16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 § I BttantankatarnyükMİ ay*taUar çakeccfcMiş. Bariuyı bankaya krfcicaMır... Etektronik posta: denizsam#cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - IMF, Türidye'nin ekonomik programını onaylamış... "Ulus/ararası düzevde en ulusal proaram!" Samsun Savcılığı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in kendi adamlarını rektör ata- maması üzerine Sam- sun'da sokağa dökülen Ondokuz Mayıs Üniver- sitesi'nden bir grup öğ- retim üyesi vardı... Izin- siz gösteriden haklann- da soruşturma ve dava açılınca da "yoldan ge- çiyordum" diyerek yap- tıklan eylemin arkasın- da duramamışlar- dı. Samsun Cum- huriyet Başsav- cılığı'nın ilgisini çeker mi bilmiyo- rum; buniardan biri Doç. Dr. ibrahim Aydın, (gös- teriyi düzenleyen dokuz kişiden biri olarak Asli- ye Ceza Mahkeme- si'nde yargılanıyor) 8 Mayıs 2001'de Sam- sun'da yayımlanan Ekip gazetesinin 4. sayfasın- da yazarlığa özenip ma- kale yazmış; yazarken de Atatürk anıtının önünde "demokrasi ve hukuk için saygı duru- şunda bulunduğunu" ağzından kaçırmış... Ka- rakolda söyler mahke- mede şaşar hesabı; bu kez sanık gazetede yaz- mış, ola ki mahkemede şaşırsa savcılık hatıriat- sın! Yazının başlığı bır resım... Resım, Heybeliada'daki Deniz Lisesi'nin cephesıni süsleyen cam mozaik pa- no... 210 metrekare panoda Preveze Deniz Savaşı anlatılıyor... Eserin sahibi, bugün 87 yaşında olan res- sam Ferruh Başağa.. Panonun öyküsü, 1954 yılında Deniz Harp Oku- lu'nun yeniden yapılanması sırasında başlıyor... Dö- nemin okul komutanı Fahri Korutûrk'ün önerisiyle 3 bin lira ödüllü bir yarışma açılıyor ve Başağa'nın ese- ri bırinci seçiliyor. Sanatçının üç yılda tamamladığı cam mozaik pano, Deniz Kuvvetleri'nin sembolleri arasında yer alıyor... 1999 yılındaki Marmara depre- mi, Heybeliada'daki binada büyük hasar meydana getirince, binanın yıkılmasına karar veriliyor... Şu sıra- lar binanın yıkımı sürüyor... Binanın cephesindeki pa- no ise henüz duruyor ve yerinden sökülüp başka bir yere nakledilmesi için en az 100 bin dolar gerekiyor... Ekonomik kriz bu paranın bulunmasını engelliyor... Bir Türk sanatçısının eseri yakında yıkılıp parçalanacak... Panoyu kurtarmak gerekryor... Hiç olmazsa panonun bulunduğu duvar yıkılmasın... Duvar dursun... Arka- sından desteklensin, çevresinde güvenlik önlemi alın- sın, dursun... Yann, Türkiye ekonomik krizden kurtu- lunca, eseri kurtarmak söz konusu olabilir... Hatta bu- gün bile başlatılacak bir kampanya ile sanata, tarihe ve denizciliğe saygı duyan kurum ve kuruluşlann 5'er 10'ar bin dolariık katkısı ile 100 bin dolar da toplanır, 150 bin dolar da... Panoyu biz yıkmayalım... Yıkacaksa olası deprem yıksın... SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCMBE VAV C4A//A/A Yüksek Yerilim Hattı erdincutku(u yahoo.com On parmağırruzda on MAZERET! YCHP'nin ilkeli siyaset uygulaması! Yeni Cumhuriyet Halk Partisi'nin "il- keli siyaset" sloganıyla haftada birya- yımladığı "Gün-Dem" adında bir bül- teni var... Bültende partinin resmi görüşlerinin yanı sıra sağcı ve şeriatçı yazariarın YCHP'yi öven makalelerine de yer- veriliyor. Gün-Dem'in son sayısında bir par- tili tarafından Cumhuriyet gazetesi- ne yönelik çok ağır bir iddia kaleme alınmış... Dilbilgisinden yoksun bir Türkçe ile yazılmış yazıda Cumhuriyet gazetesi "çetecilerle ortaklık" kurmak- la ve "çetecilerin egemenliğıne" gir- mekle suçlanıyor... Bu durumda YCHP'nin yöneticileri ya ellerindeki kanıtlan açıklamaiı ya da Osmanh'nın kurucusu Osman'ın ka- yınpederi Şeyh Edebali'ye gösterdik- leri saygının hiç olmazsa binde birini Atatürk'ün adını koyduğu gazeteye karşı da gösterip özür dilemeli... Geielim asıl konuya... YCHP'nin bir de "Ekonomi Masası" bülteni var... Bu masada görev alan iki par- ti yöneticisi Yakup Kepenek ve Sa- dullah Usumi, aynı zamanda Cumhu- riyet yazan... Perhiz ve lahana turşusu öyküsü gi- bi... Deniz Baykal ve yakın çevresi ya "çeteciler"le çalışan iki yöneticisini partiden ihraç etmeli ya da ilkeli siya- set yapmayı biraz olsun öğrenmeli... Sırada Ne Var? MERİÇ VELİDEDEOĞLU TBMM'nin açıhşının 81. yılı kutlamalarına gölge düşmesi kamuoyu tarafından gerekti- ği ölçüde ele alınmadı. Sevr Antlaşması'nı yadsı- yan • Kurtuluş Savaşı'nı yürüten • Saltanatı kaldıran • Lozan Antlaşması'nı onay- layan • Ankara'yı başkent yapan • Cumhuriyeti ilan eden • Atatürk'ü ilk cumhurbaş- kanı seçen • Medreseleri kapatıp öğre- tim birliğıni kuran • Hilafeti kaldıran kararla- rın alındığı oturumların ger- çekleştığı ilk Meclis bınasının, Phılıp-Morris adlı bir Ameri- kan sigara şirketince onarıl- ması, toplumun ancak küçuk bir bölümünce tepkıyle karşı- landı. İlk gençlik yıllarını bu bina- da ve yukarıda sayılan tarıh- sel olaylara -Cumhuriyetin ila- nı dışında- tanık olara"k yaşa- yan Hıfzı Veldet Velidedeoğ- lu, ilk Meclis'in müze olarak düzenlenip korunması için yıl- lar boyu süren bir savaşım ver- mişti. CHP'nin merkez binası ola- rak kullanılan Meclis bınasın- daki kimi değişikliklerı gören Velidedeoğlu, 1936 yılında, genel sekreter Recep Peker'e müze önerisini götürmüş ama olumlu bir yanıt alamamış. Yılmayan Velidedeoğlu. da- ha sonra konuyu Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e aç- mış ve destek istemiş; Yü- cel'ın olumlu karşılamasına karşın bu girişimden de bir sonuç alınamamış. Bu durum karşısında Velide- deoğlu önenyi Cumhuriyet'te- ki yazılarında dile getirerek halkın sahiplenmesine çalış- mış. Ne var ki, CHP iktidarı bu öneriye 1950 seçimlerini yiti- rene dek kulaklannı tıkamış, partinin binada kalması sürdü- rülmüş. Seçimlerden sonra kurulan DP hükümeti ilkin bi- nayı boşalttırmış, daha sonra da bir yasa ile buranın müze olmasını sağlamış. Böylece Velidedeoğlu 15 yı- lı aşan savaşımının sonuçlan- masından çok mutlu olmuşsa da, bu düzenlemeyi o Mecli- si toplayan Mustafa Kemal'in partisinin değil de, Atatürkçü- iük doğrultusundan büyük sapmalargösteren DP'nin ger- çekleştirmesini hüzünle kar- şıladığını anlatırdı. Sağ olsaydı bu onarım işi- nin böyle kotarılmasına kuş- kusuz büyük tepki gösterir, toplumun duyarsızlığına, sus- kunluğuna son kertede üzülür- dü. Ne var ki bu duyarsızlığın, bu suskuniuğun nedenini veya" nedenlerden birini ele almanın gerektiği kanısındayız. Bilindiğı gibi, 17 Ağustos yı- kımından sonra deprem böl- gesi halkının acılan dünya ulus- larınca paylaşıldı; pek çok ül- ke yardımda bulunarak insan- lık görevlerinı yerine getirdi. Doğal olarak tüm halkımız da yardımlannı bölgeye yığıyordu. işte bu sırada çoğunluğu Türkiye'de çalışan, adlarını duyduğumuz duymadığımız; uğraşı alanlarının ne olduğu- nu bildığımiz bilmediğimiz ki- mi yabancı şırket ve oluşum- lar da bölgeye okul, yurt, re- habilitasyon merkezi vb. gibi kalıcı tesisler yapma girişimi- ne yoğun bir biçimde sarıldı- lar ve bunu da anlaştıkları bir sivil toplum örgütünün şemsi- yesi aitında yerine getirmeyi yeğledıler ve bu yolla yaptır- dıkları tesıslere adlarının veril- mesıni, yazılmasını sağladılar. Böylece bölge halkı türlü türtü yabancı ad taşıyan bir- çok eğitim kurumuna sahip oldu; devletten önce kendile- rine el uzatan bu yabancılara "şükran" duygusuyla doldu taştı... Dahası, TV ekranlarındaki görüntülerle, basındaki boy boy resimleriyle, teşekkür ilan- lanyla bu duyguyu "topyekûn" Türk ulusunun duyması da sağlandı. Bu durumda toplumun ya da aracı olan sivil toplum ör- gütlerinin ilk Meclisimizi bir yabancı firmanın onarmasına tepki göstermelerıni bekleye- bilir miyiz? "Yardım başka, bu başka!" diyerek "çifte standart" bir gö- rüşle bıle herhangi birtepki gel- meyeceğinı çok iyı kestiren Phi- lip-Morris firması, adını Mec- lis'in duvarına keyıfle yazdı. Acaba diyor insan, sırada "Anıtkabir" mi var? HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ Y/1V igulgec(qyahoo.com ktM KİMF DLİM —ı yctn/if o/Jvju. orfaya. yap+im- /fltjer- ben ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI f • • - • HARBÎ SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com Antonma {Turizm İSTANBUL KÜLTÜR GEZİLERİ MAYIS AYI TURLARINDA "BİR TURA KATILANA, BtR YÜRÜYÜŞ TURU BİZDEN" : ORT\KÖY'DEN BEŞtKT^Ş'l Dr. ELMON HA\ÇER(*). 20 M K\ IS PAZAR: SİLİV Rİ, KHIKÖV. VİZE, M. İHSA.N TINAV. 27 MAV IS P\ZAR: BOĞ\ZİÇİ \ E ULILARI (TEK.NE Tl RU) Dr. ELMON HANÇER. (• I Yürüyûş turu 15-22HAZÎRA\:GCNE\DOĞI \WD0LU, SAVAT T\RİHÇİSJ \TlLLATliNA. Rezervasvon (0 212)292 2874-7? TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Mayıs Wl BİR RONESANS ONCUSU:BOIT/CELU i^ 15tO'DA BU6ÜM, UNLÜ ITBLYAN KES&4MI SANDBO SOTTrC£LL/, '• SS YAŞtMOA ÖLMÜfTÜ. SAAlATt İLE KÖA/eSAMStH SoTrrcecu, estc/ AGKMİK £ l e YU- y A4 If/'/VC' l/E DÜZÇİZGİ ÜMtT ZİLELt Dupumf 19Mayıs'tip!..' - En sonunda bu da oldu... Aslında geç bile kalmışlardı!.. Işbiriikçi kalem- lerin, "bizi adam edecekler, 21. yüzyıla taşrya- caklar, çağdaş kılacaklar" diye kapısına sıva- nıp kutsadığı efendilerınden biri, yani Avrupa, Türkiye Cumhuriyeti'nin sömürgeleştirilmesi yo- lunda çok önemli bir adım daha attı... Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), Kıb- rıs Rum Kesimi'nin yaptığı dördüncü "devlet başvurusu" ile ilgili verdiği kararda, Türkiye'yi in- san haklannı ihlalden suçlu buldu... Üstelik Rum- lann maddi tazminat hakkını da saklı tuttuL Peki, mahkeme niçin dördüncü başvuruya ka- dar bekledi?.. Niçin 1979 yılında yapılan iki baş- vuru reddedildi, 1992'de yapılan üçüncü başvu- ru bir rapor yayımlama karanyla kapatıldı da, 27 yıl sonra, şimdi Türkiye suçlu ilan edildi?.. - Zamanı geldi de ondan!.. Çünkü artık Türkiye'ye dişlerini kolayca geçi- rebileceklerini düşünüyoriar... Çünkü artık verdikleri emirlerin "lebbeyk sul- tanım" yaltaklanmasıyla kabul göreceğinden kuşku duymuyoriar... Çünkü karşılannda 10-15 mil- yar dolar için taklalar atan, "dolariargeliyor" di- ye bayram eden, önlerine uzatılan en aşağılayıcı belgelere bile imza atmaya hazır bir devlet bulun- duğunu varsayıyoriar... Çünkü Türkiye'yi, her alan- da istediklerini "başûstüne" diyerek yapacak bir koloni gibi görüyorîar... - Acaba haksızlar mı?!.. •• . • • • • ,; Eğri oturup doğru konuşalım... •' ""'" Üzerine yüzlerce yazı yazdığım, bir o kadar rad- yo-televizyon programı yaptığım için son yanm yüzyılın ve de özellikle son 20 yılın ihanetlerinden söz etmeyeceğim. Yalnızca son birkaç ay bile hangi durumda olduğumuzu çok açık ve net gös- teriyorzaten!.. - Ekonominin başına bizzat ABD'nin istek ve di- rektifiyle Kemal Derviş paraşütle ındirilmedi mi?. Dünya Bankası Başkanı, "Derviş'i biz gönder- dik" itirafını yapmadı mı?.. -15 günde 15 yasa formülüyle IMF direktifleri TBMM'ye dayatılmadt mı?. İlk elde ABD'nin üre- tim fazlasını eritecek ve Türkiye'yi pazar haline ge- tirecek şeker ve tütün yasalan çıkanlmadı mı? - Biri solcu, biri milliyetçi, diğeri liberal üç lider, Endonezya Devlet Başkanı Suharto'dan sonra dünyada ikinci kez IMF'nin niyet mektubuna im- za atma utancını yaşayan devlet adamları olarak tarihe geçmediler mi?!.. - Telekom Yasası'nda pürüzler çıkınca, IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer telefonda fır- ça çekip "zımık alamazsınız" diye tehdit savur- madı mı?. - ABD Başkanı Bush, tüm diplomatik kuralla- ra aykın olarak Ecevit'e gönderdiği mektubun- da bir sömürge ülkesıne hitap edercesine, Tele- kom ve Bankacılık yasalarının kendi istedikleri gibi çıkmasını tehdit dolu bir üslupla istemedi mi?.. Böylece Telekom Yasası pariamentodan ^*~apartopargeçlrilmedimi?!. ' v ~ örnek çok, ama yerimiz yok... Şimdi, şu yuka- ndaki tabloya bakın; siz Batılı dostlarımızın yerin- de olsanız fırsatları degerlendirmez, "şimdi tam zamanıdır" demez misiniz?. İşte başımıza yeni- den örülmeye çalışılan Ermeni çorabından Kıb- ns sarmalına, Kürt kartından ekonomik esarete kadar tüm senaryoların gerisindeki hesap bu... - Çünkü, Türkiye'nin "onuru ve benliği' satş ma- sasındaü! • • • İki gün sonra 19 Mayıs... '" - Kurtuluş ateşinın yandığı günden tam 82 yıl sonra Türk ulusu emperyalizmin yeni bir saldın- sıyla karşı karşıya... Yeni bir kılığa bürünmüş esa- ret tam kapıda... Tıpkı o günlerde olduğu gibi, hat- ta ondan da vahim olmak üzere; emperyalistle- rin yerii işbiriikçileri, kendi halkına tutsak olmayı "21. yüzyılın şartı", köleleşmeyi "Batı ile ortak vatandaşlık", haysryetsizfiği "ulus devletin aşılması" olarak yutturmaya çalışıyor. Mustafa Kemal'in "Gençliğe Sesleniş"indeki tüm öngö- rüleri tek tek gerçekleşmış durumda. Ama,"... Bö- tün bu ahval ve şerart attnda dahi vazifen" söz- cükleriyle başlayan paragraf henuz hayata geç- medi!.. Daha tarih o bölümü yazmadı... Sevgili Si- na Akşin'in dediği gibi; - Durum, 19 Mayıs'tır... E posta: uzileli(Ş superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/Birdiziçe- ^ likdildenolu- şan vurmalı * çalgı. 2/ 3 Avustralya'da 4 yaşayan bir cins deveku- şu... "Hile, dolap" anla- mında argo sözcük. 3/Bir tür otomobil yanşı... Ceylan Tolstoy'un bir roma- nı. 5/ Halk dilinde 2 kırmızı pul bibere ve- 3 rilen ad... Gurbetteki bir kimsenin doğup büyüdüğü ve özledi- ği yer. 6/ Türk müzi- ğinde bir makam... Dar, uzun ve hafifbir yanş kayığı. II "Gü- zelliğin — par'etmez/Bu bendeki aşk olmasa" (Âşık Veysel)... Tekil ikinci kişı adılı. 8/Arhka'da bir ınnak... Pamuklu birkumaş. 9/ Azpişmiş et. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Narçiçeği rengi, alev kırmızısı. 2/ Üstü kapa- h olarak anlatma... Hamur tahtası. 3/ Buruşuk yüz- lü bir köpek cinsi... Bır nota. 4/ Lirvanya'nın pa- ra binmi. 5/ Buyurucu... Boşa gitme. 6/ Bir no- ta... Dumanlekesi... Birmeyve. 7/Birerkeğinni- kâhsız olarak aldığı cariye... Silisyum elementı- nin simgesi. 8/ Her türlü siyasal düzeni yadsıyan ve toplumun birey üzerinde hıçbir baskısını ka- bul etmeyen görüş. 9/ Bele sanlan uzun ve enli kumaş... Yiyecek bulamayan, yoksul kimse.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle