23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17NİSAN2001SALI O L A Y L A R V E G O R L J Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr V ^ ı beri cihamn dört t ederek kanlannı akrt- rkemiklerini yabancı toprak- larda bıraküğımız ve yedi asırdan beri emeklerini eUerinden alıp israf e^1ediğimiz,bunakarşıhkdaimatah- kir vetezfflOe mukabefe ettiğimiz, bun- ca fedakârfak ve ihsanlanna karşıkk nankörlük. küstahük, cebbarlıkla uşak mevkiine indirmek istediğjmiz bu asil sahibin huzurunda bugün utançla ve saygrvla kendimizi topla- yahm." Atatürk ün 1922 yıünda Meclis'te söylediği bu sözler, Köy Enstitüle- rinın temelini oluşturur dıyebıhriz. Kendınden önce hiçbır devletlinin Türk halkına, Türk köylüsüne böy- lesine derin bir sorumluluk duygu- su taşıdığı görülmemıştır. Metınde- ki yazınsal görkemin yanında yetki- leri elinde toplayan bir yöneticınin halkına duyduğu saygı ve borçluluk bilinci insana heyecan veriyor. Yeni devletin halkçıhk politıkası belir- ginleşiyor. Yüzyıllardır emeği elin- den alınmış, yoksul ve bilisiz bıra- kılmış, ona hemen hiçbır şey veril- memış Türk köylüsû, yeni devletten gerekli ilgiyi görecekti, bunun hazır- lıklan yapılıyordu. En başta eğitim hakkı... Öyle bir eğitim ki onu can- landırsın, kendi gücünü kullanabilir hale gelsin. Geçim dunımunu dü- zeltsin, şunun bunun kulu olmaktan kurtulsun. Demokrası yurttaşı ol- sun. Seçsin, seçilsin, yönetime ka- tılsın. Ne kadar uzak bir amaç! Ama oraya varmadan çağdaş bir toplum olmanın yolu yok. Köy Enstitüleri uzun arayışlardan, denemelerdensonrakurulabildi. 17 Nısan 1940 tarihınde yasalaştı. Ne- den o güne kadar bekîendı, hep so- nılur. Üstelik konuyu irdeleyen, üs- tünde duran Atatürk de yok artık. Ama rüzgân sürüyor. Sayılan az da olsa ülkenin idealist aydınlan her zorluğu göğüsleyerek hizmet venyor- lar. Sanayide, ulaşımda, öbür teknik alanlarda yabancı uzmanlardan ya- rarlamlıyor. Ama eğitimde olanak- sız. Ancak görüş alınabilir, rapor yaz- dınlabilir. Bir ülkenin eğitimi ancak kendi ögretmenlerine teslim edile- bilir. Bu alanda yetişmış insan sayı- sı az. 0nun için yabancı ülkelere sık sık öğretmen gönderiliyor. Gelişmış ülkelerin eğitimini incelesinler, bi- zim ülkemizde nasıl bir eğitim uy- gulanabilir, halkı bir an önce canlan- dıracak eğitim nasıl olmalı... Araş- tırsınlar. Tam bir karanlık içinde kal- mış köylülerimize en uygun öğret- men tipını saptayıp yetıştirsinler... Köy Enstitüleri bir yandan en ile- ri ve çağdaş eğitim ilkelerini içerir, öbür yandan ulusal değerlere ve ger- çeklerimize yaslanır. Uyumlu bir sentez oluşturur. Böyle büyük birişi yüklenecek, ko- taracak eğıtımciler yetıştikten son- ra ele almması doğaldır. Geç kal- manm birçok nedenlennden bınsı bence yetişmiş insan yokluğudur. Gerçekten o yıllarda öğretmen sayı- sı ancak kent ve kasaba okullarına yetmektedir. Kırk bin köye gönde- rilecek öğretmen yoktur. Olsa bile köy koşullanna uyum sağlayacak ve köye yararlı olacak nitelikte yetişme- mişlerdir. Nüfüsun yüzde 80'ıni oluşturan köylünün çok sayıda öğretmene ge- reksinimi vardır. Üstelik yeni bir öğ- retmen tipi yetiştırilmeden köylü- nün geri kalrnışlığını, karanhğını de- ğıştırmek olanak dışıdır. Bu, ancak «**« i%V köylünün kendi gücünü işe koşarak gerçekleştirilebilir. Bu görüşler giderek netlik kazan- dı. Ismail Hakkı Tonguç. kendınden önceki yerh-yabancı tüm eğitimci- leri derınlığine ıncelemiş; asıl önem- lisi, köy gerçeğimızı bizzat gezerek görerek -O yıllann zor ulaşım koşul- lan içinde 17 bin köyü, mezrayı gör- müş- Köy Enstitüleri sisteminin ku- ramını (teorisıni) oluşturmuştu. Tuğ- la kalmlığındaki kitaplannı yazdı. Raporlar düzenleyıp ilgılilere sun- du. Yöneticiler onun gerçekçı öne- rilerine kulak verdiler. Mılli Eğitim Bakanı Saffet Ankan zamanında ışın başına getuıldı. Hasan AJB Yücel za- manında yasa çıkanldı ve Tonguç yet- kıleri daha da arttınlarak göreve de- vametti. lyi hazırlanmıştı, en ufak aynntı- lanna değın düşünmüştü. Bu işe yat- kın çoğu öğrencisi, arkadaşı idealist, özverilı öğretmenlen, yönetıcılen seçtı. Her enstitünün yerinin bulun- masından kuruluşuna kadar sorun- lanyla bizzat uğraştı. 2. Dünya Sa- vaşı'nın o zorgünlennde eğitim har- camalanna aynlabilen çok kısıtlı pa- ralarla olmaz denen işler başanldı. Ülkenm uzak yörelerinde, yolu izi olmayan kırlarda modern yapılan, bağlan bahçeleri, ormanlan ile ens- tıtüler kuruldu. Binlerce köy çocu- gutoplandı. Öğretmen, öğrencı, ge- celi gündüzlü, göz yaşartıcı bir ça- lışma sergılendi. Bir yandan okudu- lar, öğrendiler, bir yandan öğrendik- Ierini yaşama geçırdıler. Yurtsever, idealist öğretmenler olmaya hazırlan- dılar. Yarın öğretmen olup köylerine gi- dince orada nasıl çalışacaklanm, na- sıl yararlı olacaklannı düşündüler. Bol kitap okudular, tartıştılar. De- mokratık bır eğitim içinde bin yıl- lık karanlıklannı yenmeye çalıştı- lar. Peşin yargılı ohnayan, gelip ye- rinde gören hemen herkes Köy Ens- titülerınde verilen eğitimın başansı- nı övdü, yazdı, söyledi. öğrencile- re aşılanan yurtseverliği, çalışkanlı- ğı yerli-yabancı nıce eğitimci, düşün adamlan değerlendirdiler. Köy Enstitüleri 1940-46 yıllan arasında devletimizin en çok üstün- de durduğu, önem verdiği eğitim ku- rumlanydı. Her yıl 17 Nisan'da bü- yük törenlerle bir halk bayramı gi- bi kutlamrdı. Işte üstün başanlı bu eğitim kurumuna kıymayı başardık. Yazık!.. Bugün 17 Nisan... Bir halk bayramının yıldö- nümü... Köy Enstrtülen kapatılalı yarım yüzyıl oldu! Çağdaş uygaıiıktutkunlan bu önemli eği- tim devrimini hep savundular, hep anımsattı- lar, hep yaşartılar... Bu konuda yazdıklanmı toplasam koca bir kitap olur! Araştırmalar, makaieler, inceleme- ler kitaplıklar dokjurur... Ne yazık ki elli yıldır sür- dürülen bu savaşım işbaşına gelenleri hiç mi hiç etkilemedi! Bir bir yok edildı Kemalist Dev- nm'in halkımıza sunduğu eşsiz yapıtiar Köy Ens- titüleri, Halkevleri, Halkodalan, Türk Dil ve Ta- rih kurumlan, hatta Atatürk'ün Cumhuriyet Halk PartisiL Halkevleri'ni DP iktidan kapatmıştı. Enstitü- leri de önce CHP'nin aşın sağcılan, sonra DP ve ünlü Millı Eğitim Bakanı Iteri... Dil ve Tarih kurumlannı da, 12 Eylül cuntasının Evren ve arkadaşlan... TDK 12 Eylül'de sıkıyönetimce kovuşturul- muştu. Parasal durumu incelenmişti. Her şey tertemiz çıkınca o günlerin Ankara Sıkıyöne- ömKomutanı, Genelyazman Cahrt Kütebt'ye EVET/HAYIR OKTAY AKBAL TDK'yi Kurtarmaya Çağrı! teşekkür bıle etmiş- ti. 1980 Eylülü'nde TDK Yönetim Kuru- lu son toplantısını yapt... O yılın hazira- nındakı seçimlerle kurumun yeni yöne- tim kadrosu belırlenmışti. Her iki yılda bir Ku- rultay toplanırdı. TDK'nin altı yüz üyesi vardı, öğretmenler, üniversite öğretim üyeleri, yazar- lar, şaiıier, aydınlar... Yirmi bir yıl geçti aradan! Bu süre içinde TDK'nin atanmış yöneticileri, sorumluları de- ğiştirilmedi! Ne Kurultay var ne seçim! Atan- mış üyeler yirmi bir yıldır yerierinde yapıştı. So- nunda ne mi oldu? Olanı gazete haberinden öğrenelim: "Türk Dil Kuaımu'ndaki yolsuzluklan orta- ya çıkaran Akrep Operasyonu TDK üstyöne- timine kadaruzandı. Teşekkûl oluşturarak ku- rumu zarara uğmttıklan gerekçesiyle TDK Baş- kanvekılı Prof. Dr. Hamza Züffikâr, Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ismail Pariatır ve öteki 17 görevli gözalbnaalındı. TDK Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercilasun ise aranıyor. Kaza- kistan'da bulundu- ğu belirtilen Ercilasun 'un gözafbna almması için yurda dönüşünün beklendiği kaydedildi. An- kara'da DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'/n yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan sanıklann sorgulannın sürdüğü belirti- lırken, aynı soruşturmada Mustafa Kurtçu- oğlu, Veznedar Salih Yılmaz ise cezaevinde tutuklu bulunuyor." Koskoca profesörlerin TDK'deki soygun ola- yına kanşmakia suçlandınlmalan çok acı bir olay değil midir? Kurumun tam ıki milyon doları iç edilmiş... Bu parayla Ankara'da bariar, gazinolar açıl- mış! Kurumun muhasibi ile veznedan tutuklu olarak hapiste!.. Bu para nereden mi geJdi? Ön- ce Atatürk'ün Türkiye Iş Bankası'ndaki pay senetlerinden. Ayrıca da devletin sağladığı ödeneklerden... Peki, on yedi yıldır TDK'ye başkanlık, başkan vekilliği, yönetim kurulu üye- liği yapanlar bu soyguna nasıl seyirci kalmış? Türk Dil Kurumu'nun gerçek sahiplen bu ku- rumun üyeleridir. En başta da Haziran 1980 gü- nü yapılan seçimle yönetme seçitenlerdir. Şim- di onlara düşen Atatürk Kurumu'nu soygun- cuların, gericilerin, Atatürk karşıtlarının elin- den kurtarmaktır. Böyle bir eyleme Türk aydın- lannın büyük birbölümünün katılacağı kuşku- suzdur. Evet, bugün 17 Nisan! Köy Enstitülerinin ku- ruluş günü!.. Size iki konuda yayımlanan iki kitabı tanıt- mak isterim: Mehmet Başaran'ın "Sabahat- tin Eyuboğlu ve Köy Enstitüleri" (Papirüs Ya- yını); öteki de edebiyat öğretmeni Meral Pa- zar'ın ilginç bir incelemesi, "Demokratik Eği- timde BirAnıt Kurum, Köy Enstitüleri" (Gül- diken Yayınları)... Bu değerli çalışmalardan başka bir yazıda söz etmek üzere... _ PENCERE Ağıp Komı... Hesaba göre bugün de Cumhuriyet'in halka açılış sürecinden ve koşullanndan söz açacak- tım; ama, ertelemek zorunda kaldım... Çünkü ağır basan bir konu var.. Vicdanın üzerine çeki taşı gibi oturan.. Insanı soluksuz bırakan.. Birdostla konuşurken, telefon çaldığı zaman, pencereden evin önündeki ağaca bakarken, bir krtabın yaprağını çevirirken, yemekte lokma- yı çiğnerken, su içerken, bir kibrit çakımı gibi parlayarak kendisini anımsatan.. Kişiyi bunaltan, tedirginleştıren bir konu.. Hayır, ekonomik kriz değil bu.. Yaşamının ilkyazında ölüm orucuna bağla- nıp sıralannı bekleyen gençlerin konusu. Hapishanelerde birer birerölüyorlargençler.. Dün gece müthiş bir tarakayla uyandım.. Pencereyi açık bırakmıştım; gök gürültüsü karanlıktayankılaryapıyor, dolu taneleri halının üzerine saçılıyordu, bu konuyu düşündüm. • Çeyrek yüzyıl önceki Türkiye'de olsak, hapis- hanelerde ölüm orucuna bağlanmış gençler birbiri ardına yaşama gözlerini kapasalar, top- lum bu kadar duyarsızdavranabilirmiydi?.. Ko- nu hem gazetelerin manşetlerine tırmanır hem Meclis'te kıyamet kopanlırdı. Oysa bugünkü medyada ölüm oruçlan karayollanndaki önem- siz trafik kazalanndan fazla yer tutmuyor. Hiçbir styasi parti ölüm oruçlannı dikkate al- mıyor, koalisyon hükümeti sağır duvar!.. Çare- sizlik insanın yüreğinı oyuyor. Bir ölüm.. Bir daha.. Bir daha.. Gazetelerdeki tek sütunluk haberier Çin işken- cesi gibi vicdanlan oyuyor. * • ,,-•,< Ağlıyorlaranneler... • V- Ağlamaktan ötede yapabilecekleri ne var?.. Toplum gözlennı ekonomik krize çevirmiş, ba- kar kör olmuş; körün öfkesi meydanlarda açık hava gazetelenne dönüşürken kapalı cezaev- lerinde hayatlar sönüyor... Ne yapmalı?.. Hapishanelerdeki ölümlerin suçunu paylaş- üğımızı söylemekten başka yapılacak birşey yok mu?.. Cezaevinde yanan mum gibi eriyen gen- cin yaşamından sorumlu olduğumuzun farkın- da değil miyiz?.. Hangi dinden, mezhepten, öğretiden, ideolo- jiden olursa olsun, ister suçlu ister suçsuz ol- sun, cezaevinde sönen hayatla bizim de biraz daha öldüğümüzün bilincinden niçin bu kadar yoksunuz?.. , v , VESTELTV-audio beyazeşyâ bilgisayar ktfma Vestel'de baharla gelen değişim başladı! Markası ve modelı ne olursa olsun çalısır durumdakı eski televizyonlarınızı 84 ekran TV alırsanız 8A milyon TL ye. 70 ekran TV alırsanız 70 milyon TL'ye, 51 -55 veya 63 ekran TV alırsanız 63 milyon TL'ye sayıyor, Ihracatından ve teknolojisinden aldığı güçle. tüm terfi yollarını açan Vestel. herkesi "Değiştirme Kampanyası'na davet ediyor. eski buzdolaplarınızı No-Frost buzdolabı alırsanız 90 milyon TL'ye, ıkı kapılı buzdolabı alırsanız 50 milyon TL'ye. mını buzdofabı harıç tek kapılı buzdolabı alırsanız 30 milyon TL'ye sayıyor, eski çamaşır makinelerinizi 50 milyon TL ye sayıyor, eski müzik seti, kasetçalar ve radyolarınızı 30 milyon TL'ye sayıyor; eski elektrik süpürgelerinizi 15 milyon TL ye sayıyor, yepyenı Vestel lerle değıstınyoruz 08002190112 muşterlletı^ım merkezı MIM www.vestel.com.tr Bir fırsat da eski Video ve \ ^ VCD Player'lannız için: I Vestel, eski Vıdeo ve VCD Player lannızı 30 milyon TLye sayıyor, yerıne son teknolojı urunu Vestel DVD Player venyor Üstelik 11 aya varan taksrt avantajlanyla Bu kampanya 1-30 Nısan 2001 tanhterı arasında gecerlıdır • Vestel, fonksıyonel ozellıklerı aynı kalmak kaydıyla talep edılen urunle ılgılı herhangı bır model değısıklığı soz konusu olursa muadılı bır urun verme veya urunlenn renk ve gorunumiennde değışıklık yapma hakkını saklı tutar • Urunlenmız Vestel Yetkılı SattcıLarı ndan teslim edılır • Bu kampanya Sanayı ve Ttcaret Bakanlığı nın 25 05 199-4 tarıh ve 21940 sayılı teblığ hukumlerıne üygun otarak yapılmaktadır • Fıyatlar Turk Lırası dır • Fıyatlara KÖV ve bandrol dahıldır • KDV, bandrol veya dığervergı oranlannda olabılecek değışıklıkler ve gelebılecek yeni vergıler fıyatlara aynen yansıtılacaktır • Fıyatlarımız tavsıye edılen fıyatlardır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle