19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2001 PERŞEMBE EKONOMİDE KRİZ DÜNYADA BUGUN ALlStRMEN Babalar - Oğullar ve Frsat Bugün ülkemizi ziyaret eden Yunanistan Dışiş- leri Bakanı Yorgo Papandreu, üç kuşaktan poli- tikacı bır ailenin en küçüğü. Konuğumuzun, adını taşıdığı büyükbaba Yorgo, Yunanistan'ın çalkantılı kriz sulanndan demokra- si adasının istikranna adım atamadığı yıllarda baş- bakanlıkyapmış; başı, biryandan nifakyuvasısa- ray, öte yandan bu konuda ondan aşağı kalma- yan Yunan ordusu ile sürekli derde girmiş ve niha- yet siyasal yaşamı, 1967 albaylar darbesi ile sona ermiş bir dengeci polrtikacıydı. ikinci kuşak olan Andreas ise bir yandan Ame- rikan vatandaşı olup ABD'ye kafa tutan, öte yan- dan antımilitarist söylemlerine karşı bir zamanlar kimi subaylarla flört edip ASPİDA davası ile baba- sının başını derde sokup darbeyi çabuklaştıran; kendisıne sosyalist etiketini yakıştırdığı halde, da- ha zıyade "üçüncü dünya nasyonal sosyalistleri" gibi, şovinizmin sınınndaki bir nasyonalizmi sos- yalizmden önde tutan, karmaşıkyapılı, karizmatik bir kişiydi ki Türk düşmanlığı demesek bile karşrt- lığı, popülist politikasının temel taşlanndan birini oluştururdu. Andreas Papandreu, 1974'ten önce kaleme al- dığı "Namlunun Ucundaki Demokrasi" adlı krta- bında, Makarios ile birlikte Achesson Planı'nın kabulünü nasıl önlediklerini anlatır. Doğrusu, Ankara'nın büyük biraymazlıkla kabu- le yatkın göründüğü Achesson Planı kabul edilmiş olsaydı; bugün, geçici olarak adanın kuzeyindeki dağlık Karpaslar'da konuşianmış Türk birliğinin de süresi dolmuş olacağından, Kıbrıs bir Elen adası haline dönüşmüş olacaktı. Bu planı torpillemekle Andreas Papandreu, Yu- nanistan açısından büyük bir yanlış yapmıştı. ••• Ailenin üçüncü kuşağı, şimdiki Yunanistan Dı- şişleri Bakanı Yorgo Papandreu ise babasının ter- sine, politik yaşamındaTürkiye ile yakınlaşma kar- tını oynamaktadır. 0 ve Türk meslektaşı Ismail Cem, Ege'nin iki yakası arasındaki ilişkileri düzettme çabalanyla her iki halka da büyük hizmetler vermiş kişiler olarak tarihe geçeceklerdir. Yorgo Papandreu'ya içten "hoş geldiniz" dilek- lerimizi sunarken onun bu yanını bir kez daha vur- gulamak isteriz. Yorgo Papandreu, ülkemizi ziyaretinden önce, önde gelen gazetelerimizin yöneticileriyle Atina'da yaptığı görüşmelerde, Atina'nın Ankara'ya açılı- mını ve eskisinden farklı bakışını bir kez daha gün- deme getırmiş bulunuyor. Kısaca özetlemek gerekirse, Yunanistan, Türki- ye fobisini üstünden atmış görünmektedir. Doğrusu, kriz batağından birtürlü sıyrılamayan Türkiye'nin, hiç degilse şu andaki, kendinden baş- ka kimse için tehlıke oluşturamaz görüntüsünün de payı vardır bu gelişmede. Bir başka faktörde AB para birfiği Euroya giren Yunanistan'ın, artık kaynaklannın bir bölümünü, si- lahlanmadan ekonomik gelişmeye kaydırmak is- teğidir. ••• Nedenleri ne olursa olsun, olumlu bir gelişme ile karşı karşıyayız. Yunanistan'ın artık Türkiye'nin ABüyeliğineters değil de olumlu yaklaşması, üzerinde durulması gereken bir gelişmedir. Sayın Yorgo Papandreu'nun, 4.4 milyar dolariık Eurofıghter projesinden vazgeçtiklerini açıklama- sı ve Türkiye'yi de silahlanmayı yavaşlatmaya ça- ğırması olumlu bir davranış. Gerçi Ankara haklı olarak, konumunun Ati- na'dan farklı olduğunu, doğu ve güneydeki kom- şulannın kendisini silahlanmak zorunda bıraktığı- nı söylese de içinde bulunduğumuz büyük eko- nomik kriz, silahlanma konusunda daha ılımlı bir tavır almaya itmektedir bizi. Bunu yapmadığımız takdirde, ortada savunula- cak bir ülke kalmaması degilse bile, savunulacak şeyin değerinin düşmesiyle karşı karşıya kalaca- ğımız, yadsınamaz bir gerçektir. Belki kriz, bu alanda bizi kaçınılmaz ılımlı birtav- ra itecektir. Kıbns konusunda ise şimdilik taraflann tutum- lannda önemli bir değişiklik olmadığından, önem- li bir gelişme beklemek fazla iyimsertik olacak. Ancak, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaş- masının imzalanması, iki ülke yatınmcılannın kar- şılıklı yatınmlannda (şu anda koşullar bizim yatı- rımcılar için elverişli olmasa bile kısa zamanda de- ğişebilir, sanınz) kolaylık getirecek ve ilişkileri pe- kiştirecektir. Bu ziyaretin asıl önemli yanı; sabırla ilişkileri dü- zeltme politikasına devamın, iki tarafın da yaran- na olduğunu bir kez daha vurgulaması ve her iki ülkenin de bu politikayı sürdürmesinde yeni bir aşama oluşturması olacaktır, sanınz. Eczaneleri denetledi Durmuş'un ilaç şovu ters tepti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Sağlık Bakanı Osman Dur- muş, piyasada ithal ilaç sıkıntısı olduğuna iliş- kin iddialar üzerine ec- zaneleri denetledi. Ba- zı ithal ilaçlar ile bir as- tım ilacının bulunmadı- ğını öğrenen Durmuş, yine de piyasada ilaç sı- kıntısı bulunmadığını savundu. Osman Durmuş, dün Sıhhiye Adnan Saygın Caddesi'ndeki bazı ec- zaneleri denetleyerek ithal ilaç sıkıntısı olup olmadığını sordu. Dur- muş, birkaç eczaneyi gezdikten sonra "Yapı- lan araştırmalarda pi- yasada yeteri kadar ilaç vediğer ûrünierin mev- cut olduğu anlaşdmış- tir" açıklamasını yap- tı. Bir eczanede, bazı it- hal ilaçlar ile bir astım ilacının bulunmadığını öğrenen Durmuş, ecza- cıdan bu ilacın alındığı deponun adını sordu ve yetkilisi ile telefonda görüştü. Durmuş, de- ponun yetkilisinin as- tım ilacının bulunmadı- ğını söylemesi üzerine sert tepki gösterdi. Dur- muş, bir eczacıya da bulunmayan ilaçlann alternatiflerini ver- melerini önerdi. Hükümet ortaklan, ekonomik krizin soramluluğunu üzerlerinden atmaya çalışıyorlar Ortaldar birbirine girdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomik krizin derinleşmesi, hü- kümet ortaklan arasında "sorumlu kün" tartışmasına yol açtı. Hükümet ortaklan MHP ve ANAP, ekonomi yönetiminde "söz sahibi obnadıkla- n" gerekçesine sığınarak DSP'yi he- def alırken ekonomik programın ge- ciktirilmesinden de Devlet Bakanı Kemal Derviş'i sorumlu tuttular. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü- lent AkarcaİL Başbakan Ecevit'in kriz sonrası gündeme gelen kabine değişikliğini engellediğini belirterek a Ne yazıkki Başbakan her türiü gjri- şime, her değişikliğe kapah. Ekono- ARABACI'DAN ELEŞTİRİ DSPgrubunda rahatsırftkbüyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Istanbul Millervekili Rıdvan Bu- dak, Başbakan Bülent Ecevit'in "ara re- jim-kara rejim tcUallanna MGK büdiri- siyle ağzuun payı verildi" sözlerinden 'ahnmadığını' söyledi. DSP Bursa Mil- letvekili AHArabaa da. grup toplantısın- da Özelleştirme uygulamalannı eleştirdi. Başbakan Ecevıt, dünkü grup toplan- tısının açılışında yaptığı konuşmada, ge- çen hafta ara rejim uyansı yapan Istan- bul Millervekili Budak'ı da hedef aldı. Budak, toplantıdan sonra gazetecilerin sorulan üzerine "Beni ilgilendiren bir ta- rafi yok. Ahnmadım. Ben ara rejim kar- şraynn. Ara rejim ohnasuı diye baa uya- nlarda bulundum" dedi. ArabacTdan 'demokrasi' uyansı Grubun basma kapalı bölümünde söz alan Bursa Millervekili Ali Arabacı da bazı rahatsızhkJannı dile getirdı. Ahnan bilgiye göre Arabacı, "Konuşma için müracaatun üç ay önceydL Herhalde ye- ni sıra gehniş olacak Sırayı verenlerin adü davraiKÜğını umu>t)rum" dedi. Ara- bacı 'nın, DSP programındaki 'Yönetim sürecinde dcmokratik ilkeleri ve kaühmı sağlayacakdüzenlemeleri gerçekleştirir' ifadelerini okuduktan sonra. "Bursa ili- nrizle ilgili önemB bir karar ahndL Ne ça- hşanlarla,ne halkia konuşuldu ne de mO- letveldlleriyle tarüşma gereği duyukJu. Bırakın halkia büüktekarar almayı,mfl- letveldueriyie bile karar oluşturmaya ta- hammfil edüemiyor" dedığı öğrenildi. Arabacı, özelleştirme yöntemlerinin yanlış olduğunu vurgularken "küresel- ieşme sevdası peşinde sosyal devlet kav- ramuun unutulduğuna" dikkat çekti. • Ekonomik kriz, siyasi krize dönüşüyor. Krizin faturasını üstlenmek istemeyen koalisyon ortaklan MHP ve ANAP, ekonomi yönetiminde "söz sahibi olmadıklan" gerekçesiyle DSP ve Kemal Derviş'i hedef gösteriyor. mfyi baüran bakanı personeKn başı- na getirdi" dedi. Ekonomik krizin üzerinden yakla- şık 1.5 ay geçmesine karşın net bir fonnül ortaya koyamayan hükümet ortaklan, birbirlerini suçlamaya baş- ladılar. Hükümet ortaklan ANAP ve MHP, ekonomik krizin sorumlusu olarak DSP'yi hedef gösteriyorlar. Siyasi kulisleTde, ekonomik krizin "siyasi krize" dönüşeceği beklentisi- nin öne çıkmasını dikkate alan ANAP ve MHP, seçmene dönük me- sajlar vermeye başladılar. ANAP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yardımcı- sı Mesut Yümaz'ın, önceki günkü grup toplantısında, "krizin faturası- nın bütönsiyasetkurumuna çıkanla- mayacağı ve krizde en az paym ANAP'a ait olduğuna" ilişkin söyle- mi, bu kaygılann işareti olarak yo- rumlandı. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı BülentAkarcah, DSP'li Dev- let Bakanı Recep Önal'ın, bankalar fona alınana kadar geçen süredeki Hazine ve murakıp raporlannı değer- lendiremediğini ve adım adım gelen krizi göremediğini savundu. ANAP Istanbul Millervekili Aydın Ayaydın. güvene dayalı bir sorunla karşı karşıya olduklannı belirterek "Ulusal ekonomikprogram bir bütün olmalı. Siyasi kadroyla bürokratik kadrooun büükteçahşm siyasi karar- hhk ortaya konuldukbın sonra krizi aşmamız mümkün" dedi. MHP kurmaylan, partilerinin hü- kümetteki rolünün siyasi stabilizeyi sağlamak olduğunu, bunu da en iyi şekilde yerine getirdiklerini ifade ediyorlar. Bahçeli nın kamuoyuna karşı "sorumlulukortak'' söylemine karşın, parti içinde "Ekonomi yöne- timinde biz yokuz. Sorumlu olduğu- muz bakanliklar belli. Kemal Derviş, DSP'ye gjrse de girmese de bu parti- nin kontenjanından bakanhğa geti- rildi Sorumluluk da DSP'nindir* gö- rüşü savunuluyor. Bahçeli, Başkanlık Divanı'nda kurmaylanna, "progra- mın gedkmesinden duyduğu rahat- ' dile getirdi. 1ĞNELİFIRÇA ZAFERTEMOÇtN cıımm mm/k HAM .*• JJ?+ DYP IİDERİ ÇİLLER: Devlet Bakanı Derviş, iki hafta içinde bunalımdan çıkılması gerektiğini söyledi: Demokrasi yara alırANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, iki hafta içinde eko- nomik bunalımdan çıkılmaz- sa ülkede 'büyük değişimler olabileceğini' belirterek 'Demokrasiyara alabiür" dediği öğrenildi. Der- viş, nisan ayı sonu itiba- nyla 1 mil- yonlOObin üraukbir dolar ku- rununre- el denge- leri yan- sıttığının söylene- bileceğine dikkat çekerek bunun ötesinin bunalım oldu- ğunu vurguladı. Kemal Derviş'in dün işci sendikacılanyla yaptığı görüşmede ilginç açıklamalarda bu- lunduğu kaydedildi. Derviş, sendıka temsil- cilerine, ekonomik bunahmın geldiği nokta- nın tehlikesine dikkat çekerek "Dunım cid- di,devletşu anda borçkrmıödeyememenin sı- nmnda. Her taraftan üzerimize borç bindiri- iiyor.İki hafta içindebunahmdan çıkamazsak büyük değişimler olabflir. Demokrasiyara ala- büjr" dedi. 19 Şubat'taki MGK'de yaşanan tartışma için "Bu olmasa bfle ekonomik kriz kaçntd- mazdı" diyen Derviş, IMF'nin sonbaharda, devalüasyon isteğini gündeme getirdiğini, an- cak o zaman hükümetin bunu kabul etmedi- ğini söyledi. ABD'den Türkiye'ye çağnhna biçimini 'olağandtşj' diye tanımlayan Derviş, "Türkiye'nin sinir krizi geçirdiğr niteleme- sinde bulundu. Krizden çıkış için her kesim- den fedakârlık istenebileceğini dile getiren Derviş, "Türidye Cumhuriyeti devleti, borç- larmıödeyemeyebilir. Ama o anda müthiş pa- nik ohışur" diye konuştu. Türkiye Inşaat ve Tesisat Müteahhitleri Iş- veren Sendikası'nın Sheraton Oteli'nde ger- çekleştirdiği dünkü yemekli sohbet toplantı- sma da katılan Derviş, ekonomik programa yönelik çalışmalanna ilişkin bilgi verdi. Pi- yasalarda oluşan fiyatlann gerçeği yansıtma- dığnıı kaydeden Derviş, dalgalanan kur ne- deniyle piyasalann da bundan rahatsız ohna- sının doğal olduğunu söyledi. Reel kurdan hareket edilmesi durumunda nisan sonu iti- banyla 1 milyon 100 bin liralık bir kurun re- el dengeleri yansıttığmnı söylenebileceğini anlatan Derviş, "Onun ötesi bunahmdır, bü- yük risktir" diye konuştu. Bu arada Dünya Bankası Başkan Yardım- cısı Johannes Iinn, dün saat 17.50'de Anka- ra'ya geldi. Kurdaki artışla daha fazla kâr eden yabancı bankalar piyasayı yönlendiriyor Dolarda yabancı oyıınuANKARA (Cumhurrv^Büro- su)-Merkez Bankası'nuı rezerv- lerin eriyeceği kaygısı ve IMF'nin baskısı nedeniyle piya- sannı ihtiyacı olan dövizi vere- memesi, dolarda yüzde 100'e yaklaşan devalüasyona neden ol- du. Bankalann açık pozisyonla- n sorunu dışuıda yabancı banka- lann dolan tırmandırmaya çalış- tıklan görülüyor. Alınan bilgiye göre dün Mer- kez Bankası piyasaya yalnızca 50 milyon dolarlık satış ihalesi açtı. Bu rakamın piyasanın ge- reksiniminin oldukça altında ol- duğu belirtildi. En yüksek alıcı konumunda bulunan bankalann ise sırasıyla "Akbank, HSCB, Citibank, Deutschebank, Chase- bank, Indosuezbank ve ABN Amro Bank" olduğu öğrenildi. Dolardaki artışla daha fazla kâr elde eden yabancı bankalann, pi- yasayı da yönlendirdikleri belir- tiliyor. Özellikle yerli bankala- nn dışandan aldıklan sendikas- yon kredilerinin geri ödemeleri- nin geldiği ve bunlann yenilene- memesi riski üzerinde durulu- yor. Bu da dolardaki baskıyı art- tınyor. Yabancı banka egementiği Uygulanan 17. stand-by prog- ramıyla, zaten sorunlu olan ban- kacılık sisteminin olumsuz etki- leneceği, 80 bankanın 30'a düşe- ceği, piyasaya yabancı bankala- nn egemen olacağı tahminleri yapıhyordu. Bu sürecin işleme- ye devam ettiği belirtiliyor. Bankacıhk sisteminin 20 mil- yar dolan aşkın açık pozisyonla- n, dolardaki artışta etkili olur- ken Merkez Bankası piyasaya, rezervinin eriyeceği kaygısıyla yeterince müdahale edemiyor. IMF de Merkez Bankası'nın pi- yasayı fonlamasını istemiyor. Eski SPK Başkanı An" thsan Karacan. bankalann açık pozis- yonu ve bilanço döneminin, Mer- kez Bankası'nın rezerv kaygısıy- la piyasayı fonlamamasının do- lardaki yükselişte etkili olduğu- nu belirtirken "Açıkpozisyon, sa- dece bankacıhkta değil. Şirketle- rinvedevletinaçıkpozisvonuvar. Açıkpozisvonmalikuruııılarave şirketier kesmüne, kamuya da baskıyapıyor. Yaşadığnnız güven- sizfik ortamı, yann ne olacağuıa Oişldn bekleyişlerin ohnaması, dövizeyöneliktalepüzerinde hep bir baskıdır. Biz daha yatmma- nın baskısmı tam hissetmedik Eğer yatınmanın baskısmı hisse- dersek bu pi>asalançokdahacid- dioJçüdesıkıştırabüır. Sistemiçin saatn' bomba haline dönüşebiKr" dedi. Toplum barut fiçtsı gibi oldu • Toplumda gerginliğin giderek tırmandığını söyleyen DYP lideri Çiller, rejimi ve demokrasiyi rahatlatacaik tek çözümün, hükümetin istifası olduğunu savundu. ANKARA(Cumhuri- yetBürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. ül- kede gerginliğin giderek ürmanması sonucu top- lumun barut fıçısma döndüğünü belirterek "En ufak bir kıvıJcun, arzu edümeyen neticele- reyol açabihr. Hükümet, halkm sabnnı daha faz- la zorlamamahdır" de- di. Çiller, partisinin grup toplantısında, rejimi ve demokrasiyi rahatlata- cak tek çözümün hükü- metin istifası olduğunu savundu. Başbakan Bü- lentEcevk' in, "kendi ac- zi üzerinde yapılan du- yarühğı" başka alana yönlendirmek için "be- yaz atlı prens getirttiği- ni" ileri süren DYP lide- ri, "Bu, Ecevit'in kendi kendini kurtarma hesa- bıdır. Bu seferki yanhş hesap da Amerika'dan döndü" görüşünü dile getirdi. Hükümetin, yolsuzluk sektörünü kendi halkına fatura ettiğini, ancak bu faturayı uluslararası fi- nans çevrelerine kabul ettiremediğini söyleyen Tansu Çiller, "Suça or- tak bir bakan açıkça ve tophımla inatlaşırcasuıa korundu. Burada ka- pandıklannı zanncrrik- leri dosya Amerika'da açıkh. Siz dışanya para istemeye gidiyorsunuz. onlar Enerji Bakanr nın ne zaman isrifa edeceği- ni soruyor. Acaba bura- daki diplomatik mesajı hükümet aldı mT diye konuştu. "Hükümet, arük me- selenin sistem meselesi olduğunu, bu sistemin önünün açılması gerek- tiğini görmek zorunda- dır" diyen Çiller, "Bir Derviş, ermiş olmuş, kurtaracakmış. Millet öncegeçim, hemen seçim diyor. Her kriz ashnda bir firsaftır; kötünün içinde bir iyihk tohumu vardu". O tohum da üre- timdir, seferberiik ilaru- du"** dedi. Tansu Çiller, ekono- mide "stagflasyon (yük- sek enflasyonda durgun- luk)" sürecinin başladı- ğını kaydederek "Deva- hıasyon oranı yüzde 90. Dolann 1 milyon 300 bin liranın altma dönme ola- süığı çok zordur. 16-23 Mart dönemi içinde Merkez Bankasrnm açık piyasa işlemlerinin toplanu, 5.7 katriKon ü- radan 12 karrüyon Kra- ya çıktı. Bunun anlamı para basmaktır. Bu para gider, dövizi bulur" diye konuştu. - • CHP lideri Deniz Baykal: I KriZf Türkiye'yi yönetmeye başladı Istanbul Haber Ser- visi-CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal, Türkiye'de krizin yö- netiminin söz konusu obnadığını savunarak "Krfz, Türkiye'yi yö- netmeye başjadı'" dedi. Baykal, partisinin Genel Baş- ^ H H B kan Başda- M H H | nışmanı Bü- • F ^ ^ leat Tania, • Genel Sekre- ¥ _m ^ terYarduncı- f * ^ ^ sı Mehmet I Sevigen, îs- F tanbulÜBaş- I kam AH To- k puzveKadı- »a. köyBelediye W Başkanı Se- L - ^ ^ lamiÖztürk ile tiyatro sanatçısı Müjdat Ge- zen'i ziyaret etti. Ziverbey'de bulu- nan Müjdat Gezen Sa- nat Merkezi'ni ziyare- tinin ardından gazete- cileria sorulannı ya- nıtlayan Baykal, Tür- kiye'deki krizin artık ekonomik kriz olmak- tan çıktığını ifade ede- rek şöyle konuştu: "Temeünde de zaten bir siyasal krizdi Şim- di bir sosyal kriz hali- ne de dönüşmeye baş- • B | H | ladL Bu dö- ^ ^ ^ H nemde kri- | ^ ^ H zin yönetimi ^ ^ ^ B diye bir şey | söz konusu 00*4 dttil. Kriz, *»«* j Türidy^'yi yönetmeye t , başladı. Ar- * J Qk herkesin aJm durupduru- w$ğWm munu göz- **-^™ dengeçirme- sizorunhıdur." Ziyaret sırasmda Müjdat Gezen, Baykal ve beraberindeki parti yöneticilerine biblo, bakır tabak ve Atatürk portresi verdi, sanat merkezini gezdirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle