15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Tarafsız Tekelcilik Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınlan Hakkındaki Kanun'da değişiklikler öngören tasarı TBMM'de. Dernekler, sendikalar, meslek kuaıluşları ve kooperatiflerin rad- yo-televizyon kurmayasağını sür- düren tasan, büyük sermaye grup ve holdinglerine "yürü, hatta koş ya kulum" d\yor. Bankacılıktan çimento fabrika- sına, sigortacılıktan sağlık tesis- lerine, petrol şirketinden futbol kulübüne, fuarcılıktan inşaatçılı- ğa, gazetecilikten pazarlamacılı- ğa, enerjiden kitap yayıncılığına değin birçok sektörde birden iş ya- pan medya holdinglerine daha fazla "senbesf'lik tanıyan tasarı için RTÜK Başkanı Nuri Kayış şunları söylüyor: "Tasan aynen kanunlaşırsa Türk medyasındaki tekelleşme olgusu ivme kazana- cak ve bir kişinin ülkedeki tüm radyo ve televizyonlann sahibi ol- ması mümkün hale gelecektir." Kayış'ın uyarısı kulağımızda yankılanırken tasandaki bir mad- de pek ilgimizi çekti: "Haberierin yayımlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğnıluk ilkelerine bağlı olunması; özgür- ce kanaat oluşumunun engellen- memesi..." Saflığa dikkat! Tekeller, hem ta- rafsız olacak, hem gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı kalacak hem de özgürce kanaat oluştu- racaklaıi Tasannın başıyla sonu, sonu ile başı birbirini tutmuyormuş. 01- sun! Dostlar alışverişte görsün! ISIK KANSU Derviş'in pesmi ideolojisi Devlet Bakanı Kemal Derviş, geçenlerde "Siyaset ekonomiye kanşmasın" demişti. Bugünkü si- yasetçilere duyulan güvensizlik nedeniyle kimi kesimlerde des- tek gören bu düşüncenin, perde arkasında ülke ekonomisinin tü- müyle IMF ve Dünya Bankası gi- bi kuruluşlann yönlendirmelerine bırakılmasının bulunduğu da di- le getirilmişti. Derviş, OECD top- lantısında yaptığı konuşmada bir adım daha öne gitti: Siyasi ka- rar mercileri, piyasa kurallannı çiğnemeden siyaset yapmalı." Bak sen! Siyasetçiler hem eko- nomi ile uğraşmayacak hem de ortada siyaset yapma olanağı kalırsa eğer, bu siyaset "serbest piyasa" kurallannı çiğnemeden gerçekleştirilecek. Bu "tek tip ideoloji"ye karşı çı- kan yok mu? Elbette var. örne- ğin, eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, siyasetin bu- gün kamu kaynaklannı kötü kul- lanıyor olmasının ekonomi ile il- gili düzenlemelerden tümüyle eli- ni eteğini çekmesi istemini hak- lı kılmayacağını savunuyor: "Bugün Tür- kiye 'de piyasa ekonomisianlayışının sağ- lıklı işlemesini sağlayıcı bir altyapı yok- tur. Üretici örgütsüzdûr, tüketici örgüt- süzdür. Bankacılık sektöründe görüldü- ğü gibi birhukuk ve ahlakanlayışı da oluş- mamıştır. Rekabet ortamı gelişmemiştir. Böyie birkuralsızlık ortamında ekonomi- nin gelişmesini ve işleyişini sadece pi- yasa anlayışına terketmek, tekelciliğe ve geniş kitlelerin daha da ezilmesine yol açar. Üstelik Tûrkiye'de son derece ada- letsizbirgelir dağılımı tabtosu olduğu gi- bi, bölgeler arasında da kabul edilemez oranda eşitsizlikler ve dengesizlikler var- dır. Bu gelir dağılımı tablosunun iyileş- tirilmesini, dengesizliklerin giderilmesi- ni piyasadan beklemek ham bir hayal- dir. Piyasanın temelyöneli- şi, kâr yönündedir. Sosyal duyarlıklar, piyasa için bir gösteri boyutunun ötesinde önem taşımaz. Sosyal du- yariıklann korunması ve ge- liştirilmesi, siyasetin bugün- kü biçimde sadece oy kay- gısıyla günlük hesaplar için ekonomiye müdahale et- mesinideğil, ülkemizin kay- naklannın doğru ve iyi kul- lanılması yönünde bir stra- tejikplanlamayapmasınızo- runlu kılar. Tûrkiye'de eko- nomide yeni ve köklü deği- şikliklerden söz eden yetki- lilerin, kamu varlıklannın ve zenginliklerinin elden çıka- nlması konusunda ivedi ve yoğun bir baskıcı dayatma içinde görünmelerine kar- şın sağlıklı ve adaletlibir ver- gi düzenlemesinden söz et- memeleri de ilginçtir." Günay özetle diyor ki, "Türkiye gibi, ülke kaynak- lannın yönlendihlmesi, bu- günkü siyaset anlayışına bı- rakılamayacağı gibi, piyasanın acımasız kurallanna da terk edilemez." Derviş'in tavn karşısında, aklımızın bir köşesine "en demokrat" ve "en sivilci" uçuklanmız takılıyor ister istemez. Ne- oliberalizmin "tek ideoloji" ya da "res- miideoloji" olarak dayatılması "demok- ratlıklan"na dokunmuyor olmalı ki, hiç sesleri çıkmıyor. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal Güvenlik Yasalarında Zamanaşımı 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren 818 sayılı Borç- lar Yasası'nın 125. maddesi uyarınca, "Bu yasada başka türlü kural yoksa, her dava on yıl- lık zamanaşımına bağlıdır." Ancak, yasanın 126. mad- desinde bazı "alacak veya davalar için beş yıllık zama- naşımı" uygulanması öngörülmüştür. Hangi alacaklara ya da davalara beş yıllık zamanaşıroı iiygulanacağı, yasanın bu maddesinde açıklanmıştır. Sosyal güvenlik yasalarında birçok konularda olduğu gi- bi, "zamanaşımı" konusunda da uygulamalar değişiktir. Bu yasalarda da zamanaşımı süresi 5 ila 10 yıl olarak be- lirlenmiştir. 1) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Ya- sası: Zamanaşımına, TC Emekli Sandığı Yasası'nın 116. mad- desinde yer verilmiştir. "Emekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul ve yerim aylıklarını almak üzerc. bu aylıkların tahakkuk ettiril- diği tarihlerden itibaren aralıksız bir >ıl sonuna kadar sandığa müracaat etmeyenlerin aylıkları kesilir. Bun- lardan kesilme tarihinden itibaren 5 (beş) yıl içinde ya- zı ile sandığa müracaat edenlere kesilen aylıkları tek- rar bağlanır ve geçmiş sürelere ait aylıkları da toptan ödenir. Bu müddetten sonra müracaat edenlerin aylık- ları, müracaat tarihlerini takip eden aybaşından baş- layarak ödenir ve geçmiş müddet için bir şey verilmez." 2) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası: Sosyal Sigortalar Yasası'nda zamanaşımı, yasanın "Zamanaşımı ve Hak- kın Düşmesi" başlıklı 99. maddesinde yer almıştır. Bu maddenin uygulanmasında, "iş kazalarıyla meslek has- talıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olan- ların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar. İş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından kaza- nılan diğer haklar ile hastalık ve analık sigortasından doğan haklar ise, hakkı doğuran olay tarihinden itiba- ren beş yıl içinde istenmezse düşer. Geçici işgöremezlik ödeneğini veya herhangi bir dö- neme ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayan- ların, söz konusu ödenek, gelir veya aylıkları ödenmez." 3) 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası: Bağ-Kur Yasası'nda ay- lıklara ilişkin zamanaşımı süresi. yasanın "Hakkın Düş- mesi" başlıklı 78. maddesinde yer alır. Maddeye göre, "Cenaze yardımı ve ölüm toptan ödeme hakları, hak- kı doğuran olay tarihinden başlayarak 10 (on) yıl için- de istenmezse düşer. Malullük, yaşlılık ve ölüm sigor- talarından herhangi bir döneme ilişkin aylığını beş yıl içinde almayanların bu döneme ilişkin aylıkları öden- mez." Aylık ve gelirler yönünden sosyal güvenlik yasalannda öngörülen "zamanaşımı" süresi beş yıl olarak saptanmış- tır. Ancak, sigortahlık haklan yönünden, zamanaşımı süre- si Sosyal Sigortalar Yasası'nda beş yıl, Bağ-Kur Yasası'nda ise on yıldır. Sosyal Sigortalar Yasası'nm 79. maddesine göre: "Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafın- dan verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edile- meyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yı- lın sonundan başlayarak 5 (beş) yıl içinde mahkemeye başvurarak alacakJarı ilam ile ispatlayabilirlerse bun- ların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç tutar- ları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır." Bağ-Kur Yasası'nda bu süre on yıl olarak belirlenmiştir. Konuya, yasanın "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" baş- lıklı 70. maddesinde yer verilmiştir. Maddeye göre, Bağ- Kur'un açacağı "tazminat, rücu ile prim alacakları da- vaları 10 (on) yıllık zamanaşamına tabidir. Şu kadar ki, zamanaşımı nedeniyle primi ödenmeyen süreler, sigortahlık süresinden sayılmaz ve bu süreler için herhangi bir sigorta yardımı yapılmaz." Bağımlılık ıtasıl olsun? Eski SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Avrupa Birliği ile ilgili görüşlerini açıklarken "tam bağımsızlık" ilkesinin geçer akçe olmaktan çıktığı kanısını dile getirmiş ve artık dünyada "karşılıklı bağımlılık" ilişkisinin geçerli olduğunu savunmuş. Avrupa Biriiği'ne tam üyelik koşulu gerçekleşmeden Avrupalılann bile "Ekonominiz enaz10- 15 yıl olumsuz etkilenir" dedikleri gümrük biriiğini "karşılıklı" imzaladık. Her şeyden geçtik, AB'nin çeşitli fonlar aracılığıyla Türkiye'ye vereceği 1 milyar Euro'luk destekten bile hâlâ haber yok. Dahası; geçmiştekiler bir yana, son bir-iki aydır çıkan yasalarla hani neredeyse ülke toptan satılacak! Erdal Inönü, şakayı çok sever. Her şakanın arkasında da genelde yaşanan gerçeklikle dalga geçme yatar. Önerimiz şu: Böyie bir ortamda "karşılıklı bağımlılık" ilişkisinden çok, "karşılıksız bağımlılıktan söz etsek daha yerinde olmaz mı? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK [email protected] HARBt SEMİH POROY [email protected] BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇ! [email protected] ... ki sır verc_ytrr» mt ? 3enim en iyi Bulut / TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 21 Mayıs LORDUN S£KS VE UYÜŞTURUCU SMNOAUL 'Dt. ÇORUM ASLİYE 3. : MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2000/106 Yonus Alkan: Hamdi ve Güllü'den olma 1948 doğumlu Çamlık Altı Demırkapı cad. 6. Sokak'ta bulunan 34 U 2035 plaka sayılı araç içinde SEFAKÖY-AVCILAR/ÎSTANBUL. Davacı Hanım Alkan vekili tarafından davalı Yonus Alkan aleyhine mankememizde açılan boşanma davasmda yapılan açık yargılama sonunda, Davalı Yonus Alkan'ın tüm aramalara rağmen bulunamadığından ilanen tebligat yapılmasuıa karar verilmiştir. Mahkememizın 24.4.2001 gün 2000/106 esas 2001/160 sayılı ilam ile Çorum ili Laçın ilçesi Yeniçamlıca köyü hane: 0128'de nüfusa kayıtlı Şevket ve Hediye kızı 5.4.1955 doğumlu Hanım Alkan ile yine aynı yerde nüfusa kayıtlı Hamdi ve Güllü'den olma 1948 doğum- lu Yonus Alkan'ın MK'nin 134. maddesi uyannca boşanmalanna, mahkeme masrafı ve vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına karar ve- rildiğinden, ilanın gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 22 gün içerisinde temyız edilmedığı takdirde kesinleştirileceği hususu davetı- yeyerine kaim olmaküzere ilanen tebliğ olunur. 10.5.2001 •' ^ Basın: 27939 • ' GORUŞ MUSTAFA KUL Bulanık Suda Balık Avlanmaz... ^ Beyaz Enerji Operasyonu'nu yakından takip eden biri olarak, ANAP milletvekillerinin ve bu partinin genel başkanı Mesut Yılmaz'ın, Sayın Sav- cı Talat Şalk'a yönelik davranışlarını esefle izli- yorum. Adeta Mesut Yılmaz bulanık suda balık avlamaya çalışmakta, ortamın kanşıklığından ya- rarianarak kendisi ve arkadaşlarına yönelik iddi- aları yok etmek için uğraşmaktadır. Ancak bula- nık suda balık avlanmaz... Talat Şalk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına pek çok agır görev alan, üzerine aldığı bütün görevleri hakkıyla ye- rine getirmek için yoğun çaba gösteren, egosu- nun esiri olmayan, ülkesini seven, dürüst bir in- san ve başanlı bir hukukçu profili çizmektedir. Kendisinin sıralanan özellikleri taşıdığı konusun- da hemen herkes hemfikirdir. Gene herkes çok iyi bilmektedir ki siyaset erkini elinde tutanlar bir kişiyi yıpratmayı amaçlamışlarsa bunun için her şeyi yapabilecek güce ve olanağa sahiptirter. Bir- çok kez de bu olanakları oldukça iyi bir şekilde kullanabilmektedirler. Biz televizyon ekranların- dan yalnızca siyasetçilerin ve Sayın Savcı'nın de- meçlerini dinliyoruz. Olayın görünen kısmından dahi Sayın Savcı'yı inanılmaz bir kuşatma altına aldıklannı kolayca görebilmekteyiz. Siyasetçiler Meclis'teki kürsülerini, medya ilişkilerini kullana- rak her fırsatta Sayın Savcı'yı yıpratmaya çalış- tıkları halde Talat Şalk medyaya özel bir açıkla- ma yapmamaktadır. Ve tepkilerinden, konuşma tarzından son derece içten olduğu hemen anla- şılmaktadır. Ulus olarak hafızamız ne kadar zayıf olursa ol- sun, Meclis çatısı altında partilerin birbirterini kar- şılıklı aklamalan, sanınm hiçbirzaman unutulma- yacaktır. Türkbank olayı, Mustafa Kalemli'nin Meclis Genel Kurulu Salonu'nun yenilenmesi sı- rasında kanştığı yolsuzluk iddiası, Eyüp Aşık'ın Alaattin Çakıci'yla yaptığı tuhaf telefon konuş- maları vb. unutuimamalıdır. Gazete arşivleri ka- nştınlırsa karşımıza sırf bu partiyle ilgili pek çok yolsuzluk iddiası içeren doküman çıkacaktır. Bir grup siyasi, nükleer enerji santralı ihalesi ya- pılsın diye öyle çok uğraşmıştır ki bunu hiçbiri- mizin unutması mümkün değildir. Ülkeyi-üstü ör- tülü olarak elektrik kesintileriyle bile tehdit ettiler. Bütün olumsuzlukları, tehlikeleri bir yana, ülke- nin IMF'den para alabilmek için her dediğine ra- zı olduğu bir dönemde dahi bu santral ihalesinin yapılmasını sağlamaya çalıştılar. Hem de ülkeyi korkunç bir borç yükü altına sokma pahasına. Sular kanşmadan durulmazmış. Ben de bu ya- şananlan biraz da böyie görmek istiyorum. Yapı- lan yolsuzluk operasyonları, siyasetçi, bürokrat, işadamı ve medya ilişkilerinin deşifre olmasını sağlamaya başladı. Siyasetçi bağlantıları ortaya çıkanlmadan yapılan yolsuzluk operasyonların- dan sonra artık işin ucu gerçek aktörlere dokun- maya başlayınca feryat etmeye, demokrasiden, hukuktan söz etmeye başladılar. Hukuk ve demok- rasi tam anlamıyla işletildiğinde namussuz siya- setçi ve bürokratın yaşama şansı yoktur. İşada- mı sırtını devlete yaslayarak para kazanma rahat- lığına sahip değildir. Sayın Savcı Talat Şalk gibi namuslu, dürüst in- sanlar sayesinde şeffaflık ve güven sağlanacak- tır. Ve gene bu sayede Türkiye kimlere ihtiyacı ol- madığını anlayacaktır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDANSAĞA: 1/ Basit, de- 1 rınlıği olma- yan, üstünkö- ^ rü. 2/"Başını 3 taştan taşa 4 urupgezer — su"(Fuzuli)... 5 Kesintilerden 6 sonra kalan 7 miktar.3/Ka- g mıştan yapıl- mış, iki kulp- 9 lu meyve sepeti Borsada belli miktar- daki hisse senedini belirtmekte kullanı- lan işlem birimi. 5/ Atlas Okyanusu'nda, Portekiz'e ait takı- mada... Gizli görev- _ li. 6/Gerçeklerle olan „ ilişkilerin büyük öl- çüde azalması, duy- gu ve davranış alanlannda önemli bozulmalann ortaya çıkması ile beliren ruh hastalığı. II Şarkı, türkü... Baryum elementinin simgesi. 8/ Birpar- ça üzerine paralel çizgiler çizmek için kullanı- lan alet. 9/ Osmanlı padişahlarının makam koltuklarına verilen ad... Hayat arkadaşı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi. 2/ Tuzağa düşürülen şey... Eski Mısır'da ölülerin koruyucu- su olan tann. 3/ Süt şekeri... Asaf Halet Çele- bi' nin bir şiir kitabı. 4/ Karakter... Briçte iki manş- tan oluşan bölüm. 5/ Türk müziğinde bir makam... "—ömür biter bir uzun sonbahar olur" (Yahya Ke- mal). 6/ Hicap... Yunanistan'ın plaka işareti. II Ağn kesimi. 8/ Deriden sızan sıvı... Tarla sının... Bir nota. 9/ Ölüyü bozulmaması için ilaçlama. AMASYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN ; DosyaNo: 2001/13 Es. Davacı Muzaffer Yılmaz tarafından davalı Ayşen Yılmaz hakkında mahkememize açılan boşanma davasmda verilen ara karan gereğince; Istanbul ili Mehmetçeşme Sokak Altmyıldız Si- tesi C Blok, Kat: 5, D: 22 Beylikdüzü/lstanbul ad- resinde oturduğu bildirilen Davalı Ayşe Yılmaz'a çıkanlan tebligatlar tebliğ edilemediğinden adı ge- çene dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edile- memiştir. 7.6.2001 duruşma gününün davalıya teblığine, tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde davaya cevap vermesi, vermediği takdirde yokluğunda du- ruşmanın yapılarak karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 27898
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle