28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17NİSAN2001SAL HABERLER DUNYADA BUGUN AIİ StRMEN Kimse Hayal Göraıesbı! Öursa'nın Orhangazi llçesi'ne bağlı Keramet Köy'ün meydanındaki bakkaldan gazeteleri alı- yoruz. Meydanda Kerametli arkadaşlarla konuşuyo- ruz. - Eh diyorlar, program da açıklandı, düzelir iş- ler artık... Cumartesi saat 11.30'da açıklanan programı herkes heyecanla bekliyordu. Kimileri sanıyor- lardı ki, Kemal Derviş'in açıklamasıyla birlikte, her şey düzelecek, eski haline dönecek, dolar hızla düşecek ve Türkiye yıllardır tuttuğu yolu sürdürecekti. Oysaekonomiden sorumlu Kemal Derviş, da- ha geldiğinde açıkça kendisinden mucize bek- lenmemesi gerektiğini söylemişti. Dolann kimilerinin bekledığı düzeye birden dü- şüvermemiş olması, salt açıklamalann tam ol- maması, gelecek dış desteğin kesinleşmemesi ve bu yüzden de finansal önlemlerin aynntılany- la belirtilememesi ve bunun zaman almasından kaynaklanmıyor. Bundan böyle dolar ve enflasyon, piyasanın işleyişine bağlı olacak; güç geçecek günlerde önlemlere uyulur, hükümet öne sürülen yenilik- leri yapar da güven uyanırsa, işler yavaş yavaş yoluna girecek. Aman yanlış anlaşılmasın! Işlerin yoluna girmesi, eski düzenin sürmesi anlamına gelmiyor. Tam tersine; açıklanan programın en kesin yö- nü, eskiye dönüşün olmayacağıdır. Daha doğrusu, eskiye dönüş olmaz ise prog- ram başanya ulaşabilecektir. Dış destek de buna bağlıdır. • • • Kimse hayale kapılmasın! Artık ürettiğinden fazla üreyen toplumun ka- raya oturacağını, ürettiğinden çok tüketen, Con Ahmet'in devridaim makinesi benzeri birekono- mi olmayacağını anlamanın zamanı gelmiştir. Demokrasinin fırsat eşittiği, gelir dağılımında- ki üretime katkıyla orantılı adalet, insan haklan, özgürlük, katılımcılık, çoğulculuk yanlannı es ge- çip oy depolannı avanta ve talanla dolduımak isteyenlerin uyguladıklan politikalar iflas etmiş- tir. Politikacılar bunun ayırdırida olmasına ayır- dındalar da, artık uyuşturucu alışkanlığı haline gelmiş olan politikalarını nasıl değiştireceklerini bilemiyorlar ve eski alışkanlıklanndan vazgeç- mek istemiyorlar. Onlar göremiyorJar ki, şimdi en kötü ihtimalle kaybedecekleri iktidarlandır; ama böyle devam ettiği takdirde, kaybedecekleri neler neler ola- caktır... Artık üretken olduğunuz ölçüde yaşayabile- ceksiniz. Üretmeyen, üretemeyen, yaşama hakkınasa- hip degildir. Devlet bankaları görev zararlanyla eski avan- ta ve talan sistemini ayakta tutamayacak, tut- maya çalışırsa sistem tümüyle batacaktır. Kemal Derviş, finansaJ açıdan bunlan açıkla- dı. Açıklamaya gelen iç ve dış tepkiler olumlu; dolar, henüz kimilerinin beklediği ölçüde olma- sa bile düşüyor. Dış çevrelerin tepkisinin olum- lu olduğu, beklenen 12-15 milyar dolarJık dış desteğin geleceği anlaşılıyor. • • • Yine de kimse hayale kapılmasın! Bütün bunlar, otomatik olarak sorunu çözme- yecek. Yepyeni bir sistemin oturması için, tünelin ucundaki ışık görülse bile ter, acı ve yoksulluk içinde aşılması gereken engeller var. Artık hak edilmemiş varsıllıklar eskisi kadar kolay olmayacak. Tabii ki, sistem sömürüyü falan ortadan kaldı- racak degil; tabii ki kapitalist sistemin hiç değiş- meyen gerçeği gereği yükün büyük ağırlığını emekçilerçekecek. Bu aradasermayenin küçü- ğü, büyüğü karşısında daha güç durumlara dü- şecek. Ama artık kapitalizmin kurallan ve sö- mürüsü işleyecek, avantalizmin, ve lüpçülüğün avanta ve talan sistemi değil. Yani emeğin artıdeğerini sömürme kuralı işle- yecek ama hiçbirartıdeğer yaratmadan hortum- lama, söğüşleme, avanta ve talan ile kazanç ol- mayacak. Tabii eğer, yeni yapılanma yaşama geçirilmek isteniyorsa... Bu konuda da kimse fazla hayale kapılmasın; çünkü sistemin yenilenmesi, eski sistemin kay- mağını yiyen politika ağalan aracılığıyla gerçek- leştirilmek durumundadır, hiç değilse bu aşama- da. ' Onlar bu konuda uçurumu görüp kollan sıva- salar bile, bu kez canı çok fena yanmakta olan geniş kesimlerin, bir koyun uysallığıyla, güç dö- nemi sessiz geçireceğini sanmak da hatadır. Evet kimse hayale kapılmasın, artık eskiye dö- nüş yok, yeniye giden yol ise çok engelli. Bütün bunlar aşılsa dahi, gelecek düzen adil falan da olmayacak, belki adaletsizliğin boyut- lannı, biraz daha tahammül edilebilecek hale sokacak. Diyarbakır Susuıiuk'ta öldürükn AÇ'nin katiliyakalandı Yurt Haberieriservi- si-Balıkesir'in Susur- luk Ilçesi'nde, 11 ya- şındaki A.Ç.'nin katil zanlısı olarak aranan Recep Ipek, Diyarba- kır'ın Bismil ilçesinde yakalandı. Ipek in su- çunu itiraf ettiği açık- landı. Balıkesir Emniyet Müdürü İhsan Yümaz- türk, Ipek'ın Bısmıl'in kırsal kesiminde sak- lanırken ele geçirildi- ğini söyledi ve verdiği ılk ifadede, hakkında- ki suçlamalan kabul ettiğini belirtti. Diyarbakır Valisi Cemil Serhadh da Di- yarbakır Emniyet Mü- dürlüğü ekiplerince Bismil'de gerçekleşti- rilen operasyonda ya- kalanan Recep Ipek'in Balıkesir'e gönderile- ceğini söyledi. Ölüm orucu eylemleri 180. gününe girerken yaşamını yitirenlerin sayısı 13'e yükseldi Bakaıılık hâlâsess• Izmir Buca Cezaevi'nde 166 gündür ölüm orucunda bulunan 41 yaşındaki Sedat Gürsel Akmaz da yaşamını yitirdi. Insan Haklan Derneği, hastanedeki tutuklu ve hükümlülerin bakımlarımn yapılmadığını bildirdi. Haber Merkezi - F tipi cezaevle- rinde sürdürülen açlıkgrevi ve ölüm orucu eylemi 180. gününe girdi. lz- mir Buca Cezaevi'nden gelen bir ölüm haberiyle yaşamını yitirenle- rin sayısı I3'e ulaşırken hastane ve cezaevlerinde birçok tutuklu ve hü- kümlünün durumunun ciddi oldu- ğu belirriliyor. Adalet Bakanlığı ise ölümler karşısında sessizliğini ko- ruyor. F tipi cezaevlerinde tecridin kal- dınlması, ortak alanlann kullanıma açılması istemleriyle tutuklu ve hü- kümlülerin başlattıklan açlık grevi ve ölüm orucu eylemi 180. gününe girdi. lzmir Buca Cezaevi'nde 166 gün- dür ölüm orucunda bulunan Sedat GürselAkmaz'ın ölümüyle, eylem- lerde yaşamını yitirenlerin sayısı, ikisi tutuklu yakını olmak üzere, 13 'e ulaştı. 41 yaşındaki Sedat Gür- sel Akmaz, dün sabah saatlerinde, yattığı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. DHKP'C davasından hükümlü Akmaz'ın Denizli'nin Acıpayam il- çesı nüfusuna kayıtlı olduğu belir- tildi. Akmaz'ın cenazesi, savcılık talimatıyla, otopsi amacıyla Izmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldınl- dı. Cenazenin Izmir'de toprağa ve- rileceği bildirildi. Önceki gün yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ca- nan Kulaksız'ın cenazesi dün mem- leketi Rıze'de toprağa verildi. Eylemin sona erdirilmesı için so- mut bir adım atılmazken Içişleri, Adalet ve Sağlık Bakanlıklannın müsteşarlan ve ilgili genel müdür- ler, konuyla ilgili bir toplantı yaptı. Sağlık Bakanlığı toplantıda, Yük- sek Sağlık Şûrası'nda alınan "Or- gan fonksiyonu bozulmaya başladı- ğmda müdahale edilmesi" yönün- deki tav sıye karannı anımsatarak bu karann uygulanmasmı istedi. Toplantida, 13 kişinin yaşamını yitirmesi bir yana bırakılarak müda- hale istemeyen tutuklu ve hükümlü- lerin 10 yıl sonra "Niye bana müda- hale eönedin?" diyeceği çekincesi tartışıldı. İnsan Haklan Derne- ği'nde (İHD), Isveç, Ingiltere ve Belçika'nın da aralannda bulundu- ğu AB üyesi ülkelere ölüm oruçla- nyla ilgili brifing verildi. AB Türkiye Temsilcisi Büyükel- çi Karen Fogg'un da katıldığı top- lantida, ölüm orucundakiler ve sağ- lık durumlan haklonda bilgi verilir- ken bir an önce adım aülmasının ge- rekliliğine dikkat çekildi. Ölüm oruçlan, Bakanlar Kurulu gündemi- ne dün "turizm kaygısıyla'' taşındı. Turizm Bakanı Erkan Mumcu, "Ölüm oruçlan durduruhnah, yok- sa turizme zarar verir, itibanmız zedeJenir" dedi. İnsan Haklan Derneği'nden ya- ' pılan açıklamada, hastanedeki tu- tuklu ve hükümlülerin yeterli hijye- nik koşula sahip olmadıklan ve ba- kımlarmın yapılmadığı bildirildi. GENELKURMAY BAŞKA3VLIĞI Er ve erbaşlara vatandaşhk dersi • Genelkurmay Başkanlığı tarafından er ve erbaşlar için hazırlanan 'Vatandaşlık Bilgisi' kitabında, insan haklanndan, gözaltına almaya kadar çeşitli konular yer alıyor. ANKARA(Cumhuriyet kitapta, "lnsanın Bürosu) - Genelkurmay Başkanlığı, Türk Sılahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görevli er ve erbaşlara yönelik olarak u Vatandaşük Bilgisi w kıtabı hazırladı. Kitapta, 44 İnsan haklan, din ve vkdan özgürlüğü, demokrasi, Avrupa İnsan HaJdan Mahkemea, gözaltına aima, tutuklanma, mahkûmiyet, işkence, insanlık dışı davranış, onur lana muamdeier" gibi konular ışlendı. Askerlik hizmetini yapan gençlerin yurttaşlık bilincini geliştirmeyi hedefleyen Genelkurmay Başkanlığı hazırladığı " Vatandaşlık BilgİsT kitabı ile bir ılke imza attı. 1982 Anayasası, vatandaş, kamu ve sivil toplum tfadeleri anlatılan kitapta, bağlılık, vazife, saygı, onur, doğruluk, kişisel cesaret ve askerlik mesleğinin değerleri de irdelendi. tlginç konular Kitabın en ilginç bölümünü oluşturan "İnsan Haklan ve KorunmasT başlıklı bölümünde; tutuklama, işkence, insanlık dışı davranışlar, serbestlik, insan haklan, yaşama hakkı, insanın bedeni üzerindeki hakkı, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, düşünce ve kanaat ile bunlan açıklama ve yayma özgürlüğü, toplantı hak ve özgürlüğü, mülkiyet hakkı, basın yayın hak ve özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü üzerinde duruldu. Düşünce özgürlüğünün önemine işaret edilen serfoestçe düşünce ve bilgilere ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatierinden dolayı kuıanmaması. bunlan tek başına ya da dernek, toplanb, sendika gibi çeşhü yoilaıia serbestçe açıklayabihnesi, savunabümesi, başkalanna aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamma getir" denildi. Din ve vıcdan özgürlüğünün altı çızılen kitapta, bireyin Tann ve dinler konusunda dıledıği tercihi yapabilmesinin önemı anlatıldı. İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN B.O., polisler ve doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi F tipi eylemcisine işkence ALPERTURGUT F âpi cezaevlerine karşı tu- tuklu ve hükümlü yakınlann- ca düzenleneneylemde gözal- tına alınan ve işkence gördü- ğü gerekçesiyle Adli Tabip- lik'ten rapor alan î 5 yaşında- ki B.O., "Taksim'de gezerken gSzaltma abmbm. Eyleme ka- âlmadun, ancak rutukhı ya- kmlarBiıneyİHniolduğunubii- seycKm kaübrdım. Ben gözal- tmdayken ^kencenin her tfir- lüsü üe karşdaşâm. Cezaevle- rindeneleryaşaiM&^nıtahnıln ebnek zor değ3" dedi. Ocak, kendisine işkence yapan po- lisler ve Taksim llkyardım Hastanesı'nde kendisini teda- vi etmeyen doktorlar hakkın- da suç duyurusundabulunaca- ğını vurguladı. Taksim'de 13 Nisan Cuma akşamı, tutuklu ve hükümlü yakınlanmn F tipi cezaevleri ve ölüm oruçlan ile ilgili eyle- • Tutuklu ve hükümlü yakınlannca düzenlenen eylemde gözaltına alınan ve işkence gördüğu gerekçesiyle Adli Tabiplik'ten rapor alan 15 yaşındaki B.O., "Gözaltındayken işkencenin her türlüsü ile karşılaştım" dedi. mi sonrasında polis, B.O.'yu gözaltina aldı. İşkencenin, bin- dirildiği polis arabasında baş- ladığını öne süren Ocak, "Sö- rekii küfredip tekmetediler. Ohlmorucundaolaniarave tu- tuklu yakmlarma hakaret etti- ler. Benle biriikte bir k^i daha gözaltına ahnmışü.O dahason- ra tutuklanarakcezaevinegön- derildi" dedi. Arabanın, Be- yoğlu Ekıpler Amirliği'nde dunnasının ardından sorgu odasına alındığını vurgulayan Ocak şöyle konuştu: "Ellerimi arkadan kelepçe- kyip dizüstü çöktürdülcr. Vü- cudumun her yerine rasgek vuran poUskr, kafamda özel hazniannıış 4 tane odun knth- lar.Sûrekfioianık 'Geberin he- piniz' ve 'ölüm orucundakiler de bir an önce ölsün' diye ba- ğınyorianü. Yaralanan ağznn- daki kanın durmaa için pa- muk nkadılar. Nefes jşlamad»- ğnn için az kalsın öiûyordunı. Benim boğahnak ûzere ofcJu- ğıunu görûnce panildeyen po- lisler, pamuğu ve ketepçeyi çı- kardL" Kafasının üç ayn yerinden yaralanan, dişleri kınlanve vü- cudunun çeşitli bölgelerinde ekimozlar oluşan Ocak, mu- ayene için Taksim llkyardım Hastanesi'ne götürüldüğünü, ancak doktorların kendisiyle ilgilenmediğini iddia ettı. 24 saatlik gözalrı süresinin bitiminden sonra Beyoğlu Ad- liyesi'ndekiAdliTabipiik'e çı- kanldığını ve orada yapılan muayene sonucunda 10 gün- lük iş göremez raporu aldığını belirten B.O., "Beyoğlu Cum- hunyet Savcıhğ'ıun görevsiz- fik karan vermesi üzerine çı- kanldığnn DGM tarafindan serbest bıralokiım. Çıkar çık- maz haklanmı savıuımak için İHD Istanbul Şabesi'ne baş- vurdıun" dedi. Ocak, kendisine işkence ya- pan polisler ve Taksim Hkyar- dım Hastanesi'nde kendisini tedavi etmeyen doktorlar hak- kında suç duyurusunda bulu- nacağını belirtti. Polis yetkili- leri ise Ocak'ın, MücadeleBir- liği adh grubun Taksim'de ölüm oruçlan ile ilgili gerçek- leştmtiği "kuşjama" eylemine katıldığı için gözaltına alındı- ğını kaydettiler. Tedavide aynmcılığa tepki Istanbul Haber Servi- si-İnsan Haklan Derne- ği (İHD) Istanbul Şube- si üyelerı, dün Ankara Sosyal Sigortalar Kuru- mu Hastanesi'nde Met- hrye Polat adli bir hasta- ya Türkçe bılmediği için gerekli testlerin yapıl- mamasıru toplu mektup gönderme eylemiyle protesto etti. İHD'liler Galatasaray Postanesi'nden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Yaşar Okuyan ile Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a gönderdıkJen mektupta, Türkçe bil- mediği için sorulan an- layamayan Polat'ın teda- vi edilmeyerek geri gön- derilmesini "aynmcıhk'' olarak nıteledi. Mektupta "Insanaöiş- kin hiçbir hak, ırkı, dini, difi ve dünya görüşü ne olursa olsun ayruncı uy- gulamaya tabi tutula- maz" denildi. Konya Veli Göçer için gıyabi tutuklama KONYA (Cumhuri- yet) - Marmara depre- minde, müteahhiti ol- duklan bazı binalann yı- kılması sonucu 195 kişi- nin ölümüyle ilgili ola- rak dava açılan Vfeh* Gö- çer haklanda, gıyabi tu- tuklama karan verildi. Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki du- ruşmaya, müdahiller Safim ve Fatma Çakır, Mustafa Ergüden, mü- dahil avukatlan FTIiz Sa- raç, Rıza Pehlevişat ile sanık avukatı Mehmet Kart katıldı. Mahkeme, duruşma- lara gehneyen Veli Gö- çer'in tutuklanmasına ve yakalandığında Konya Kapalı Cezaevi'ne nak- ledilmesine karar vere- rek duruşmayı erteledi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Günlerdir bu ülkede insanlar ölü- yor. Her geçen gün yeni insanlann öl- mesi gündemde. Operasyon 19 Ara- lık 2000 yılında gerçekleştirildi. O günden bugüne 4 aya yakın zaman geçti. Operasyonun ardından F tipi cezaevlerine nakiller yapıldı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk operas- yonlann ardından durumun geçici ol- duğunu söylemişti. Bu amaçla Te- rörle Mücadele Yasası'nın 16. mad- desinin değiştirileceğini ve cezaev- lerindeki tecride son verileceğini açıklamıştı. Dört aydır Adalet Bakanı'ndan bir ses çıkmadı. Giden heyetlere "ölüm orucunu bitirsinler, gereken düzelt- meler zaman içinde yapılacak" tü- ründen cevaplar verdi. Ancak bu ce- vaplar içerideki ölüm oruçlannın bi- tnilmesine yetecek cevaplar değildi. Bir suskunluk ortamında aylar geçti ve sonunda ölümler başladı. Üstelik bu ölümlerin ardının kesilmeyeceği de ortaya çıktı. F tipi cezaevlerinde şu andaki du- rum en temel insan haklanna, ulus- lararası hukuk kurallanna aykın. Bu Olümleri Susarak Geçiştirebilir miyiz? köşede bunu defalarca belirttik. Bü- tün bu çağnlar ve cezaevinde olan- lar suskunlukla geçiştirilmeye çalışıl- dı. Bir kez daha neden bu durumun en temel insan haklanna ayk/rı oldu- ğunu vurgulamak ve Adalet Bakan- lığı'nın, eğer Adalet Bakanlığı hare- kete geçemiyorsa hükümetin hare- kete geçmesi gerektiğini yineliyoruz. Şu anda F tipi cezaevlerinde binin üzerindetutuklu ve mahkûm yaşıyor. Bütün bu insanlar hücrelerde tecrit koşullannda yaşıyortar ve bu durumu protesto etmek için ölüm orucunu sürdürüyorlar. öncelikle şunu belirteyim, ölüm orucunu bir protesto biçimi olarak insani bulmuyorum. Ölüme dayalı bir çözümü dünya görüşüme aykın bu- luyorum. Ancak içerideki insanlann en temel haklannı savunmayı da ge- rekli görüyorum. Birinci olarak, burada tutuklular kaltyorlar. Hukuka göre bir insan mahkûm olana kadarmasumdur, ya- ni sanıktır. Henüz hakkında dava bi- le açılmamış insanlan, "terör suçlu- su" diye kabul edip hücrelere kapat- mak hukuki degildir, insani degildir. Aynca, hiçbir kimse mahkûm edilse dahi özel bir disiplin suçu işlemedik- çe hücrelere kapatılamaz. Bu neden- le şu andaki uygulama baştan aşağı hukuk dışıdır, yanlıştır ve insan hak- lanna aykındır. Bütün bunlan aylardır hükümet yetkililerine anlatıyoruz. Hukukçular, bilim insanlan, konunun uzmanlan da bu durumu eleştiriyorlar ve değiş- mesi gerektiğini belirtiyorlar. Bütün bunlara rağmen hükümetin hâlâ kılı kıpırdamıyor. Üstelik bu cezaevlerinin altyapısı hazırtanmadan nakilleryapıldığı için, ölüm orucunda bulunan tutuklular kötü koşullarda yaşamlannı sürdü- rüyorlar. Bazı yerlerde sularakmıyor, bazı yerlerde kuyulardan getirilen su- lar ishal vb. gibi hastalıklara yol açı- yor. Hâlâ bu cezaevlerinden dayak haberteri geliyor. • • • Adalet Bakanlığı bu durumu ister- se çözebilir. Adalet Bakanı, çeşitli görüşmelerde TMY'nin 16. madde- sinin değiştirilmesi konusunda en- gellerie karşılaştığını anlatıyor. Her zor durumda istifa edebileceğini söyleyen Sayın Hikmet Sami Türk, onlarca insanın ölümünü engelleye- bilecek bu değişiklik için niçin karar- lı bir tutum almıyor? Kaldı ki, ceza- evlerinde şu günkü durumda bile, tecridi ortadan kaldırabilecek ve ölümlerin önünü alabilecek değişik- likJeryapılabilir. Ömeğin, aylardır içe- rideki tutuklulardan sayımlardan sonra gün boyu kullanılabilecek or- tak mekânlann yaratılması talebi ge- liyor. Bunu Adalet Bakanlığı da bili- yor. Bakanlıktan ciddi hiçbir iyi niyet tu- tumu görülmüyor. Cezaevleri hasta ve yaralı insanlarla dolu. Bunlann bir çoğu artık içeride kendilerine baka- bilecek durumda değiller. Bu duru- mu belirten yazılanmıza, "Adli Tıp'tan rapor gelmedi", türünden geçiştirici yazılı cevaplar yollanıyor. Halbuki cezaevi savcılan ve cezaevi doktorian, eğer isterierse, bu durum- da olanların tahliyesi konusunda gayret gösterebilirler, çözümler üre- tebilirler. Bunu da yapmıyorlar. Ada- let Bakanı'na bu durumu defalarca anlattık ve kendisi de buna hak ver- di. Ama sonuç yok. Evet, insanlar ölüyor. Çoğu gen- cecik. Bir bildiri, bir afiş yapıştırdığı, bir slogan attığı için hapse düşmüş- lerdi, işte onlar ölüyor. Türkiye, Avru- pa Birliği'ne girebilmek için "demok- ratikleşme" programlan yazıyor. Ce- zaevlerinde ölen gençlerini seyreden bir sistem, hangi demokratikleşme- yi gerçekleştirebifir? Bu yazılanfara kim inanır? Türkiye, bu tutumla ne krizden kur- tulabilir ne de sorunlanna bir çözüm bulabilir. Bu ülke hâlâ dünyanın gö- zünde birölüm ülkesi. Hep biriikte bu ölüm ülkesinde yaşıyor ve ölümteri seyrediyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle