16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAY1S 2001 PAZAB CUMHURİYET SAYFA HABERLER alışverîş yapo I ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi Semra Sezer ile Bilkent'te alışveriş yaptı. Dün öğle saatlerinde sivil plakalı bir araçla Bilkent'te Real Hipermarket'e gelen Sezer çifti, bir süre alışveriş yaptı. Sezer'ler, bol miktarda maden suyu ile kola, sandviç ekmeği ve bazı yiyecekler satın aldılar. Cezaevinde istihdam • ANKARA (AA)- Adalet Bakanlığı, Silivri ilçesinde kamulaştınlan 1000 dönüm arazinin, yeni istihdam olanaklan yaratan bir cezaevi yapımı için kullanılacağını bildirdi. Bakanlığın açıklamasında, cezaevinin, ilçenin ekonomik yaşantısına katkı sağlayacağı belirtildi. Araziler üzerinde çiftlik evleri yapılmak üzere çok daha yüksek bedelle satarak rant elde etmek isteyenlerin bu yerlerin kamulaştınlmasını istemediklerinden olumsuz söylentiler çıkardıklan kaydedildi. Telekom müdürüne dava • ANKARA (AA) - Türk Telekom AŞ Genel Müdürü Ibrahim Hakkı Alptürk ile Genel Müdûr Yardımcısı Muharrem Beşir hakkında, Telekom'da çalışan bir kişiyi yargı karanna rağmen eski görevine başlatmayarak "yetkilerini kötüye kullandıklan" ıddiasıyla dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan'nm, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açtığı davanın iddianamesinde Alptürk ve Beşir hakkında 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis cezası istendi. Polis de tasarruf de* • ANKARA (AA)- Emniyette daha fazla tasarruf için de ek tedbirler alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, ilk etapta makine, teçhizat ahmlan, güvenlik ve ulaştırma sektöründe bazı projelerin iptal edildiği bildirildi. Telefonlar, kjrtasiye giderleri, madeni yağ ve akaryakıt, elektrik, su, yakacak giderleri azaltıldı. Açridma Milli Eğitim Bakanlığı, gazetemizin önceki günkü sayısında yayımlanan 'Kı- lıç Kalemi Kesti' başlıklı haberle ilgıli bir açıklama yaptı. Açıklamada, Ders Aletleri Yapım Merke- zi'nin (DAYM) döner ser- mayeli bir kuruluş olduğu belirtilerek ders aracı üre- timinden arta kalan za- manlarda üretim alanlan- na göre özel sektör ve ka- mu kuruluşlannın taleple- rine de cevap verildiği bil- dirildi. MKEK'nin sipari- şi üzerine savunma sanayi- ine destek niteliğinde bazı silah aksamJannın üreti- minin de DAYM'de yapıl- dığı ifade edilen açıklama- da, "Bugüne kadar MG3 silahına ait parça ve ağır top parçalan gibi gizliliği ve özelliği bulunan sipariş alınmamıştır" denildi. Emniyetin raporu, sosyal ve ekonomik her türlü teşvikin kötüye kullanıldığını ortaya koydu Yokıızhık her yerdeANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Emniyet Genel Mü- dürlüğü, Hazine kasasını he- def alan hortumlama ve vur- gunlann yerli sanayi ile ulu- sal üretime büyük darbe in- dirdiğini ortaya koydu. Ka- çakçılık ve Organize Suçlar- la Mücadele Dairesi'nin de- ğerlendirme raporuna göre, üretim dinamiklerini güçlen- dirmeye dönük hemen hemen tüm Hazine teşvikleri, orga- nize vurguncular tarafından kötüye kullanıld). Operas- yonlarla yalnızca 2000 yılın- da Hazine'ye sağlanan katkı bile 5 milyar 365 milyon do- lar hesaplandı. Mali (ekonomik) suçlar; Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nin değerlendirmesine göre, devletin hizmet ve mal alımından gümrük işlemlerine, hayvancılık primlerinden gübre-pamuk-ilaç sübvansiyonuna kadar ulusal üretimi geliştirmeye dönük tüm kalemlerinde yolsuzluk ve vurgun saptandı. kaçakçılık, yolsuzluk, sahte- cilik, nitelikli dolandıncılık ve tefecilik şeklüıde gruplan- dınldı. Kaçakçılığm gürnrük kapılanndan, kara sınırlann- dan, denizden ve havayolun- dan yapıldığı belirtilen rapor- da, gürnrük kaçaklığında, gi- riş ve çıkışlann çağdaş hale geririlerek ulusal ve uluslara- rası haberleşme ağı kurularak hızlı bilgi akışıyla yapılacak kontrolün kaçakçılığa dönük mücadeleye katkı sağlayaca- ğı vurgulandı. Teknoloji gelişmesiyle, ile- tişim ve ulaşun alanında ge- lüıen noktanın suç organizas- yonlannm da önüne sayısız seçenek sunduğuna dikkat çekilen raporda, haksız çıkar sağlamayı amaç edinenlerin ellerine geçen her firsatı de- ğerlendirdiği belirtildi. tşlem vurguncu lehine Organize suç raporunda, bürokratik yazışmalar ve ku- rumlararası işbirliğinin yeter- siz olması nedeniyle zaman ve işgücü kaybınm da kaçak- çılann hareket alanım geniş- lettiği kaydedildi. Kaçakçılı- ğın önemli bölümünü oluştu- ran hayali ihracatın yahıız ka- ra paranın aklanması için ya- pılmadığına işaret edilen ra- porda, şu değerlendirme ya- pıldı: "Bu yasadışı işlem sonucu, devletin hazineside zararauğ- rablmaktadır. Çünkü, maB- yeden asılsız faturalarla kat- ma değer vergisi alınmakta- dır. Gümrük kaçakçıbğjnın meydana gelmesinde yolsuz- fukîann katkısı da küçümsen- meyecekboyutlardadır. Sahte cvTak düzenlenmesi de bu su- çun işlenmesini kolaylaşrır- makta, dolayısıyla kontroUü güçJeştirmektedir." Kaçakçılığın, yerli sanayi- in korunmasını ve geliştiril- mesini olumsuz yönde etkile- mekle birlikte, terör örgütle- rinin de önemli finans kay- naklanndan biri olduğuna işaret edildi. Yolsuzluk "geneUUde 3 ve- ya daha fazla kişinin bir ara- ya gelerek bazı kamu göre\ B- lerinin katüunıyla devlet hazi- nesinin zarara uğratılması" olarak tanımlandı. SİVtL TOPLUM ORGUTLERİ Dentekler suçyuvası olarakgöriihnesin tstanbul Haber Ser- visi - Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, sivil toplum örgütlenmele- rinin katılımcı demok- rasi ve sağlıklı bir top- lumsal yapı için vaz- geçilmez olduğunu vurguladı. Içişleri Bakanhğı ile Marmara Üniversitesi tarafindan üniversite- nin rektörlük binasın- da düzenlenen "AB'ye Kaühm Sürecinde Si- vil Toplum Örgütieri ve Dernekler Yasası" konulu panelde konu- şan Tantan, "Türld- ye'de bazı sivil toplum kuruluşlan, ideolojik ve siyasi çıkar amaçlı kullanılıyor" dedi. Dernekler Yasası'nın Avrupa Birliği (AB) müktesebatma uygun hale getirilmesi için bakanlığmda komis- yon oluşturulduğunu söyleyen Tantan, ko- mısyon çahşmalannda sivil toplum kuruluşla- n ile akademisyenlerin görüşlerinden de ya- rarlanılacağını ifade etti. Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Derneği (ÇY- DD) Başkanı ve YÖK üyesi Türkân Saylan, kendini eğitime ada- yan ÇYDD hakkında dava açıldığmı anım- satarak "Hâlâ örgüdü toplum dendiğinde tehlikeh' insanlann bir araya geldiği düşünü- lüyor. Dernekve vakıf- lar potansrvel suçlu olarak görulmemeli, bu insanlardan nasıl yararlanılacağına ba- kümalı" dedi. Prof. Dr. Aydm Ay- bay da "Dernekler fe- sat vuvası olarak gö- rülmesin, düzenkme- ler de bu fesaü yok et- mek amacıyla yapd- masuı" derken Yaban- cı Eşler Derneği Baş- kanı, Kanada ve Türk vatandaşı Nükhet Eyüpoğlu da "Önce vatandaşınıza güve- nta" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI [email protected] MUSA KART Fenerbahçe-Galatasaray maçı korkutuyor t Tantan, Iran'ın terör örgütlerini kullanarak gerçekleştirdiği eylemleri kanıtlanyla iletecek Tahran'a 'terör' dosyası Bakan Tantan ya- nnlran'agidiyor. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Içişleri Bakanı Sadettin Tan- tan, yann çıkacağı Iran gezisine, komşu ülkenin istihbarat örgütün- ce Türkiye'de gerçekleştirilen te- rörist eylemlerin sıralandığı ge- niş bir dosya götürüyor. Valiz do- lusu dosyada, Iran gizli servisi SAVAMA ve Iran Özel Kuvvet- ler Komutanlığı'nın (QODS); Is- lami Hareket Orgütü (IHÖ), Hiz- bullah, Tevhid (Selam) ve PKK örgütünü kullanarak gerçekleştir- diği eylemler kanıtlanyla sırala- nıyor. Tahran yönetimine iletihnek üzere Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nce hazırlanan 163 sayfalıkra- por, son yıllarda elde edilen bel- gelerle desteklendi. Raporda, Iran'ın doğrudan yönlendirdiği terör örgütlerinin ilk 3 sırasında IHÖ, Hizbullah, Tevhid (Selam) yer alıyor. Emniyet raporundaki saptamalardan bazılan şöyler: # iHÖ'nün, gazeteci Çetin E- meç'i Iran'dan aldığı destekle öl- dürdüğü kanıtlanyla sabittir. # Terör örgütü Selam'ın (Tev- hid) gerçekleştirdiği eylemler ko- nusunda Umut operasyonunda ortaya çıkan sonuçlar: 31 Ocak 1990'da Prof. Muammer Ak- soy'un öldürülmesi. 6 Ekim 1990'da Doç. Bahriye Üçok'un öldürülmesi. 28 Ekim 1991'de ABD Büyükelçiliği'nde görevli MktorMarvik'in öldürülmesi. 24 Ocak 1993'te gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürülmesi. 7 Hazi- ran 1995'te Musevi Cemaati Baş- kanı Yuda Yürüm'ün yaralanma- sı. 21 Ekim 1999'da Prof. Ahmet Taner Ktşlah'mn öldürülmesi. # Bu suikastlan planlayan ve yönlendiren kuruluş SAVA- MA'dır. 0 Öldüriilen Hizbullah'ın Tür- kiye'deki lideri Hüsevin Vetioğlu emirleri Iran'dan, doğrudan SA- VAMA'dan alıyordu. Hizbullah'ın Menzil grubunun askeri kanat so- rumlusu Zeld Savaş halen Iran'da ikamet ediyor. Örgüt üyelerine eğitimler Tahran'da veriliyor. # Hizbullah terör örgütü men- suplannda ele geçen kimlik ve belgelerin içeriğinden çok, Tah- ran resmi makamlarınca örgüt mensuplanna verihnesi önemli- dir. Bu durum Iran Islam Cumhu- riyeti'nin Türkiye aleyhine silah- lı faaliyet gösteren bir terör örgü- tüne verdiği desteğin kamtıdır. IRMIKIAYDEV ENGtN [email protected] tr llkin dış haberler sayfalann- da tek sütunluk bir haber ola- rak çıktı. Az kişinin ilgisini çek- ti. Oysa benim kuşağım sava- şın sıcağında doğdu, soğuğun- da büyüdü, yaşlandı. Böyle ha- berlere hem duyarlı, hem me- raklıdır. O tek sütunluk haber- de 1970'lerin sonundaki ABD başkanlanndan "Fıstıkçı"Car- ter döneminde pişirilip 1980'lerin hemen tümüne damgasını vuran, "yeteneksiz aktör-yeteneksiz başkan" Ro- nald Reagan döneminde sof- raya getirilmek istenen o kara ünlü "Yıldız Savaşlan"m sez- mek zor olmadı. Tek sütunluk haberin birinci sayfalara taşınması için üç gün yetti. George "Dabılyu" Bush mayısın ilk günü VVashing- ton'da Ulusal Savunma Üni- versitesi'nde açıkladı: - Günümüzde dünyaya yö- nelen tehditlere karşı füze sa- vunma kalkanı oluşturabilecek yeni çerçevelere ihtiyacımız vari.. Hangi tehditlere karşı aca- ba? Insanlannı kame ile dağrttığı Kılıç Kalkan ve Füzelere Kalkan süt, ekmek, şeker ve ilaçla bes- leyip yaşatabilen Iraktan gele- cek tehditlere mi? Yoksa açlıktan kitlesel ölüm haberferinin gündelikleştiği Ku- zey Kore'den mi? O da değilse, doktoruna 30 dolar, profesörüne32 dolaray- lığı bile ödeyemeyen, Rus kı- şında insanlarını soğuktan donduran (Üşüten değil. Sahi- den donup ölmelerini önleye- meyen), iyi eğitim almış kızlan- nı (Türkiye dahil) Avrupa'ya sü- rüp fuhuş batağına gömen Rusya'dan mı? Yoksa tehdidin kaynağı, sos- yalizm kuruculuğunu köylüler- le kotarmaya çalışıp yüzüne gözüne bulaştıran, olmayınca geri çark edip Komünist Parti- si'nin "çelik disiplini" altında serbest pfyasa ekonomisi uy- gulamaya yönelen, milyarlık nüfusun karnını pirinçle doldu- rabildiği yıllarda poiitikacılan "başanlı" sayılan Çin mi? Yoksa tehdit bahane de Da- bılyu Bush, kendisini iktidara taşıyan güçlere seçim diyeti mi ödüyor? Üstünden çok zaman geç- medi, Bush'un kıl payı iktidara geldiği günleri anımsayın. "Gü- neyli petrolcülerin ve silah sa- nayicilehnin destekledıği Cum- huriyetçi aday George W. Bush..." diye başlayan ne ka- dar çok haber okumuştuk. Eh, silah sanayicilerine diyet nasıl ödenir: Silahlanma yanşı- nı başlatarak ve gitgide azdıra- rak!.. Silahlanma yanşı içinse cid- di gerekçeler gerek. Gerekçe de olsa olsa hür dünyaya (siz ABD'ye diye anlayın) yönelen bir tehdit olabilir. fnsanlan ön- ce tehdide inandınrsınız, ardın- dan da silah sanayiine art arda devlet ihaleleri açarsınız. Borcuna sadık politikayiğidi- nin yapacağı da budur. ••• Evet, Dabılyu Bush'un "füze kalkanı projesi", Reagan'ın 1980'li yıllardaki "Yıldız Savaş- ları Projesi"n\n 2001 yılındaki versiyonudur... Ve... Ve Türkiye bu projenin içine katılıyor. Incirlik Üssü yetmedi, Türkiye füze kalkanının düğüm noktalanndan biri olarak seçil- di. Gözleme sistemleri, olası bir füze saldınsında füzeyı doğma- dan boğacak, Atlantik ötesin- de değil, atıldığı yerin göklerin- de yok edecek sistemler Ana- dolu topraklan üstünde de ku- rulacak. Aynntıya gerek yok. Haber çoktan tek sütunluk haber ol- maktan çıktı, gazetelerin birin- ci sayfalannataşındı. Önümüz- deki günlerde, aylarda sık sık ve bol bol "füze kalkanı" mu- habbetleri ile karşılacağız. ABD'nin eski Ankara Büyükel- çisi, şimdi Bush'un önde gelen danışmanı Grossman'ın da içinde yer aldığı bir ABD heye- ti Türkiye'yi bilgilendinmeye(!) geliyor. Bizim "ulusal onur da ulusal onurl Milli çıkariar da milli çı- kartar" diyen politikacı yiğitler- den, medyanın ağır ahkâm kesmekle görevli kalemşorla- nndan ise çıt yok. Telekom'un özelleştirilmesi, IMF ile para pazarlığı, Dünya Bankası yöneticisinden devlet bakanı yapılması ulusal onuru zedeliyor, ulus-devlete ihanet oluyor da Bush'un füze kalka- nının sapından tutmakla görev- lendirilmek ulusal onuru incit- miyor, ulus-devleti lekelemiyor, öyle mi? ••• Bütün gençliğim ve orta yaş- lanm soğuk savaşta geçti. Ben silahlanma yanşından korka- nm. Folklorculann "kılıç-kal- kan" gösterilerinden hoşlan- mam; hoşlanıp duygulanan, kı- lıç-kalkan şakırtısından "milli hisleri kabaran"\ardan hiç^ıoş- lanmam. Ulus-devlet, ulusal onur gibi kavramlar bana fazla bir şey anlatmıyor; ama ba- nş'ıntehlikeyegirmesi, "nükle- er dehşet dengesi" altında ye- ni yıllar geçirme korkusu beni öfkelendiriyor. Milliyetçiliği, ulusallığın fazi- letlerini kimselere bırakmayan, "milliyetçilik, ulusal çıkar" kılıfı altında halkın yakasını da bırak- mayanlann füze kalkanı projesi karşısındaki suskunluğuna ise gülmek geliyor içimden... POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA İlkyaz HüzniL. Acılar ve hüzünler yaşamın bir parçası mı? Gazete sayfalarında küçük bir haber, beni yıllar önceyetaşıdı, "BirAşkHikâyesi'nin kahramanla- nnı anımsattı... Bir mayıs gecesiydi... " Elimde Berin Taşan'ın "Şahdamanndan" adlı şiirkitabı vardı... llkyazın çiçeklere düştüğü, mavi bir akşamda cezalandınlmış kadınların öfkesi Kral Thoas'ın se- siyle kanşıyor, Lemnos'un kadınlarının çığlıklan yankılanıyor gibiydi... Tutuşan güçlerin ince çiçekleri vardı yüreği- mizde, tasaya boyun eğmiş sevişmeler ise kayıp gitmişti avuçlanmızdan... Berin Taşan ne diyordu: "Üç sap nergis kopardım Sardım sarmaladım ' •' Karabunın'dan Aralık ayının ortasından." Kitabı masanın üzerine bıraktım... Gazeteyi açıp okumaya başladım... Bir Aşk Hikâyesi'nin ünlü erkek oyuncusu Ryan O'Neal kanser hastalığına yakalanmıştı, tıpkı film- deki eşi Jennifer (Ali Mac Graw) gibi.. Birden Fransız besteci Francais Lai'nin film müziğini anımsadım... Hüzün odanın içine yayıtdı... Gözlerimi kapattım... Asi ruhum kabardı! Dedim ki: "Ben uzaklarda olmalıyım uzaklarda... Acılar unutulduktan sonra dönmeliyim... Biliyorum aşklan yannlara bıraktınız... Sizin gizli bahçelerde çiçekieriniz vardı, gece- lerde veyalnız!.. Siz hiç aşkı yakaladınız mı? Siz hiç hıçkıra hıçkıra ağladınız mı?" Ricardo Strobel'in aşk hikâyesi beni yıllar ön- cesınetaşıdı... Aşk hiçbir zaman pişmanlık duymamaktır! ••• Bir Aşk Hikâyesi... Ryan O'Neal kan kanserine yakalanmış... 70'lerin genç oyuncusu bugün 60 yaşında... Bir ilkyaz hüznü dalga dalga yayılıyor... Sütbeyaz bir sevdanın derinliklerinden geriye belki birkaç damla gözyaşı kalıyor... Yıldızlıbirgece... Canım sıkılıyor nedense!.. lyonya'da olmak istiyorum... Belki Behçet Aysan'la buluşur, Henri De Reg- nier'den, Arthur Rimbaud'dan konuşuruz Urta Is- kelesi'nde... Bu mevsim Urla bir başka güzeldir, Foça da... Uria'da Necati Cumah'nın kulaklarını çınlatı- nz... Bilirsiniz, tüm ölümlerimiz ölümsüzdür bizim için!.. Behçet de, Necati Ağabey de, diğerleri de!.. Çığlığımız "BirAşkHikâyesi"nde olduğu gibidir... Gözyaşı, romantizm!.. h V j a r ,-.c Külhanbeylik de yakışır bize!.. ' '• **~*T" Urla Iskelesi'nde avaz avaza bağınrız: "Sevdiysek böyle büyük Böyle hüzünlü böyle sevinçli ' Senin gözlerini sevdik." O saatlerde sarhoş balıkçılar vardır iskelede... Deniz hışırtılıdır... Hürya ile Tayyar, iki kadeh parlatmıştır... Mangalda çipuralar bizi beklemektedir... *•• Behçet'ten aynlıp Berin Taşan'la buluşuruz da- ha sonra... Seni anlatınm ona!.. Hırçınlığını, inatçılığını, doğruculuğunu!.. Tek başına ayakta kalma çabanı!.. Anneni, sevgilini, arkadaşlannı zaman zaman incitmeni, kırmanı!.. Kavgalannı, aşklarını!.. Sonra eski bir gramofonda bir şarkı çalacak- tır... Berin Taşan en çok sevdiğim şiirini okuyacaktır "Bir baksan gözlerime Başını çevimıeyeceksin, Yürüyüp gitmeyeceksin Elini çekmeyeceksin. Bir baksan gözlerime '"' ' '•-••• Dağda yakılmış ateşler göreceksin. Aç kapıyı kim geldi bak Bak nasıl havalandı güvercin. Açmam diyemezsin artık, Aç!" Ay yolunu çoktan yanlamıştar artık... Bir Aşk Hikâyesi bitmiştir!.. Ryan O'Neal ölümcül hastalığın pençesinde, mavi bir sabahta düşler kuruyordur... Hüznün akşamında suskunluk başlamıştır... Sen yalnız, ben yalnız!.. Ne demiştik? Aşk hiçbir zaman pişmanlık duymamaktıri. [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p I a r ı Hikmet Çetinkaya BÎR GÜNEYDOĞU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsüyle hiç kınıse fazla ılgılenmedı: on dört yaşında yaşamın kırlı sularuıda yok olup gittı... Sıslı ve soğuk bır Dıyarbakır aksamıydı. Karanlığın gri gölgesi evlerin, caddelenn, sokaklann üzerine düşüyordu... p*"CumhurtwK Çağ Pazariama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41 ^kitapkulûbO (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel:(212)51401 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle