Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 NİSAN 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Esenler
Otogarı
Istanbul Esenler
Otogan'na misafirini
karşılamak ya da bilet
almak için giden
vatandaş, otomobilini,
otobüs
yazıhanelerinin
bulunduğu
tarafa, trafiği
aksatmayacak
şekilde kısa
süreli park edebiliyor
ve çıkışta "Giriş-
Çıkış/Park Ücreti" adı
altında 2 milyon lira
ödüyordu... Kuralı
değiştirmişler...
Esenler'deki otobüs
terminali içinde,
havaalanı pisti gibi
boş bir alan bulunsa
bile özel otomobilleri
asla park
ettirmiyorlar... Güya
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin
denetimindeki
terminalde özel trafik
görevlileri marifetiyle
terminale giren
otomobillerin mutlaka
otoparka girmesini
istiyorlar... Otopark
ücreti 2 milyon lira...
Bu durumda zorunlu
olarak otoparka giren
2 milyon lira ödüyor;
terminalden çıkışta da
bir 2 milyon lira
daha... Yani
terminalden yolcu
karşılamanın ya da
otobüs bileti almanın
bedeli 4 milyon lira...
YüzdeiOOzam
yapmanın
belediyecesi!
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronık posta: denizsomCtajfnhunyet.com.tr
- Beyaz Enerji iddianamesi
ANAP'ta sıkıntı yaratmış...
"Doğalaaz yapmıştın geçer!"
nkara'daki dostumuz Mustafa Yıldınm,
yeni açılan "Philip Morris Meclisi"ne git-
miş, bir zamanlar Kurtuluş Savaşı'nın ve-
rildiği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilan edil-
diği ve ilk Büyük Millet Meclisi olan binayı gezmiş;
binanın yeni halini çok beğenmiş, "Thank you Phi-
lip and Morris ve teşekkürler Sakıp Ağa" diyor:
"Eskiden döşemeler tahtaydı. Gıcırdardı; eski okul
sıralannın arasından ayaklarımızın ucuna basarak ge-
çerdik; sanki Başkomutan konuşuyor, rahatsız etme-
yelim, düşüncesiyle... Amerikalılar sağolsunlar, Türk
mimarisinin o uyduruk tahta döşemelerini kaldınp at-
mışlar, laminat döşetmişler. Artık ne gıcırtı kalmış, ne
tarihten gelen tahta kokusu. O eski püskü okul sıra-
lan vardı ya onları da bir güzel boyatmışlar... Hele ko-
nuk iskemleleri... Iskemleleri gıcır gıcır deriyle kaplat-
mışlar ki inanın ceylan derisi sananlar alıp götürebi-
lir... Odalardan birinde Büyük Millet Meclisi üyelerinin
siyah beyaz kırışık fotoğraflan vardı, tahta panolarda
Yeni Meclis
yeşil çuha üzerine iliştirilmiş dururdu... Kimin aklına gel-
diyse bin yaşasın, kaldınp atmışlar... Duvara bir güzel
laminat döşeyip fotoğraflan da son teknoloji harika-
sıyla hafif renklendirip nakşetmişler laminat panonun
üstüne... Küçük salonlardaki eşyalan da kaldırmakla
iyi etmişler; toz yuvasıydı zaten onlar... Ermeni soykı-
nmını gösteren siyah beyaz fotoğraflann bulunduğu
ahşap panolan kaldırmakla da salonları bir ferah yap-
mışlar, bir ferah yapmışlar, sormayın... Insanın içi açı-
lıyor. Bakanlar Kurulu'nun toplantı masasının çevre-
sindeki koltuklara kabank ve kabaralı deri geçirtilme-
si ise gerçekten olağanüstü olmuş... Artık devir de-
ğişti; Philip ve Morris geldiğinde kaba etleri rahatsız
olmasın... Bir de o küçük odaya el atmışlar... Yani, es-
ki devirdeki Meclis Başkanı'nın odasına... Işte o oda-
nın girişine asılan parlak pirinç levha doğrusu pek ya-
kışmış... Levhada "Speaker's Room" yazması ise çok
hoş olmuş... Zaten her bölümün girişinde Ingilizce
levhalann bulunması binanın bütününe ayrı bir güzel-
lik katıyor... Pencerelerde eskiden koyu kadife perde-
ler vardı... Içerisi biraz loş olurdu... Kasvet basardı...
Sanki düşman Polath'ya gelmiş... Şimdi, oh be, krem-
beyaz sentetik perdeler ayrı bir hava getirmiş..."
Girişteki panoda da Philip-Morris'in adı da yazı-
yor. İlk Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı Müze-
si gibi söylemlerin devri resmen bitti... Devir, Ame-
rikan kovboyu Mariboro'nun devri...
Mustafa Yıldınm: "Biz sanırdık ki, ilk Meclis, yok-
luk ve yoksunluk içinde açılmış ve öyle çalışmıştır.
Bilemezdik bunca postmodern olduklarını. Ne diye-
lim, yine kandırılmışız. Resmi Tarih işte... Ancak bir
gün, bu millet ayağa kalkıp ben Istiklal Meclisimi is-
tiyorum diye yürürse, işte bundan pek çekinirim."
Bir şey olmaz, bir şey olmaz!
SESStZ SEDASIZ (f) NVRtKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatb
erdtncutkiKayahoo.com
Sayın Valim; KARAman adı da değıştınlsın,
insanı karamsarlığa ıtıyor!
Kemal Derviş'in mini eteklileri!
Peşinde kamera ordusu ile Anka-
ra'da şortla dolaşıp, taksi durağında
çay molası veren; Antalya'da naren-
ciye bahçesine girip portakal yiyen
Kemal Derviş, hayalindeki fikri Al-
man gazetesine açıklamış:
"Orta solda parti kurmak."
Yakışır...
Dünya Bankası'rıda küçük bir gö-
rev almış Turgut Özal lıberal sağda
parti kurabildiğine göre, başkan yar-
dımcılığına yükselmiş Kemal Derviş,
liberal solda niye parti kurmasın.
Iktidara bile gelir...
Allah uzun ömür versin, Bütent Ece-
vit76yaşında...
Derviş bu işi biliyor...
Diyor ki, altı yıl önce Ankara'da bir
üniversitede hocalık yaparken sınıfta
yan yana oturan başı türbanlı ve mi-
ni etekli iki genç kız vamnış... Yani Tür-
kiye, Osmanlı'tfin çok kültürlülüğünü
yaşatan ve türbanda kendini bulan
Islam kimliği ile Batı'nın bir parçasıy-
mış...
Bugün Türkiye'deki üniversiteler-
de türbanlılar zulme uğrarken örne-
ğin Elazığ'daki Fırat Üniversitesi'nde
ya da Maraş'taki Sütçü Imam Üni-
versitesi'nde mini etekli kız öğrenci-
den geçilmiyor!
Helal olsun Kemal Derviş'e...
Dervişin fikri neyse zikri de o ola-
cağına göre, türbana ö z g ü r ^
Derviş'in kuracağı liberal sol\
partide... Osmantı mirasına sa-
hip çıkarak türbana göz kırpan
Deniz Baykal düşünsün!
Casuslar ve Ulusal
Egemenlik
CÜNEYT AKALIN
Çin, topraklan üzerinde ca-
sus uçuşu yapan Amerikan
uçağını düşürüp uçaktaki 20
küsur havacıyı 2 hafta kadar
elinde tuttuktan sanra ABD'ye
iade etti. Ve bu kişiler, dönüş-
te Amerika'da büyük tören-
lerle karşılandılar. CNN bu
ğ
tajları döne döne yayımladı,
Amerikalı aiieler kasabalara,
duvarlara, caddelere boydan
boya pankartlar, afişlerastılar:
"Hoşgeldiniz".
Söz konusu kişilerin kimlik-
leri çok açık: Amerikan devle-
tinin maaşlı memurlan. Üste-
lik kendilerine verilen görev,
bir başka ülkenin askeri sırla-
rını, izinsiz uçan bir uçağın
içinde, havadan saptamak.
Yani casusluk yapıyoriar bu
kişiler. Hava sahasını ihlal et-
ti mi, etmedi mi tartışmasına
girmiyorum. Yalnızca Amerika-
lı yetkililerin de kabul ettikleri
bir olgudan, başka bir ülkenin
topraklan üzerinde izinsiz uçuş
yapan uçaktan ve bu uçakta-
ki yirmi küsur Amerikalı dev-
let görevlisinden söz ediyo-
rum. Amacım, hangi taraf hak-
lı tartışması açmak değil, bir
başka noktaya dikkat çekmek:
Amerika, şöyte ya da böyle, is-
tihbarattoplayan, yani casus-
luk yapan bu görevlilerini tö-
renle karşılıyor. Yüceltiyor,
ödüllendiriyor.
Bize gelince, işler değişiyor.
BırakaJım ülkenin casusluk fa-
aliyetlerini, ülke çıkannı ilgi-
lendiren en masum bir giri-
şimde bile, bizim yeni-liberal-
ler, "Ulus-devlet bitti", "Ulus-
ötesi egemenlik" diye yayga-
rayı basıyorlar. Amerika'da ca-
sus kahramanlan yere göğe
sığdırarnayan CNN'in Türk ver- ^
siyonunda, yani CNN-Türk'te"
neredeyse her gün "Ulusal
egemenlik aşındı" diyen uz-
manların nutuklarını dinliyo-
ruz. Liberal medya, sabahtan
akşama kadar "Kopenhag kri-
terleri'ne uymak için MGK'nin
etkisizleştirilmesi"n\qur\dem-
de tutmaya çalışıyor. Ülkemiz-
de orduya, bürokrasiye, ka-
muya sövmek, "liberalizmin
önkoşulu" olarak sunuluyor.
ABD Başkanı Bush, yemin tö-
reni konuşmasında, "ABD
Anayasası'nın üzerinde güç
tanımıyonım" derken, bizde
milliyetçi-muhafazakâr Demi-
rel "Ulusal egemenlikkavramı
aşındı" diyebiliyor.
Bu ne menem bir iştir ki,
Amerika her geçen gün "ulus-
dev/etfn/"güçlendirirken, Ba-
tılı çevreler ve yeni-liberaller
ulusal egemenliği "eskimiştir"
diye rafa kaldırmayı ülkemize
telkin ediyor.
Bu çifte standardın anlamı
nedir? Bu soruyu sorup
duruyorum kendi kendime...
SÖKE İCRA DAİRESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No- 20O0'273
Satılmasına karar >erilen gsyrimenkulün cinsi, kıymeti. adedi, evsafi,
Tapu Kaydı: Konak Mah Nıl Sok Bahçelı uç katlı kargır apartman cınsın-
de 248 87 m2 mıktannda ada 59. paısel 5, cılt 2, sayfa 146'da kayıtlı 5/13 ar-
sa paylı Blk K. 1 Bağm Böl 2 Bağm Böl. cınsı mesken.
Evsafı: Taşınmaz Konak Mah Nıl Sok. No 26/2 Kat 1 No- 2 Söke adre-
smde apartman daıresı, antre, kondoı, salon, oturma odası, B yatak odası, ço-
cuk yatak odası, mutfak, banyo, tuvalet bölümleruıden meydana gelmekle,
odalann taban döşemesı ahşap dığer kısımlar karoplak. mutfak bankosu mer-
mer, dolaplar ahşap. banyoda klozet ve lavabo, duvarlar yanya kadar fayans,
pencere doğramalan ahşap, kapı doğramalan ahşap, duvarlar plastık badana-
dır Daırenın ınşaat alanı 140 m2'dır Taşınmaz şehır merkezuıe tahmınen
1000 metre mesafede değerlı yer ve mevkıdedır
Kıymeti: 18 000 000 000.-TL (onsekızmılyar lıra)
Satrç şartlan: 1- Satış, 04.06.2001 günü saat 11 30'dan 11 45'e kadar Sö-
ke lcra Daıresı'nde açık arttınna suretıyle yapılacaktır. Bu arttıımada tahmın
edılen kıymetın yuzde 75'ını \e rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmu-
unu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur Böyle bir bedelle alıcı
çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 14 06.2001 Perşem-
be günü aynı yeT ve aynı saatte ıkıncı arttınnaya çıkanlacaktır Bu arttırmada
da bu mıktar elde edılememışse gaynmenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı
kalmak üzere arttırma ılarunda gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıha-
le edılecektır Şu kadar kı arttııma bedehnın malın tahmın edılen kıymetuun
yüzde 40' ını bulması ve satış ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann top-
lamından fazla olması ve bundan başka paraya çevırme \ e paylaştırma masraf-
lannı geçmesı lazımdır Boyle fazla bedelle ahcı çıkmazsa satış talebı düşe-
cektir
2- Arttınnaya ıştırak edeceklenn, tahnun edılen kıymetın yüzde 20'sı nispe-
tınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mılli bir bankanın temınat mektubunu
vennelen lazımdır Satış peşın para ıledır, alıcı ıstedığınde 20 günu geçmemek
uzere mehıl venlebıhr KDV, resmı ıhale pulu, tapu alım harcı. masraflan, gay-
nmenkulün teslun masraflan alıcıya aıttır Tapu satım harcı, dellahye, taşınma-
zm aynından doğan vergıler satış bedehnden ödenır
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgıhlenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı
haklannı, hususıyle faız vemasrafa daır olan ıddıalarmı dayanağı belgelen ile
on beş gün içinde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu
sıcılı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır
4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelım yatırmamak suretıyle ıhalenın
feshme sebep olan tüm alıcılar ve kefillen, teklıf ettıklen bedel ile son ıhale
bedeli arasındakı farktan ve dığer zararlardan ve aynca temerrut faızınden mü-
teselsılen mesul olacaklardır Uıale farkı ve temerrut faızı aynca hukme hacet
kalmaksızın daırerruzce tahsıl olunacak, bu fark, varsa oncelıkle terrunat bede-
linden almacaktır
5- Şartname, ılan tanhmden ıtıbaren herkesın görebıhnesı ıçın daırede açık
olup masrafı \enldığı takdırde ısteyen alıcıya bir omeğı göndenlebıhr
6- Satışa ıştırak edenlerın şartnameyı gormüş ve munderecatını kabul etmış
sayılacaklan, başkaca bılgı almak ısteyenlenn 2000/273 sayılı dosya numara-
sıyla müdürlüğümuze başvurmalan ılan olunur 13 04 2001
(•) tlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basın. 22645
KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI
KEDl LEVO APTVÜKA
TANTAN'fN ÖZâuR. '/A
VWı-/
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27Nisan
ROMA IMPARArORLUĞU TARİN/..
771KİHÇİSİ EDU/ARD GI8SON POİBU6ÜN, ÜfJLÜ
MUŞ7V.
SAĞİ-fâr
EPEYCE
YOLCL/tUK.
LEGPE BuUlUASOŞrU. /H6tCTEGe'YE
so/ve/i, 6 c/Lncin ÜNLÜ rdptn
. G168OM tZ/7MgWf,
ı
) ti-E I
ruıcsELiçtrLE Açı/ct_tro*£><j.
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2000/651
Davacı Maliye Bakanlığı tarafından davalılar Baştuğ Deri Ltd. Şti. Gürel Ergül, Mustafa Baştuğ, Gazi Çeneli, Münevver Hünkar, Op-
has Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan alacak davasında verilen ara karan gereğince,
Davalılar Gazi Çeneli, Ankara Cad. 123/5 Sok. No: 9 Bomova-lzmir ile Münevver Hünkar, 1879 Sok. No:71 Karşıyaka-Izmir adres-
lerine yapılan tebligatlar bila tebliğ iade edilmiş ve yaptınlan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elverişli adresleri tespit edilmemiş
olmakla dava dilekçesinin ılanen teblığine karar verilmiş olup yukanda adlan ve adreslen yazüı davalılann duruşma günü olan 5.6.2001
günü saat 10.30'da mahkememızde hazır bulunması veya kendisinı bir vekille kendilerine temsil ettirmeleri, aksı halde duruşmalara gı-
yabında devam edilip yokluklannda karar verileceği hususlan dava dilekçesi tebliğı yerine geçmek üzere ilan olunur. 17.4.2001
Basın. 22665
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKtMOĞLU
Bir Nisan Sabahı
Arada bir bunalınca kaçamak yapıyorum geçmi-
şe doğru. Güzel bir an, bir anı yakalayarak gündemi
aşmak ıstiyorum. Bugün de öyle bir gün.
Luneburg'da bir akşam Zeelenmeyer'e rastlama-
saydım gazeteci olur muydum acaba? Peki, Tubin-
gen'de Dr. Gehrmann'a rastlamasaydım ünlü bir Al-
man ressamı tanıyacak mıydım? Yaşam çızgim, rast-
lantılarla oluşuyor kımi zaman. Dr. Gehrmann, göç-
men sorunlanyla ilgili bir konuşma yapmaya gelmiş
üniversiteye. İlk bakışta çok hoşlandım ondan, sa-
nınm bütün kızlar hoşlandı. önce güzel bir adam, Al-
mancayı çok tatlı konuşuyor, mavi gözleri derinleşi-
yor, saçlannda da mavi parıltılar oluşuyor. Konfe-
ranstan sonra yanına gittim, o yıllarda Almanya'da
Türk bolluğu yok. Beni görenler de Türk oldugumu
düşünmüyor, belki de Türk kadınının başka bir izle-
nimi var gözlerinde. İlk derslerden birinde yanımda
Hollandalı bir delikanlı oturuyor. Hangi ülkeden ol-
duğumu soruyor. Bilin bakalım, deyince birçok ülke-
yi yazıyor, Türkiye aklına gelmiyor. Sonunda koca-
man bir 'Türk' yazıyorum kâğıda. Delikanlı şaşınyor.
Bu kez çarşaflı bir kadın, sonra da 4 kadın başı çizi-
yor defterine. Ülkenizde kadınlar böyle değil mi, di-
ye yazıyor. öfkeyle eğılıyorum kulağına:
- Atatürk ü tanıyor musun?
Evet, diyor amaTürkiye'yi bilmiyorhiç. BirTürk kı-
zını da ilk kez görüyor.
Dr. Gehrmann da bir Türk kızıyla ilk karşılaştı sa-
nırım. Konferansı ilginç bulduğumu söyiedim. Göç-
men sorunlarını yaşayan bir ülkeden geldiğimi ekle-
dim. Yuaoslav mısınız, diye sordu. Türküm deyince,
öyleyselstanbullu dedi.
- Ya siz nerelisiniz?
Almancasının gizemı açıklandı birden. O Prag'lı. Bir
süre önce dılımize çevırdığım bir öyküyü anımsaya-
rak sordum:
- Prag'lı bahçıvanı tanıyor musunuz? •
- Ya siz?
- Hayır, öyküsünü okudum, dilimize çevirdim Alman-
cadan.
- Yazan benim!
Birden kucaklaştık. Dağar adlı bir kitapta seçme
öyküler arasında bırinı çok seviyor, Türkçeye çevırı-
yorum. Hüsamettin Bozok, Yeditepe'de yayımlaya-
cak belki. Yazarı, ilk tanıdığım Prag'lı! Inanılmaz bir
şaşırtmaca değil mi, Tubingen'de güzel günler geç-
tı. Konuştuk, dans ettik, şarkılar söyledik, sevdalan-
dık, gözyaşlanyla ayrıldık. Sonra yaz okulundan bir
grup Luneburg'a gittik, ressam Zeelemeyer'i de ora-
da tanıdım. Doğum günümde düzenlenen küçük
partide sol eliyle selamladı beni. O bir akademi öğ-
rencisı, savaşta sağ bileği parçalanmış; önce aya-
ğıyla, sonra sol eliyle resim yapıyor. Hamburg'da ilk
sergisini açıyor 1940'lann sonunda. Bana çok çar-
pıcı geliyor bu olay, Istanbul'a dönüşte Claude Fa-
rer Caddesi'ne, Doğan Kardeş Yayınlan'na koşuyo-
rum, Vedat Nedim Tör'e anlatıyorum her şeyi. Coş-
kuyla dinliyor beni, yandaki masayı gösteriyor, an-
lattıklarımı yazmamı istiyor. Ben de yazıyorum, bir so-
lukta okuyor Vedat Nedım Tör.
- Böyle yazacağınızı biliyordum diyor gözleri par-
layarak. Diliniz de çok iyi; çevihden vazgeçin, yazma-
yı deneyin. Hayat dergisine gelin, biriikte çalışalım.
Şevket Rado ile tanıştırdı beni, oracıkta karar ver-
dım; Hayat dergısınde ışe başlıyorum. O gün 30 Ni-
san, annemle babamın evlenme günü; akşamüstü eve
döndüm, babam çiçeklerte uğraşıyor, annem sofra-
yı hazırlıyor. Sarıldım öptüm onlan:
Bu yıldönümünde size özel bir armağanım var,
mesleğimiseçtim, gazeteciliğe başladım bugün. Be-
ni her zaman, her girişimimde, her kararda içten des-
teklediler. Her zaman aynı şarkıyı söylediler.
Sen en doğru karan verirsin, her şeyi en güzel ba-
şanrsın.
Başarsaydım bu nısan sabahında böylesine hüzün-
lu olur muydum acaba?
• • •
30 Nisan günlerini sevinçle, coşkuyla kutladım
uzun yıllar. önce annemle babamla, fstanbul'dan
Ankara'ya gelince mektupla, telefonla. Ikisini de yi-
tirince yalnız ya da dostlanmla, kardeşlerımle. Bir
kez llhan Selçuk da Ankara'daydı, llhami Soysal,
Bahri Kuş, aynca Hasan Işık, Ismail Hakkı Birter,
Mukadder ve Selahattin Özgür ile biriikte. Bırier, ba-
na bir kurşunkalem verdi, üzerinde çiçekler var. Bir
de başka kalem çıkardı cebinden.
- Kurşunkalem coşkunuz, öteki deneyiniz için.
Yıllar geçti, dünyamızda, ülkemizde neler oldu?
Değışimler, dönüşümler ama değişmeyenler de var.
Kurşunkalemi saklıyorum hâlâ, çiçekli yazılar
umuduyla.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Açık hava-
da kızartma
ya da ızgara
yapmaya ya- 3
rayan pişirrne
aracı. 2/ Üs-
tün bir yetki-
nin gücünü 6
simgeleyen 7
değnek... Se- „
kızkilolukta-
hıl ölçeği. 3/ 9
Marksist terminolo-
jide,proletaryanmsı- •)
nıf bilincinden yok- 2
sunenalttabakasma
verilen ad... Bir no-
ta. 4/ Gemileri bağ-
lamaya yarayan ka- -
lın halat. 5/ Bir yan- 7
şın belirli uzaklığı „
kapsayan bölümle-
rindenherbiri... Şaş-
ma belirten bir ünlem. 6/ Molibden elementinin
simgesi... Bizans döneminde, lstanbul'da siyasal
suçlulann kapatıldığı ünlü zindan. II Ipucu... Bir
renk. 8/ Yakanın üzerine dikilen kürk... Tavlada
"üç" sayısı. 9/ Eski Mısır'da güneş tannsı... He-
kimlik taslayan kimse.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Eskiden kara ve deniz savaşlannda kullanılan
bir çeşit top. 2/ F. H. Dağlarca'nın bir şiir kita-
bı... Dürülerek boru biçimi verilmiş deri ya da kâ-
ğıt. 3/ Bir yolun yokuş bölümü... "Zöğürt — " :
Nesli Çölgeçen'in filmi. 4/ Ekmek, peynir ve et
suyu ya da sütle yapılan bir yemek. 5/ Ölçek...
Uzun taneli bir pirinç türü. 6/ Düşünüleni dolay-
lı olarak anlatan söz... " — Pacino": ABD'li ak-
tör. 7/ Ses... Genelev işleten kadın. 8/ Bir işi ye-
rine getirme... Isparta'nın bir ilçesi. 9/ Yunan mi-
tolojisine göre uçmayı başaran ilk insan... llaç.