23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MAYIS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 MM*MPIIiy tatm adasta araaş... Bu ıta m btaH gikte arayaıiar varl Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronık posta: dernzsomecufnhunyet.com.tr - Ecevit, tuttuğu takımı unutmuş... "Çoktan küme düştüğü icindir!" Merak Istanbul'dan SSK emeklisi ^ Tülin Şahin ve Mustafa Yörükoğlu, emeklilerin maaşlarını, tahsis numarasının son rakamına göre aldığını ve kimse tahsis numarasını kendisi belirleyemediği için maaş gününün belirlenmesi için gruplamanın "1-2-3", "4-5", "6-7-8" ve "9-0" olarak yapılması gerektiğini bildirip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'a gruplann neden "5-7-9", "1-3", "4-6-7" ve "0-2" olarak yapıldığını soruyor... Ama yanıt alamıyor... Herhalde Bakan da bilmiyor... Emekliler, tahsis numarasının son rakamına göre maaş ödeme gününün somut bir dayanağı olmadığına, bir yetkilinin hatasından kaynaklandığına inanıyor ve bu hatanın düzeltilmesini istiyor... Düzeltilir mi bilinmez ama rakamlar niye karmakarışık gruplandınlmış açıklayabilecek biri var mı acaba? s iyasi iktidarın kapanmış eski bir defteri ye- niden açmasıyla Bergama'da yeni olaylar yaşanıyor... Daha da yaşanacak... Çünkü, yürütme yargıyı tanımıyor... Hükümet, yük- sek mahkeme kararını hiçe saydığı gibi yargı kara- rına sığınarak haklarını aramak isteyen yurttaşlarını dadövdürüyor... İktidarın desteğini alan siyanürtü altıncılar Türki- ye'yi zehiriemekte karartı görünüyor... Eurogold mas- kesini çıkartıp Normandy maskesini takanlar, işgal- le giremedikleri yurdumuza iktidarın özel davetiyle gelip yerleşıyor; deneme adı altında siyanürlü aftın üretimi başlıyor... Her şey, herkesin gözü önünde oluyor... Avustral- yalıların temsil ettiği çok uluslu sermaye, Berga- ma'da Türkhalkınınbaşındacoppatlattınyor! Yazık... Başbakan Bülent Ecevit'in devreye girmesiyle bilim de siyasete alet ediliyor... Mahkeme karan hiçe sayılarakTürkiye Bilimsel ve Bergama Teknik Araştırmalar Kurumu TÜBlTAK'a yeni bir ra- por hazıriattınlıyor... Bu rapora dayanılarak, adlan yol- suzluk iddialarına karışmış ve mahkemelerde yar- gılanmakta olan bürokratların imzasıyla siyanürlü altıncılara Bergama'da bir yıllık deneme izni verili- yor... Sanki, deneme yanılma metodu ile Türk hal- kının sabrı ölçülmek isteniyor! Çok uluslu sermaye, akbabalar gibi Türkiye'nin üs- tünde daireler çizerek uçuşuyor; akbabalar Berga- ma'da açılan gedikten girip gagalayacaklan top- rakları peyliyor. Rakamlar ortada... Bergama'daki rezerv sekiz yıl- da tüketilecek... Yılda 26 milyon dolar değerinde 3 ton altın çıkarmak için her yıl 21 milyon dolar har- cayacaklar... Yılda 5 milyon dolar kazanç elde ede- cekler ve karşılığında Türkiye'ye 500 bin dolar ver- gi verecekler... Sekiz yılın sonunda da geride zehir- lerini bırakıp gidecekler... Nereye mi gidecekler? Anadolu'nun başka bir kö- şesine... Çünkü elbirliği ve işbirliği ile 500 ayn yurt köşesini çoktan kapattılar! Sırada bir de çok uluslu sermayenin kirli emelle- rini gerçekleştirmesi için hazırlanmış Endüstri Böl- geleri YasaTasarısı var... Yakındayasalaşacak... is- tedikleri yerde, bir kültür varlığının içine, bir tarih mirasının ortasına, bir doğa harikasının üstüne is- tediklerini yapacaklar... Bergama "hattı müdafaa" için son cephe... Başımızda "sathı müdafaa" için bir önder yok ve bu bakımdan cephenin düşmemesi gerekiyor... Türk halkının elindeki tek güç, Danıştay'ın Berga- ma için verdiği "Siyanürle altın üretimi insan ve çev- re sağlığına tehdittir" karan...' Bergama düşerse Türkiye düşecek! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatt erdincutkuC» yahoo.com Ölüm. en büyük tnuhalefettir hayata! Derviş'in güzergâhındaki Amerikalı! Amerika Birleşik Devletleri'nin kontrolü altında Dünya Bankası ve IMF kredilerine bağlanmış Türkiye'ye ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı olarak atanan Kemal Derviş, bir "lıder" gibi Türkıye'yı gezmeye başladı... Derviş, yanında Amerikalı eşı Catherine'le önce Gaziantep'e, Adana'ya gitti... Önümüzdeki günlerde Denizli'ye gidecek(ler)... Şu rastlantıya bakın ki, bir hafta önce Denizli'de başka bir konuk vardı: Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçiliği'nde görevli dıplomatlardan Kurt Hallbert... Vilayeti, belediyeyi, yerel siyasetçileri ve sanayicilerı zıyaret eden Amerikan Büyükelçiliği'nin "polıtik bölüm"ünde görevli Kurt Hallbert. sorulduğunda gezisinın amacını "Denizli'yi 'yakından tanımak" şeklinde açıklıyor... Ne ki Amerikalı diplomat, Denizli'de ziyaret ettiği kışılere lafın arasında Kemal Derviş'ten ne beklendiğini sormadan da edemiyor... Amerikalıya bakılırsa, Türkiye kendi ekonomik programını uyguluyormuş ve siyasi alanda da bir takım reformları gerçekleştiriyormuş... Ne diyelim; Amerika başımızdan Derviş'i eksik etmesin! Ulaşım politikaları sempozyumu îstanbul'aheryıl bir şehir ekleniyor İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Ulaşım ve Altyapı Plat- formu (İUAP) Başkanı Çetin Gûmûşoğlü. Istanbul'a heryıf Eskişehir büyüklüğünde bir şehrin eklendiğini belirterek "Bu. yaklaşık 500 bin aracın daha trafiğe çıkması dcmek. Ulaşım sorununun çözümii için kamu ve özel sektör or- taklıkları çerçevesinde, ya- bancı sermayeyi çekebilmek gerekiyor" dedı. lUAPnınlçişlerı Bakanlığı Yerel Yönetımler Daıresi'nın desteğiyle düzenlediği "Sür- dürüiebilir Ulaşım Politika- ları Uluslararası Sempozyu- mu" Kalyon OteFde başladı. Bugün sona erecek olan sem- pozyumun açılışına Içişleri Ba- kanı Sadettin Tantan da ka- tıldı. Tokyo, Paris, Londra, New York \e Mexico City'den uz- manlann katıldığı sempozyum- da İUAP Başkanı Çetin Gü- müşoğlu. ulaşım sektörünün yaşam kalıtesini belirlediğini. . 25 kadına okuma-yazma sertifıkası 21. Viizyıl Eğitim ve Kültür YakfVmn (YEKÜV) "3'ten 73'e Eğitim Seferberliği" projesi kapsamında Şişli Halk Eğitimi Merkezi işbirliği ile düzenlediği okuma-yazma kursunun ilk mezunları sertifikalarını törenle aldı. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül kurslarla 5 bin kadına ıılaşmavı amaçladıklarını belirterek "Çağdaş, aydınlık ve Atatürkçü Türkiye'yi kurmak, evde oturmakla olnıaz" dedi. ülke refahının artmasında ki- lit rol oynadığını söyledi. İstan- bul'da raylı sisteme geçeme- mekten kaynaklanan yıHık enerji kaybının 90 milyon do- lar civarında olduğunu vurgu- layan Gümüşoğlu. "300 kilo- metreye yakın bir rayb sistem ağının yaklaşık 10 milyar do- lara çıkabileceği, bunun da 10 yıl içinde bitirilmesi planla- nırsa. yılda >aklaşık 1 milyar dolar civarında yatırıma ge- rek olacağı hesaplanabilir. Bu nakit akışını merkezi ve yerel kaynaklarla temin et- mek mümkün değil" diye ko- nuştu. Sempozyumda. "İstanbul Metropolitan Alanında Ula- şım Yönetinıi. Yapısı, Haya- ta Geçirilmesi ve Öneriler" başlıklı bir sunum yapan İTÜ lnşaat Fakültesi Ulaşım Ana- bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Evren, İstanbul'da ulaşım konusunda tek otorite- nin Büyükşehir Belediyesı ol- ması gerektiğini söyledi. ÇYDD'den destek çağrısı İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Deraeği (ÇYDD). yeni proje- lerini sponsorlarla buluşturmak için sivil toplum kuruluşlanna destek çağrısı yaptı. ÇYDD bu amaçla "Çağdaş Bir Yaşam için Proje Sergisi" düzenli- yor. TÜYAP Tepebaşı Salo- nu'nda 1-3 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek ser- gide. proje tanıtımının yanı sı- n gençlerin proje yarışmasına gönderdiği ürünler sergilene- cek. Sergi süresinceÇYDD'nin lçişleri BakanJığı Strateji Mer- kezi işbirliğiyle düzenlediği "Kırsal Alanda Sosvo-Ekono- mik Sorunların Çözümünde Mülki tdare Amirleri ve Si- vil Toplum Kuruluşlarının Rolleri ve tşbirliğinin Öne- mi" konulu sempozyum da gerçekleştirilecek. Sempoz- yumda Strateji Merkezi Mü- dürü Hasan Canpolat. Prof. Dr. Türkel Minibaş. Prof. Dr. Kenan Mortan, Zıraat Mü- hendisleri Odalar Birliği Baş- kanı Prof. Dr. Gürol Zengin, Prof. Dr. Yıldız Tümerdem ve Prof. Dr. Filiz Meriçli"nin konuşmacı olarak katılacağı sempozyumda, birçok vali ve kaymakam çözüm önerilerin- de bulunacak. HAYYANLAR ISMAIL CÜLCEÇ igulgecta yahoo.com ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH PORO\ semihporoyiu yahoo.com BULIT BEBEK NVRAYÇIFTÇ! bulutbebekuı hotmail.com ft», ScNİevnemem 4?\ kiıçm svs payj *ver h ! t* , TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 29 Mayıs KARİKATÜR C/ZEN PANTOGRAF YAPfLDI.. 1837'DŞ SUGÜM, K4Rı/(ATue ÇİZMEK /Çr/V ÖZ£L YE/Z ALMtŞrt. PAMTOGG/IF, B/R DA sürtirup G£SÇ£*:Çr BtçiMi/voefa PA*/roGG4/? GAZİOSMANPAŞA ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999,408 Davacı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kunımu Genel Müdürlüğü tarafından davalı Nebi Yıldız aleyhıne açılan velayetin Nez'i davasında: Gazıosmanpaşa 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1.5.2001 tarih 1999'408 esas, 2001'492 karar sayılı ilamı ile Ardahan ili, Merkez Dağcı köyü cılt. 51. hane: 5'te nüfusa kayıtlı Nebi ve Selma'dan olma 10.1.1988 doğumlu Hüseyin Yıldız ile 27.10.1992 doğum- lu Ipek Yıldız'ın üzerindeki davalı Nebi Yıldız'ın velayetinin nez'ine, karar kesinleştiğinde küçüklere.vasi atanmak üzere karann bir ör- neğinın Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine. temyizi kabil olmak üzere 1.5.2001 tarihinde davacı vekilının yüzüne karşı davalı- nın gıyabında karar \erilmiş ohıp, Gazıosmanpaşa Arnavutköy Çardaktepe Sondurak No: 39'da mukım davalı Nebi Yıldız'a tebligat ya- pılamadığı gibi adresi de tespit edilemediğinden karann ilanen tebliği ve süresinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşmiş sayılacağını bildinr meşruhatlı da\etı>e yerine kaım olmak üzere ilanen teblig olunur. 21.5.2001 Basuv 29670 KALEM METİN ERKSAN Tefe-Tüfe ve Küle Türkdilindeki "ekonomi" sözcüğünün kökeni, Grek dilindeki "Oikonomos" sözcüğüdür. Grek dilindeki "Oikonomos" sözcüğü Türk diline "Ekonomos" ya da "Ekonomi" sözcüğü biçiminde girmiştir. Grekçe "Oi- konomos" sözcüğü; Grekçe "Oiko" ve "Nomos"söz- cüklerinden oluşur. "Oiko"/ "Ev", "Nomos"I "Namus" demektir. Grekçe "Oiko"sözcüğü, Türk dilinde bizim kullandığımız "Ev" sözcüğü biçimine dönüşmüştür. Grekçe "Nomos" sözcüğü, Türk dilinde bizim kullan- dığımız "Namus" sözcüğü biçiminde kullanılır. Grek dilindeki "CWco"ve'Womos''sözcüklerinibir- leştirip Grek dilinde "Oikonomos" (Ekonomi) sözcü- ğünü oluşturan kişi, ünlü düşünür Aristoteles ya da Aristo'dur (I. Ö. 384-322). Aristo'dan önce Grek di- linde "Oikonomos"'sözcüğü yoktur. "Oikonomos" sözcüğü "Ev Namüsu" ya da "Evin Namusu" anlamı- nı içerir. Evin merkezinin "Mutfak" olduğunu sapta- yan Aristo "Oikonomos" sözcüğünü "MutfakNamu- su" anlamında oluşturduğunu söyler. Grek dilindeki "Nomos" sözcüğü önce Ibrani dili- ne geçmiş, sonra Mısır'dan Medine'ye göç eden Ya- hudi-Museviler aracılığı ile Arap diline geçmiş ve "Na- müs" sözcüğüne dönüşmüştür. Türk dilindeki "Namus" sözcüğü Türk diline Arap dilinden geçmiş bir sözcük- tür. Grek dilinden Fransız diline dikey, Fransız dilinden Türk diline yatay geçiş yapan "economie" sözcüğü, Osmanlı Türkçesine "llm-i Tedbir-i Menzil" biçiminde çevrilmiştir. Ilim/Bilim, Tedbir/Önlem, MenziL'Ev de- mektir. "llm-i Tedbir-i Menzil" Osmanlı Türkçesinde; "Ekonomibilim", "Evbilim", "Mutfakbilim" anlarmnda kullanılmıştır. Fransızca "economi" sözcüğünü, Grek- çe kökeni "oikonomos" sözcüğü ile bağlantılı olarak geliştirip. Türkçeye llm-i Tedbir-i Menzil, yani "Eko- nomibilim" anlamında çevirmek, çok yetkin bir çevi- ri örneğıdir. Aristo'dan bu yana geçen zaman içinde "oikono- mos- ekonomos-ekonomi" olgusu birçok bilimsel de- ğişim, oluşum. dönüşüm evreleri geçirip "ekonomi- bilim" olmasına karşın, ekonomi olgusu ya da söz- cüğü, köken anlamı olan; "evnamusu", "evin namu- su", "mutfaknamusu", "mutfağın namusu" anlamla- rından annmamıştır. Bu bağlamda "ekonomist" söz- cüğü; "ev namusçusu", "evin namusçusu", "mutfak namusçusu", "mutfağın namusçusu"anlamlannı içe- rir. "Ev namusu", "evin namusu", "mutfak namusu", "mutfağın namusu"; ev ve mutfak giderinin olağan ol- ması, ev ve mutfak giderinin bir ölçü, bir oran, bir sı- nır içinde olması, ev ve mutfak giderinin dengeli ol- • masıdır. Ev ve mutfak giderinin bozulması, ev ve mut- fak giderinin sarsılması, ev ve mutfak giderinin yıkıl- ması, "ev namusu "nun "mutfak namusu"nun yok ol- masına neden olmuştur. Insanın en önemli gereksin- mesi, insanın baş gereksinmesi olan "beslenme ge- reksinmesi", "ev namusu", "mutfak namusu", "evbi- lim", "mutfakbilim" ile doğruca bağlantılıdır. lokono- mos'un, Ekonomos'un Ekonomi'nin, Ekonomibilim'in aslı, esası budur. Ev namusu "nun, "mutfak namusu "nun ırzına ge- çilmiştir. "Ev namusu", "mutfak namusu" tecavüze ug- ramıştır. "Evnamusu", "mutfaknamusu" rezil edilmiş- tir. "Ev namusu", "mutfak namusu" yok edilmiştir. Ekonomi sözcüğünü "evnamusu", "mutfaknamu- su" anlamında oluşturan Aristo'nun kulaklan çınlasın. Tüm bu olumsuzluklar ve felaketler "ev namusu" ve "mutfak namusu "anlamlannı içeren "etonom/"olgu- su ve sözcüğü, "ekonomibilim" olgusu v6 sözcüğü haline geldikten sonra olmuştur. Istanbul'un belirii günler kurulan açık pazar yerie- rinde eskiden "küfeciler" vardı. Bu "küfeciler" sırtla- rında çeşitli boylarda "küfeler" olan pazar hamalla- nydı. Pazarda alışveriş yapan ortadirek ya da orta halli insanlar, pazardan aldıklan öteberiyi bu küfeci- lerin küfelerine koyup evlerine taşıtırdı. Fakir insanlar pazardan a,ldıkları yiyecekleri, evlerinden getirdikleri; zembil, file, sepet, torba gibi gereçlerin içlerine ko- yup evlerine taşıriardı. Şimdi pazaryerlerinde bu "kü- feciler" var mı bilmiyorum. Zembil, file, sepet, torba gibi asıl ölçülerih haklan- nı hiç yemeden, sağlıklı bir "ekonominin" gösterge- si, pazar yerlerinde kullanılan, içine pazardan alınan yiyecekler konulan "küfe"ö\r. Ortadireğin ya da orta hallinin parasal gelirieri şimdi "küfeleri doldurmuyor. Ekonomistler her gün "fefe", "füfe"diyorlar. Fakat hiçbir ekonomist "küfe"den söz etmiyor. Tefe", "tü- fe" iyi ama, bu iş sonunda "küfe'de bitmiyor mu? Kü- fe dolarsa ekonomi iyidir, küfe dolmazsa ekonomi iyi değildir. "Ekonomi" olgusu üstünde düşünen ve "eko- nomi" sözcüğünü oluşturan Aristo, "fefe'yi, "tt>fe"yi bilir miydi? Sanınm bilmezdi. Ama Aristo "küfe"y\ bi- lirdi. "Ev namusu"nun ya da "mutfak namusu"nun "kûfe" ile birebir ilişkisi vardır. "Küfe" doluysa "mut- fağın namusu" vardır. "Küfe" boşsa "mutfağınnamu- su" yoktur. Yazıyı başlıktaki sözlerimiz gibi bitirelim. Tefe-Tüfe ve Küfe. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Efsane. 2/ Büyük erkek kardeş...Pasi- fik Okyanu- su'nda İcüçük bir ada-devlet. 3/ Bir şiirde uyaktan sonra yinelenen ay- nı anlamdaki sözcük ve ek- lere verilen ad... "Ey vus- lat. o âşıklan efsuna - --et"(Yahya Kemal). 4/ Yosunlann kökü an- dıran tutunma orga- nı... Yapısına girdiği sözcüğe "karşıt". an- lamı katan yabancı önek. 5/ Bir tür ipek kumaş. 6/ Kalsiyum elementininsimgesi... 8 Eski Mısır'da güneş 9 tanrısı... Şenliklerde caddelere kurulan süslü ke- mer. II Hisse senedi, tahvil gibi değerli kâğıtlan da- ha kârh görülen başka kâğıtlarla değiştirme işi. 8/ Bir soru eki... Güreşte bir oyun... Altının simgesi. 9/ Çıplak vücut resmi... Duyuru. . YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir işin ya da bir olayın sonu. 2/ Kimi hastalıklar- da yüzde, ellerde ve ayaklarda görülen yangısız şiş... Doğu Anadolu'da bir göl. 3/ Gereğinde kullamlmak için fazladan bulundurulan. 4/ Bir anlatımda veril- mek istenen öz. 5/ Eski dilde burun... Gazel ve kasi- denin ilk beytr. 6/ Sodyumun simgesi... llenme... Av- rupa'da bir ırmak. II Bıldırcın sökünü. 8/ Erden ça- vuşa kadar olan askerlere verilen ad... Gizli görevli. 9/ Deriyle kaplı bir çeşit Eskimo kayığı... Akıl.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle