22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15 Tiyatro Oyunevi, Gogol'un 'Evlenme' adlı oyunu ile izleyiciyle birlikte eğlenmeyi amaçlıyor Uyumsıız düzenin komedisiMELTEMKERRAR Tiyatro sezonu kapandı kapanacak derken yeni oyunlar art arda geliyor. Kimi tiyatrolar mart aymda perdele- rini kapatırken, kimileri de sezonu yeni oyunla kapatmayı yeğliyorlar. Tiyatro Stüdyosu'nun ardından, Ti- yatro Oyunevi de Gogol'un 'Evlen- me'siyle sezonu kapatıyor. Bugün. yann ve 23 Mayıs'ta İSM 2. Kat'ta ve daha sonra çıkacağı Anadolu turne- sinde izlenebilecek oyunu, Mahir Günşiray yönetiyor. Levent Öktem, Hakan Milli, Ayça Damgacı, Alper Deveüoğlu, Ece Eroğlu, Evren Yazıeı. Elif Ongan, Ali Özmen ve Mahir Günşiray'ın rol aldığı oyunun sahne tasanmı Claude Leon'a ait. Oyun, evlenme olgusu üzerinden yola çıkarak, gereksiz kurallar ve ta- bular içinde var olmaya çalışan top- lumsal düzeni sorguluyor. Yazar, ge- lenekler ve olması gerekenler içinde birbiri sıra haraket eden toplumun, evlenme gibi 'kutsaT bir kuruma ayak atarken bile ne kadar riyakâr kurallara sahip olduğunu ironik bir dille anlatıyor. Oyunevi bu projeyle izleyiciyle birlikte eğlenmeyi amaç- lıyor. Birkaç haftalık bir çalışma so- nucu ortaya çıkan oyunu Günşiray, 'bu projeyi çok kısa bir süre içinde hayata geçirme çalışmasT olarak gö- rüyor. 'Evlenme', bu amaca uygun oyunlar arasından seçilmiş. "Bu sü- re içinde daha çok egtenebileceğimiz, biraz kurtlannuzı dökebüeceğimiz, aynı zamanda da bir komediyi oyna- mayı araşüracağunızbir işobnası için bu oyunu seçtik." 'Çabuk karariar alahm istedüV Tiyatro Oyunevi bugüne kadar üzerinde uzun süre çalıştığı oyunları sahneledi. Günşiray, geçen yıl sahne- ledikleri bir Kafka çalışmasj olan 'Ceza Kolonisinde' oyunu için 1996 yılından beri çalıştıklannı belirtiyor. 'Evlenme' bu açıdan farklı. "Her ça- nşmada ön çalışmayı çok uzun rut- tuk, çahşma sırasında da çok uzun sa- atkri oyun hakkındaki tarnşmaiara ve oyunurfgğaylamaylaçalışarak oy- (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) r yundaki insanlar aslında Gogol döneminde yaşamasına rağmen Türk insanını anlatıyor. îçi Doğuludur, dışı Batılı görünmek zorundadır, arabası Mercedes'tir ama, direksiyonu traktör gibi tutar. Buradaki bütün karakterler, kendi sınıfsal konumlannın dışında bir üst sınıfa ait olma görüntüsünü yaratma peşindedirler, ama bir türlü uyum sağlayamazlar. Tam anlamıyla altı kaval üstü şişhane bir durum var!' namaya ayırdık. Bu kez istedik ki, kendiinize çok uzun düşünme, tart- ma lüksûnü tanımadan çokçabuk ka- rarlar alabilelim ve en önemlisi bun- lan oyuncu olarak sahneye getirip uy- gulayabilelim." Günşiray bu projenin, ilerde yapa- caklan işlerde oyunculann düşün- dükleri işleri hemen pratiğe geçirip bir an önce uygulamaya sokmalany- la sonuçlacağını düşünüyor. "Aynca on dört günde sahnelenecek bir oyun için provanın 8. gününde sahne tasa- nmının, kostümlerin ve aksesuarla- nn, oyunculann tam prova yapabil- melerini eksiksiz bir biçimde hazu* hale getirilebümesi, bu projenin önemli yanlanndan biri." Oyunculann izleyiciyle birlikte eğ- lenebilecekleri bir oyun olan ' Evlen- me, bir komedi olarak Oyunevi'nin önceki projelerinden farklı. Günşi- ray için daha çok oyunculuk çalış- ması. Oyun, iztiykiyi de içine ahyor Oyun mekânının tümünün kulla- nılması, izleyici ve oyuncunun iç ıçe oluşu, izleyicinin oyuncunun dört bir yanında yer alması, oyuna farklı bir bütünlük getiriyor. Sahnede her an, herkeste farklı bir oyun olduğunu söylüyor Günşiray. Bütün bunlar oyu- na 'dohT bir nitelik kazandırmjş., ^ Seyirciyle oyuncunun yakın konu- mu, oyuncu için hem avantaj, hem de- zavantaj olabilir Günşiray'a göre. Bu oyunda izleyicinin oyuncuya yakınlı- ğı, bir anlamda izleyiciyi de içine alan bır düzenlemeyi içeriyor. "Hem tek- nik olarak hem de itişkiler anlamında çalışağımız bir şev bu. Koltes'te de se- yirciyle yakın bir ilişki vardı, ama bu projede çok sıcak bir ilişki var. Çün- kü herkes böyle bir evlenme oyununa gelen davetliler gibi oturtulmuş du- rumda. Sahne ikive bölünmüş, kız ta- rafi ve erkek tarafi olarak." Günşiray, metne baktığında, şu an- da var olan sahne içersinde iki mekân - Jtullanarak böyle bir şeyi burada sah- J neleyebileceğini düşünmüş. Bu dü- zenlemenin oyunu daha çekici kıl- mak için çok önemli bır adım oldu- ğunu söylüyor. "Metnin içeriğinin öneminden çok, buradaki durumla- nn oynanışı ve işin cinselliği, oyunda ele ahnan ahşveriş, bir kadın > a da er- keküstündensaüş,evtenmekiçinbel- ti koşullann yerine getirilmesi için bfi- yük çabalar hareanması gibi bazı ele alabileeeğimiz konular bu metinde var. Ama bizim için daha çok önemli olan, böyle bir oyunu zevkle ve eğle- nerek baştan sona kadar götürebü- mek." Bu oyunun da tiyatronun diğer oyunlan gibi bugünle örtüşen bir ya- pısı var. Oyun Türk ortamına uyar- lanmasa da, ortaya çıkan iş, bir Türk işi olarak izlenebilir ona göre. "Bu oyundaki insanlar aslında Gogol dö- neminin insanlan olmasına rağmen, bence Türk insanını anlatıyor. Yıldı- nm Türker bir yazısında Türk insa- nını 'çocuk travestf ye benzetmişti, bu oyunun da bir temasj varsa, Türk insanının travesti durumudur bence. İçi Doğuludur, dışı Batılı görünmek zorundadır. arabası Mercedes'tir a- ma, direksiyonu traktör gibi tutar. Tepldlerini hep çocuksu bir şekilde verin. düşünmesine neden yoktur. Bu- radaki bütün karakterler, kendi sınıf- sal konumlannın dışında bir üst sını- fa ait olma görüntüsünü yaratma pe- şindedirler, Ama bir türlü uyum sağ- layamazlar." Bu 'travesti' durum, oyunun kos- tümlerine kadar hissedilen bir uyum- suzluğu göstenyor. "Tam anlamıyla alti kaval üstü şişhane bir durum var!" Bir anlamda karşı çıkış Tiyatro sezonunun ekonomik ne- denlerle çok daha erken kapandığı şu günlerde çok kısa bir sürede çıkmış bir oyunla izleyici karşısına çıkmak da bir anlamda karşı çıkış ona göre. "Biztivatroculannparayla ilgisi yok aslında. Çok çahşıyoruz dediğimizde, AUah daha i>i etsin diyorlar, çünkü onlara göre çok çauşmak çok para kazanmak anlamına geüvor. Biz da- ha çok, para kaybetmek için bu işi ya- pıyoruz. Ama tabii ki her gün rezer- vasyon defterini kontrol ediyorum.. .çünkü en büyük amacım bU" gün bu tiyatrodaki oyunculann, sadece bu ti- yatrodan hayatiannı kazanmalanm sağlayabilmek." Ünlü piyanist Jeremy Menuhin Türkiye'de ilk kez konser verdi bıanarak çalmak önemli Charles Esche, İstanbul Sanat Müzesi'nin konuğu. Müzelerin yapısı artık değişmeli Kültür Servisi - tnşaatı süren ve eylül aymda açılması planlan Proje 4L-tstanbul Güncel Sanat Müzesi'nin etkinlikleri çerçevesinde İstanbul "a gelen küratör, yazar Charles Esche, perşembe günü bır konferans verdi. 1962'dedoğan Esche, Edinburgh, Iskoçya ve îskoç Malmö'de yaşıyor. Malmö'deki Rooseum Güncel Sanat Merkezi'nin yöneticiliğini ve Edinburgh College of Art'ta ileri sanat eğitımi için daha etkili modeller geliştirme amaçlı akademik bir proje olan 'Protoakademi' üzerinde çalışan Esche, Londra'daki Central St. Martins College of Art and Design tarafindan yılda iki kez yayımlanan 'AfteraD' dergisinin editörlüğünü de yapıyor. 2000 yılı içinde iki büyük serginin küratörlerinden biri olan Esche, (Londra Tate Gallery'deki 'Intelhgence- New British Art' ve Göteborg'daki Kunstmuseum ve Kunsthalle'deki 'Amateur- Variabie Research Iıütiatives') verdiği konferansta küratörü olduğu sergilerden de örnekler vererek çağdaş müzecılığın bugünkü konumu ve ışlevi üzerıne konuştu. Çağdaş sanatı ve sanatçılan sosyal, politik ve felsefe çerçevesinde değerlendirerek üretılen şeyin ne olduğunun sorgulanması gerektiğini savunan Esche, "Bugün tamamen kapitalizm ideolojisi çerçevesinde davranıyoruz" dedi. 18. yüzyıl müze mimarlığını. koleksiyonerler ve sanat mekânlanyla birlikte düşünerek bugünle karşılaştırarak müze yapılannın artık değişmesi gerektiğini söyledi. Esche konuşmasında, Beuys'un "Herkes sanatçıdır, herkes aynı zamanda aktör ve aktristtir" sözünü anımsatarak gerçekleştirmeyi amaçladığı 'Protoakademi' projesinın 'kendi eleştirisini yapmak' fikrini amaçladığını belırtti. Eylül aymda açılacak olan İstanbul Güncel Sanat Müzesi'nin ilk sergisi 'Mahrem' adını taşıyacak. NENAÇALİDİS • "Piyano ile dadım sayesinde tanıştım. Babam benim müzisyen olmamı istemiyordu. Daha çok kompozitör olmamı istiyordu. Her tür parçayı ve besteciyi yorumlamayı seviyorum. Benim için önemli olan o anı yaşamak ve hissetmek." dım sayesinde tanıştım. Babam benim müzisyen olmamı istemiyordu. Daha çok kompozitör olmamı istiyordu. Bir okula yollanmıştım ve orada müzik eğitimi al- mama ımkân yoktu. Fakat piyano da ça- lıyordum. Daha sonraki yıllarda Paris'te Nadia Boulanger ile kompozisyon, lsra- ılli vırtüöz Mindru Katz ile piyano ve Vi- yana'da ünlü pedagog-eğitimci Hans Swarowsky ile orkestra şefliği çalıştım. - Çakhğûuz eserlere nasü bir yorum ka- tryorsunuz? MENUHİN - Bu soruyu yanıtlamak zor. Müzık her zaman kelimelerin üze- rindedir. Eğer benim yorumum kişiselse -ki umarım öyledir- bu anlatılamaz. -Hersanatçuun özeüikle yorum- lamak istediği beUi isimler ve eserler vardır. Siz kendinM daha çok kime yakın görüyor- sunuz? MENUHİN- O anda han- Musical Opinion dergısi Jeremy Me- nuhin'i 'Günümüzün en büyük Schu- bert piyanistlerinden biri' olarak tanım- lıyor. Menuhin müzik tarihinin önemli kilometre taşlanndan bir olan ünlü ke- man virtüözü Yehudi Menuhin'in oğlu. Piyano ile küçük yaşlarda tanışan Menu- hin ilk konserini Berlin Filarmoni Or- kestrası ile 1994 yılında vermişti. Menu- hin Istanbul'dan sonra yann Bilkent Sen- foni Orkestrası ile Ankara'da bir konser verecek. - İstanbul ve Ankara konseıierinizin oluşumundan söz eder misiniz? JEREMY MENUHİN - Borusan Oda Orkestrasf nın davetlisi olarak Istanbul'a geldim. 17 Mayıs akşamı yine Borusan Kültür ve Sanat Merkezi etkinlikleri içinde yer alan Bach, Beethoven ve Schubert'in eserlerinden oluşan bir re- sital verdim. Buradan sonraki dura- ğım Ankara. Orada Bilkent Senfoni Orkestrası ile bir konser vereceğim. -1984 vüında ilk konserinizi Bertin Filarmoni ile verdiniz. Bu deneyim ka- riyerinize nasıl bir v ön verdi? MENUHİN - 1984 yılında 'Genç Konser AktrisHeri' piyano yanş- masında birinci olmuştum. Aynı yıl Berlin Filarmoni ile beraber bir konser vermiştik. Tekkelimey- le muhteşemdi. Ondan sonra lngiltere Krali- yet Filarmoni, Hous- ton Filarmoni. Fransa Devlet Senfoni ve In- giliz Oda Orkestrası ile çaldım. Böyle bü- yük orkestralarla çal- mak tabii ki önemli. - Müziğe küçük yaş- larda başladmız. Baba- nız keman virtüözü Ye- hudi Menuhin'in size bu yönde nasıl bir katkısı ol- muştu? MENUHİN-Piyano ile da- (Fotograf: ZAFER ÜÇÛNCO) gi müzisyenin eserlerini çahyorsam ken- dimi ona yakın hissediyorum. Bach ça- hyorsam Bach, Debussy çahyorsam De- bussy'ye yakın hissederim kendimi. Önemli olan inanarak çalmak. - Her yorumcunun varmak istediği bei- li bir nokta var. Peld sizin bundan sonra- ki hedefiniz nedir? MENUHİN - Tek bir cümle ile özetle- mek istiyorum. Çok iyi bir piyano, çok iyi kondisyonda olmak, harika bir akus- tik, iyi bir seyirci her şeyi zirveye çıka- nr. 'Klasiği bflmeden yeni yaratılamaz' - Babanızla da ortak çahşmalanmz o\- muştu. Ikiniz nasıl bir büiiktelik oluştur- dunuz? MENUHİN - Yıllar boyunca çok iyi bir anlaşma doğdu aramızda. Şimdi aynı re- pertuvan bir başka kemancıyla çalmak çok zor. - Bir piyano virtüözü olarak babamzı müzik dünyasının içinde nasıl bir konu- ma koyuyorsunuz? MENUHİN - Babamın müziğini artis- tik bütünlük açısından en üst seviyede buluyorum. - Gelişen teknoloji içinde klasik müzi- ğin konumunu ve gençlere ulaşma payuu nasıl değeıiendiriyorsunuz? MENUHİN - Gençler şu an çöp konu- munda olan bir müziği dinliyor. Her yer- den sanki bir şeylerin atıldığı izlenimini veren bir müzık. Kulaklan bozan bir mü- zik türü. Klasiği bilmeden yeni bir şey- ler yaratmaya imkân yok. Bu müzik sa- yesmde dönemin hissiyatını insan algı- lıyor. Onun için de ortaya modern mü- zik çıkıyor. Evet, ama klasik müzik ile aynı hissi taşımıyor. Ortaya çıkan tek- noloj i müziği. Bu yüzyılda gerek mi- mari gerek müzık alanında bir ge- lişme olduğunu düşünmüyorum. Gelişme daha çok edebi alanda yaşanıyor. - Türk meslektaşlannızla ortak projelere imza atmayı düşünü- yor musunuz? MENUHİN - Henüz net bir şey yok. Belki arkadaşım Ayla Erduran'la gelecek İstanbul festıvalleri kapsammda bir kon- ser veririz. Bunun dışında he- nüz bir proje yok. İlk konuklar ABD ve Fransa'dan I. Uluslararası Sinema Okullan Buluşması Kültür Servisi - is- tanbul sınırlannı aşan Bilgi'dc Sinema. mayıs sonunda üçüncü yaşını doldururken 21-25 Mayıs tarihleri arasın- da perdelenni New York ve Paris'ten esen rüzgârlarla açıp sonba- harda sinemaseverler- le tekrar buluşmak üzere kapayacak. İstanbul Bilgi Üni- versitesi Sinema-TV Bölümü ve Bilgi'de Si- nema bugün. Kuştepe Kampusu'nda başla- yacak 'I. Uluslararası Sinema Okullan Bu- luşması' ile hem kendi hem de ülkemizdeki dığer tüm sinema okullan öğrencilerini gelecektekı meslektaş- larının çalışmalanyla buluşturuyor. Bilgi'de Sinema çer- çevesinde gerçekleşti- rilecek festivalde. dün- ya çapında ünlü iki bü- yük sinema okulu, İs- tanbul Bilgi Üniversi- tesı'nin konuğu ola- cak. Dünyanın en önemli sinema okulla- nndan, ABD'den New York Üniversitesi (NYU) Sinema Bölü- mü ile Fransa'dan FE- MlS'nin yanında. İs- tanbul Bilgi Üniversi- tesi Sinema-TV Bölü- mü öğrencılerinin de filmlerinden seçkilerin gösterileceği festival- de. üç kıtanın sinema okullan buluşuyor. Geleneksel hale geti- rilmesi planlanan festi- vale. önümüzdeki yıl bir de uluslararası ya- nşma bölümü eklen- mesı de hedeflenıyor. Festivalın bu yılkı konuk okullan ABD ve Fransa'yla sınırlı ol- makla birlikte. önü- müzdeki yıllarda lngil- tere. Almanya. Italya. Macaristan. Polonya. Çek Cumhunyetı gibi birçok ülkenın seçkin okullan bu festıvale konuk olacaklar. Bılgi'nin bir diğer hedefi de bu festival sı- rasında gelıştınlen iliş- kiler sonucu Türk si- nema öğrencılerinin filmlerinin uluslarara- sı sinema okullannın düzenledıği festival- lerde yer almasmı sağ- lamak. Bu yönde ilk adım New York Üniversite- sı. Tisch School of the Arts ile atıldı bile. Bedia Muvahhit Ödiilü Kralok'un • Kültür Servisi - 17. Gençlık Günlerf kapsamında 7. kez verilen 'Bedıa Muvahhit Ödülü', cuma günü Kadıköy Haldun Taner Sahnesf nde yapılan bir törenle sahıbini buldu. Ödül bu yıl, 'Sabaha Az Kala' adlı oyundaki performansıyla Betül Kızılok'un oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ile Türk Kadınlar Birlıği İstanbul ll Merkezi'nin ortaklaşa düzenlediğı törende. ilk Türk kadın oyuncusu Bedia Muvahhit, dia gösterisi ve belgesel bir filmle anıldı. Odülünü Türk Kadınlar Bırliğı İstanbul II Başkanı Nurten Altaç'ın elinden alan Kızılok. ödülü Bedia Muvahhit ve Türk tıyatrosuna gönül vermış bütün kadın oyuncular adına aldığını açıkladı. Gece, klasik müzık dınletisiyle sona erdi. Yuslu Kıtalar Atlası' Fransa'da H Kültür Servisi - Konstantiniye'nin tanhinı XVII. yüzyıla harmanlayan. kültürel ve dınsel göndermeleri felsefi bir boyutta ele alan thsan Oktay Anar'ın Tuslu Kıtalar Atlası' Fransa'da yayımlandı. Parçalara bölünmüş bir kronolojiye dayanan. mizahı, acıklı olayları. akıldışılığı ve mantığı birleştiren öykü aynı zamanda, Descartes'm Metot Üzenne Konuşma'sının çılgın bir açıklaması. Actes Sud Yaymevi tarafindan basılan kıtabı Fransızcaya Ferdan Fidan çevirdi. BUGÜN • İFSAK'ta bugün saat 19.30 cla Serdar Akar'ın katılacağı 'Türk Sinemasında Yeni Sinema' başlıklı söyleşi gerçekleşecek. (292 42 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle