Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2001 PERŞEMBE
EKONOMİDE KRİZ
DÜNYADA BUGUN
ALlStRMEN
Babalar - Oğullar ve Frsat
Bugün ülkemizi ziyaret eden Yunanistan Dışiş-
leri Bakanı Yorgo Papandreu, üç kuşaktan poli-
tikacı bır ailenin en küçüğü.
Konuğumuzun, adını taşıdığı büyükbaba Yorgo,
Yunanistan'ın çalkantılı kriz sulanndan demokra-
si adasının istikranna adım atamadığı yıllarda baş-
bakanlıkyapmış; başı, biryandan nifakyuvasısa-
ray, öte yandan bu konuda ondan aşağı kalma-
yan Yunan ordusu ile sürekli derde girmiş ve niha-
yet siyasal yaşamı, 1967 albaylar darbesi ile sona
ermiş bir dengeci polrtikacıydı.
ikinci kuşak olan Andreas ise bir yandan Ame-
rikan vatandaşı olup ABD'ye kafa tutan, öte yan-
dan antımilitarist söylemlerine karşı bir zamanlar
kimi subaylarla flört edip ASPİDA davası ile baba-
sının başını derde sokup darbeyi çabuklaştıran;
kendisıne sosyalist etiketini yakıştırdığı halde, da-
ha zıyade "üçüncü dünya nasyonal sosyalistleri"
gibi, şovinizmin sınınndaki bir nasyonalizmi sos-
yalizmden önde tutan, karmaşıkyapılı, karizmatik
bir kişiydi ki Türk düşmanlığı demesek bile karşrt-
lığı, popülist politikasının temel taşlanndan birini
oluştururdu.
Andreas Papandreu, 1974'ten önce kaleme al-
dığı "Namlunun Ucundaki Demokrasi" adlı krta-
bında, Makarios ile birlikte Achesson Planı'nın
kabulünü nasıl önlediklerini anlatır.
Doğrusu, Ankara'nın büyük biraymazlıkla kabu-
le yatkın göründüğü Achesson Planı kabul edilmiş
olsaydı; bugün, geçici olarak adanın kuzeyindeki
dağlık Karpaslar'da konuşianmış Türk birliğinin de
süresi dolmuş olacağından, Kıbrıs bir Elen adası
haline dönüşmüş olacaktı.
Bu planı torpillemekle Andreas Papandreu, Yu-
nanistan açısından büyük bir yanlış yapmıştı.
•••
Ailenin üçüncü kuşağı, şimdiki Yunanistan Dı-
şişleri Bakanı Yorgo Papandreu ise babasının ter-
sine, politik yaşamındaTürkiye ile yakınlaşma kar-
tını oynamaktadır.
0 ve Türk meslektaşı Ismail Cem, Ege'nin iki
yakası arasındaki ilişkileri düzettme çabalanyla her
iki halka da büyük hizmetler vermiş kişiler olarak
tarihe geçeceklerdir.
Yorgo Papandreu'ya içten "hoş geldiniz" dilek-
lerimizi sunarken onun bu yanını bir kez daha vur-
gulamak isteriz.
Yorgo Papandreu, ülkemizi ziyaretinden önce,
önde gelen gazetelerimizin yöneticileriyle Atina'da
yaptığı görüşmelerde, Atina'nın Ankara'ya açılı-
mını ve eskisinden farklı bakışını bir kez daha gün-
deme getırmiş bulunuyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, Yunanistan, Türki-
ye fobisini üstünden atmış görünmektedir.
Doğrusu, kriz batağından birtürlü sıyrılamayan
Türkiye'nin, hiç degilse şu andaki, kendinden baş-
ka kimse için tehlıke oluşturamaz görüntüsünün
de payı vardır bu gelişmede.
Bir başka faktörde AB para birfiği Euroya giren
Yunanistan'ın, artık kaynaklannın bir bölümünü, si-
lahlanmadan ekonomik gelişmeye kaydırmak is-
teğidir.
•••
Nedenleri ne olursa olsun, olumlu bir gelişme ile
karşı karşıyayız.
Yunanistan'ın artık Türkiye'nin ABüyeliğineters
değil de olumlu yaklaşması, üzerinde durulması
gereken bir gelişmedir.
Sayın Yorgo Papandreu'nun, 4.4 milyar dolariık
Eurofıghter projesinden vazgeçtiklerini açıklama-
sı ve Türkiye'yi de silahlanmayı yavaşlatmaya ça-
ğırması olumlu bir davranış.
Gerçi Ankara haklı olarak, konumunun Ati-
na'dan farklı olduğunu, doğu ve güneydeki kom-
şulannın kendisini silahlanmak zorunda bıraktığı-
nı söylese de içinde bulunduğumuz büyük eko-
nomik kriz, silahlanma konusunda daha ılımlı bir
tavır almaya itmektedir bizi.
Bunu yapmadığımız takdirde, ortada savunula-
cak bir ülke kalmaması degilse bile, savunulacak
şeyin değerinin düşmesiyle karşı karşıya kalaca-
ğımız, yadsınamaz bir gerçektir.
Belki kriz, bu alanda bizi kaçınılmaz ılımlı birtav-
ra itecektir.
Kıbns konusunda ise şimdilik taraflann tutum-
lannda önemli bir değişiklik olmadığından, önem-
li bir gelişme beklemek fazla iyimsertik olacak.
Ancak, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaş-
masının imzalanması, iki ülke yatınmcılannın kar-
şılıklı yatınmlannda (şu anda koşullar bizim yatı-
rımcılar için elverişli olmasa bile kısa zamanda de-
ğişebilir, sanınz) kolaylık getirecek ve ilişkileri pe-
kiştirecektir.
Bu ziyaretin asıl önemli yanı; sabırla ilişkileri dü-
zeltme politikasına devamın, iki tarafın da yaran-
na olduğunu bir kez daha vurgulaması ve her iki
ülkenin de bu politikayı sürdürmesinde yeni bir
aşama oluşturması olacaktır, sanınz.
Eczaneleri denetledi
Durmuş'un ilaç
şovu ters tepti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Sağlık
Bakanı Osman Dur-
muş, piyasada ithal ilaç
sıkıntısı olduğuna iliş-
kin iddialar üzerine ec-
zaneleri denetledi. Ba-
zı ithal ilaçlar ile bir as-
tım ilacının bulunmadı-
ğını öğrenen Durmuş,
yine de piyasada ilaç sı-
kıntısı bulunmadığını
savundu.
Osman Durmuş, dün
Sıhhiye Adnan Saygın
Caddesi'ndeki bazı ec-
zaneleri denetleyerek
ithal ilaç sıkıntısı olup
olmadığını sordu. Dur-
muş, birkaç eczaneyi
gezdikten sonra "Yapı-
lan araştırmalarda pi-
yasada yeteri kadar ilaç
vediğer ûrünierin mev-
cut olduğu anlaşdmış-
tir" açıklamasını yap-
tı. Bir eczanede, bazı it-
hal ilaçlar ile bir astım
ilacının bulunmadığını
öğrenen Durmuş, ecza-
cıdan bu ilacın alındığı
deponun adını sordu ve
yetkilisi ile telefonda
görüştü. Durmuş, de-
ponun yetkilisinin as-
tım ilacının bulunmadı-
ğını söylemesi üzerine
sert tepki gösterdi. Dur-
muş, bir eczacıya da
bulunmayan ilaçlann
alternatiflerini ver-
melerini önerdi.
Hükümet ortaklan, ekonomik krizin soramluluğunu üzerlerinden atmaya çalışıyorlar
Ortaldar birbirine girdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomik krizin derinleşmesi, hü-
kümet ortaklan arasında "sorumlu
kün" tartışmasına yol açtı. Hükümet
ortaklan MHP ve ANAP, ekonomi
yönetiminde "söz sahibi obnadıkla-
n" gerekçesine sığınarak DSP'yi he-
def alırken ekonomik programın ge-
ciktirilmesinden de Devlet Bakanı
Kemal Derviş'i sorumlu tuttular.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü-
lent AkarcaİL Başbakan Ecevit'in
kriz sonrası gündeme gelen kabine
değişikliğini engellediğini belirterek
a
Ne yazıkki Başbakan her türiü gjri-
şime, her değişikliğe kapah. Ekono-
ARABACI'DAN ELEŞTİRİ
DSPgrubunda
rahatsırftkbüyüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Istanbul Millervekili Rıdvan Bu-
dak, Başbakan Bülent Ecevit'in "ara re-
jim-kara rejim tcUallanna MGK büdiri-
siyle ağzuun payı verildi" sözlerinden
'ahnmadığını' söyledi. DSP Bursa Mil-
letvekili AHArabaa da. grup toplantısın-
da Özelleştirme uygulamalannı eleştirdi.
Başbakan Ecevıt, dünkü grup toplan-
tısının açılışında yaptığı konuşmada, ge-
çen hafta ara rejim uyansı yapan Istan-
bul Millervekili Budak'ı da hedef aldı.
Budak, toplantıdan sonra gazetecilerin
sorulan üzerine "Beni ilgilendiren bir ta-
rafi yok. Ahnmadım. Ben ara rejim kar-
şraynn. Ara rejim ohnasuı diye baa uya-
nlarda bulundum" dedi.
ArabacTdan 'demokrasi' uyansı
Grubun basma kapalı bölümünde söz
alan Bursa Millervekili Ali Arabacı da
bazı rahatsızhkJannı dile getirdı. Ahnan
bilgiye göre Arabacı, "Konuşma için
müracaatun üç ay önceydL Herhalde ye-
ni sıra gehniş olacak Sırayı verenlerin
adü davraiKÜğını umu>t)rum" dedi. Ara-
bacı 'nın, DSP programındaki 'Yönetim
sürecinde dcmokratik ilkeleri ve kaühmı
sağlayacakdüzenlemeleri gerçekleştirir'
ifadelerini okuduktan sonra. "Bursa ili-
nrizle ilgili önemB bir karar ahndL Ne ça-
hşanlarla,ne halkia konuşuldu ne de mO-
letveldlleriyle tarüşma gereği duyukJu.
Bırakın halkia büüktekarar almayı,mfl-
letveldueriyie bile karar oluşturmaya ta-
hammfil edüemiyor" dedığı öğrenildi.
Arabacı, özelleştirme yöntemlerinin
yanlış olduğunu vurgularken "küresel-
ieşme sevdası peşinde sosyal devlet kav-
ramuun unutulduğuna" dikkat çekti.
• Ekonomik kriz, siyasi krize dönüşüyor. Krizin faturasını üstlenmek istemeyen
koalisyon ortaklan MHP ve ANAP, ekonomi yönetiminde "söz sahibi olmadıklan"
gerekçesiyle DSP ve Kemal Derviş'i hedef gösteriyor.
mfyi baüran bakanı personeKn başı-
na getirdi" dedi.
Ekonomik krizin üzerinden yakla-
şık 1.5 ay geçmesine karşın net bir
fonnül ortaya koyamayan hükümet
ortaklan, birbirlerini suçlamaya baş-
ladılar. Hükümet ortaklan ANAP ve
MHP, ekonomik krizin sorumlusu
olarak DSP'yi hedef gösteriyorlar.
Siyasi kulisleTde, ekonomik krizin
"siyasi krize" dönüşeceği beklentisi-
nin öne çıkmasını dikkate alan
ANAP ve MHP, seçmene dönük me-
sajlar vermeye başladılar. ANAP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Yardımcı-
sı Mesut Yümaz'ın, önceki günkü
grup toplantısında, "krizin faturası-
nın bütönsiyasetkurumuna çıkanla-
mayacağı ve krizde en az paym
ANAP'a ait olduğuna" ilişkin söyle-
mi, bu kaygılann işareti olarak yo-
rumlandı. ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı BülentAkarcah, DSP'li Dev-
let Bakanı Recep Önal'ın, bankalar
fona alınana kadar geçen süredeki
Hazine ve murakıp raporlannı değer-
lendiremediğini ve adım adım gelen
krizi göremediğini savundu.
ANAP Istanbul Millervekili Aydın
Ayaydın. güvene dayalı bir sorunla
karşı karşıya olduklannı belirterek
"Ulusal ekonomikprogram bir bütün
olmalı. Siyasi kadroyla bürokratik
kadrooun büükteçahşm siyasi karar-
hhk ortaya konuldukbın sonra krizi
aşmamız mümkün" dedi.
MHP kurmaylan, partilerinin hü-
kümetteki rolünün siyasi stabilizeyi
sağlamak olduğunu, bunu da en iyi
şekilde yerine getirdiklerini ifade
ediyorlar. Bahçeli nın kamuoyuna
karşı "sorumlulukortak'' söylemine
karşın, parti içinde "Ekonomi yöne-
timinde biz yokuz. Sorumlu olduğu-
muz bakanliklar belli. Kemal Derviş,
DSP'ye gjrse de girmese de bu parti-
nin kontenjanından bakanhğa geti-
rildi Sorumluluk da DSP'nindir* gö-
rüşü savunuluyor. Bahçeli, Başkanlık
Divanı'nda kurmaylanna, "progra-
mın gedkmesinden duyduğu rahat-
' dile getirdi.
1ĞNELİFIRÇA ZAFERTEMOÇtN
cıımm
mm/k
HAM
.*• JJ?+
DYP IİDERİ ÇİLLER:
Devlet Bakanı Derviş, iki hafta içinde bunalımdan çıkılması gerektiğini söyledi:
Demokrasi yara alırANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Devlet Bakanı Kemal
Derviş'in, iki hafta içinde eko-
nomik bunalımdan çıkılmaz-
sa ülkede 'büyük değişimler
olabileceğini' belirterek
'Demokrasiyara
alabiür" dediği
öğrenildi. Der-
viş, nisan ayı
sonu itiba-
nyla 1 mil-
yonlOObin
üraukbir
dolar ku-
rununre-
el denge-
leri yan-
sıttığının
söylene-
bileceğine
dikkat çekerek bunun ötesinin bunalım oldu-
ğunu vurguladı.
Kemal Derviş'in dün işci sendikacılanyla
yaptığı görüşmede ilginç açıklamalarda bu-
lunduğu kaydedildi. Derviş, sendıka temsil-
cilerine, ekonomik bunahmın geldiği nokta-
nın tehlikesine dikkat çekerek "Dunım cid-
di,devletşu anda borçkrmıödeyememenin sı-
nmnda. Her taraftan üzerimize borç bindiri-
iiyor.İki hafta içindebunahmdan çıkamazsak
büyük değişimler olabflir. Demokrasiyara ala-
büjr" dedi.
19 Şubat'taki MGK'de yaşanan tartışma
için "Bu olmasa bfle ekonomik kriz kaçntd-
mazdı" diyen Derviş, IMF'nin sonbaharda,
devalüasyon isteğini gündeme getirdiğini, an-
cak o zaman hükümetin bunu kabul etmedi-
ğini söyledi. ABD'den Türkiye'ye çağnhna
biçimini 'olağandtşj' diye tanımlayan Derviş,
"Türkiye'nin sinir krizi geçirdiğr niteleme-
sinde bulundu. Krizden çıkış için her kesim-
den fedakârlık istenebileceğini dile getiren
Derviş, "Türidye Cumhuriyeti devleti, borç-
larmıödeyemeyebilir. Ama o anda müthiş pa-
nik ohışur" diye konuştu.
Türkiye Inşaat ve Tesisat Müteahhitleri Iş-
veren Sendikası'nın Sheraton Oteli'nde ger-
çekleştirdiği dünkü yemekli sohbet toplantı-
sma da katılan Derviş, ekonomik programa
yönelik çalışmalanna ilişkin bilgi verdi. Pi-
yasalarda oluşan fiyatlann gerçeği yansıtma-
dığnıı kaydeden Derviş, dalgalanan kur ne-
deniyle piyasalann da bundan rahatsız ohna-
sının doğal olduğunu söyledi. Reel kurdan
hareket edilmesi durumunda nisan sonu iti-
banyla 1 milyon 100 bin liralık bir kurun re-
el dengeleri yansıttığmnı söylenebileceğini
anlatan Derviş, "Onun ötesi bunahmdır, bü-
yük risktir" diye konuştu.
Bu arada Dünya Bankası Başkan Yardım-
cısı Johannes Iinn, dün saat 17.50'de Anka-
ra'ya geldi.
Kurdaki artışla daha fazla kâr eden yabancı bankalar piyasayı yönlendiriyor
Dolarda yabancı oyıınuANKARA (Cumhurrv^Büro-
su)-Merkez Bankası'nuı rezerv-
lerin eriyeceği kaygısı ve
IMF'nin baskısı nedeniyle piya-
sannı ihtiyacı olan dövizi vere-
memesi, dolarda yüzde 100'e
yaklaşan devalüasyona neden ol-
du. Bankalann açık pozisyonla-
n sorunu dışuıda yabancı banka-
lann dolan tırmandırmaya çalış-
tıklan görülüyor.
Alınan bilgiye göre dün Mer-
kez Bankası piyasaya yalnızca
50 milyon dolarlık satış ihalesi
açtı. Bu rakamın piyasanın ge-
reksiniminin oldukça altında ol-
duğu belirtildi. En yüksek alıcı
konumunda bulunan bankalann
ise sırasıyla "Akbank, HSCB,
Citibank, Deutschebank, Chase-
bank, Indosuezbank ve ABN
Amro Bank" olduğu öğrenildi.
Dolardaki artışla daha fazla kâr
elde eden yabancı bankalann, pi-
yasayı da yönlendirdikleri belir-
tiliyor. Özellikle yerli bankala-
nn dışandan aldıklan sendikas-
yon kredilerinin geri ödemeleri-
nin geldiği ve bunlann yenilene-
memesi riski üzerinde durulu-
yor. Bu da dolardaki baskıyı art-
tınyor.
Yabancı banka egementiği
Uygulanan 17. stand-by prog-
ramıyla, zaten sorunlu olan ban-
kacılık sisteminin olumsuz etki-
leneceği, 80 bankanın 30'a düşe-
ceği, piyasaya yabancı bankala-
nn egemen olacağı tahminleri
yapıhyordu. Bu sürecin işleme-
ye devam ettiği belirtiliyor.
Bankacıhk sisteminin 20 mil-
yar dolan aşkın açık pozisyonla-
n, dolardaki artışta etkili olur-
ken Merkez Bankası piyasaya,
rezervinin eriyeceği kaygısıyla
yeterince müdahale edemiyor.
IMF de Merkez Bankası'nın pi-
yasayı fonlamasını istemiyor.
Eski SPK Başkanı An" thsan
Karacan. bankalann açık pozis-
yonu ve bilanço döneminin, Mer-
kez Bankası'nın rezerv kaygısıy-
la piyasayı fonlamamasının do-
lardaki yükselişte etkili olduğu-
nu belirtirken "Açıkpozisyon, sa-
dece bankacıhkta değil. Şirketle-
rinvedevletinaçıkpozisvonuvar.
Açıkpozisvonmalikuruııılarave
şirketier kesmüne, kamuya da
baskıyapıyor. Yaşadığnnız güven-
sizfik ortamı, yann ne olacağuıa
Oişldn bekleyişlerin ohnaması,
dövizeyöneliktalepüzerinde hep
bir baskıdır. Biz daha yatmma-
nın baskısmı tam hissetmedik
Eğer yatınmanın baskısmı hisse-
dersek bu pi>asalançokdahacid-
dioJçüdesıkıştırabüır. Sistemiçin
saatn' bomba haline dönüşebiKr"
dedi.
Toplum barut
fiçtsı gibi oldu
• Toplumda
gerginliğin giderek
tırmandığını
söyleyen DYP lideri
Çiller, rejimi ve
demokrasiyi
rahatlatacaik tek
çözümün,
hükümetin istifası
olduğunu savundu.
ANKARA(Cumhuri-
yetBürosu) - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller. ül-
kede gerginliğin giderek
ürmanması sonucu top-
lumun barut fıçısma
döndüğünü belirterek
"En ufak bir kıvıJcun,
arzu edümeyen neticele-
reyol açabihr. Hükümet,
halkm sabnnı daha faz-
la zorlamamahdır" de-
di.
Çiller, partisinin grup
toplantısında, rejimi ve
demokrasiyi rahatlata-
cak tek çözümün hükü-
metin istifası olduğunu
savundu. Başbakan Bü-
lentEcevk' in, "kendi ac-
zi üzerinde yapılan du-
yarühğı" başka alana
yönlendirmek için "be-
yaz atlı prens getirttiği-
ni" ileri süren DYP lide-
ri, "Bu, Ecevit'in kendi
kendini kurtarma hesa-
bıdır. Bu seferki yanhş
hesap da Amerika'dan
döndü" görüşünü dile
getirdi.
Hükümetin, yolsuzluk
sektörünü kendi halkına
fatura ettiğini, ancak bu
faturayı uluslararası fi-
nans çevrelerine kabul
ettiremediğini söyleyen
Tansu Çiller, "Suça or-
tak bir bakan açıkça ve
tophımla inatlaşırcasuıa
korundu. Burada ka-
pandıklannı zanncrrik-
leri dosya Amerika'da
açıkh. Siz dışanya para
istemeye gidiyorsunuz.
onlar Enerji Bakanr nın
ne zaman isrifa edeceği-
ni soruyor. Acaba bura-
daki diplomatik mesajı
hükümet aldı mT diye
konuştu.
"Hükümet, arük me-
selenin sistem meselesi
olduğunu, bu sistemin
önünün açılması gerek-
tiğini görmek zorunda-
dır" diyen Çiller, "Bir
Derviş, ermiş olmuş,
kurtaracakmış. Millet
öncegeçim, hemen seçim
diyor. Her kriz ashnda
bir firsaftır; kötünün
içinde bir iyihk tohumu
vardu". O tohum da üre-
timdir, seferberiik ilaru-
du"** dedi.
Tansu Çiller, ekono-
mide "stagflasyon (yük-
sek enflasyonda durgun-
luk)" sürecinin başladı-
ğını kaydederek "Deva-
hıasyon oranı yüzde 90.
Dolann 1 milyon 300 bin
liranın altma dönme ola-
süığı çok zordur. 16-23
Mart dönemi içinde
Merkez Bankasrnm
açık piyasa işlemlerinin
toplanu, 5.7 katriKon ü-
radan 12 karrüyon Kra-
ya çıktı. Bunun anlamı
para basmaktır. Bu para
gider, dövizi bulur" diye
konuştu.
-
• CHP lideri Deniz Baykal: I
KriZf Türkiye'yi
yönetmeye başladı
Istanbul Haber Ser-
visi-CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal,
Türkiye'de krizin yö-
netiminin söz konusu
obnadığını savunarak
"Krfz, Türkiye'yi yö-
netmeye başjadı'" dedi.
Baykal, partisinin
Genel Baş- ^ H H B
kan Başda- M H H |
nışmanı Bü- • F ^ ^
leat Tania, •
Genel Sekre- ¥ _m
^
terYarduncı- f * ^ ^
sı Mehmet I
Sevigen, îs- F
tanbulÜBaş- I
kam AH To- k
puzveKadı- »a.
köyBelediye W
Başkanı Se-
L
- ^ ^
lamiÖztürk ile tiyatro
sanatçısı Müjdat Ge-
zen'i ziyaret etti.
Ziverbey'de bulu-
nan Müjdat Gezen Sa-
nat Merkezi'ni ziyare-
tinin ardından gazete-
cileria sorulannı ya-
nıtlayan Baykal, Tür-
kiye'deki krizin artık
ekonomik kriz olmak-
tan çıktığını ifade ede-
rek şöyle konuştu:
"Temeünde de zaten
bir siyasal krizdi Şim-
di bir sosyal kriz hali-
ne de dönüşmeye baş-
• B | H | ladL Bu dö-
^ ^ ^ H nemde kri-
| ^ ^ H zin yönetimi
^ ^ ^ B diye bir şey
| söz konusu
00*4 dttil. Kriz,
*»«* j Türidy^'yi
yönetmeye
t
, başladı. Ar-
* J Qk herkesin
aJm durupduru-
w$ğWm munu göz-
**-^™ dengeçirme-
sizorunhıdur."
Ziyaret sırasmda
Müjdat Gezen, Baykal
ve beraberindeki parti
yöneticilerine biblo,
bakır tabak ve Atatürk
portresi verdi, sanat
merkezini gezdirdi.