25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2001 PAZARTES» ROPORTAJ İmparatorlann gömiildüğü iki kiliseliPandokratorManastın, MollaZeyrek'emeirese oldu Zeyrekteirî Pandokrator Manasûn ild kUise ve bir mozoleden ohışuyor_ 900 küsur yılhk bir tarih, MoOa Zeyrek Camisi olarak ayakta duruyor ama bakıma muhtaç hakk! Bizans'ta sonsiyaset! - w - "^r-nkapanı'ndan Saraçha- m / nebaşı'na doğru çıkar- m I ken sağda; bir yanıyla • / Haliç'e uzanan, ben ^ ^ ^ ^ yandan Süleymaniye Camisi'ne bakan bir tepedir Zeyrek... Semt, aduıı Molla Zeyrek'ten alrruş- tır... Molla Zeyrek'in adı Mehmet'tir ve Mehmet'in sıfatı zeyrek, sanı molla- dır... Mehmet akılh biridir ki zeyrek denmiştir... Zeyrek, Farsçadır ve Arap- çası zekidir... Molla ise büyük bilgin... Istanbul'un fethinden bir süre sonra çift kiliseli Pandokrator Manastın medrese ve camiye dönüştürülmüş, müderris olarak görevlendirilen Zey- rek Mehmet, burada verdiği derslerle mollahğa hak kazanrruştır. • Tarihin sayfalan arasına dağılmış ad. sıfat ve sanlar yan yana geldiğinde or- taya Molla Zeyrek Mehmet Efendi çı- kar... Bugüne de, Istanbul'un Fatıh il- çesinde Zeyrek Caddesi ile Zeyrek semti ve manastırdan bozma Molla Zeyrek Camisi kalır. Cemaati kalmamış caml Ne ki medrese çoktan kapatjlmış ve caminin de cemaati kalmamıştır... Çevrede adun başı cami varken illa Molla Zeyrek Camisi'nde ibadet et- mek isteyen birkaç kişi için kiliseden bozma carruyi açmak yerine tarihi ya- pının bir köşesine tahtalarla yirmi met- rekare kadar bir oda, yani mescit ya- pılmıştır. Semt halkının söylediğine göre caminin bir imamı vardır, ama ya ezandan ezana gelir ya da anahtan gönderir; asma kilitli yeşil demir dış kapı namazdan namaza açılır... Üste- lik kapının önünde bekleyenler müminler değil, ellerindeki ki- tapta yazılanlan görmek iste- yen gâvurlardır çoğunlukla! Çûnkü Zeyrek'te çürüyüp yı- kılmakta olan eski ahşap evler ile eskiye özenilerek yeni ya- pılmış ahşap kaplama binalann arasında, dış duvarlan beyaz taş ve kırmızı tuğla örülü, beş kub- beli bu görkemli bina, kınk camlanndan içeriye giren gü- vercinler gibi 900 küsur yılın öykülerini de banndırmaktadır. Manastınn adını taşıdığı 'Pandokrator'un anlamı 'hâki- mi mutlak'tır, yani Tann... Bizans tmparatoru IL Ioan- nes Komnenos, tahta çıktığı 1118 yılında Valens Keme- ri'nden Haliç'e uzanan tepeyi kendine mezar yeri olarak seç- miş ve önünde daha 25 yıl var- ken Pandokrator Isa Kilisesi'ni yaptırmaya başlamıştır... Peşi sıra Pandokrator Meryem Kili- sesi'ni ve iki kilisenin arasına da mozolesini yaptırmışrır. imparatorlulc mozolesl IL Ioannes ve sonraki impa- rator oğlu I. Manuel ve Manu- el'in kansı Betrthe de Sulzbach burada gömülüdür... Komne- noslar'dan birkaç yüzyıl sonra- ki imparatorluk soyundan son Paleologoslar n. Manuelve VI- II. Ioannes 15. yüzyılda Pan- dokrator Manastın'ndaki mo- zolede yerlerini almıştır. Mo- zolenin son sakini, takvim 23 Mart 1450'yi gösterirken Bi- zans'ın son imparatoru XI. Konstantinos'un annesi Helena Dragases olmuştur... Zeyrek Camisi'nde bugün Bizans 'ın dört imparator, bir kraliçe ve bir de ana kraliçe- si yahyor... Mezarlaryerin altında... Ca- minin tabanı, mezar yerlerinin üzerin- deki amtlann izlerini taşımaya devam ediyor... Bilenler ki onlar turist, dün- yanm bir ucundan gelip izleri buluyor, durup bakıyor... Tarihin sayfalannı kanştırdıktan sonra manastınn orta yerinde durup bakınca kırmızı mermer sütunlann al- tından geçmişe doğru bir yolculuk baş- lıyor: Tabandaki hangi izin altında yattığı- nı kestiremeseniz de Vffl. Ioannes Pa- leologos, yani sondan bir önceki Bi- zans imparatoru • 1439'da kalkıp Ital- ya'ya gidiyor... Flo- ransa Konsülü'nün huzuruna çıkıyor ve Ortodoks kilisesinin Katolık kiKsesiyle birleşmesıni kabul ediyor... Fakat kararı imzalamadan Floran- sa'dan aynlan Efes Metropoliti Markos gibi Ortodoks kilisesi ve halk bu birleşmeyi benimsemiyor... İm- parator ise giderek yaklaşmakta olan Türk tehlikesine karşı kurtuluşu Latinlerde buluyor... Floransa Birliği'nin Bizans'ı kurtarmak için gönderdiği Haçlı Ordusu 1444'te Var- na önlerinde bozguna uğrayınca Bi- zans kendi kaderiyle baş başa kalıyor... Konstantinopolis sokaklannda "Türk sanğı Papa'nın taandan iyidir" sözle- ri dolaşırken imparator, iki kilisenin birleşmesine karşı en sert muhalefeti Astanbıd 'un fethinden bir süre önce Ortodoks ve Katolik kiliseleribirleşir, ama Bizans ahalisi imparatorun karanm onaylamaz... Pandokrator Manastın 'na kapatılan, rahip Georgios Skholaris muhalefetin başını çeken.. Fatih, esir düşen rahibi Edirne'de bulur ve II. Gennadios adtyla Rum Ortodoks Kilisesi'ne Patrik tayin eder.» yapan ve halkın büyük saygı gösterdi- ği Rahip Georgios Skholaris'i Pandok- rator Manastın'na hapsedıyor... Bura- sı aynı zamanda bir hastane... Halk, ra- hip Skholaris 'i yalnız bırakmıyor; ken- tin en kalabalık Ortodoks cemaati bu- rada toplanıyor... Ayasofya'da Pa- pa'nın temsilcisi meleklerin cinsiyeti- ni tartışırken Pandokrator Manastın muhalefetin merkezi oluyor... Mahpusluktan eslrllfle Tarih ağlarını örüyor; bir süre sonra XI. Konstantinos son imparator olarak tahta çıkıyor ve ardından IL Metunet gelip Istanbul'u kuşatıyor, 29 Mayıs 1453 'te yeni bir tarih başlıyor... Kent teslim obnadığı için kural ge- reği üç gün yağmalanıyor... Yağma sırasında bir Türk, rahip Geor- gios Skholans'i esir alıp Edirne'deki evi- ne götürülüyor... Fa- tih Sultan Mehmet de 18 Haziran 1453'te lstanbul'dan Edir- ne'ye dönüyor... Ma- nasürdamahpus iken konağa esir giren ve fakat Ortodokslann büyük saygı duyduğu bır rahibin varlığı Fa- tih'in kulağuıa gidi- yor... Sonrası filmlerde- ki gibi... Fatih, Geor- gios Skholaris'i Pat- rik yapıyor; 6 Ocak 1454'te IL Gennadios adıyla Rum Or- todoks Kilisesi'nın başına geçiriyor... Tarihçı Dukasın yazdığına göre 1455 yılında Pandokrator Manastın duruyor, ama içine çırpıcılar girmiş, çahşıyor... Fetihten ancak birkaç yıl sonra Fatih, mülkleri arasında sayılan ve vakfiye- smde kayda geçirdiği bu eski manastı- illlfl tllttt Eski manastırdan bozma cami de cemaati kabnadığı için arnk işlevini yitirmiş— Kilisenin ve caminin anılannı saklayan tarihi binanın kurtuluşu Zeyrek Müzesi'ne dönûştürühnekte ohnah. n elli hücrelı medreseye dönüştürüp ba- şına Zeyrek Mehmet'i getiriyor... 1506'ya dek yaşamını sürdüren bü- yük bilgin ve akıllı Mehmet'in geride hangi eserlen bıraktığını bilmiyoruz, a- ma 'Latinlere Karşı' ve 'Yahudilere Karşı' başlıklı kıtaplann yazan Patrik H Gennadios yeni bir kitaba başlıyor: 'Müsüimanlardan Yana Savunma.' Tarihe bakınca II. Mehmet, en az 'fa- tih' kadar 'zeyrek' sıfatını da hak ediyor! Zeyrek, bugün bir semt olarak, Sa- dettin Tantan'ın Fatıh Belediye Baş- kanhğı sırasında biraz toparlanmış; Rahmi Koç da caminin önündeki eski bir ahın restorana çevirerek projenin ucundan tutmuş... llgislz ve saygısızlarl Fakat ve ne acı ki her taşında 900 küsur yılın ayn bir parçasını ve anısı- nı taşıyan koskoca tarihi bina Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ilgisizliği ve Diyanet tşleri Başkanlığı'nın, cami ol- sun da nasıl olursa olsun mantığı ile katledilmiş ve edilmekte. Duvarlarda izi kalmış altın varak süslemelerin 500 yıl Öncesinin fetih manüğı ile silinmesi kabul edilebilir, a- ma artık üzerine toz kondurulmaması gereken kırmızı tuğlalann üzerine fa- yans döşeyip hela kurmak, aptes al- mak için yalak yapmak, birkaç tonluk su deposunu kirişin üzerine yerleştir- mek, bir köşeyi çöplüğe çevirmek 21. yüzyılda kabul edilebilir mi? 500 yıl öncesinin Müslümanlan, Pandokrator Isa Kilisesi'nin tabanında av sahnelerini resmeden taş işçiliğini, üzerine bir döşeme geçirerek koru- muşken Molla Zeyrek Camisi'nin ta- rihi olduğu söylenen paha biçilmez ha- lılannı bugünün Müslümanlan nasıl koruyor, gidin görün! Günümüz tarihçilerinden Stefanos Yerasimos, manastınn vitraylanndan söz ediyor... 12. yüzyılda Fransa'dan getirtilen mavi çanak ve çöm- leklerin eritilip içine beyaz ve renksiz cam kanştınlmasıyla elde edilen 'Vanan Mavisi' vit- raylar daha o devırde birbirine kurşunla tutturulmuş... Vitray sanatında bir ilk... Pandokrator Meryem Kilisesi'nin ve mozo- lenin büyük pencerelerine son- radan konulmuş çerçevelerin elle tutulacak durumu yok; olanlann da kimi buzlu kınıi tozlu beyaz camlan kınk... Içe- rideki demir iskeleye bakılırsa bir restorasyon başlatmışlar, a- ma bırakıp gitmişler gibi... Ca- miye dönüştürülen Pandokrator Isa Kilisesi'nde de vitray kal- mamış, ama hiç olmazsa cam- lar kınk değil... Zeyrek Müzesi Temizlik ımandan gelir diye konuşmak kolay... lman sahibi iseniz alın elini- ze bir süpürge önce yerleri sü- pürün... Tarihi binanın içindeki çöplüğü, ardiyeyi boşaltın... Duvar diplerinde yaktığınız çöp ateşinin islerini temızleyin, tuğ- lalarda kök salmış otlan yo- lun... Cemaati kalmadığı için kapı- sına asma kilit vurulmuş, anah- tan turistlerin verdiği bahşişle ortaya çıkan camiyi de, kilise- yi de, mozoleyi de yaşatmak için aklımzı kullanm: Zeyrek Müzesi'ne dönüştürün... Borç almak içuı kapısına gi- dip el açtığınız 'gâvuriar', Zey- rek'te kapıda bekliyor... Bizans, entrikalann merke- ziydi... Bizans'ta siyasetin son merkezi ise burasıydı... Bari ders alın! ENTERNET mehmet(S cumhunyet.com.tr Bilgi Paylaştıkça Büyiir Teknoloji, son on yılda yaşamlan- mızı hızla değişmeye zortuyor. Iste- sek de istemesek de teknolojinin sunduğu pek çok olanak çevremiz- deki dünyayı şekillendiriyor ve çoğu kez de bizi, adına küreselleşme veya tüketim denen iki olgunun içine çeki- yor. Özellikle internetin yaygınlaşma- sıyla biriikte sık sık kullanılan küre- selleşme, hatta dünyanın bu elektro- nik ağ sayesinde bir siber köye dö- nüştüğü tanımlamalan duyuyoruz. Burada bir kısmımız bu yeni dalganın küreselleşme olduğunda ısrar eder- ken az da olsa bir grup insan yaban- cılaşma korkusunu ve küftür emper- yalizmini dile getiriyor. Bundan yaklaşık 15 sene önce mastertezimi yazarken bir gün gele- cek kapı komşumuzun yaşantısından çok (o zamanlar sağdı) Lady Di'yi da- ha çok tanıyacağız dediğim zaman bazı hocalanm bunun ütopya oldu- ğunu söylemişti. Aradan geçen 15 ytl benim karşı ütopyamın gerçek oldu- ğunu maalesef ortaya çıkardı. Yaşantımızı bu denli belirleyen in- ternet ve yeni teknoloji, sonuçta ka- prtalizm tarafından yaratılan bir araç. Bundan öte bir şey değil. Önemli olan ise bu aracı herkesin kulianabilir o\- ması. İnternetin ilkyıllanndaki adı bil- gi otoyolu idi. Daha sonra inanılmaz bir e-ticaret modası ortaya çıktı ve bu isim süpermarket otoyolu anlamında kullanılmaya başlandı. Bize dayatı- lan, bilginin tüketim anlamına geldi- ğiydi. Sanal ticaret hemen herkesin düşü oldu. Pek çok kişi, bu inanılmaz gelecek vaat eden sektöre çuvalia para döktü. Ancak kapitalizm, bu yeni çocuğu- nu da kısa zaman içinde budadı ve budamaya da devam ediyor. Prtrak gibi birbiri ardına boy gösteren sanal mağazalar yine birbiri ardı sıra ka- pandılar ve kapanıyorlar. Gereksiz bir yer kapma telaşı çok sayıda enkaz haline gelmiş yatırıma mal oldu. Sonuçta bir haberleşme ağını na- sıl daha fazla tüketim için kullanabi- lirim rüyasının ilk altına hücum dene- yimi biraz hüsranla bitti. Anlaşıldı ki internetin geleceği için yapılan plan- lar hem çok erkenmiş hem de inter- netten çok fazla şey beklenmiş. Umuyorum ki bu deneyim bize bil- ginin gerçek değerini öğretmiş olsun. önünde sonunda internette yapılan yatınmlar bir dükkân açıp burada satış yapmaktan veya birtakım finans ve şans oyunlarından öteye gitmedi. Sonuçta bu bir elektronik ağ ve bu- rada elle tutulur bir ürün üretmeniz pek olanaklı değil. internet üzerinde yapabileceğıniz tek üretim tarzı: Bil- gi. Çok beytik bır soz vardır; Bilgi pay- laştıkça büyür diye. Işte kapitalizmin doğurduğu internet, bize bu fırsatı sağlıyor. Gezginin Not Defteri www.genctepki.com Onlar kendilerini şöyle anlatı- yor: Insanız, genciz, demokrati- ğiz. Totalitarizme, aynmcılığa; ge- lişmeyen, geliştirmeyen sistemle- re karşıyız. özgür düşünüyoruz, eleştiriyoruz, bu sistemi değiştire- ceğiz. Umutsuz olmaya zamanı- mız yok, çalışkanız! Arttk, ilkeli, ödünsüz, kalıplan sorgulayan bir dergimiz var! Özgür Türkiye, öz- gür Türkçe, özgür Türkiyeli için. www.carettadatyan.com Burası 3 arkadaşın biriikte işlet- tigi bir pansiyon. Ama pansiyon deyip geçmeyin bir göz atmakta yararvar. SitedeDalyan hakkında da kapsamlı bilgi var. Tatile çıka- caksanız bir tıklayın derim. www.asil-nadir.com Gazeteci Altan Aşar'ın hazırla- dığ srte Asil Nadir hakkında kap- samlı bilgiler içeriyor. Asil Nadir"in Güneş ve Günaydın'da çalışan gazetecilere ne kadar borcu yar? Gazeteciler kimi klonlamak ister gibi bölümleri olan site, Türki- ye'nin bir dönemki Asil Nadir dü- şüne ışık tutuyor. www.psikolog.org.tr Türk Psikologlar Derneği'nin sl- tesi. Burada psikoloji nedir, dep- rem ve psikolojik etklleri gibi ko- nularda açtklayıcı yazılar ve çeşit- li broşürier bulabilirsiniz. www.gencnetcom Burada bır internet gezgininin aradığı pek çok şeyi bulabilirsiniz. Sade bir tasanm, güzel linkler ve kullanışlı bir site. Aynca kul- lanıcılanna elektronik posta hiz- meti de venyor. Medyada Kirlenmeye Hayır www.hahen-ininsitpsi.ngt Elektronik haber dergiciliği man- tığıyla hazırlanan Habercinin Srte- si'nin başlıca amacı, '80-90'U yılla- nn 'medya'öa yarattığı 'kirlenmey- le' giderek unutulmaya başlanan araştırmaa gazetecilığe ve dosya haberciliğine ağırlık vermek. Ancak sitenin Var'lan bununla bitmiyor. Habercinin Sitesi'nde toplam 35 Gereksiz Sorulap - Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar? - Süper yapıştıncı her şeyi yapış- ftrdığı halde niçin içinde bulundu- ğu tüpün iç cidarlannı yaptştırma- maktadır? - Niçin yanlış çevrilen telefon nu- marası hiçbir zaman meşgu! çal- maz? - Niçin faicıya gitmeden evvel randevu almak gereklidır? Gelece- ğimizi bilemez mi? - Neden insanlar "gökyüzünde 400 milyon yıldız var" denildiğinde inandıklan halde, "yeni boyalı" ya- zan yüzeyi elleriyle yoklarfar? - Işık 300.000 km/sn. hızla yayıl- dığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir? - Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, faria- n yakınca ne olur? - Bir şizofren intihar etmekle teh- drt ediyorsa, rehin alma suçundan yargılanabilir mi? - Niçin fare kokulu kedi maması yok? - Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon denen nevale tavaya nasıl yapışmıştır? - Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır? - Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır? ana bölüm, 121 alt bölüm, 47 ser- best sayfa bulunuyor. Habercinin Sitesi'nde 'tıklama başına' bilgi, gü- lümseme, hüzün, destek ya damu- halefet bekliyor okuru... Sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütlerine yer verilen sitede, tüm bu yapılanmalann etkinlik ve eylemlerini duyurmalanna da ola- nak sağlanıyor. Yapay Zekâ Gerçek mi? Rus bilim adamlan, dünyanın ilk düşünen bilgisayanna, yani yapay zekâya ulaştıklannı ileri sürüyor. Uluslararası Enformasyon Bilim- len Akademisi üyesi bilim adamla- nndan Vitali Valtsev, "Dünyanın, insan beyninin işlevleriniyerine ge- tiren ilk akıllı makinesi, bir başka deyişle nörobilgisayan Rusya'da yapıldı" dedi. Bilgisayann temelinde, beyinde- ki nöron sinirsel hücresinin bulun- duğunu belirten Valtsev, bilgisayar- da kullanılan bu hücrenin yapısıyla ilgili olarak "Bu alandaki çalışma- larda yapılan önceki modellerden farklı olarak, nöropsikoloji ve nöro- morfolojinin elde ettıği en son bil- gilerden yararianıldı. Bu da üretilen beyin-bilgısayann, gerçek bir dü- şünen makine olmasını sağladı" dedi. Valtsev, ilginç açıklamalannı da- ha da ileriyegötürerek "Bu makine- yi önce alıp eğitmenız gerekiyor. Tıpkı yeni doğmuş bir bebek gibi. Onu kendimize dost yapmamız çok önemli. Çünkü bir suçlu veya düşmana da dönüşebilir" dedi. Vitali Valtsev, suni akıl yapılması konusunda 1940 yılından beri süren teşebbüslerin başansızlıkJa sonuçlandığını, çünkü bilim adam- larının bu teşebbüsleri sırasında omurga nöronu (omurga sinir hüc- resi) kullandıklannı, oysa beyin nöronu kullanılması gerektiğini i- fade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle