16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2001 PAZAR DİZt Genç öliiler mezarSUNUŞ Türkiye'nin sol belleğinde 6 Mayıs 1972 önernli bir tarih. Çünkü bu tarih, bir anayasa ile topyekûn bir hukukun çiğnenişine tanıklık ediyor. Ceza, suçu ezip geçmekie kalmıyor, bütün bir toplumun vicdanında kolay kolay silinroeyecek bir iz bırakıyor. Çünkü, Türkiye, genç ölüler mezarhğı haline getiriliyor. Deniz Gezmiş, YiısufAslan ve Hüsevm İnan'ın idamlarıyla Türkiye'nin genç ölüler mezarhğına dönüştürülmesiam adnnı anlıyor. Bu yazıda amaçlanan, Deniz Gezmiş, ile arkadaşlannı birer efsane haline getirmek, başlannın üzerine romantik bir taâle oturtmak değil. Çünkü taleplerinin gerçekliği ile onlara biçilen son ortadan kalkımş değil... 6 Mayıs 1972'den bu yana pek çok kız ve erkek çocuğuna Deniz, Hüseyin ve Yusuf adı konuldu... O çocuklar büyüdü, anne- baba oldu. Deniz ismi hep uzun ötnürlü kaldı; çünkü siyasi otorite, yani gücü elinde bulunduranlar hep aynı suçu işledi: Genç ölüler mezariığında yeni mezarlaraçıldı... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın tanık olduğu süreç "devletin bekaasT ile "bağunsızük" arasındaki savaştı. Bugün"devtetin bekaasır> ndan kastedüenin ne olduğu her zamankinden daha açık. Bağunsızlık çığlığı ise sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada atüıyor, Seattle'da, Hong-Kong'da ve her yerde... Bu derlemede, aşağıdakı kaynaklardan yararianılnuştır 1) Dara|acında 0ç Fidan /Nihat Behram/Gendaş 2) Deniz/ Bir tsyancımn Izleri/ Turan Feyuoğlu/ Belge Yayınlan 3) Türkiye'de Devrimci Gençlik Hareketlen Tarihi/Turan Feyızoğlu. Belge Yaymlan 4) tdam Gecesı Anılary' Halıt ÇelenfcTekin Yayınevi 5) Deniz, Yusuf, Hüseyin/Ahmet Kahraman/ Çivi YazHan 6) Yarüma (1954-1972V Gün Zikü/Ozan Yayıncüık 7) Deniz Gezmiş Olayı/ Hasan Cem 8) Deniz. Yusuf, Höseym- MecHs/Senato 1972 îdam Kaıartan Tutanaklan/68'lilcr Birliği Vakfi Yayınlan 9) îşçı Suufi Sendıkalar 15/16 Haziran/Turgan Annır-Sırtı öztûrk/ Sorun Yayınlan 10) Bizim 68/Aydın Çubukçu/Evrensel Bastnt Yaym 11) Insanlar Tanıdun- Mihri Belli Anılan 11/ Mıhri Belli/DoğanKıtap 12) Denız Gezmiş'ten Yaşar KemaTe Portreler/Oral Çahşlar/Çağdaş Yayınlan 13)12Mart'tanl2Eyiül'e Mamak/Oral Çalışlar/Sıfır Noktası Yayınlan 24 Nisan 1972'de Deniz Gezntiş, YusufAslan ve Hüseyin tnan 'ın ölüm kararı oylanıyordu Asalımmı, asmayalım mı?Denız^Jfusuf ve Huseyın'ın Öyküsü BİZDE GENÇLERI ASARLAR A dalet Partili tlhan Egemen / • Darendelioğlu, Meclis'teki .xJL tartışmalar sırasında şöyle konuşur: "Bugün burada karara bağlayacağımız konu, üç komünist anarşist hakkındaki idam cezasınm uygulanması, daha doğrusu bir formalitenin yerine getirilmesidir." Ve yapılan oylamayla bu formalitenin yerine getirilmesine karar verir. rarih, 24 Nisan 1972. Pazartesi. Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nin kuruluşunun 52. yıldönü- mününhemenertesigünü. Bugün, Tür- kiye Halk Kurtuluş Ordusuüyesi üç gen- *' cin, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hû- seyin İnan'ın asılması oylanacak. Içler rahat. Düşünceler, üzerinde bir saniye bile düşünülemeyecek kadar net, sözler keskin... Önerge üstüne önerge veriliyor; istenilen. konunun ivedilikle görüşülüp sonuca bağlanması... On-on beş yıl sonra bu aceleciliğin nasıl bir hataya yol açtığı görülebilir ya da siyasal dengeler adınaböyle bir cum- le kurulabihr... Olsun, nasıl olsa "Dün dündür. bugün bugündür". Bugünün basbakanı Bütent Ecevit söz isteyip bu aceleciliğe itiraz ediyor: _. He- men hemen aynımahiyettesuclariçin,za- man geçtikçe. yeni değerlendirmeler ya- pıldıkça değişik yargılara vanlmasının mümkün olduğu, son zamanlardaki ba- a askeri mahkeme kararianndan da açıkça ortaya çıkmaktaduu. Söz, Bağımsız Mılletvekili CdalKar- griTda: tdam cezalannın öncelikk görül- mesinde Türkiye'nin sosyal gdeceği ba- kınundan hiçbiryarar görmemekteyim. „ kanuntasansuunöncetikkgörüsülme- si karşısında o\ kuuanmanın-." Sonuçsuz ftlraılar Itırazlar sonuçsuz kalıyor; TBMM, idamlann acılen yerine getirilmesinden yana. Bu öyle bir acelecilik ki, bütün ko- nuşmalar oyçokluğu ile sınırlanıyor. Gnıp sözcülen teker teker konuşuyor: Mustafa Kubflav Imer (Demokratik Partı):... Vatan ve milletin bölünmezli- ği, devletin bütünlüğü yolunda uğrunda bütün mılli siyasi kuruluşlan, komüniz- me karşı mücadelede tek cephe halinde harekete davetimizi de hatırlatarak bu açıdan infazlann lehine rey vereceğimi- zi beyan eyler... tsmet tnönü (Cumhuriyet Halk Parti- si):... Biz bu fikirlerle idamın yapılma- masını ısteriz. Bunun için, yapılsın ve- ya yapılmasın diye idam gibi bir mese- lede arkadaşlanmız arasvnda bağlayıcı karar almadık. Tamamıyla vicdani me- seledir, farklı fikirler ve reyler görürse- niz bunu bizim zaafımıza vermeyiniz... Vefa Tamr: (Milli Güven Partisi): ...Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi, mahkemelerce verilen ölüm cezasının yerine getirilmesini yaşama hakkının ih- lali olarak kabul etmemektedir... MehmetABAybar(Bağımsız Istanbul Milletvekili): ...Bu müdahaleniz ve Meclıs'tengelen müdahaleleTİe pek açık olarak görülmektedir. Bunun kesürme yolu "İdamcezalanaleyhindebu kûrsü- de söz söyletmeyeceğiz'' demektir. tlhan Egemen Darendeüo^u (Adalet Partisi): ...Bugün burada kararabağlaya- cağımız konu, elini kana bulamış, hıya- neti ve mutasavver cinayeti tespit edil- mış üç komünist anarşist hakkmdaki i- dam cezasuım uygulanması, bir forma- Deniz Gezmiş, 16 Mart 1971'de Gemerek'te yakalandı. Aynı gün Yusuf Aslan Şarkışla'da vuruldu. litenin yerine getinlmesidir.. TBMM'de çoğunluğun tahammülü yok, oylamaya, Darendelioğlu'nun dü- şüncesine göre "fannante"ye geliyor. 450 üyeden 323'ü oy veriyor, 275'i ıdamlan kabul ediyor, 48'i reddediyor. Görüşmenin yapıldığı saatlerde, Mamak Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlüler ölüm orucunun altıncı günündeler. ölüm orucu eyleminln gerekçesl Eylemin gerekçesini şöyle açıkhyor- lar: "Son zamlar ve hayat pahahhğı, 1%1'detanuıanhaklanntanıamen orta- dan kaldınlması amacıyla anayasa deği- şikliğine gidilmesi, 'anarşist' tanunıyla devrimcilerin kadedilmesi, Mamak'ta bulunan tutuklulann 'Mahkemeye gidi- yoruz" denilerek MİT'te işkenceye ahn- ması, basına sansür konulmasL-" Avukat Halit Çelenk, ölüm orucunun on ikinci gününde görüşüyor müvekkil- leriyle. Yüzlerinı "san-yeşl" renkte ta- nımlıyor; anılannda Gezmiş'in yürü- mekte zorluk çektiğini, diz çökerek ken- disiyle konuştuğunu, înan'ın bitkinliği- ni, Aslan'ın daha dayanıklı göründüğü- nü yazıyor. Müvekkillerine infazlann engellenmesi için dışanda mücadelenin sürdüğünü anımsatıyor, başanlı olamaz da ınfazlar gerçekleştirilirse... Koğuşla sehpa arasındakı bitİunliklerinin kamu- oyuna nasıl "korku" olarak sunulacağı- nı anlatıyor, böyle bir propaganda için nasıl beklenildiğmi. Üçü de hak veriyor Çelenk'e ve eylem sona erdiriliyor. Beş gün sonra sehpaya giderken baş- lan dik duruyor; sesleri gür, tıpkı veda mektuplannı yazarken olduğu gibi: "—Annemi teselli etmek sana düşüyor; kitaplanmı küçük kardeşime bırakıyo- runu.. Onun bilün adamı olmasını istryo- rum_Unutmasınkibflimleuğraşmakda bir yerde insanhğa hizmettir; son anda yaptıklanmdan en ufak pişmanhk duy- madığımı beürtir seni. annemi, abimi ve kardeşimi devrunciliğimnı olanca ateşi ikkucaklanm. Oğhın Deniz Gezmiş" Deniz in doğduğu yer Ankara Ayaş; yıl 1947. Babası öğretmen, annesi de. Babası Cemil Gezmiş'in anlatımıyla "toraman, okul birincisi, üstün zekâh, yaslılara yardun eden, çocuklan seven bir çocuk". Uk ve ortaokulu Sıvas'la il- çelerinde tamamhyor; 1962'de de Istan- bul'da Haydarpaşa Lisesi'ne yazılıyor. tkinci okul Özel Bilir Koleji. Aynı yıl- larda olmalı. anneannesinin emekli ma- aşını, mahallenın yoksullanna dağıhyor, üstelik ayağında anneannesinin ayakka- bılanyla... Gezmiş'in siyasi yolcujuğu- nu başlatan, Türkiye îşçi Partisi Üskü- dar tlçe Teşkilatı. Henüz lise ikide. Üs- küdar örgütünün 35 No'lu üyesi olarak geçiyor kayıtlara. 1966'da girdiği üni- versite sınavlannda 41 bin öğrencı ara- sında, tercihini Istanbul Üniversitesı Hu- kuk Fakültesi'nden yana kullanıyor. Penlz Cezml; gözattında Kişiliği ve siyasal kimliği ile kısa sü- rede ismini duyuruyor. Türkiye Milli Ta- lebe Federasyonu (TMTF) imzalı ey- lemlere katıhyor. Ege Bölgesı'nde, zey- tınyağı skandalını köylülere anlatırken, Kıbrıs Mitingi'nde, kalabalıklar arasın- da görülüyor. Mitingin Karaköy dura- ğında, bir motora asılı Amerikan bayra- gınıalıyor,bayrakTaksimMeydanı'nda yakıhyor. Gezmiş gözaltına alınıyor. 30 Ocak 1968 te "Devrimci Hukukçular Örgütû" kuruculan arasında görülüyor. Örgütün kuruluş gerekçesi gazetelere şöyleyansıyor Türkiye'nin,emperyafiz- min ve kapitatizmin tahakkümünden kurtulması icin verilen savaşa yarduna ohnak_ Çağn metninde ıse şöyle de- nilıyor: Kryandaemperyaliznıkompra- dor-ağa- mütegallibe üçİüsü. diğer yan- daantiemperyaIist,antifeodalmiDicigüç- ler. Bu şartlarda tarih mademki seni 20. yüzvihn ikinci yansuıda geri kalmış bir ûlkenin insanı olarak yaşamak zorunda bıraktı, sen bu mücadeleve istesen de is- temesen de girmek zonındasın- Mlhrl Belll ile tanışma Gezmiş bu tarihlerde Mihri Beffi ile tanışıyor. Belli, anılannda Gezmiş'in "fraksiyon adamı ohnaması n na dikkat çekiyor; bir eylem söz konusu olduğun- da hemen hemen herkesin "Bu işte De- niz varsa,bendevanm" dediğini. Belli, Gezmiş'in Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) üyesi arkadaşlanyla konuşması- na tanık oluyor, bir gün. "Onlarla laf ya- nşmasma girerseniz kaybedersûuz" di- yor Gezmiş, "Tarüşmayın; ağıziannı aç- nlarnu. yapıstinn tokadı". Ağzına tokat yapıştınlması gerekenlerden kastedilen TlP'liler... Ihtimal, bu konuşmanın oldu- ğu günlerde Gezmiş'in TÎP'le bağı sü- rüyor, Üsküdar Orgütü'ne gidip geliyor. Yaşanılan toplumsal hareketliliği sade- ce TtP ya da öğrenci olaylan yaratmıyor. 1963'ten başlayarak grevler, işçi hare- ketleri birbirini izliyor. Yasal grevlerde bile sendika yöneticileri tutuklanıyor, 1965'te Zonguldak' ta, Kömür tşletme- leri'ndeki hak arama mücadelesi iki iş- çinin ölümüyle sonuçlanıyor. Türk-Iş, bir çözüm ohnaktan uzaklaş- tıkça, yeni bir sendikalaşma hareketinin yolu açıhyor ve 13 Şubat 1967'de DtSK kuruluyor. 1968'de pek çok sektörde grevler, işgaller, yürüyüşler gözleniyor. SÜRECEK BİR YOL HÎKÂYESİ TAYFUN TALtPOĞLU Kendimizden söz etmeyi Pek sevmeyiz aslında Ama "kalıcı olmak" adına bir albüm çıkardık. Adı, "Seyyarı". "Bam Te//"nden bir farkı yok. Çizgimiz, hep aynı... Medya, ne kadar kirietilirse kirtetilsin, ne kadar ratinge veparaya dökülürse dökülsün, gördüğümüz destekle hep direndik. Çünkü, "sağlam durmak" gerek- ti... Bizim hayal kınklıklanmızı "gençler yaşamamalı "ydı. 68 ve 78 kuşağı, sevdalannı ertelemişti hep. Bedelini ödememişti yaşam, "ertelediklerinin..." \\ Bu yüzden belki de, Sağlıklı çıktığımız yolda, Sağlıksız sonuçlar aldılc . Çoğu kez... İşte; bu düşünceler içinde, "özeleştiri" diye manzum bir hikâye yazmıştım, bundan üç sene önce... Yaşadıklarımızı ve yaptıklanmızı "kara/amadan" yanlışı görmek gerekti ama, "yüreğımizi hep koruyarak..." Belki şimdi zamanı geldi Onun için, bu hikâyeyi hem "Seyyah" isimli albüme aldık, hem de bugün size sunalım istedik... Bu, bir reklam değil, yaşadıklanmızın aynası... Özeleştiri Özeleştiri Gül derlemeyi bilmez bizim çocuklu- ğumuz... Türkülerde dinlediği kadanyla tanıdı pembeyi. Adam gıbı sevmeyi, Sevdiği için ölmeyi Duyduysa, Birkaç masaldan, Hepsio... '; ' • Bastığımız kaldınm taşı Dipsiz bir karanlıktı. Slogan gibi çıkardı postallanmızın gı- cırtısı... Sevdalanmak ayıptı, Vakit yoktu anasını satayım.. Öyle bellemiştik. Yüreğimizden inanmasak da Bütün kızlar, Bizim "bacımızdı..." Hesap soracaktık vurguncudan, te- feciden, Intikam alacaktık işbiıiikçiden, Kim ne derse desin, "Değişecekti" bu düzen. Bu uğurda girmediysen kavgaya, Adam sayılmazdın, Ne mahallende, ne okulda... Aç kalmak, en kalitesizini içmek ciga- ran«n, "Racondandı..." Arta kalanı yaşamın, "Buıjuva özentisi..." Yumruklaşmış ellenmızde Tırnaklanmız avucumuzu parçalar- ken, "Güneşi zapiedeceğiz, Güneşin zapn yaton* derken,-' • Kotlanmız goğü delecek kadargergin, Yüregımiz ne kadar büyüktü... Sonra biz büyüdük, Büyüdükçe Yüreğimizi küçülttük... "Yaşamın farkına vann" dediler, Bizden önce düşünenler... Öyle uygun gördüler. Acemi olduğumuzdan bu kirii dünya- da, Kimimiz yitip gittik Çarpık sevdalarda. "Para kazanmanın erdeminden" söz eder olduk. Kaybettiğımize Inandığımız zamanı yakalamak için Olsa gerek, Emekle terieyeceğini düşlediğimiz el- lerimize Tutuşturulan yeşil ya da kırmızı kâğrt- larla yetindik. Ve anladık ki sevgilim, Biz birbirimizi hiç sevmemişiz... Ortasını çoktan geçtık şimdi ömrün... Bir parça şiir, bir parça türkü, Nasırlaşmış yüreklerimizi açabilecek miki? Belki, Belki yanlıştı, Belki göremiyorduk "olamazı..." Ama doğru olan bir şey vardı... Sonuna kadar insandı yüregımiz, Zulme direnecek kadar delikanlı, Bastığımız yen titretecek kadar karar- h... Ve kendimiz dışında herkese insaflı... Hangimiz özlemiyoruz şimdi 0 yoksul kaldınmlan? Olmadı, olmadı biliyorum da Bu intikam bizi çoktan aşmadı mı? İşte, yeniden başladık. Üstelik, savaştıklanmızı tanıdık, Şimdi, ayn gibi dursak da Ayn ayn yollarda, Biliyorum dostlaıi ' •' Gönlümüz hâlâ aynı kutvarda... ttalipoglu(Ş ixir.com 68LİLER BIRLICI VAKFİ KAMPANYA BASLATTI 3 genç insanı idanıa götüren yasa kaklınlsııı • 2 Mayıs 1972'de çıkanlan 1586 sayılı yasanın kaldınlması için düzenlenen kampanyaya imzalanyla öncülük edenler arasında gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı, yazanmız Ilhan Selçuk, Prof. Dr. Türkel Minibaş, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Sönmez Targan ile birçok sanatçı ve yazar da bulunuyor. Istanbul Haber Servisi - 68 kuşağının devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmesi için çıkanlan yasarun yürürlükten kalduılması amacıyla kampanya başlatılarak, TBMM göreve çağnldı. Sanatçı desteği 68'liler Birliği Vakfı'nca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Lokali'nde düzenlenen toplantıda TURSAK Başkanı Ercan Karakaş, Bedri Baykam, Bilgesu Erenus, Berhan Şimşek, Müjde Ar, Mustafa Alabora ve Haşmet Atahan'uı da aralannda bulunduğu pek çok sanatçı ve aydın bir araya geldi. Vakıf Başkam Gökalp Eren yaptığı konuşmada, 2 Mayıs 1972'de çıkanlan 1586 sayılı yasanın, hukuk kurallanna ve kamu vicdanında oluşan güçlü kanıya aykın olarak yalnızca yükselen özgürlükçü ve bağımsızhkçı hareketin ezilmesi amacıyla çıkanldığını vurgulayarak "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'm olüm cezalanmn yerine getirilmesine dair kanun yürüıiükten kakfardmabdır" dedi. "Kuşkusuz üç genç insanm hayata yeniden döndürülmesi mümkün değOdir" diyen Başkan Eren, yakın geçmişteki bu haksızlığın duzeltilmesinin, ülkede daha adil bir toplum, daha güzel bir gelecek için verilen uğraşlara önemli katkı 68'liler Birliği Vakfı'nca düzenlenen toplantıda çok saytda sanatçı ve aydni bir araya geldl olacağını söyledi. Eren, kampanyayı ülke genelüıe yaygmlaştırmak için "Girişiın ' ' Komitesi" kuracaklanm, bazı parlamenterlerin de desteğini alarak konunun Meclis gündemine taşmmasına çalışacaklannı anlattı. Toplantıda söz alan sanatçı Bedri Baykam da "Bu üç genç bu cezayı hiçbir zaman hak etmedi. Bu karar, gecikmeyie de olsa ahnmah" diye konuştu. İmzalarla öncülük Kampanyaya unzalanyla öncülük edenler arasında gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı, yazanmız Ühan Selçuk, Prof. Dr. Türkel Minibaş, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Sönmez Targan ile bırçok sanatçı ve yazar da bulunuyor. Yazılı açıklama yapan Avukat Mustafa îlker Gürkan da "Tarih adOdir. Türkiye 68'le banşmadan hiçbir yere varamaz. Hiçbirtophım40 yria yakm süredir gençhğini ezerek çriaş. yolu bulamaz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle