25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15NİSAN2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uras: Kafabrda revizyon yapimalı • Istanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Uftık Uras, Türkiye'ye gelmesi beklenen dış kaynağın sadece günübirlık dertlere deva olacağını, iktisat politikalanru değiştirmedikçe ve kafalarda revizyon yapmadıkça, ekonomideki kötü gidişatın düzelnlemeyeceğini söyledi. Hükümetin sürekli "Bizim altematifimiz yok" dediğine dikkat çeken Uras, "Halkın ocağına incir dikiyorlar" diye konuştu. Başkentm borcu devlete • ANKARA (ANKA)- Başbakan Bülent Ecevit'in Cumhurbaşkanı adayı olarak gündeme getirdiği Prof. Dr. Mehmet HaberaTın rektörlüğünü yaptığı Başkent Üniversitesi, kredi borcunu devlete yükledı. Başkent Üniversitesi, Hazine garantisi ile yurtdışından aldığı 17.5 trilyon liralık kredi borcunu geri ödemedi. Başkent Üniversitesi 'nin borcunu Hazine üstlenmek zorunda kaldı. Okuyan'dan sopuşturma • ANKARA(AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın, SSK Ankara Eğitim Hastanesi'nde "Türkçe bilmeyen hasta bir kadının tedavi edilmediği" iddialan üzerine soruşturma başlattığı bildirildi. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Basın ve Halkla Uışkiler Müşavirlıği'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkçe bilmeyen bir hastanın tedavi edilmediği yönünde haberler nedeniyle Bakan Okuyan tarafından soruşturma açıldığı belirtildi. 'Yeni hükümet zorunlıı' • ANKARA (AA)-CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, DÎSK'e bağh Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) 3.0lağanGenel Kurulu'nda yaptığı konuşmada," Yeni bir hükümetin oluşması zorunlu hale gelmiştir" dedi. Selvi, ülkede yolsuzluklar önlenmeden ekonominin düzeltilmesinin mümkün olmadığını. hükümetin yolsuzluklan önleme konusunda samimi davranmadığını ve güven kaybettiğini söyledi. Türbana tavizyok • ANKARA (ANKA)- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in azarladığı TBMM Insan Haklan Komisyonu'nun Türban Alt Komisyonu'na Başbakan Bülent Ecevit ile TBMM Başkanı Ömer Izgi de randevu vermediler. Ecevit ve Izgi'nin de randevu talebine yanıt vermemesi üzerine komisyon, türban konusunu TBMM'ye laşıma planını da gerçekleştiremedi. Ecevit'i arayan IMF Başkanı Kohler, hükümetin programa desteğini kontrol etti Hükümete IMF sorgusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, 'çok yüklen- dflderini' kabul ettiği halktan progra- mın başanya ulaşması için yine destek ve özveri istedi. Ecevit'i önceki gün arayan IMF Başkanı Horst Kohler, hü- kümetin programa yönelik desteğini kontrol ederek, yasalaşması istenen ta- sanlann hangı aşamada olduğunu sor- du. Ecevit'in destek amacıyla G-7 ülke devlet başkanlanna yazdığı mektupla- ra olumlu yanıtlar geldiği öğrenildi. Devlet Bakanı KemalDerviş'in prog- ramı açıklamasının ardından Başbakan Ecevit, ortaklan Devlet Bahçeü ve Me- sut Yümaz ile 45 dakika görüştü. Ortak- lanyla birlikte gazetecilerin karşısına çıkan Ecevit, bir sayfalık yazıh metni okudu. Hiçbir toplum kesiminden tam destek gelmemesine karşın, programın • Çok yüklendiklerini itiraf ettiği halktan yine destek ve özveri isteyen Başbakan Ecevit, "Programın doyurucu bulunacağını tahmin ediyorum. Pazartesiden itibaren yeni bir dönem başlıyor. Bugüne kadar halka çok yüklendik, ama başka desteğini isteyeceğimiz kimse yok" dedi. birçok toplum kesimine danışılarak ve büyük bir özenle hazırlandığını savu- nan Ecevit, hükümet ve ortaklan adına programı kararülıkla ve içtenlikle des- teklediklerini bildirdi. Ecevit, "Progra- ma en etldn desteğin halkımızdan gele- ceğine inanıyoruz. Uzun yıllann biriki- mi olan ağır ekonomik ve sosyal sorun- larancakhalkunızındayanışnıasıveöz- verisi ile aşılabilir" dedi. Programın başansının yapısal deği- şiklik getiren yasalann süratle yürürlü- ğe girmesine bağh olduğunu belirten Bülent Ecevit, "Programla ilgili yasa- macabşmalannıntümüenkısazaman- da sonuçlanacaknr" dedi. Türkiye'nin önünde çetin bir dönem bulundugunu anlatan Ecevit, "Bu programla, yıllar- dır dar ve sabit geHrülere büyük sılon- tılar çektiren enflasvon canavannı dize getirebileceğiınize, ülkemizi enflasyon- borç-faiz sarmahndan kurtarabBeceği- mize ve toplumumuzu yoksulluktan ve her türiüyolsuziuktan kurtararak hak- ça bir düzenin yolunu açabileceğimize inanıyoruz'' diye konuştu. Ecevit'i önceki gün arayan IMF Baş- kanı Kohler'in, fonun 3 sorusunu yö- Derviş'ten inciler Bugünler kötü bir rüya gibi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-u Değerli ba- sın mensuplan ve progra- mı seyreden sevgüi Türk vatandaşlan" diyerek program açıklamasına başlayan ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Ke- mal Derviş'in söylemi dikkat çekti. Siyasi bir söylem de kullanması dikkat çeken Derviş'in çarpıcı cümleleri şöyle: • Ekonomı matematığe değil, psikolojiye bağh. • Kamu bankalannda- ki düzen değişikliği dev- rimdir. Ülkemize, halkı- mıza ve ekonomımize hayırlı olsun. • Bütçenin bu dar du- rumunda herkesın ısteği- ne uymak mümkün ol- mayacak. Fakat her ke- sim bilgisini, isteklerini rahatça ESK çerçevesin- de hükümete sunacak. • Türkiye yüzde 6-7'lik bir büyümeyle 10 sene geçirebilirse o za- man Avrupa düzeyinde, Akdeniz'ın çok saygın, ekonomi açısından çok güçlü bir ülkesi haline ge- lecek. Ve sanıyorum, bu- günleri o zaman kötü bir rüya gibi hatırlayacağız. • Bugünü kurtaralım diye yannımızın altına dinamit koymayalım. Muthı yannlar inşa edeceğiz • Halkımızın desteğıy- le mutlu yannlar inşa et- mek istiyoruz. • Galatasaray'ın bir stratejisi var. Bir de maçın seyrine göre, rakibin ha- reketlerine göre oyun sür- dürülür. llk baştan her şey öngörülemez. Her an ra- kip ve hedef belli obnalı. Fakat golü atmak için de her firsatı kullanmak ge- rekli. Strateji kadar oyun- culann kalitesi de önem- li. Birey olarak kalitesi, fakat ondan da önemlisi takım olarak hareket et- meleri de çok önemli. • Arkadaşlarla bir aile gibiyiz. Ve bol bol gol ata- cağinızı ümit ediyorum. ÇÎZMEDEN YUKARI m.kart(g superonline.com.tr MUSA KART Dalgalı kura geçmeden önce 4 müyar doları 600 bin TL'den alarak servetlerine servet katan kişi ve kuruluşlarm açıkJanması bekieniyor nelttiği öğrenildi. "Programın ciddiye- tini ve yapılacak uygulamalara üişkin takvim beUrienip bdirlenmediğini", "15 yasanın bulunduğu aşamalarT ve "hükümetin programa yönelik deste- ğini'' soran Kohler'e. Ecevit'in, "TB- MM geçen yılki hızma ulaşn. Programa desteğimiz de tam" yanıtını verdiği öğ- renildi. Ecevit 'dış dtestek'te umudu Ecevit, makamında görüştüğü bazı gazetecilere Kohler'le görüşmesinin ardından dış destek konusunda umut- lu olduğunu anlatarak "IMFninistedi- ği üç şart yerine geldL Vapüğun görüş- me unıutlu olmama yol açıyor. Finans sektörüyle ilgili kamuoyunun olumlu tepld vennesini umuvorum" dedi. Ecevit, programın yurttaşlarda yara- tacağı etkiye ilişkin bek- lentisini ise şöyle açıkla- dı: "Pazartesiden (yann- dan) itibaren yeni bir dö- nem başuyor. Halkın des- teğinin olması son derece önemli, bugüne kadar halka çokyükiendik, ama başka desteğini isteyece- ğimiz kimse yok Destek vereceğini umuyonun." G-7'lerden yanıt Ecevit, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede de programın en önemli unsurunun dış destek ol- duğunu belirterek şunla- n söyledi: "G-7 ülkeierine yazdı- ğun mektuplara da yanıt- lar gehneye başladL Bazı ülkelerin yanıtlan ulaşü. Tümü geUnce ortak bir değeıiendirme yapılabi- Kr. l mutlu gelişmeler var. Sanıyorum önümüzdeki hafta ortasuıdan sonra somut sonuçlar alacağtz." Ece\ ıt, mekrubuna ya- nıt veren ülkelenn adlan- nı açıklamak istemediği- ni vurguladı. Mitingyasağı kakiınlabilir Emek Platformu'nun eylemlerinin ılımlı geç- mesine de sevindiğini vurgulayan Ecevit, bu çerçevede bir aylık mı- ting ve gösteri yürüyüşü yasağının kaldınlabilece- ğini açıkladı. Ecevit, ya- sak süresine 1 Mayıs'ın da girdiğinin anımsatıl- ması üzerine, "Onu dü- şünmemiştik" karşılığını verdi. MHP lideri Bahçeli, MYK toplantısında kabine revizyonu olmayacağını söyledi: TÜSİAD ve TOBB haddini bilsin EMİNEKAPLAN ANKARA - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli. TÜ- SİAD ve TOBB başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin siyasete yön verme sevdasından vazgeçmeleri gerektiğini be- lirterek "Sivil toplum örgütleri haddini, görevini ve sorumluluklannı bümetidir* dedi. Bahçeli, birilerinin istemesiyle kabi- ne revizyonu olmayacağını söyledi. MHP lideri Bahçeli, dün partisinin Mer- kez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısın- da, ekonomide yaşanan gelişmeleri değer- lendirdi. Basına kapalı yapılan toplantıda ekonomik programa tam destek verdikle- rini anlatan Bahçeli, IMF'den gelecek des- teğin önümüzdeki hafta perşembe ya da cuma günü netleşeceğini, buna göre mak- ro hedeflerin yerine oturacağını söyledi. Bahçeli, kamu ürünlerine yapılan zamla- nn bir süre sonra duracağmı bildirdi. Syasrti yöntendirmeye çahşmasınlar Esnaf eylemlerini, TÜSlAD ve TO- BB'nin hükümete yönelik açıklamalannı değerlendiren Bahçeli. "Sivil topium ör- gütleri, siyasi ahkâm kesmek yerine öneri- leriyie ekonomiye yön vermelidirier. Ne TÜSİAD ne de diğerteriyie kavgahoiama- yız, ama sivaseti şekfflendirme çabasından vazgeçmeh'dirter. Siyasetm boynuna ke- ment geçütmeyiz" diye konuştu. Birilerinin istemesiyle kabinede reviz- yon yapılamayacağını anlatan Bahçeli, "2 bakamn değjşmesmi istiyorlar. Hadi şim- di değiştirdik, 2 ay sonra 2'şerbakanın d»- ha değiştirilmesini isterkrse o zaman ne oiacak?Buçocukoyuncağınu?''dedı. Ba- zı çevrelerin ekonomik krizi siyasi krize çevirme çabası içinde olduğunu da kay- deden Bahçeli, "Baa yeni ohışum peşin- de olanlar var. Ama bir çöküntünün üze- rinde bir fidan yetiştirme gayretleri başa- nlı olamaz" diye konuştu. IRMIKIAYDEV ENGtN aengin@doruk.net.tr ÜĞÜ Nihayet... Evet, nihayet program açıklandı. Artık bir programımız var. Rahatladık. Programımız olmadan yaşa- dığımız günler sona erdi. Dö- nüp o günlere bakıyor ve "Al- lah Allah, bir programımız ol- madan nasılyaşamışız biz öy- le" diye şaşıyoruz. Milletçe ekran başına kilit- lendik. Oteki işlerimizi ertele- yip gözümüzü ve kulağımızı ekrana dikip Kemal Derviş'i dinledik. Yalın, kısa bir basın toplan- tısı oldu ve Kemal Derviş, tak- sit taksit açıklanacağı anlaşı- lan programının temel hedef- lerini açık seçik cümlelerle sergiledi. Belirtmek istedikle- rini belirtti; geçiştirmek iste- diklerini geçiştirdi. TEFE'sini, TÜFE'sini, faiz dı- şı bütçe dengesini, IMF des- teğini erbabına bırakalım. Kemal Derviş'in söyledikle- rinin özü özeti şu: Zor günler geçireceğiz. Fe- Program Açıklandı, Oh Be!.. dakârtık yapmak zonındayız. Başka türiü düze çıkamayız!.. Basın toplantısını izleyen gazeteciler de basın toplantı- sında Kemal Derviş'e eşlik e- den ekonomi bürokrasisi de kahvelerde, evlerde TV başına toplanıp "programı dinleyen ve anlamaya çalışan "halkımı- zın hemen tüm kesimleri de kafa salladılar. Kimsenin "fe- dakâhığın kaçınılmazlığından" kuşkusu yok... Gibi!.. ••• "Fedakârlığm kaçınılmazlı- ğı"ndan kuşkusu olmadığını kafa sallayarak kabul edenler- den: Sanayici konuştu: - Şart beyim. Fedakâriık şart. Benim işçim fedakâriık yapmak zorunda. Zam blrya- na, ücret artışından bile vaz- geçecek. Hatta bir süre için şimdikinden de düşük ücret- le çalışmaya razı olacak ki ekonomi düze çıksın. Işçiler mutlaka fedakâriık yapmak zorunda. Sonra esnaf da fe- dakâriıkyapacak. lcabında kâr oranlannı düşürecek. Düşük faizli Halk Bankası kredilerini filan unutacak. Fedakâriık ya- pacak. Memur da öyle. Zam istemenin memleketi çökert- mek anlamına geldiğini me- mur da kavramak zorunda. Sonra bankacılar. Bankalar, sanayiciye açtıklan kredilere yaptıkları kriz zammını geri alacak. Fedakâriık yapılacak. Başka çareyok... Esnaf konuştu: - Şart beyim. Fedakâriık şart. Işçi, memur, sanayici, bankacı mutlaka fedakâriık yapacak. Köylü de yapacak, çiftçi de çiftsiz de... Sonra Halk Bankası da fedakâriık ya- pacak. lcabında esnafa, zana- atkâra açtığı kredileri ertele- yecek, faizleri düşürecek. Fe- dakâriık olmadan kurtuluş yok... Bankacı konuştu: - Elbette fedakâriık. Gün fe- dakâriık günüdür. Esnaf, me- mur, işçi, sanayici, köylü... Herkes, ama herkes fedakâr- iık yapacak. Dişimizi sıkaca- ğız. IMF'den, Dünya Banka- sı'ndan gelecek kaynaklarla bankalann elindeki hazine bo- nolan dövize endeksli hazine kâğıdı haline getirilerek; ayn- ca bankalann açık pozisyon sıkıntılan gevşetılerek banka- cılık sisteminin çökmesi önle- necek. Bu amaçla herkese görev düşüyor. Eveeeet, her- kes fedakâriık yapacak! Köylü konuştu: - Helbeeeeet gurban, feda- kâriık şart. Şart ki ne şart. Bir kere işçi, memur fedakâriık ya- pacak. Ne o öyle? Gün yirmi dokuz, maaş otuz. Olmaz. Fe- dakâriık yapılacak. Tüccar, fabrikacı, bankacı filan feda- kâriık yapacak. Yoksabatanz. Ziraat Bankası da fedakâriık yapacak. Köylüye, çiftçiyeaçı- lan kredileri geri ödememiz mümkün değil. Bu kredilersi- linecek. Sonra ToprakMahsul- leri Ofisi, Şeker Şirketi, Tekel, FİSKOBİRÜK, Çay-Kur, Ant- Birtik filan da fedakâriık yapa- cak. Köylünün tütününün, fın- dığının, pamuğunun, pancan- nın değerini verip alacak. lca- bında değerinin de üstünde alacak ki ekonomi kalkınsın... ••• Ulusçak fedakâriık yapılma- sı gerektiğinde görüş birtiğine vararak Kemal Derviş'in prog- ramını dinledik. Sonra her bi- rimiz hayatımızın bundan son- ra, bundan önce nasılsa öyle devam edeceğini düşünerek keyfimize baktık... POLfflKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Haüra Yağmur akşamüstü başlamıştı. O sırada deni- zin üstüne sıs inmişti... Kıyı kasabası yine hüzne.gömüldü... Ben o saatlerde zamanın takvimine baktım. Sonra kendi kendime sordum: "Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedirki?" Brezilyalı şair Carlos Drummon de Andra- de'nın 'eski zaman hatırası' köprülerin altındaki altın rengi sulara gömülüyordu... Ağız, burun ve gözler açıktı... Gökyüzü yeşildi otlann üzerinde... Hüznün acılar gibi silinmez sandığımız, geç- mişin dünyası üzerinden süzülürken yitip giden aşklann arkasından bakıyorduk... Ben ise tıpkı Gvula lllyes gibi yeniden köşeme çekilmiş, şafağı türkülerle karşılıyorum... Türkücü kuşlar ve çocuklar seyrediyor beni... Genç yıllanmın pınl pınl göğünde, çizgi çizen mühendisler gibi gorünüyor yaban ördekleri... Nedense hiçbirimiz bilmiyor gizli karanlığın ka- ratahtalannı!.. Ay tutulması ise aklını kanştınyor çiçeklerin... Bir kadın ve bir erkek yağmurlu akşamüstlerin- de sevişmeye hazırlanırken, beş yıl öncesinin tut- kusundan uzak kendi iç evrenlerinde tutuşan acılaria mücadele ediyor... Onlan gözlüyorum uzaktan... Düşlerimde köpükler, yüreğimde kancalarsan- ki demir alırcasına... Bir kıyı kasabasındayım, aşk kapıyı çalmak üze- re!.. Inatçı bir ruhla, doludizgin koşuyorum... Bir ses ki bulut sisinin denizle buluştuğu yer- de kulaklanmı sağır ediyor: "Sen ordasın, başkaldıranyılmaz rüzgânn/kanı- ma ışık kuleleri diktiğı yerde/tramvayın balkonun- dan kopanlmış çiçeksin. Biletsin, taze çiçeksin, kayıp gidersin;/'üstünde yer adlan yazılı yapraklann/kesik koçanına kayar, kayar gidersin. Ne gülyanargövdende, ne ölü karanfiHer,/çağ- daş bir menekşedir içindeki, birinin cebinde/yol- culuk eden kitaptan çıkagelmiştir." • • • Yağmur iyice hızlandı... Denize doğru o ahşap evin köşesinde bir ço- cukağlıyor... Soluksuz bir gecenin sabahında, bir akşamüs- tünün hüznü içinde, bırakılmış umutian, yaşanmış aşklan anımsıyorduk... Bir kadın ve bir erkek... Kadın, erkeğe "Sence sevgi nedir" diye sordu- ğunda, yanıt alamıyordu... Neden ve niçin? Kadın inatçıydı: "Yağmura, güneşe nasıl muhtaçsam, muhta- cım sana..." Duman gibi yayılıyordu ince bir yağmur... Bir kıyı kasabasında hüznün yayıldığı saatter... Pablo Neruda'nın hüzün içindeki günün akşa- mı... Türküsü söylenen bir hikâye, namussuzluğun yananparmaklanyta alnımıza dokunması, ölümün bir başka tMçtmiyfe denizin dalgalanyia buluşma- sı gibıydı... flkbahann sancağı, bir sandalcı türküsüyle umu- dun son noktaya geldiği yerde bitişin habercisi oluyordu... Ne demişti son koriuştuklan o yıldızsız akşam- da: "Hâlâ bana âşık mısın?" Yanıt venlmemişti!.. Kaçış başlamıştı!.. Doğanın tapınağı andıran sessizliğini siyah göz- leri bozmuştu!.. Yüreğinde kendi delişmenliğini yaratan gülü, de- niz ilkbahannın kışkırtan öpücüğünü yok etmişti... Sonrası, Kenneth Rexrottı'un yumuşak ve ad- sız mevsimlerinde dolaşmıştı... Koyaklann renksiz günleri, isli ve yesil okaliptüs- ler, kozaklı ağaçlar arasında yürümüştü... Onun hiç bilmediği kestane çiçeklerine doku- nurken kendi kendine mınldanmıştı: "Hatıriıyor musun deniz kıyısında en son kah- valtı ettiğimiz günü?" • • • Yağmur altında iskeleye doğru yürüdüm... Rene Char'ın yazdıklan akfıma geldi: "Sağnakyaklaştığındayaban güvercininin söy- lediği türkü gibi, -yağmuria, açan güneşle toza bulanırken hava- uyanıyorum yıkanmış, eriyorum yükseldikçe. Bağını bozuyorum acemi göğün. Yaslanmış, uzanmışım senin yanı başına, öz- güriüğünü kıpırdatıyorum. Çiçeğini geri isteyen bir toprak keseğiyim ben. Yonulup biçim verilmiş birgöğüs varmı dünya- da, seninkinden ışıltılı? Sormak ölmektir. İç çekişinin kanadı, incecik bir tûy takıyoryap-. raklann yüzüne. Sevgimin kargısı kapatıyor, son- ra da içiyor yemişini. Karanlıklanmın sevinçle kaplâdığı ince güzelli- ğindeyim yüzünün. Bana sessizliğini veren çığlığın ne güzel!" hikmet.cetinkaya(g cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR OFKE Ey benım aydınlık gunlen bekleyen Türkiyem1 . E> bemm ölume altaş tutan haltam! Ey benım şafağın yoiunu açan suskun akşamlaruı hûznûnü yaşam bıçımı sanan ınsanım1 Ey benim özgurlûkTen Erbakan Hoca'nın takkesinde arayan romantık avdınım!.. Cumhuriyet Çağ Pazariama A.Ş Turkocağı Cad No:39/41 kitap kulübü ,34334'Cagaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle