23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2001 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Devletin Dili... TBMM'de Partilerarası Uzlaşma Komitesi Alt Komisyonu çalışmaları daha başlangıçta, MHP'nin 3. maddeyle ilgili itirazı ile çıkmaza saplanmış. Ânayasanın 3. maddesinin 1. fıkrası aynen şöyle der: "Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölün- mez bir bütündür. Dili Türkçedir." Ânayasanın 4. maddesi ise "Ânayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesinde- ki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hü- kümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" der. Alt komisyonda 3. maddenin 1. fıkrası "Tür- kiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçedir" şekline sokul- mak isteniyordu. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise bu düzenlemeye karşı çıkarken, 4. mad- dedeki değiştirilememe, değişikliği teklif bile edememe hükmüne dayanmakta. Önce olayı hukuk yönüyle ele alalım. Ana- yasa metnini açıp baktığınızda görürsünüz ki yapılmak istenen düzenleme, gerçekte deği- şiklik değil. tavzih, yani açıklamadır. Nitekim ânayasanın 3. maddesinin başlığı "Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, mil- li marşı ve başkenti"d\r. Yapılacak düzenlemeyle maddenin metni ile başlığı arasında uygunluk sağlanacaktı. • * • MHP'li Şandır, direnişinin nedenlerini şöyle açıklıyor: "... Bir kimlik yaratılmasına zemin hazıriaya- cak şekilde değişiklik yapılmasına izin verme- yiz. Anadilin kullanılması farklı bir şeydir ve herkesin hakkıdır. Ancak bir topluluk dili oluş- turmak, kimlik oluşturmak ve oradan da mil- let yaratmak süreci başlatma noktasında bir kelime bile önemlidir." Şandır'ın kendi söyledikleri kendi siyasi ide- olojisi doğrultusunda haklıdır, ama gerçekler- le bağdaşmamaktadır. Şandır, ulusu ırk, dil, din biriiğine dayandı- ran, ırkçı objektivist görüşten hareket ettiği için bu sonuca varıyor. Bu görüşün ağababası olan Fransız Kont Gobineau ki "ırklann üstünlüğü" görüşünü savunmuştur, büyük ününü kendi vatanı Fran- sa'da değil de Nazi Almanyası'nda kazanmış bir kişidir. Oysa çağımızda geçerli olan, Ernest Re- nan'ın savunduğu, Atatürk'ün de benimse- diği, demokratik ve sübjektivist ulus görüşün- de, ulusu oluşturan ana etkenin ırk, dil ve din biriiğinin çok ötesınde başka bir öge olduğu söylenir. ••• . Çağdaş ulusu oluşturan ve bir arada tutan en önemli öğe, insanların bir arada yaşama, ortak bir geleceğe ve amaca yönelme istek- leridir. Bu birlikte olmak ve ortak geleceğe birlikte yönelmek amacını pekiştiren ise ortak geç- mışlehdir. Hatta Renan, ulusu oluşturanlann ortak geç- mişinin de, tarihi olayların bire bir okunması olarak değil de varsayılan bir ortak geçmiş düşüncesi olduğunu söyler. Ernest Renan, doktrinini açıkladığı ünlü 11 Mart 1882 tarihli Sorbonne konuşmasında, "Bir ulus hergünyinelenen birplebisittir" der. Evet. bir ulusun oluşmasında dilin önemi hiç yok değil. Ama salt aynı dili konuşmak ulusu oluşturmaya yetmiyor. Çok uzağa gitmeye de gerek yok. Arap ülkelerine bakmanız yeter. Aynı ırktan, aynı dilden, aynı dinden insanlar bir ulus oluşturamıyoriar. Oysa Isviçre'de ay- rı dilden insanlar, sağlam bir ulusu oluşturma- yı becermişlerdir ve aralarındaki dil ayrılığı, ulusun sağlam varlığını ve ülkesi - milleti ile bö- lenmezliğini zedelememektedir. Yirmi birinci yüzyılın eşiğinde bu gerçekleri görmemekte direnmek, gerçekten havsala- nın almayacağı bir davranıştır. Evet beyler, devletin anadıli yoktur, resmi dili vardır. çoğu üniversite öğrencisi Hizbullah'a baskın: 37 gözaltı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - An- kara Emniyet Müdür- lüğü, Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in talimatı doğrultusunda şeriat- çı terör örgütü Hizbul- lah'a yönelik operas- yonlar düzenledi. 7 ayn hücre evine yapı- lan baskın sonucu ço- ğu üniversite öğrenci- si olan 37 kişi gözaltı- na alındı. Dün Ankara Emni- yet Müdürlüğü ekiple- ri, Çankaya, Altındağ, Keçiören ve Sincan'da 7 ayn hücre evine bas- kın düzenledi. Baskın sonucu, kimlikleri ön- ceden belirlenen 37 örgüt mensubu polis tarafından yakalanır- ken çok sayıda örgüt- sel doküman ve çeşit- li konulardaki talimat- lara ilişkin belgeler ele geçirildi. Aramalarda silah bulunamadı. Bir devlet memuru- nun da gözaltına alın- dığı baskında, Hizbul- lah örgütünün Anka- ra'da örgütlenmesin- den sorumlu 3 militan, kimliklerinin belirlen- mesine karşın kaçma- yı başardı. Bu kişilerin yaka- lanması ve yurt çapm- da arama yapılması için emniyet tarafın- dan teleks emri çıka- nldı. Ankara DGM Cum- huriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, aranan kişilerin yakalandığı- nı açıklayarak "Aradı- ğumz baa kişiler var- dL Onlann yerini tes- pitettik"dedi. Yargıtay, Çarkın ve 4 polise birden fazla kişiyi öldürmek suçundan verilen cezayı bozdu Çarkm'm cezası onanmadı Susurluk sanığı Çarkın. ANKARA (AA)-Yargıtay. Su- surluk ve Ömer Lütfîi Topal'ın öldürülmesi davalannın da sanı- ğı olan Ayhan Çarkın ile 4 poli- se 'birden fazla kişiyi öldürmek' suçundan \erilen 3 yıl 10 ay 20'şer gün hapis cezasını bozdu. Yüksek Mahkeme. polislerin ya- sal savunma sınırlan içinde kal- dıklan gerekçesiyle beraat etti- rilmeleri gerektiğini bildirdi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahke- mesi'nin 9 polis memuru hak- kında verdiği mahkûmiyet ve be- raat kararlannın temyiz istemi sonuçlandı. Yargıtay 1. Ceza Da- iresi. 5 polis memuru hakkında verilen mahkûmiyet kararlannı oybirliğıyle bozdu. Dairenin bozma gerekçesinde, Perpa'daki operasyonda polislerin 'Teslim olun' çağnsına silahlı karşılık verildiği. çatışma sonucunda bu kişilerin silahlanyla birlikte ölü olarak el geçirildiği kaydedildi. Dairenin gerekçeli karannda. maktullerin başlattığı silahlı sal- dınnın hangi aşamada sona erdi- ğinin belirlenemediği olayda sa- •vunmada aşınlığa kaçıldığı ka- bul edilerek hüküm kurulması- nın yasa ve usule aykın olduğu belirtildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, bu gerekçelerle, polis memurları Ayhan Çarkın. Ömer Kaplan, Ayhan Ozkan, Hüseyin Doğru ve SeUm Kostik'e verilen 3 yıl 10 ay 20'şer günlük hapis cezasına ilişkin yerel mahkeme karannı bozdu. Daire. 4 polis memuru hakkındaki beraat karannı ise onadı. Perpa'nın 11. katında 13 Ağustos 1993'tegerçekleştirilen operasyon sonucu. yasadışı ör- güt üyesi olduklan ileri sürülen Selma Çıtlak. Mehmet Salgın, Sabri Atılmış, Hakan Kasa ve Mehmet Akyürek, çıkan silahlı çatışma sonucu öldürülmüştü. VOLKAN VURAL: Hksorun anayasa ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Avrupa Birliği Genel Sekrete- ri Büyükelçi Volkan Vural. AB'ye üyelik süreci için en öncelikli ko- nunun "düşünceyi ifade özgüriü- ğünden" başlamak üzere yeni bir anayasa olduğuna dikkat çekti. Volkan Vural. FP teşkilatınca dü- zenlenen 'Avnıpa Birliği' toplantı- sında, uyum süreciyle ilgili tartış- malı konularda somut değerlendir- meler yaptı. Vural. "Ük beklenti, düşünceyi ifade özgüriüğü konu- sunda Avrupa İnsan Haklan Söz- leşmesi (AÎHS) normlanna uyul- ması. îkincisi işkencenin önlenme- si. Diğer öncelikli konu dil. etnik kimlik ve yayın hakkıdır" dedi. Koruduğu değerler saklı kalmak kaydıyla 312. maddenin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Vural, "Laik cumhuriyetin benim- senmediği yönünde bir izlenim, bu- nu dikkatle söylüyorum, çok hu- kuklu sistem de dahiL, üyeliğe engel bir faktör olarak öne çıkıyor" diye konuştu. Vural "2004'teilkgenişlernedal- gası olacak. 2010'da 5-6 ülke ile da- ha ikinci genişleme dalgası gerçek- leştirilecek. Türkiye bu ikinci dalga- nın dışında kalırsa, 'özel statü' yak- laşımı çok büyük önem kazanabi- lir. Onun için bizim tam üyelikte ıs- .rar etmemiz lazım" dedı. Mustafa AVCL, "Biz kendi içimizdeki disipUnimizi bozmazsak başanyı sağlanz" dedi. (AA) KESKAnkara 'ya yürüyor. Yapılacak mitingeyasak kararı geldi 'agirecekgücümüz var BURSA/ANKARA (Cum- huriyet)- Antidemokratik hü- kümler içeren "Kamu Çah- şanlan Sendika Yasa Tasan- .sı"nın geri çekilmçsi için Is- tanbul'dan Ankara'ya yürü- yen KESK üyesi emekçiler dün Bursa'dan Eskişehir'e hareket ettiler. Yalova'da polisin sert tepki- si ve coplamasıyla karşılaş- tıktan sonra önceki akşam Bursa'ya gelen ve bınlerce kamu emekçisi tarafından karşı lanan yürüyüşçüler ge- ceyi kamu çalışanlannın ev- lerinde geçirdiler. Dün sabah saatlerinde Or- hangazi Parfcı*nda topianan yürüyüşçülere -ŞfeŞİSÖfif 1 KESK Merk'ez Yürütme Ku- rulu Üyesi Mustafa Avcu "Ankara'ya gideceğiz, Kızı- lay'a gireceğiz. Gücümüz var- dır. Ankara istediği kadar ya- saklasm. Biz kendi içimizdeki disiplininıi/i bozmazsak ba- şanjı sağlanz" dedi. KESKüyeleri. yürüyüşle- rini Bursa-Ankara karayolu üzerindeki Karayollan Bölge Müdürlüğü'ne kadar sürdür- düler. u Kuş,kurt,an,kahrol- sun IMF iktidan", "IMF de- ğil emekçiler yürüsün" slo- ganlan atan KESK üyelerine Bursa'dan çok sayıda çalışan eşlik etti. Ankara Valiliği'nin. eyle- me izin vermeyeceğini açık- lamasına, Genel Başkan Sa- mi Evren tepki gösterdi. Ftip" cezaev '' er ' v * tecr 'dekarşı219.gününegirenölüm / j ^ orucueylemlerineçözümbulunması için insan haklan sav unuculan ve tutuklu yakınlan tarafından tHD İstanbul Şubesi önünde bir kez daha u Si>ah, Sessiz Tepki'' eylemi düzenlendi. THD adına yapılan açıklamada. desletin diyalog kapılannı kapattığı belir- tflerek "Toplum.du>arsızhğını korumasına karşın bizim çö/üm için \ ine de umudumu/ var. Ölüm oru- cu eylemi sürdükçe bizim de siyah sessiz tepkimi/ sürecek" denildi. 5 dakika kadar ses çıkarmadan o- turan eylemciler daha sonra alkışlar eşliğinde dağüdılar. Birgrup tutuklu \e hükümlü >ukını ise Çankaya Köşkü'negkierekölüm oruçlanyla ügiliolaraktalepleriniiçerenbirdflekçe wrdfler.(ALPERTURGUT) BEYAZ AHTAPOT^ Uzun'un kardeşi gözaltında İstanbul Haber Servisi - Edir- ne'de. jandarma timlerince düzen- lenen ve bugüne dek 13 kişinin tu- tuklandığı "Beyaz Ahtapot" ope- rasyonu kapsamında gözaltına alı- nan Hayati Uzun, geniş güvenlik önlemleri altında İstanbul DGM'ye sevk edildi. Uzun'un geçen yıl, İs- tanbul Narkotik Şube Müdürlü- ğü'nde gözaltında tutulduğu sırada, kendini asan HüseyinUzun'un kar- deşi olduğu bildirildi. "Beyaz Ahtapot" operasyonu kapsamında, Edirne'de, Tekir- dağ'da ve Istanbul'da faaliyet gös- terdiği belirtilen bir çetenin üyesi olan Hayati Uzun lstanbul'da ya- kalanarak Edirne'ye getirildi. Uzun, sorgusunun ardından İstan- bul DGM'ye sevk edildi. Egebank soruşturması Cavit Çağlar'a yeni bir dava ECEVtTKIUÇ Kartal Özel Tip Cezaevi 'nde tutuklu bulunan eski bakan Cavit Çağlar hak- kında, Egebank so- ruşturması kapsa- mında ~Banka ara- ahğryla nitefikli do- landincüık yap- mak" ve "Çeteye yardım etmek" suç- lanndan toplam 8.5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Ercan Cengiz, ek id- dianamede, banka- nın fona devrinden sonraki yönetiminin şikâyeti üzerine ya- pılan inceleme sonu- cu Çağlar' m, Ege- bank'tan 7 milyon 400 bin dolar kredi aldığının belirlendi- ğini kaydetti. Ancak Çağlar'ın bu kredi- nin geri ödemesini bankanın eski sahibi Yahy a Murat Demi- rel'e yaptığının vur- gulandığı iddiana- mede, yeni yöneti- minin şikâyette bu- lunduğu ifade edildi. Çağlar'ın, borcunun 3 milyon 900 bin do- lannı bu kez de ban- kaya ödediği ve ka- lan miktannı da tak- side bağladığının kaydedildiği iddi- anamede, bunun üzerine Egebank yetkililerinin de şi- kâyetini geri aldığı belirtildi. Paraşüt operasyonu Altınbaş kefaletle serbest bırakıldı KtLİS (Cumhuri- yet) - Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si Cumhuriyet Baş- savcıhğı'nca, hayali ihracata yönelik yü- rütülen "Paraşüt" operasyonu kapsa- mında tutuklanan Doğal Altınbaş Hol- ding Y'önetim Kuru- lu Başkaru Yasm Al- tınbaş hakkında, Ki- lis Ağır Ceza Mah- kemesi 50 milyar li- ra kefaletle tahliye karan verildi. Kilis Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma da Altınbaş ile tutuksuz yargıla- nan holding çalışan- lan Aydm Güneş. Remzi Horzum, Re- cep Kayar ve Musta- fa Kemal Akay hazır bulundu. Cumhuri- yet Savcısı Muhittin Yıldınm, Altın- baş'ın mahkemece belirlenecek nakdi kefaletle tahliyesini talep etti. Yıldınm, diğer tutukhı sanıkv.** Fatih Ağcakala'nın ise asker olduğunu ifade ederek kefalet- siz tahliyesini istedi. Mahkeme, Yasin Al- tınbaş'ın 50 milyar lira kefaletle. Fatih Ağcakala'nın ise ke- faletsiz olarak tahli- yesine karar verdi. Telefon dinleme olayı Kavak'tan Şalk'a tazminat davası ANKARA (Cum- huriyet Bûrosu) - "BcyazEnerji'' ope- rasyonu sırasında telefonlannın din- lenmesine karar ve- rilen eski Devlet Ba- kanı ve ANAP İs- tanbul Milletvekili Cavit Kavak. "özel hayatm giztUiğini ih- lal ettiği" iddiasıyla Ankara DGM Cum- huriyet Savcısı Talat Şalk ile Ankara 2 No'lu DGM Yedek Hâkimi Ramazan Aksan aleyhine 10'ar milyar lirahk manevi tazminat da- vası açtı. Kavak'ın avukatı Erden Ansoy dün Ankara Adliye Sara- yı'na giderek Savcı Şalk hakkında hazır- ladığı dava dilekçe- sini. hukuk mahke- mesi tevzii bürosuna verdi. Bu arada Kavak, aynı konuyla ilgili olarak Şalk ve Ak- san hakkında, 'görev sırasında suç istedik- leri' savıyla Adalet Bakanlığı Ceza Işle- ri Genel Müdürlü- ğü'ne de suç duyu- rusunda bulundu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Istanbul-Gaziantep uçağında gö- renler, "Ne var, Kemal DervişV iz- lemek için mi gidiyorsun" diye sor- dular. Derviş'ten bir gün sonra, ta- mamen tesadüf, Gaziantep'teydim. Anakentin en büyük metropol ilçe belediyesi Şahinbey Belediyesi'nin ve Çınar Yayınlan'nın birlikte düzen- lediği ve Güney Fırat Okulları'nın katkılarıyla hazırlanan 'kitap şenliği' için buraya geldim. 19 Mayıs Genç- lik Haftası nedeniyle düzenlenen, birçok yazar arkadaşın katıldığı şenlikte kitap sergisi, ımza günü, söyleşi ve dia gösterimi gibi etkin- likler yapılıyor. Gaziantep, sosyal demokrasinin güçlü olduğu kentlerimizden. Celal Doğan'ın uzun yıllardır başkanlığı- nı yaptığı Gaziantep, Anadolu'nun en bakımlı şehirlerinden. Şahinbey de, şehrin merkez belediyesi olarak çok etkin bir belediye. Gaziantep'i çok eski yıllardan beri bilirim. Bu yö- netimler sayesinde oldukça yeşil bir kent haline geldi. Şahinbey Beledi- ye BaşkanıYaşarAğyüz, "1989'da Kemal Derviş'in Ardmdan Gaziantep21 adet olan park sayısını 74'e, 85.000 metrekare olan yeşil alanı 637.000 metrekareye çıkardık" de- di. Daha başka birçok imar faaliye- tini, sosyal hizmetlerini anlartı. Bizim merakımız ise daha çok, kriz sonrası Gaziantep'in ne durum- da olduğuydu. Kent, Anadolu'daki önemli sanayi merkezlerinden biri- siydi. Özellikle otomotiv ara sanayii çok gelişmişti. Krizin en çok bu ala- nı vurduğu söyleniyor. Günlerce hiç siflah yapamadan dükkânlarını açıp kapatan çok sayıda esnaf, Kemal Derviş'i umutla beklemişti. Kentin sanayicileri, Derviş'in ilk olarak bu kenti seçmesinden mutlu olmuşlar- dı. Herkesin kafasında şu soru var- dı: "KemalDerviş siyasete mihazır- lanıyor?" Bu soruyla biz de sık sık karşılaştık. Bir başka soru ise "Ke- mal Derviş, bu ekonomiyi düzlüğe çıkarabilirmi, iktidarpartileri bu ka- dar radikal değişikliğe izin verirler mi?" Çaresizlik içinde ve bir çıkış yolu bulamayan insanlar, Derviş'in bir umut haline gelmesini de istiyor- lardı. Tüm Türkiye gibi onların da umuda ihtiyaçları vardı. Gaziantep- li tanıdık çiftçiîerle konuştuk. En bü- yük sıkıntıyı tarım kesiminin yaşadı- ğını anlattılar. Tarım girdilerinin yüz- de 200'leri aşan artışlarla yüz yüze olduğunu söylediler. "Tarım biryıkı- mın eşiğinde" dediler. Antepliler, "Henüz birikimlerimizi yiyoruz. An- cak bunun sonuna yaklaştık. Son- rası ne olur bilemiyoruz" diyorlar. ••• Gaziantep, büyük ve önemli Ana- dolu kentlerinden birisi. Ekonomide çok ciddi bir durgunluk yaşandığı, kısa sürede bu durumun düzelece- ğine dair bir umudun olmadığı da görülüyor. işte bu noktada Derviş önem kazanıyor. Şu anda siyaset alanındaki bütün aktörlerden bir beklentileri kalmamış. Var olan siya- si partilerin hiçbirinin bu sorunlara çözüm üretecek düzeyde olmadığı inancı çok yaygın hale gelmiş. Yani bu tablonun değişmesi gerektiği inancı içindeler. Aslında son krizle birlikte, belki de krizin de ötesinde son dönem- de siyasetin ve ekonominin tıkan- masıyla bazı isimler de öne çıkma- ya başladı. Kemal Derviş, Tayyip Erdoğan ve Sadettin Tantan en çok konu- şulan isimler. Siyaset alanının kurt- larının arasında bu isimlerin ne ka- dar şansı olabilir, şimdilik kestirmek çok zor. Çünkü bütün liderler parti- lerine egemen durumdalar ve kısa vadede onların bu egemenliğini so- na erdirecek bir birikim gözükmü- yor. Ancak toplum beklenti içinde. CHP'deki son gelişmeler bile ilgi çe- kici. Bu partide istifa ve ihraç yoluy- la çok insan ayrıldı. Bunlar arasın- da oldukça etkili isimler de vardı. Bir anlamda Baykal ve arkadaşları parti içinde dikensiz bir gül bahçe- si hazırlamış gibi görünüyorlardı. Fakat il kongrelerinde Baykalcı o)- mayan adaylar seçımleri birer birer kazanmaya başladılar. İstanbul, An- kara, Izmir gibi üç önemli ilin baş- kanlık koltuğunda şimdi Baykalcı olmayan isimler oturuyor. Bu so- nuçlann genel kurula nasıl yansıya- cağını bilemiyoruz. Her siyasi parti içinde olduğu gibi CHP içinde de bir yenilenme ve kabuk değiştirme ih- tiyacının, 'alınan bütün önlemlere rağmen' önüne geçilemediği de bir gerçek. Çünkü halk artık eskilere rağbet etmiyor, onlarla bir çıkış yolu bula- mayacağına inanıyor. Aynı havayı Gaziantep'te de görmek mümkün. ••• Kemal Derviş, 'siyasete mi hazır- lanıyor?' Anadolu bu soruya cevap arıyor. Gelecek için umudunu yitır- mek istemiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle