107 -166 -5.715 Ihale Grubu GRUP I GRUP II 3 yıllık dövize İhraç Fiyatı 83.628 84.563 endeksli senet Getiri Oranı % 14.89 % 14.45 Takas nedir? Iç borç takası ban- kalann döviz açıkla- rını kapatabilmeleri için gerçekleştirilen bir sistem. Bu yolla bankalann ellerindeki Türk Lirası'na endeksli dev- let tahvillerini dövize dayalı kâğıtlarla değiştirmeleri ve borç vadele- rini uzatmalan sağlanacak. Söz konusu takas işlemiyle bankalann üstlendiği kur riskinin bir kısmı Hazine'ye yüklenerekbankalann mali yapılannın güçlendirilmesi hedefleniyor. Takasa konu devlet kâğıtları Tahvil (tnlyon TL.-) Net ' Nominal Tutar Tutar 3 yıl vadeli dövize endeksli 2.828 _; 3.367 5 yıl vadeli dövize endeksli 2.828 3.679 j vadeli TL cinsi 2 yıl vadeli TL cinsi 1.672 1.156 Toplam 8.485 1.724 1.192 9.962 D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGİNYILDIZ0ĞLlI i0/VDR4er9m.yildi2o9lU(7,btiateraeU<.n, Gündemde Yeni Bir Balkan Savaşı mı Var? - III Bu köşede konuya, son değindiğımizde, Make- donya'da yeni başlayan çatışmalann, kimilerinin sandığı gibi, kısa sürede çevrelenerek söndürüle- cek gıbı olmadığını konuşmuştuk. (Dünya Ekono- misine Bakış, 26/03/01). Makedonya'daki Arna- vLrtların etnik hakları için mücadele ettiğini söyle- yen Ulusal Kurtuluş Ordusu, hem Makedonya içinden, hem de Kosovalı Arnavutların örgütü UÇK'den destek alıyordu, hem de başlayan süre- cin ABD'nın bölgedekı "kanşık hesaplanyla", CIA'nın gizli operasyonlarıyla (Global Politikül- tür, 28/03/01) ilışkili olduğunu, ABD güçlerinin Ar- navut gerillalara en azından göz yumduğunu gös- terenverılervardı. Üstelık ABD'nın DaytonAnlaş- ması'nın ve Kosova düzenlemelerının bölgedekı soruna çözüm getirmedığinı, şımdi etnik olarak homojen küçük devletler kurulmasına ilişkin bir projenin ABD savunma çevrelerinde giderek güçlendiğini düşündüren gelişmeler de vardı. Kimi gözlemciler bu bağlamda ABD'nin şimdi etnik olarak homojen (Arnavut) büyük Kosova projesini benimsemeye başladığını düşünüyor- iardı. Bu da ister istemez Makedonya'nın bö- lünmesi anlamına gelecektı. O günlerden bugüne Balkanlar'daki trajedi ağırlaşmaya devam etti. Peki, bölgede özellik- le ABD açısından çozülmesı gereken sorun aca- ba neydi? Bu hafta, bu konuya değinerek Ma- kedonya ve Balkan sorununu daha geniş bir bağlamda değerlendirmeye olanak verebilecek bazı verilerı aktarmak istiyorum. Petrol boru hatları Avrupa Komısyonu'yla, Arnavutluk, Ermenis- tan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yu- nanistan, Moldova, Romanya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna'nın bırlıkte kurdukları Karadeniz Böl- gesel Enerji Merkezi'nın web sıtesındekı btr ha- rita (http://www. bsrec.bg/taskfor- ce/SYNERGY/ oilprojects2.htmO, Kafkas- ya'dan gelen hampetrolü Avrupa'ya ulaştırmak uzere planlanmış bir boru hattı projesinin geçece- ği yolu gösteriyor. Bulgaristan'ın Burgas limanın- dan başlayan, Bulgaristan, Makedonya ve Ar- navutluk tan geçerek Vlore lımanında Adhyatik Denizı'ne ulaşan bu projenm adı Trans Balkan Boru Hattı. George Monbiot'ın ABD Ticaret ve Gelıştırme Ajansı'ndan aktardığına göre (The Gu- ardian 15/03/01), "Hazar bölgesinden deniz yo- luyla gelen petrolün hacmi, kısa zamanda Bo- ğazlar'ın geçiş güvenliği sınırını aşacak". Bu yüzden Trans Balkan boru hattı, "Ham petro- lün ABD rafinerilerine kesintisiz ulaşmasını, Doğu-Batı koridorunun açılmasında ABD şir- ketlerinin anahtar rol oynamasını sağlayacak ve ABD hükümetinin bölgedekı özelleştirme hedeflerini ileıietecek bir araç olarak büyük öneme sahip." Yıllardır tartışılmakta olan bu petrol boru hattı "bölgenin, doğudan-batıya uzanan, KoridorS olarak da adlandırılan altyapısının önemli bir parçası olacak". Bu ulaşım koridoru projesi Nisan 1994'te Avru- pa Birliği tarafından onaylanmış. ABD tarafından destekienen fızibılite çalışması 1996'da tamam- lanmış. 9 Aralık 1998 günü Sofya'da bir konferans- tım: ABD o zaman burada dünyadakı en büyük üstlerinden binnı kuruyor ve entelijans kaynakla- nnagöre UÇKyi ve CIA'in gizli ordusunu da bu- rada eğıtıyor, silahlandırıyor. BP-Amoco-ARCO-Chevron ve Texaco Prof. Chussodovvski'nın bir araştırmasına gö- re Trans-Balkan boru hattı projesinin arkasında ABD ve ingiliz petrol şirketlerinın oluşturduğu. ABD merkezh AMBO konsorsıyumu var (http://empe- rors-clothes.com/articles/choss/pipe.htm.). Boru hattı projesinin fizibılıte çalışmasınt, ABD Başkan Yardımcısı Chaney'ın şirketi Haliibur- Balkanlar'da yaşanan trajedinin arka planında, Hazar petrolleriyle ilgili güç savaşı var. ta Arnavutluk Devlet Başkanı, "Sırbistan sınırla- n içinde gerçekleşecek bir çözüm kalıcı bir barış sağlamaz" diyerek de bir anlamda, "Eğer Trans Balkan boru hattının gerçekleşmesini istiyorsanız Arnavutlan Sırkpların elinden kur- taracaksınız" mesajını vermış. Monbıot bir nok- taya daha dikkat çekiyor. 1993'te Koridor Projesi onaylanmadan birkaç ay önce, ABD Balkanlar'a barış gücü gönderiyor. Ama, ılginçtir, ABD güçle- rı Sırplarla Kosovalı Amavutlann çatıştığı bölgeye değil, proje güzergâhtna, Makedonya'nın kuzey sı- nırına yerieşiyor. Mart ayındakı yazımda aktarmış- ton'un ortak olduğu İngiliz şirketi Brovvn&Roots hazırlamış. Balkanlar'daki ABD güçlennin gerek- sinimlerini karşılama işi de Halliburton'a verilmış. ABD'nin Kosova'daki devaskeri üssünü ınşa eden şirket de Halliburton. ABD yönetimi, Ticaret ve Gelişme Ajansı'nın Güney Balkan Gelişme Ini- siyatifi aracılığıyla AMBO'nun petrol boru hattı . projesini destekliyor. Chussodowski'ye göre "Avrupa Birliği bu pet- rol boru hattının planlanması ve pazarlığının yapılması sürecinden büyük ölçüde dışlan- mış... Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan ile imzalanan Niyet Memorandumu (MOU) pet- rol boru hattını içine alan bir şeridin iki yaka- sındaki topraklann ve ulaşım koridorunun top- raklannın kullanım haklanm, tümüyte AMBO konsorsiyumuna devretmiş" MOU, petrol boru hattının inşa hakkını, hatta yatınmcılarla ve kredi kaynaklanyla anlaşma yapma hakkını tümüyle AM- BO'ya veriyor. MOU, Bulgaristan, Makedonya ve Arnavutluk hükümetlerini de anlaşmanın bazı mad- delerını gizli tutmaya mecbur bırakıyor. AMBO Ko- ridor-8 projesiyle de yakından ilişkili. Bu proje kap- samında, bölgedeki ilgili sektörlerde. serbestleş- tirme ve özelleştirme işlemleri ise her zamanki gi- bi IMF ve Dünya Bankası gozetımı altında gerçek- leştırılecek. ABD kaynaklı Bechtel, Enron ve Ge- neral Electric, Koridor-8 projesine talip olan şır- ketlenn başında geliyor. Prof. Chussodovvski, bu projelenn ABD'nin Güneydoğu Avrupa'daki nüfuz alanının oluştu- rulması ve Hazar havzasına, Total-Fina-Elf gi- bi Avrupa şirketleriyle rekabet halinde olan. BP- Amoco-ARCO, Chevron ve Texaco gibi ABD ve İngiliz petrol şirketlerinin çıkarlarının korun- masını amaçladığını ileri sürüyor. Chussodovvski'nin bulgularına göre ABD'nin Makedonya'daki gizli operasyonlarının arkasın- da, petrol boru hattı güzergâhında ve Balkan- lar'daki stratejik koridor üzerinde bir seri pro- tektorat oluşturma planı var. Makedonya, Balkanlar'da Avrupa Birliği'yle bü- tünleşme yotunda çok önemli bir adım olan Sta- bilizasyon Anlaşması'nı (SAA) imzalayan ılk ül- keydi. Bu anlaşma, Makedonya'da "ticari ser- bestleşme, siyasi iş birliği ekonomik ve ku- rumsal reformlar ve Avrupa Birliği yasalarının uygulanmaya konulması için birtemel oluştu- ruyordu". SAA, petrol boru hattının ve Koridor- 8'in tam ortasında bir ülkenin Avrupa Birliği'nin sı- yasi ve ekonomik etki alanı içine alınmasına yol açacaktı. Makedonya'nın parçalanarak, kuzeyın- deki Arnavut bölgesinin Kosova'ya bağlanması ya da burada bir protektorat kurulması petrol bo- ru hattı ve Koridor-8 üzerindeki ABD denetimıni garanti altına alacaktır. Makedonya'da oraya çıkan destabilizasyon sürecıni, daha genelde Doğu Avrupa'yı. Bal- kanlar'ı ve eski SSCB cumhuriyetlerini içeren bir bölgede, dev şırketlerın paylaşım savaşının, Wall Street malı sermayesinin, petrol ve sılah şir- ketleriyle birtikte, AB ve Alman Markı (ve Euro) etkisini kırarak, ABD'yi ve dolann egemenliğinı kurma girişiminin bir parçası olarak görmek ve gelişmeleri bu bağlamda değerlendirmek için sanınm yeterince gerekçe var. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Darbe 'Reel'e İniyor Yaşanmakta olan ekonomik bunalımın, üretici ya da reel sektörjere nasıl yansıdığı yavaş yavaş açıklık kazanıyor. Üretim düşüşleri, hükümetin bek- ledığinden çok daha büyük boyutlardadır. DİE ta- rafından geçen hafta açıklanan, 2001 yılı ilk dört aylık üretim endeksi verileri, sanayide (madenci- lik, imalat, enerji, su) dört aylık ortalama olarak yüzde 4.2'lik bir üretim düşüşü olduğunu gösteri- yor; oysa hükümetin, IMF ile üzerinde anlaştığı "Program", bu yılın ilk çeyreğinde, sanayi üretimi- nin büyüme ortalamasını, yüzde sıfır olarak öngö- rüyordu (Tablo: 4). Sanayinin esasını oluşturan imalat sanayiinde ise üretim, Nisan 2001 'de, geçen yılın nisan ayına göre, yanı aylık ortalama olarak yüzde 12.0 azal- mış; dört aylık ortalama, geçen yılın ilk dört ayı- na göre eksi yüzde 4.6 olmuştur. imalatın üretim değişimi, alt sektörler düzeyin- de çok daha ılginç sonuçlar veriyor. İmalat sanayiinin alt sektörleri, genellikle, temel tüketim ürünleri, ara mallan ve yatınm mallan üretimi olmak üzere üç ana gruba ayrılır. Temel tü- ketım sektörlerinin, gıda, tütün, giyim ve deri gibi ürünlerınde üretim ya hiç azalmamış ya da azalış çok sınırlı kalmıştır. Ornegin gıda sektöründe dört aylık ortalama aynı kalıyor; geçen yıla göre de- ğışmıyor. ancak 2001 Nisan'ında geçen yılın ni- sanına göre yüzde 10.2 azalma vardır. Dokuma sanayiinde de dört aylık ortalama olarak yüzde 9.5'e; yalnız nisanda da yüzde 14.1 'e ulaşan bir uretım düşuşü söz konusudur. Bu ikili, yani gıda ve dokuma, imalat sanayiinin her bakımdan önde gelen sektörleridir. Bunlara karşılık giyim sektörün- de, dört aylıkta önemli olmasa da Nisan 2001 'de yüzde 9.7'lik bir üretim artışı vardır. Kâğıt, kimya, metal ana sanayii gibi ara malı alt sektörlerinde ise dört aylık ortalamalara göre, kim- ya dışında, üretim ya azalmamış ya da çok sınırlı oranlarda azalmıştır. Dört aylık ortalamasıyla, kim- ya sanayiinde üretim azalışı yüzde 15.2'dir. Asıl önemli üretim düşüşleri yabnm mallan sek- törlerinde görülmektedir. Yine geçen yıltn ilk dört ayına göre, 2001 'de dört aylık ortalama olarak metal eşya sanayiinde yüzde 24.3; makine ve teçhizat sanayiinde yüzde 18.2; büro, muhasebe ve bilgi işlem makineleri üretiminde yüzde 66.9; tıbbi, hassas ve optik araç ve gereçler üretimin- de yüzde 23.9 ve taşıt araçları ve karoseri üreti- minde yüzde 23.8 üretim düşüşleri yaşanmakta- dır. Diğer ulaşım araçları imalatı ise dört aylık or- talamalara göre yüzde 42.4 büyümeyle alt sektör- ler içinde en büyük üretim artışını yaşamışsa da, bu alt sektörün 2001 Nisan ayı üretimi de, geçen yılın nisanına göre yüzde 4.6 oranında düşüş gös- termektedir. ••• Çıplak sayıların kanıtladığı acı gerçek şudun İmalat sanayii, en büyük üretim gerilemelerini, ya- tınm mallan üretiminde yaşamaktadtr. Oysa eko- nominin düzlüğe çıkmasında asıl etkisi olacak olan, yatınm mallan sektörüdür. Yatınm mallan, yenil- mez, ıçılmez, başka sektörlerin yatırımlarında kul- lanılır. Bu nedenle, yatınm mallan üretiminin bu öl- çüde azalması, asıl öbür sektörlerin yatırım yap- madıklarının da göstergesi olarak önemlidir; yatı- nmlann durma noktasına geldiğinin bir başka kanıtıdır. Yatırım yapılmaması kaçınılmaz olarak iki sonuç verecektır: bunlardan birincisi işsizliktir, ikincisi de gelecek dönemlerde daha yaygın mal ve hiz- met üretimi düşüşleridir Yine DlE'nin son veri- lerine göre, bu yılın ilk üç ayında, geçen yılın son üç ayına göre, çalışan sayısı, 960 bin kişi azalmış- tır. Bunların yalnızca 183 bin kişisi, sanayi işçisidir. Yatırımsızlık, kaçınılmaz olarak yaşanmakta olan ağır işsizleşme sürecini, daha da ağırlaştıra- caktır. Yatırımsızhğın ve buradan üretimsizliğin yarata- cağı bir olumsuz sonuç da yaşanacak olan yerli mal ve hizmet sunumu yetersizlikleridir. Böyle bir gelişme ise kaçınılmaz olarak, enflasyonu art- tıncı bir etki yapacaktır. Hükümet, yatınmlan, enf- lasyonu düşürmek amacıyla kısarken geleceğin enflasyonunun tohumlannı atıyor. Eğer mal ve hiz- met sunumu, dışalım yoluyla arttınhrsa, o zaman, yerli üretim düşüşleri enflasyona neden olmayabi- lir. Kısaca yerli üretimin yerini dışarıdan satın alı- nan ürünleralacak; "yabancılann siz üretmeyin, biz uretelim size satalım" anlayışı geçerii olacaktır. Yoksa, hükümetin, sabah akşam kapılannda borç para dilendiği yabancılar, bunu mu istiyor? yakup(g metu.edu.tr İthal otomobil satışlan geriledi ANKARA (AA)-Yı- lın ilk 5 ayında 25 bin 784 adet ithal otomobil satıldı. ithal Otohıobil- leri Türkiye Mümesil- leri Derneği verilerin- den yapılan hesaplama- ya göre, ocak-mayıs döneminde en fazla sa- tılan ithal otomobil 4.595 adet ile Opel ol- du. Opel'i 4.495 adet ile Ford ve 4.389 adet ile Renault izledi. Aynı dönemde 3.301 adet Volkswagen. 1.635 adet Peugeot, 1.103 adet Lada, 696 adet Skoda satılırken 610 adet Seat, 569 adet Honda ve 562 adet To- yota satışı gerçekleşti. En az satılanlar Ocak-mayıs döne- minde en az satılan it- hal otomobil 1 adet ile MG oldu. MG'yi 4 adet ile Alfa Romeo ve 5 adet ile Ferrari izledi. Yılın ilk 5 ayında 13 adet Porsche, 24 adet de Saab satışı gerçekleşti- rildi. Bu yılın ilk 5 ayın- da, 25 bin 784 adet ithal otomobilin 22 bin 977 adeti AB ve EFTA ül- kelerinden, 1.799 adeti Doğu Bloku ülkelerin- den, 1.008 adeti de Uzakdoğu'dan ithal edildi. Girişe kolayhk ithal binek otomobil- lerde araç emisyonuyla ilgili olarak aranan AT direktiflerine uyma yü- kümlülüğüne esneklik getirildi. Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığı'nın Resmi Ga- zete'de yayunlanan teb- liği uyannca, çıkış ül- kesinde ihracat işlem- leri tamamlanmış veya gümrüklere gelmiş bi- nek otomobiller için AT tip onayı belgelerinde araç emisyonuyla ilgili 98/69/AT direktifı hü- kümleri 30 Eylül'e ka- dar aranmayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle