16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 MAYIS 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 Fernando Trueba, müzisyenlerle doğaçlama müzik ve röportajlarla '54. Sokak' filmini yaptı Latiıı caznun başkenti New \orkKültür Servisi - Havana'yı, Rio'yu, Buenos Aires'i hatta Miami'yi bile bir yana bırakın. Is- panyol yönetmen Fernando Trueba Latin cazın kalbinin nerede athğını biliyor: 'Nueva' York sokaklan. "Eğer Latin cazmın başkentini bulmamz ge- rekiyorsa burası New York'tur" diyor Trueba, Reuters'le yaptığı söyleşisinde. "Havanayada diğer kentierin ne kadar önemli olduğu fark et- mez, tüm bu insanlann bir araya gelip kaynaş- üğı yer New York'tur." Bill Evans ve Mfles Davis gibi farklı tarzlar- dan caz müzisyenlerinin hayranı olan Trueba, Latin cazının başkentinin New Y- , _ ork olduğunu, çünkü bu şehrin Kûba'dan ve Porto Riko'dan bir- çok göçmen çektiğini ve bunlann da ABD'Ji cazcılarla kaynaştığmı belirtiyor. Trueba'nın bugünûn Latin cazı- nın yeni yetenekleriyle yaptığı rö- portajlardan ve müzisyenlerin canlı performanslanndan oluşan belgesel tadnıdaki '54. Sokak' adlı filmi onun bu müzik türüne duyduğu sev- ginin güzel bir örneğini oluşturuyor. "Bu bir yönetmen olarak yaptığun çok ke- yiffi bir çahşmaydı. Kolay bir iş dcğildi ama fllmdemüziğe duyduğum sevginin ortaya çık- tağmı düşünüyorum." Madrid'de yaşayan ve 1992'de 'Güzellik Çağı' adlı filmiyle en iyi yabancı film Os- car'ını alan Trueba, 20. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nde de gösterilen yeni filmin- de Latin cazını işliyor. "Bir şeyi çok sevdiği- nizde daha çok insanın bunu keşfetmesi için çabşn-sınız" dıyor yönetmen. '54. Sokak', Ispanya, Küba, Brezilya, Por- to Riko ve New York'tan Latin cazının yeni yeteneklerini bir araya getiriyor. Filmde yer alan müzisyenler arasuıda Havana doğumlu saksofoncu ve klarnetçi Paquito D'Rivera, besteci ChicoO'FariD, Ispanyol piyanıst Cha- no Dominguez, New YorkJu perküsyoncu 11- to Puente ve Kübah baba oğul piyanistler Be- bo ve Chucho Valdes bulunuyor. Filmde ay- nca Brezilya doğumlu piyanist Eliane Etias, Santo Domingolu piyanist Michel Camik) ve Arjantin doğumlu tenor saksofoncu Gato Barbieri de var. Sokak', Ispanya, Küba, Brezilya, Porto Riko ve New York'tan Latin cazının yeni yeteneklerini bir araya getiriyor. Filmde Paquito D'Rivera, Chico O'Farill, Chano Dominguez, Tito Puente, Bebo ve Chucho Valdes'in yanı sıra Eliane Elias, Michel Camilo ile Gato Barbieri de yer alıyor. nın çekimleri yapılmış. Mûzisyenlerle yapılan kısa röportajlar, caz müzisyenlerinin mizahi yanlannı da acığa çı- kanyor. Bebo Valdes, stüdyodapiyano düeti- nin kaydı için oğluyla buluştuğunda oğlunu kucaklıyor ve "Bir kurbağa kadar şişman- sm" diyor. Sonra Gato Barbieri var, Central Park'ta faytona koşulmuş atlarla konuşan. Trueba ile Barbieri faytonda birlikte oturup müziğe duyulan aşk hakkında konuşuyorlar. Faytonla yapılan gezintinin sonunda caz dün- yasının ustası Barbieri bunun ne güzel bir yol- culuk olduğunu söylüyor. Izleyici bunun fay- ton gezintisi mi yoksa onun mü- zisyen olarak geçtiği yollar mı ol- duğu konusunda kuşku duyuyor. Trueba, Bebo ve Chucho'nun yer aldığı sahnelerde uzun yıllar boyunca birbirlerini görmeyen bir baba oğulun yaşadığı duygusal an- lann olduğunu söylüyor. "Bu sah- neyi çektiğimizde baba oğul birbir- lerini beş yddır görmemişlerdl Da- ha önce de Bebo Kûba'dan avnldı- Sonuçta ortaya tango ve caz, flamenko ve caz gibi çeşitli tarzlann bir kanşımı çıkmış. Trueba, filminde müzisyenlerin canlı perfor- manslanna da yer veriyor. "Mûziğjn video k- lip ya da playback değil canh olmasmı iste- dîm'' diyor Trueba. Barbieri ve Puente'nin performanslan bir seferde çekilmiş ve diğer- lerinin performanslannın çekimleri de dördü geçmemiş. "Çûnkû" diyor Trueba, "daha fazla çekim yapsaydık cazdaki tazeüği yitire- bilirdik" Bu canlı performanslann yanı sıra müzis- yenlerin evlerinde konser öncesi hazırlıklan- ğmda40yıl boyuncagörüşmemişlerdi ama bağ- lannı koparmamışlardL Bebo Chucho'nun yal- nızca babaa değSdi, aym zamanda onun usta- sydıda." Trueba baba oğulun karşılıklı sevgilerini abartılı klişelere prim vermeden yansıtıyor. "Bu sahnenin fihnin sevgi sahnesi olduğunu söylüyo- rum. Babaoğulun sevgüerinive çaiarken birbir- leriyle konuşmalannı çekebildiğim için kendimi çok şansh ve çok mutlu buluyorum." 'FJlmin patronu sadece müzik oMu' Trueba'nuı kamerası '54. Sokak'taki canlı performanslar sırasında her yere girip çıkıyor. Klavyedeki parmaklann, Elias 'ın piyano peda- lındaki çıplak ayaklannın, Chucho ve Bebo'nun piyanolannın içinde dans eden tokmaklann he- vesli bir gözlemcisi. "Çekim eğer müziğe uy- gunsafîhnede uygun ohır diye dûşündüm. Öir- neğin'B' kamerası doğruyerdedurmadığı için onlardan yeniden çalmalannı istemedim. Bu ikinciJ bir sorundu. Bu fllmin patronu sadece müzik okhı" diyor Trueba. Trueba müzisyenlerin sette canlı müzik yap- tıklan sahnelerin koreografisini yaparken filmi- nin cazın ruhuna uygun olarak doğaçlama öğe- ler taşımasına izin vermiş. "Müzisyenlerin caz yapüktan anlarda biraz özgürlük olmasını iste- dim. BeUi bir yapılan ve bir melodileri var ama doğaçlama yapacak alana da sahipler. Ben de onlara benzerbir konumda olmakistedim. Mü- zikte koşut gftmek, mekanikolmamak istedim" diyor Trueba. SlRA AKTÖRLERİN GÖRÜŞMELERİNDE Hollywood'da mutlu son Kültür Servisi - Günlerdir dünya kamuoyunun merak konusu olan Hollywood görüşmeleri, önceki gün "anlaşmayla" sonuçlandı. 11 bın üyesi olan Amerikalı Yazarlar Birliği'nin (Writers Guild of America - WGA) Yapımcılar Birliği (Alliance of Motion Picture - AMPTP) ile dokuz haftadır sürdürdüğü görüşmelerde anlaşmaya vanhnası, fihn endüstrisine milyonlarca dolara mal olacak bir grevin de önünü kesmiş oldu. Los Angeles'ta yapılan basın toplantısında Yazarlar Birliği adına söz alan Michael Mahern, üç yıl geçerli olacak anlaşmanın üyeleri için "çok iyi şartiar" sağladığım açıkladı. Anlaşma sayesinde bu üç yıllık süre zarfinda yazarlann cebine eskiye oranla 41 milyon dolar daha fazla __»•_•_»«_._______ gireceğini belirten •• Mahern, birliğin televizyon ve film yazarlan için yılda enaz yüzde 3.5'lik maaş artışı sağladığını söyledi. Mahern, bu yılkinin 1977'denberi üyeleri için elde ettikleri "en iyi haklan sağlayan anlaşma" olduğunu da vurguladı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için birliğin 11 bin üyesinin çoğunluğunun lehte oy kullanması ""•""—----—-—-——— gerektiğini hatırlatan Amerikalı Yazarlar Birliği yöneticileri, çoğunluğun sağlanacağından emin olduklanm söylediler ve üyelerden destek istediler. 1988'deki grev sırasında birlikten aynlmak konusunda yöneticileri tehdit eden muhalif seslerden Lionel Chetwynd de şartlanna göz attıktan sonra anlaşmayı " 1960'tan beri atnklan en büyük adnn" olarak değerlendirdi. Yapımcılar Birliği Başkanı Nick Counter ise tüm televizyon ve film şirketleri tarafindan onaylanan anlaşmanın yıllardır yapılan en zor görüşmeler sonucunda ortaya çıktığını belirtti. Haftalardır süren maraton mutlu sonla biterken, gözler 1 Temmuz'da kontratlan sona eren aktörlerin görüşmelerine çevrildi. Amerikalı Yazarlar Birliği yöneticileri, vardıklan anlaşmanın 130 bini aşkın aktörü ilgilendiren ve önümüzdeki hafta başlayacak olan görüşmeler için "iyi bir örnek" oluşturacağını söylediler. ç yıl geçerli olacak anlaşma sayesinde televizyon ve film yazarlarmın cebine eskiye oranla 41 milyon dolar daha fazla girecek. Yılda en az yüzde 3.5'lik maaş artışı sağlanacak. Ruhumu öpmeyi unuttım Tracey Emin, yeni sergisinde geçmişini, çocukluğunu ve gençliğini tanıtıyor • Yapıtlanmn konusu 'Tracey Emin Olmak', amacı ise kendisini tanıtmak. Sanatçı, bu konuda sanat yoluyla, resimleri, videolan, nakışlan vb. yoluyla; olduğu kadar gazete röportajlan ve ilanlarla da başanya ulaşıyor. Kültür Servisi - Kirli yatağını sergile- mek gibi uç çıkışlanyla ünlü Ingiliz sa- natçı Tracey Emin, yeni sergisini Lond- ra'daki White Cube Gallery'de açtı. Sa- natçınm dört yıl aradan sonra Londra'da açtığı bu ilk serginin adı ise gene ilginç: 'You Forgot To Kiss My Soul' (Ruhumu Öpmeyi Unuttun). Sergıde yer alan yapıtlar arasında, Emin' in doğup büyüdüğü Margate kasa- basında bulunan, dönen bir kaydu-ağuı tahta bir maketi de var. Maketin üstünde- ki küçük kuş ise muhtemelen sanatçımn kolayca bu spiralden aşağı kayabileceği metaforunu oluşturuyor. Emin'in birçok yapıtı gibi 20 feet yük- sekliğindeki bu ahşap kaydırak da onun, yaşamını taklit eden sanatına iyi bir ör- nek oluşturuyor. Sanatçı bu yapıtında, ço- cukluğunda büyük yeri olan Margate'te- ki eğlence parkında bulunan 70 yıllık par- lak renkli ahşap döner kaydıraktan esin- lenmiş. Sanatçı 'Sdf-Portrait' (Otoport- re) olarak adlandırdığı bu yapıtına bir de not düşmüş: "Bazı şeylerin ne kadar iyi ol- duğuyla, yaşamın ne kadar iyi olduğuyla bir ilgisi yok, hiç bitmeyecek bir spiralde aşağı doğru kaymak için küçük bir vuruş yeterti." Tracey Emin'in sergisinde yer alan di- ğeT yapıtlar arasuıda kartonpiyer bir Con- corde maketi, üzeri işlenmiş battaniyeler, resimler ve iki video bulunuyor. Videolardan biri, Emin ile annesi ara- sında geçen bir konuşmadan oluşuyor. Emin bu videoda annesine çocuk sa- hibi ohnanın yaşamı üzerindeki etkilerini soruyor. Ikinci vide- oda ise sanatçıya öteki be- ninin (bir kuzu, bir cadı ve bir gard- rop) zulmet- mesi izle- Tracey Emin'in yapıtlanmn konusu 'Tracey Emin Olmak', amacı ise kendi- sini tanıtmak. Emin bu konuda sanat yo- luyla, resimleri, videolan, nakışlan vb. yoluyla olduğu kadar gazete röportajlan ve ilanlarla da başanya ulaşıyor. Sanatçı- mn 'Ruhumu Öpmeyi Unuttun' başhklı sergisi de onun geçmişini, çocukluğunu ve gençliğini tanımamızı sağhyor. Pek çok eleştirmen, Tracey Emin'in yapıtla- nmn yaşamı gibi ıncelik- siz ve hızlı olduğu gö- rüşünde. Ama Emin asıl gü- cünü buradan alıyor ve duygulannı dışa- vurmanm içinde bu- lunduğumuz çağa uygun düşen sanat- sal bir yolunu bulmuş. Sanatçı, sergisinde yer alan tahta maketi yaparken çocukluğunun 70 yılhk döner kaydırağuıdan esinlenmiş. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Möbiüs Şeridi Vesaire... Bir edebiyat dergisinde ünlü bir psikiyatryaza- rımızla uzun bir söyieşi yapmışlar. Geçen yılın şu- bat sayısı. Söyleşinin bir yerinde şöyle diyor dok- tor-yazanmtz: "Kuantum mekaniğinin felsefesi- nin, psikoterapi çalışmalanmdan dünyaya bakı- şıma kadar pek çok yönümü etkilediğini seziyo- rum." Söyleşide elbette, son zamanlarda bir kı- sım okur-yazarlarımızca çok sevilen Möbiüs şe- ridinin de adı geçiyor. Işler ilerliyor ve kaçınılmaz olarak postmoder- nizme ve ünlü psikanalist Jacques Lacan'a da- yanıyor bence. Söyleşide adı geçmese bile. Ku- antum mekaniğinin psikoterapi çalışmalanyla na- sıl bir bağı olabilecegini sormadan önce, Mate- matik Terimleri Sözlüğü'nü açıp bakıyorum, ney- miş acep bu Möbiüs şeridi dedikleri nane? Almancası Möbiussches Band, Ingilizcesi Mö- biüs Strip denilen bu şeridin ya da kuşağın söz- lükteki tarifi şöyle: a, b > 0 gerçek sayılan verildi- ğinde,X={(x,y)E R 2 :-a<x<a,-b<y<b}ilin- gesel uzayının, -b < y < b için (a, y) ile (-a, -y) nok- talannı özdeşlemekle oluşan bölüm uzayı. Özdeşleme ilingesi, yani eski deyimiyle özdeş- leme topolojisi: X ilingesel uzayı ile f: X —»Y örten işlevine göre, Y kümesi üstünde oluşan sonal ilin- ge. örneğn Klein şişesi, Möbiüs şeridi. Ülkemizde ya da başka ülkelerdeki postmo- dern aydınlann Möbiüs şeridi filan dedikleri za- man, yukandaki açıklamayı anladıklannı varsa- yarsak oldukça eğlendirici bir deneyin ilk adımını atmış oluruz! Jacques Lacan, yüzyılın en ünlü ve etkin psika- nalistlerinden biri. Her yıl yapıtlannı çözümleyen düzinelerce kitap ve makale yazılıyor. Yandaşla- nna göre psikanaliz kuram ve uygulamalannda bir devrim yapmıştır. Karşıtlarına göreyse yaprtlan yalnızca bulanık bir kuru gürültü ve laf kalabalı- ğından oluşan bir şarlatandır. Lacan'ın matema- tiksel merakı önce topolojide yoğunlaşıyor. Ma- tematiğin bu dalı (kimi başka şeylerin yanı sıra) bi- çimleri yırtılıp parçalanmadan değiştirildiğinde özellikleri değişmeyen yüzeyler ve katı cisimler gi- bi geometrik nesnelerle ilgilenir. (Topologlar si- mitle kahve fincanı arasındaki farkı bilemezler, çünkü ikisi de tek delikli katı nesnelerdir diye dal- ga geçilir). Şimdi Lacan'ın 1966 yılında bir üniver- sitede Eleştirinin Dili ve Insan Bilimleri üzerine verdiği bir konferanstan alıntı yapalım: "Bu diagram (Möbiüs şeridi) kişiyi oluşturan düğüm ya da kökenin bir çeşit asal belirteci ola- rak düşünülebilir. Aslına bakarsak bu sizin aklını- za ilk gelenlerden öte birşeydir. Çünkü bu türbe- lirteçleri içinde banndıracak yüzeyler peşine dü- şebilirsiniz. Ama siz bile, bütüncüllüğün köhne- miş simgesi olan kürenin, burada uygun olmadı- ğını görebilirsiniz. Oysa bir torus, bir Klein şişesi (...) içinde bu kesiti banndırabilir. Işte bu can alı- cı çeşitlik çok önemlidir, çünkü ruh hastalıklan- nın yapısı hakkında birçok şeyi açıkJar." Kim neyi açıklıyor? Kişiyi oluşturan düğümün asal belirteci, neden yukarıda formülünü verdiği- miz Möbiüs şeridi olsun? Küre neden bütüncül- lüğün köhne simgesidir? Bu çeşitli topolojik nes- nelerin, ruh hastalıklarının yapısıyla ilgisi nedir? Lacan elbette bunlan açıklamıyor. Kendi konusuy- la yakından ya da uzaktan hiçbir ilgisi olmayan matematik, fizik terimlerini bol kepçe kullanarak atıp tutuyor; anlamını bilmediği sözcüklere hay- ran kimi kişilerin hayranlığını kazanıyor. Bense kendi hesabıma şöyle bir deney yapıyorum: Kü- çük bir kâğıt parçasına Möbiüs şeridinin yukan- daki tarifini yazdım. Kim Möbiüs derse, peki bu nedir diye çıkarıp soruyorum! Bilenlere bir torus, bir de Klein şişesi veriyoruz... • * • Renkli basınımızın iki ünlü tiyatro eleştirmeni, Ruhat Mengi ile Hıncal Uluç, bence son dere- ce ilginç yazılar yazarak tiyatromuza, sanatçılan- mıza, saygın ve değerii yazarlan mıza, yönetmen- lerimize, oyunculanmıza, üniversite hocalanmı- za, aydınlanmıza kendi düzeylerinin elverdiği ka- dar yol göstermişler. Ülkemizde görgüsüzlük ken- dine yeni alanlar açmaya çalışıyor. Felsefe konu- şur gibi üç saat futbol konuşan hindilerin şimdi de tiyatroya bulaşması; sosyetik hanımların sanat üstüne çadırtiyatrosu kıyısından kalem oynatma- lan.. artık her şey mümkün. Dediğim gibi, görgü- süzlük kendine yeni alanlar açıyor. Bunun da ti- yatrosu yapılacaktir elbette bir gün. Madonna'ınn Kffln konseri iptal • BERLİN (AA) - Amerikalı pop yıldızı Madonna'nın, Avrupa turnesi çerçevesinde 5-6 Haziran 2001 tarihlerinde Ahnanya'mn Köln kentinde vereceği açık hava konserlerinin teknik sorunlar nedeniyle iptal edıldiği bildirildi. Sanatçınm konser turu 9 Haziran 2001 tarihinde Ispanya'nın Barcelona kentinde başlayacak, 9 Eylül 2001 tarihinde ABD'nin Los Angeles kentinde sona erecek. Madonna, 19-23 Haziran 2001 tarihleri arasında Berlin'de 4 konser verecek. Tur kapsamuıda Milano, Paris ve Londra konserleri de bulunuyor. AD06 Müdürtüğü'ne yeni atama • ANTALYA (AA) - Antah/a Devlet Opera ve Balesi (ADOB) Müdürlüğü'ne, Ankara Devlet Opera ve Balesi solist ve sanatçılanndan Cumhur Böler atandı. ADOB'un kuruluş çalışmalannı yûrüten ve 2 yıl süreyle müdürlüğünü yapan Tamer Aykut'un istifasıyla boşalan ADOB Müdürlüğü'ne atanan Böler, görevine başladı. Cumhur Böler halen kuruculuğunu yaptığı Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvan Opera ve Şan Bölümü'nde öğretim üyeliği görevini üstleniyor. BUGÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 20.00'de 'Deli Dolu' adlı operet izlenebilir. (232 98 30) • SALİH ZEKİKOLAT KÜLTÜR EVİ'nde saat I5.00'te 'Çocuk Yazmı Üzerine' başhklı bir panel gerçekleştirilecek. (0 216 449 18 84)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle