15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasada revizyon ZOP • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Partilerarası Uzlaşma Alt Komisyonu' nun hazırladığı 51 maddelik anayasa değişikliği paketinin, siyasi •partüerin büyük bölümüne itiraz etmesi nedeniyle yaşama geçirilmesi kolay görünmüyor. DSP, egemenlik hakkının paylaşımına; MHP, Kürtçe yasağının kaldınlinası ve ölüm cezasının kaldınlmasına; FP, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandınlmasına; DYP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 5-*-5 modeline çekince koyuyor. l Erdofian IANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 'Yeni oluşum' için Ankara'da büro kiralayan FP'nin 'yenilikçi' milletvekilleri ile FP yönetimi arasındaki aynlık derinleşiyor. FP Genel Başkan Yardımcısı Bahri Zengin, Recep Tayyip Erdoğan'ın, adını 'Erdemliler Hareketi' olarak koyduğu girişim için "Özalvari bir sağ parti anlayışını benimsedıkleri görülüyor. Bu, bizim çizgimizde değildir" dedi. Milletvekilinin oğlundan saldırı • HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Bayındırlık ve Iskân Müdürlüğü'nde inşaat teknikeri olarak çalışan ANAP Hakkâri Milletvekili Macit Piruzbeyoğlu'nun oğlu Orhan Piruzbeyoğlu, bir inşaata ait hak edişi ı eksik belge gerekçesiyle imzalamayan şube müdürü Mehmet Sevmiş'i çarşı ortasmda aşiret üyeleriyle birlikte dövdü. Piruzbeyoğlu ile 3 arkadaşı gözaltına alındı. Ecevit, Alan'ı ziyaret etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, Danıştay Başkanı Nuri Alan'ı ziyaretinin çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ecevit, KKTC'deki koalisyon hükümetinin bozulmasının demokratik bir gelişme olduğunu söyledi. Ecevit, Kemal Derviş'in Anadolu gezisine çıkmasının da normal olduğunu söyledi. TOBB Genel Kurulu bugün • AIVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) seçimsiz olacak 56. olağan genel kurulu bugün yapılacak. TOBB Başkanı Fuat Miras, Kemal Derviş'e, kendileri masada olmadan program hazırlayıp sonra da nasıl bölgelere gidip oda başkanlanndan destek isteyebildiğini sordu. Miras, devalüasyon öncesinde Merkez Bankasf ndan döviz alanlann açıklanmasını isterken "Istanbul Dükalığı" olarak nitelendirdiği kesimi dolar almakla suçladı. Cumhurbaşkanı Sezer, Beyaz Enerji operasyonu tartışması için uyanda bulundu: Siyaset yargıya kanşmasm ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Sezer, siyasetin yargıya müdahale etmeme- si ve yargının da kesinlikle siyasal- laşmaması gerektiğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Metin Yalman dün düzenlediği toplantıda, gazetecilerin "Sezer'in Beyaz Enerji operasyonu nedeniyle yargı ve siyaset arasında yaşanan tartışmayı nasü de- ğerlendirdiği'' sorusu üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanı siyasetin yargrya mü- dahale etmemesi ve yargının kesinlik- le siyasallaşmaması gerektiğini ifade etmektedirier. Sayın Cumhurbaşkanı yargıya intikal etmiş kimi konularda herhangi bir değerlendirme ve yoru- mun doğru olmayacağını düşünmek- tedirler" dedi. Yalman, Cumhurbaşkanı Sezer'in emriyle geçen yıl başlatılan Atatürk Arşivi Projesi kapsamında Ankara Adliyesi'nden Atatürk"ün vefatından • Cumhurbaşkanhğı sözcüsü Metin Yalman, Beyaz Enerji operasyonu nedeniyle yargı ve siyaset arasında yaşanan tartışmayı nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir soruya, "Cumhurbaşkanı, siyasetin yargıya müdahale etmemesi ve yargınm kesinlikle siyasallaşmaması gerektiğini ifade etmektedirier" yamtını verdi. sonra hazırlanan tereke listesinin bir örneğinin alındığıru belirtti. Terekedeki 8 bin parçadan oluşan belge ve eşyaya yönelik çok yönlü araştırmalann başlatıldığını anlatan Yalman, tüm kuruluşlardan, söz konu- su eşyalardan ellerinde bulunanlan bildirmelerinin i m, kuruluş ve kişi- ye yazı gönderildiğini bildiren Yal- man, olumlu yanıtlar aldıklannı söy- ledi. Yalman, Türk Tarih Kurumu'nun Atatürk ile bir süre evli kalan Latife Hanım'ın ölümünden 25 yıl sonra bir bölümünün açıklanmasuıı vasiyet et- tiği 314 kalemden oluşan 927 mektup, fotoğraf ve benzeri belgenin bekleme süresinin tamamlandığını ve bunlann çeviri çalışmalan ile ayıklanma işlem- lerine başlandığını belirtti. Yahnan, Sezer'in 1 yıllıkgörev sü- resi içinde Çankaya Köşkü'ne kişisel isteklerle ilgili 32 bin 353 ve kurum- sal işlemlere yönelik 37 bin 820 adet olmak üzere toplam 70 bin 173 adet başvuru geldiğini bildirdi. Yalman, Sezer'in aynı dönemde 107 yasanın 103'ünü, 31 kanun hükmünde karar- namenin 24'ünü ve 727 adet müşte- rek kararnamenin 687'sini onayladığı- nı belirtti. Sezer, 1 yasa, 7 kanun hük- münde karamame, 3 Bakanlar Kuru- lu karan ile 24 müşterek atama karar- namesini ise iade etti. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Dış Politika Başdanışma- nı Tacan İldem de, Sezer'in yurtiçi gezileri hakkında bilgi verdi. Buna göre Sezer, 30 Mayıs Çarşam- ba günü Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hüseyin Krvrıkoğlu ile birlikte Van ve Hakkâri'de incelemelerde bu- lunacak. Sezer, 1 Haziran Cuma günü Iz- mir'e giderek burada açılacak olan uçak sergisini gezecek ve hava göste- rilerini izleyecek. Cumhurbaşkanı, 6- 7 Haziran tarihlerinde de Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa'ya gidecek. ÇİZMEDEN YUKARI m.kart(5 supefonline.com.tr MUSAKART INJ AB AT/HASt l AMA. • • , ÇBKfNCBLB&İMİZ [AhlLAVIŞLA Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Hukuk thtisas Semineri'nde konuştu Yargı bağınısızhğı zedelenmemeli İstanbul Haber Servisi - Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk, isim vermeden Başbakan Yar- dımcısı Mesut Yılmaz'ı, Beyaz Enerji operasyonunu yürüten Ankara DGM Savcısı Talat Şalk'ı ve medyayı eleştirdi. Türk, hiç kimsenin. hiçbir ku- rumun yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını etkileyebilecek davranışlara kalkışmaması ge- rektiğini belirterek "Türki- ye'de bir ceza davasu hazuiık soruşturmasındayken adeta bütün basın yayuı organlanyla, mületçe birlikte götürüyonız. Böyle bir adalet olamaz. Cum- huriyet savcılan da yahuz sanı- ğm akyhine olan delilleri değü. lehine olan delilleri de topla- makla yükümlüdür" dedi. Bakan Türk, Marmara Üni- versitesi'nce (MÜ) Istanbul Hâkimevi'nde düzenlenen "8. Hukuk thtisnas Semineri^nde yaptığı konuşmada, adalet re- formuna ilişkin yapılan yeni düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Hazırlık soruşturmala- nnın gizli kalması gerektiğini olması gerekir. Ama Türldye'de bugün baa uygulamalarda, ör- neğin bir ceza davasının ön ko- vuşturması daha henüz hazırlık soruşturması aşamasında iken sonunda henüz bir iddianame düzenlenip bir dava açınp açıl- mayacağı belli değüken dahi bir • Üstû kapaü olarak Yümaz'ı eJeştiren Türk "Hiç kimsenin, hiçbir kurumun yargatm bağımsızlığını etkileyebilecek davranışlara kalkışmaması gerekir"dedi. ifade eden Türk, buna herkesin uyması gerektiğini kaydetti. Türk şöyle konuştu: "Hiç kimsenin, hiçbir kuru- mun yarguun bağımsızlık ve ta- rafsızhğmı etkileyebilecek dav- ranışlara kalkışmaması gerekir. Bu konuda hepimizin duyartı davayı adeta bütün basın yayuı organlanyla, mületçe birlikte götürüyoruz. Böyle bir adalet olamaz. Bunun mutlaka düzen- lenmesi gerekir.'' Basın Kanunu'nda, basın için bu konuda özel hükümler konduğunu, yeni CMUK'nin de bu konuda yeni hükümler getirdiğini anlatan Türk, bazı insanlar baştan suçlu olarak damgalanırsa adil yargılama- nın tam olarak gerçekleşeme- yeceğini kaydetti. Savcılan da eleştlrdl Cumhuriyet savcılanm da eleştiren Türk, cumhuriyet sav- cılannın yalnız sanığın aleyhi- ne olan delilleri değil, lehine olan delilleri de toplamakla gö- revli olduklannı söyledi. Türk, "Cumhuriyet savcılan iddia makamı da olsa, bu kamu adı- na bir iddia makamıdır. Göre- vini adaletin tam olarakgerçek- leşmesi yönünde, objektif ola- rak yerine getirmek durumun- dadırlar" diye konuştu. CHPIİ SelVİ: Türkiye üzerinde oyun oynantyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Ge- nel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, Türkiye'de hükümetin ve siyasi par- tilerin yarattığı yönetsel ve siyasal boşluğun, dış ülkelerin Türkiye 'nin si- yasetine müdahale et- mesi sonucunu doğur- duğunu belirterek bu amaçla 'bir temsilcinin' gönderildiğini söyledi. Derviş, senaryonun bir parçası Selvi, soldaki yeni oluşum hazırlıklan ve Kemal Derviş'in Türki- ye'ye gönderilişiyle bir- likte oluşturulmaya çalı- şılan havayı değerlendir- di. Derviş'in gönderili- şinin, "Türkiye'yi bam- başka bir siyasi oluşuma sürükkme" senaryosu- nun bir parçası olduğunu savlayan Selvi şunlan söyledi: "Siyaset yıüar- ca, partilerin de başan- sızhklan nedeniyleyıpra- nldL Dışardan adam ge- tiriUyor. Ne> i, nasıl yapa- cağı büinmeyen kişUerin peşine taküınıyor. Ulkeyi en çok borçlandıran Türkiye'yi yönetir hale gelmiştir. EVİF bu parayı zaten vermek durumun- da. Bu kadarabarülacak bir şey yok." Türkiye üzerinde çok ciddi oyunlar oynandığı- nı ileri süren Selvi, "Sol- da yeni bir parti kuracak olan arkadaşlann bunu düşünmeleri gerekir. 'Bu tehlikeli gidişte dikkatle- ri başka bir yöne mi çeki- yoruz' diye düşünmeleri gerekir'' diye konuştu IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(« doruk.net.tr Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. BEKTAŞBALKIR Yargılanna, gözlemlerine gü- vendiğim bir dostum 15 günlük bir Mısır gezisi yaptı. Dönüşün- de aktarmaya değer bulduğu ilk ya da başat izlenim pek yalındı: - Yoksulluk ve gerilik içinde ağır ağıryok oluşa terk edilmiş bir ülke! Oysa dünya politikasında Mı- sır, çok uzun süredir Türki- ye'den daha önemsenen bir ül- ke. Ortadoğu'daki kördüğüm- lerin çözümü için yapılan bütün görüşmelerin, ilişkilerin, politika belirlemelerin içinde, Ortado- ğu'ya Türkiye'den daha yakın olmayan Mısır hep belirgin bir ağıriık taşıdı. Dünya politikasında ağıriık ta- şımanın ölçütlerinden biri ABD başkanlan ile görüşmekse, En- ver Sedat'tan Hüsnü Müba- rek'e kadar Mısır devlet baş- kanlan Beyaz Sarayı adeta komşu kapısı yaptılar. Türki- ye'de ise bir başbakanın, ABD başkanı ile göz göze gelmesi bi- le haber konusu oluyor. Ama arkadaşım, bu itirazlan- ma rağmen Mısır'a ilişkin yargı- larını değiştirmedi: - Ortadoğu'nun bugününü beliriemek için Mısır ağıriık ta- Batılılaşmanın Yeni Bir Dönemecinde... şıyor. Doğru. Ama Mısır binler- ce yıl önceki o görkemli anıtla- nn gölgesinde yine de yoksul- luğa, cehalete, genliğe terk edilmiş. İçin için çürüyor ve ku- ruyor... Gözlemin doğruluğunu yan- lışlığını tartışacak bilgim yok. A- ma benzeri bir duyguyu Afga- nistan'da kendim yaşamıştım. Kuzeyinden güneyine fır dön- düğüm bu ülkede aynı duygu beni sarmış, aynı yargı bilincim- de kıvılcımlanmıştı: - Çokgerilerde kalmış ve hep orada kalmaya mahkûm edil- miş bir ülke!.. ••• Türkiye ıçın bu söylenebilirmi? Batı, Türkiye'yi hiç terk etme- di; elini Türkiye'den hiç çekme- di; kaderiyle baş başa bırakma- dı. 200 yıllık "Batılılaşma" tarihi- mizin hemen bütün dönemeç- lerinde "dış dinamikler" denen dıştan yani Batı'dan gelen itici güç belirieyici işlev gördü. Kimi kez işe doğrudan kanşarak Tür- kiye'nin "Batılılaşma" adımla- rının atılmasını zorladılar. Kimi kez içeriden gelen itici güçlerin önünü açtılar. Kimi kez iç dina- miklerin farklı yörüngelere gıt- mesini önlemek için çaba gös- terdiler. Ama Batı (eskiden Avrupa, şimdi hem Avrupa ve ABD) her zaman Türkiye'nin Batılılaşma- sınıyeğledi, destekledi, zortadı. Daha kestirmeden söyleye- lim: Türkiye'nin Batılılaşmasın- da, Batı toplumlannın bir halka- sı olmaya yönelmesinde dış kaynaklı itici güçler, Cumhuri- yet'in ilk yıllan dışında, her za- man içerideki itici güçlerden da- ha etkili ve belirieyici oldu. Batılılaşma Türkiye'de çoğu kez "Batı uygarlığının değerie- rini benimseme, aydınlanma düşüncesinin bu topraklarda da akiın egemenliğini sağlama- sı" olarak kültürel ve ahlaki bir boyutta algılandı. Bu yanı var ve önemli. Ama Batılılaşmanın belirieyici niteliği bu olamaz. Batı ekonomik ya- pısıyla, siyasal hedefleriyle, ide- olojisiyle bir bütün. O yüzden, "Batılılaşma"dar\ Batı'nın anladığı daha farklı ve daha doğru. Üstelik Batı'daki değişimlere paralel olarak Tür- kiye'den beklentiler, Türkiye'ye verilen yön de değişiyor. 1826'da 2. Mahmırt yeniçeri- liği ortadan kaldınp "Batılı" an- lamda bir ordu (nizam-ı cedit) kurduğunda, Batı bu değişimi destekledi. Uzman yollayarak, politik destek ve hatta finansal kaynak sağiayarak destekledi. 1826'da Batı'nın Türkiye'nin Batılılaşmasından beklentisi, Avrupa'dayükselen, olgunluk çağına ulaşan, emperyalist- leşmeye hazırlanan kapitalizm için diri bir pazar olmasıydı. Iki üç yüzyıllık bir geleneğe da- yanan ordusu kılıç kalkanlı ye- niçerilere, hukuku şeriata, yar- gı erki kadı fetvalarına, üretim ve ona bağlı tüketim alışkan- lıklan kapalı bir tanm ekono- misine dayanan Osmanlı top- rağında, sanayi devrimi sonra- sında "meta" üretimine hız vermiş Batı için elverişli bir pa- zar, şiddetli bir "değişim" ya- şanmadan (yaşatılmadan) ya- ratılamazdı. 1826'dan bu yana bütün Ba- tılılaşma atılımlan, bu atılımlann yarattığı değişim ve dönüşüm- ler aynı zamanda Türkiye'nin kapitalistleşme tarihinin de dö- nemeçleridir. ••• 21. yüzyılla birlikte "Batı" ya- ni kapitalizm deyeni biraşama- da. Finans sermayesinin hatta onun en kristalleşmiş biçimi, paranın inanılmaz bir hızla en yüksek getiriyi veren pazartar (ülkeler) arasında akışı yeni dö- nemin temeli. Küreselleşmenin özü özeti de bu. Türkiye'de "Derviş geldi, Derviş gönderildi. Derviş para buldu. Derviş öksürdü. Derviş Antep 'e gitti. Derviş tenis oyna- dı" habercilik maskaralıklannı bir yana itip, ülkenin "Batılılaş- manın" yeni ve çok keskin bir dönemecine geldiğini bilince çı- karsak daha iyi olacak. Bugünlük burda keselim. A- ma -sezdiğiniz üzere- kimileri için epey sıkıcı olan bu konuyu Tırmık\amay\ sürdüreceğimizi de söyleyelim... POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Yarım Kalmış Bir Cümle... Korkulanmız, birilerinin bizi bırakıp gitmele- rinden kaynaklanıyor... Umutsuzuz, hüzünlüyüzL Köleliğe dönüşmüş bir özlem var içimizde!.. Kimilerini hiç ilgilendinmeyen bir haberi. bir rö- portajı okurken, yitirdiğimiz düşleri, korkularımızı, toplum olarak görmezden geldiğımiz kayıpları- mızı anımsıyorum... Toplumumuz tepkisiz kalmanın sancısını yaşı- yor!.. Ölümlere alkış tutan bir toplum geleceğin aydın- lığını isteyebilir mi? Büinmeyen birzamanın içindeydik!.. Umutlarımızı yok yere harcamıştık!.. Belki de kendi kendimizi avutmuştuk!.. Zekiye Doğan'ın öyküsü, Mardin'den Istan- bul'a kaçışla mı başlıyordu?.. O acılı bir kadındı!.. Mardin'de, Hakkâri'de, Silvan'da hep korkular- layaşamıştı!.. Güvenlik güçleri evlerini basmıştı Zekiye Do- ğan'ın!.. Yedi kişi alınıp götürülmüştü!.. Bir daha geri dönmüşler miydi? Zekiye Doğan'ın yanıtı "Hayır" oluyordu hıçkı- nklara boğulurken... Eşi gözleri önünde öldürülmüş Zekiye Ha- nım'ın... O yıllar zor geçmişti!.. Kayıpların ardından dört çocuğuyla Istanbul'a gelen Zekiye Doğan anlatıyor: "Baskılar nedeniyle evimi köyümü bırakıp Dar- geçit ilçesıne taşındım. Çünkü evime sık sık bas- kın düzenleniyordu. O yüzden kalkıp Istanbul'a geldik..." Istanbul'un varoşlarında yaşıyor Zekiye Ha- nım... Büyük kente alışmak zor!.. Fotoğrafına bakıyorum... Acaba kaç yaşında? Gözlerinde hüzün ve umutsuzluk!.. • • * Acılarla yaşam bulan bir toplum!.. Tepkiyok!.. Duyarsızlık dalga dalga yayılıyor!.. Cezaevlerindeki ölüm oruçlannda ölen insan- larımız için ne yapıyoruz? Hiç!.. Işkenceciler aramızda dolaşıyor!.. Sadece seyretmekle yetiniyoruz... Başım dönüyor, gözlerim kararıyor!.. Elimde Uluslararası Af Örgütü (Amnesty Inter- national)'nün bir raporu bulunuyor... Işkence aygıtlannı hangi ülkeler üretiyor ve han- gi ülkeler tarafından satın alınıyor? Az gelişmiş üçüncü dünya ülkeleri!.. 97 şırket ABD'de, 30 şirket Almanya'da işken- ce aygıtı üretip dışarıya satıyor!.. En çok satılan işkence aygıtı ise elektrikli cop ve parmak kelepçesiymiş!.. Bir kez daha bakıyorum Zekiye Doğan'ın fotoğ- raftna... -'- - ; • • •' Acı ve hüzün!.. ^ 1 ) ! " n 5 Gece pencerelerinden sızan ışıkta umut ol- maz!.. Güneydoğu'yu saran acı kolay kolay dinmez!.. Sabahın en körpe çiçekleri oralarda gülümse- mez, sevda türküleri söylenmez!.. Yoksulluk diz boyudur oralarda!.. Işdeyoktur, aşda!.. Diyarbakır, Mardin, Van'da çocuklar görürsü- nüz!.. O çocuklar şimdilerde istanbul'da Moda'yı, Le- vent'i, Etiler'i, Bebek'i mesken tutmuşlardır!.. Zekiye Hanım, İstanbul'da bir gözlemecide ça- lışıyormuş!.. Peki dört çocuğu ne yapıyor? Bilmiyorum!.. Canım sıkılıyor... Bir kez daha bakıyorum Zekiye Doğan'ın fotoğ- rafına... Şöyle diyor belki de: "Bırakıp gittiniz beni kalarak olduğunuz yerde; heryerde bırakıp gittiniz beni gözlerinizle; düşle- rin yüreğiyle bırakıp gittiniz beni; yanm kalmış bir cümle gibi bırakıp gittiniz beni..." • • • Biz toplum olarak çetelerle, yolsuzluklarla, ka- yıplarla. işkencelerle, faili meçhul cinayetlerle uğraşırken, dışarıda, üstelik burnumuzun ucun- daki Kuzey Irak'ta olup bıtenlerle ilgilenmiyoruz!.. Başbakan Ecevit ne demişti: "Kürt devleti kurulursa Türkiye Kuzey Irak 'a mü- dahale eder!" Talabani ve Barzani. BM ambargosu kapsa- mında Irak'ın sattığı petrol parasının yüzde 13'ünü cebe indtriyor!.. Talabani ve Barzani, ABD'ye gidip 'Kuzey Irak Kürt Devleti Projesi'ni yaşama geçirmeye çalışı- yor, Saddam ileridedevrilsebileABD'nin K.lrak'ta devriye uçuşlannı sürdürmesini istiyor!.. Herneyse!.. hikmet.cetinkayao cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 CHP PM üyesi Bülent Tanla: 2000 nüfüs sayımı tam bir fiyasko İstanbul Haber Servi- si - CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu, 22 Ekim 2000 tarihinde ya- pılan nürus sayımının "tam bir fiyasko" oldu- ğunu, Türkiye'nin sayıl- mış nüfusunun bilinme- diğini açıkladı. Plat- form, bütün Türkiye'nin evlere kapatılmasıyla yapılan sayımın ilk so- nuçlannın 71.5 milyon olarak açıklandığını. an- cak daha sonra 'hayali, sanal 4-5 milyon' kişinin sayıldığının ortaya çik- tığmı belirttı. CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu Baş- kanı ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Bülent Tan- la, Pera Palas Oteli'nde düzenlediği toplantıda, geçen yıl yapılan sayım sonucunda Türkiye'nin "nüfusunu yanhş sayan ülke" durumuna geldi- ğini söyledi. Tanla, "Şimdi Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE), hem sa>ımın so- nuçlannı açıklayamnor hem de hatalan gider- meye. bu yoUa da Türki- ye'ye \e dünya>a karşı a\ ıbını gideı ıneje çahşt- >-or" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle