23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SÎRMEN Balkanlılaşma Sürecinde Balkanlap ve Türkiye ÜSKÜP - Genç ve güzel kızlann, çok başanh bir koreografinin ürünü olan danslarının en ilginç yönü, bunların, alışılageldiği gibi mayo, dekolte kılık, dansçı giysisi veya ulusal kıyafet yerine, as- ker üniformaları giymiş olmaları ve savaş ilahı Mars'ı çağnştıran figürlerle. kendilerini izleyen- lerin tüylerini ürpertmeleriydi. Bu gösteri, Balkanlar'ın göbeğindeki Üsküp yerine başka bir diyarda olsaydı, belki bu denli tüyler ürpertici olmayabilirdi. Dans eden kızlar, bir hafta sürecek olan ve her türiü silahın sergilendiği, "Güvenlik 2001 Fu- an"nın mankenleriydiler. Belki de hiçbir olay, bir süredir yeniden "Bal- kanlılaşma" sürecine girmiş olan bölgenin çev- reye saçtığı tehlikeyi bu kadar çarpıcı biçimde gözler önüne seremezdi. "Balkanlılaşma" bir Batı deyimi.. etnik. dini ya da politik nedenlerle iç içe yaşarken birbirine gir- miş, uzlaşmaz çatışmalara girişmiş birimlerin or- taya çıkardığı durumu anlatıyor. Balkanlar, Yugoslavya'nın ya da başka bir de- yişle Tito ütopyasının 1990-91'de dağılma sü- recine girmesiyle yeniden Balkanlılaşmaya baş- ladı. Büyük çabalarla yatıştınlmaya çalışılan kar- maşa, tam istikrara kavuşamadan Makedon- ya'daki Arnavut milisler ve hükümet güçleri ça- tışması, yeniden herkesin dikkatini bölgenin üs- tüne çekti. • • * Türkiye Dışişleri Bakanı Ismail Cem işte tam böyle bir ortamda, Makedonya ve Kosova'ya kı- sa, ama önemli bir ziyarette bulundu. Dilerseniz, katıldığım bu gezinin karşılıklı me- sajlarının irdelenmesini yarına bırakarak önce bölgeye göz atalım. Makedonya'da bir an herkesi umutlandıran ulusal birlik hükümeti formülü ise önerilmesinin üzerinden bir gün bile geçmeden, Arnavut par- tilerin, ayaklanmacı Arnavutlarla ateşkes ilan edil- mesini önkoşul olarak ortaya sürmeleri üzerine zora girmiştir. Şimdi herkes kınlgan Makedonya'da durumun daha da kötüye gitmesinden korkmaktadır. Yalnızca bu çatışmalar sırasında, yakın geçmi- şin yaralarını hâlâ saramamış olan 39 ülkeden 42.500 askerin bulunduğu Kosova'ya geçen Ar- navutlann sayısının 10.000'i bulduğu düşünülür ve ülkedeki etnik gerginliğin de hâlâ her an pat- lamaya hazır olduğu göz önünde bulundurulur- sa, bölgede en ufak bir gerginliğin bile her an dört bir yana sıçrama olasılığının ne kadar büyük ol- duğu anlaşılır. Öte yandan Bosna'ya bakanlar, Dayton An- laşmalarıyla vanlan çözümün de aynı biçimde çok kınlgan olduğunu görmektedirler. Boşnak- lar seçimlerde ılımlı partilere eğilim gösterirken Sırp ve Hırvatlar'ın radikalleri yeglemiş olmaları anlamlı ve gelecek açısından tehlikeli gösterge- lerdir. Nihayet Karadağ son seçimlerde, bağımsızlık- çıların ancak yüzde 40'lar dolayında oy toplamış olmalarına karşın, tümüyle aynlma isteginden vazgeçmiş değildir. Bütün bu tabloda tek olumlu etken, Belgrad'ın "ılımlı" Sırp lideri Kustuniçanın, VVashington gezisindeki daha fazla demokrasi vaatleridir. • • • Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in böyle kritik bir zamana rastlayan Kosova gezisine, son gelişme- lerin ışığında Makedonya'yı da katmış olması, yeniden Balkanlılaşma sürecine girmiş olan Bal- kanlar konusunda, Türkiye'nin mesajını da orta- ya koyuyor. Gezi sırasında konuşulanlann irde- lemesini yanna bırakarak şimdı mesajın ana öğe- sine bakmakla yetınelim. Ankara, Sayın Cem'in ağzından, bölgedeki as- keri biriiğe daha fazla katkı değil, ama bölgenin biçimlenmesinde, banşa giden yolda, Yunanistan ile biriikte bölge ülkesi ve NATO üyesi olarak da- ha fazla politik ve diplomatık ağıriık, hiç değilse daha danışılır bir müttefik olmak istemektedir. Bu istek hem Türkiye'nin hem de Balkanlar'ın çıkarlarına uygundur. Tantan'dan yanıt Aydemir, kalp krizinden öldü ANKARA (ANKA) -lçişleri Bakanı Sadet- tinTantan. Aydın E Ti- pi Cezaevi etrafındaki evlerde polis tarafın- dan yapılan arama sı- rasında hayatını kay- beden Resul Ayde- nür'in. kalp krizı sonu- cu öldüğünü bildirdi. Bakan Tantan. FP Genel Başkan Yardım- cısı Mehmet Bekâroğ- lu'nun konuyla ilgili yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, Nevruz öncesi, cezaevi çevre- sinde ikamet eden şa- hıslann ev ve müşte- milatlannda tünel kaz- mak suretiyle ceza- evindeki tutuklu ve hü- kümlülerin firarlanna yardım ve yataklık edebilecekleri endişe- siyle. Aydın Sulh Ceza Mahkemesi tarafından cezaevi çevresindeki 40 evde arama karan verildiğini anımsattı. Bakan Tantan, güven- lik güçlerinin mahke- me karan doğrultusun- da görevlerini yerine getirdiğini ve ilgili ki- şilere arama kararını gösterdiklerini bildir- di. Tantan "Merhum Resul Aydemir'in Iz- mir iü 5. AdH Tıp Ku- rumu tarafindan yapı- lan otopsisinin emıuyet görevlHerinee telefon ile alınan nericesinde 'ölümün kalp krizi so- nucunda gerçekleştiği, merhum şahısta her- hangi bir darp ve cebir iziyle travmaya bağlı bir bulgunun bulun- madığı' öğrenilmiş. ra- ponın kendilerine u- laşmasının beklendiği anlaşılnuşbr" dedi. 31 Sıvas kıyımcısının idamını onaylayan Yargıtay, olayın laikliğe karşı başkaldın olduğunu vuıguladı eriatçı teröre öliiııı cezasıANKARA (Cumhuriyet Büro- kü duruşmaya askeri hâkimin ka- teşebbüs suçuyla korunmak iste- su)- Yargıtay 9. Ceza Dairesi. Sı- vas katliamı davasında Ankara DGM'nin 33 sanık hakkında ver- diği idam karanndan 31 'ini onar- ken 2 sanık hakkındaki hükmü bozdu. Daire, çeşitli hapis ceza- larına çarptınlan 15 sanıktan 14'ü hakkındaki hükmü onadı. 1 kişi hakkındaki karan da bozdu. Yargıtay Cumhuriyet BaşsavcıJı- ğı, bozma istemlerinin reddine ilişkin gerekçeye katılmazsa iti- raz hakkı bulunuyor. Başsavcılık dairenin karanna katılırsa hakJanndaki mahkûmi- yet karan onanan sanıklann "ka- rar düzehme" isteminde bulun- ma haklan var. Başsavcılık bu is- temi reddederse sanıklar hakkın- daki hüküm kesinleşecek. kabul ederse bunu da daire karara bağ- layacak. Haklanndaki mahkûmi- yet karan bozulan 3 kişi ise An- kara 1 No'lu DGM'de yeniden yargılanacak. CerekçeU Karar 25 sayfa Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce, Ankara 1 No'lu DGM'nin Sıvas olaylan davasında verdiği karann temyiz işleminin sonucu açıklan- dı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 23 sayfadan oluşan gerekçeli ka- rannda, DGM'lerdeki askeri hâ- kimin görevine son veren anaya- sa değişikliğine karşın aynı gün- tılmasının, bozma nedeni olarak kabul edilmediği belirtildi. Olaydan birkaç gün önce ve o- lay günü. Salman Rüşdü tarafın- dan yazılan. Aziz .\esin tarafın- dan da Aydınlık gazetesinde kıs- men yayımlandığı ileri sürülen "Şeytan Ayetieri" isimli kitapta, Islama ve peygamberine dil uza- tıldığı öne sürülen "Müslüman Kamuoyuna" başlıklı bildirilerin yayımlandığı anımsatıldı. Karar- nen hukukı değerin. devletin en yüksek düzeninin temel kurulu- şunu oluşturan ve anayasal düze- ni meydana getiren normlar ol- duğu \urgulandı. Organize hareket Kararda. "Hükümet düzeni, devlet kuvvetlerinin şekillenişi, devletin temel ideolojik yapısı, te- mel insan haklan. seçim sistemi • Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 yılında meydana gelen ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylann, anayasal düzenin en önemli ilkelerinden biri olan 'Cumhuriyetçilik' ve 'Laiklik' ilkelerinin ortadan kaldınlmasına yönelik bulunduğunu tüm açıklığı ile ortaya koyduğunu bildirdi. da. 2 Temmuz 1993'te cuma na- mazını kılıp çıkan topluluğun Madımak Oteli önünde toplandı- ğı ve "Şeriat gelecek, zulüm bite- cek. Cumhuriyeti burada kur- duk. burada \ ıkacağı/, Yaşasın şe- riat Yaşasın Hizbullah. kahrolsun laiklik" sloganlan attıkları kay- dedildı. Bu kişilerin daha sonra oteli yaktıklan vurgulandı. Sanıklann mahkûmiyetJerine esas alınan Türk Ceza Yasası'nın 146. maddesi irdelenirken anaya- sal düzeni cebren değiştirmeye gibi değerler devletin temel kunı- luş prensiplerini teşkil edivorsa, 146. maddenin koruduğu hııkuki konu içerisinde mütalaa edilmek gerekir" değerlendirmesi yapıl- dı. Anayasada. Türk milletinin ba- ğımsızlığı ve bütünlüğüyle ülke- nin bölünmezliğini korumanın. devletin temel amaç ve görevleri arasında gösteriidiği kaydedeilen kararda şöyle devam edildi: "Olaydan önce Türkiye Cum- huriveti devletine ve temel ilkele- re aylon açıklamalan da kapsa- yan bildirilerin dağıtılmış olması, olay sırasında sürekli olarak aulan sloganlann, başka olaylarda ya- sadışı örgüt elemanlannca anlmış bulunan sloganlarla ayniyet gös- termesi. bu örgütlerin el işaretie- rinin yapılmış olması, bu eylemle- rin aynı amaç ve strateji doğrul- tusunda ve bir organizasyon dahi- linde gerçeklestirildiğini ortaya koymaktadır. TCK'nin 146. mad- desinde, fiilin. bu suçu oluşturma- sı bakımmdan gerekli ve zorunlu hareketierin belirlenmediği, yal- nızca 'eebren teşebbüs edenler' sözcüklerinin kullanılmasıyla ye- tinildiği görülmektedir." Gerekçeli kararda, ölüm ceza- sına çarptınlan 31 kişi hakkında- ki hükmün onandığı belirtildi. Ölüm cezasına çarptınlan 2 sanık hakkındaki hükmü bozan daire, bozma karanna gerekçe olarak, Pişmanlık Yasası'ndan yararlan- mak isteyen sanıklar hakkında mahkemenin yanıt vermemesini gösterdi. 4 sanık hakkında verilen 2O'şer yıl ağır hapis cezalannı onayan daire, bir sanık hakkında- ki aynı yöndeki karan ise bozdu. Daire, 15 yıl ağır hapis cezası ve- rilen bir sanık ve 7 yıl 6'şar ay ha- pis cezalanna çarptınlan 9 sanık hakkındaki karan ile 5 yıl ağır ha- pis cezasına çarptınlan bir sanı- ğın cezalannı usul ve yasaya uy- gun bularak onadı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Asıl tertipçiler İHlllUlIllIlll Perde kalkSin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Ali Balkız, olayın asıl faillerinden RP'li Sıvas Belediyesi encümen üyesi Cafer Erçakmak'ın henüz yakalanmadığını, dönemin belediye Başkanı FP milletvekili Temel Karamollaoğlu'nun da yargılanmadığını anımsattı. ANKARA (Cumhuri- lantılannın henüz açığa yet Bürosu) - Pir Sultan çıkarılmadığına işaret Abdal Kültür Derneği etti. Olayın asıl faillerin- Genel Başkanı AM Bal- den kapatılan RP'li Sı- laz, Sıvas Madımak Ote- vas Belediyesi encümen li katliamının asıl tertip- üyesi Cafer Erçak- çileri, perde arkasındaki mak'ın henüz yakalan- karanlık güçler ve onla- madığını anımsatan Bal- nn devlet bağlantılannın k ü dönemin Sıvas Bete- açığa çıkanlamadığını dive Başkanı olan FP belirterek şeriat tehlike- .Millefvekili Temel Kara- sinin henüz geçmediğini mollaoğlu'nun da yargı- bildirdi. lanmadığına dikkat çek- Pir Sultan Abdal ti. Balkız, şöyle konuştu: Kültür Derneği Başkanı Ali Balkız, Yargıtay 9. TehHfce geçmedl Ceza Dairesi'nin Sıvas davasına ilişkin karannı "Şeriat tehlikesi henüz değerlendirirken "Bu so- geçmemiştir. Üstelikyeni nucun, o katliamda kay- katliamlar yaşanmıştır. bettiğimiz güzel insanla- OIa> daki kasta varan ih- n geri getirmej'eceğini malleri nedeniyle, ne o biliyonız. Onian unut- günküdevlefyönericüeri madık ve unutnıayaca- ne de bugünküler özür ğız"dedi. dilememişlerdir. Bu so- nucu 'adaletin tecellisi" Yeniden baglamall saysak bUe ancak 8 \ıl sonra ulaşılabilmiştir. Davanın bittiği nokta- Madımak Oteli, müzeye dan yeniden başlaması döniiştüriUememiştir.Sı- gerektiğini belirten Bal- vas Kültür Merkezi'nin kız, cezalan onaylanan önüne Pir Sultan Abdal sanıklann bu katliamı anıtı yeniden dikileme- gerçekleştiren kimseler miştir." olmakla biriikte, olayın Balkız, bu sonuçlar el- asıl tertipçileri, perde ar- de edilinceye dek müca- kasındaki karanlık güç- delelerini sürdürecekle- ler ve onlann devlet bağ- rini vurguladı. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Zorlu yargı süreci 7yıl10aysonra üçüncükamr ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Sı- vas'ta Madımak Ote- li'nin 2 Temmuz 1993'te yakılması ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam- dan sonra açılan dava- da, 7 yıl 10 ay sonra üçüncü karar çıktı. Yargıtay'ın karanyla davada yeni bir aş^- maya gelindi. 7 yıldır süren dava öncesinde- ki olaylar ve sonrasm- daki yargı süreci şöy- le gelişti: -Pir Sultan Abdal'ı anmak üzere her yıl şenlik düzenleniyor- du. Sıvas'a giden sa- natçılar, şairler, yöne- ticiler Madımak Ote- li'neyerleşti. Sıvas'ta bulunan Aziz Ne- sinin, Salman Rüş- dfi'nün Şeytan Ayet- ieri adlı kitabını ya- yımiaması bahane edilerek cuma nama- zının ar- dından bir , grup otel önünde toplandı. Gösterüe- rinin ar- dından Madımak Oteli'ni ateşe ver- diler ve olaylar so- nunda 37 kişi haya- tını kay- betti. - Soruş- turma so- nunda Kayseri E)GM, Sı- vas Ağır Ceza Mahkemesi ve Sıvas Asliye Ceza Mahke- mesi sanıkJarhakkın- da ayn ayn dava açtı. Dava, güvenlik gerek- çesiyle Ankara'ya alındı. - Ankara'da Afır Ceza Mahkemesi ve Asliye Ceza Mahke- mesi "nde görülmesi gereken davalann dosyalan, görevsizlik karan verilerek DGM'ye gönderildi. - Ankara DGM ise gelen dosyalar hak- kında oyçokluğuyla görevsizlik karan ve- rerek uyuşmazhğı çözmesi için üç ayn dava dosyasını Yargı- tay'a gönderdi. Yargı- tay, görevli mahkeme- nin Ankara DGM ol- duğuna karar verdi. - Ankara DGM'deo zaman 79'u tutuklu olan 124 sanığın yar- gılanmasına, 21 Ekim 1993 Perşembe günü Şeriatçılar, Aziz Nesin'in Salman Rüşdü 'nün Şeytan Ayetieri kitabını yayımlamasını bahane etmişti. başlandı ve 18 duruş- ma sonunda 26 AralÂ; 1994 Pazartesi günü karar verildi. 124 sa- nıktan 26'sına 20 yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra olayda yazar Aziz Ne- sin'in tahriki olduğu- nu gerekçe göstererek sanıklann cezalannı 15 yıla indirdi. 60 sa- nık hakkında 3'er yıl hapis cezası verirken, 37 sanığın beraahnı ve davanın bir numarah sanığı yakalanamayan eski Sıvas Belediyesi Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak hakkında- ki dava dosyasının ay- nlmasmı kararlaşürdı. - Dönemin Ankara DGM Bassavcısı Nus- retDemiral ilemüda- hil avukatlan, sanıkla- nn eyleminin TCY'nin ölüm cezası öngören "devletin anayasa ve temel ni- zamlaruu bozmaya kallaş- mak"hük- münü içe- ren 146-1. maddesi kapsamma girdiğini belirterek temyiz etti- ler. Yargı- tay, itiraz- lan yerinde gördü* - Dava- nın yeni- den görül- mesine 19 Kasım 1996 günü başlandı. Mahkeme, ikinci ka- rannda, 33 sanığı idam cezasına mahkûmetti. Üçüncü görü$me - Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 33 sanık hakkındaki idam ka- rarını usul yönünden bozdu. - Dava dosyasının yeniden Ankara 1 No'lu DGM'ye gel- mesinin ardından 26 Şubat 1999'da dava- nın "üçüncü kez" gö- rülmesine başlandı. Üçüncü yargılamanın başladıği 21 Ekim 1993'ten sonra 6 yıl 7 ay 26 gün süren yargı- lama sonunda 3. kara- nnı 16 Haziran 2000'de açıkladı. Mahkeme, bu kara- nnda 33 sanığı idam cezasına çarptınrken diğer 15 sanık hak- kında ise çeşitli hapis cezalan verdi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Fikri Canoruç'u tanımam, Kemal Gürüz'ü ise yıllardır yaptıkları nede- niyle iyi tanıyorurn. Prof. Dr. Canoruç, Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nin rek- törü. Kemal Gürüz, onun rektör ol- masını istememişti, ancak Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, yet- kisini kullanarak Canoruç'u rektör atadı. Kemal Gürüz, 12 Eylülcü sis- temin yarattığı YÖK'ün, bu sisteme uygun başkanı. Üniversiteleri 12 Ey- lülcü bir anlayışla medreselere çevir- meye uğraşıyor. Kendisini kutlamak gerek, bu konuda epeyce de mesa- fe aldı. Canoruç konusu ise, tam bugün- kü yönetme mantığını gözler önüne seriyor. Birisinden hoşlanmıyor mu- sun, onu tasfiye mi etmek istiyorsun, ya "bölücü", ya "şeriatçı" bir dam- ga vurursun olur biter. Kemal Gürüz belli ki Canoruç'u istemiyor. YÖK Genel Kurulu'nda Kemal Gürüz, bir iddia öne sürüyor, diyor ki; "devletin yüksek mercilerinden gelen belgele- Kemal Gürüz'ün 'Üst Mercileri' re göre" Canoruç "ülkenin bölün- mez bütünlüğüne aykın görüşlere" sahip. Nedir bu devletin yüksek mer- cileri? Bu ülke polis devleti mi? Biri- leri YÖK Başkanı'na gizli raporsunu- yor ve onun görevden alınmasını is- teyebiliyor. Ne demek, "Ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykın görüş/er"? Bu kadar keyfi, bu kadar ölçüsü olma- yan bakış açısıyla bir üniversitenin rektörü nasıl suçlanıp görevden ali- nabilir? O insan, yıllardır bu ülkede öğretim üyeliği yapmış, bilim alanın- da asistanlıkla başladığı bilimsel ka- riyerinde profesörlüğe yükselmiş. Üstelik bunu ülkede cadı kazanlan kaynatıldığı bir dönemde yapabilmiş. Ama Türkiye böyle yönetiliyor. Bir üniversitenin rektörü, yıllarını bilime adamış bir bilim insanı bir cümlelik "ülkenin bölünmez bütünlüğüne ay- kın görüşler" suçlamasıyla yok edi- lebiliyor. Şimdiye kadar üniversite böyle yönetildi, devlet böyle yönetil- di. Yönetildi de ne oldu? Türkiye üni- versiteleri bilim alanında geçmişe göre uluslararası alanda bir başarı mı sağladı? Devlet böyle yönetildi de ne oldu? Ne olduğu ortada, Türkiye 20 sene içinde geriye gitti. Adam başına dü- şen yıllık geliri azaldı, ülkenin presti- ji sarsıldı, Batı'dan para dilenen bir "kızgın ülke" haline geldi. Kemal Gü- rüz'ün toplantıda söylediği "devletin yüksek mercileri" sözcüğü üzerinde durmak gerekiyor. Çünkü böyle de- diğiniz an birilerini korkutabiliyorsu- nuz, istediğinizi yaptırabiliyorsunuz. "Devletin üst mercileri" nedir; istih- barat örgütü mü? Silahlı Kuvvetler mi? Cumhurbaşkanlığı mı? Başba- kanlık mı? Hükümet mi? Böyle bir tehdit yöntemiyle üniversite yöneti- lebilir mi? Gelişmiş bütün ülkelerin üniversitelerinde, o ülkenin bilim adamlannın çoğu kurulu düzeni eleş- tirirler ve üniversiteler çoğu zaman birer fikri muhalefet odağı haline ge- liıier. Bizde ise bütün bilim dünyası- nın "devletin üst mercileri"riın emri- ne girmesi, girmeyenin de "aykın gö- rüşleri" yüzünden tasfiye edilmesi is- tenir. YÖK Başkanı ve "devletin üst mer- cileri" sözcüğüne kafam takıldı. YÖK Başkanı, bilim adamı mıdtr, yoksa ne olduğunu bilmediğimiz "devletin üst mercileri"nir\ emrinde çalışan bir gü- venlik görevlisi mi? Devletin en üst mercisi, yasal olarak Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'dir. Dicle Üni- versitesi Rektörü Fikri Canoruç'u da, YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ü de Cumhurbaşkanı yani "devletin en üst mercisi" atadı. Bu ülkede daha baş- ka üst merciler mi var? Belli ki Kemal Gürüz'ün bizim bilmediğimiz birta- kım üst mercileri bulunuyor. , ••• Şunu açıkça görelim, bu ülke bir "üstmerci" gerçeği ve tehdidiyle ba- taklığın içine çekildi. Ekonomisi bat- tı, halkı sefil oldu, prestiji yıkıldı. Bu ülke açıkça bu kafa tarafından iflas ettirildi. Şimdi bunlara dur deme za- manı. Ya Kemal Gürüz'ler bu ülkeye egemen olmaya devam edecekler ya da artık onlara dur diyeceğiz. Kemal Gürüz'lerin yarattığı üniversiteler or- tada. Onlann dayandığı ve güç aldı- ğı "üst merciler"\n yarattığı tablo da ortada. Ince bir çıkış yolu görünüyor. Arka- sında "üst merciler" bulunan Kemal Gürüz'lerin artık tarih müzesine kal- dırılması gerekiyor. 12 Eylül müzesi- ni kurabildiğimiz ve onlan da oraya havale ettiğimiz zaman önemli bir adım atacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle