19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S NtSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER • . Yücel, beyin kanaması geçirmişti Organları hayat verdi SÖZÇİZGİNİN Ttırhan Selçuk tSTANBUL / İZIVÜR (Cumhuriyet) - îstan- bul 'da geçirdiği beyin ka- naması sonucu yaşamını yitiren Ekrem Yücel'in kalbi, karaciğeri ve böb- rekleri organ bekleyen hastalara nakledildi. Istanbul'da beyin kana- ması sonucu ölen Ekrem Yücel'in (26) karaciğeri, yaklaşık 3 yıldır karaci- ğer yetmezliği nedeniyle tedavi gören 59 yaşında- ki Gülçin Çamlı'ya takıl- dı. Istanbul Üniversitesi (IÜ) Istanbul Tıp Fakül- tesi'nde Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Acarh başkanlığmda bir ekip tarafindan gerçek- leştirilen ameliyat, yak- laşık 8 saat sürdü. Ame- liyatın başanlı geçtiğini belirten Prof. Dr. Acarh, hastanın 1998 yılından bu yana karaciğer bekle- diğini belirtti. Yücel'in kalbi Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fa- kültesi Hastanesi'nde kalp hastası, 5 çocuk an- nesi Ayşe MuÖu'ya başa- nlı bir ameliyatla nakle- dildi. EÜ Tıp Fakültesi Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önol Bilkay, Doç. Dr. AhmetHamuİu başkanlığındaki bir eki- bin önceki gece yaklaşık 4 saat süren ameliyatla kalp naklini gerçekleştir- diğini söyledi. Bilkay, 50 yaşındaki hastanın sağ- lık durumunun çok iyi ol- duğunu bildirdi. Yücel'in böbrekleri ise, Istanbul Tıp Fakülte- si Hastanesi'nde Nevzat Akdül (45) üe Çetin Do- ğan'a (33) başanh birer ameliyatla nakledildi. - "ALLAH NAZARDAN SAKLASIN Polis, Diyarbakır'da Kürtçe müzik çalan kafeteryalan 'ruhsatı olmadığı' gerekçesiyle engelliyor Antafya'ya kar yağdı • ANTALYA (AA) - Devlet Meteoroloji lşleri Antalya Bölge Müdürlüğü yetkilileri, Antalya'nın kayak merkezi Saklıkent ve çevresındeki daglara, bu sabaha karşı kar yağdığını açıkladı. Yetkililer, henüz kar kalınlığının belirlenemediğini, bugünden itibaren bölgede yağış beklenmedığini bildirdüer. Nisan ayında yağan kar, kayak meraklılan tarafmdan sevinçle karşılandı. Iclim değişüdiğr • ANKARA (AA) - îklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu, Çevre Bakaru Fevzi Aytekin'in başkanlığında yann ilk toplanusını yapacak. Çevre Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre kurulun ilk toplantısında. başta Avrupa Birliğı olmak üzere, sözleşmeye taraf ülkeler ve uluslararası kuruluşlann konuya verdikleri önem ve öncelık nedeniyle, Türkiye'nin sözleşmeye uygun koşullarla taraf olabilmesi için ülke menfaatlen ile bağdaşır kararlann ahnması, politika ve stratejUerin oluşturuhnası amacıyla görüşmeler yapılacak. Kurye kız tutuklandı • tstanbul Haber Servisi - Italya'ya götürmek istediği 3 kilo 900 gram eroinle 4 gün önce Atatürk Havalimanı'nda yakalanan Italya uyruklu Miriam Mirri, îstanbul DGM'ce tutuklandı. îstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'ndeki sorgu ve diğer işlemleri tamamlandıktan sonra Îstanbul DGM'ye sevk edüen Mirri, DGM Cumhuriyet Savcısı Turan Çolakkadı tarafindan sorgulandıktan sonra. tutuklanması istemiyle Nöbetçi 6 No'lu DGM Yedek HâkimlığTne gönderildi. Burada yeniden sorgulanan Mirri, uyuşturucu kaçakçıhğı yapöğı gerekçesiyle tutuklanarak Bakırköy Kadrn ve Çocuk Tutukevi'ne konuldu. _ İstanbul Haber Servisi- Üköğretim okulu öğrencisi bir kız çocuğu, babasma ait av tüfeğiyle intihar etti. Sultançifliği'nde oturan İLK. (13), eve geç gelince ailesiyle tarüşmaya başladı. Tartışmanın ardından odasına geçen K.K., babasma ait av tüfeğini başına dayayarak ateşledi. llköğretim okulu öğrencisi K.K., olay yerinde yaşamını yitirdi. • İstanbul Haber Servisi-Böbrek aastast olduğunu hatnıle kaldıktan sonraöğrenen ve sağlığı için çocuğunu aldırması gerektiği söylenen Nurcan Saraç (24) anne oldu. Sezaryenle gerçekleşen îioğumda 1 kilo 350 gram erkek jocnğu dünyaya getiren annenin ameliyatı, özel Çapa Hastanesi'nde Doç. Dr. Kâmıl Sert ve 12 kişilik ekipk gerçekleşti. yaşaıııaDıYARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu)- Diyarbakır Emniyet Mü- dürlüğü, genellikle Kürtçe ağırlık- lı protest müzik çalınan kafeterya- lan engellemeye başladı. "Ruhsat- lan ohnadığı'' gerekçesiyle canlı müzik yapmalan yasaklanan kafe- teryalann sahipleri, yasağa tepki gösterdi. Terör olaylannın azalmasıyla • Uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren Emniyet Müdürû Okkan döneminde sayılan artan kafeterya sahipleri ve gençler yasaktan rahatsız. Bu tür uygulamalarla sosyal yaşamlannın kısıtlandığını savunan gençler, "Yasağın nedeni kafeteryalarda Kürtçe müzik çalınmasıdır" dediler. Diyarbakır'ın sosyal yaşamına canlılık kazandıran kafeteryalara genellikle gençler ilgi gösteriyor. Kentin Ofis semtinde yoğunla- şan kafeteryalarda yerel müzik gruplan program yapıyor. Diyar- bakır Emniyet Müdürlüğü ekiple- ri, kafeteryalarda canlı müzik ya- Beşiktaş Kûltûr Merkezi, Anadolu'nun farkb küMrlerini sanat çatısı altında toplayan 'Kardeş Türküler'i ağıriadı. Boğaziçi Gösteri Sanatian Topluluğu (BGST) 'Kardeş Türküler'i seyretmek ve dinlemek için Beşiktaş Kültür Merkezi'ne (BKM) gelen sanatseverier, keyifli anlar yaşadı. Konserin yapılacağı salonda hiç boş yer kalmazken merdivenlerde bile oturanlann olması dikkat çektL Anadolu'daki kültür mozaiğini, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde konuşulan farkh dillerdeki şarküan ve türküleri seslendirerek gözler önüne seren topluluk, izleyiciler tarafindan ayakta alkışlandı. (Fotoğraf: ALPER İZBUL) Denizde yaşanan dehşet saatleri İSKENDERUN (AA) - Hatay'ın Iskenderun ilçesin- de, bahk avlamak için amca- sı ile birhkte açıldığı deniz- de, firtınaya kapıhnca devri- len sandalda 10 saat boyun- ca ölüm-kahm savaşı veren Nevzat Belen (39), macera fümlerine konu olabilecek bir mucize ile kurtuldu. lSDEMÎR'de işçi olarak çahşan Nevzat Belen, amca- sı Mustafa Belen ile 31 Mart Cumartesı günü ögle saatle- rinde önceden sözleştikleri gibi kendi evinde buluştukla- nnı belirterek şunlan söyle- di: "Amcamla, saat 13.00 st- ralarmda Denizciler bekksi sahttmden denize açüdık. Sa- hflden 5-6mfl kadaruzaJdaş- mtşükkilodos başladı ve san- dal alabora oldu. Sandala amcamla biıükte sda sıkrya tutunduk. Amcam, benden dahasoğukkanhdavnuuyor- du. Bana 'Sen sandalı bırak- ma, ben sahile kadar yüzüp sana yardım getireceğim' dedL Yaklaşık 5-10 dakika kadar sonra amcamın 'lm- dat' çığlıktannı duydum." düşündüğünü söyleyen Be- len şunlan kaydetti: "Ancak, cep telefonum alabora sıra- sında denize düşmüştü. O andan itibarenölümü hisset- meye başladnn. Bu sırada daha önce denizin dibine at- oğunızçapanjn ipiniçekerek • Alabora olan sandalda 10 saat dalgalarla boğuşan Nevzat Belen, macera fîlmlerine konu olabilecek bir mucize ile kurtuldu. Gece yansı kurtarma çahşması yapan feribotun motorunun anzalanması, Nevzat Belen'in çığhklannm duyuîmasını sağladı. Dalgalarla saat 16.00 sıra- lannda başlayan boguşma- sının saatlerce sürdüğünü belirten Nevzat Belen, bir ara sandala tutunamaz hale geldiğini ve elinin kaydığını ifade etti. Bu sırada cep te- lefonu ile yardım istemeyi elimi sandala bağladım. Ha- vanın kararmaya başlaması ise umudumun kesildiği an oldu. Gecenin karanhğında beni Idmsenin bulamayaca- ğnu düşünüyordum." Dalgalarla boğuşmasının üzerinden yaklaşık 10 saat geçtikten sonra gecenin ka- ranhğında bir feribot sesi duyduğunu anlatan Belen şöyle devam etti: "Yorgun- luktan kapanan gözterim açddı ve gücüm yettiğince 'imdat' diye bağırmaya baş- ladım. Feribot beni fark et- medive rotasuu aksiyöne çe- virdLTambu sırada bir mu- cize oldu ve feribot motoru- nun gürühüsü kesfldL Sonra- dan öğrendiğime göre o sıra- da motoru anzalannuş. Gü- rülrükesüincetekrar'Kurta- nnbeni' diyebağınnayabaş- ladım ve nihayet beni gördü- ler. Şimdi rüyada gibryim." "Amcam bulunmadığı için kurtulduğuma sevine- miyorum" diyen Nevzat Belen. "Biz onunla kardeş, arkadaş, baba-oğul gibiy- djk"dedi. pılmasmı "müzik çalma izuüerT olmadığı gerekçesiyle yasakla- dı.Uğradığı suikast sonucu yaşa- mını yitiren Emniyet Müdürü Gaf- far Okkan döneminde sayılan ar- tan kafeterya sahipleri ve gençler yasaktan rahatsız. Bu tür uygulamalarla sosyal ya- şamlannın kısıtlandığmı savunan gençler, "Yasağm nedeni kafeter- yalarda Kürtçe müzik çahnmasKhr" dediler. Canlı müzik yapan Ferdal F m t da yasağın Diyarbakır'daki sosyal yaşama büyük bir darbe vuracağını ifade etti. Şe- hit edilen Gaffar Okkan döneminde canlı müzik yapmaya başladıklanm anlatan Fırat, bugüne kadar sorun yaşamadık- larmı ve müzik izni al- malan için bir taleple karşı laşmadıklannı be- lirtti. 4 yıldır sûrûyordu Kentte canlı müzik yapan 30'a yakm kafe- terya olduğunu anlatan Fırat, şöyle konuştu: "Dört yıldn- canh mü- zik yaprvoruz. Bugüne kadar kimse gelip bir şey sormadL Bekdiyeye mü- zik vergisi de veriyoruz. tşyerierimiz sürekli de- netkniyor. Yapbğnnız iş kanundışı değiL Alkol veribniyor, yasak şarkı- lar okunmuyor. Müzik ohnaymcainsanlar kafe- lere geimiyor. tşyerieri- miz şu anda boş durum- da, ben para kazanama- dığım gibi işyerinde mü- zik yapan 18 kişi de ka- zananuyor. tşyerlerimi- ze aileler dahi gebyor. Müzik ohnadığı için ka- panan kafeler var. Mü- zik izni verümezse 1 ay sonrabütünişyerieri ka- pamr. Zaten ekonomik kriz içinde bocahyoruz." 'Önceden uyarabüirierdi' Üç yıldır canlı müzik yaptıklannı ifade eden Mefamet Can ise bugüne kadar hiçbir olumsuz- lukla karşılaşmadıklan- m belirtti. lşyerlerine gençlerin arkadaşlany- la, aileleriyle gelip ra- hatça eğlendiklerini vur- gulayan Can, "Getenkr 'Müzik var mı' diye so- ruyor. Oimadığmı du- yunca da gidivor. Şu an- da işyerierimiz boş du- nunda. Ruhsat olayı önemK değiL Bunlar te- lafledilebUir. Müzik ça- hmma önce işyeri sahiplerine betirH bir süre verilebinr ve eksiğini gidermesine olanak tanınabiHrdi'' di- ye konuştu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Zaman Yitiriyoruz Hükümet, ekonomik alanda uğramış olduğu bozgunun şaşkınlığını bir türlü üzerinden atama- dı. Ve yapması gereken işlerden hiçbirini yapma- dı. Her şeyden önce hükümetin değişmesi ya da en azından çok ciddi bir revizyona gidilmesi ge- rekiyordu. Fakat hükümet yetkililerimiz "Dere ge- çerken at değiştirilmez" ilkesinin ardına sığınma- yı tercih ettiler. Oysaki bu deyime zemin oluşturan gelişme, "at değiştihlirken dereye düşme olasılı- ğı" idi. Attan tepetaklak düştükten sonra atı de- ğiştirseniz ne olur, değiştirmeseniz ne olur. Böyle bir değişime bugün gidilmedi, ama bun- dan bir süre sonra, çok daha zor koşullarda ve çok daha sıkıntı verici bir biçimde değişiklikler yapıla- cak gibime geliyor. Umanm yanılıyor olayım. Fa- kat toplumsal konularda hemen hemen değişme- yen bir ilke, "aynı sebeplerin aynı sonuçlan doğu- racağı"d\r. Eğer Türkiye'yi Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerine götüren sebepler aynen ortada du- ruyorsa, bunlann sonuçlarının ne olacağı da şim- diden belli demektir. Kemal Derviş'e güvenerek "bir süre daha hükümet etmek", yann çok daha ağır faturalar ortaya çıkartabilecektir. Buhranın ilk günlerinde, dolann Türk Lirası ola- rak tryatının 850-900 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmiş, hatta daha yüksek rakamlan dile ge- tirenlerie kıran kırana tartışmıştım. 1200'leri aşan dolar fiyatı, fena halde "şişmeme* neden oldu. Artık hiçbir tahminde bulunmuyor, içimden geçen tahminleri kovmaya çalışıyorum. Zira ekonomik ve toplumsal konularda bir tahmin yürütürken belirii hususlar "veri" alınır. Eğer sizin veri olarak aldığınız hususlar gerçekleşmezse, tah- minterinizin de hiçbir değeri kalmaz. Krizin baştan- gıcında belirli bir dolar fiyatı düşünürken hüküme- tin (değişiklik yapsa da yapmasa da) en azından Merkez Bankası kanalıyla döviz piyasasına müda- hale edeceği ve maceracılara prim yaptırmayaca- ğı inancındayım. Fakat gelişmeler bekledığim gi- bi olmadı. Ve hükümetimiz, inanılmaz bir vurdum- duymazlıkla temel meselelerden uzak durmaya özen gösterir havaya girdi. Her iş, yukanda da vurguladığm gibi, Kemal Derviş'in sırtına yüklen- di ve çözüm onun ve onun ardındaki gücün inisi- yatifine bırakıldı. Birkaç bürokratın görevlerinden aynlmasıyla, si- yasal sorumluluk da sona erdi zannedildi. Ancak mesele bu kadar basit değildi. • • • Beni en çok şaşırtan konulann başmda, hükü- metimizdeki "çelişkiler" geliyor. Salt hükümet üye- si bakanlararasındadegil, Meclis'teki parti grubu yöneticileriyle bakanlar arasındaki çelişkiler, akıl ve izan dışı. Hatta çok ilginç bir biçimde, aynı kişiler birkaç gün arayla kendi kendileriyle çelişiyorlar? Hiç böyle şey olur mu? Sayın hükümet başkanı, "Bu kanunlaron beş gün içinde çıkmaz" diye pi- yasalan attüst ettikten sonra, şimdi bu kanunlan on beş gün içinde çıkarmaya çalışıyorlar. Ne biçim saçmalıktır bu?.. ••• Eski yazılanmdan birinde de vurgulamıştım. Bu üçlü koalisyon, bir başka birleşim içinde devam edebilir. Sayın Ecevit başbakanlık koltuğunu ken- di partisinden bınne ya da ortağı partilerin liderie- rinden bırine bırakabilir ve yenilenmiş bir kabine, iç ve dış dünyaya umut vererek göreve başlaya- bilir. Ekonomik ve siyasal programlan "yerie bir ol- muş" bir hükümetin, fariklı politikalann izlenim ve umudunu vermeksizin göreve devam etmesi ve başanlı olması mümkün olabilir mi? Bunun müm- kün olabileceğini söyleyen kişilerin ne toplumsal yaşamdan ve ne de ekonomik yaşamdan haberi olmasa gerek. Geçenlerde TBMM DSP Grup Toplantısı'nda Ecevit'i alkışlayan mılletvekillerine dikkatle baktım ve "Acaba ne derece samimiler" diye düşündüm. Bunlar arasında, son derece nitelikli olduğunaya- kından tanıklık edebileceğim bir sürü isim var. Aca- ba sokaktaki insanın rahatça gördüğü bazı şeyle- ri görememelerinin sebebi ne olabilir? Acaba ba- zı şeyleri göremiyorlar mı, yoksa gördükleri halde görmezden mi gelmek istiyorlar? Son günlerde sık sık dile getirdiğim üzere, "Mezaıiıktan geçer- ken ıslık çalarak korkulannı yenmeye mi çalışıyor- lar?" ••• Bana sorarsanız, yaşadıgımız kriz hem ekono- mik hem de siyasal yönleri olan karmaşık bir kriz. Kimi arkadaşlanmız krizin siyasal yönünün ağır bastığını ileri sürüyoriar. İlk bakışta bu düşünce- nin doğnj gibi görunmesine karşın galiba işin eko- nomik yanı daha önemli. Zıra eğer Türkiye ekono- misi geçen yıllarda biraz daha fazla üretebilseydi, tüm siyasal hatalara karşın bu krize girilmemesi söz konusu olabilirdi. Zaten "üretimin" önemi, inanılmayacak bir bi- çimde gözden kaçınlıyor. "Türkiye enflasyonu ye- niyor" kampanyasına "Üretimi arttırmadan enflas- yonuyenemeyiz" gibisinden birgörüşle katıldtğım için kampanya dışı bırakılmıştım. Oysaki üretim, sistem ne olursa olsun ekonomik yaşamın ve bu- na bağlı olarak siyasal yaşamın ayakta durabilme- sinin temel nedenidir. Acaba bunu ne zaman anlayacağız? 50 yıl önce istifaya zorlanmıştı Komünist profesöre geciken özür mektubu Haber Merkezi - Harvard Üniversitesi, yaklaşık 50 yıl önce 'komünist olduğu' ge- rekçesiyle üniversite- den istifa etmek zorun- da bırakılan Prof. Ray- mond Ginger'ın dul eşine, 'pişmanhk mek- tubu' gönderdi. Harvard Üniversite- si'nin mektubunda "Bugün gerrve dönüp bakan düşünceli in- sanlar, Bay Ginger'a yapılan davranışı uy- gunsuz bulurlar" ifa- desi kullamldı. Mek- tupta, profesör ve aile- sinüı içine düşürül- dükleri zorluklardan dolayı Harvard Üni- versitesi rektörünün de profesörün eşi Ann Fagan Ginger'dan özür dilediği belirtildi. Ann Fagan Ginger ise üniversitenin mek- tubunu hiç tatmin edi- ci bulmadığını belirtti. Ginger, Boston Herald gazetesine yaptığı açıklamada, kendisine yazılan mektubun 'gü- cün küstahbğnıı' yan- sıttığını ifade etti ve eşinin 1954'te zorla is- tifa ettirilmesi hakknı- da aynntıh açıklama istediğini vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle