19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NlSAN 2001 SALJ 10 J J İ Ş J İ A o J l i K L J l i K [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR Mekke'de Osmanb Kalesi Ydabyor Dünya, Taliban'ın Afganistan'ın Bamyan yöresınde Buda heykellerinin yıkımına ben- zer bir başka taıihsel mirasın yıkımı ile kar- şı karşıya kalacak. Suudi Arabistan, Mekke'de Ciyad (Ajyad) adlı bir Osmanlı kalesini yıkıp yerine apart- manlaıia biriıkte beş yıldızlı bir otel yapma- ya hazırlanıyor. Suudi Evkaf Bakanı Dr. Ab- dul Rahman Al-Matrudi, yaklaşık yarım mifyar dolara mal olacak ve 48 ayda tamam- lanacak projeyi Kral Fahd'ın onayladığını açıkladı. 1781 yilında yapılan, ancak 1884'te Osmanlılarca tümden yenilenen Ciyad Ka- lesi Osmanlılann, kutsal kent Mekke'yi ko- rumak amacıyla yaptıklan üç kaleden biridir. Yıkımı kararlaştfnlan Ciyad Kalesi, 800 kişi- lik Osmanlı Topçu Birliğini banndınyordu. In- gilizce yayımlanan Arap News adlı Suudi ga- zetesi, kalenin yapımından bu yana kerrtin önemli bir tarihsel varlığı oldugunu, yakın zamana kadar kentin savunma ve güvenli- ğini sağladığını yazdı. Evkaf Bakanı Dr. Al- Matrudi, kalenin yıkımından sonrayapriacak projenin 297 bin metrekarelik bir alanı kap- layacağını, 17 ve 32 kat arasında degişen 11 kuleden oluşan apartmanlarda 942 dairenin bulunacağını açıkladı. Aynca, 1220 odalı ve beş yıldızlı lüks bir otel de inşa edilecek. Projede ikı katlı bir alışveriş merkezi ile 1600 arabalık bir otopark da buJunuyor. Ba- kan, projeden sağlanacak gelirin Suudi kra- lının himayesindeki iki camiden biri olan Bü- yük Cami'ye verileceğini söyledi. Türk DtşiŞleri Bakanlığı, dünya tarihine mal olmuş bu Osmanlı katesinin yıkımının durdurulması konusunda Ankara'da Suudi Arabistan Büyükelçisi Muhabbed AJba- san'a bir nota verdi. Aynca Riyad'daki Türk Büyükelçisi Ahmet Banguoğlu da Suudi hükümetinde aynı amaçla girişimde bulun- du. Suudiler şu ana değin Türkiye'ye henüz yanıt vermediler. Ankara, sorunu uluslara- rası kültür arenasına taşırken UNESCO'nun Türkiye Ulusal Komitesi de konuyu örgüt içjn- de gündeme getirme karan aldı. dotar gözden geçMyor CHyelimkibirva- tandaş bütçesine uygun taksitle bir araba almaya ka- rar versin. Bu amaçla dolar üze- rtnden taksitle ara- ba altmı için borç anlaşması yapsın. Aradan a/tı ay geç- tikten sonra ekonc- mik buna/ım patla- sm vefira, dolar kar- şısmda neredeyse iki katına yakın bir değer yrtirsin. Za- ten sınırlı bir bütçe ile bu aracı almış olan kişi, bu borcu ödeyemeyecektir. ödeyemeytnce sa- tıcı firma da araca el koyacaktır. Bu- nu, ikinci el piyasa- sına verip kaybını karştlayacaktr. An- cak satıcı firmanın etinde borcu öden- memiş bir değil, 20 araba birikirse bun- lan ikinci el piyasa- stnda kolay kolay satamayacaktır. Çûnküötekifirma- lar da aynı durum- dadır. Tüm fiyat ar- tşJanndan, özellik- le benzindeki arttş- tan dolayı ikinci el oto piyasasından alıcılar da çekildiği içjnelkonulmuşbu arabalar satılama- yacaktır. Böylece satofirmagüç du- rumda kalacak, üretici firma da ye- ni araba üreteme- yecekör. Ayr» ömek bügisayar, beyazeş- ya piyasası için de geçertidir. Satıcıla- nn eftnde borçlan- nı alamadıklan için eJ koyduklan biryı- ğm "demode" buz- dofabı, çamaşırma- kinesi ve TV birike- cektir. Oysa, üretici ile satıcı arasına giren bir banka kredisi- nin yardımıyla ger- çekİeşen bu alışve- rişte üretici malının bedelini önceden almıştr. Bu durum- da ne yapmak ge- rekr? DevaJüasyon öncestnin 600 bin liralık doian ile bu- günün 1.2 milyon liralık dc4an arasın- da üretici yeni bir rakam saptamak, satıcı firma veözel- likle aiıcının zarar görmesini ölemek zorundadır. Bu amaçla bugünkü cteğeri yerine, do- ten önceki degerine yakm birdüzeye çe- kip yeni bir ödeme ptanıyia altcıyı gc- zetmek gerekir. Söytendiğinegö- re baa büyük hol- dingler, bu konuda çahşmalara başta- mışlar. Bu uygula- ma gerçekleşirse mağduriann zarar- lan öntenmiş of- makiakalmayacak aynca, ekonomide- kidurgunluğuveiş- sçüğideönfeyecek birçıkjşyohJdaya- ratacaktır. Bu amaçla dolarzede borçkdam da bir an önce baskılannı or- taya koymalan, kendi çıkarlarına oiacaktr. En pahab benzin Türkiye'de Ekonomik bunalımdan önce Türkiye'de benzinin litresi yaklaşık 80 sent idi. Devalüasyondan sonra dolardaki arttş benzine de yansıtıldı. Benzinin Tür- kiye fiyatı yine 80 sent. Bu artış, dolaria borçlanıp bir araba alan özel sürü- cülere ikinci bir darbe ol- du. Kaldırımlarda park eden araba sayısı arttı. Türk ekonomısınde fiyat artışının temel kaldıraçla- nndan biri olan benzin fi- yatına gelen yeni zam, bu kez de enflasyonu olum- suz etkileyecek. Petrof üreten Nijerya'da benzinin litresi 18 sent. Bu rakama bakınca Ni- jerya'da satılan benzinin dünyada en ucuz pera- kende petroffiyatıokJuğu söytenebilir. Oysa kisi ba- şına ulusal gelır yaklaşık 1400 dolar olduğundan benzinin NijeryaJıiar için pek de ucuz olduğu söy- lenemez. Bir litre benzin Ingilte- re'de 1 dolar 9 sent. Ote- ki kalkınmış ülkeler olan Japonya'da 94, Fransa'da 95veAlmanya'da 97 sent arasında değtşiyor. Bu ül- kelerin kişi başına ulusal gelirleri ise 21 -24 bin do- lar arasında Bu, gelişmiş dörtülkedeenpahalıben- zini Ingiliziertüketiyor, de- mektir. Buna karşılık önemli bir üretici ve aynı zamanda petrolafccs olan ABD'de, benzinin litresi yaklaşık 38 senttir. Ulu- sal gelir ise 29 bin doiar- dır. Dünyada en ucuz pet- rolü Amerikalılar tüketi- yorJar. Bu ucuziuk se ABD ekonomisinınrekabetgü- cünü, dolayısıyia bel ke- miğini oluşturuyor. Türkiye'de ulusal gelir ise 3 bin dolardı. Benzin fiyatı gelişmiş ülkeierin fi- yatına yakın bir düzey- deydi. Devalüasyondan sonra ulusal gelir 2 bin dolara düştüğü için Tür- kiye, dünyada benzini en pahalı kullanan ülkeler- den biri oldu. ÜBD, Ecevffi gözden çıkarmadı Horoz kuyrugu anlamtna gelen kokteyilerde insanlar iki kadeh ara- sında söyleşmekle kalmaz, iş iliş- kisi kurar ya da istihbarat yapartar. ûzelliktediplomatlariçin kokteytler önemli istihbarat yerteridir. Son gün- lerdeki kokteyilerde ana soru, yan- lış ekonomi siyasası izleyerek tari- hinin en önemli ekonomik bunalı- mına neden olan hükümetin gele- ceğinin ne ofacağı idi. ABD, Başbakan Büient Ecevtt'i gözden çıkarmış mıydı? Ecevit'in kellesi uçacak mıydı? Bu hükümet giderse kim gelirdi? Askerin mü- dahale olasılığı var mıydı? Bu ara- da ABD ve AB diplomatlan arasın- da önemli düşünce farklan da dik- kat çekıyordu. ABD'Iİ diplomatlar, DYP Başka- nı Tansu Çilter ile FP Başkanı Re- cai Kutan'ı iktidar için seçenek görmüyorlardı; değil görmek, dü- şünmek bile istemiyorlardı. ABD'Iİ diplomatlar Ecevit'i, VVashington'ın "Bizeyardım et,bizde yardım ede- tim" Hkesine en uygun hareketeden lider olarak görüyorlardı. Irmak ge- çerken at degiştirilemezdi; yeni bir seçim, bunalımı daha da kötüleş- tirebilirdi. VVashington'ın Ankara'da- ki temsilcileri Ecevit'e açık açık "15 yasa tasansını geçir, IMFnin benim- seyeceğiyenı birprogram yap des- tetdeyelim" iletisini resmen bıldir- mişlerdi. Gerçekte destekledikteri Ecevit değil, Türkiye ve Türkiye'nin bölgedeki stratejik önemiydi. Ece- vit eski deyim "ehven-i şer" idi. AB'Iİ dplomailar ise 'Böyte birbu- nalım, dûnyanın neresinde olursa olsun o başbakan istifa eder. Ece- vit de istifa etmeliydi. Ecevit'in ka- fası uçunılmalıydı," düşüncesin- deydiler. "Ecevit'in kafasını kim uçurabilirdi" sorusuna ise yanrt bu- lamıyorlardı. Ekonomiden sorumlu Devtet Ba- kanı Kemal Derviş, programını yaptı. Ankara'ya gelen IMF heyeti ile durum değerlendiritdi. Heyet ilk ıztenımlerini VVashington'a üetti. IMF Başkanı, Türk Başbakanı'nı arayıp yeni programı ilke olarak destekte- yecegini söyledi. Cuma gecest Bush yönetiminden biryetkilinin telefon- la Ankara'yı arayıp Derviş'in prog- ramının destekleneceğinı yüksek düzeydeki bir diplomatına bildirdi- ği stradayarandaydım. Diplomat, te- lefondan sonra "Derviş programı açıklasın biz de anında destekle- diğimizi açıklayacağız" demekle yetinmişti. Derviş cumartesi günü progra- mını açıkladı. Pazarve üstelik uzun Paskalya tatilı başlamış olmasına karşın Ankara'da ABD Büyükelçi- liği ivedi biryazılı açıklama ileTür- k^e'ye desteğin süreceğini bildir- di. Böylece ABD, medyamızda Amerikaltiann Ecevit'i gözden ç»- kardıklan yolundaki habeıieri ya- lanlanmakJa kalmıyor, AB'ye de Ecevit'in başının uçurulmayacağı iletisini veriyor ve ekonomik prog- rama da arka çıktığını ortaya ko- yuyordu. 3 günlük bir ziyaret için KKTC'ye giden Cem, Denktaş'la görüştû Masaya dönüş arayışı SERK-VNDEMJRTAŞ LEFKOŞA-Tûrkiye ve KKTC, Avrupa Birliği (AB) üyeliği süre- cine giren Kıbns sorununun vara- bileceği aşamaJan ve uluslararası yansımalannı öngörebilmek için masaya oturuyorlar. Dışişleri Ba- kanı bmaflCem, dün KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş ile bir araya gelerek son gelismeleri de- ğerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı 'nda yapılan değerlendirmelerde, koşullar ne olursa olsun masadan kaçan tara- fin Türk kesimi olduğıına ilişkin bir görûşûn belirdiği, bunun da Güney Kıbns Rum Yönetimi 'nin (GKRY) üyeliği karannın alm- ması sırasında olumsuz bir etki yaratacağı belirtiliyor. Dışişleri • Dışişleri Bakanı Cem'in temaslan sırasında, aracılı görüşmelere yeniden dönülmesi tarüşılacak. GKRY'nin üyeliğinin gerçekleşmesinin olası olduğu 2002 sonuna kadar uygulanacak strateji de değerlendirilecek. yetkilileri, "Mutlakabirşeyyapıl- mah. Önümüzdeid 1-2 yıh çok iyi planlamabyız" diyorlar. AB'nin, yaklaşık 40 yıldırsüren Kıbns sorununda çözümün en önemli unsurlanndan biri haline gelmesinin ardından yaşanan ge- lişmeler Ankara ve Leflcoşa'da kay- gıyla karşılanıyor. AB'nin Helsin- ki zirve kararlan arasında yer alan "Adada çözûm sağtanamasa da et- kiH unsurlar göz önûne ahnarak GKRY'nin 2002 sonunda ûyeliğe ahnabüeceğT maddesi bu kaygı- lann odak noktasuıı oluşturuyor. Türkiye ile KKTC'nin, geçen KttrSUlSl Açhktefcfikesiyleboğuşan Kuay Kore'de,lwüereekişiyemekkar- nesialabünıekiçnıBHeşmişMfl- leder Dünya Gıda Programı'ıun düzenkdtği -tş karşıhğı aş" programuu k^übyor. IVoje çerçevesinde tuz çıkaran yaklaşık 8 bin kişi, her 20gfinde bir 38kitobuâdayalabitiyor.Bu>Tİkıa^dahadaaı^ pdakrizmmöo«nlibojTidaraulaşûğmadikkatçekih>(>r.(REUTERS) Kutlamaya değer! aylarda cumhurbaşkanlan düze- yinde yaptıklan zirvede BM'nin aracılı görüşmelerinden çekilme karan alnıalannın, uluslararası platformda "Türk tarafi masadan kaçıyor" görüşlenne neden olma- sı da yeni bir stratejiye gereksini- mi arttırdı. Dışişleri Bakanı Cem, böyle bir ortamda KKTC'de tüm kesimleri kapsayan temaslarda bu- lunacak. Cem'in temaslan RaufDenktaş ile dün akşam gö- rûşen Ismail Cem, bugün sabah sı- rasıyla Kıbns Türk Banş Kuvvet- leri Komutanı Korgeneral Şök- rû Saraşık, Cumhuriyet Mecli- si Başkanı Ertuğrul Haapoğlu, Başbakan Derviş Eroğtu, Baş- bakan Yardımcısı Mustafa Akm- a ile bir araya gelecek. öğleden sonra muhalefet par- tilerinin genel başkanlanyla gö- rüşmesi beklenen Cem, iş çev- releri ve basın kuruluşlannm temsilcileri ile de bir araya ge- lecek. Dışişleri Bakanı yann Tür- kiye'ye dönecek. Cem'in temaslan sırasında, Kıbns sorununun çözümüne iliş- kin BM Genel Sekreteri Kofı Annan'ın iyi niyet misyonu kap- samında yapılan aracılı görüşme- lere yeniden dönülmesi de tartı- şılacak. GKRY'nin üyeliğinin gerçekleşmesinin olası olduğu 2002 sonuna kadar uygulanacak stratejinin de değerlendirileceği temaslarda, BM'nin yeni bir gö- rüşme formatı geliştirmesi duru- munda ne tür bir yanıt verilece- gı de ele alınacak. Türkiye ve KKTC, taraflann eşit ve egemen olarak değerlen- dirilmediği görüşmelerin bir so- nuç vermeyeceği uyansıylagö- rüşmelerden çekildıklerini açık- lamışlardı. Bu açıklama, sorunu- n bir an önce çözülmesini iste- yen, başta ABD olmak üzere tüm Batı dünyasından tepki gör- müştü. ABD Dışişleri Bakanı CoSn Powefl, Cem ile görüşme- sinde "Masaya dönün" uyan- sında bulunmuştu. EJmetc [email protected] Fax: 0312.46815 79
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle